ZAMANIN RUHU

ZAMANIN RUHU

Rahmet olarak isimlendirilen yağmur, rahmetin celbine vesile olacak yerlere iner.

Azapta azabın celbine sebep olacak yerlere iner.

Bediüzzaman’a, niçin Erzincan ve İzmir gibi yerlerde daha çok deprem oluyor, denildiğinde, İslam müdafilerinin az olduğundan bahseder.

İslamiyet Arapların içinde geldiği halde, yayılması Türklerin eliyle olmuştur.

Ayet-i Kerimede:” Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse bilsin ki Allah öyle bir kavim getirecektir ki Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler; müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı vakarlıdırlar; Allah yolunda cihat ederler ve hiç kimsenin kınamasından korkmazlar. İşte bu Allah’ın dilediğine verdiği bir lütfudur. Allah’ın lütfu geniştir; O, her şeyi bilir.”[1]

– “Her kim şan ve şeref istiyorsa bilsin ki, şan ve şeref bütünüyle Allah’a aittir. Güzel sözler ancak O’na yükselir. Salih ameli de güzel sözler yükseltir. Kötülükleri tuzak yapanlar var ya, onlar için çetin bir azap vardır. İşte onların tuzağı boşa çıkar.”[2]

Güzel ve latif kelimeler letafetiyle göğe yükselir.

Habis kelimeler de sıklet ve ağırlığıyla birlikte o da göğe yükselmeye çalışır.

Ve onlar gök yüzünde bir mücadele içerisine girerler. Hangisi hangisine galip gelirse aynen o durum yer yüzüne akseder.

Tıpkı mahalle baskısı gibi.

-Bediüzzaman’ın; ben Mevlana’nın zamanında gelseydim onun Mesnevisini yazardım, o da benim zamanımda gelseydi Mesnevi-i Nuriye’yi yazardı, der.

Zamanın ruhuyla insanın ruhunun uyumu ve buluşması.

O asırda tecelli eden ismin, o şahısta içtima etmesi gibi.

-“Hizmet-i Kur’âniyede bulunana, ya dünya ona küsmeli veya o dünyaya küsmeli- tâ, ihlâsla, ciddiyetle hizmet-i Kur’âniyede bulunsun.”[3]

“Medeniyetin günahları iyiliklerine galebe edip seyyiatı hasenatına racih gelmekle,  beşer iki harb-i umumî ile iki dehşetli tokat yiyip o günahkâr medeniyeti zîr ü zeber edip öyle bir kustu ki, yeryüzünü kanla bulaştırdı. İnşaallah, istikbaldeki İslâmiyetin kuvvetiyle medeniyetin mehasini galebe edecek, zemin yüzünü pisliklerden temizleyecek, sulh-u umumîyi de temin edecek.”[4]

“Ferd-i şahsı ahlâksız, hem fakir eylemiştir. Bunun şâhidi çoktur: Kurun-u ûlâdaki  mecmû-u vahşet ve cinayet, hem gadr ve hem hıyânet, Şu medeniyet-i habîse tek bir defada kustu. Midesi Hâşiye daha bulanır.”[5]

İslam’ın küsmesi veya İslam’dan küsülmesi.

-Temsiliyet çok önemli. O rolü oynayabilecek kabiliyet, seviye, tinet, samimiyet, gayret gibi hususiyetler lazım.

-Kur’an-ı Kerim Yahudilerin çölde isyanını anlatır;

“Bir zamanlar siz de: “Ey Mûsâ! Tek çeşit yemeğe artık dayanamayacağız. Bizim için Rabbine dua et de bize yerin bitirdiği şeylerden; sebze, kabak, sarımsak, mercimek ve soğan çıkarsın!” demiştiniz.”[6]

Hz. Musa onlara; Haydi Şama demişti. Ancak onlarda hala Firavunun zulmünün baskısı devam etmekte ve sürekli takip ediliyor gibi onun korkusuyla yaşıyorlardı.

Onlarda, git Rabbinle savaş, biz arkandan geliriz, demişti

Hz. Musa onları bırakmış, firavunu ve zulmünü görmeyen kavmini 40 yıl eğitmişti.

Ya yeni bir kavmin gelmesi beklenecek, ya da kavmi yenileyecek ve de yenilenecek.

Demek ki bu iş onlarla olmuyor.

O kumaşlardan elbise çıkmıyor.

-Musaların gelmesini engellemeye çalışan ve 10 bine yakın  çocuğu öldüren İsrail, 5 bin çocuğun doğumunu engelleyemedi. Onlar içerisinde kendisini kızıl denizde boğacak bir Musa değil, binlercesi var ve olacaktır.

-İslamiyet gibi bir hakikat, Kur’an’ı Kerim gibi kelam ve manevi rahmet elbette pis bir ortama, kirli bir kalbe nüzul etmez.

Ya kişi tevbe ve istiğfar ile veya toplum manevi temizliği yapmalıdır.

Padişahı nasıl bir ortama alırsınız?

Padişah için nasıl bir ortam hazırlarsınız?

Maddi ve manevi rahmetin nüzul için ortamın hazır olması gerekir.

Dünya o yolda ilerlemektedir.

Gönüle, eve, o memleket, devlet ve de dünyaya ancak hazır olunması halinde ve böyle bir ortamda rahmet gelir.

MEHMET ÖZÇELİK

20-12-2023

[1] Maide.54.

[2] Fatır.10.

[3] Bediüzzaman. 10.lema.

[4] Hutbe-i Şamiye. 42.

[5] Bediüzzaman. lemeat.

[6] Bakara / 61. Ayet.




NASIL OLMAK İSTERDİNİZ

NASIL OLMAK İSTERDİNİZ

 

Allah her bir ruha münasip bir elbise biçip dikmektedir.

Her bir ceset kendi ruhuyla münasip ve de mütenasiptir.

Böylece kimin neden kadın veya erkek olduğu konusu anlaşılmış olmaktadır.

Zira Nasıl ki kadına erkek elbisesi, erkeğe de kadın elbisesi yakışmıyorsa, öylede, kadın ruhuna uygun olan elbise elbette kadın bedeni olacak, erkek ruhuna uygun elbisede elbette erkek cesedi olacaktır.

Tıpkı Arslan ruhuna uygun elbette Arslan kafası ve vücudu yakışıyorsa, kedi ruhuna uygun kafa ve vücutta elbette ki kedi vücudu olacaktır.

Bir de aksi durumunun olduğunu düşünün?

Arslan’da kedi vücudu, kedide de Arslan vücudu!

Bu onlara da zulüm ve haksızlık olmuş olurdu?

Böylece bir kadının, ben neden erkek yaratılmadım veya bir erkeğin ben neden kadın yaratılmadım demesi abes ve çirkin olur.

Bunu tüm elektronik eşyaların yapımında, bir binanın oluşumunda da düşünebilirsiniz.

Bunu tüm varlıklara kıyas edebilirsiniz.

Elbette bir şeyi yapan usta, neyi nereye koyacağını ve nasıl yapacağını bilir.

Yapılan eşyaya bakılıp sorulmaz, ustaya bakılıp sorgulamadan güvenilir?

Eğer usta tam manasıyla biliniyor ise.

Sana nasıl ve ne olmak istersin diye sorulduğunda, neyi ne kadar bildiğinle de bağlantılı olarak, mevcuttan daha iyi bir sonuç çıkaramayacaktın.

*************   

Hem hayat, bu kâinatın tezgâh-ı âzamında öyle bir istihale makinesidir ki, mütemadiyen, her tarafta tasfiye yapıyor, temizlendiriyor, terakki veriyor, nurlandırıyor.”

“Şu kesafetli ve ruha münasebeti az olan topraktan ve şu küdûretli ve nur-u hayata münasebeti pek cüz’î olan sudan, mütemadiyen hummalı bir faaliyetle, letafetli hayatı ve nuraniyetli zevi’l-idraki halk eden Fâtır-ı Hakîm, elbette ruha çok lâyık ve hayata çok münasip, şu nur denizinden ve hattâ şu zulmet bahrinden, şu havadan, şu elektrik gibi sair madde-i latîfeden bir kısım zîşuur mahlukları vardır. Hem pek çok kesretli olarak vardır.” (Bediüzzaman.29.Söz.)

MEHMET ÖZÇELİK

20-12-2023




İsrail hapishanelerinde yapılan zulümler.

İsrail hapishanelerinde yapılan zulümler.


İsrail hapishanelerinde Filistinli tutuklulara yönelik işkence ve kötü muamele uzun yıllardır devam eden bir sorundur. Uluslararası insan hakları kuruluşları tarafından defalarca rapor edilen bu zulümler, İsrail tarafından sistematik olarak uygulandığı yönündeki iddiaları güçlendirmektedir.

İsrail hapishanelerinde Filistinli tutuklulara yönelik uygulanan işkence ve kötü muamele türleri arasında şunlar yer almaktadır:

* Fiziksel şiddet: İsrailli gardiyanlar, Filistinli tutuklulara düzenli olarak yumruk, tekme, cop ve diğer silahlarla saldırmaktadır. Bu saldırılarda ciddi yaralanmalara ve hatta ölümlere neden olmaktadır.
* Psikolojik işkence: İsrailli gardiyanlar, Filistinli tutuklulara sistematik olarak aşağılama, hakaret, tehdit ve korkutma gibi psikolojik işkence yöntemleri uygulamaktadır. Bu yöntemler, tutukluların ruhsal sağlığını bozmak ve direncini kırmak için kullanılmaktadır.
* İnziva: İsrailli yetkililer, Filistinli tutukluları uzun süreli izolasyona maruz bırakmaktadır. Bu izolasyon, tutukluların sosyalleşmesini, iletişim kurmasını ve psikolojik olarak sağlıklı kalmasını engellemektedir.
* Açlık grevi: Filistinli tutuklular, siyasi taleplerini dile getirmek için açlık grevi yapmaktadır. İsrailli yetkililer, açlık grevi yapan tutukluları zorla beslemeye çalışmaktadır. Bu zorla besleme uygulamaları, tutukluların sağlığını ciddi şekilde tehlikeye atmaktadır.

İsrail hapishanelerinde Filistinli tutuklulara yönelik işkence ve kötü muamele, uluslararası hukuka aykırıdır. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, İsrail’i bu uygulamalara son vermeye çağırmıştır. Ancak İsrail, bu çağrıları görmezden gelmektedir.

2023 yılı itibarıyla, İsrail hapishanelerinde yaklaşık 4.500 Filistinli tutuklu bulunmaktadır. Bu tutukluların yaklaşık 2.500’ü siyasi tutukludur. İsrailli yetkililer, siyasi tutukluları ağır suçlu gibi muamele görmektedir.

İsrail hapishanelerinde Filistinli tutuklulara yönelik işkence ve kötü muamele, Filistin-İsrail çatışmasının en acımasız yönlerinden biridir. Bu uygulamalar, Filistin halkının maruz kaldığı baskı ve zulmün bir göstergesidir.

@@@@@@@@

İsrail hapishanelerinde yaşanmış mezalimlerden dehşet verici tablolar.

**İsrail hapishanelerinde Filistinli tutuklulara yönelik uygulanan işkence ve kötü muamele, uluslararası hukuka aykırıdır ve insan hakları ihlali niteliğindedir. Bu uygulamalar, Filistin halkının maruz kaldığı baskı ve zulmün bir göstergesidir. **

**İşte İsrail hapishanelerinde yaşanan mezalimlerden dehşet verici tablolardan bazıları:**

* **Filistinli tutuklular, düzenli olarak fiziksel şiddete maruz kalmaktadır. İsrailli gardiyanlar, tutuklulara yumruk, tekme, cop ve diğer silahlarla saldırmaktadır. Bu saldırılarda ciddi yaralanmalara ve hatta ölümlere neden olmaktadır. **

* **Filistinli tutuklular, sistematik olarak aşağılama, hakaret, tehdit ve korkutma gibi psikolojik işkence yöntemlerine maruz kalmaktadır. Bu yöntemler, tutukluların ruhsal sağlığını bozmak ve direncini kırmak için kullanılmaktadır. **

* **Filistinli tutuklular, uzun süreli izolasyona maruz bırakılmaktadır. Bu izolasyon, tutukluların sosyalleşmesini, iletişim kurmasını ve psikolojik olarak sağlıklı kalmasını engellemektedir. **

* **Filistinli tutuklular, siyasi taleplerini dile getirmek için açlık grevi yapmaktadır. İsrailli yetkililer, açlık grevi yapan tutukluları zorla beslemeye çalışmaktadır. Bu zorla besleme uygulamaları, tutukluların sağlığını ciddi şekilde tehlikeye atmaktadır.**

**İşte bu dehşet verici tablolardan bazı örnekler:**

* **İsrailli gardiyanlar, Filistinli tutuklulara coplarla ve diğer silahlarla vurarak ciddi yaralanmalara neden olmaktadır.**

* **Filistinli tutuklular, uzun süreli izolasyon nedeniyle zihinsel ve fiziksel olarak ciddi zarar görmektedir.**

* **İsrailli yetkililer, açlık grevi yapan Filistinli tutukluları zorla beslemeye çalışmaktadır. Bu zorla besleme uygulamaları, tutukluların ölümüyle sonuçlanabilmektedir. **

**İsrail hapishanelerinde Filistinli tutuklulara yönelik işkence ve kötü muamele, uluslararası toplum tarafından defalarca kınamıştır. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, İsrail’i bu uygulamalara son vermeye çağırmıştır. Ancak İsrail, bu çağrıları görmezden gelmektedir. **

@@@@@@@@@

İsrail hapishanelerinde Filistinlilerin organları alınıp ve alınıp neler yapılıyor?

İsrail hapishanelerinde yapılan zulümler.

İsrail hapishanelerinde Filistinli tutuklulara yönelik işkence ve kötü muamele uzun yıllardır devam eden bir sorundur. Uluslararası insan hakları kuruluşları tarafından defalarca rapor edilen bu zulümler, İsrail tarafından sistematik olarak uygulandığı yönündeki iddiaları güçlendirmektedir.

İsrail hapishanelerinde Filistinli tutuklulara yönelik uygulanan işkence ve kötü muamele türleri arasında şunlar yer almaktadır:

Fiziksel şiddet: İsrailli gardiyanlar, Filistinli tutuklulara düzenli olarak yumruk, tekme, cop ve diğer silahlarla saldırmaktadır. Bu saldırılarda ciddi yaralanmalara ve hatta ölümlere neden olmaktadır.
Psikolojik işkence: İsrailli gardiyanlar, Filistinli tutuklulara sistematik olarak aşağılama, hakaret, tehdit ve korkutma gibi psikolojik işkence yöntemleri uygulamaktadır. Bu yöntemler, tutukluların ruhsal sağlığını bozmak ve direncini kırmak için kullanılmaktadır.
İnziva: İsrailli yetkililer, Filistinli tutukluları uzun süreli izolasyona maruz bırakmaktadır. Bu izolasyon, tutukluların sosyalleşmesini, iletişim kurmasını ve psikolojik olarak sağlıklı kalmasını engellemektedir.
Açlık grevi: Filistinli tutuklular, siyasi taleplerini dile getirmek için açlık grevi yapmaktadır. İsrailli yetkililer, açlık grevi yapan tutukluları zorla beslemeye çalışmaktadır. Bu zorla besleme uygulamaları, tutukluların sağlığını ciddi şekilde tehlikeye atmaktadır.
İsrail hapishanelerinde Filistinli tutuklulara yönelik işkence ve kötü muamele, uluslararası hukuka aykırıdır. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, İsrail’i bu uygulamalara son vermeye çağırmıştır. Ancak İsrail, bu çağrıları görmezden gelmektedir.

2023 yılı itibarıyla, İsrail hapishanelerinde yaklaşık 4.500 Filistinli tutuklu bulunmaktadır. Bu tutukluların yaklaşık 2.500’ü siyasi tutukludur. İsrailli yetkililer, siyasi tutukluları ağır suçlu gibi muamele görmektedir.

İsrail hapishanelerinde Filistinli tutuklulara yönelik işkence ve kötü muamele, Filistin-İsrail çatışmasının en acımasız yönlerinden biridir. Bu uygulamalar, Filistin halkının maruz kaldığı baskı ve zulmün bir göstergesidir.

İsrail hapishanelerinde yaşanmış mezalimlerden dehşet verici tablolar.

İsrail hapishanelerinde Filistinli tutuklulara yönelik uygulanan işkence ve kötü muamele, uluslararası hukuka aykırıdır ve insan hakları ihlali niteliğindedir. Bu uygulamalar, Filistin halkının maruz kaldığı baskı ve zulmün bir göstergesidir.

İşte İsrail hapishanelerinde yaşanan mezalimlerden dehşet verici tablolardan bazıları:

Filistinli tutuklular, düzenli olarak fiziksel şiddete maruz kalmaktadır. İsrailli gardiyanlar, tutuklulara yumruk, tekme, cop ve diğer silahlarla saldırmaktadır. Bu saldırılarda ciddi yaralanmalara ve hatta ölümlere neden olmaktadır.

Filistinli tutuklular, sistematik olarak aşağılama, hakaret, tehdit ve korkutma gibi psikolojik işkence yöntemlerine maruz kalmaktadır. Bu yöntemler, tutukluların ruhsal sağlığını bozmak ve direncini kırmak için kullanılmaktadır.

Filistinli tutuklular, uzun süreli izolasyona maruz bırakılmaktadır. Bu izolasyon, tutukluların sosyalleşmesini, iletişim kurmasını ve psikolojik olarak sağlıklı kalmasını engellemektedir.

Filistinli tutuklular, siyasi taleplerini dile getirmek için açlık grevi yapmaktadır. İsrailli yetkililer, açlık grevi yapan tutukluları zorla beslemeye çalışmaktadır. Bu zorla besleme uygulamaları, tutukluların sağlığını ciddi şekilde tehlikeye atmaktadır.

İşte bu dehşet verici tablolardan bazı örnekler:

İsrailli gardiyanlar, Filistinli tutuklulara coplarla ve diğer silahlarla vurarak ciddi yaralanmalara neden olmaktadır.

Filistinli tutuklular, uzun süreli izolasyon nedeniyle zihinsel ve fiziksel olarak ciddi zarar görmektedir.

İsrailli yetkililer, açlık grevi yapan Filistinli tutukluları zorla beslemeye çalışmaktadır. Bu zorla besleme uygulamaları, tutukluların ölümüyle sonuçlanabilmektedir.

İsrail hapishanelerinde Filistinli tutuklulara yönelik işkence ve kötü muamele, uluslararası toplum tarafından defalarca kınamıştır. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, İsrail’i bu uygulamalara son vermeye çağırmıştır. Ancak İsrail, bu çağrıları görmezden gelmektedir.

İsrail hapishanelerinde Filistinlilerin organları alınıp ve alınıp neler yapılıyor?

İsrail hapishanelerinde Filistinlilerin organlarının alındığına dair iddialar uzun yıllardır gündemdedir.
İddialara göre, İsrailli yetkililer, Filistinli tutuklulardan organlarını almak için tıbbi operasyonlar gerçekleştirmektedir. Bu operasyonlar, tutukluların bilgisi veya izni olmadan yapılmaktadır.

İddialara destek olarak gösterilen bazı kanıtlar şunlardır:

Bazı Filistinli tutuklular, organlarından birinin eksik olduğunu iddia etmektedir.
Bazı Filistinli tutuklular, operasyon sırasında uyuşturulduğunu ve neler olduğunu hatırlamadığını iddia etmektedir.
Bazı Filistinli tutuklular, operasyon sırasında işkence gördüğünü iddia etmektedir.

@@@@@@##




SON DAMLA

SON DAMLA

İsrail’in bunca zulmünün yanında son zulmü bardağı doldurup taşıran son damla oldu.

İsrail’e karşı Hamasın çıkışı denizi coşturup dalgalandıran son damla oldu.

İsrail bu zulmünü ilk yapıyor değildi!

Bir daha da yapmayacaktı da değildi.

75 yıllık bardağı dolduran son damla ile, bardak dolusu yapacağı zulüm planının yüzüne çarpılmasıdır.

Ölü ruhların tamamen bitmemişse belki de uyanabileceği zulmün yaktığı Gazze çığlıklarıdır.

İnsanlığın çığlıkları. Eğer son karar mercii olan vicdan ölmemişse… Zira;

Kalp ölürse Rahmet gider.

Akıl ölürse Hikmet gider.

Vicdan ölürse Her şey gider.

Şu anda Her şeyin gitmek üzere ayağa kalktığı an ve zamandayız.

Kalp öldü, akıl durdu ve gitti, Vicdan ise ölüm sekeratında.

************ 

Devamlı artmakta olup, iki ayı aşan zaman dilimindeki raporda; 53 bin ton bombayla Gazze’de İsrail vahşeti: 360 bin konut yıkıldı 21 binden fazla sivil can verdi.[1]

-Musaların gelmesini engellemeye çalışan ve 10 bine yakın çocuğu öldüren İsrail, 5 bin çocuğun doğumunu engelleyemedi. Onlar içerisinde kendisini kızıl denizde boğacak bir Musa değil, binlercesi var. [2]

İsrail dünyaya zulmü öğretiyor.

Nasıl olurmuş, diye.

Bir Kıssa:

. Roma’da Hristiyanların bir pazar ayini varmış. O kadar büyük bir ayinmiş ki Papa bile katılıyormuş. Ortalık mahşer yeri gibi. Fakat kilisenin kapısında, önlerinde levhalar olan iki adam dikkat çekiyormuş.
Birinci levhada, “Hristiyan kardeşinize yardım edin” yazıyormuş, ikinci levhada ise “Yahudi kardeşinize yardım edin” yazıyormuş.
Ayinden çıkanlar iki dilenciye de bakıyormuş, tabii Hristiyan olana para veriyormuş, üstüne üstlük Yahudi olana pis bakışlar atıyorlarmış.
Ayinden çıkan biri, Yahudi olan dilencinin yanına gitmiş ve demiş ki,
– Yahu bari başka bir şey yazsaydın, bu şekilde tabii siftah yapmadan beklersin.
Yahudi olan öteki sözde Hristiyan olana seslenmiş
– Hey Salomon! Şu herife baksana, gelmiş bize ticaret öğretiyor!

MEHMET ÖZÇELİK

20-12-2023

 

 

 

[1] https://www.yenisafak.com/dunya/israilin-gazzedeki-vahsetinde-korkunc-tablo-52-bin-bomba-atildi-20-bine-yakin-filistinli-hayatini-kaybetti-4582540

https://www.haber7.com/dunya/haber/3376147-israil-53-bin-ton-bomba-atti-gazze-yerle-bir-oldu

[2] https://www.yenisafak.com/dunya/5-bin-bebek-goc-yolunda-dogdu-4582273

https://tesbitler.com/2018/08/05/dini-akimlar/

 




Şüphesiz biz insanı zorluk içinde yarattık

Şüphesiz biz insanı zorluk içinde yarattık

“Şüphesiz biz insanı zorluk içinde yarattık.” (beled, 90/4) ayetini açıklar mısınız?


Bu ayet, insanın yaratılışından itibaren zorluklarla karşı karşıya olacağını ifade eder. Bu zorluklar, insanın fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal gelişiminde önemli bir rol oynar.

Ayette geçen “meşakkat” kelimesi, “zorluk, sıkıntı, güçlük” anlamına gelir. Bu kelime, insanın hayatı boyunca karşılaşacağı maddi ve manevi tüm zorlukları kapsar.

İnsan, dünyaya geldiği andan itibaren zorluklarla karşılaşır. Doğum süreci, bebeklik ve çocukluk dönemi, ergenlik dönemi, yetişkinlik dönemi ve yaşlılık dönemi, her biri kendine özgü zorluklar içerir. İnsan, bu zorluklarla mücadele ederek gelişir ve olgunlaşır.

İnsanın maddi zorluklarından bazıları şunlardır:

* Açlık, susuzluk, barınma, giyim, sağlık gibi temel ihtiyaçların karşılanması
* Ekonomik zorluklar, işsizlik, yoksulluk, borç gibi sıkıntılar
* Doğal afetler, savaşlar, terör gibi felaketler

İnsanın manevi zorluklarından bazıları şunlardır:

* İradesini kontrol etme, kötülüklerden uzak durma, iyilik ve doğrulukta sebat etme gibi çabalar
* Kendini tanıma, kendini geliştirme, hakikati arama gibi yolculuklar
* Allah’a kulluk etme, O’na yakınlaşma, O’nu razı etme gibi gayretler

İnsan, bu zorluklara karşı koymak için Allah’ın kendisine verdiği güç ve yetenekleri kullanır. Allah, insanı zorluklara dayanıklı bir şekilde yaratmıştır. İnsan, Allah’ın yardımıyla tüm zorlukların üstesinden gelebilir.

Bu ayet, insanın yaratılış amacına da işaret eder. İnsan, zorluklarla mücadele ederek kendini geliştirmek ve Allah’a yaklaşmak için yaratılmıştır. İnsan, zorluklarla karşılaştığında, bu zorlukların bir imtihan olduğunu ve Allah’ın kendisini bu imtihandan geçebilecek şekilde yarattığını unutmamalıdır.

Ayette geçen “hiç kimse” kelimesi, insanın karşılaştığı zorlukların sadece kendisiyle sınırlı olmadığını ifade eder. İnsan, bu zorlukların üstesinden gelebilmek için başkalarının yardımına da ihtiyaç duyar. Aile, arkadaşlar, toplum ve devlet gibi kurumlar, insanın zorluklarla mücadelesine destek olmalıdır.

@@@@@@@@

“Şüphesiz biz insanı zorluk içinde yarattık.” (Beled, 90/4) ayetini açıklamak için size bazı kaynaklar sunabilirim. Bu ayet, insanın yaratılışı ile ilgili olarak kullanılan bir kelime olan “kebed” (in) kelimesinin anlamını açıklar. Kebed, ciğerin şişmesi veya koyulması anlamına gelir. Bu kelime, insanın dünyada ve ahirette karşılaşacağı pek çok zorluk ve sıkıntıyı ifade eder. İnsan, bu zorluklara göğüs gerecek şekilde yaratılmıştır. Bu da insanın aciz ve güçsüz olduğu, ancak yüce yaratıcının yardım ve himayesine mazhar olduğu anlamına gelir.

Bu ayetin tefsiri için farklı görüşler vardır. Bazıları kebedin şiddet veya düzgünlük anlamına geldiğini söylerken, bazıları da kebedin sıkıntılara karşı koymak veya düzgünleştirmek anlamına geldiğini söyler. Bu konuda daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklara bakabilirsiniz:

– [Sorularla İslamiyet]: Bu kaynakta, bu ayetin mânâsının budur olduğu ve kebedin şiddet veya düzgünlük anlamına geldiği görüşünün çeşitli izahları verilmiştir.
– [Kuran ve Meali]: Bu kaynakta, bu ayetin farklı meal ve tefsirleri bulunmaktadır.
– [Kuran Meali](^3^): Bu kaynakta, bu ayetin karsilastirma şeklinde okunuşu ve meali yer almaktadır.

(1) Beled Suresi 4. Ayet – Kuran Meali. https://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.php?sure=90&ayet=4.
(2) “Şüphesiz biz insanı zorluk içinde yarattık.” (beled, 90/4) ayetini …. https://sorularlaislamiyet.com/suphesiz-biz-insani-zorluk-icinde-yarattik-beled-904-ayetini-aciklar-misiniz.
(3) Beled Suresi 4. ayeti ve meali | Kuran ve Meali. https://www.kuranvemeali.com/beled-suresi/4-ayeti-meali.

@@@@@@@@@

Kebed, Arapça bir kelime olup, “zorluk, sıkıntı, şiddet” gibi anlamlara gelir. Bu kelime, Kur’an’da pek çok ayette geçer ve insanın yaratılışı ile ilgili olarak kullanılır. Örneğin, Beled Suresi’nin 4. ayetinde şöyle buyrulur:

“Hiç kuşkusuz biz insanı zahmetli bir hayat için yarattık.”¹

Bu ayette kebed kelimesi, insanın dünyada ve ahirette karşılaşacağı pek çok zorluk ve sıkıntıyı ifade eder. İnsan, bu zorluklara göğüs gerecek şekilde yaratılmıştır. Bu da insanın aciz ve güçsüz olduğu, ancak yüce yaratıcının yardım ve himayesine mazhar olduğu anlamına gelir.

Kebed kelimesinin başka kullanımları da vardır. Mesela, “kebedin şiddet” veya “kebedin düzgünlük” anlamına geldiği görüşünün çeşitli izahları vardır². Ayrıca, “kebedin sıkıntılara karşı koymak” veya “kebedin düzgünleştirmek” anlamına geldiği görüşünün de bazı kaynaklarında yer alır³.

(1) Beled Suresi 1-4. Ayet Tefsiri – Diyanet İşleri BaşKanlığı. https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Beled-suresi/6024/1-4-ayet-tefsiri.
(2) Beled Sûresi Hakkında, Konusu, Nuzül Sebebi, Fazileti | Kuran ve Meali. https://www.kuranvemeali.com/beled-suresi.
(3) Beled Suresi Arapça ve Türkçe Oku, Beled Suresi Meali ve Tefsiri. https://suresi.com.tr/beled-suresi/.

@@@@@@####

Kuran’da başka hangi kelimeler zorluk anlamında kullanılıyor?

Kuran’da zorluk anlamında kullanılan birçok kelime vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

– **Zahmet**: Bu kelime, insanın yaratılışı ile ilgili olarak kullanılır. Zahmet, insanın dünyada ve ahirette karşılaşacağı pek çok zorluk ve sıkıntıyı ifade eder. İnsan, bu zorluklara göğüs gerecek şekilde yaratılmıştır. Bu da insanın aciz ve güçsüz olduğu, ancak yüce yaratıcının yardım ve himayesine mazhar olduğu anlamına gelir. Örneğin, Bakara Suresi’nin 90/4 ayetinde şöyle buyrulur:

“Şüphesiz biz insanı zahmetli bir hayat için yarattık.”¹

– **Zorba**: Bu kelime, insanın dünyada karşılaştığı zorlukları ifade eder. Zorba, insanın hayatını kolaylaştırmak için çeşitli engellerle mücadele etmesini gerektiren durumlardır. Örneğin, En’am Suresi’nin 43/21 ayetinde şöyle buyrulur:

“Şu halde onların malları ve çocukları seni imrendirmesin; Allah bunlarla ancak onları dünya hayatında azaplandırmak ve canlarının inkar içindeyken zorlukla çıkmasını ister.”²

– **Zulüm**: Bu kelime, insanın dünyada veya ahirette karşılaştığı acımasızlık veya adaletsizlikleri ifade eder. Zulüm, insanın haklarını ihlal eden veya zarar veren eylemleri veya durumları tanımlar. Örneğin, Nisa Suresi’nin 4/75 ayetinde şöyle buyrulur:

“Kim Allah’ın emirlerine uymazsa ona karşı günah işler; Allah bunu bilir.”³

Bu kelimelerin dışında da Kuran’da zorluk anlamında kullanılan pek çok kelime vardır. Bunlar hakkında daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklara bakabilirsiniz:

(1) Zorluk-Zorlama İle İlgili Ayetler Nelerdir? – Habertürk. https://www.haberturk.com/kuran-fihristi/zorluk-zorlama-ile-ilgili-ayetler.
(2) Kuran Kelimeleri – Kuranda Geçen Kelimelerin Köklerinin İncelenmesi. https://kurankelimeleri.com/.
(3) KUR’AN’DA İNSAN KAVRAMI Prof. Dr. Yaşa r Nuri ÖZTÜRK* – DergiPark. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/10094.
(4) Kur’an-ı Kerim okurken, duraklama (secavend) harflerine gelindiğinde …. https://sorularlaislamiyet.com/kuran-i-kerim-okurken-duraklama-secavend-harflerine-gelindiginde-nasil-davranmalidir.

@@@@@@@@

 

İnsan birçok evrelerden ve evrelerden ve de farklı meleklerden geçirilerek, ve bir maden gibi ateşe konulup eritilip ne olduğu ortaya çıkana kadar imtihana tabi tutulmaktadır.

Kebed, “süt, yoğurt koyulaştı, katılaştı”
Yani ham olan insanın hamlıktan kurtulması için iyice pişmesi, koyulaşıp katılaşması gerekmektedir.
Razî şöyle der: Bu üç izah şekli bilindikten sonra deriz ki: Birinci veche göre maksadın yalnız dünya zorlukları olması da, yalnız sorumluluğun getirdiği zorlukların olması da, yalnız ahiret zorlukları olması da ihtimal dahilinde olduğu gibi, hepsinin olması ihtimali de vardır.
Bu da ilk oluşan cennete kadar giden tüm yolları ve zahmetleri kapsar.