İSRAİL’İN 15 TEMMUZ RÖVANŞI

İSRAİL’İN 15 TEMMUZ RÖVANŞI

İsrail yol haritasını başlangıç ve bitiş noktasına pergel koyarak çizmişti.

Bu da Nil ve Fırat uzantısı idi. Yani İsrail ve Türkiye.
Arzı Mev’ud.
Allah tarafından vadedilmiş topraklar.
Türkiye uzantısını içten ve uzun yıllar bunu dokuyup hatta yüz küsur yıla uzanan süreçte yaptı.
Hat yavaşta olsa istediği gibi gidiyordu.
Ancak 15 Temmuz 2016 yılındaki işgalin akamete uğramasıyla bağlantı koptu ve hattın bitiş noktası şimdilik açıldı gibi.
Bir düğüm imkanı yakalarlarsa kopan hattı tekrar harekete geçirirler.
Bunu hızlandırmak ve de bitiş hattın bağlantısını sağlamak üzere IŞİD, PKK hattı faaliyeti sürdürülürken, Hamas, Lübnan, Suriye, İran ve Irak hatları hareketlendirilmeye başlandı.
Başta ABD ve ortaklarının desteğiyle.
Ancak ilahi hesabı ve tehdidi ve de Peygamberimizin haber ve uyarısını hesaba katmadı.[1]
Kısaca sonucu görmedi.
Hırsı ve saldırganlığı onu kör etti.

 

*************

 

15 Temmuz’un rövanşı İsrail eliyle alınmaya ve aynı zamanda İsrail’in arzı Mev’udu gerçekleştirilmeye çalışılıyor.

Gazze bahaneydi. Kısa sürede geçileceği ve biteceği düşünüldü.

Uzun sürünce İsrail bahane ile Lübnan’a saldırdı.

Amaç Suriye.

Oradan Irak’a vararak Talabani ortaklığında Türkiye olacak.

Bu Şanlıurfa, Diyarbakır, Adıyaman ve Kayseri sınırına kadar uzanacak.

Bu oyunu görmememiz için iç kavga ve ekonomi ile uğraştırılıyoruz.

Bunun önünde de Sayın Erdoğan engel olduğu için, başta birinci muhalefet partisi eliyle saldırıya geçiliyor.

Tüm muhalefetin projesi Erdoğan düşmanlığı üzerine oturuyor.

Diğer yavru muhalefetler de nisbeten bilinçli bilinçsiz buna ortak oluyorlar.

****************  

Aslında bugün Gazze’nin akabinde Lübnan’ın düşmüş olduğu bu durum onların dışarıdan işgal edilmeye çalışılmasının bir göstergesidir Aslında biz de 100 yıldır onlardan hiç de geri değildik.

Darbelerle biz içten vurulmuş ve işgal edilmiş, işgale maruz kalmıştık. Hala o tehlike de bitmiş değildir.

Eller, kollar, diller, düşünceler, kalpler tamamen bağlı, bin yıllık bir birikim adeta yıkılmış ve onları yaşamak yasaklanmıştı.

İslam dünyasının zincirleri kırılmadı

Biz yeni yeni hala tamamen kıramamış olmakla beraber bazı zincirler kalsa da düne kadar Ayasofya yeni açılmış, ezan 18 yıl boyunca yasak edilmişti.

İttihat ve Terakkiden beri 150 yıldır savaşlarla kuşatılmışız, Kanuniden itibaren inişe geçerek çöküş yaşamış bir milletiz.

Biz daha yeni yeni kendimize gelip maddi ve manevi ayağa kalkabilmeye çalışmaktayız, bir çocuk gibi, bir bebek gibi.

Bugün İslam dünyası aynı vaziyette. Kimisi içeriden işgal edilmiş, kimisi Gazze ise ölümüne dışarıdan işgal edilmeye çalışılmaktadır.

***************

Bir insanın bir hususta aciz kalıp bir şey yapamaması, elinden bir şey gelmemesi, bir derece normal görülebilir. En azından birilerinden umut bekler. Ümit bekler hatta kanser hastası olan bir insana bile; Doktor yapılacak bir şey yok, alın götürün dese bile ondan bir ümit beklenilebilir, bir hayat alameti beklenilebilir.

Onun için dua olsun, her türlü yöntem ilaç olsun teşebbüs edilebilir.

Ama bir dünya düşündünüz ki; sadece bir kişi değil 8 milyar insan aciz kalıyor, hiçbir şey yapamıyor, elinden bir şey gelmiyor adeta diğer bir ifadeyle, akan kanı, öldürülen çocukların, masumların kanını durduramıyor, bir şey yapamıyor.

Tam bir çaresizlik içerisinde, çaresizliğin doruk noktasında, bunun ötesi yok.

Irak-Suriye-Gazze’de Filistin göçü derken, şimdi sırada Lübnan’ın göçü var.

Dünyada BM verilerine göre, 300 milyon insan göçmen durumunda.

***************   

Dünya ilahi gazabı çekecek bir vaziyete gitmektedir.

Ayetlerde geçen ilahi ğadab.

-Kur’an’da “ilahi gazap” kavramı, Allah’ın adaletsizliği, kötülüğü veya nankörlüğü cezalandırdığı anlarda sıkça geçer. İlahi gazap, genellikle insanların haksızlık, isyan, küfür ve zulüm gibi eylemleri sonucunda Allah’ın rahmetinden uzaklaşması anlamında kullanılır. Allah’ın gazabı hem bireysel düzeyde hem de toplumsal düzeyde ortaya çıkabilir ve bir uyarı niteliği taşır.

Kur’an’da bu kavramla ilgili çeşitli ayetler bulunmaktadır. Örnek olarak:
1. Bakara Suresi, 90. Ayet: Yahudilerin Allah’ın ayetlerini inkâr etmeleri ve peygamberlerini öldürmeleri sebebiyle ilahi gazaba uğradıkları anlatılır:
“Onlar Allah’ın indirdiğini inkâr ederek nefislerine ne kötü bir şey sattılar ki, Allah dilediğine lütfundan vahiy indirsin diye kıskançlık beslediler. Bu yüzden gazap üstüne gazaba uğradılar. Kâfirler için alçaltıcı bir azap vardır.”

2. Maide Suresi, 60. Ayet: Allah’ın gazabına uğrayan bazı toplumların maymunlara ve domuzlara çevrildiği anlatılır:
“De ki: Allah katında ceza bakımından bundan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allah kime lanet etmiş ve kime gazap etmişse, kimin içinden maymunlar, domuzlar ve tâğûta tapanlar yapmışsa işte onlar makam bakımından daha kötü, doğru yoldan daha fazla sapmışlardır.”

3. Al-i İmran Suresi, 162. Ayet: Allah’ın gazabı, dünyada kötülük yapanların ve Allah’a isyan edenlerin üzerinde olduğu belirtilir:
“Hiç Allah’ın rızasına uyan kimse, Allah’tan bir gazaba uğramış kimse gibi olur mu? Onun varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varılacak yerdir o!”

Bu ayetler, Allah’ın gazabının, insanlara uyarıcı ve cezalandırıcı bir unsur olarak gönderildiğini, Allah’a karşı gelenlerin hem dünyada hem de ahirette bundan etkilenebileceğini vurgular. Gazap, Allah’ın adaletiyle ilişkili olarak anılır; yani insanların kötülüklerinin bir sonucu olarak ortaya çıkar.

MEHMET ÖZÇELİK

28-09-2024

[1] https://tesbitler.com/2024/09/28/israilin-sonu/

Loading

No ResponsesEylül 28th, 2024