12.SINIFLAR ANKET

12.SINIFLAR ANKET

1-İyi bir eğitim için öğretmenlerden beklentileriniz nelerdir?

  1. Derslerde sohbet olmalı bazen dışarıda işlenmeli

Üniversite gezisi yapılmalı, derste sıkılmamalı, örnek öğretmen tavsiye edilmeli, dersler anlaşılır, akıcı olmalı, empati yapılmalı, derslerin bir kısmı teste ayrılmalı.

Alanlarında bilgi sahibi olunmalı, mantıki cevaplar vermeli, dersi bozanları uzaklaştırmalı, öğretmen öğrenci diyaloğu sağlanmalı, ders odaklı olmalı, üniversite için destek olunmalı, ayrım yapılmamalı, son sınıf öğrenciler yorulmamalı, kelebek sistemi sınavı olmasın, anlaşılır olsun, bizler anlaşılalım, bize kızılmamalı.

 

2-Öğrencilerden gördüğünüz eksik ve yanlış uygulamalar ve yapılması gerekenler nelerdir?

  1. Bilinçsiz, görgü kuralları bilmeyen, şımarık, dağınıklık, su-i İstimal, katı durumlar ve ders üzerine olmalı, öğrenciler disiplinli olmalı, gerekirse okuldan atılmalı, çok konuşulmamalı, kitaptan ders işlenmeli, öğrenciye yakışır davranışlar olmalı, yaptırım olmalı, ciddi bir disiplin olmalı, saygılı olmalı, devlet malına zarar verilmemeli, olgun olunmalı, çalışkan ve ahlaklı olunmalı, dikkat dağınıklığı giderilmeli, öğrenci karakterine önem verilmeli, insan olduğu hatırlatılmalı.

Çok çalışılmalı, davranışlara dikkat edilmeli, dengesiz olmamalı, çok konuşulmamalı, rehber öğretmen daha çok ilgilenmeli, uyarılmalı, okula teşvik edici etkinlik yapılmalı, öğrenci siyasetten uzak olmalı, düzenli çalışmıyor, dinlemeyen gönderilmeli.

 

3-Öğretmenlerden ve idareden beklentileriniz ve istekleriniz nelerdir?

3.Sosyal aktivite olmalı, kolaylık sağlanmalı, telefon toplanmamalı, dersler verimli işlenmeli, adaletli olup kıyafete karışılmamalı, ders saati ve öyle arası kısaltılmalı, dersler hafifletilmeli, okul forması kalkmalı, adaletli olunmalı, kantinin indirimli olması gerekir. 

Kütüphaneye yönelik çalışma yapılmalı, Yks’ye kolay ulaşılabilmeli, kopya konusunda dikkat, nefret ettirilmemeli, dayak olmamalı, idare yardımcı olmalı, öyle arası serbest olmalı, öğretmenler halden daha çok anlamalı, öğrencilere gerekli izinler verilmeli.

İdarenin öğrenciye katkısı olmalı, rehberlik yetersiz olmamalı, kitap israfı olmamalı, dijitale geçilmeli, sabah sınıfa alınırken soğukta dışarıda bekletilmemeli, müzik odaları açılmalı, Kur’an-ı Kerim sınıfları açılmalı, disiplinli olunmalı, öğle sonu dersler olmamalı, meslek dersleri 12. sınıfta olmamalı.

 

4-Dersler ve ders kitapları ile ilgili görüşleriniz nelerdir?

  1. Ders süresi azaltılmalı, eksik konular giderilmeli, öğrenciler okuldan erken çıkmalı, üniversiteye yönelik dersler olmalı, kitaplar sınıf düzeyine uygun olmalı, akıcı olmalı, gereksiz konular çıkarılmalı, kitaplar kısa ve öz olmalı, kitapların son sayfası teste dayalı ve konu anlatımlı olmalı, üniversite sınavı için ayrı bir kitap olmalı, staj usulü gelmeli, eksik bilgi verilmemeli, kitaplar para ile satılmalı, kitaplar sıkıcı olmamalı, ders saatleri kısa olmalı, ders kitapları pekiştirici olmalı, gereksiz bilgiler var, dersler ağır, dersler iyi, ders kitapları çok detaylı, derslerin peş peşe olması yoruyor, sıkıcı oluyor.

 

5-Milli Eğitim sisteminde, en iyi bir eğitim konusunda beklentileriniz nelerdir?

5.Ders akışı sevdirilmeli, okumak istemeyenler sanata gönderilmeli, kitap geliştirilmeli, sınav test ve ÖSYM tarzında olmalı, ders 30 dakikaya düşürülmeli, disiplin azaltılmalı, yeteneğe göre yönlendirilmeli çocuklar zorlanmamalı, okullarda vasıflı ve liyakatli insanlar olmalı, sistem düzenlenmeli, 5 yılda bir değişmeli, üniversite sınavları kolay olmalı, disiplin olmalı, atamalar öğretmenlerin seçimi daha özenli olmalı, okulların imkan düzeyi sağlanmalı, devamsızlık hakkı arttırılmalı, öğrenciye verilen bilginin kalıcı olması gerekir, okul 4 gün olmalı, ortaokulda test olmalı, farklı eğitim sistemleri getirilmeli, üniversite sınavı kalkmalı, önceki notlara göre girilmeli, disiplinli ders işlenmeli, deneme sınavları yapılmalı, öğretmen birçok dersi anlatamazken öğrenci nasıl anlasın, sistem değişmeli.

 

6-Sizler Milli Eğitim Bakanı ve Öğretmen olsaydınız neler yapar ve ne gibi uygulamalarda bulunurdunuz?

  1. 3 haftada bir gezi düzenlenmeli, öğretmenler denetlenmeli, kendini güncellemeli, sosyalleşme ve aktivite olmalı, 3 gün staj iki gün okul olmalı, test çözmeye yönelik olmalı, eğitim sistemine çeki düzen verilmeli, öğrenci dostu olunmalı, telefondan yararlanma imkanı sağlanmalı, üniversitelerin kalitesi artmalı, sayıları azalmalı, çoktan seçmeli sınavlar olmalı, sessizlik sağlanmalı, okullarda büyük bahçeler olmalı, zora gidecek şeyler yapılmamalı, yeme içmelerde kırıcı olunmamalı, açık öğretim liseleri geçişleri kolaylaştırılmalı, okul 13,30’a kadar olmalı, öğrencilerin seviyesine inilmeli, onlarla vakit geçirilmeli, öğrenciler kendi kulüplerini kurabilmeli, yurt dışına çıkma imkanı olmalı, sağlık ve dinlenme odaları olmalı, ders kişinin alanına göre olmalı.
  2. sınıf boş zaman kaybı, devamsızlık kalksın 12’ler için, alana yönelik eğitim verilmeli, sosyal aktivite arttırılmalı, lise 3 + 1 olmalı, bir yıl üniversiteye hazırlık olmalı, askeri lise açılmalı, tatiller arttırılmalı, zorunlu eğitim olmamalı, okul saatleri azaltılmalı, mesleğe yönlendirilmeli.

 




11.SINIFLAR ANKET

11.SINIFLAR ANKET

1-iyi bir eğitim için öğretmenlerden beklentilerininiz nelerdir?

  1. Öğretmenlerin arkadaşça davranmaları. Öğrencilerin dersi nasıl anladığını tespit edip o şekilde ders işlemeleri lazım. Öğrenci dersi ek seferde anlamış mı sormalı. Ödev verilmemeli. Öğretmenler daha iyi bir performans göstermeli ve öğrenciye daha ilgili olmalı. Sınav soruları kolay olmalı. Derste biraz daha cana yakın olmalı. Bireysel ilgi gösterilmeli. Sadece sorularla, testlerle değil, deneylerle de dersi anlatılıp öğretilmeli. Arkadaşça yaklaşılmalı. Proje sınıfına sınavı zor yapıp, normal sınıflara kolay yapıyorlar, hepimiz eşitiz bu düzeltilmeli ve sınavlarda her sınıfın eşit ve aynı sınava girmeli. Öğretmen sadece ders anlatmayıp, arada şaka yapmalı ve öğrencinin içini ferahlatıp rahatlatması, öğrencinin daha verimli çalışmasını yardımcı olabilir. Öğrencilerin düzeyine göre anlatılmalı. Sınıf temel düzeyi temel alınmalı. Öğrencinin derse katılımı sağlansın. Daha iyi bir eğitim için ders saatlerinin ideal olması gerekir, aksi takdirde öğrencilerin derslerinin verimi maksimuma çıkarılabilir. Öğretmenlerin ders anlatmalarını istiyorum. Daha anlaşılır ve daha çok deney kullanılmalı. Dersler anlatılıp videoyla da desteklenip, önemli yerler yazdırılsın.

Öğretmenlerden beklentim öğretmenlerin dersleri sadece söyleyerek değil, göstererek işlemesidir. Günlük hayattan uygulamalı örnekler vermelidir. Teknoloji iyi kullanılmalı. Dersler iyi ve akıcı bir şekilde işlenmelidir. İyi bir eğitim için öğretmenin değil, eğitim sisteminin düzeltilmesi lazım. Daha iyi bir ders anlatma yöntemi uygulanmalı. Öğrencilerin dersi nasıl anladığını tespit edip o şekilde ders işlenmesi lazımdır. Öğrenciye dersi anladın mı diye sorulmalı. Ödev verilmemeli. Öğrencilerle daha yakından ilgilenilmeli. Öğrencilere hoşgörülü ve iyi davranılmalı. Ezbere öğretmemeli.

 

2-Öğrencilerden gördüğünüz eksik ve yanlış uygulamalar ve yapılması gerekenler nelerdir?

2.Dersi kaynatmak, ders düzenini bozmak, derste uyumak. Öğrencilerin öncelikle aile ortamında terbiye ve disiplin alması lazım, eğer ikisi eksik ise öğrenci fazla takmayacak ve sınavları önemsemeyecektir. Aile ortamında disiplin ve terbiye olması şarttır. Sınıf içerisinde doğru düzen olmalı. Bunun için düzenleme yapılabilir. Öğrenciler iyi olmayan ve okumayan öğrencilerin toplanıp başka bir okula gönderilmesi gerekir. Çok fazla küfür dolaşıyor. Derste uyuyorlar, dersi kaynatıyorlar, öğrenciler yaramazlık, şımarma gibi şeyler yapmamalı, öğretmenlere daha saygılı olmalı. Yapılması gerekenler ise, öğretmenlerimizin daha disiplinli olması ve öğrenciyi sıkmayacak bir biçimde olmalı. Çete kurup okulu kötülüyorlar. Akran zorbalığı oluyor, kendilerini mafya zannetmeleri. Rehberlik servisine gönderilip ve yaptığı yanlış uygulamanın nedeni araştırılsın. Öğrencide bıçak falan yakalandıysa okuldan direkt atılsın. Yanlış ve eksik bir harekette idareye bırakılsın. Ders kaynatılmamalı ve derslerin daha iyi eğlenceli anlatılması ve de derse dikkatini verip, dersin huzurunu bozmamalı. Eksik odaklanma ve çok konuşma ve dersin düzenini bozma durumu, derste yatmamaları, öğrencilerin bilgileri tamamen ezber bir şekilde kullanmaları, hiçbir şekilde bilgileri gerektiği gibi kullanmamaları. Öğrenciye eğitimi sevdirmek amaçlanmalı. Eksiklerin üzerine gidip giderilmeli. Bir öğrencinin yasak olduğu halde bir uygulamayı yapması, diğerlerinin hakkına girmektir. Ya bu tarz uygulamalar serbestleştirilmeli ya da cezalar ağırlaştırılmalı. Okula hazırlıklı gelinmelidir.

 

3-Öğretmenlerden ve idareden beklentileriniz ve istekleriniz nelerdir?

3.Disiplin suçlarını azaltırdım. Adaletli davranmaları gerek. Dersleri kısa ve öz anlatmalı. Öğle arası kısaltılsın. Telefonlar toplanmasın. Öğretmenlerden ve idareden beklentilerimiz okula daha iyi bakmaları ve daha çok çaba göstermeleridir. Sınavla ilgili yardımcı olunmalı. Konular açısından dersleri kısa ve öz anlatmalı. Kimya, fizik ve biyoloji için ders laboratuvarlarının açılıp, dersler orada işlenmeli. Disiplin suçları azaltılmalı. Her okula gelmediğimizde yok yazılıyoruz, bazen yazılmasa iyi olur, geç kaldığımızda yarım gün yok yerine hiç girilmemeli. Bütün okullara devlet dolap yaptırsın çünkü evi uzak olan bir kişi, bir şeyi unuttuğu zaman okula çok geç kalıyor, dolap olursa en azından yok olmaz, öğrenci de hoca ödev verdiğinde ödevi yanına alır. Kelebek sistemi sınav olmamalı. Her öğrenciye en azından bir tane iphone ya da bir tane tablet, en azından bir tane akıllı telefon verilmeli. Derslere girildikten sonra geç kalan öğrencilere fırsat tanınmalı. Okulda öğrenciye göre ayrımcılık yapılmamalı, eşit davranılmalı. Beklentilerim ders saatlerinin azaltılması, haftada 30 saat ders işlenmeli. Yabancı öğrenci kontenjanı olmamalı. Telefonlar alınmamalı. Sınav soruları verilmeli. Yoklama kaldırılmalı. İdare öğrencilere karşı gerekli ilgi ve özen göstermeli. Disiplin kuralları kolaylaştırılsın. Öğretmenler daha iyi ve aktif olmalı. Telefonlar toplanmasın. Sınavlar kolay olsun. Saç sakal zorunluluğu kaldırılsın. Öğle arası kısaltılsın. Hoşgörülü olunmalı, adaletli olunmalı. Öğretmedikleri konuyu ödev vermeyip, okulda öğretsinler.

 

4-Dersler ve ders kitapları ile ilgili görüşleriniz nelerdir?

4.Kısa ve öz hazırlanmalı. Yks yetersiz kalıyor. Konularda çok fazla detaya girilmesin. Proje sınıflarıyla diğer sınıflara sınavda bizlere daha zor sormaları garip geliyor. Kitaplar bazı yerlerde çok uzun ve gereksiz. Bazı kitapların sayfaları kopuyor. Seçmeli dersler yerine mesela Türk Dili ve Medeniyet tarihi gibi dersler yerine Edebiyat Matematik tarzı dersler arttırılsın. Kitaplar güzel, testler kaldırıldı sorular geldi, bu güzel bir şey. Çok gereksiz bilgiler var, öğrencilere saçma bilgiler yerine, işe yarar bilgiler verilmeli. Derslerimiz iyi ve olumlu geçiyor fakat ders kitapları ile sınavlar ve denemeler testlerde zorlanıyorum ve yapamıyorum. Derslerden sayısal olanların sayısı az, bazı dersler var kaldırılması gerekir. Ders kitaplarında çok eksik bilgiler var, daha çok teste yer verilmeli. Bazı derslerin azaltılması gerekir. Derslerde yazmalı ve anlatmalı anlatım dışında, görsel resimlerle destekleyici ders işlenebilir. Ders kitapları kısa, öz ve anlaşılır olmalı, dersler daha temel anlatılmalı, konunun çok detayına girdikleri için anlaşılmıyor. Ders kitapları sonraki gelen, bir yıl sonraki öğrencilere verilip, onların da kullanmaları sağlanmalı. Ders kitapları yetersiz oluyor. Her konuyu işlemek vakitleri çok harcamaya sebep oluyor, ders kitapları kullanılmıyor, yerine test kitabı için kırtasiye yardımı verilmeli. Bazıları gereksiz ve yetersiz kalıyor.

 

5-Milli eğitim sisteminde, en iyi bir eğitim konusunda beklentileriniz nelerdir?

5.Ezbere öğretilen eğitim sistemi değişmeli, seçmeli dersler yerine Yks-ye yönelik ders sayıları artırılmalı, ders süreleri azaltılmalı, kısa ve öz şey verilmeli. Milli eğitim sisteminde en iyi eğitim öğrenciye hoş davranılmalı, ayrıca herkes adil bir sistemde eğitim görmeli. Öğrencilerin dersi nasıl daha iyi anladığını tespit edip ona göre ders anlatılmalı. Her okulun fen dersleri dalları için ayrı ayrı laboratuvarların olması ve derslerin orada gerçek ve ders ortamında deneylerle işlenmesi gerekir. Hem öğretmen daha fazla zevk alır anlatırken, hem de öğrenci dersten zevk alır. Sınavları hocaların yapmasını istiyoruz. Her dersi zorunlu olarak alıyoruz, istediğimiz derslere girmeyi isterdim. İl genelinde okullarla ilgili etkinlik vesaire derse teşvik edilmeli, önemli olan her gün çalışmak değil, verimli çalışmaktır. O yüzden çalışmak isteyen insan okula gelsin ve çalışsın, okula gelmeyen kişi ise gitsin kendi işinin başına baksın. Eğitimi zorunlu kılmayın. Lgs ve Yks sisteminin baştan aşağı değiştirilmesi, Lgs’nin kaldırılması Yks’nın zorluğunun kolaylaştırılması, beyin gücünün en aza indirilmesi lazım. İstediğimiz dersi görebilme imkanı olmalı. Herkese tablet verilmeli. Okul dersleri 8 saat olmamalı. Sınavlar birisi kovalıyormuş gibi her gün iki sınav olmamalı, haftada üç sınav olsun. Okul kıyafeti olmasın. Öğretmenlerin gelişmişlik hali, çalışmaya istekli sınıfın olması lazım. Sınıfta iyi ders almak için telefon imkânı olsun. Öğrenci devamsızlıktan kalmasın. Öğrenciler hem mutlu olurlar. Hem de dersleri iyi geçerler. Her okulda teknoloji geliştirilmeli. Ayt’de çıkmayacak dersler yerine alanımızın dersleri işlensin. Günlük en fazla 6 saat olmalı. Dersler sadeleşmeli. İmam hatiplerdeki din dersleri tek çatı altında işlenilebilir olmalı. Ezberci ve daha rahat eğitim sisteminden ziyade, öğrencilere öğrenmenin ve bilgilerin nasıl ve nerede uygulanması gerektiğinin öğretilmesi gerekir. Milli Eğitim sistemi değiştirilsin. Konuların daha kısa olması gerekir. Derslerin sürelerinin biraz daha kısa olması gerekir. Açık uçlu sorular kaldırılsın. Derslerin kısa ve öz olması, ders süresi kısaltılmalı. Konular kısa ve öz, akla uygun, kalıcı bir şekilde öğretilmeli. Düzgünce öğrencilere öğrenmesi gerekenler okulda öğretilmeli. Ezber öğreten eğim sisteminin değişmesi lazım.

 

6-Sizler Milli Eğitim Bakanı ve Öğretmen olsaydınız neler yapar ve ne gibi uygulamalarda bulunurdunuz?

6.Eğitimde fırsat eşitliğine bir el atılmalı. Sınav soruları üstünde durulmalı. Kıyafet zorunluluğu kaldırılmalı. Ezberci eğitimlerden uzak durulmalı. Eğitimi sevdirmek için elinden gelen yapılmalı. Öncelikle lisedekiler için yüzdelikle alan, her okulun yanına pansiyon ve yemekhane yaptırırdım. Devamsızlığı fazla dert etmeden, isteyen okur, isteyen çalışır geleneğini uygulardım. Öğrencilerin mutlu olacağı bir sistem oluştururdum. Sınav soruları ve yakın soruların üstüne durur ve onlara sınav sorusu diye sorardım. Okul kıyafeti olmamalı. Sakal uzatılmalı. Okullarda dalların ayrıca Laboratuvarları olmalı açık derslerini orada işlenmesini sağlardım teneffüsleri uzatırdım dersleri kısaltırdım okul kıyafeti zorunluluğunu kaldırırdım öğretmen olsam öğrenciler okuldan soğutmak yerine onları okula çekmeye çalışırım onlarla ilgilenir sorunlarını çözerdim. Her gün her öğrenciye bir tane çikolata verirdim.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                    Temel öğrenciler temel sınıfı yani bir sınıfta bir çalışkan bir tembel gibi sınıflar olmasın. Yabancı uyruklara ayrı kontenjan verilmeli. Bazı dersleri kaldırırdım, okul saatini 5’e indirirdim. Haftada 10 değil 3 sınav yapardım. Yoklamayı kaldırırdım, sınıf mevcudunu azaltır, telefonları serbest yapar ancak bahçede kullanmak şartıyla izin verirdim. Okul kıyafetini kaldırırdım. Her öğrenciye bir rehber hocası atayarak, onların gelecekleri hakkında yönlendirmek ve sadece işine yarayan dersler görmesini sağlardım. Örnek olarak mühendis olmak isteyen birisi bazı meslek derslerini görmemeli. Yazılan çözümleri bulup dikkate alırdım. Öğrenci ve öğretmenlerin tavsiyelerini dinlerdim Eğitimdeki fırsat eşitliğine bir el atılmalı. Dersleri 30 dakika yapardım. Öğrenciler dinlenilmeli, istekleri az da olsa katkıda bulunmalı. Kıyafet zorunluluğu olmamalı Öğrencilere hayatı anlatıp, hayatı öğretmeli. İzinleri arttırırım. Ezberci eğitimden uzak durur, çocuklara eğitimi sevdirmek için elimden geleni yapardım. Günlük ders saatlerini azaltırdım. Teknoloji ve yenilikçi düzende, çağın gereğine uygun dersler verilmelidir. Gereksiz dersleri kaldırırdım. Devamsızlığı en fazla 40 gün yapardım.

 

 




10.SINIFLAR ANKET

10.SINIFLAR ANKET

1-İyi bir eğitim için öğretmenlerden beklentilerininiz nelerdir?

  1. Sadece ders işlememeli. Öğrencilerle şakalaşarak sohbetli olmalı. Etkileşimli olmalı. Ders anlatılmalı. Öğrenciler aktif kullanılmalı. İyi anlatım olmalı. İyi not verilmeli. İlgilenilmeli. Öğrenci önemsenmeli. Ders sıkıcı olmamalı. Masraf çıkartılmamalı. Akılda kalıcı etkinlikler yapılmalı. Öğrenciler aşağılanmamalı. Verimli ders ve anlatım olmalı. Sınav kolay olmalı. Önemli yerler not alınmalı. Empati kurulmalı. Anlatım dili iyi olmalı. Sinir seviyesine dikkat edilmeli. Dersler yavaş ve anlaşılır anlatılmalı. Performanslı olmalı.

 

2-Öğrencilerden gördüğünüz eksik ve yanlış uygulamalar ve yapılması gerekenler nelerdir?

2.Derste uyunulmamalı. Ders dinlenmeli. Laf atılmamalı. Hakaret edilmemeli. Merhamet edilmeli. Hemen idareye gönderilmemeli. Öğrenciler sınavları son güne bırakmamalı. Az ders çalışmamalı. Öğrenciler ödevleri eksik yapmamalı. Ders dinlenmiyor, saygısız olunuyor, Düzenli tekrar olmalı. Tuvaletlerde sigara içilmesine dikkat edilmeli. Kötü söz olmamalı. İyiye teşvik edilmeli. Ders sabote edilmemeli. Dersler sadece yazılı haftasına bırakılmamalı. Sınıflar temiz tutulmalı. Sınıflar arası ödüllü yarış olmalı. Uyuyanlara ceza verilmeli.

 

3-Öğretmenlerden ve idareden beklentileriniz ve istekleriniz nelerdir?

  1. Geziye götürülmeli. Sınavlar basit olmalı. Olaylar anlaşılmadan yargılanmamalı. Adaletli olunmalı. Öğrenci şımartılmamalı. Bazı dersler boş geçiyor gibi hissediliyor. Kaynak kitaplar ders kitaplarına tercih ediliyor. Öğrenciyi sıkmamalı. Okul zorunlu olmamalı. Öğrenci umursanmalı. Arapça Dersi olmamalı. Eşofman yasak olmamalı. Öyle arası kaldırılmalı. Yazılı haftasında sadece yazılı saatlerinde okula gelinmeli. Haksızlık yapılmamalı. Nazik olmalı.

 

4-Dersler ve ders kitapları ile ilgili görüşleriniz nelerdir?

4.Ders kitapları dersten uzak konu anlatıyor, bu yüzden kitaplar kullanılmıyor. Ders kitapları derinleştirilmeli. Dersler üniversite sınavına uygun olmalı. Ders kitaplarında gereksiz sayfalar var. Verimsiz dersler oluyor. Ders kitapları yetersiz. Dikkat çekici ve klasik soru olmalı. Karmaşık ve çok kalın çantaya sığmıyor, kaliteli olmalı, çok fazla bilgi var.

 

5-Milli eğitim sisteminde, en iyi bir eğitim konusunda beklentileriniz nelerdir?

5.Sadece yazılı olarak ders işlenmemeli, görsel işlenmeli. Dersler 8 saat yerine 4-5 saat olmalı, sonra etüt ve etkinlik olmalı. Okullar yeni nesile uygun olmalı. Öğrenci Öğretmen ve idareye oy vermeli. Test olmalı. Sıkı kurallar olmamalı. Öğrenci anlaşılmalı. İleri ülkeler örnek alınmalı. Yeteneğe göre yetiştirilmeli. Konular azaltılmalı, bilimsel dersler konulmalı.

 

6-Sizler Milli Eğitim Bakanı ve Öğretmen olsaydınız neler yapar ve ne gibi uygulamalarda bulunurdunuz?

6.Derslerle ilgili projeler yapar. Sınav ve dersleri azaltır. Öğrenciyi yormayacak sistem oluşturur. Sınav ve ödevleri kaldırır. Meslek liselerini canlandırır. Toplumun ihtiyaçlarını giderir. Sınavlarla değil süreç ve proje odaklı not verdirir. Alan genişletir. Sınav sistemini değiştirir. Telefon kuralını kaldırır. Öğrencilerin görüşlerini dinler. Gereksiz kutlamaları kaldırır, bir ay boyunca hazırlık yapılarak ders ve zaman kaybını engeller. Meslek derslerini birleştirir. Ders sayısını 5 ders olarak belirler. Yemek hane ve spor salonları yapar. 3 gün tatil yapar. Din derslerinden sınavı kaldırır ve öğrenciyi zorlamazdım.




KURAN-I KERİM KÂİNATI HANGİ ÖZELLİKLERİ ILE ANLATMAKTADIR

KURAN-I KERİM KÂİNATI HANGİ ÖZELLİKLERİ ILE ANLATMAKTADIR[1]

 

Kur’an-ı Kerim Kâinatı hangi özellikleriyle anlatmakta ve ele almaktadır?


Kur’an-ı Kerim, kâinatı Allah’ın kudretinin, ilminin ve yaratıcı sanatının bir tecellisi olarak anlatır. Kâinat, Allah’ın varlığını, birliğini ve büyüklüğünü gösteren bir kitap gibidir. Kur’an, kâinatı hem bir ibret vesilesi hem de insana Allah’ın sonsuz hikmetini hatırlatan bir ayet (işaret) olarak ele alır. İşte Kur’an-ı Kerim’in kâinatı anlattığı başlıca özellikler:

1. Allah’ın Yaratıcı Kudreti

Kâinat, Allah’ın yaratıcı gücünün en büyük delillerinden biridir. Göklerin ve yerin yaratılışı, Allah’ın büyüklüğünü ve sınırsız kudretini gösterir.

“Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde akıl sahipleri için deliller vardır.” (Ali İmran, 3/190)

2. Düzen ve Denge

Kâinatta bir düzen, ölçü ve denge vardır. Bu düzen, Allah’ın ilim ve hikmetinin bir yansımasıdır.

“O, her şeyin yaratılışını güzel yaptı ve insanın yaratılışına bir çamurdan başladı.” (Secde, 32/7)

“Biz, her şeyi bir ölçüye göre yarattık.” (Kamer, 54/49)

3. Gökler ve Yer

Kur’an’da gökler ve yer, kâinatın ana unsurları olarak sıkça anılır. Göklerin kat kat yaratıldığı, yerin ise insanların yaşaması için uygun şekilde tasarlandığı belirtilir.

“Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yaratandır.” (Talak, 65/12)

“Yeryüzünü sizin için döşek, gökyüzünü ise bir bina yaptık.” (Bakara, 2/22)

4. Gece ve Gündüz

Gece ve gündüzün birbiri ardınca gelmesi, Allah’ın yaratmasındaki düzenin bir parçasıdır. Bu, insanın yaşamına uygun bir düzen sağlamak için yaratılmıştır.

“Geceyi ve gündüzü birbiri ardınca getiren O’dur. Bunda, düşünen kimseler için bir ibret vardır.” (Furkan, 25/62)

5. Güneş ve Ay

Güneş ve Ay, Allah’ın kâinattaki düzeninin ve nimetinin birer delilidir. İkisi de belirli bir ölçü ve yörüngeye sahiptir.

“Güneş ve Ay bir hesaba göre hareket etmektedir.” (Rahman, 55/5)

“Geceyi, gündüzü, Güneş’i ve Ay’ı sizin hizmetinize verdi. Bütün yıldızlar da O’nun emrine boyun eğmiştir.” (Nahl, 16/12)

6. Yıldızlar ve Galaksiler

Yıldızlar, gökyüzünün süsleri olarak anılır ve Allah’ın büyüklüğünü hatırlatır. Ayrıca deniz yolculuğunda yön bulma gibi pratik faydalar sağladığı belirtilir.

“Andolsun, biz en yakın göğü kandillerle süsledik.” (Mülk, 67/5)

“O, yıldızları sizin için yarattı ki karada ve denizde yollarınızı bulabilesiniz.” (Enam, 6/97)

7. Yer ve Denizlerin Hikmeti

Yeryüzü, Allah’ın rahmetinin bir tecellisidir. Dağlar, denizler ve nehirler, insan hayatını kolaylaştırmak ve çeşitli nimetler sunmak için yaratılmıştır.

“Yeryüzünde sizi sarsmaması için sağlam dağlar yerleştirdi, nehirler ve yollar meydana getirdi ki doğru yolu bulasınız.” (Nahl, 16/15)

“O, iki denizi salıverdi; birbirine kavuşuyorlar. Fakat aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmazlar.” (Rahman, 55/19-20)

8. Yağmur ve Bitkiler

Yağmurun indirilmesi ve onunla toprağın diriltilmesi, Allah’ın rahmetinin ve diriltici gücünün bir örneğidir.

“Allah’ın rahmet eserlerine bir bak: Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor? İşte bu, ölüleri de diriltecek O’dur.” (Rum, 30/50)

9. Kâinatın İbret Vesilesi Olması

Kâinat, Allah’ı tanımak ve O’nun büyüklüğünü anlamak için bir ibret kaynağıdır. İnsan, kâinata bakarak Allah’ın varlığına ve birliğine iman etmelidir.

“Deveye bir bakmazlar mı, nasıl yaratılmış? Göğe bakmazlar mı, nasıl yükseltilmiş?” (Gaşiye, 88/17-18)

10. Kıyamet ve Kâinatın Sonu

Kâinatın bir başlangıcı olduğu gibi bir sonu da vardır. Kıyamet günü, kâinattaki düzen bozulacak ve her şey Allah’ın huzurunda toplanacaktır.

“O gün gök yarılır, sarkar ve zayıflar.” (Hakka, 69/16)

“Dağlar yürütülür, bir serap haline gelir.” (Nebe, 78/20)

11. Ahiret ile Bağlantı

Kâinattaki düzen, ahiretteki mükâfat ve cezayı anlamak için bir örnek teşkil eder. Allah’ın gökleri ve yeri yaratması, ahirette insanları tekrar diriltmesinin bir delilidir.

“Göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyüktür. Fakat insanların çoğu bilmez.” (Mümin, 40/57)

12. İnsan ve Kâinat Arasındaki İlişki

İnsan, kâinatın bir parçasıdır ve ona uygun şekilde yaratılmıştır. Kâinat, insanın faydasına sunulmuş bir nimet olmakla birlikte, bu nimetlerin bir sınav olduğunu da hatırlatır.

“Yeryüzündeki her şeyi sizin için yaratan O’dur.” (Bakara, 2/29)

Kur’an-ı Kerim, kâinatı Allah’ın sanatının bir tecellisi, insanın ise bu kâinatta bir halife olduğunu hatırlatarak, insanın şükretmesini ve ibret almasını öğütler. Bu yaklaşım, Allah’ın büyüklüğünü ve yaratıcı gücünü derinlemesine kavrayabilmek için kâinat üzerinde düşünmeyi teşvik eder.

[1] https://www.youtube.com/watch?v=DheiyNc8ukg




İNSANIN DUYGU- KABİLİYET VE LATİFELERİNİ SÖNDÜREN GÜNAHLAR

İNSANIN DUYGU- KABİLİYET VE LATİFELERİNİ SÖNDÜREN GÜNAHLAR[1]

 

İnsanın duygu, kabiliyet ve latifelerini söndürüp öldüren sebep ve faktörler. Günahların duygular üzerinde görülen etkileri.


İnsanın duygularını, kabiliyetlerini ve latifelerini söndürüp öldüren sebepler, genellikle yaratılış amacına aykırı davranışlar ve manevi hassasiyetlerin yitirilmesinden kaynaklanır. Bu süreçte, günahlar ve olumsuz faktörler hem insanın fıtri özelliklerini hem de manevi yönünü zayıflatarak duygular üzerinde derin etkiler bırakır.

1. Duygu, Kabiliyet ve Latifeleri Söndüren Sebepler

a. Günahlar:

Günahlar, insanın ruhunda karanlık bir etki bırakır ve fıtri güzelliklerin körelmesine neden olur:

Günahların Ruh ve Kalp Üzerindeki Etkisi:

> “Hayır, onların kazandıkları (günahlar) kalplerini karartmıştır.”
(Mutaffifin, 83:14)
Günahlar kalpte bir kararma meydana getirir ve insanın manevi duyarlılığını zayıflatır.

Latifelerin Hissizleşmesi:
Her bir günah, insanın manevi duyularını etkisiz hale getirir, Allah’ı tanıma ve sevme kabiliyetini zedeler.

b. Nefsin ve Şeytanın Tesirleri:

Nefis ve şeytan, insanın duygularını ve kabiliyetlerini yanlış yönlendiren iki önemli faktördür:

Duyguların Yanlış Kullanımı:
Allah için yaratılmış sevgi, korku ve ümit gibi duygular, dünya ve nefsani arzular için kullanıldığında insanı asıl hedefinden uzaklaştırır.

Şeytanın Aldatması:
Şeytan, insanı süslü ve geçici zevklerle kandırarak kabiliyetlerini yanlış kullanmasına yol açar:

> “Şeytan, onların yaptıklarını süslü gösterdi.”
(En’am, 6:43)

c. Dünya Sevgisi ve Gaflet:

Dünya sevgisi, insanın manevi yönünü körelten başlıca sebeplerden biridir:

Dünya Hayatına Dalma:
İnsan, dünya nimetlerine aşırı bağlandığında manevi kabiliyetlerini ihmal eder ve köreltir:

> “Dünya hayatı, oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir.”
(Ankebut, 29:64)

d. İlim ve Tefekkürden Uzaklaşma:

İnsanın akıl ve duygularını besleyen en önemli kaynaklardan biri ilim ve tefekkürdür. Bunlardan uzaklaşmak, insanın manevi yeteneklerini öldürür:

Fikrin İhmal Edilmesi:

> “Onlar, düşünüp taşınmazlar mı?”
(Rum, 30:8)
Tefekkür etmeyen insan, yaratılış gayesini unutup gaflete düşer.

e. İsraf ve Şükürsüzlük:

Allah’ın verdiği kabiliyetleri ve nimetleri israf etmek, bu özelliklerin zayıflamasına yol açar:

Şükürsüzlük:

> “Eğer şükrederseniz, elbette size daha fazlasını veririm. Ama nankörlük ederseniz, azabım şiddetlidir.”
(İbrahim, 14:7)
2. Günahların Duygular Üzerindeki Etkileri

a. Günahların Duygulara Verdiği Zarar:

Günahlar, insanın Allah’a olan yakınlığını ve manevi duyarlılığını azaltır. Her günah, insanın ruhunda bir yara açar:

Sevgi ve Şefkatin Sapması:
Sevgi, Allah’tan başka şeylere yöneldiğinde, insan Allah’ın verdiği bu nimeti yanlış kullanmış olur. Örneğin, mal sevgisi, makam sevgisi gibi dünyevi tutkular sevginin özünü kirletir.

Korkunun Yanlış Yönlendirilmesi:
Allah’a duyulması gereken korku, insanın geçici şeylerden (fakirlik, insanlar) korkmasına dönüşür. Bu durum insanı daha da güçsüz kılar.

Vicdanın Zayıflaması:
Sürekli işlenen günahlar, insanın vicdanını köreltir ve yanlışlara karşı duyarsız hale getirir.

b. Kalpte ve Latifelerde Oluşan Kararma:

Bediüzzaman Said Nursî, günahların insanın kalbine ve manevi latifelerine zarar verdiğini şöyle açıklar:

Her Günah Kalpte Bir Leke Bırakır:

> “Her bir günah içinde küfre giden bir yol vardır. Günah, istiğfarla silinmezse kalpte siyah bir leke bırakır.”
(Sözler, 23. Söz)
Günahlar, insanın manevi duygularını zayıflatır ve yok eder.

c. Huzur ve Rahatlık Kaybı:

Günahlar, insanın ruhunda huzursuzluk ve sıkıntıya yol açar:

İçsel Çelişkiler:
İnsan, fıtratına aykırı hareket ettiğinde manevi bir huzursuzluk hisseder. Bu durum, duyguların işlevselliğini bozar:

> “Kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.”
(Rad, 13:28)

3. İnsanın Duygularını ve Latifelerini Öldüren Faktörlere Karşı Çözüm

a. İman ve Tövbe:

Günahlardan kurtulmanın ve duyguları yeniden diriltmenin en etkili yolu, samimi bir tövbe ile Allah’a yönelmektir:

Tövbe ve Arınma:

> “Ey iman edenler! Samimi bir tövbe ile Allah’a dönün.”
(Tahrim, 66:8)

b. İbadet ve Zikir:

İbadet ve zikir, insanın manevi yönünü güçlendiren en önemli araçlardır. Özellikle namaz ve Kur’an okumak, duyguların ve kabiliyetlerin yeniden canlanmasını sağlar:

Namazın Etkisi:

> “Şüphesiz ki namaz, insanı her türlü kötülükten ve fahşadan alıkoyar.”
(Ankebut, 29:45)

c. Tefekkür ve İlmi Gelişim:

Allah’ın yaratışını düşünmek ve ilmi çalışmalarla aklı ve ruhu beslemek, insanın kabiliyetlerini yeniden güçlendirmesine yardımcı olur:

Tefekkürün Önemi:

> “Göklerin ve yerin yaratılışında tefekkür ederler.”
(Ali İmran, 3:191)

d. Salih İnsanlarla Birlikte Olmak:

İnsanın çevresi, manevi hayatını etkileyen önemli bir faktördür. Salih insanlarla birlikte olmak, insanın duygularını ve latifelerini diri tutar:

Arkadaş Seçimi:

> “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğru kimselerle birlikte olun.”
(Tevbe, 9:119)

Sonuç:

İnsanın duygularını, kabiliyetlerini ve latifelerini söndüren en önemli sebep günahlar ve gaflettir. Bu süreçte, insanın manevi hassasiyeti azalır, duygular yanlış yönlendirilir ve kabiliyetler körelir. Ancak iman, tövbe, ibadet ve tefekkür gibi manevi araçlar, bu zararları telafi ederek insanın duygularını ve kabiliyetlerini yeniden canlandırabilir. İnsan, kendisine verilen emanetleri doğru kullanarak hem dünya hem de ahiret saadetini kazanabilir.

[1] https://www.youtube.com/watch?v=WiC313E-jSk




HADİSLERİN GÜNÜMÜZE KADAR GELİŞ SÜRECİ[

HADİSLERİN GÜNÜMÜZE KADAR GELİŞ SÜRECİ[1]

 

Hadisi şeriflerin günümüze kadar kronolojik olarak geliş şekli.

Evvela, 1000 kadar kişi Peygamber Efendimizden hadis rivayet etmiş, bunun 125 kadarı kadın sahabe ve 52 kadarı da aynı zamanda hadisleri yazmıştır.

İslam’ın 4 kaynağından ikincisidir.
Tedvin donemi ve dinin pratiğini oluşturmaktadır.

Hadis-i şeriflerin günümüze kadar geliş süreci, İslam tarihinin en önemli ve detaylı konularından biridir. Hadisler, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) sözleri, fiilleri ve takrirleri (onayları) olarak, İslam’ın ikinci temel kaynağını oluşturur. İşte hadislerin kronolojik gelişim süreci:

1. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Dönemi (610-632)

Hadislerin Söylenmesi ve Uygulanması:
Peygamber Efendimiz, insanlara İslam’ı öğretirken sözlü iletişimi esas aldı. Söylediği hadisler günlük hayatın farklı alanlarını kapsıyordu. Sahabeler, bu hadisleri öğrenir, uygular ve birbirlerine aktarırdı.

Ezberleme ve Uygulama:
Sahabe, hadisleri ezberlemeye büyük önem verdi. Arap toplumunda güçlü bir sözlü gelenek olduğundan, hadislerin ezberlenmesi kolaydı.

Yazıya Geçirme:
Peygamber Efendimiz, hadislerin yazılmasını genelde Kur’an ile karışmaması için sınırlamıştı. Ancak bazı sahabelere, özellikle hadis yazma izni verdiği bilinir (ör. Abdullah bin Amr bin el-Âs’ın “es-Sahîfe es-Sâdıka” adlı koleksiyonu).

2. Sahabe Dönemi (632-661)

Hadislerin Sözlü Olarak Aktarımı:
Peygamber Efendimiz’in vefatından sonra sahabeler, hadisleri farklı bölgelerdeki insanlara öğretmeye devam etti. Hadisler hem birebir anlatım hem de uygulamalarla aktarıldı.

İlk Yazılı Koleksiyonlar:
Bazı sahabeler hadisleri yazmaya başladı. Ancak bu yazılar genelde kişisel notlar halinde idi. Resmi bir hadis derlemesi yapılmadı.

Hadislerin Kontrolü:
Sahabeler, hadis rivayetlerinde titizlikle doğruluk kontrolü yapardı. Örneğin, bir hadis duyduklarında başka sahabelerle teyit ederlerdi.

3. Tabiîn Dönemi (661-750)

Hadislerin Yaygınlaşması:
İslam topraklarının genişlemesiyle hadisler daha geniş bir coğrafyada yayılmaya başladı. Ancak sözlü aktarım hâlâ baskındı.

İsnad Sisteminin Ortaya Çıkışı:
Bu dönemde, hadislerin sahihliğini kontrol etmek için isnad (rivayet zinciri) sistemi geliştirildi. Rivayet eden kişilerin güvenilirliği önem kazandı.

Hadislerin Yazıya Geçirilmesi:
Yazıya geçirme çalışmaları daha da arttı. Örneğin, Ömer bin Abdülaziz, hadislerin toplanması için talimat verdi.

4. Hadislerin Tedvin Dönemi (750-850)

Hadislerin Toplanması ve Sistematik Hale Getirilmesi:
Bu dönemde, hadisler sistemli bir şekilde toplanmaya ve kitaplaştırılmaya başlandı. Bu dönemin önemli özelliği, sahih ve zayıf hadislerin ayrılması için metodolojiler geliştirilmesidir.

Ünlü Hadis Koleksiyonları:

İmam Malik’in “Muvatta” adlı eseri, ilk sistematik hadis kitabı olarak kabul edilir.

İmam Ahmed bin Hanbel’in “Müsned” eseri de bu dönemde derlenmiştir.

5. Altın Çağ: Klasik Hadis Kitaplarının Yazılması (850-950)

Kütüb-i Sitte’nin Ortaya Çıkışı:
Hadis ilminin en önemli kaynakları bu dönemde yazıldı. Bu koleksiyonlar, hadislerin sahihliğine göre sınıflandırıldı:

Sahih-i Buhari (İmam Buhari)
Sahih-i Müslim (İmam Müslim)
Sünen-i Ebu Davud
Sünen-i Tirmizi
Sünen-i Nesai
Sünen-i İbn Mace

Metin ve İsnad Eleştirisi:
Hadislerin güvenilirliğini belirlemek için isnad (zincir) ve metin (içerik) eleştirisi metodolojileri geliştirildi.

6. Hadis İlminin Kurumsallaşması (950-1500)

Şerh Çalışmaları:
Bu dönemde hadis kitapları üzerine açıklamalar (şerhler) yazıldı. Örneğin, İmam Nevevi’nin Sahih-i Müslim’e yazdığı şerh önemli bir eserdir.

Hadis İlmi Kavramlarının Gelişimi:

Cerh ve Ta’dil: Ravilerin güvenilirliğini belirleme sistemi.

Sahih, Hasen, Zayıf Hadis: Hadislerin sınıflandırılması.

Hadis Eğitimi:
Medreselerde hadis ilmi önemli bir alan haline geldi.

7. Modern Dönem (1500-2024)

Hadis Çalışmalarında Modern Yöntemler:
Hadisler, matbaanın yaygınlaşmasıyla daha kolay çoğaltıldı ve yayıldı. Günümüzde dijital kütüphaneler ve veri tabanları sayesinde hadisler daha geniş kitlelere ulaşmaktadır.

Eleştirel İncelemeler:
Hadislerin sahihliği, hem klasik yöntemlerle hem de modern akademik yöntemlerle araştırılmaktadır.

Hadis İlminin Globalleşmesi:
Hadis çalışmaları dünyanın dört bir yanına yayıldı. Çeşitli dillerde hadis kitapları tercüme edildi.

Sonuç:
Hadis-i şeriflerin günümüze kadar gelmesindeki süreçte, sahabelerin titizliği, tabiin ve muhaddislerin çabaları, İslam ümmeti için büyük bir miras oluşturmuştur. Bu süreç, hem sözlü hem de yazılı aktarıma dayalı, aynı zamanda doğruluk kontrolüne odaklanan bir sistemle gerçekleşmiştir.

@@@@@@@

Peygamberimiz ve sahabe döneminde yaşanan ibretlik olaylar.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve sahabe döneminde yaşanan birçok ibretlik olay, Müslümanların hayatına rehberlik edecek dersler içermektedir. Bu olaylar, iman, sabır, fedakârlık, kardeşlik ve ahlak gibi değerleri en güzel şekilde öğretir. İşte o dönemde yaşanmış bazı ibretlik olaylar:

1. Taif’te Sabır ve Merhamet

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), İslam’ı tebliğ etmek amacıyla Taif’e gitmişti. Ancak Taif halkı onu alayla karşıladı, taşladı ve yaraladı. Buna rağmen Peygamberimiz, onları beddua etmek yerine, dua ederek şöyle dedi:

> “Allah’ım! Kavmimi bağışla, çünkü onlar bilmiyorlar.”
Bu olay, affetmenin ve merhametin önemini bizlere öğretir.

2. Bir Sahabenin İmanı: Habbab bin Eret

Mekke döneminde Müslümanlar büyük işkencelere maruz kalıyordu. Sahabelerden biri olan Habbab bin Eret, köle olduğu için ağır işkenceler gördü. Demirden yapılmış zırh giydirilerek kızgın kumların üzerine yatırıldı. Ancak imanından asla taviz vermedi.
Bu olay, zorluklara karşı sabır ve iman gücünün önemini gösterir.

3. Savaşta Kardeşlik: Yermük Savaşı

Yermük Savaşı’nda ağır yaralanan üç sahabe (Huzeyfe, İkrime ve Haris bin Hişam), su istedi. Su taşıyan kişi, önce Huzeyfe’ye götürdü. Huzeyfe, “Kardeşim İkrime’ye götür” dedi. İkrime ise, “Önce Haris’e ver” diyerek suyu reddetti. Haris’in yanına varıldığında şehit olmuştu, ardından İkrime ve Huzeyfe de vefat etti.
Bu olay, Müslümanlar arasındaki fedakârlık ve kardeşlik duygusunun ne kadar güçlü olduğunu anlatır.

4. Peygamberimizin Bir Yahudi Komşusuna Merhameti

Peygamber Efendimiz’in komşularından biri olan bir Yahudi, ona sürekli eziyet eder, kapısına çöp dökerdi. Bir gün Peygamberimiz, bu Yahudi’nin hasta olduğunu öğrendi. Onu ziyarete gitti. Yahudi, bu davranıştan çok etkilenerek Müslüman oldu.
Bu olay, hoşgörü ve güzel ahlakın insanları nasıl etkilediğini ortaya koyar.

5. Bedir Savaşı’nda Adalet

Bedir Savaşı öncesinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.), orduyu hizaya dizmişti. Sahabeden Sawad bin Gaziyye, sıranın dışında kalmıştı. Peygamberimiz ona elindeki asa ile dokundu. Sawad, “Ya Resulallah! Canım acıdı, hakkımı isterim.” dedi. Peygamberimiz hemen asayı ona verdi ve “Sen de bana vur!” dedi. Bunun üzerine Sawad, Peygamberimiz’e sarıldı ve “Ya Resulallah, seni kucaklamak istedim” dedi.
Bu olay, Peygamberimizin adaletini ve merhametini gösterir.

6. Hz. Ömer’in Adaleti

Halifelik döneminde Hz. Ömer (r.a.), geceleri halkın durumunu öğrenmek için sokaklarda dolaşırdı. Bir gece, bir annenin çocuklarını avutmak için boş bir tencereyi kaynattığını gördü. Kadın, fakirlikten dolayı çocuklarını doyuramadığını söyledi. Hz. Ömer hemen ambarlardan erzak alıp kadına götürdü ve “Bu benim hatamdır, Allah beni sorguya çeker” dedi.
Bu olay, yöneticilerin halkın sıkıntılarına duyarlı olması gerektiğini öğretir.

7. Hicrette Mağarada İman ve Teslimiyet

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve Hz. Ebu Bekir (r.a.), hicret sırasında Sevr Mağarası’nda saklanırken müşrikler mağaranın önüne kadar geldi. Hz. Ebu Bekir endişelenince Peygamberimiz ona şöyle dedi:

> “Üzülme! Allah bizimle beraberdir.”
Bu olay, Allah’a tevekkül etmenin önemini vurgular.

8. Ümmü Süleym’in Sabrı

Ümmü Süleym’in küçük çocuğu hastalandı ve vefat etti. Kocası Ebu Talha eve geldiğinde Ümmü Süleym, çocuğun öldüğünü hemen söylemedi. Ona güzel bir şekilde yemeğini yedirdi ve ancak uygun bir dille durumu açıkladı. Peygamberimiz, Ümmü Süleym’in bu sabrını ve metanetini överek, “Allah, bu davranışınızdan dolayı size cennet nasip etsin” buyurdu.
Bu olay, zor zamanlarda sabır ve metanetin önemini gösterir.

9. Hz. Bilal’in İmanına Karşı Direnişi

Hz. Bilal (r.a.), köle olduğu için İslam’ı kabul ettiği dönemde Efendisi Ümeyye bin Halef tarafından kızgın kumlara yatırıldı ve göğsüne ağır taşlar konuldu. Bilal, bütün bu işkencelere rağmen sadece “Ahad, Ahad (Allah tektir)” diyordu.
Bu olay, tevhid inancına bağlılığın ve iman gücünün güzel bir örneğidir.

10. Tebük Seferinde Hz. Ebu Bekir’in Fedakârlığı

Peygamber Efendimiz, Tebük Seferi için sahabeden yardım istediğinde Hz. Ebu Bekir, tüm malını ve mülkünü bağışladı. Peygamberimiz, “Ailene ne bıraktın?” diye sorduğunda, “Allah ve Resulü’nü bıraktım” dedi.
Bu olay, Allah yolunda fedakârlığın zirvesidir.

Bu ibretlik olaylar, İslam ahlakının ve sahabe neslinin örnek alınması gereken özelliklerini yansıtır. Her biri, farklı bir erdemi öğretir ve hayatımızda rehberlik eder.

 

 

[1] https://www.youtube.com/watch?v=1VN8ozLMWrQ

https://tesbitler.com/2024/11/26/bana-kuran-yeter-diyenlerin-tutarsizliklari-nelerdir/ 

 

 




İNSAN DUYGULARDAN MI İBARETTİR

İNSAN DUYGULARDAN MI İBARETTİR[1]

 

İnsan duygulardan mı ibarettir? Bu duyguların gelişimi ne kadar ve nereye kadar gidecektir?


İnsan sadece duygulardan ibaret değildir; insan, duygu, düşünce, irade, akıl, ruh ve beden gibi bir bütünlük içerisinde var olan çok yönlü bir varlıktır. Ancak duygular, insanın iç dünyasını anlamada ve kendini ifade etmede merkezi bir role sahiptir. İnsanın yaratılışında duygu, akıl ve iradenin birlikte bulunması, onun manevi ve ahlaki olarak gelişim potansiyeline işaret eder.

İnsan Duygulardan mı İbarettir?

1. Duygular İnsanlığın Bir Parçasıdır:
Duygular, insanın çevresine, olaylara ve diğer varlıklara verdiği tepkilerdir. Sevgi, korku, öfke, şefkat, üzüntü, mutluluk gibi duygular, insanın iç dünyasını zenginleştirir ve ilişkilerini şekillendirir. Ancak insan sadece bu duyguların etkisiyle hareket eden bir varlık değildir.

2. Aklın ve İradenin Rolü:
İnsan duygularıyla hareket ederken, akıl ve iradesiyle bu duyguları kontrol edebilir, yönlendirebilir ve onlara anlam katabilir. Örneğin, öfke duygusu akılla kontrol edilmezse zararlı sonuçlara yol açabilir, ancak adalet duygusu ve merhametle birleştiğinde bir erdeme dönüşebilir.

3. Ruhun Katkısı:
Duygular, ruhun bir yansıması olarak da görülebilir. İnsan ruhu, duyguları geliştirebilir ve onları ahlaki ve manevi bir amaca yönlendirebilir. Bu durum, insanın sıradan biyolojik bir varlık olmadığını, derin bir manevi boyut taşıdığını gösterir.

Duyguların Gelişimi Ne Kadar ve Nereye Kadar Gidebilir?

1. Duyguların Gelişimi:

Duygular, insanda doğuştan gelen bir potansiyel olarak bulunur ve çevresel faktörler, deneyimler, eğitim ve manevi yönelimle gelişir:

Doğuştan Gelen Potansiyel: Sevgi, korku, merhamet gibi temel duygular insan doğasında vardır.

Eğitim ve Deneyim: Duygular, insanın yaşadığı deneyimler ve aldığı eğitimle şekillenir. Örneğin, bir insanın empati yeteneği, yaşadığı olaylar ve aldığı değer eğitimi ile gelişebilir.

Manevi Eğitim: İnanç, ibadet ve tefekkür gibi manevi pratikler, insanın duygularını derinleştirir ve olgunlaştırır. Örneğin, Allah sevgisi ve O’na olan teslimiyet, insanın diğer varlıklara karşı şefkatini artırır.

2. Gelişim Sınırı:

İnsanın duygularının gelişimi, sonsuz bir potansiyele sahiptir. Manevi ve ahlaki yönden sürekli bir tekâmül mümkündür:

Kendi Kendini Aşmak: İnsanın duygusal gelişimi, nefsin arzularından ve sınırlarından kurtulup daha yüce amaçlara yönelmesiyle sınırsız bir boyuta ulaşabilir.

İlahi Hedefler: İslam, insanın Allah’a yaklaşma sürecini (kurbet) manevi bir yükseliş olarak tanımlar. Bu süreçte insan, duygularını Allah’ın rızasına uygun hale getirebilir. Örneğin, dünyevi sevgi, ilahi sevgiye dönüşebilir.

Duyguların Sınırları ve İdeali

Ahlaki ve Manevi Yönelim: Duygular, doğru yönlendirilmediğinde insanı bencil, kibirli veya hırslı bir varlık haline getirebilir. Ancak bu duygular, ahlaki ve manevi bir temele oturduğunda insanın hem kendisine hem de çevresine faydalı hale gelir.

Olgunlaşma Süreci: İnsanın ideal bir duygusal olgunluğa ulaşması, sabır, şükür, tevazu, sevgi, adalet gibi erdemleri içselleştirmesiyle mümkündür. Bu süreçte duyguların denetimi ve yönlendirilmesi esastır.

Sonsuz Potansiyel: İnsanın duygusal ve manevi gelişimi, ahirette de devam eden bir süreçtir. Dünya hayatında elde edilen manevi birikim, sonsuz bir hayatın başlangıcıdır.

Sonuç

İnsan duygulardan ibaret değildir, ancak duygular insanın kimliğini ve ahlaki yapısını şekillendiren temel unsurlardan biridir. Bu duygular, doğru yönlendirilip eğitildiğinde insanın hem bireysel hem de toplumsal anlamda kemale ulaşmasına vesile olur. İnsan, aklı ve ruhuyla duygularını anlamlandırır ve bu sayede ilahi hedeflere doğru sınırsız bir gelişim potansiyeli taşır.

[1] https://www.youtube.com/watch?v=RLMGZoeDNB8