Sahipsiz Kalmamak: İmanın En Derûnî Hâli

Sahipsiz Kalmamak: İmanın En Derûnî Hâli

İnsanın bir sahibi olması…
Ne büyük bir şeref, ne yüce bir güven, ne derin bir huzur…
Zira iman, yalnızca bir bilgi yahut kabul değildir; iman, güvenmektir, dayanmaktır, sığınıp teslim olmaktır.
İman; insanın, bu uçsuz bucaksız kâinatta sahipsiz olmadığını bilmesidir.
İman; insanın, dünya çölünde avare bir seyyah değil, bir Rabbin himayesinde aziz bir misafir olduğunu idrak etmesidir.
Kimsesizlik: En Büyük Yalnızlık

Kâinatın sessizliğinde bir an kal, yıldızlara bak…
Her biri yerinde, vazifesine devam ediyor.
Güneş bir an şaşmaz, ay yolunu kaybetmez, ağaç dalını bilmeden uzatmaz.
Çünkü her şeyin bir sahibi, her şeyin bir Rabbi vardır.
Yalnız insan, bazen sahibini unutur.
Unuttuğu vakit, işte o zaman kimsesizliğin en koyusunu, yalnızlığın en derûnîsini yaşar.
Halbuki insanın kimsesi vardır;
O da, “Kimsesizlerin Kimsesi” olan Allah’tır.

Mensubiyetin Şerefi

İman, yalnızca inanmak değildir; mensubiyettir.
Bir yere, bir makama, bir kudrete, bir rahmete mensub olmaktır.
İnsan, Rabbine mensub olduğu nisbette şeref bulur.
Zira mahlûkat içinde en fakir, en âciz, en muhtaç olan insana, “Benim Rabbim var.” dedirten şey işte bu mensubiyettir.
Bir kölenin sultana ait olması nasıl bir vakar kazandırırsa, bir kulun Allah’a mensubiyeti de öyle bir izzet kazandırır.
Çünkü “Her şey O’nundur” hakikatine dayanmak, insanı zilletin en dibinden izzetin zirvesine çıkarır.

Aidiyetin Huzuru

Aidiyet, bir sığınaktır.
Bir çocuğun annesinin elini tutarken hissettiği huzur, kulun Rabbine yönelmesiyle kalbinde doğar.
O’na yönelen kimse, fırtınalar ortasında bile emniyettedir.
Çünkü artık dayandığı yer, kudret-i ezeliyedir.
“Allah, mü’minlerin velisidir. Onları karanlıklardan nura çıkarır.”
(Bakara, 2/257)
Bu ayet, sadece bir hüküm değil, aynı zamanda bir hakikattir:
İnsanın velisi Allah’tır, Rabbi Allah’tır, kimsesi O’dur.
O’nu bulan, kendisini bulur;
O’na bağlanan, asla sahipsiz kalmaz.

Kimsesizler Kimsesi

İnsan, bazen her şeyini kaybeder.
Makamını, malını, dostlarını, kudretini…
Ama bir şeyi kaybetmedikçe asla sahipsiz olmaz: İmanını.
Zira iman, insanın kalbine Allah’ın “Ben seninleyim.” hitabını duyurur.
Bu hitabı işiten kimse, kimsesizliğin karanlığında bile aydınlığa kavuşur.
Ey kimsesizim diyen insan!
Bil ki, senin bir Kimsen var.
Sana şah damarından daha yakın olan, seni senden daha iyi bilen bir Sahibin var.
Kalbini O’na çevir, gönlünü O’na aç, derdini O’na anlat.
Çünkü “Allah kimseyi sahipsiz etmez, sahipsiz bırakmaz.”

Son Söz

İmanın hakikati; sahibini bulmaktır.
Sahibini bulan insan, dünyada kaybolmaz;
dünyada kaybolmayan, ebediyette de yalnız kalmaz.
O hâlde insanın en büyük saadeti şudur:
“Benim Rabbim var.” diyebilmektir.
Bu sözü söyleyenin artık ne korkusu kalır, ne de kimsesizliği.
Çünkü iman, insanın ebedî sahibine dayanması,
ve o sahibin “Ben kulumun yanındayım.” rahmetine sığınmasıdır.

Hiç kimse yok kimsesiz
Herkesin var bir kimsesi
Ben bugün kimsesiz kaldım
Ey kimsesizler kimsesi

Allah kimseyi sahipsiz etmesin.
Sahipsiz bırakmasın.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik www.tesbitler.com
02/11/2025