İki büyük tehlikeli akım, tarihselcilik ve kuranın hitap olması

İki büyük tehlikeli akım, tarihselcilik ve kuranın hitap olması.

 

Oysa mucizeler ve kıssalar geçmişten ziyade, geleceğe bakmaktadır.
Tarihselcilerin iddiaları ve delilleri nelerdir?
1. Ya bilimsel çalışmalar yanlış çıkarsa, kurana şüphe ve eksiklik oluşturmaz mı?
2.Tarihselciler, dini metinleri tarihsel bağlamlarında ele alarak yorumlayan bir yaklaşımı savunurlar. Bu yaklaşıma göre, dini metinler, yazıldıkları dönemin kültürel, sosyal ve siyasi koşullarını yansıtırlar. Dolayısıyla, bu metinleri anlamlı bir şekilde yorumlayabilmek için, bu koşulları dikkate almak gerekir.

Tarihselcilerin iddiaları ve delilleri, genel olarak şu başlıklar altında toplanabilir:

* **Dini metinler, yazıldıkları dönemdeki gerçek olayları ve kişileri yansıtır.** Örneğin, Kur’an’da anlatılan Hz. Muhammed’in hayatı ve mucizeleri, yazıldıkları dönemdeki Arap toplumunun gerçeklerini yansıtır.
* **Dini metinler, tarihsel olarak gelişmiştir.** Yani, bu metinler, zaman içinde farklı yazarlar tarafından farklı dönemlerde yazılmıştır. Bu nedenle, metinlerin farklı kısımlarında farklı tarihsel dönemlerin izlerini bulmak mümkündür.
* **Dini metinler, tarihsel olarak yorumlanmalıdır.** Yani, bu metinleri anlamlı bir şekilde yorumlayabilmek için, yazıldıkları dönemin kültürel, sosyal ve siyasi koşullarını dikkate almak gerekir.

Tarihselcilerin iddialarını desteklemek için kullandıkları bazı deliller şunlardır:

* **Dini metinlerde yer alan tarihsel bilgiler.** Örneğin, Kur’an’da Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicret ettiği ve Bedir Savaşı’nı kazandığı gibi tarihsel olaylar anlatılır.
* **Dini metinlerde yer alan kültürel ve sosyal unsurlar.** Örneğin, Kur’an’da Arap toplumunun gelenek ve göreneklerine dair birçok unsur bulunur.
* **Dini metinlerin farklı dönemlerde yazıldığına dair kanıtlar.** Örneğin, Kur’an’da farklı dil ve üslup özelliklerinin bulunması, bu metnin farklı yazarlar tarafından farklı dönemlerde yazılmış olabileceğini düşündürür.

Tarihselcilik yaklaşımı, dini metinleri yorumlama konusunda önemli bir yere sahiptir. Bu yaklaşım, dini metinleri anlamamıza ve yorumlamamıza yardımcı olabilecek önemli bilgiler sunmaktadır. Ancak, tarihselcilik yaklaşımının da bazı sınırlamaları olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, tarihi bilginin kesin bir şekilde elde edilememesi, tarihselcilerin iddialarının da kesin olarak doğrulanmasını zorlaştırmaktadır.

Tarihselcilerin iddiaları ve delilleri, dini metinleri yorumlayan farklı yaklaşımlar arasında önemli bir tartışma konusudur. Bu tartışmalar, dini metinleri daha iyi anlamamıza ve yorumlamamıza yardımcı olabilecek önemli bir katkı sağlamaktadır.

@@@@@@@

Tarihselcilerin tutarsızlıklarının delil ve isbatları nelerdir?

Tarihselcilerin tutarsızlıkları, dini metinleri yorumlama konusundaki yaklaşımlarının bazı yönleriyle ilgilidir. Bu tutarsızlıklar, tarihselcilerin iddialarının ve delillerinin bazı yönlerinin birbiriyle çelişmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır.

Tarihselcilerin tutarsızlıklarına dair bazı delil ve ispatlar şunlardır:

* **Tarihselcilerin, dini metinlerin tarihselliğini kanıtlamak için kullandıkları bazı deliller, bu metinlerin tarihselliğini çürütmektedir.** Örneğin, tarihselcilerin, Kur’an’da yer alan bazı tarihsel bilgilerin, dönemin diğer kaynaklarıyla uyumlu olduğunu ileri sürmeleri, bu bilgilerin aslında o dönemden kalma olmadığını düşündürmektedir.
* **Tarihselcilerin, dini metinlerin farklı dönemlerde yazıldığına dair iddiaları, bu metinlerin tutarsızlığına yol açmaktadır.** Örneğin, tarihselcilerin, Kur’an’ın farklı dönemlerde farklı yazarlar tarafından yazıldığına dair iddiaları, bu metinde yer alan bazı hükümlerin birbiriyle çelişmesine neden olmaktadır.
* **Tarihselcilerin, dini metinleri yorumlama konusundaki yaklaşımları, bu metinlerin içerdiği evrensel mesajları görmezden gelmektedir.** Örneğin, tarihselcilerin, Kur’an’ı, yazıldığı dönemin kültürel ve sosyal koşullarını yansıtan bir metin olarak yorumlamaları, bu metnin içerdiği evrensel mesajların gözden kaçmasına neden olmaktadır.

Bu delil ve ispatlar, tarihselci yaklaşımın dini metinleri yorumlama konusunda bazı sınırlamaları olduğunu göstermektedir. Bu sınırlamalar, tarihselcilerin iddialarının ve delillerinin kesin olarak doğrulanmasını zorlaştırmaktadır.

Tarihselcilerin tutarsızlıklarına dair bazı örnekler şunlardır:

* **Tarihselciler, Kur’an’da yer alan bazı tarihsel bilgilerin, dönemin diğer kaynaklarıyla uyumlu olduğunu ileri sürmektedirler. ** Örneğin, Kur’an’da Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicret ettiği ve Bedir Savaşı’nı kazandığı gibi tarihsel olaylar anlatılmaktadır. Ancak, bu olayların tarihsel gerçekliği, tarihçiler arasında tartışma konusudur. Bazı tarihçiler, bu olayların Kur’an’da anlatılan şekliyle gerçekleştiğini kabul ederken, bazı tarihçiler bu olayların farklı şekilde gerçekleştiğini veya hiç gerçekleşmediğini ileri sürmektedirler.
* **Tarihselciler, Kur’an’ın farklı dönemlerde farklı yazarlar tarafından yazıldığına dair iddialarda bulunmaktadırlar. ** Bu iddiaları desteklemek için, Kur’an’da farklı dil ve üslup özelliklerinin bulunduğunu ileri sürmektedirler. Ancak, bu iddialar da bazı tarihçiler tarafından eleştirilmektedir. Bu tarihçilere göre, Kur’an’da yer alan farklı dil ve üslup özellikleri, bu metnin farklı yazarlar tarafından yazılmış olduğunu değil, bu metnin farklı dönemlerde yazılmış olduğunu veya farklı yazarlar tarafından yazılmış olsa bile, bu yazarların aynı üslup ve dili kullanmış olabileceğini göstermektedir.
* **Tarihselciler, dini metinleri yorumlama konusundaki yaklaşımları ile bu metinlerin içerdiği evrensel mesajları görmezden gelmektedir.** Örneğin, tarihselciler, Kur’an’ı, yazıldığı dönemin kültürel ve sosyal koşullarını yansıtan bir metin olarak yorumlamaktadırlar. Bu yaklaşım, Kur’an’ın içerdiği evrensel mesajların gözden kaçmasına neden olmaktadır. Örneğin, Kur’an’da yer alan adalet, özgürlük ve barış gibi evrensel değerler, tarihselcilerin yorumları ile birlikte anlamını yitirmektedir.

Bu örnekler, tarihselcilerin tutarsızlıklarının dini metinleri yorumlama konusunda bazı önemli sınırlamalara yol açtığını göstermektedir. Bu sınırlamalar, tarihselci yaklaşımın dini metinleri anlamada ve yorumlamada tek başına yeterli olmadığını göstermektedir.

@@@@@@@@

Kuranı kitap değil hitap olduğunu iddia edenlerin delilleri nelerdir?

Kur’an’ı kitap değil hitap olduğunu iddia edenlerin delilleri, genel olarak şu başlıklar altında toplanabilir:

* **Kur’an’ın yapısı ve içeriği. ** Kur’an, genellikle hitap tarzında yazılmış bir metindir. Bu metinde, Allah’ın insanlara hitap ettiği, onlara emir ve yasaklar verdiği, öğütler verdiği ve uyarılarda bulunduğu görülür.
* **Kur’an’ın ifade tarzı. ** Kur’an, genellikle doğrudan hitap tarzında yazılmıştır. Bu metinde, Allah’ın insanlara doğrudan hitap ettiği, onlara doğrudan seslendiği görülür.
* **Kur’an’ın amacı. ** Kur’an’ın amacı, insanları Allah’a kulluk etmeye çağırmaktır. Bu amaç, hitap tarzında yazılmış bir metinle daha iyi gerçekleştirilebilir.

Bu delillere dayanarak, Kur’an’ı kitap değil hitap olduğunu iddia edenler, Kur’an’ın bir kitaptan ziyade, Allah’ın insanlara hitap ettiği bir metin olduğunu savunurlar.

Kur’an’ı kitap değil hitap olduğunu iddia edenlerin delillerinden bazıları şunlardır:

* **Kur’an’da yer alan “hitap” ifadeleri. ** Kur’an’da, Allah’ın insanlara hitap ettiğine dair birçok ifade yer almaktadır. Örneğin, Kur’an’da şöyle denilmektedir:

> “Ey insanlar! Rabbinizden size bir uyarı gelmiştir.” (Yûnus, 10/2)

> “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve O’nun Resûlü’ne itaat edin.” (Enfâl, 8/20)

> “Ey insanlar! Rabbinizin rahmetini umun. Çünkü Allah’ın rahmeti, genişlik bakımından denizlere benzer.” (Ra’d, 13/22)

* **Kur’an’da yer alan “emretme” ve “yasaklama” ifadeleri. ** Kur’an, Allah’ın insanlara emir ve yasaklar verdiği bir metindir. Bu emir ve yasaklar, hitap tarzında ifade edilmiştir. Örneğin, Kur’an’da şöyle denilmektedir:

> “Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın.” (Nisa, 4/36)

> “Zina etmeyin. Çünkü o, çok çirkin bir iş ve kötü bir yoldur.” (Furkan, 25/68)

* **Kur’an’da yer alan “öğüt” ve “uyarıcı” ifadeleri. ** Kur’an, insanlara öğütler veren ve onları uyaran bir metindir. Bu öğütler ve uyarılar, hitap tarzında ifade edilmiştir. Örneğin, Kur’an’da şöyle denilmektedir:

> “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin.” (Ahzâb, 33/70)

> “Ey insanlar! Elbette size bir uyarı gelmiştir. Öyleyse, Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin.” (Bakara, 2/208)

Kur’an’ı kitap değil hitap olduğunu iddia edenlerin delilleri, bazı tartışmalara da yol açmıştır. Bu tartışmaların temelinde, Kur’an’ın asıl amacının ne olduğu sorusu yer almaktadır. Bazıları, Kur’an’ın asıl amacının insanlara bilgi vermek olduğunu savunurken, bazıları ise Kur’an’ın asıl amacının insanları Allah’a kulluk etmeye çağırmak olduğunu savunmaktadır.

Kur’an’ın asıl amacının bilgi vermek olduğunu savunanlar, Kur’an’ın bir kitap olduğunu ve kitapların bilgi vermek için yazıldığını ileri sürmektedirler. Bu görüşe göre, Kur’an’ın hitap tarzında yazılmış olması, bu metnin bir kitap olduğunu değiştirmez.

Kur’an’ın asıl amacının insanları Allah’a kulluk etmeye çağırmak olduğunu savunanlar ise, Kur’an’ın bir hitap olduğunu ve hitapların genellikle doğrudan ve net bir şekilde ifade edildiğini ileri sürmektedirler. Bu görüşe göre, Kur’an’ın hitap tarzında yazılmış olması, bu metnin bir kitap olmadığını gösterir.

Bu tartışmanın kesin bir cevabı yoktur. Bu tartışma, Kur’an’ın asıl amacının ne olduğu sorusuna dair farklı bakış açılarını ortaya koymaktadır.

@@@@@@@@@@

Kuranın kitap değil hitap olduğunu iddia edenlerin tutarsızlıklarının nelerdir?

Kur’an’ı kitap değil hitap olduğunu iddia edenlerin tutarsızlıkları, genel olarak şu başlıklar altında toplanabilir:

* **Hitap ve kitabın birbirine karıştırılması. **

Hitap ve kitap, birbirinden farklı kavramlardır. Hitap, bir kişiye veya gruba doğrudan yapılan konuşmadır. Kitap ise, belirli bir konu hakkında bilgi veren, genellikle yazı şeklindeki metindir.

Kur’an’ı kitap değil hitap olduğunu iddia edenler, bu iki kavramı birbirine karıştırarak, Kur’an’ın bir hitap olduğu için bir kitap olmadığını ileri sürmektedirler. Ancak, bu iddia, Kur’an’ın hem hitap hem de kitap olduğunu göz ardı etmektedir.

* **Kur’an’ın içeriğinin göz ardı edilmesi. **

Kur’an, hem hitap hem de kitaptır. Kur’an’ın hitap tarzında yazılmış olması, bu metnin bir kitap olmadığını göstermez.

Kur’an’ın içeriğine bakıldığında, bu metnin hem hitap hem de kitap olduğu açıkça görülmektedir. Kur’an’da, Allah’ın insanlara hitap ettiğine dair birçok ifade yer almaktadır. Ancak, Kur’an’da aynı zamanda, Allah’ın yarattığı dünya hakkında bilgiler, tarihsel olaylar, ahlaki ilkeler ve hukuki hükümler gibi konular da yer almaktadır.

Bu bilgiler ve hükümler, Kur’an’ın bir kitap olduğunu göstermektedir. Kur’an’ın hitap tarzında yazılmış olması, bu bilgilerin ve hükümlerin Kur’an’ın içeriğinden çıkarılamayacağı anlamına gelmez.

* **Kur’an’ın amacının göz ardı edilmesi. **

Kur’an’ın amacı, insanları Allah’a kulluk etmeye çağırmaktır. Bu amaç, hitap tarzında yazılmış bir metinle daha iyi gerçekleştirilebilir.

Ancak, Kur’an’ın amacı, bu metnin bir kitap olduğunu göstermez. Kur’an’ın amacı, hitap tarzında yazılmış olmasından bağımsız olarak, bu metnin bir kitap olduğunu göstermektedir.

Sonuç olarak, Kur’an’ı kitap değil hitap olduğunu iddia edenlerin tutarsızlıkları, bu iddianın temelini oluşturan kavramları ve Kur’an’ın içeriğini ve amacını göz ardı etmelerinden kaynaklanmaktadır.

 

 

***************

 

Kuranı kerimde Kitap kelimesi geçen ayetler.


Kur’an-ı Kerim’de “Kitap” kelimesi 250’den fazla ayette geçmektedir. Bu ayetlerde “Kitap” kelimesi, genellikle Tevratı, İncili ve Kur’an’ı ifade etmektedir. Ancak, “Kitap” kelimesi, diğer kutsal kitaplardan bahsederken de kullanılmıştır. Örneğin, Bakara Suresi’nin 53. ayetinde, “el-Kitab” kelimesi, Hz. Musa’ya indirilen Tevrat’ı ifade etmektedir.

Kur’an-ı Kerim’de “Kitap” kelimesi, “hükümetmek, farz kılmak” anlamlarında da kullanılmıştır. Örneğin, Enfal Suresi’nin 75. ayetinde, “Allah’ın Kitabı’nda” ifadesi, Allah’ın koyduğu hükümlere ve farzlarına işaret etmektedir.

Kur’an-ı Kerim’de “Kitap” kelimesinin geçtiği bazı ayetler şunlardır:

* **Bakara Suresi, 2/2:** “Bu, kendisinde şüphe olmayan, doğru yol gösteren bir Kitaptır.”
* **Maide Suresi, 5/46:** “Sonra onların izinden Meryem oğlu İsa’yı, önündeki Tevrat’ı tasdik etsin diye gönderdik. Ona da içinde bir hidayet ve nur olan İncil’i, önündeki Tevratı tasdik etsin, korunanlar için bir hidayet ve öğüt olsun diye verdik.”
* **Enfal Suresi, 8/75:** “Yakınlığı olanlar (ülü’l-erham) Allah’ın Kitabı’nda birbirleri konusunda daha hak sahibidir.”
* **Nisa Suresi, 4/103:** “Muhakkak namaz müminlerin üzerine vakitli olarak yazıldı.”
* **Ankebut Suresi, 47:** “İşte Biz sana böyle bir Kitap indirdik.”

Kur’an-ı Kerim’de “Kitap” kelimesinin geçtiği ayetler, Allah’ın vahyinin önemini ve kutsal kitapların insanlar için yol gösterici olduğunu vurgulamaktadır.

***************   

 




Medreselerin kapanma ve işleyişini yitirme sebepleri nelerdir?

Medreselerin kapanma ve işleyişini yitirme sebepleri nelerdir?


Medreseler, İslam dünyasında eğitim ve öğretimin önemli bir merkezi olmuştur. 10. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar varlığını sürdürmüş olan medreseler, İslam hukuku, fıkıh, tefsir, hadis, kelam, mantık, felsefe, matematik, astronomi, tıp, edebiyat gibi çeşitli alanlarda eğitim vermiştir.

Medreseler, Osmanlı döneminde de önemli bir eğitim kurumu olarak varlığını sürdürmüştür. Ancak 19. yüzyılda başlayan modernleşme hareketleri ile birlikte medreseler, yeni eğitim kurumlarına karşı rekabet etmekte zorlanmıştır. Bu nedenle, 1924 yılında Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile birlikte medreseler kapatılmıştır.

Medreseler, çeşitli sebeplerle kapanma ve işleyişini yitirme sürecine girmiştir. Bu sebeplerden bazıları şunlardır:

* **Modernleşme hareketleri: ** 19. yüzyılda başlayan modernleşme hareketleri, İslam dünyasında geleneksel eğitim kurumlarına karşı bir eleştiri dalgası başlatmıştır. Bu eleştiriler, medreseleri de hedef almıştır. Modernleşmeciler, medreseleri çağın ihtiyaçlarına cevap veremediği ve eğitim kalitesinin düşük olduğu gerekçesiyle eleştirmişlerdir.
* **Değişen toplumsal ihtiyaçlar: ** 19. yüzyıldan itibaren toplumsal ihtiyaçlar da değişmiştir. Bu dönemde, devlet yönetiminde, hukukta, ticarette ve sanayide yenilikler yaşanmıştır. Bu yeniliklere cevap verebilmek için, farklı alanlarda eğitim veren yeni kurumlara ihtiyaç duyulmuştur.
* **Siyasi baskılar: ** Osmanlı Devleti, 19. yüzyılda Batılı devletlerin baskısı altında kalmıştır. Bu baskılar, medreselerin varlığına da yansımıştır. Batılı devletler, medreselerin geleneksel eğitim anlayışının, modernleşmenin önünde bir engel olduğunu düşünmekteydi. Bu nedenle, medreselerin kapatılması için Osmanlı yönetimine baskı yapmışlardır.

Medreseler, kapatılmalarına rağmen günümüzde de İslam dünyasında önemli bir yere sahiptir. Medreselerin eğitim anlayışı, günümüzde de çeşitli İslami gruplar tarafından benimsenmektedir.

@@@@@@@@

Medreseler, İslam tarihinde orta ve yükseköğretimin yapıldığı eğitim kurumlarının genel adıdır. Medrese kelimesi Arapça ders kökünden gelir¹. Medreselerin ne zaman ve nerede kurulduğu konusunda farklı görüşler vardır. Bazı kaynaklara göre ilk medreseler Karahanlılar döneminde Türkistan ve Horasan’da Budist viharalarını taklit ederek inşa edilmiştir². Bazı kaynaklara göre ise ilk medreseler Büyük Selçuklu Devleti zamanında Nizamülmülk tarafından açılan Nizamiye Medreseleri’dir³. Medreseler, Selçuklular, Osmanlılar, Memlükler, Endülüs, Hint Alt Kıtası gibi çeşitli İslam devletlerinde ilim ve kültürün gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Medreselerde hem dini ilimler hem de pozitif bilimler okutulmuştur. Medreseler, 1924 yılında Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kaldırılmış ve yerlerine modern eğitim kurumları kurulmuştur.

(2) MEDRESE – TDV İslâm Ansiklopedisi. https://islamansiklopedisi.org.tr/medrese.
(3) Medrese nedir ve ne amaçla yapılmıştır? Medrese … – Hürriyet. https://www.hurriyet.com.tr/egitim/medrese-nedir-ve-ne-amacla-yapilmistir-medrese-ozellikleri-ve-egitimi-hakkinda-bilgi-41816942.
(5) MEDRESE – TDV İslâm Ansiklopedisi. https://islamansiklopedisi.org.tr/medrese.
(6) Medrese nedir ve ne amaçla yapılmıştır? Medrese … – Hürriyet. https://www.hurriyet.com.tr/egitim/medrese-nedir-ve-ne-amacla-yapilmistir-medrese-ozellikleri-ve-egitimi-hakkinda-bilgi-41816942.

@@@@@@@@

Osmanlı’da hangi ilim dalları okutuluyordu?

Osmanlı Devleti’nde ilim ve kültür hayatının merkezi medreselerdi. Medreselerde hem dini ilimler hem de pozitif bilimler okutuluyordu. Dini ilimler arasında Kur’an, hadis, fıkıh, kelam, tasavvuf, tefsir, usul-i fıkıh, mantık, nahiv, sarf, edebiyat, tarih, coğrafya gibi alanlar vardı. Pozitif bilimler arasında ise astronomi, matematik, geometri, fizik, kimya, tıp, botanik, zooloji, jeoloji, mineraloji gibi alanlar vardı¹².

Osmanlı Devleti’nde ilim dalları arasında özellikle astronomi, tıp ve matematik büyük gelişme gösterdi. Osmanlı âlimleri bu alanlarda önemli eserler yazdılar ve çeşitli buluşlar yaptılar. Örneğin, Akşemseddin mikrobu ilk kez keşfeden âlimdir². Ali Kuşçu ise Türk astronom ve matematikçisi olarak Timurlular ve Osmanlılar döneminde çalışmalar yaptı. İstanbul’un boylamını ve enlemini hesapladı. Ayrıca Osmanlı medreselerinde okutulacak dersleri düzenledi².

(1) Osmanlıda İlim ve İlmiye Sınıfı (Tarih Konu Anlatımı). https://derstarih.com/osmanlida-ilim-ve-ilmiye-sinifi/.
(2) Bilim ve teknolojide çığır açan Osmanlı âlimleri – Fikriyat Gazetesi. https://www.fikriyat.com/islam/2018/05/13/bilim-ve-teknolojide-cigir-acan-osmanli-limleri.
(3) Osmanlı’da İlim, Kültür ve Sanat Hayatı. https://osmanli.org.tr/osmanlida-ilim-kultur-sanat-hayati/.
(4) Bilim ve teknolojide çığır açan Osmanlı âlimleri – Fikriyat Gazetesi. https://www.fikriyat.com/islam/2018/05/13/bilim-ve-teknolojide-cigir-acan-osmanli-limleri.
(5) Osmanlıda İlim ve İlmiye Sınıfı (Tarih Konu Anlatımı). https://derstarih.com/osmanlida-ilim-ve-ilmiye-sinifi/.

@@@@@@@@@

Medreselerin kapatılması sonrasında ne oldu?

Medreselerin kapatılması sonrasında, Türkiye Cumhuriyeti’nde çağdaş, laik ve millî bir eğitim sistemi kuruldu. Millî Eğitim Bakanlığı, bütün eğitim kurumlarını denetlemeye başladı. İlk ve ortaöğretim programları, modern bilimlere uygun olarak düzenlendi. İlkokul zorunlu hâle getirildi. Meslek okulları, yüksek okullar ve üniversiteler açıldı. Eğitim ve öğretimde çağdaş ülkeler seviyesine çıkmak için yeni programlar geliştirildi¹².

Medreselerin kapatılması, Türk eğitim tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu sayede Türk toplumu, bilimsel ve kültürel anlamda gelişme göstermiştir.


@@@@@@@@

Osmanlı Devleti’nde mesleki eğitim, lonca teşkilatı içerisinde gerçekleştirilirdi. Lonca teşkilatı, çeşitli zanaat ve ticaret dallarını bir araya getiren bir örgütlenme şekliydi. Lonca teşkilatında, meslek öğrenmek isteyen çocuklar, bir ustanın yanına çırak olarak verilir, mesleğin inceliklerini öğrenerek kalfa ve usta olurlardı¹. Osmanlı Devleti’nde çok sayıda meslek dalı vardı. Bunlardan bazıları şunlardır:

– Kazzazlar: İpek işleyen ve satan kişiler.
– Hallaçlar: Yün veya pamuğu kabartan ve diten kişiler.
– Nalçacılar: Ayakkabının altına nal çakan kişiler.
– Nalbantlar: Hayvanların ayağına nal çakan kişiler.
– Muytablar: Kıl dokuyan ve kıldan eşya yapan kişiler.
– Palanduzlar: Palan adı verilen bir çeşit semer diken kişiler.
– Neccarlar: Kaba ağaç işi yapan bir çeşit marangoz.
– Bennalar: Bina yapan, inşaatçı kişiler.
– Kahhâller: Göz hekimleri.
– Debbâğlar: Deriyi terbiye eden, tabaklayan ve kullanıma hazırlayan kişiler.
– Kebeciler: Yünden veya kaba kumaştan kalın kilim, ceket, palto, aba yapan kişiler.
– Simkeşler: Gümüş tel, sim işleyen zanaatkarlar.
– Bezzâzlar: Pamuk, yün, ipek bez imal eden, kumaş işi yapan kişiler.
– Dülbentçiler: Pamuklu, ince ve seyrek dokunmuş hafif ve yumuşak bez işi yapanlar².

(1) Osmanlıda Mesleki Eğitim ve Meslek Grupları – Osmanlı Devleti. https://www.osmanlidevletigen.net/osmanlida-mesleki-egitim-ve-meslek-gruplari/.
(2) Osmanlı’nın az bilinen meslekleri – Galeri – Fikriyat Gazetesi. https://www.fikriyat.com/galeri/tarih/osmanlinin-az-bilinen-meslekleri.
(3) Osmanlıda Mesleki Eğitim ve Meslek Grupları – Osmanlı Devleti. https://www.osmanlidevletigen.net/osmanlida-mesleki-egitim-ve-meslek-gruplari/.
(4) Osmanlı’nın az bilinen meslekleri – Galeri – Fikriyat Gazetesi. https://www.fikriyat.com/galeri/tarih/osmanlinin-az-bilinen-meslekleri.
(5) Osmanlı’da Bilim – Tarih Bilimi. https://www.tarihbilimi.net/osmanlida-bilim/.

@@@@@@@@@