Türkiye’de yakın yüz yıllık tarihin gizli ve gizemli olayları.

Türkiye’de yakın yüz yıllık tarihin gizli ve gizemli olayları.

Türkiye’nin son yüz yıllık tarihindeki gizli ve gizemli olaylar, modern tarih boyunca pek çok tartışma ve teoriyi beraberinde getirmiştir. İşte bu dönemde meydana gelen önemli ve gizemli olaylardan bazıları:

1. Atatürk’ün Ölümü ve Söylentiler

10 Kasım 1938’de Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümü sonrası, zehirlenme iddiaları uzun yıllar boyunca tartışılmıştır. Bazı tarihçiler ve araştırmacılar, ölüm nedenini resmî olarak siroz olarak belirtse de bu konuda farklı görüşler öne sürülmüştür.

2. Tarihçe-i Hayalî Örgütler ve Komplolar

1940’lardan itibaren Türkiye’de birçok kez gizemli örgütlerin faaliyetleri gündeme gelmiştir. Örneğin:

Gladio: Soğuk Savaş döneminde NATO bünyesinde kurulan ve Türkiye’deki adıyla “Kontrgerilla” olarak bilinen yapının, darbelerde ve faili meçhul cinayetlerde parmağı olduğu iddia edilmiştir.

Susurluk Olayı (1996): Devlet, mafya ve güvenlik güçleri arasındaki ilişkileri ortaya çıkaran bu olay, derin devlet tartışmalarını alevlendirmiştir.

3. Darbe Girişimleri ve Gizli Yapılar

Türkiye’de 1960, 1971, 1980 ve 1997 yıllarında gerçekleşen darbeler, hazırlık süreçlerinde gizli güçlerin etkisi olduğu iddialarını doğurmuştur.

15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi, FETÖ bağlantısı nedeniyle global çapta da dikkat çekmiştir.

4. Tarihî Kaybolmalar ve Cinayetler

Uğur Mumcu Cinayeti (1993): Gazeteci-yazar Uğur Mumcu’nun bombalı saldırıyla öldürülmesi, derin devlet ve dış bağlantılar hakkında pek çok komployu gündeme taşımıştır.

Sabancı Suikastı (1996): Özdemir Sabancı’nın teröristler tarafından öldürülmesi, dönemin politik ve ekonomik bağlantıları açısından gizemini korumaktadır.

5. Kayıp Kıbrıs Dosyaları

Kıbrıs Barış Harekâtı (1974) sonrasında adadaki petrol ve stratejik çıkarlar üzerine gizli antlaşma ve diplomatik belgelerin varlığı öne sürülmüştür.

6. Lozan Antlaşması ve Gizli Maddeler Tartışmaları

Lozan Barış Antlaşması’nın gizli maddeler içerdiğine dair iddialar, özellikle Türkiye’nin enerji kaynaklarına erişimi üzerine komplo teorileri oluşturmuştur. Ancak bu iddialar tarihçiler tarafından genellikle asılsız bulunmuştur.

7. Faili Meçhul Cinayetler

Özellikle 1990’larda faili meçhul cinayetler artmış, pek çoğunun arkasında derin devlet bağlantıları ve çıkar çatışmalarının olduğu iddia edilmiştir.

8. Kaz Dağları Altın Madeni İddiaları

Türkiye’nin stratejik doğal kaynaklarının uluslararası şirketler tarafından ele geçirilmesine yönelik iddialar, çevresel ve politik açıdan önemli tartışmalar yaratmıştır.

Bu olayların birçoğu üzerinde hâlâ araştırmalar ve tartışmalar devam etmektedir. Türkiye’nin yakın tarihi gerek içerideki politik dengeler gerekse dış güçlerin etkisi nedeniyle sıkça karmaşık süreçlere sahne olmuştur. Bu konularla ilgili derinlemesine analizler için tarih kitapları, belgeler ve araştırma raporları faydalı olabilir.

@@@@@@@@

Turgut Özal’ın ölümü.

Turgut Özal’ın 17 Nisan 1993’teki ölümü, Türkiye’de uzun süre tartışılan gizemli olaylardan biri olmuştur. Resmî kayıtlara göre Özal, kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Ancak ölümünden önceki dönemde aldığı tehditler ve ölüm şekli, suikast şüphelerini beraberinde getirmiştir.

Özal’ın Ölümüyle İlgili Tartışmalar:

1. Kalp Krizi İddiası:

Ölüm nedeni resmî olarak kalp krizi olarak açıklanmıştır. Ancak otopsi yapılmadan defnedilmesi, ölümüne dair şüpheleri artırmıştır.

2. Zehirlenme İddiaları:

2012 yılında Özal’ın mezarı açılarak yeniden incelenmiş ve vücudunda yüksek seviyede bazı ağır metaller tespit edilmiştir. Ancak bu bulguların kesin olarak zehirlenme olduğunu doğrulamadığı açıklanmıştır.

3. Suikast Girişimi (1988):

Turgut Özal, 1988 yılında düzenlenen bir suikast girişiminden yara alarak kurtulmuştu. Bu olay, ölümünden sonra suikast iddialarının güçlenmesine neden oldu.

4. Siyasi ve Ekonomik Politikaları:

Özal, Türkiye’nin ekonomik yapısını serbest piyasa ekonomisine uyarlama ve dışa açılma politikaları ile biliniyordu. Bu politikaların bazı çevrelerin tepkisini çekmiş olabileceği düşünülmüştür.

5. Ailesinin Görüşü:

Eşi Semra Özal ve oğlu Ahmet Özal, Turgut Özal’ın öldürüldüğünü sık sık dile getirmiştir. Semra Özal, eşinin ölümünden kısa bir süre önce ciddi tehditler aldığını iddia etmiştir.

2012 Otopsisi ve Bulgular:

Adli Tıp Kurumu’nun 2012 yılında yaptığı inceleme sonucunda Özal’ın vücudunda ağır metal izlerine rastlanmıştır. Ancak bu metallerin ölümüne neden olup olmadığı kesin olarak belirlenememiştir. Bu rapor sonrası da suikast tartışmaları devam etmiştir.

Sonuç:

Turgut Özal’ın ölümü, Türkiye’nin yakın tarihindeki en tartışmalı olaylardan biridir. Resmî olarak ölüm nedeni kalp krizi olsa da, suikast iddiaları ve ağır metal bulguları, kamuoyunda soru işaretlerini sürdürmüştür. Olayın üzerindeki sır perdesi tam anlamıyla kaldırılabilmiş değildir.

@@@@@

Mit krizleri ve gizli operasyonlar.

Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT), Türkiye’nin iç ve dış güvenlik politikalarının en önemli unsurlarından biri olarak, birçok kriz ve gizli operasyonla ilişkilendirilmiştir. İşte MİT’in tarihindeki önemli krizler ve operasyonlardan bazıları:

1. MİT TIR’ları Krizi (2014)

Olay:

19 Ocak 2014’te, Adana ve Hatay’da MİT’e ait olduğu belirtilen TIR’lar durduruldu ve arandığında mühimmat taşındığı iddia edildi.

Resmî olarak TIR’ların insani yardım taşıdığı açıklanırken, bazı çevreler bu yardımların Suriye’deki silahlı gruplara gönderildiğini öne sürdü.

Sonuç:

Bu olay, MİT ile güvenlik güçleri arasında bir kriz olarak yorumlandı. Olay sonrası paralel yapıyla mücadele kapsamında soruşturmalar açıldı ve bazı askerler tutuklandı.

2. Susurluk Olayı (1996) ve Derin Devlet Bağlantıları

Olay:

Balıkesir’in Susurluk ilçesinde meydana gelen trafik kazası, derin devlet, mafya ve MİT’in ilişkilerini gündeme taşıdı.

Kazada, bir milletvekili, emniyet müdürü ve bir mafya lideri aynı araçta ölü bulundu.

MİT’in Rolü:

MİT’in bu yapılarla ilişkisinin boyutu ve derin devlete dair bağlantıları uzun süre tartışıldı.

3. Abdullah Öcalan’ın Yakalanması (1999)

Olay:

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye getirilmesi, MİT’in en büyük başarılarından biri olarak görülür.

Operasyon, MİT’in uluslararası düzeydeki etkinliğini göstermiştir.

Sonuç:
Bu operasyon, Türkiye’nin PKK ile mücadelesinde önemli bir dönüm noktası oldu.

4. Hakan Fidan Krizi (2012)

Olay:

MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Oslo görüşmeleri nedeniyle ifadeye çağrıldı. Görüşmeler, PKK ile barış sürecine yönelik gizli müzakereleri içeriyordu.

Bu olay, MİT’in paralel yapı tarafından hedef alındığı bir girişim olarak değerlendirildi.

Sonuç:

O dönemde çıkarılan yasa ile MİT mensuplarının ifade vermesi Başbakan’ın iznine bağlandı.

5. Gizli Operasyonlar

Yurtdışında Gerçekleşen Operasyonlar:

Paris Suikastı (2013): PKK’nın kurucularından Sakine Cansız ve diğer iki PKK üyesinin Paris’te öldürülmesi olayında MİT’in adı geçti. Ancak resmî bir kanıt bulunmadı.

Suriye’deki Faaliyetler: Suriye iç savaşında Türkiye’nin MİT üzerinden Suriye’deki bazı gruplara destek verdiği iddiaları gündeme geldi.

Kaçırma Operasyonları:

2020’lerde FETÖ mensuplarının yurt dışından Türkiye’ye getirilmesi gibi gizli operasyonlar, MİT’in etkinliğini artırdığına dair örnekler arasında yer aldı.

6. 15 Temmuz Darbe Girişimi (2016)

Olay:
Darbe girişiminden önce MİT’e yapılan ihbar, darbenin planlandığı gece TSK içindeki harekete dikkat çekmiştir.

Ancak MİT’in bu bilgiyi hükümete zamanında iletmediği yönünde eleştiriler olmuştur.

Sonuç:

Darbe girişimi sonrası MİT, yeniden yapılandırılmış ve ulusal güvenlikteki rolü daha da güçlendirilmiştir.
MİT, Türkiye’nin hem iç tehditlerle mücadelesinde hem de bölgesel politikalarında kilit bir kurum olmuştur. Gizli operasyonları ve krizleri, MİT’in ulusal güvenlikteki önemini vurgularken, zaman zaman kuruma yönelik eleştiriler de gündeme gelmiştir. Bu olaylar, Türkiye’nin modern tarihindeki pek çok siyasi ve stratejik süreci derinden etkilemiştir.

 




SİGARANIN KERAMETİ

SİGARANIN KERAMETİ

Üstadı gören muhterem bir zat olan,Kırşehir’de emekli İmam İhsan Barutçu hocamız hatıratında anlatıyor:
Yıl 1952 idi. Karadeniz’den kalkmış, hafızlık yapmak üzere İstanbul’a gitmiştim.
O yıl Bediüzzaman-ında İstanbul’da olduğunu duymuş ve yanına vararak ellerinden öpmüştüm.
Maddi durum iyi olmadığından zorluklar içerisinde hafızlığımızı ve eğitimimizi sürdürüyorduk.
Bir vesile ile nur talebeleri ile irtibat kurmuş ve onlarla beraber kalmaya başlamıştım.
Bir Cuma günü üstadın Cuma namazına gideceğini duymuş ve onunla beraber Cuma namazını aynı camide kılmıştım.
Gençlik yıllarımın bu coşkusunu onunla olmam beni teskin etmişti.
1956-da Üstad Emirdağında bulunuyordu.Gerekli talimatları beraber kaldığımız ağabeyimizden almış,üstad yanında kalmanı isterse kabul et,demişti.
Ben de Ankara’ya ve oradan da Emirdağ-ına varmıştım.
Ancak gençlik yıllarımın bir hastalığı olan sigara kullanıyordum.Emirdağına sabah varmış,kahvaltı yaparak bir sigara içmiştim.
Birden aklıma,bu üstümün ve ağzımın sigara kokmuş haliyle üstadın huzuruna çıkmayayım diye,bir buçuk saat dolaştım.
Üstadın huzuruna vardığımda beni kabul ettiler.Ziyaret sonunda üstad bana:
-Ben seni hizmetime almayı,yanımda alıkoymayı düşünüyordum fakat bir saat önce Hüsnü bayram geldi,onu hizmetime aldım.
Ben ise sigara mübtelalığından dolayı,bir buçuk saat dolaşmakla hizmetinde kalmayı kaybetmiştim.
Ancak bana dua ederek,beni manevi evladlığına kabul ettiklerini söylediler.
Hayatında sigara içmekten dolayı,iyi insanlarla arkadaşlığı bırakan,onlarla değil de sigara içenleri tercih ederek ayağı kayan insanlar az değildir.Ailesini terk ederek sürekli onlardan kaçarak bunu sürdüren insanlar yok değildir.
Ben sigaranın böyle bir azizliğine uğrayarak büyük bir imkanı kaybettim, inşallah sizler kaybetmezsiniz.
MEHMET ÖZÇELİK




KURAN-I KERİM’DE HAYVAN-YER-GÖK VE VARLIKLARA AİT SÖZ VE İFADELER

KURAN-I KERİM’DE HAYVAN-YER-GÖK VE VARLIKLARA AİT SÖZ VE İFADELER

BAK: https://www.youtube.com/watch?v=h0DcLv1Y2qA 

Kur’an-ı Kerim, hayvanlar, yer, gök ve diğer varlıklarla ilgili birçok ayet barındırır. Bu ayetler, Allah’ın yaratma kudretini, evrendeki dengeyi ve canlıların birbirleriyle olan ilişkilerini ortaya koyar. İşte bu konularda bazı örnekler:

1. Hayvanlar

Kur’an’da hayvanlar, Allah’ın yaratma sanatının birer örneği olarak geçer ve onların yaşamları, insanlara ibret alınması gereken durumlar olarak sunulur.

Bakara Suresi, 164. Ayet:

“Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün ard arda gelmesinde akıl sahipleri için elbette ibretler vardır.”

Nahl Suresi, 8. Ayet:

“Hayvanlar, yeleleri, kaplumbağaları ve diğerlerini yaratandır. Hepsi sizin için birer nimet olarak kılındı.”

Enam Suresi, 38. Ayet:

“Yerde yürüyen hiçbir canlı yoktur; kanatlarıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi bir ümmet olmasın. Biz, kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık, sonra onları, Rablerine toplayacağız.”

2. Yer (Toprak)

Kur’an’da yer, Allah’ın yaratılışının bir göstergesi olarak sıkça geçer. Toprak, yaşam için gerekli olan birçok unsuru barındırır.

Al-Bakara Suresi, 22. Ayet:

“O, yeri sizin için bir döşek, gökyüzünü de bir bina kıldı.”

Hud Suresi, 61. Ayet:

“Yeri sizin için döşemiş, oradan size rızıklar çıkarmıştır.”

Sebe Suresi, 15. Ayet:

“Onlar için yerin altından ve yerin üstünden çok şey vardır. Her biri, Rablerinin emriyle hareket eder.”

3. Gök

Kur’an, göklerin yaratılışını ve Allah’ın kudretini sık sık hatırlatır.

Bakara Suresi, 22. Ayet:

“O, göklerden ve yerden indiren, gökyüzünü yerin üzerine kurandır.”

Al-i İmran Suresi, 190. Ayet:

“Göklerin ve yerin yaratılışında ve gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde elbette akıl sahipleri için ibretler vardır.”

Mülk Suresi, 3. Ayet:

“Gökleri birbirine uygun şekilde yaratmış ve içinde hiçbir boşluk bırakmamıştır. Şimdi gözünü çevir, bir bak, herhangi bir çatlak görebilir misin?”

4. Diğer Varlıklar

Kur’an, evrendeki diğer varlıkları ve onların Allah’a olan bağlılıklarını anlatır.

Nahl Suresi, 12. Ayet:

“O, sizin için denizlerde bir fayda yarattı; orada gemiler yürütülür ve oradan rızıklar çıkar.”

Fatır Suresi, 27-28. Ayetler:

“Allah, gökten su indirdi. O su ile yeşil bitkiler bitirdi. Dağlardan da beyaz ve kırmızı yollar var; birbirine benzemeyenleri vardır.”

Casiye Suresi, 13. Ayet:

“Yerde ve gökte ne varsa hepsi O’na aittir. O, hepsini emri altına almıştır.”

Sonuç

Kur’an-ı Kerim’de geçen hayvanlar, yer, gök ve diğer varlıklarla ilgili ifadeler, Allah’ın yaratma gücünü ve evrendeki dengeyi anlamamız için bize önemli mesajlar sunar. Bu ifadeler, insanlara çevrelerini, doğayı ve canlıları koruma ve onlara saygı gösterme konusunda bilinçlendirmeyi amaçlar. Ayrıca, bu varlıkların yaratılışının ve işleyişinin, Allah’ın kudretinin birer delili olduğu belirtilmektedir.

@@@@@@@

Kur’an-ı Kerim’de karınca ve yerle gök gibi varlıkların konuşmaları .

Kur’an-ı Kerim’de, karıncalar gibi bazı hayvanların ve varlıkların konuşmaları, Allah’ın kudretinin ve yaratılışın derin anlamlarının birer işareti olarak yer alır. İşte bu konudaki bazı ayetler:

1. Karınca

Karıncanın konuşması, özellikle Neml Suresi’nde geçer. Bu ayet, karıncanın insanlara olan bazı uyarılarını ve Allah’ın yaratmadaki kudretini anlatır.

Neml Suresi, 18-19. Ayetler:

18: “Nihayet, karıncaların bulunduğu vadinin yanına geldiklerinde bir karınca: ‘Ey karıncalar, yuvalarınıza girin; Süleyman ve ordusu size dokunmadan önce’ dedi. Onlar, bunu duydular.”

19: “Bunun üzerine Süleyman gülerek: ‘Rabbim, bana verdiğin nimetin şükrünü eda etmemi ve sana hoş bir şekilde salih ameller işlememi sağla’ dedi.”

2. Diğer Varlıkların Konuşması

Kur’an’da yer ve gök gibi diğer varlıkların da konuşmalarıyla ilgili bazı ifadeler yer almaktadır. Bu, Allah’ın yaratıklarına verdiği akıl ve bilgelikle ilgilidir.

Fussilet Suresi, 11. Ayet:

“Sonra göğe yöneldi ve o zaman gök henüz duman halindeydi; ona ve yere: ‘İsteyerek mi, yoksa istemeyerek mi gelirsiniz?’ dedi. Onlar da: ‘İsteyerek geldik’ dediler.”

Bu ayette, gökyüzünün ve yerin Allah’ın emriyle cevap vermesi, Allah’ın yaratışındaki kudreti ve iradesinin bir yansıması olarak değerlendirilir.

3. Yer ve Gök

Kur’an’da, yer ve gök arasındaki ilişkiyi ve bunların Allah’ın emrine nasıl tabi olduklarını anlatan ayetler de vardır.

Sad Suresi, 27. Ayet:

“Biz, gökleri ve yeri ve bunların arasında bulunan her şeyi boşuna yaratmadık. Bu, inkâr edenlerin zanlarıdır. Ahirette inkâr edenler için ateşten bir azap vardır.”

Mülk Suresi, 3. Ayet:

“Gökleri birbirine uygun şekilde yaratmış ve içinde hiçbir boşluk bırakmamıştır. Şimdi gözünü çevir, bir bak, herhangi bir çatlak görebilir misin?”

Sonuç

Kur’an-ı Kerim’de karıncanın konuşması ve yerle gök gibi varlıkların Allah’ın emrine itaatleri, yaratılışın derin anlamlarını, Allah’ın kudretini ve varlıkların bilinç düzeyini göstermektedir. Bu anlatımlar, insanlara evrendeki dengeyi, varlıkların birbirleriyle olan ilişkisini ve Allah’a olan bağlılıklarını hatırlatır. İnsanoğluna düşen görev, bu varlıkları gözlemleyerek Allah’ın yaratmadaki hikmetini anlamak ve O’na şükretmektir.




KURAN-I KERİM’İN ANLATTIĞI OLAYLARIN CEREYAN ETTİĞİ COĞRAFİ YERLER

KURAN-I KERİM’İN ANLATTIĞI OLAYLARIN CEREYAN ETTİĞİ COĞRAFİ YERLER

BAK: https://www.youtube.com/watch?v=EG2GjM4WRZo 

Kuran-ı Kerim’de anlatılan olayların geçtiği coğrafi mekânlar, İslam’ın ilk yayıldığı yerler ve peygamber kıssalarının yaşandığı bölgelerle sınırlıdır. Bu coğrafi mekânlar, genel olarak Orta Doğu ve civarında yer alır. Başlıca önemli yerler şunlardır:

1. Hicaz Bölgesi (Mekke ve Medine): İslam’ın doğduğu yer olan Mekke ve Medine, Kuran-ı Kerim’de en çok bahsedilen yerlerdendir. Mekke, Kâbe’nin bulunduğu şehir olup Hz. Muhammed’in doğduğu ve ilk vahyin geldiği yerdir. Medine ise İslam’ın toplumsal olarak ilk uygulandığı şehir olarak önemlidir.

2. Mısır: Kuran’da Hz. Musa, Firavun ve İsrailoğulları ile ilgili anlatılan olaylar Mısır’da geçer. Hz. Yusuf’un kıssası da Mısır’da yaşanmıştır.

3. Şam ve Filistin Bölgesi (Lût Gölü ve Kudüs): Bu bölge, Kuran’da birçok peygamberin gönderildiği yer olarak anlatılır. Kudüs, İslam’ın ilk kıblesidir ve Hz. İbrahim, Hz. İshak, Hz. Yakup, Hz. Davud, Hz. Süleyman gibi peygamberlerin yaşadığı yerdir. Ayrıca Lut Kavmi’nin yaşadığı bölge olan Lût Gölü çevresi de buradadır.

4. Irak (Babil ve Urfa civarı): Kuran’da Hz. İbrahim’in doğduğu yer olarak anlatılan Babil, bugünkü Irak sınırları içerisindedir. Hz. İbrahim’in Nemrut ile mücadelesi ve Babil halkının putperestliğe düşmesi de burada geçer.

5. Medyan ve Eyke Bölgeleri: Medyen bölgesi, Hz. Şuayb’ın peygamber olarak gönderildiği yerdir. Bugünkü Ürdün ve Suudi Arabistan sınırlarında olduğu düşünülür.

6. Sina Dağı ve Sina Yarımadası: Hz. Musa’nın peygamberliği sürecinde önemli olaylar bu bölgede geçmiştir. Hz. Musa’nın vahiy aldığı Sina Dağı ve İsrailoğulları’nın Mısır’dan çıkışı sırasında geçtikleri yerler burada bulunmaktadır.

7. Yemen (Seba Melikesi Belkıs’ın Ülkesi): Sebe Melikesi Belkıs ve onun Hz. Süleyman ile olan ilişkisi, Yemen topraklarında geçmektedir. Bu bölgede Sebe Krallığı hüküm sürmüştür.

8. Hicr Bölgesi: Kuran’da bahsi geçen Semud Kavmi’nin yaşadığı bölgedir. Bugünkü Suudi Arabistan’da yer alan bu bölgede Salih peygamberin kavmine tebliğde bulunduğu anlatılır.

Bu bölgeler, Kuran-ı Kerim’de geçen olayların yaşandığı mekânlar olarak anlatılmaktadır. Kuran’da bu yerler genel hatlarıyla aktarılırken, coğrafi detaylar çok sık verilmez, daha çok olayların ahlaki ve ibret verici yönleri vurgulanır.

 




KURAN-I KERİM’DE SIRLAR -GİZLİ ŞEYLERİ İFADE EDEN AYETLER

KURAN-I KERİM’DE SIRLAR -GİZLİ ŞEYLERİ İFADE EDEN AYETLER

BAK: https://www.youtube.com/watch?v=98fK8FryCpk 

Kur’an-ı Kerim’de sır ve esrar, bilinmeyen ve gizli şeyleri ifade eden ayetler.

Kur’an-ı Kerim’de sırlar, gizemler ve bilinmeyenlere dair birçok ayet bulunmaktadır. Bu ayetler, Allah’ın bilgisi ve kudreti karşısında insanların sınırlı bilgiye sahip olduğunu vurgularken, Allah’ın her şeyin bilgisine sahip olduğunu hatırlatır. İşte Kur’an’da sır, gizem ve bilinmeyenleri ifade eden bazı ayetler:

1. Allah’ın Her Şeyi Bilmesi:

Bakara Suresi 33. Ayet: “Ben göklerin ve yerin gaybını bilirim, sizin açıkladığınızı ve gizlediğinizi de bilirim.”

Allah’ın hem insanların açıktan yaptıklarını hem de kalplerinde gizlediklerini bildiği ifade edilmiştir.

2. Gaybın Bilgisi Allah’a Aittir:

En’am Suresi 59. Ayet: “Gaybın anahtarları O’nun yanındadır, onları O’ndan başkası bilmez. Karada ve denizde olan her şeyi bilir. O’nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez…”

Bu ayet, gaybın yani bilinmeyenin anahtarlarının Allah’ın yanında olduğunu ve her türlü bilginin Allah’a ait olduğunu vurgular.

3. İnsanlardan Gizli Olanları Allah’ın Bilmesi:

Taha Suresi 7. Ayet: “Eğer sen (duanı) sesli olarak söyleyecek olsan, bil ki O gizliyi de gizlinin gizlisini de bilir.”

Allah, insanların içlerinden geçen en gizli düşünceleri dahi bilmektedir.

4. Kıyamet Saatinin Bilinmeyişi:

Lokman Suresi 34. Ayet: “Şüphesiz kıyamet saatinin bilgisi Allah’ın katındadır…”

Kıyametin ne zaman kopacağı bilgisi Allah’a ait olup insanlardan gizlenmiştir. Bu, ilahi bilginin insana kapalı yönlerinden biridir.

5. Allah’ın İnsanlara Bilinmeyeni Bildirmesi:

Cin Suresi 26-27. Ayetler: “O, gaybı bilendir. Gaybını kimseye açmaz, ancak elçilerinden razı olduğu kimse başka.”

Allah, bilinmeyenleri dilediği takdirde seçtiği peygamberlere vahiy yoluyla açıklayabilir. Ancak gaybın tam bilgisi yalnız Allah’a aittir.

6. İnsanların Sınırlı Bilgisi:

İsra Suresi 85. Ayet: “Sana ruhtan sorarlar. De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir; size ilimden ancak az bir şey verilmiştir.”

Ruhun mahiyeti gibi bazı konular Allah’ın sırlarındandır ve insanın bilgisi bu konularda sınırlıdır.

7. Kalplerden Geçenlerin Bilinmesi:

Mülk Suresi 13. Ayet: “Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; O, göğüslerin özünde saklı olanı bilir.”

Allah, insanların kalplerinde sakladıkları en gizli duyguları ve düşünceleri dahi bilmektedir.

8. Allah’ın Gizli Planları:

Ali İmran Suresi 54. Ayet: “Onlar tuzak kurdular, Allah da tuzak kurdu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.”

Allah’ın gizli planlarının insanlara kapalı olduğu ve insanların tuzaklarına karşı ilahi planın üstün olduğu ifade edilmiştir.

Bu ayetler, Allah’ın her türlü gizli bilgiye, bilinmeyene ve insanlardan saklı olan her türlü sırra sahip olduğunu gösterir. Kur’an, Allah’ın mutlak bilgi sahibi olduğunu ve insanların ise sadece Allah’ın izin verdiği ölçüde bilgiye ulaşabileceğini açıklar. Bu, insanı tevazua yönlendirir ve Allah’ın sınırsız ilmini kabul etmeye teşvik eder.