A H İ R E T A H V A L İ – HÜLASASI
A H İ R E T A H V A L İ – HÜLASASI –
Ahiret Ahvali” başlıklı bitirme tezinin önemli noktalarını ihtiva eden bir hülasası aşağıdadır:
Giriş ve Önsöz:
- Eser, Allah’a hamd ve Resulullah’a (SAV) salat ile başlamaktadır.
- Kur’an-ı Kerim’in dört temel esasından (Tevhid, Nübüvvet, Ahiret, Muamelat) birinin Ahiret olduğu vurgulanmaktadır1.
- Ahiret inancının, başta Kur’an ve Sünnet olmak üzere sem’î delillere dayandığı, 124 bin peygamberin ittifakıyla sabit olduğu belirtilmektedir.
- Ahiret hayatı, dünya hayatından sonra ölümle başlayıp kabir, berzah, haşir, hesap, mizan, sırat gibi merhalelerden geçerek cennet veya cehennemle neticelenen ebedî hayat olarak tarif edilmektedir.
- Ahiret imanının, mü’minlere saadet ve musibetlere karşı metanet verdiği, inanmayanların ise her an yokluğa gittiklerini düşünerek elem içinde oldukları ifade edilmektedir.
- Ahiretin İsbatı:
- Aklî ve Mantıkî Deliller:
- İnsanın yaratılışındaki gaye ve kâinattaki nizam, adaletin tecellisi için bir ahiret hayatını zorunlu kılar. Zulmün cezasız, iyiliğin mükâfatsız kalması Allah’ın hikmet ve rahmetine aykırıdır.
- İlk yaratılışın (Neş’e-i Üla), ikinci yaratılıştan (Neş’e-i Uhra) daha zor olduğu, ilkini yapanın ikinciyi daha kolay yapacağı belirtilir. Dağılmış bir ordunun toplanması misali verilir.
- İnsanın bedeninin temelini oluşturan “Acb-uz Zeneb” üzerine yeniden inşa edileceği ifade edilir.
- Kâinattaki her şeyin (çekirdekler, yıldızlar, bahar, uyanış) ölümden sonra dirilişin misalleri ve şahitleri olduğu vurgulanır.
- İnsanın fıtratındaki ebediyet arzusu, bu dünyanın fâniliğinin bu arzuya cevap verememesi, ahiretin varlığına işaret eder.
- Naklî Deliller:
- Peygamberlerin İcmaı: Bütün peygamberler, Allah’ın varlığından sonra en önemli esas olarak ahiretin varlığını ittifakla haber vermişlerdir. Hz. Muhammed’in (SAV) “Asıl hayat ahiret hayatıdır” sözü nakledilir.
- Kur’an Açısından: Kur’an’ın dörtte birinin ahiret konularına ayrıldığı belirtilir. Ahiretin varlığını, yeniden dirilişi (haşri) kesin olarak bildiren ayetler zikredilir. Müşriklerin itirazları ve onlara verilen cevaplar (çürümüş kemik misali) anlatılır. Ahirete inanmayanların dalalette olduğu ayetle desteklenir.
- İmanın Rükünleriyle Münasebeti: Ahiret imanı, imanın altı rüknünden biridir ve diğer rükünlerle sıkı bir bağlantısı vardır. Allah’a iman, O’nun adalet, rahmet, hikmet gibi sıfatları ahireti gerektirir. Meleklere iman (onların gayb alemlerine şahitliği) ve Kadere iman (her şeyin kaydedilmesinin bir hesabı gerektirmesi) ahireti isbat eder.
- Ahiret İmanının Faydaları:
- Ruhî teselli sağlar, ölüm korkusunu hafifletir, ayrılıkları ebedi visale dönüştürür.
- Hayata ve ilişkilere anlam katar, ahlakı güzelleştirir (hesap verme şuuruyla).
- Toplumun farklı kesimleri (çocuklar, yaşlılar, gençler) için teselli, ümit ve ahlaki denge kaynağıdır.
- Hayat ve Ölüm:
- Hayat:
- Kâinatın en önemli gayesi, neticesi, nuru, mayesi, hülasası, meyvesi olarak tarif edilir. Allah’ın varlığına ve birliğine en parlak delildir. Pek çok Esma-i Hüsna’nın tecelligahıdır. Kâinatı temizleyen, nurlandıran bir makinedir. Doğrudan Allah’ın kudret elinden çıktığı için vasıtasızdır. Amacı ebedi hayata hazırlanmak ve Allah’a şükür, ibadet ve muhabbettir.
- Hayatın diğer iman esaslarıyla (Allah, Melekler, Kitaplar, Peygamberler, Kader) bağlantısı izah edilir.
- Hayatın mahluk olduğu Kur’an ayetiyle (Mülk, 2) isbat edilir.
- Canlıların (arı misali) cansızlardan (dağ misali) üstünlüğü hayat sırrıyla açıklanır.
- Hayatın beş tabakası (insan, Hızır-İlyas, İdris-İsa, Şehitler, Kabir ehli) anlatılır.
- Ölüm:
- Yokluk değil, bir mekân değişikliği, vazifeden terhis, ebedî hayata geçiş, sevgiliye kavuşma olarak tanımlanır.
- Hem hayat gibi mahluktur hem de intizamlı bir sanat eseridir (çekirdeğin ölümü misali).
- İçtimaî hayatta en büyük nasihatçi ve düzenleyici roldedir (hesap şuuru verir).
- Hatırlanması teşvik edilir, ölümü sık anmanın faydaları hadislerle belirtilir. Ölümden gafletin büyük bir musibet olduğu vurgulanır.
- Kabir:
- Ahiret menzillerinin ilki, dünya ile ahiret arasında bir kapıdır.
- Kabir Suali: Münker ve Nekir meleklerinin Rab, din, peygamber hakkındaki suali haktır. Mü’min cevap verir, kâfir veremez. Keyfiyeti (ruhun cesede iadesi) ve istisnaları (peygamberler, çocuklar, şehitler) açıklanır.
- Kabir Azabı: Kâfirler ve bazı günahkâr mü’minler için azap, itaatkârlar için nimetlenme haktır. Kabir ya cennet bahçesi ya cehennem çukurudur. Azabın hak olduğuna dair ayetler ve hadisler zikredilir. Devamlı veya geçici olabilir. Salih ameller azabı engelleyebilir. Kabir ehlinin halleri (namaz, ziyaret vs.) anlatılır.
- Berzah Alemi:
- Ölümle kıyamet arasındaki âlemdir. İki şey arasındaki engel manasındadır. Kur’an’daki tatlı ve tuzlu sular arasındaki berzah misali (Furkan 53, Rahman 19-20) açıklanır. Bu misalin coğrafî (Cebelitarık, nehir ağızları), manevî (iman-küfür, havf-reca) ve ilmî (Kaptan Kusto’nun tesbiti) yönleri ele alınır .
- Berzah, varlıklar ve alemler arasındaki ayrım ve geçişi sağlayan umumi bir kanundur. Alem-i Misal, ruh ile şehadet alemi arasında bir berzahtır.
- Kıyamet:
- Fâni dünyanın bâki bir surete girmek üzere yıkılmasıdır. Aklen, naklen ve ilmen sabittir.
- Alametleri: Büyük (Duhan, Deccal, Dabbetü’l-arz, Güneşin batıdan doğması, Hz. İsa’nın nüzulü, Ye’cüc-Me’cüc, Üç hasf, Ateşin çıkması) ve küçük (ilmin kalkması, cehaletin artması, zinanın yayılması vs.) alametler sayılır ve bazıları tefsir edilir (Deccal, Süfyan, Mehdi, Dabbetü’l-arz, Ye’cüc-Me’cüc). “Allah Allah diyen kalmayacak” hadisinin tevili yapılır.
- Kopması: Kur’an’da dehşeti tasvir edilir (zelzele, dağların yürümesi, denizlerin kaynaması, insanların sarhoş gibi olması). Arz ve semanın tebdili (değiştirilmesi) anlatılır.
- Sur: İsrafil’in (AS) üfleyeceği borudur. İki veya üç nefhadan bahsedilir (Feza’/Saik- korku/ölüm; Kıyam- diriliş). Keyfiyeti ve dehşeti hadislerle anlatılır.
- Haşir:
- Öldükten sonra hesap için tekrar diriltilip toplanmadır.
- İsbatı: Aklen ve naklen isbatı tekrar vurgulanır (ilk yaratılış, bahar misali, adalet gereği) .
- Dünyevi Haşirler: Her baharda yüzbinlerce türün diriltilmesi, gece-gündüz değişimi gibi misallerle haşrin numunelerinin sürekli yaşandığı belirtilir.
- Keyfiyeti: İnsanların bizzat kendi bedenleriyle (aynen) diriltileceği vurgulanır. Bedenin dağılan parçalarının (Acb-uz Zeneb esas alınarak) toplanıp iade edileceği, başkasını yiyen insanın durumu gibi itirazlara cevap verilir. Haşrin Allah’ın kudretiyle bir anda (“Kün feyekün”) gerçekleşeceği ifade edilir. Cismani haşrin hikmeti (cismin de nimet ve azaba muhatap olması, Esma tecellilerine en geniş ayna olması) açıklanır. İnsanların çıplak, yalınayak, sünnetsiz haşrolacağı, dehşetten kimsenin kimseye bakamayacağı hadislerle belirtilir. Haşir meydanının yeri ve keyfiyeti hakkında izahlar yapılır.
- Mizan:
- Amellerin tartılacağı ilahi adalet terazisidir. Kur’an’da (A’raf 8-9, Enbiya 47) zikredilmiştir.
- Hikmeti, ilahi adaleti izhar etmek ve kullara amellerinin karşılığını göstermektir.
- Keyfiyeti tam bilinmemekle birlikte, iki kefeli olduğu, nur ve zulmetten veya amellerin yazıldığı defterlerin tartılacağı rivayet edilir. İhlasla yapılan küçük amellerin (Kelime-i Tevhid misali) ağır basabileceği hadisle anlatılır.
- Mu’tezile’nin inkârı ve Ehl-i Sünnet’in cevapları zikredilir.
- Muaheze (Hesaplaşma):
- İnsanın ömründen, gençliğinden, malından, ilminden ve bütün azalarının yaptıklarından hesaba çekilmesidir. Azaların şahitlik edeceği ayetle (Yasin 65) belirtilir. Dehşetinden kişinin en yakınlarından kaçacağı (Abese 34-36) ifade edilir.
- Şefaat:
- Allah’ın izniyle, başta Peygamberimiz (SAV) olmak üzere peygamberlerin, âlimlerin, şehitlerin ve salihlerin günahkâr mü’minler için bağışlanma dilemesidir. Rahmetin tecellisidir.
- Mu’tezile’nin büyük günah işleyenler için şefaati inkârı ve Ehl-i Sünnet’in delillerle isbatı anlatılır.
- Şefaatin kısımları (mahşerde genel rahatlama, hesapsız cennete girme, cehennemden kurtulma, cehennemden çıkma, cennette derece yükselmesi) belirtilir.
- Kimlerin şefaat edeceği ve kimlere (şirk koşanlar hariç) edileceği hadislerle açıklanır.
- Sırat:
- Cehennem üzerine kurulmuş, kıldan ince, kılıçtan keskin köprüdür. Dünyadaki istikamet üzere yaşamanın ahiretteki yansımasıdır89. Varlığı Kur’an (Meryem 71-72) ve Sünnetle sabittir.
- Geçişin amellere göre farklı hızlarda (şimşek, rüzgâr, at koşusu, yaya…) olacağı, üzerinde sorgu durakları (iman, namaz, zekât vs.) bulunduğu rivayet edilir. Dehşetli bir geçiş olduğu vurgulanır.
- Cennet:
- Mükafat ve ebedi saadet yurdudur. Yaratılmıştır ve şu an mevcuttur. Tabakaları (Adn, Firdevs, Naim vs.) ve dereceleri vardır.
- Nimetleri: Akla hayale gelmez, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği güzellikler. Ağaçları, meyveleri, köşkleri, hurileri, hizmetçileri, elbiseleri, yiyecek ve içecekleri (Kevser dahil), kuşları, binekleri vs. hadislerle tasvir edilir. En büyük nimeti Allah’ı görmek (Rü’yetullah) ve O’nun rızasıdır (Rıdvan). Cennet ehlinin vasıfları (yaşları, temizlikleri vs.) anlatılır.
- Rü’yetullah: Ehl-i Sünnet’e göre cennette mü’minlerin Allah’ı görmesi haktır ve en büyük nimettir. Aklen caiz, naklen sabittir. Keyfiyetsiz, cihetsiz, ihata etmeksizin gerçekleşecektir. Mu’tezile’nin inkârı ve delilleri çürütülür. Dünyada ve rüyada görme konuları da tartışılır.
- Cehennem:
- Azap yurdudur. Yaratılmıştır ve şu an mevcuttur. Yedi tabakası (Cehennem, Leza, Hutame, Sair, Sakar, Cahim, Haviye) vardır.
- Azabı: Küfür ve günahın derecesine göredir. Şiddeti ve çeşitleri ayet ve hadislerle tasvir edilir. Azap hem ruha hem bedenedir.
- Yeri: Yerin altında (merkezinde) olduğu rivayet edilir. Bediüzzaman’ın Cehennem-i Suğra (yerin merkezi) ve Cehennem-i Kübra izahı nakledilir.
- Ehli Küfür ve Âsi Mü’minler: Kâfirler cehennemde ebedi kalacaktır. Ebedi cezanın adalet ve hikmete uygunluğu izah edilir (sonsuz cinayete sonsuz ceza). Âsi mü’minler ise günahları kadar ceza çektikten sonra şefaatle veya Allah’ın rahmetiyle cennete gireceklerdir.
- Fetret Ehli:
- Peygamber gönderilmeyen veya peygamberin davetinin ulaşmadığı dönemde yaşayanlardır. Teklifin ulaşmaması sebebiyle azaptan muaf oldukları (İmam Şafii ve Eş’ari görüşü) veya ahirette imtihan edilecekleri belirtilir. Kâfirlerin çocuklarının durumu ve Peygamberimizin (SAV) ebeveyninin durumu (necat ehli oldukları) da ele alınır. Günümüzdeki fetret benzeri durumlar ve mazlumların durumu hakkında Bediüzzaman’ın görüşleri aktarılır.
Sonuç:
- Ahiret ahvali, imanın temel direklerinden olup, akıl ve nakille sabit, son derece önemli bir konudur.
- Dünya hayatı bir gemi yolculuğu gibidir; kaptanı (Allah’ı) ve varış limanını (ahireti) bilmek huzur verirken, inkâr felakete sürükler.
- Peygamberlerin ve alimlerin ittifakla haber verdiği ahiret gerçeği karşısında ihtiyatlı davranmak aklın gereğidir. Ebedi hayatı riske atmamak için dünyada hazırlık yapmak en akıllıca iştir.
Bu hülasa, tezin ana başlıklarını ve her bölümde sunulan temel argümanları, delilleri ve neticeleri özetlemeyi amaçlamaktadır.
NOT:
A H İ R E T A H V A L İ
https://tesbitler.com/2015/01/01/a-h-i-r-e-t-a-h-v-a-l-i/