AK VE KARA YÜZLER

AK VE KARA YÜZLER 

İÇİMİZDEKİLER

Dünya bağırsaklarını temizliyor.

50 yıl, 100 yıl, 150 yıl hatta 300 yıllık mideye oturmuş bağırsaklarını temizliyor.
Hatta ve hatta temizlemeye devam edecektir.
Esed, Netenyahu gibi…

                                                              **********  

Suriye’nin işgalden kurtulup gerçek sahiplerinin eline geçmesiyle birlikte artık dünyanın farklı yerlerinde ve özellikle Türkiye’den en az 2 milyon belki daha fazla insan memleketine, tekrar gerisin geriye dönecektir ancak burada iki noktayı hatırlatmam gerekir; onlara karşı Ensar görevini yapıp, onlara karşı gerçekten insani olarak güzel muamele, yardım ve destekte bulunanların yüzleri ak olsun. Dünyada da ahirette de mesut olsunlar. Allah yaptıklarının bin katını versin.

Ama gel gelelim onlara karşı iğrenç bir durumda, hırçın bir vaziyette, saldırgan bir tutum sergileyerek özellikle ve özellikle onların Müslüman olmasından dolayı her türlü tepkiyi gösterenlerin yüzleri de kara olsun hem dünyada hem ahirette. Onlara bir ömür boyu bu utanç yeter, bu utanç ile düşünmeleri, durmaları, bilinmeleri ve tanınmaları onlar için utanç sebebidir, yüzleri kara olsun.

                                                         ***********  

Suriye’de Esad’ın varlığı PKK’ya yarıyordu.

Başta Öcalan’ı himaye ettiği gibi, sonrasında da PKK’lıları himaye etmiştir.
Hatta Suriye’nin elinden çıkacağını anlayan Esad, boşalttığı yerleri PKK’ya bırakmıştır.
PKK’nın güçlü olan varlığı ve böylece Esed’in güçsüz, iktidar varlığı da ancak İsrail’e yaramaktadır.
Bu durumda Esed’in yıkılışı PKK’nın sonunu getirmiş ve İsrail’inde geçiş yolunu kapamıştır.
Tehlike ise İran ve İran’ın kontrolündeki ıraktadır.
Esed’in zulmü tarifsiz bir zulüm.
61 yıl süren bir Baas rejimi.[1]
“Lübnanlı Ali Hasan Ali, Esed rejiminin yargılama olmadan, sebepsizce 40 yıl boyunca Hama’da hapiste tuttuğu isimlerden biri. Muhaliflerin serbest bıraktığı Ali’yi, kardeşi Ömer Hasan Ali, sosyal medya ve televizyonlarda görüp tanıdı. İç savaş dolayısıyla abisinin izine ulaşamayan Ömer Hasan Ali, Türkiye’den yardım istedi.”[2]
Esadın zulmünden sadece Suriyeliler değil, Filistinlilerin zulmü yaşamışlar.[3]
Sırada Gazze’nin başında zalim Esedi aratmayan Netenyahu da.

                                                         ************  

TAM BİR VAHŞET

Esedin zulmü tarihte eşine pek rastlanmayan nadir zulümlerden biridir.[4]

 Tarihin yazacağı firavunlardan biri Esed olacaktır.

Eğer Kur’an-ı Kerim bugün inmiş olsaydı Firavunların yerine Esedi, Netenyahuyu, Bıdeni yazardı.

-ABD, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkarmasına tepki göstererek kararı reddettiklerini açıkladı.[5]

– ABD Başkanı George Bush, 11 Eylül’deki intihar saldırılarının ardından terörizme karşı ”Haçlı Seferi” başlattığını söyledi, ancak bunun zaman alacağını, bu yüzden de Amerikan vatandaşlarının sabırlı olmasını istedi.
Bu dünde böyleydi, bugün de.

Eli kanlı, kanlı ve kirli ortak.

– Gazze’deki Filistin Hükümeti Basın Ofisi’nin Yeni Şafak’a verdiği bilgiye göre, 408 gündür devam eden soykırımda 3 bin 472 Filistinli aile, tüm aile fertleriyle yok oldu. Bin 364 Filistinli ailenin de sadece birer üyesi hayatta kaldı.[6]

-Esad’ın zindanlarından 85 yaşında Müslüman bir kadın çıkartıldı.[7]

-Şam’da havalimanı yolunda yaklaşık 100 kişiye ait ceset kalıntıları bulundu.[8]

-Suriye PKK’nın ve uyuşturucunun merkeziydi.[9] 

 – İsrail pisliklerini ve pislediklerini temizliyor.[10]

Zira Suriye- Pkk ve İsrail üçlü çete halinde çalışıyorlar.[11]

***********

İçimizdeki Yunanlılar sözüyle ne amaçlanmaktadır?

“İçimizdeki Yunanlılar” ifadesi, genellikle Türkiye’de bir metafor veya mecaz olarak kullanılmaktadır. Bu söz, tarihsel, kültürel ya da siyasal bağlamlarda farklı anlamlar kazanabilir, ancak genellikle şu amaçlarla kullanılır:

1. Tarihsel Referans: Osmanlı İmparatorluğu döneminde ve sonrasında, Türk-Yunan ilişkileri, özellikle savaşlar, sınır sorunları ve azınlık meseleleri üzerinden şekillenmiştir. Bu söz, tarih boyunca yaşanan gerilimleri hatırlatabilir ve Yunan kültürünün ya da etkisinin Türk toplumundaki varlığına gönderme yapabilir.

2. İçsel Çatışma ve Kimlik Meselesi: Bu ifade bazen, toplumsal veya bireysel düzeyde “ötekileştirilen” bir kimliği veya düşünce tarzını ifade etmek için kullanılabilir. “İçimizdeki Yunanlılar,” bir kişinin ya da grubun, ulusal kimliğe aykırı olarak algılanan davranışlarını ya da düşüncelerini eleştirmek için kullanılan bir eleştiri aracı olabilir.

3. Kültürel Etkileşim ve Karmaşa: Türk ve Yunan toplumları tarih boyunca birçok alanda birbirinden etkilenmiştir. Bu ifade, bu etkileşimlerin farkında olmayı, ancak bazen bunu bir tehdit olarak algılamayı ima edebilir.

4. Siyasal Eleştiri: Bazı durumlarda, bu ifade, ideolojik bir eleştiri için kullanılabilir. Örneğin, bir kişinin ya da grubun dış güçlere (Yunanistan, Batı ya da farklı bir ülkeye) hizmet ettiği iddiasını simgelemek için tercih edilebilir.

Eleştirel Perspektif:
Bu tür ifadeler genellikle milliyetçi, ötekileştirici ya da eleştirel bir bağlamda kullanılır ve tartışmalara yol açabilir. Dolayısıyla, bağlamını anlamadan kullanılmaması ve dilin birleştirici yönüne dikkat edilmesi önemlidir.

 

İÇİMİZDEKİ ESEDCİLER

Maalesef evvelden içimizdeki Yunanlılar denirdi.

Şimdi ise bu durum maskelerin düşmesiyle; içimizdeki İsraillilerin, içimizdeki ABD’liler, içimizdeki Esadcılar, içimizdeki PKK’lılar, içimizdeki FETÖ’cüler, içimizdeki Lgbt.liler, içimizdeki muhalifler, içimizdeki Işidciler, içimizdeki radikaller, içimizdeki gezi provokatörleri, içimizdeki darbeciler, içimizdeki Kemalistler, içimizdeki azınlıklar, içimizdeki masonlar, içimizdeki evanjelistler…

Ne kadarda içimizdeki’ler! Çoğaldı.

– Kirli oyun, dehşetli ifşaat.

Emekli İsrail subaylarından Yisrael Ziv, Esed rejiminin düşme ihtimalinin İsrail için büyük risk oluşturacağını söyledi.

Muhaliflerin İsrail işgalindeki Suriye toprağı Golan Tepeleri için de cephe açma olasılığından bahseden İsrailli Tümgeneral Ziv, Esed’in varlığının İsrail’in güvenlik çıkarları için daha iyi bir seçenek olduğunu vurguladı.

Ziv İsrail, ABD, Suudi Arabistan ve diğer körfez ülkelerinin bölgesel koalisyon oluşturarak Esed rejimini güçlendirmesi gerektiğini belirtti.

-Sünni Suriyelileri kovan CHP, Alevi Suriyelilerin Türkiye’ye getirilmesini istedi.[12]

 İçimizdeki Baascı ve Esedciler.

-Türkiye hariç tüm dünya bizden vazgeçti! Diyor Suriyeliler.[13]

 – Esed İsrail iş birliği içindeydi.[14]

MEHMET ÖZÇELİK

13-12-2024

 

 

 

[1] https://www.yenisafak.com/dunya/muhalifler-sama-girdi-suriyedeki-61-yillik-baas-rejimi-coktu-4661755

[2] https://www.yenisafak.com/dunya/40-yillik-esirlerden-sadece-biri-4661731

[3] https://www.yenisafak.com/dunya/kassam-mucahitleri-esed-zindanindan-cikti-cogu-hakkinda-olum-belgesi-verilmis-4661847

[4] 12- 3- 4- 5- 6- 7-8- 9- 11121314

[5] https://www.haber7.com/dunya/haber/3480466-abdden-tarihi-netanyahu-karari-sonrasi-ilk-aciklama-beyaz-saray-duyurdu

[6] https://www.yenisafak.com/gundem/3-bin-472-aile-yok-oldu-4657482

[7] https://www.facebook.com/share/v/15LQW5TP32/

[8] https://video.haber7.com/video-galeri/302956-samda-havalimani-yolunda-yaklasik-100-kisiye-ait-ceset-kalintilari-bulundu

[9] 1- 2- 3- 4-

[10] https://www.yenisafak.com/gundem/sinan-ogan-28-mayis-kararini-suriye-ile-percinledi-insallah-devami-gelecek-4661887

[11] https://www.haber7.com/dunya/haber/3486276-netanyahudan-suriyede-esed-rejimini-deviren-silahli-gruplara-tehdit

https://video.haber7.com/video-galeri/302695-tadamon-katliamcisi-yakalandi-sonu-geldi-simdi-hesap-vakti

[12] https://www.yenisafak.com/video-galeri/gundem/sunni-suriyelileri-kovan-chp-alevi-suriyelilerin-turkiyeye-getirilmesini-istedi-4662677

https://www.haber7.com/foto-galeri/89347-skandal-paylasimlar-turkiyedeki-iran-ve-rus-gudumlu-esed-yanlilari-yasa-burundu

[13] https://video.haber7.com/video-galeri/302971-turkiye-haric-tum-dunya-bizden-vazgecti

https://video.haber7.com/video-galeri/302763-esedin-kirli-para-kaynagi-ele-gecirildi

[14] https://www.haber7.com/dunya/haber/3486416-pkkypg-tel-avivden-yardim-istedi-israil-basinindan-flas-iddia

https://www.yenisafak.com/dunya/muhaberat-irani-mossada-satti-4662348

https://www.haber7.com/guncel/haber/3486414-rusyaya-kacarken-ulkesini-satmis-esed-israile-bakin-ne-listesi-vermis

 




DENİZ DALGASIZ OLUR MU?

DENİZ DALGASIZ OLUR MU?[1]

 

Sizden kesin söz almış ve Tur’u tepenize dikmiştik, “Size verdiğimize kuvvetle sarılın ve dinleyin” demiştik “İşittik ve karşı geldik” dediler de inkarları yüzünden buzağı sevgisi kalblerine sindirildi. De ki, “Eğer inanmışsanız, imanınız size ne kötü şey emrediyor?” Bakara. 93.

Bu ayet, Bakara Suresi’nin 93. ayetidir ve İsrailoğulları’nın Allah ile olan ilişkilerindeki sadakatsizlik ve itaatsizliklerini anlatır. Allah, İsrailoğulları’na Tur Dağı’nı üzerlerine kaldırarak emirlerini kuvvetle tutmalarını ve itaat etmelerini emretmişti. Ancak, onlar “İşittik ve karşı geldik” diyerek Allah’ın emirlerine uymayı reddettiler. Bunun sonucu olarak, inkar ve isyanlarının bir yansıması olarak kalplerine buzağı sevgisi yerleşti.

Bu ayette Allah, onların inançlarının samimiyetsizliğine dikkat çekmekte ve “Eğer gerçekten inanmışsanız, imanınız size nasıl bu kadar kötü bir şey emredebilir?” diyerek yaptıkları çelişkiye işaret etmektedir. Bu, sadece sözle iman etmenin yetmediğini, kişinin eylemlerinin ve itaatinin de imanını yansıtması gerektiğini vurgular.

Bu kıssa, özellikle insanlara Allah’ın emirlerine ve sözleşmelerine sadık kalmaları gerektiğini ve aksi halde kalplerinin yanlış sevgilerle doldurulacağını hatırlatır.

@@@@@@

“inkarları yüzünden buzağı sevgisi kalblerine sindirildi.”ayetin tefsiri ve üşribu kelimesinin izahı.

Bakara Suresi 93. ayetindeki “buzağı sevgisi kalplerine sindirildi” ifadesi, İsrailoğulları’nın Allah’ın emirlerinden yüz çevirmelerinin ve peygamberlerine karşı gelmelerinin bir sonucu olarak, yanlış bir sevginin kalplerine yerleşmesini anlatır. Ayette geçen “üşribu” kelimesi, bu anlamı daha derinlemesine açıklar.

Üşribu Kelimesinin Tefsiri ve İzahı

“Üşribu” kelimesi, Arapça kökenli olup, “içirmek” veya “içirilmek” anlamını taşır. Ancak ayette mecazi bir anlamda kullanılmıştır. “Buzağı sevgisi kalplerine içirildi” şeklinde de tercüme edilebilir.

Bu ifade, onların putperestliğe, sapkınlığa ve Allah’a isyankarlığa olan meyillerinin kalplerine derinlemesine yerleştiğini ifade eder. Adeta bir kişinin su içmesi gibi, onların buzağıya olan sevgisi de kalplerine işlenmiş ve içselleştirilmiştir. Bu durum, onların Allah’tan uzaklaşmalarının bir cezası veya sonucu olarak değerlendirilir.

Tefsirlerdeki Açıklamalar

1. Taberî Tefsiri:
Taberî, “üşribu” kelimesinin buzağı sevgisinin onların kalplerine derinlemesine nüfuz ettiğini ve bu sevginin artık onların düşünce dünyasının bir parçası haline geldiğini ifade eder. Bu sevgi, onların Allah’a olan itaatsizliklerinin ve dünyaya meyletmelerinin bir göstergesidir.

2. Kurtubî Tefsiri:
Kurtubî, bu ifade ile İsrailoğulları’nın, Hz. Musa Tur Dağı’nda iken buzağıya tapmaya başlamalarını ve bu sevginin, inkarları sonucu bir tür hastalık gibi kalplerine yerleşmesini açıklar. Allah’tan gelen uyarılara rağmen, kalplerindeki buzağı sevgisini terk edememişlerdir.

3. Râzî Tefsiri:
Râzî, “üşribu” kelimesinin içe nüfuz eden ve artık bir alışkanlık haline gelen sevgi anlamına geldiğini vurgular. Kalplerinin, isyan ve inkardan dolayı hakikate kapandığını, buzağıya olan bağlılığın ise bu durumun bir sonucu olduğunu belirtir.

Bu İfadenin Mesajı

Bu ifade, insanın sapkın düşünceleri ve yanlış sevgilerinin, sürekli isyan ve inkar ile nasıl kalbe yerleştiğini ve kökleştiğini gösterir. Allah, kullarını hidayete çağırmasına rağmen, onlar bu ilahi daveti reddederse, bu tür sapkınlıklar kalplerine bir ceza olarak yerleştirilebilir. Ayet, müminlere şu uyarıyı yapar:

İnanç ve sevgi, Allah’a yönelmeli ve doğru ilkelere dayanmalıdır.

Kötü alışkanlıklar ve sapkınlıklar kalpte kök salmadan önce tövbe edilmelidir.

Buzağı sevgisinin kalplere işlenmesi, aynı zamanda modern insanlar için de bir uyarıdır: Kişi, dünyevi saplantılara veya yanlış sevgiye kendini kaptırırsa, bu durum zamanla kalbini işgal edebilir ve hakikate ulaşmasını engelleyebilir.

@@@@@@

(Ardından) İsrailoğullarını (Firavun zulmünden kurtarıp) denizden geçirdik. (Derken) Putları önünde bel büküp eğilmekte olan bir topluluğa rastladılar. (Bunu görünce peygamberlerine) Dediler ki: “Ey Musa, onların ilahları (putları var; onlarınki) gibi, sen de bize bir ilah yap.” O ise: “Siz gerçekten cahillik etmekte olan bir kavimsiniz” diye (azarladı).

[1] https://www.youtube.com/watch?v=REVotNZM7nI

 




MÜNTAKİM İSMİ-ALLAHIN ADALETLE İNTİKAMI

MÜNTAKİM İSMİ-ALLAHIN ADALETLE İNTİKAMI[1]

 

Allah’ın Müntakim İsmi ve İzahı

Müntakim, Allah’ın Esma-i Hüsnâsından (güzel isimlerinden) biridir ve kelime anlamı olarak “intikam alan, adaletle cezalandıran” demektir. Bu isim, Allah’ın suçluları, zulmedenleri ve haddi aşanları adaletle cezalandırma sıfatını ifade eder. Ancak bu cezalandırma, insanî anlamda bir öfke veya kin duygusuna dayanmaz; tamamen İlahi adaletin bir gereğidir. Müntakim ismi, Allah’ın hem mutlak adaletini hem de hikmetini yansıtır.

Müntakim İsminin Anlamı

1. Adaletle İntikam Alan:
Allah, haksızlık edenlere, zalimlere ve kötülükte ısrar edenlere hak ettikleri cezayı verir. Bu, İlahi adaletin bir tezahürüdür.

“Zulmedenlere meyletmeyin, yoksa size de ateş dokunur.” (Hud, 11/113)

2. Cezalandırma İlahi Hikmetle Olur:
Müntakim ismi, cezalandırmanın keyfî değil, Allah’ın sonsuz ilim, hikmet ve adaletine uygun olarak gerçekleştiğini gösterir. Bu cezalandırma, ahirette tam anlamıyla tecelli eder.

Müntakim İsmi Nerelerde Tecelli Eder?

1. Zulme Uğrayanların Adalet Bulması:
Dünyada zulme uğrayan ve hakkı yenenlerin İlahi adaletle karşılık bulması, Müntakim isminin bir tecellisidir. Eğer bu dünyada gerçekleşmezse, ahirette tam anlamıyla zuhur eder.

“Şüphesiz Rabbiniz, zulmedenleri yakaladığı zaman çok şiddetli yakalar.” (Hud, 11/102)

2. Ahiretteki İlahi Mahkeme:
Müntakim isminin en açık tecellilerinden biri ahirette olur. Günahkârlar, inatla küfürde ısrar edenler ve zalimler İlahi adaletle cezalandırılırken, müminler mükafatlandırılır.

3. Tarihteki Kavimlerin Helakı:
Allah’ın Müntakim ismi, geçmişte Nuh, Lut, Ad ve Semud kavimleri gibi haddi aşan topluluklara uyguladığı cezalarla da tecelli etmiştir. Bu cezalar, Allah’ın adaletinin ve intikam sıfatının dünyadaki örnekleridir.
Müntakim İsmi ve İnsan İçin Dersler

1. Adaletle Hareket Etmek:
İnsan, Allah’ın Müntakim ismini düşünerek zulümden kaçınmalı ve adaletli bir hayat sürmelidir. Çünkü Allah, haksızlık yapanları ve zulmedenleri asla sevmez.

2. Zulümden Kaçınmak:
İnsan, zulmün er ya da geç cezasız kalmayacağını bilmeli ve başkalarına zarar vermekten uzak durmalıdır.

3. Sabır ve Teslimiyet:
Zulme uğrayan kimse, Allah’ın Müntakim ismine sığınarak İlahi adalete güvenmelidir. Allah, mazlumların intikamını en güzel şekilde alır.

“Allah, asla zalimlerin yaptıklarından habersiz değildir.” (İbrahim, 14/42)

4. Affetmeyi Seçmek:
İnsan, Allah’ın affedicilik sıfatını da dikkate alarak küçük meselelerde intikam peşinde koşmamalı, bağışlamayı tercih etmelidir. Ancak, hakkını savunma ve adalet isteme hakkı da meşrudur.

Müntakim İsminin Dengesi: Cezalandırma ve Rahmet

Allah’ın Müntakim ismi, O’nun sadece cezalandırıcı bir Rab olduğu anlamına gelmez. Allah’ın adaleti, rahmetiyle dengelenir. Çünkü Allah aynı zamanda Rahman (merhametli) ve Gafur (bağışlayan) isimleriyle de tecelli eder. Ancak kötülükte ısrar eden, tövbe etmeyen ve zulme devam edenlere karşı İlahi adalet, Müntakim ismiyle kendini gösterir.

Sonuç

Allah’ın Müntakim ismi, İlahi adaletin bir yansımasıdır. Bu isim, Allah’ın zulmedenleri ve günahkârları cezalandırarak hakkı üstün tuttuğunu gösterir. İnsan, bu ismi tefekkür ederek adaleti hayatına yerleştirmeli, zulümden kaçınmalı ve Allah’ın adaletine güvenmelidir. Müntakim ismi, İlahi hikmetin ve adaletin mükemmelliğini idrak etmemize vesile olan bir Esma-i Hüsnâ’dır.

@@@@@@@

Allah’ın Celal, Cebbar ve Kahhar isimleri ve izahı.

Allah’ın Celal, Cebbar ve Kahhar İsimleri ve İzahı

Allah’ın Esma-i Hüsnâsından olan Celal, Cebbar ve Kahhar isimleri, O’nun büyüklüğünü, mutlak gücünü ve adaletle cezalandırma kudretini ifade eder. Bu isimler, Allah’ın kudretini, azametini ve kâinattaki mutlak hâkimiyetini gösterir. Aşağıda bu isimlerin anlamları ve insan üzerindeki etkileri ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır.

1. Celal İsmi

Celal ismi, Allah’ın azametini, büyüklüğünü, yüceliğini ve hiçbir şeye muhtaç olmadığını ifade eder. Celal, Allah’ın uluhiyetinin ve zatının eşsiz yüceliğini belirtir.

Anlamı: Azamet ve yücelik sahibi; hiçbir eksiklikten ve kusurdan münezzeh olan.

Kur’an’da: Bu isim, genellikle Allah’ın “Celal ve İkram Sahibi” sıfatıyla birlikte geçer:

“Celal ve ikram sahibi Rabbinin adı ne yücedir!” (Rahman, 55/78)

Tefekkür ve İnsan Üzerindeki Etkisi:

Tevazu: Allah’ın Celal ismini düşünen insan, kendi acizliğini ve Allah’ın büyüklüğünü idrak eder. Bu, insanı tevazuya ve kulluk bilincine yöneltir.

Şükür: Celal sahibi Allah’a şükretmek, O’nun nimetlerinin büyüklüğünü ve yüceliğini anlamaktır.

Hürmet: Celal ismi, insanın Allah’a saygı ve tazim göstermesine vesile olur.

2. Cebbar İsmi

Cebbar ismi, Allah’ın mutlak güç sahibi olduğunu, dilediğini yapabilme kudretine sahip olduğunu ve eksiklikleri tamamladığını ifade eder.

Anlamı: Kudretli, her istediğini yapmaya muktedir; kırıkları onaran, eksiklikleri gideren, her şey üzerinde hâkimiyet kuran.

Kur’an’da:

“O, her şeye galip olan, her işinde hikmet sahibi ve her şeyden hakkıyla haberdar olandır.” (Sad, 38/65)

İki Boyutu:

1. Merhamet Boyutu: Allah, Cebbar ismiyle eksiklikleri giderir, kırıkları onarır ve kullarını ihtiyaçlarından kurtarır.
2. Hikmet Boyutu: Allah, isyan edenlere, zalimlere ve haddi aşanlara karşı mutlak güç sahibi olarak onların planlarını bozar ve adaletle tecelli eder.

Tefekkür ve İnsan Üzerindeki Etkisi:

Teslimiyet: Allah’ın Cebbar ismini tefekkür eden insan, O’nun kudretine teslim olur ve ilahi hükümlere boyun eğer.

Güven: İnsan, her türlü eksikliğini ve sıkıntısını giderecek olanın Allah olduğunu bilerek O’na sığınır.

Haddini Bilmek: Cebbar ismini idrak eden kişi, kendi sınırlarını aşmamaya çalışır ve Allah’ın gücüne teslim olur.

3. Kahhar İsmi

Kahhar ismi, Allah’ın mutlak hâkimiyetini, düşmanlarını ve isyan edenleri mağlup etme kudretini ifade eder. Allah’ın Kahhar ismi, O’nun zalimleri, haddi aşanları ve isyan edenleri mutlak adaletiyle kahretmesi anlamına gelir.

Anlamı: Her şeyi mutlak otoritesi altına alan; isyan edenleri kahreden, her şeye galip gelen.

Kur’an’da:

“O, her şeyin üstünde kahreden, mutlak hakimiyet sahibidir.” (En’am, 6/18)

“De ki: Göklerin ve yerin Rabbi kimdir? De ki: Allah’tır. O halde de ki: Öyleyse O’nu bırakıp da kendilerine fayda ya da zarar veremeyecek olan dostlar mı edindiniz? De ki: Hiç kör ile gören bir olur mu? Ya da karanlıklarla aydınlık bir olur mu?” (Ra’d, 13/16)

Tefekkür ve İnsan Üzerindeki Etkisi:

Zulümden Kaçınmak: Kahhar ismini düşünen insan, Allah’ın adaletinden korkar ve zulümden uzak durur.

Korku ve Ümit Dengesi: İnsan, Allah’ın Kahhar ismini düşünerek O’nun azabından korkar ancak O’nun rahmetini de hatırlayarak ümitvar olur.

Teslimiyet ve Güven: Allah’ın mutlak galip olduğunu bilmek, insanın huzur bulmasını sağlar; çünkü her şey O’nun kontrolündedir.

Bu İsimlerin İnsan Üzerindeki Genel Tesirleri

1. Tevhid Şuuru:
Bu isimler, Allah’ın mutlak birliğini, otoritesini ve yüceliğini anlamaya vesile olur. İnsan, Allah’ın mutlak hâkimiyetine ve adaletine teslim olur.

. Adalet ve Merhamet Dengesi:

Celal ismi, Allah’ın azamet ve büyüklüğünü, insanın ne kadar küçük olduğunu öğretir.

Cebbar ismi, hem merhametli hem de kudretli bir Rabbimiz olduğunu gösterir.

Kahhar ismi ise, İlahi adaletin tecellisini ve haddi aşanların asla cezasız kalmayacağını hatırlatır.

3. İman ve Teslimiyet:
İnsan bu isimleri tefekkür ederek Allah’a olan imanını kuvvetlendirir, nefsinin isyanını kırar ve ilahi kudrete teslim olur.

Sonuç

Allah’ın Celal, Cebbar ve Kahhar isimleri, O’nun azametini, mutlak gücünü ve adaletini ifade eden derin anlamlara sahiptir. Bu isimler, insana Allah’ın yüceliğini ve kudretini hatırlatarak tevazu, teslimiyet ve adalet duygularını geliştirir. İnsan, bu isimleri tefekkür ederek Allah’a olan bağlılığını artırmalı ve hayatında bu isimlerin gerektirdiği davranışları sergilemelidir.

@@@@@@@

“Zâlim, yeryüzünde Allah’ın adâletidir. Allah onunla (başkalarından) intikâm alır. Sonra (döner), ondan da intikâmını alır.” (bk. Keşfu’l-Hafâ, 2/64)
“İşte kazandıkları (günahları)ndan ötürü zâlimlerden bir kısmını diğer bir kısmının peşine böyle takarız.” (Enâm 6/129)
“Azîz ve celîl olan Allah şöyle buyurdu; ‘Buğzettiklerimle buğzettiklerimden intikâm alırım. Sonra da döner, hepsini cehenneme döker, sürer, atarım.’ ” (Mecmeu’z-Zevâid, 7/289)
“De ki: ‘Allah’ın azâbı size ansızın veya açıkça gelirse, zâlimlerden başkası mı yok olur!” (En’âm 6/47)

 

 

[1] https://www.youtube.com/watch?v=cK3oT-kVuAg&t=92s




KURAN-I KERİM’İN EDEBİYAT VE SANATA ETKİ VE KATKILARI

KURAN-I KERİM’İN EDEBİYAT VE SANATA ETKİ VE KATKILARI[1]

 

Kur’an’ın edebiyat ve sanata ne gibi etkileri ve katkıları olmuştur?


Kur’an-ı Kerim, İslam dünyasında edebiyat ve sanat alanında derin ve geniş kapsamlı etkiler bırakmıştır. Bu etkiler sadece İslam coğrafyasıyla sınırlı kalmamış, farklı kültürlerde de yankı bulmuştur. Kur’an’ın edebi ve estetik yapısı, içerdiği evrensel mesajlar ve sanatsal ilham kaynağı olması, İslam medeniyetindeki sanat ve edebiyatın temelini oluşturmuştur. İşte Kur’an’ın edebiyat ve sanata etkileri:

1. Edebiyat Alanındaki Etkileri

a) Dil ve Üslup Üzerindeki Etkisi

Arapça’nın Gelişimi: Kur’an, Arap dilini zirveye taşımış ve ona bir düzen kazandırmıştır. Kur’an’ın belagatı ve üstün üslubu, klasik Arap edebiyatını büyük ölçüde şekillendirmiştir.

Edebiyat Türlerinin Zenginleşmesi: Kaside, mersiye, methiye gibi edebiyat türlerinin gelişiminde Kur’an’ın dilinden ve temalarından esinlenilmiştir.

Retorik ve Belagat: Kur’an’ın eşsiz retorik yapısı, İslam dünyasında belagat ilminin doğuşuna ve gelişimine yol açmıştır. Bu, sadece dini metinlerde değil, aynı zamanda şiir, nesir ve hitabet gibi diğer edebi türlerde de etkili olmuştur.

b) Şiir ve Şairler Üzerindeki Etkisi

Tasavvufi Şiir: Kur’an’ın manevi mesajları, tasavvufi şiirin doğmasına zemin hazırlamıştır. Mevlana, Yunus Emre, Hafız-ı Şirazi gibi şairler, eserlerinde Kur’an’dan yoğun bir şekilde etkilenmiştir.

Ahiret, Tevhid ve Ahlak Temaları: Şiirlerde Kur’an’ın ahiret inancı, Allah’ın birliği (tevhid) ve ahlaki öğütleri sıkça işlenmiştir.

c) Hikaye ve Mesneviler

Kıssalar ve İlham: Kur’an’daki peygamber kıssaları (Yusuf, Musa, Nuh vb.), İslam dünyasında hikaye ve mesnevi türlerinin gelişmesinde ilham kaynağı olmuştur. Örneğin:

Hz. Yusuf’un kıssası, aşk ve fedakarlık konulu edebi eserlerin temelini oluşturmuştur.

Mesnevilerde Kur’an’ın ahlaki ve dini öğütleri, sanatsal bir üslupla işlenmiştir.

2. Sanat Alanındaki Etkileri

a) Hat Sanatı

Kur’an’ın Yazımı ve Estetiği: Kur’an’ın yazılması ve korunması ihtiyacı, hat sanatının doğmasına ve gelişmesine neden olmuştur. Kufi, Nesih, Sülüs gibi farklı yazı stilleri, Kur’an metinlerini süslemek amacıyla geliştirilmiştir.

Sanatsal İfade: Hat sanatı, Kur’an’ın görsel bir şekilde ifade edilmesini sağlamış ve İslam sanatında merkezi bir rol oynamıştır.

b) Tezhip ve Minyatür

Tezhip Sanatı: Kur’an’ın süslenmesi amacıyla tezhip (altınlama) sanatı geliştirilmiştir. Kur’an sayfalarının kenarlarını süsleyen desenler, İslam sanatının en güzel örneklerindendir.

Minyatür Sanatı: Her ne kadar doğrudan Kur’an ile ilişkilendirilmese de, Kur’an kıssaları ve dini temalar, minyatür sanatında işlenmiştir.

c) Mimari

Cami Mimarisi: Kur’an’ın Allah’ın kudreti ve tevhid anlayışını vurgulayan mesajları, İslam mimarisinde camilerin inşasında kendini göstermiştir. Kubbe, minare ve mihrap gibi unsurlar, bu mesajların estetik yorumlarıdır.

Süsleme Sanatı: Kur’an ayetleri, İslam mimarisindeki çiniler, duvar süslemeleri ve mermer işlemeler üzerinde sıklıkla yer almıştır.

d) Müzik ve İlahiler

Kur’an Tilaveti ve Müzikal Etki: Kur’an’ın okunuşundaki ahenk ve melodik yapı, İslam müziğinde tasavvufi ilahiler ve ezgiler üzerinde etkili olmuştur.

Tasavvuf Müziği: Kur’an’dan esinlenen tasavvuf müziği, manevi duyguları ifade eden bir sanat dalı olarak gelişmiştir.

3. Evrensel ve Kültürel Etkiler

a) Farklı Kültürlerde İlham

Kur’an, sadece İslam coğrafyasında değil, diğer kültürlerde de sanata ve edebiyata ilham kaynağı olmuştur. Örneğin, Batı’da İslam kültürünü inceleyen birçok yazar, Kur’an’dan etkilenmiştir.

b) Ahlaki ve Düşünsel Katkılar

Sanat ve edebiyatta ahlak, erdem, adalet ve sabır gibi Kur’anî değerler işlenmiş ve bu, eserlerin içeriğine derinlik katmıştır.

Sonuç

Kur’an-ı Kerim, hem doğrudan hem de dolaylı olarak İslam dünyasında edebiyat ve sanatın gelişimine öncülük etmiştir. Onun zengin dili, manevi mesajları ve estetik yapısı, yüzyıllar boyunca sanatçı ve edebiyatçılara ilham vermeye devam etmiştir. Bu etkiler, İslam medeniyetini zenginleştirirken aynı zamanda insanlığa ortak bir kültürel ve manevi miras sunmuştur.

[1] https://www.youtube.com/watch?v=8xaVzD-4GhQ&t=72s

 




MEAL İNCELEMELERİ

MEAL İNCELEMELERİ[1]

 

Eleştirel bir gözle meal incelemesi ve örnekleriyle delilleri nelerdir?


Kur’an meallerini eleştirel bir gözle incelemek, doğru anlamayı sağlamak ve yanlış anlamaların önüne geçmek için son derece önemlidir. Mealler, Kur’an’ın asıl metni olan Arapça’dan yapılan tercümelerdir; bu nedenle bir mealin, Kur’an’ın anlamını ne derece doğru yansıttığına dair eleştirel bir değerlendirme, dil, bağlam, tefsir ve kelime seçimi gibi birçok açıdan yapılmalıdır. İşte eleştirel meal incelemesi için temel ilkeler ve bazı örnekler:

1. Meal Nedir?

Meal, Kur’an’ın birebir çevirisi değil, anlamını yansıtmaya yönelik bir çalışmadır. Kur’an, lafzıyla da mucizevi olduğu için, mealler hiçbir zaman orijinal metnin yerini alamaz.

Tefsir ile Farkı: Tefsir, ayetlerin detaylı açıklamasını ve bağlamını içerirken, meal sadece kısa bir anlam çevirisi sunar. Bu nedenle, bağlam ve tefsir desteği olmadan yapılan meal çalışmaları eksik veya hatalı olabilir.

2. Eleştirel İncelemenin Kapsamı

a) Dil ve Kelime Seçimi

Kur’an Arapça’sındaki kelimelerin çoğunun çoklu anlamları vardır. Meallerde, bu anlamlardan birinin seçilmesi, diğer anlamların göz ardı edilmesine yol açabilir.

Örnek:

Bakara Suresi, 2/2: “ذَٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَ فِيهِ” ifadesindeki “rayb” kelimesi, bazı meallerde “şüphe” olarak çevrilirken, bazı meallerde “kuşku” ya da “tereddüt” olarak çevrilmiştir. Ancak kelimenin tam bağlamı dikkate alınmazsa, anlamda eksiklik veya farklılık oluşabilir.

b) Bağlamın Göz Ardı Edilmesi

Kur’an ayetleri, belli bir bağlamda (nüzul sebebi) indirilmiştir. Bu bağlamı dikkate almadan yapılan tercümeler, ayetin yanlış anlaşılmasına neden olabilir.

Örnek:

Maide Suresi, 5/51: “Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin…” şeklinde tercüme edilen ayetin bağlamı dikkate alınmadığında, bu, tüm Yahudi ve Hristiyanlarla dostluğun yasaklandığı şeklinde anlaşılabilir. Oysa ayetin iniş bağlamı, Müslümanların savaş durumundaki düşmanlarını desteklememesiyle ilgilidir.

c) Kültürel ve Tarihsel Unsurların Göz Ardı Edilmesi

Kur’an’da geçen bazı ifadeler, dönemin kültürel yapısını yansıtır ve doğrudan tercüme edildiğinde yanlış anlamalara yol açabilir.

Örnek:

Nisa Suresi, 4/34: “Erkekler kadınlar üzerinde kavvamdır…” ifadesindeki “kavvam” kelimesi, bazı meallerde “kadınlar üzerinde hakimdir” ya da “kadınlara karşı üstün kılınmıştır” şeklinde tercüme edilir. Ancak kavvam, koruyucu, gözetici ve sorumlu anlamlarını taşır. Yanlış çeviriler, bu ayetin bağlamından koparılmasına neden olabilir.

d) Eşanlamlı Kelimelerin Çevirisi

Arapça’daki bazı kelimeler, Türkçe’ye birebir karşılık gelmez. Bu durumda yetersiz bir tercüme, anlamın tam olarak yansıtılamamasına neden olur.

Örnek:

Rahman ve Rahim sıfatları, çoğu mealde “merhametli” olarak çevrilir. Ancak Rahman kapsamlı bir merhameti, Rahim ise sürekli ve bireysel merhameti ifade eder. Bu ayrım genellikle göz ardı edilir.

e) Tefsirsel Anlam Eksikliği

Mealler, tefsir desteği olmadan okuyucunun zihin dünyasında eksiklik yaratabilir. Örneğin:

Nur Suresi, 24/31: Kadınların örtünmesiyle ilgili ayette geçen “ziynetlerini açmasınlar” ifadesi, bağlamına göre farklı yorumlanmıştır. Tefsirden bağımsız bir meal, bu ifadeyi yanlış anlamaya yol açabilir.

3. Eleştirel İnceleme İçin Metot

a) Orijinal Metinle Karşılaştırma

Arapça bilenlerin, meali doğrudan Kur’an’ın orijinal metniyle karşılaştırması gerekir. Bu, çeviri sırasında yapılan hataların fark edilmesini sağlar.
b) Farklı Meallerin Karşılaştırılması

Aynı ayet için farklı mealler incelenerek anlam çeşitliliği ve yorum farklılıkları tespit edilebilir. Örneğin:

Alak Suresi, 96/1: “Oku!” emri bazı meallerde “Oku (ve öğren)!” şeklinde genişletilmiştir. Bu tür eklemeler, bazen faydalı bazen yanıltıcı olabilir.

c) Bağlam ve Nüzul Sebeplerinin İncelenmesi

Ayetlerin iniş bağlamları (esbab-ı nüzul) dikkate alınarak mealin doğruluğu kontrol edilmelidir.

  1. d) Kur’an’ın Bütünselliği

    Bir ayetin anlamını, diğer ayetlerle çelişmeyecek şekilde açıklamak gerekir. Meallerde sıkça yapılan hatalardan biri, ayetlerin bağlamdan koparılıp ayrı bir anlamda sunulmasıdır.

    Örnek Delillerle İnceleme

    Örnek 1: En’am Suresi, 6/151

    Orijinal Ayet: “Can’a haksız yere kıymayın.”

    Bazı Meallerdeki Hata: “İnsan öldürmeyin.” şeklinde çevrilmiştir. Bu, savaş veya adalet için yapılan öldürme durumlarını kapsam dışında bırakır. Doğru çeviri “Haksız yere cana kıymayın.” şeklinde olmalıdır.

    Örnek 2: Bakara Suresi, 2/62

    Orijinal Ayet: “Yahudilerden, Hristiyanlardan ve Sabiîlerden kim Allah’a inanır ve salih amel işlerse, onların mükâfatı Rablerinin katındadır.”

    Bazı Meallerdeki Hata: Bu ayet, İslam’dan başka dinlere bağlı kişilerin de cennete gideceği şeklinde yorumlanmıştır. Ancak bağlam dikkate alındığında, ayetin bu grupların içindeki samimi inananları kastettiği anlaşılmaktadır.

    5. Sonuç

    Eleştirel meal incelemesi, Kur’an’ı anlamaya çalışan okuyucular için önemli bir yöntemdir. Meal, yalnızca bir “anlam çevirisi” olduğu için mutlaka bağlam, tefsir ve dilbilimsel analizle desteklenmelidir. Doğru bir meal, Kur’an’ın evrensel mesajlarını anlamada bir köprü işlevi görürken, yanlış veya eksik bir meal, yanlış anlamalara yol açabilir. Bu nedenle, mealleri eleştirel bir gözle okumak ve farklı kaynaklarla karşılaştırmak, daha sağlıklı bir Kur’an anlayışına ulaşmak için gereklidir.

[1] https://www.youtube.com/watch?v=qSmgWg6bYXg&t=232s