DÜNYANIN BAŞINDAKİ İKİ BÜYÜK İLLET

DÜNYANIN BAŞINDAKİ İKİ BÜYÜK İLLET

Dünyanın açılışına sebep olan iki şey, kapanışına da sebep olacaktır.
İnkâr ve fuhuş.
Yani;

Dünya imtihanı iki şeyle başladı ve iki şeylede bitip kapanacaktır; İnkar ve Fuhuş

Birincisi; “Kıyamet Allah Allah diyen bir kimsenin üzerine kopmayacaktır.” (Müslim, İman 234, Tirmizî, Fiten 35)
Hadisin bir başka veçhinde:
“Yeryüzünde Allah Allah diyen kaldıkça kıyamet kopmaz.” buyrulmuştur.
Yani;“Rivâyette var ki: “Âhirzamanda, Allah Allah diyecek kalmaz.”

“Lâ ya’lemu’l-gaybe illallâhu bunun bir te’vili şu olmak gerektir ki: “Allah!. Allah!. Allah!.. deyip zikreden tekyeler, zikirhâneler, medreseler kapanacak ve ezan ve kamet gibi şeâirde İsmullah yerine başka isim konulacak.” demektir. Yoksa, umum insanlar küfr-ü mutlaka düşecekler demek değildir. Çünki; Allah’ı inkâr etmek, kâinatı inkâr etmek kadar akıldan uzaktır. Umum değil, belki ekser insanlarda dahi vukuunu akıl kabul etmez. Kâfirler Allah’ı inkar etmiyorlar, yalnız sıfatında hata ediyorlar.”

“Diğer bir te’vili şudur ki: Kıyamet kopmasının dehşetini görmemek için, mü’minlerin ruhları bir parça evvel kabzedilir. Kıyâmet kâfirlerin başlarında patlar.”
bk. Şualar, Beşinci Şua.

*Diğeri ise fuhuştur.
Fuhşa kurban edilen bir nesil,Epstain ve benzerleri.

Deniz Baykal örneği.
Harun Yahya fuhuş sektörü örneği gibi.
Ve Türkiye’de FETÖ tarzı, Abd de Epstein Mossad işi.
İkisi de Yahudi kaynaklı.
Tehdit, şantaj ve her türlü gayr-ı meşru işi yapmak için.
Hain bulmak zor değil.
Nitekim;Attila İlhan, “Türkiye’nin bir hain kontenjanı var, bu, nüfusun yüzde onudur” der.
Kötü olan yüzde doksana etkili ve kontrolü.
Veya yüzde doksanın ilgisiz ve bilgisizliği.
Israilin gazzedeki pervasızca, dünyanın ve özellikle Abd ve Trump’ın ses çıkaramamısı bu şantaj,tehdit ve dünyaya rezil olma korkusudur.
Dünyanın önemli devlet adamları ve maalesef içinde İslam ulkelerininde bulunduğu devlet adamları bu Epstein şantaj kaset tehditleri altındadır.
Ve dolayısıyla dünya bu tehdit altındadır.
Dünya fuhuş kiskacındadır.

Konuyu biraz daha açacak olursak;

*****

1. İnkâr ile Başlangıç ve Kapanış

🔹 Âdem (a.s.) kıssası:

Cennetten yeryüzüne gönderilişin sebebi, şeytanın inkârı ve isyanıdır.
“Hani meleklere: ‘Âdem için secde edin’ demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O ise direndi, büyüklendi ve kâfirlerden oldu.” (Bakara, 34)
Yani imtihan kapısı küfür ve isyan ile açıldı.
Aynı şekilde kıyametin kopacağı vakit de, Allah’ı zikreden kalmayınca olacaktır:
“Kıyamet, üzerinde Allah Allah diyen kimse bulunmadıkça kopmaz.” (Müslim, İman, 234)
Bu da gösteriyor ki zikrin ve imanın tamamen sönmesi, dünya sayfasının kapanış sebebidir.
Kur’ân’da da açıkça bildiriliyor:
“Kıyamet günü inkâr edenler, ‘Biz bundan habersizdik’ derler.” (A‘raf, 172)

( Hani Rabbin Âdem oğullarının bellerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine şâhit tutarak: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sormuştu. Onlar da: “Evet, şâhitlik ederiz ki sen bizim Rabbimizsin” demişlerdi. Böyle yaptık ki kıyâmet günü: “Doğrusu bizim bundan haberimiz yoktu!” demeyesiniz.) (A‘raf, 172)

“Onlar Allah’ı hakkıyla takdir edemediler…” (Zümer, 67)

(Onlar Allah’ı hakkıyla tanıyıp bilemediler. Kıyamet günü bütün yeryüzü O’nun tasarrufundadır. Gökler O’nun kudret eliyle dürülmüş olacaktır. O, müşriklerin ortak koşmalarından yüce ve münezzehtir.)(Zümer, 67)

2. Fuhuş ile Başlangıç ve Kapanış

🔹 İlk günah:

Âdem ve Havva’nın ilk hatası, yasak meyveden yemeleriyle avret yerlerinin açılması olmuştu:
“Derken o ağacın meyvesinden tadınca, ayıp yerleri kendilerine göründü, üzerlerine cennet yapraklarından örtmeye başladılar.” (A‘raf, 22)
Yani fuhşun ve çıplaklığın tohumu ilk hatada kendini gösterdi.

🔹 Âhir zamanda fuhuş:

Kur’ân, fuhşun toplumları helak eden en büyük sebeplerden biri olduğunu bildiriyor:

• Lût Kavmi örneği

“Siz, sizden önce âlemlerden hiçbirinin yapmadığı fuhşu mu yapıyorsunuz?” (A‘raf, 80)
“Biz de onların üzerine taş yağdırdık. Bak bakalım suçluların sonu nasıl oldu!” (A‘raf, 84)

• Fuhuşu yaymak isteyenler

“İçinizden hayasızlığın yayılmasını isteyenler için dünyada da ahirette de elem verici bir azap vardır.” (Nur, 19)

• Zinaya yaklaşmayın

“Zinaya yaklaşmayın; çünkü o bir hayasızlıktır ve çok kötü bir yoldur.” (İsra, 32)
Bunlar gösteriyor ki:
Fuhuş; toplumun şerefini, neslini ve maneviyatını bitiren en büyük hastalıktır. Âhirzamanda ise bu şantaj ve tehdit mekanizması haline getirilmiştir (Epstein dosyaları, Mossad oyunları, siyasi liderlerin kaset kumpasları gibi).

3. İnkâr ve Fuhuşun Bütünleşmesi

Kur’ân’da bu ikisi çoğu zaman birlikte zikredilir:

• Küfür + Fısk/Fuhuş

“Evet, o inkâr edenleri ve zulmedenleri Allah ne bağışlayacak, ne de onlara bir kurtuluş yolu gösterecektir.” (Nisa, 168)

“Onlar hayasızlık yaptıklarında: ‘Babalarımızı bu yolda bulduk, Allah da bize bunu emretti’ derler. De ki: Allah hayasızlığı emretmez.” (A‘raf, 28)

• Fitne ve Fesad

“Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın.” (Bakara, 11)
Fuhuş, sadece bireysel günah değil, fitne ve fesadın globalleşmiş bir silahıdır.

4. Sonuç – Kapanışın Şifreleri

Dünya imtihanı küfür ve fuhuşla açıldı, yine onlar üzerinden kapanacak.
İnkâr → Zikrin kesilmesi, iman nurunun sönmesi.
Fuhuş → Neslin, ahlâkın, siyasetin çökmesi; şantaj ve şehvetle esaret zinciri.
Kur’ân bu iki hastalığı sürekli ön plana çıkarır:
• İnkâr → Allah’a karşı isyan
• Fuhuş → İnsanın kendi nefsine ve topluma karşı ihaneti

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com




Yeryüzünde Cehennem: Gazze, Soykırım ve Küresel İhanet

Yeryüzünde Cehennem: Gazze, Soykırım ve Küresel İhanet

Gazze, iki yıldır süren saldırılarla yeryüzünde bir cehenneme dönüştü. Yüzbinlerce insan açlık, susuzluk, bombardıman ve zorunlu göç arasında ölümle yaşamın en ince çizgisinde kalmış durumda. Birleşmiş Milletler Raportörü Francesca Albanese, İsrail saldırılarında ölenlerin resmi rakamlarla 65 bini bulduğunu, ancak bağımsız araştırmacıların bu sayının 680 bine ulaştığını iddia ettiğini belirterek insanlığın önünde duran soykırım gerçeğini gözler önüne seriyor.
Bu vahşete rağmen, katillerin ortaklığı sürüyor. ABD, işgalci İsrail’e 6 milyar dolarlık yeni silah satışı hazırlığı yapıyor. Apache helikopterleri ve binlerce zırhlı araçla soykırım daha da kurumsallaştırılıyor. Batı dünyasının “demokrasi” maskesi altında zulme nasıl açık çek verdiği artık gizlenemez bir gerçektir.
Öte yandan teknoloji devleri de bu vahşetin finansörleri olarak sahnede. Jerusalem Post gazetesinin ifşasıyla, Sam Altman’dan Zuckerberg’e, Dell’den Sergey Brin’e kadar birçok küresel şirket kurucusunun ve iş insanının İsrail’e milyonlar akıttığı ortaya çıktı. Soykırımın finansmanında parmağı olan bu isimler, insanlığı teknolojileriyle değil, zulme ortaklıklarıyla esir alıyor. Bu tablo bize, modern dünyanın göbekten siyonizme bağlandığını, “dijital medeniyet” adı altında yeni bir kölelik düzeni kurulduğunu gösteriyor.
Bütün bu karanlık tabloya rağmen bir umut ışığı da belirdi: BM Genel Kurulu’nda Fransa, İngiltere, İspanya, Portekiz ve birçok ülke Filistin Devleti’ni resmen tanıdı. Londra’da Filistin bayrağı göndere çekildi, Paris’te Macron tarihi bir karar açıkladı. İsrail temsilcilerinin oturduğu boş ve yırtık koltuklar, işgalci zihniyetin dünyadaki çöküşünü sembolize etti.
Aynı anda Küresel Sumud Filosu, denizleri aşarak Gazze ablukasını kırmaya yelken açtı. Bu, yalnızca bir insani yardım girişimi değil, insanlığın iradesini ortaya koyan büyük bir meydan okumadır. İspanya Başbakanı Sanchez’in BM’de “Soykırım mağduru bir halkla iki devletli çözüm mümkün değildir” sözleri, tarihe düşülen bir kayıt olarak zulmün gerçek yüzünü ifşa etti.
Türkiye’nin UNESCO fonuna ilk destek veren ülke olması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Biz yalnızca rükûda eğiliriz, secdede diz çökeriz” çıkışı, mazlumların yanında yer almanın sadece siyasi değil, ahlakî bir sorumluluk olduğunu dünyaya hatırlatıyor.
Bugün Gazze’de çocuklar bir ölümden diğerine sürükleniyor; “hızlı ölüm” olan bombardıman ile “yavaş ölüm” olan açlık ve göç arasında seçime zorlanıyor. İnsanlık, bu tablo karşısında ya sessizliğiyle suç ortağı olacak ya da ittihad-ı İslâm ve küresel adalet hareketleriyle bu karanlığı yırtacak.
Tarihin önümüzde açtığı bu sahne nettir:
• Zulmün arkasında Batı ve küresel sermaye var.
• Mazlumun umudu ise dayanışma, adalet ve ittihad-ı İslâm’dadır.
Gazze bize sadece bir coğrafya değil, insanlığın vicdanıdır. Bugün Gazze’de dökülen kan, yarın dünyanın kalbine akacaktır. Eğer insanlık bu soykırıma “dur” demezse, modern medeniyetin bütün vitrini kanlı bir maskeden ibaret kalacaktır.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com




DÜNYA İMTİHAN YURDU

DÜNYA İMTİHAN YURDU

1. Dünya Ahirete Göre Darü’l-İmtihandır
Kur’ân’da buyurulur:
“Andolsun ki sizi biraz korku, açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan ederiz. Sabredenleri müjdele.” (Bakara, 155)
Demek ki musibetler, imtihanın bir parçasıdır. İman edenlerin imanı, sözde değil fiilde tahkik edilsin diye imtihan edilirler.
2. Günahların Temizlenmesi ve Kefaret
Peygamber Efendimiz (asm) buyuruyor:
“Müminin başına gelen bir yorgunluk, hastalık, gam, keder, hatta ayağına batan bir diken bile günahlarına kefaret olur.” (Buhârî, Merdâ 1; Müslim, Birr 49)
Gazze’deki mazlumların çektiği acılar, onlar için ahirette büyük bir makam ve ecir vesilesi olur. Bu dünyada çekilen zulüm, ebedî azabın yerine geçer.
3. Zalimlere Mühlet, Mazlumlara Derece
Kur’ân buyurur:
“Sakın zalimlerin yaptıklarından Allah’ı gaflet içinde sanma! Onları ancak gözlerin dehşetle donup kalacağı bir güne erteliyor.” (İbrahim, 42)
Yani Allah, zalimleri hemen cezalandırmaz; çünkü imtihan devam ediyor. Fakat onlar için azap ertelenmiş, mazlumlar için ise ecir ve derece kazanma kapısı açılmıştır.
4. Ümmet-i Muhammed’in (asm) Hali
Resûlullah (asm) şöyle buyuruyor:
“En şiddetli bela, peygamberlere, sonra derecesine göre salihlere gelir.” (Tirmizî, Zühd 57)
Yani çok iman edenler, en ağır belaları görür. Çünkü:
• Onların derecesi yüksektir, daha yüksek mertebeye çıkarılırlar.
• Bela, günahlarına kefaret olur.
• Zalimlerin zulmü, mazlumların sabrı ile ahirette teraziyi kurar.
5. Risale-i Nur’un İzahı
Bediüzzaman der ki:
• “Müminler için musibet, günahların affına vesiledir.”
• “Mazlumların çektiği zulüm, onların derecesini yükseltir; zalimlerin de cehennemine sebep olur.”
• “Dünya dar-ı hizmettir, dar-ı ücret değildir.” (Lem’alar, 21. Lem’a)
Gazze’deki mazlumların sabrı, onların ebedî saadetine vesile olacaktır. Zalimlerin zulmü ise onların boynuna ahirette ateşten zincirler olarak takılacaktır.
6. Hikmetin Özeti
• Müminlere musibet → İmtihan, sabır, günahlarına kefaret, derecelerine terakki.
• Zalimlere mühlet → İmtihanın devamı, azaplarının katmerlenmesi.
• Dünya adalet yeri değil, hizmet yeridir. Hakikî adalet ahirette tecelli edecektir.

Bak.
https://tesbitler.com/2023/12/30/ruyada-bir-hitabe/
https://tesbitler.com/2025/09/17/bir-meclis-i-misalide/
https://tesbitler.com/index.php?s=Musibet
https://tesbitler.com/index.php?s=%C4%B0mtihan+
https://risaleoku.com/oku/lemalar/70
https://risaleoku.com/oku/lemalar/71
https://risaleoku.com/oku/lemalar/72
https://risaleoku.com/oku/lemalar/73

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com




Gazze: İnsanlığın Vicdanında Kapanmayan Yara

Gazze: İnsanlığın Vicdanında Kapanmayan Yara

• yüzyılın kalbinde, insanlığın gözleri önünde tarihin en büyük utanç sayfalarından biri yazılıyor. Gazze, iki buçuk milyon insanın yaşadığı küçük bir toprak parçası olmaktan öte, çağımızın vicdan terazisidir. Burada yaşananlar yalnızca Filistin halkına değil, tüm insanlığa ayna tutmaktadır.

Çöken Vicdan, Çöken Düzen

Birleşmiş Milletler’in 80. yılında, kuruluş felsefesi olan “barışı korumak” ilkesi, Gazze’nin yıkıntıları altında gömülmüş durumda. BM Raportörü Francesca Albanese’nin raporu, vahşetin büyüklüğünü gözler önüne seriyor: 65 bin kesin ölü, ama akademisyenlere göre gerçekte 680 bin kayıp. Bunların 380 bini beş yaş altı masum bebekler. Bu sayı yalnızca bir istatistik değil; insanlığın kanlı sicilinde bir kara lekedir.
Gazze’de hastaneler yıkılıyor, çocuklar anestezisiz ameliyat ediliyor, yüz binler sakat kalıyor. Evler, camiler, kütüphaneler, hatta zeytin ağaçları dahi hedef alınıyor. İsrail’in uyguladığı bu strateji, “sadece insanı değil, hayatı da yok etme” politikasıdır.

Batı’nın İkiyüzlülüğü

Ne yazık ki bu soykırım sadece İsrail’in suçu değildir. Fon sağlayan, silah gönderen, diplomatik kalkan olan ABD ve Avrupa devletleri de bu suça ortaktır. Holokost’tan ders çıkarıldığını iddia eden Batı, bugün Gazze’deki yeni soykırıma gözlerini kapatmakla kalmıyor, destek veriyor.
Gazze’deki ölümler karşısında sessiz kalanlar, Ruanda ve Bosna’da olduğu gibi tarihin utanç listesine yazılmaktadır. İnsanlığın ortak değerleri, “veto zulmü”nün gölgesinde birer birer yok edilmektedir.

Dünya Çapında Çatlayan Sessizlik

İngiliz müzisyen Alexi Murdoch’un “Game Over Israel” kampanyası, İspanya’nın İsrail’e silah ambargosu, Brezilya’nın soykırım davasına katılması, dünyanın dört bir yanında milyonların sokaklara çıkması… Bunlar, sessizliğin çatladığını gösteren işaretlerdir. Fakat yeterli değildir. Çünkü her geçen gün Gazze’de bir çocuk daha ölmekte, bir anne daha evladını toprağa gömmektedir.

Türkiye’nin Çağrısı: Tarihi Sorumluluk

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’deki konuşması, “Gazze’de insanlık ölüyor” haykırışı, tarihe bir kayıt olarak geçti. MHP Lideri Bahçeli’nin “askerî seçenek dahil ültimatom zamanı geldi” sözleri, Türkiye’nin sabrının tükendiğini ilan etti. İslam ülkelerine “Kudüs Paktı” önerisi, bölgesel bir güvenlik mimarisi arayışını gündeme taşıdı. Bu, artık sadece Filistin’in değil, bütün İslam dünyasının güvenlik meselesidir.

Sonuç: Gazze İnsanlığın Turnusol Kağıdıdır

Gazze’de olup bitenler bir savaş değil, tek taraflı bir katliamdır. Tarih boyunca Moğol istilaları, Haçlı seferleri, dünya savaşları yaşandı. Fakat bugünkü tablo, insanlığın tüm ilerlemesine rağmen, en vahşi yöntemlerle işlenen bir toplu kıyımı temsil ediyor.
Bugün Gazze’ye sessiz kalanlar, yarın kendi şehirlerinin yıkılışına da sessiz kalacaklardır. Çünkü zulüm, engellenmediğinde yayılır.
Gazze, sadece Filistin’in değil, insanlığın geleceğidir.
Ya insanlık Gazze’de yeniden dirilecek, ya da Gazze insanlığın mezarı olacaktır.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com




BM’de Erdoğan’ın Çığlığı: “Gazze’de İnsanlık Ölüyor”

BM’de Erdoğan’ın Çığlığı: “Gazze’de İnsanlık Ölüyor”

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kürsüden yükselen sözleri, yalnızca diplomatik bir konuşma değil; insanlık vicdanının haykırışıydı:

“Gazze’de insanlık ölüyor. Çocuklar açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktan can veriyor. Buna sessiz kalmak tüm insanlığın utancıdır.”

Batı’nın İkiyüzlülüğü

Erdoğan’ın altını çizdiği en çarpıcı noktalardan biri, Batı dünyasının ikiyüzlülüğüydü. Demokrasi, insan hakları ve özgürlük adına dünyaya ders vermeye kalkan güçler, Gazze’deki bebek ölümlerine karşı suskun. ABD’nin BM’de ateşkesi defalarca veto etmesi, Avrupa’nın İsrail’e silah desteği, bu ikiyüzlülüğün somut örnekleri.

“Kudüs Paktı” Çağrısı

Erdoğan, İslam ülkelerine de seslendi: “Kudüs Paktı” adını verdiği ortak bir duruşun gerekliliğini dile getirdi. Ona göre mesele sadece Filistin değil; İslam dünyasının onuru ve geleceğidir. “Birlik olmadığımız sürece, zalimlerin karşısında mazlumları koruyamayız” mesajı, Türkiye’nin tarihi misyonunu da hatırlattı.

Evanjelist-Siyonist İttifakına Karşı

Konuşmanın satır aralarında dikkat çeken bir nokta ise, Gazze’deki katliamın sadece askeri değil, inanç merkezli bir proje olduğuna yapılan dolaylı göndermeydi. ABD’deki Evanjelist lobinin İsrail’e sınırsız desteği, Armagedon inancıyla birleşiyor. Erdoğan’ın “Bu zulmün arkasında kirli hesaplar var” vurgusu, işte bu noktayı işaret ediyordu.

Türkiye’nin Duruşu

Cumhurbaşkanı’nın BM’deki sözleri, Türkiye’nin bugüne kadarki çizgisinin kararlı bir tekrarı oldu: “Biz mazlumun yanındayız, zalimin karşısındayız.” Bu cümle, yalnızca bir dış politika tercihi değil; aynı zamanda medeniyetimizin tarihî sorumluluğunu hatırlatan bir düsturdur.

Özet

• Erdoğan, BM kürsüsünde Gazze’deki katliamı insanlık dramı olarak nitelendirdi.
• Batı’nın ikiyüzlü tavrı ve ABD’nin veto politikaları sert şekilde eleştirildi.
• İslam ülkelerine “Kudüs Paktı” ile ortak hareket çağrısı yapıldı.
• Zulmün arkasında inanç temelli kirli hesapların bulunduğuna dikkat çekildi.
• Türkiye’nin tarihi misyonu ve “mazlumun yanında, zalimin karşısında” duruşu yinelendi.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

 




Armagedon Gölgesinde Gazze: Evanjelist-Siyonist İttifakının Kanlı Hesabı

Armagedon Gölgesinde Gazze: Evanjelist-Siyonist İttifakının Kanlı Hesabı

Ortadoğu’nun kanayan yarası Filistin, sadece bölgesel bir mesele değil; küresel güçlerin inanç ve siyaset merkezli hesaplarının çatışma alanı. İsrail’in Gazze’de yürüttüğü katliamın arkasında yalnızca askerî strateji değil, kökleri derin teolojik saplantılara dayanan bir zihniyet var.

“Tanrıyı Kıyamete Zorlama” İnancı

İsrail’in yayılmacı politikaları, sıradan bir güvenlik refleksiyle açıklanamaz. Yahudi mistisizmiyle harmanlanmış “Armegedon” inancı, Tanrı’nın kıyameti getirmesi için tarihî süreci hızlandırmayı hedefliyor. Bu noktada İsrail yalnız değil. ABD’de yaklaşık 20 milyon Evanjelist Hristiyan, “Mesih’in dönüşü” için İsrail’le kader birliği yapmış durumda.
Bu çevreler, Kudüs’ün tamamen İsrail kontrolüne geçmesini, Mescid-i Aksa’nın yıkılıp yerine “Süleyman Mabedi”nin inşa edilmesini, ardından büyük bir dünya savaşının çıkmasını adeta dini bir zorunluluk olarak görüyor.

Evanjelist-Siyonist Ortaklığı

Bugün ABD’deki siyasal kararların önemli kısmı bu Evanjelist lobinin baskısı altında şekilleniyor. Cumhuriyetçi kanadın büyük bölümü, İsrail’e sınırsız destek verilmesini bu inançla savunuyor. Silah sevkiyatları, BM’deki veto kararları, “Gazze’de ateşkesi engelleme” politikaları, bu teolojik-siyasi ittifakın güncel sonuçlarıdır.
Bir yandan “insan hakları” sözleriyle dünyaya ahlak dersi veren Batı, diğer yandan Filistinli çocukların üzerine yağan bombalara sessiz kalıyor. Çünkü mesele, yalnızca jeopolitik değil, Armagedon inancının gölgesinde şekillenen bir ideolojik tercihtir.

Dünyayı Ateşe Atacak Tehlike

Asıl tehlike, bu saplantının sadece Filistin’i değil, tüm dünyayı bir kıyamet senaryosuna sürükleyebilecek olmasıdır. Zira Evanjelist-Siyonist ittifakı, nükleer güçleri ve devasa finans kaynaklarıyla, yalnızca bölgesel bir değil, küresel bir yangının fitilini ateşlemektedir.
Bugün Gazze’de denenmiş olan “sessiz soykırım” politikası, yarın başka coğrafyalarda da tekrarlanabilir. Sessiz kalan uluslararası toplum, aslında kendi geleceğini de ipotek altına sokmaktadır.

Sonuç

Gazze’de akan kan, sadece İsrail’in değil; ABD’deki Evanjelist-Siyonist ittifakının ve onlara göz yuman Batı’nın sorumluluğudur. Bu inanç temelli siyaset, dünyayı kıyamet senaryosuna doğru sürüklüyor.
Sorulması gereken soru şudur: İnsanlık, bir grubun “Tanrıyı kıyamete zorlama” inancı uğruna ateşe mi atılacak, yoksa geç olmadan aklın ve vicdanın yoluna mı dönülecek?
Bak:
https://tesbitler.com/index.php?s=Armegedon+

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com




Vicdanın Sesi

Vicdanın Sesi

Birleşmiş Milletler Kürsüsünden Yükselen Feryat

Bugün, modern dünyanın en büyük utançlarından birine tanıklık ediyoruz. 21. yüzyılın sözde medeni toplumları, küresel barışın kalbi olması beklenen Birleşmiş Milletler çatısı altında, Gazze’de yaşanan insanlık dramını izlemekle yetiniyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM 80. Genel Kurulu’nda yaptığı tarihi konuşmada bu suskunluğa karşı vicdanları harekete geçmeye çağırdı ve Gazze’deki durumun bir savaş değil, bir “toplu kıyım politikası” olduğunu vurguladı.
Erdoğan’ın konuşması, uluslararası toplumun çifte standardını ve eylemsizliğini yüzlerine vuran keskin bir eleştiri niteliğindeydi. “Birleşmiş Milletlerin amacı uluslararası barış ve güvenliği korumaktır” sözünü hatırlatarak, bu temel ilkenin Gazze’de nasıl ayaklar altına alındığını gözler önüne serdi. Sayılara sığdırılamayacak bir felaketten bahsetti: 65.000’i aşkın sivilin katledilmesi, 20.000’den fazla çocuğun hayatını kaybetmesi… Bu rakamlar, sadece istatistik değil, her biri birer masum can ve paramparça olmuş birer aile demek.
Gazze’de yaşananlar, modern tarihte benzerine az rastlanır bir vahşettir. Hastanelerin bombalanması, sağlık çalışanlarının öldürülmesi, ambulansların hedef alınması… Hayati altyapının bilerek ve isteyerek yok edilmesi, insani yardımların engellenmesi, hatta insanların açlık silahıyla ölüme terk edilmesi, bu kıyımın sadece askeri operasyon olmadığını isbatlar niteliktedir. Erdoğan’ın gösterdiği, leğenlerle su arayan kadınların ve elleri, kolları anestezi olmadan ampute edilen çocukların fotoğrafları, bu barbarlığın en somut isbatlarıdır. “Böyle bir gaddarlığın makul bir sebebi olabilir mi?” sorusu, tüm dünyanın vicdanına yöneltilmiş, cevabı bulunamayan bir feryattır.
Erdoğan, Gazze’deki bu durumun bir “savaş” değil, “toplu kıyım” olarak adlandırılması gerektiğini belirtti. Bu, bir çatışma değil, bir tarafın diğer tarafı tamamen yok etme girişimidir. Sadece insanlar değil, hayvanlar, tarım alanları, ağaçlar, su kaynakları; yani bir yaşamın devamlılığı için gerekli olan her şey sistematik olarak yok ediliyor. İsrail yönetiminin bu “canlıya ve hayata düşmanlık” politikası, yalnızca Gazze ile sınırlı kalmıyor, Batı Şeria ve komşu ülkeleri de tehdit ederek bölgesel barışı tehlikeye atıyor.
Konuşmanın en can alıcı noktası ise uluslararası toplumun tepkisizliği oldu. BM’nin kendi personelini bile koruyamadığını belirten Erdoğan, bu sessizliğin ve eylemsizliğin yaşanan vahşete ortak olmak anlamına geldiğini cesurca dile getirdi. Batı’da İkinci Dünya Savaşı sonrası inşa edilen insan hakları, ifade özgürlüğü ve demokrasi gibi temel değerlerin Gazze karşısında ağır yara aldığını vurguladı.
Bu tarihi konuşma, sadece Gazze için bir adalet çağrısı değil, aynı zamanda tüm insanlık için bir uyarı niteliğindedir. Erdoğan, “İnsanlık tarihi son bir asırda böyle bir vahşet görmemiştir” diyerek, bu kara lekenin tüm dünyanın ortak hafızasına kazındığını belirtti. BM kürsüsünden yükselen bu ses, tüm dünyaya şunu haykırıyor: Çocukların, kadınların ve masum sivillerin gözler önünde katledildiği bu utanç verici tabloya karşı sessiz kalmak, insan olmanın en temel erdemlerine sırt dönmektir. Artık harekete geçme ve Filistinli mazlumların yanında dimdik durma zamanıdır. Çünkü bu utanç, yalnızca Gazze’ye değil, tüm insanlık vicdanına aittir.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com