ENE VE ENANİYETİN HAKİKATİ

ENE VE ENANİYETİN HAKİKATİ

Biz, emaneti göklere, yere ve dağlara sunduk. Onu yüklenmeye yanaşmadılar. Ondan korktular. Onu insan yüklendi. O, çok zalim ve çok cahildir.

إِنَّا عَرَضْنَا الْأَمَانَةَ عَلَى السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَالْجِبَالِ فَأَبَيْنَ أَن يَحْمِلْنَهَا وَأَشْفَقْنَ مِنْهَا وَحَمَلَهَا الْإِنسَانُ إِنَّهُ كَانَ ظَلُومًا جَهُولًا
Ahzab 72

@@@@@@@

Ene ve enâniyetin mahiyeti nedir?
“Ene” ve “enâniyet” kavramları İslam tasavvufunda önemli bir yere sahiptir. Bu kavramlar, insanın kendini ve benliğini anlamasını sağlayan temel kavramlardır.

“Ene”, Arapça “ben” anlamına gelen bir kelimedir. Tasavvuftaki anlamı ise, insanın kendi varlığını ve kimliğini idrak etmesidir. Bu idrak, sadece kişinin fiziksel varlığını değil, aynı zamanda ruhsal ve manevi varlığını da kapsar.

“Enâniyet” ise, “ene”nin aşırı bir şekilde öne çıkması ve kişinin kendini başkalarından üstün görmesidir. Tasavvufta, enâniyetin kötü bir huy olarak kabul edildiği ve kişinin bu huydan kurtulması gerektiği ifade edilir.

Ene ve enâniyetin mahiyeti, Bediüzzaman Said Nursi tarafından Risale-i Nur eserlerinde ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Nursi’ye göre, ene, insanın yaratılış gayesinin bir parçasıdır. İnsan, kendini ve benliğini idrak ederek, Allah’ı ve kainatı daha iyi anlama imkanına kavuşur.

Ancak ene, aşırı bir şekilde öne çıkarsa, kişinin nefsine hizmet etmesine ve Allah’tan uzaklaşmasına neden olabilir. Bu nedenle, enâniyetin kontrol altına alınması ve kişinin nefsine hakim olması gerekir.

Nursi’ye göre, ene ve enâniyetin mahiyeti şu şekilde açıklanabilir:

* **Ene, insanın varlığının bir hakikatidir.** İnsan, bir beden, bir ruh ve bir akıldan oluşan bir varlıktır. Bu varlık, ene kavramıyla ifade edilir.
* **Enâniyet, enenin aşırı bir şekilde öne çıkmasıdır.** İnsan, kendi varlığını ve benliğini diğer varlıklardan üstün görmeye başlarsa, enâniyet ortaya çıkar.
* **Ene ve enâniyetin mahiyeti, insanın yaratılış gayesiyle yakından ilgilidir.** İnsan, kendini ve benliğini idrak ederek, Allah’ı ve kainatı daha iyi anlamaya çalışır. Ancak ene, aşırı bir şekilde öne çıkarsa, kişinin nefsine hizmet etmesine ve Allah’tan uzaklaşmasına neden olabilir.

Nursi, ene ve enâniyetin mahiyetini kavramak için şu tavsiyelerde bulunur:

* **Kendimizi ve benliğimizi iyi tanımalıyız.** Kendimizin güçlü ve zayıf yönlerini bilmeliyiz.
* **Kendini beğenme ve kibir gibi duygulardan uzak durmalıyız.**
* **Allah’ı ve kainatı her zaman tefekkür etmeliyiz.**

Bu tavsiyelere uymak, ene ve enâniyetin mahiyetini kavramamıza ve bu kavramların kontrol altına alınmasına yardımcı olacaktır.
@@@@@@@@@

Öyleyse memnuniyetle! “Vahidi kıyasi” kavramı İslam düşüncesinde önemli bir yere sahiptir. Kısaca açıklamak gerekirse, vahidi kıyasi, insanın kendine verilen sınırlı yetenekleri kıyaslama yoluyla Allah’ın sonsuz büyüklüğünü ve sıfatlarını kavraması anlamına gelir. Bu kavram Bediuzzaman Said Nursi tarafından Risale-i Nur eserlerinde sıkça kullanılır.

Vahidi kıyasinin temel düşüncesi şudur: İnsan, kâinatın yaratıcısı olan Allah’ı doğrudan idrak edemez.
Çünkü sınırlı sınırsız nasıl ihata ve idrak edebilir ki.
La tudrikuhul ebsar
Ancak kendisine verilen akıl, irade ve kudret gibi sınırlı yeteneklerini ölçü olarak kullanarak Allah’ın sonsuzluğunu anlamaya çalışabilir.

Örneğin, insan elindeki bir taşı kaldırıp hareket ettirebilir. Bu basit fiil bile bize Kudret sıfatını hatırlatır. İnsan, kendi cüzi kudretiyle bu taşı kaldırabiliyorsa, Allah’ın sonsuz ve her şeye gücü yeten Kudret sıfatını kıyas yoluyla kavrayabilir.

Vahidi kıyasinin bazı önemli özellikleri şunlardır:

* **Farazi benlik:** İnsan, bir benlik ve irade hissine sahiptir. Vahidi kıyasi, bu benliğin sahiplenmeye meyilli olma özelliğini Allah’ı tanımada kullanır.
* **Kıyaslama:** İnsan, kendi yeteneklerini kıyaslama yoluyla Allah’ın sonsuzluğunu anlamaya çalışır. Ancak bu kıyaslamanın gerçek bir benzetme olmadığı, sadece bir fikir verme amacı taşıdığı unutulmamalıdır.
* **Hikmet:** Vahidi kıyasinin amacı Allah’ı kavramaktan ziyade Allah’ın büyüklüğünü hayretle tefekkür etmektir. İnsan, kendi acizliğini ve Allah’ın yüceliğini gördükçe daha fazla ibadet etme ve şükretme hissi duyar.

Vahidi kıyasi kavramı bazı tartışmalara da konu olmuştur. Bazıları bu kavramın Allah’ı insanileştirdiğine dair eleştiriler yöneltmektedir. Ancak Bediüzzaman Said Nursi, vahidi kıyasinin Allah’ı insan gibi görmek değil, sadece insanın anlayabileceği bir dille onun büyüklüğünü anlatmak amacı taşıdığını ifade eder.

Umarım bu açıklamalar vahidi kıyasisi konusunu anlamanıza yardımcı olmuştur. Daha ayrıntılı bilgi almak isterseniz, Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur eserlerine müracaat edebilirsiniz.

 

*****************  

Sadece insanın değil aynı zamanda Kainatın çıkış ve varoluş noktası, insana verilen ene ve enâniyette gizlidir.


@@@@@@@@

Risale-i nur Külliyatindan ene ve enâniyet konusu

Enenin iki cihetidir var, hakka ve halka bakan cihetler.

Risale-i Nur Külliyatı’nda ene ve enâniyet konusu, insanın varoluşundaki en önemli meselelerden biri olarak ele alınır. Bediüzzaman Said Nursi’ye göre ene, insanın maddi ve manevi bütün varlığını ifade eden bir kavramdır. Enâniyet ise bu varlığa duyulan sevgi ve bağlılıktır.

Risale-i Nur’da ene ve enâniyet, hem olumlu hem de olumsuz bir anlamla kullanılır. Olumlu anlamda ene, insanın sahip olduğu yetenekler ve kabiliyetleri ifade eder. Bu anlamda enâniyet, insanın kendini tanıması ve geliştirmesi için gerekli bir motivasyon kaynağıdır.

Olumsuz anlamda ene, insanın kendisini Allah’tan üstün görmesi ve kendi istek ve arzularını her şeyin üzerinde tutmasıdır. Bu anlamda enâniyet, insanın fıtratını bozan ve onu cehenneme sürükleyen bir hastalıktır.

Risale-i Nur’da ene ve enâniyet konusu, insanın kurtuluşu için gerekli olan önemli bir mesele olarak ele alınır. Bediüzzaman Said Nursi’ye göre, insan ancak enâniyetten kurtulup kendini Allah’a teslim ederek gerçek kurtuluşa kavuşabilir.

Risale-i Nur’da ene ve enâniyet konusunu ele alan bazı eserler şunlardır:

* **Lem’alar**
* **Mektubat**
* **Sözler**
* **Nurun İlk Kapısı**
* **Yirminci Söz**

Bu eserlerde ene ve enâniyet konusu, farklı yönleriyle ele alınır ve insanlığın kurtuluşuna dair önemli mesajlar verilir.

**Ene ve enâniyet konusunun Risale-i Nur’da ele alınmasının bazı temel sebepleri şunlardır:**

* **İnsanlığın en önemli problemlerinden biri olan enâniyet, Risale-i Nur’un temel konularından biridir.**
* **Risale-i Nur, insanı Allah’a kul olmaya davet eden bir eserdir. Bu davetin gerçekleşmesi için insanın enâniyetten kurtulması gerekir.**
* **Ene ve enâniyet konusu, insanın varoluşunun temelini oluşturan bir meseledir. Bu nedenle, Risale-i Nur’da bu konuya geniş yer verilmiştir.**

Risale-i Nur’da ene ve enâniyet konusunun ele alınması, insanın kendini tanıması ve bu konuda bir yol haritası çizmesi açısından önemli bir katkı sağlamaktadır.

 

*******************   

BAK: https://www.youtube.com/watch?v=hEif1YsGlpU&t=4s

 




İstanbul’da Evliya Var Mı?

HİSSE-42

İstanbul’da Evliya Var Mı?

 

Bir gün Padişah, vezire sorar;
– Vezir İstanbul’da evliya var mı?
– Aman padişahım, İstanbul evliya yatağı olarak bilinir, evliya olmaz mı hiç!
– Öyleyse bir kaç tanesini ziyaret edelim.
– Sultanım, arzu ederseniz tebdil- i kıyafet ile şehri dolaşalım.
Vezir ve padişah köylü kıyafetine girip, yola çıkarlar. Önce Mısır çarşısına girerler. Orada bir kumaşçı dükkanına girip selam verirler. Dükkan sahibi büyük bir edeple selamı alır ve müşterilerine iltifatta bulunarak;
– Hoş geldiniz, safa geldiniz, maşallah Allah’ın ne güzel kulları var, buyurun efendim der. Vezir, biraz kumaş lazım
olduğunu ve kumaş almaya geldiklerini söyler. Kumaşçı, hangisinden alacaklarını sorar.
Vezir;
– Şu topu, şu topu, şu topu indir. Diyerek topların yarısından fazlasını indirir.
Sonra da:
– Şundan yarım metre, şundan bir metre, şundan iki metre kes. Diyerek indirttiği bütün toplardan kestirir.
Kumaşçı:
– Allah’ın ne güzel kulları var, ya Rabbi! Sana şükür diyerek kestiği kumaşları paket yapar, ücretlerini hesap edip miktarı yazılı olan kağıdı vezire uzatır. Bu sefer vezir;
– Kusura bakmayın biz bunları almaktan vazgeçtik, çünkü kumaşları beğenmedik der.
Kumaşçı büyük bir teslimiyetle;
– Hay hay olur efendim, Allah’ın ne güzel kulları var, fark etmez efendim, güle güle! diyerek müşterilerini uğurlar.
Paketlenmiş kumaşlarını bir tarafa koyar. Padişah ve vezir bu sefer Beyazıt meydanına çıkarlar.
Orada elinde sopasıyla; – Karpuz, karpuz! Diye bağırarak karpuz satan celalli birisini görürler.
Vezir; Padişahım, şimdi bu zattan karpuz alacağız ama hemen almayın. Karpuzları bastırın, birini alıp diğerini koyun, kolay, kolay karpuz beğenemeyen bir kimse gibi uzun zaman onu meşgul edin. Der. Padişah denildiği gibi; Birini alır birini bırakır, öbürünü sıkar, diğerinin kabuğuna el vurarak olup olmadığını kontrol eder ama bir türlü karpuz alamaz. Karpuzcu ise göz ucuyla müşterisini takip etmektedir. Bakar ki ellemediği ve sıkmadığı karpuz kalmadı, müşteriye elindeki sopasını göstererek:
– Bana bak alacaksan bir tane al, git. Karpuzları yaralayıp durma! Beni de kumaşçı gibi zannetme! Padişah olduğuna da güvenme. Şu sopa ile kafanı kırarım! der.
Padişah:
– Sus sus, bizi deşifre etme! Alelacele bir karpuz alıp parasını ödeyerek hızlıca oradan ayrılır.
Vezir;
– Şimdi de Süleymaniye’ye gidelim, orada daha size nice Allah dostlarını göstereceğim der.
Padişah; – Vezir bu kadar yeter! Karpuzcusu, kumaşçısı evliya olan yerde daha neler vardır kim bilir, yeter! Şimdi gidip kumaşçının paralarını verelim, adamcağız zarar etmesin der. Tekrar kumaşçıya gidip selam verirler. Kumaşçı yine aynı teslimiyet ve vakar içinde selamlarını alır;
– Buyurunuz efendim, Allah’ın ne güzel kulları var, buyrun efendim! der.
Vezir;
– Biz yeniden karar verdik kestirdiğimiz kumaşları alacağız deyip parasını verip kumaşçı ile vedalaşırlar. Dükkandan
çıkarken kumaşçı ellerini kaldırıp;
– Ya Rabbi! Sana hamdolsun. Bugün iki defa dükkanıma padişahı gönderdin. diye Allah’a şükreder. Padişah bu hal
karşısında şaşırır, vezire;
– Vezir, anladım bu iki zatın ikisi de evliyadır ama acaba hangisi üstün? diye sorar. Akıllı vezir şöyle cevap verir;
– Padişahım, ben hangisinin üstün olduğunu bilemem; amma herhalde laftan anlayanlara kumaşçı gibisi, laftan anlamayanlara da karpuzcu gibi birisi lazım.

 

 

*********************

 

Hevâya ne kadar etsem de yemin,

Olmadım, yine de kendimden emin.

Ey! Yüce Sahibim, Rabbül Âlemin,

Nefsimle baş başa, bırakma beni!

****

Son buldu, kibirle büyük savaşım,

Önünde eğildi, o mağrur başım.

Gördün.. Beytullah’ta seldi gözyaşım,

Rahmetinden mahrum, bırakma beni!

****

Kişi gâfil ise, kelâm nâfile,

Kalpler mutmaindir, zikrullah ile.

Şu fâni dünyada, bir nefes bile,

Kur’ân’dan nasipsiz, bırakma beni!

****

İbâdet tahtımdır, hidâyet tâcım,

Başka hiçbir tâca, yok ihtiyacım,

Her an, her mekânda Sana muhtâcım,

Kapında secdesiz, bırakma beni!

****

Artık avutmuyor, ne söz ne beste,

Emrini bekliyor, ruhum kafeste.

Vuslat kapısında, o son nefeste,

Şehâdetten gâfil, bırakma beni!

****

Affın azâbından, bilirim yüce,

Doksan dokuz ismin, dilimde hece.

Sorgu sual, başlayınca o gece;

Kabirde cevapsız, bırakma beni!

****

Yaklaşan bir gün var, şartları yaman;

Kur’ân der ki; O gün, verilmez aman.

Ey! Sıfatı Rahmân ve Rahîm olan;

Mahşerde gölgesiz, bırakma beni!

****

Gerçi söyleyecek, sözüm çoksa da,

Geçtim her birinden, geldim maksada,

Son bir dileğim var, yüzüm yoksa da;

Cemâl’ine hasret, bırakma beni!

 

************* 

DİNLE:  https://www.youtube.com/watch?v=td_TJ0I7kWs




İsrail’de organ hırsızlıkları.

İsrail’de organ hırsızlıkları.


İsrail’de organ hırsızlığı iddiaları ilk olarak 1990’lı yıllarda gündeme geldi. İsveç gazetesi Aftonbladet, İsrail askerlerinin Filistinli mahkumlardan organlarını çaldıklarını iddia eden bir haber yayınladı. Haberde, İsrailli bir doktorun, 1988-1996 yılları arasında İsrail hapishanelerinde tutulan Filistinli mahkumlardan organlar alındığına dair itirafları yer aldı.

İsrail bu iddiaları reddetse de uluslararası kamuoyunda büyük tepki çekti. İsrail hükümeti, organ bağışı konusundaki yasaları sıkılaştırarak, organ hırsızlığını önlemeye yönelik adımlar attı.

Ancak, organ hırsızlığı iddiaları, 2014 yılındaki Gazze Savaşı’nda tekrar gündeme geldi. Gazze Şeridi’nde düzenlenen operasyonlarda öldürülen Filistinlilerin naaşlarından hayati organların çalındığı iddia edildi.

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in iade ettiği Filistinlilerin naaşlarında, böbrek, kalp ve karaciğer gibi organların eksik olduğunu tespit etti. Bakanlık, İsrail’in bu organları kime ve hangi amaçla aldığını sordu.

İsrail, organ hırsızlığı iddialarını yine reddetti. Ancak, İsrailli yetkililer, Filistinlilerin naaşlarının iadesinde yaşanan gecikmelerin, organların bozulmasına yol açtığını kabul etti.

İsrail’deki organ hırsızlığı iddiaları, uluslararası toplumda da endişe yaratıyor. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, İsrail’i organ hırsızlığı iddialarını bağımsız bir şekilde soruşturmaya çağırdı.

İsrail’deki organ hırsızlığı iddialarının kanıtlanması halinde, bu durum, İsrail’in insan hakları ihlali olarak kabul edilecek.

@@@@@@@

İsrail’de insan dericiliği.

İsrail’de insan derisi kullanımı, organ hırsızlığı iddialarıyla birlikte gündeme gelen bir konudur. İsrail’de, 1985 yılında kurulan İsrail Deri Bankası, insan derilerinin toplanması, depolanması ve kullanılmasından sorumludur. Banka, derileri tıbbi amaçlarla, örneğin yanık hastalarının tedavisinde kullanmak üzere toplar. Ancak, bankanın Filistinli mahkumlardan veya öldürülen Filistinlilerden insan derisi topladığına dair iddialar da bulunmaktadır.

İsrailli yetkililer, Filistinlilerden insan derisi toplandığı iddialarını reddetmektedir. Ancak, Filistinli insan hakları kuruluşları, bu iddiaların ciddiye alınmasını ve araştırılmasını talep etmektedir.

İsrail’de insan derisi kullanımının, tıbbi amaçlar dışında, örneğin kozmetik veya sanatsal amaçlarla da kullanıldığına dair iddialar bulunmaktadır. Ancak, bu iddiaları destekleyen herhangi bir kanıt bulunmamaktadır.

İsrail’de insan derisi kullanımının yasallığı konusunda da tartışmalar bulunmaktadır. İsrail yasalarına göre, insan derisinin tıbbi amaçlar dışında kullanılması yasaktır. Ancak, bu yasaların uygulanıp uygulanmadığı belirsizdir.

İsrail’de insan derisi kullanımı, insan hakları ihlali olarak değerlendirilebilecek bir durumdur. Bu durumun, bağımsız bir şekilde araştırılması ve sorumluların cezalandırılması gerekmektedir.

İşte İsrail’de insan derisi kullanımıyla ilgili bazı iddialar:

* İsrailli bir doktorun, 1988-1996 yılları arasında İsrail hapishanelerinde tutulan Filistinli mahkumlardan organlar alındığını itiraf ettiği iddia edildi.
* İsrail’in 2014 yılındaki Gazze Savaşı’nda öldürülen Filistinlilerin naaşlarından hayati organların çalındığı iddia edildi.
* İsrail’in, Filistinli mahkumlardan veya öldürülen Filistinlilerden insan derisi topladığı iddia edildi.
* İsrail’de insan derisi kullanımının, tıbbi amaçlar dışında, örneğin kozmetik veya sanatsal amaçlarla da kullanıldığı iddia edildi.

Bu iddialar henüz kanıtlanmamıştır. Ancak, İsrail’de insan derisi kullanımının, insan hakları ihlali olarak değerlendirilebilecek bir durum olduğunu göstermektedir.

@@@@@@@@

İsrail’de kaçırılan küçük Filistinli çocuklar.

İsrail’de kaçırılan küçük Filistinli çocuklar hakkında internette birçok haber ve fotoğraf bulunuyor. Bunlardan bazıları şunlar:

– Filistinli çocuk El-Yazici, İsrail’in yetim bıraktığı kardeşine hem annelik hem de babalık yapıyor¹. Bu foto galeride, 14 yaşındaki Muhammed El-Yazici’nin, Gazze’de İsrail’in saldırıları sonucu annesini kaybeden ve babasından haber alınmayan 6 aylık bebek kardeşine nasıl baktığı görülüyor.
– İsrail saldırılarında ölen Filistinli çocukları anmak için 8 bin çift ayakkabı bırakıldı: İşgali durdurun². Bu haberde, Hollanda’nın Rotterdam kentinde düzenlenen bir etkinlikte, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında öldürülen Filistinli çocukları temsil etmek amacıyla meydana yaklaşık 8 bin çift çocuk ayakkabısı serildiği anlatılıyor.
– İsrail askeri Filistinli bir bebeği İsrail’e kaçırdı³. Bu haberde, İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırılarında en az 9 bin 100 çocuk, 6 bin 500 kadın olmak üzere, 21 bin 822 Filistinli öldürüldüğü, 56 bin 451 kişinin de yaralandığı belirtiliyor.

(1) Filistinli çocuk El-Yazici, İsrail’in yetim bıraktığı kardeşine hem …. https://www.trthaber.com/foto-galeri/filistinli-cocuk-el-yazici-israilin-yetim-biraktigi-kardesine-hem-annelik-hem-de-babalik-yapiyor/62527.html.
(2) İsrail saldırılarında ölen Filistinli çocukları anmak için 8 bin çift …. https://www.ntv.com.tr/galeri/dunya/israil-saldirilarinda-olen-filistinli-cocuklari-anmak-icin-8-bin-ciftayakkabibirakildi-isgali-durdurun,FvWwS0Om0UCSfcDzJlqycA.
(3) İsrail askeri Filistinli bir bebeği İsrail’e kaçırdı. https://www.trthaber.com/haber/dunya/israil-askeri-filistinli-bir-bebegi-israile-kacirdi-825432.html.

@@@@@@@@

Dünyada çalınıp kaçırılan çocuklar.

**Dünyada çalınan ve kaçırılan çocuklar**, dünyanın her yerinde meydana gelen ciddi bir sorundur. Bu çocuklar, genellikle cinsel istismar, zorla çalıştırma veya organ ticareti gibi amaçlarla kaçırılır.

**Çocuk kaçırma nedenleri**

Çocuk kaçırmanın yaygın nedenleri şunlardır:

* **Cinsel istismar: ** Çoğunlukla, çocuk kaçıranlar çocukları cinsel istismar için kaçırırlar. Çocukların savunmasız olduklarını ve bu suçu kolayca işleyebileceklerini düşünürler.

* **Zorla çalıştırma: ** Bazı çocuk kaçıranlar, çocukları zorla çalıştırmak için kaçırır. Bu çocuklar, genellikle tehlikeli ve sömürücü koşullarda çalıştırılırlar.

* **Organ ticareti: ** Bazı çocuk kaçıranlar, çocukların organlarını satarak para kazanmak için onları kaçırabilirler. Bu, özellikle organ naklinin yasal olduğu ülkelerde yaygındır.

**Çocuk kaçırma kurbanlarının yaşadığı zorluklar**

Çocuk kaçırma kurbanlarının çoğu, ailelerinden ve arkadaşlarından uzakta, tehlikeli ve zorlayıcı koşullarda tutulur. Bu çocuklar, fiziksel ve duygusal istismara maruz kalabilir ve geleceklerini inşa etme yeteneklerini kaybedebilirler.

**Çocuk kaçırmayı önlemek için alınabilecek önlemler**

Çocuk kaçırmayı önlemek için alınabilecek bazı önlemler şunlardır:

* **Ebeveynler ve bakıcılara, çocuklarının güvenliği hakkında bilgi vermek.** Ebeveynler ve bakıcılar, çocuklarının güvenliği hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Çocuklara, yabancılarla konuşmamaları ve tanımadıkları kişilerle arabaya binmemeleri gibi güvenlik kuralları öğretilmelidir.
* **Çocuk kaçırma konusunda farkındalık yaratmak. ** Çocuk kaçırma konusunda farkındalık yaratmak, bu suçu önlemeye yardımcı olabilir. İnsanlar, çocuk kaçırma belirtileri konusunda eğitilmelidir.
* **Çocuk kaçırma olaylarını bildirmek. ** Bir çocuk kaçırma olayı görürseniz, derhal polise bildirin.

**Çocuk kaçırma, ciddi bir suçtur ve bu suçu önlemek için her düzeyde çaba gösterilmesi gerekmektedir.**

@@@@@@@@@

Amerika’daki Yahudi asıllı ve MOSSAD ajanı olan Jeffrey Epstein olayının mahiyeti nedir?

Jeffrey Epstein, Amerikalı bir finansçı ve hüküm giymiş seks suçluydu. 2008’de bir çocuğa fuhuş yaptırmak suçlamasıyla suçunu kabul etti ve 13 ay hapis yattı. 2019’da, reşit olmayan kızlarla seks ticareti iddiaları üzerine yeniden incelemeye tabi tutuldu. Federal seks ticareti suçlamalarıyla yargılanmayı beklerken Ağustos 2019’da intihar etti.

Epstein, zengin ve güçlü insanlarla bağlantıları olan etkili bir sosyal figürdü. Aralarında Bill Clinton, Donald Trump ve İngiltere Prensi Andrew’un da bulunduğu birçok ünlü ile arkadaştı.

Epstein’ın, reşit olmayan kızları cinsel istismarda bulunmak için bir ağ oluşturduğu iddia edildi. Bu iddialar, Epstein’ın Manhattan’daki dairesinde ve Virgin Adaları’ndaki özel adasında düzenlenen partilere katılan kızlar tarafından desteklendi.

Epstein’ın ölümünden sonra, onun Mossad ajanı olduğu iddiaları ortaya atıldı. Bu iddialar, Epstein’ın İsrail hükümetiyle yakın bağları olduğu ve İsrail için casusluk yaptığına dair kanıtlar içerdiğini öne sürüyor.

Epstein’ın Mossad ajanı olup olmadığı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, iddialar, Epstein’ın ölümünden sonra da devam eden tartışmalı bir olayı daha da karmaşıklaştırıyor.

Epstein olayı, Amerika’daki zengin ve güçlülerin çocuk istismarı ve cinsel sömürü ile olan bağlantılarını ortaya çıkaran önemli bir olaydı. Olay, Amerika’da çocuk istismarına karşı farkındalığı artırdı ve çocuk koruma yasalarının reformu çağrılarını artırdı.

Epstein olayının, Mossad ile olan bağlantıları da dahil olmak üzere, tüm boyutları hala araştırılıyor. Bu olayın, Amerika’nın siyasi ve istihbarat sahnesinde uzun süredir yankıları olmaya devam etmesi muhtemeldir.

@@@@@@@@