İÇTEN VURULDUK

İÇTEN VURULDUK

Müslümanları asırlardır yurtlarından sürmeye çalışan haçlı zihniyeti, ödediği ağır bedellerle öğrendi ki;

Bu milleti ya içinden vurup birbirine kırdırmak veya daha da dehşetlisi yozlaştırıp kendi değerlerinden uzaklaştırarak, değersiz kılmaya çalışmak.
Batı bir asrı aşkın bir süredir bunu tatbik etmektedir.
“Sultan Süleyman Kanunî, kesretli kırk çeşme sularını İstanbul’a getirdiği vakit, Şeyhülislâm Zenbilli Ali Efendi ona demiş: “Hilâf-ı şeriat kanunları Avrupa’dan getirdiğin cihetle, İstanbul’a öyle bir bok sıçtın ki, o getirdiğin suların cümlesi üzerinden akıp geçse yüz senede temizleyemez.”
Burada mesele kırk çeşmeler değil, batıya yüzünü çevirmektir.

-Bugün Rusya ile Ukrayna’yı birbirine kırdırıp çarpıştıranlar, dünde bizi hem dini hem de tarihi bağlantımız olan kardeşlerimizde çarpıştırıp, birbirimizden kopardırlar.

Kanla beslenenler Ukrayna savaşına nasıl ara verir, sonlandırır. Afrika gibi büyük bir yerde yangın çıkardıktan, birilerini daha ateş çemberine çektikten sonra…

Ukrayna’nın Rusya’ya karşı kendisini her türlü korumaya çalışıp müdafaa etmesi hakkıdır.

Oyuna gelmedikçe ve oyunu gördüğü sürece.
Zira başta ABD ve Batı kendisini Rusya’ya karşı piyon ve yem olarak kullanmakta ve adeta savaşın bitmemesi için ateşe odun atılmaktadır.
Etrafa saçılan kıvılcımlarla başkaları da yakılmaya çalışılmakta ve adeta 3. Dünya savaşına adım adım götürülmektedir .
Her şey bir kıvılcım ve bir kurşuna bakmaktadır.
Tıpkı 1. Dünya savaşına sebep olan bir Sırplının bir kurşunu ile başlaması gibi.
Dünya bir yandan çok hakikatlere gebe iken, diğer yandan da bu düğümü engellemeye çalışan sancılı oyunlar sürmektedir.
Tıpkı firavunun gördüğü rüya üzerine mısırda doğan erkek çocuklarını öldürüp saltanatını korumaya çalarken, Allah onun saltanatını başına yıkıp boğacak çocuk Musa’yı bizzat onun sarayında besleyip büyüttü.
Asrın firavunları devrede.
Musa doğmasın diye büyük bir çabada.
Hesaplarını yaparlarken unuttukları bir şey var;
O da Allah’ın hesabı.
Hesap yapıp, fesatları bozan, hesap sahibi.

Münafık bir yapı olan Gülen’in fikir temeli İran, proje temeli İngiltere, fiiliyat ve destek ABD merkezlidir.

İran’ın takiyyesi, CIA’nın ajanlığı, MOSSAD’ın saha uygulaması, İngiltere’nin fikir babalığı vardır.
Bu ikinci bir Haşhaşı oluşum ve ikinci bir şah İsmail vakasıdır.
Bu yapı geleceğe yönelik bir yapı ve İslam dünyasını kontrol etme amaçlı bir istihbarat oluşumudur.[1]

-Ya bir Kripto Yahudi ve Mason yapılanması,[2] ya Atatürkçülük Maskesi ile soyulup talan edilen ülke haline getirilmesi,[3]  ya Teröristlerle yapılan iş birliği,[4] İhanetle devlet hazinelerini menfaati için boşaltma,[5] Lozan’da alınan gizli kararlar,[6] ile bu millet bütün çevresiyle, çepe çevre kuşatılmış.

İşte o itiraflardan bazıları;

 

-ABD teröre desteğini hiç gizlemedi.[7]

-ABD’nin bizim çocuklar başardı, dediği darbeciler, ABD’de eğitim aldı.[8]

Hep yıkmaya, devirmeye ve darbe yapmaya çalıştılar.

Kirli yollar, yolları oldu, yol edindiler.

Kendileri bataklığa gömüldüler.[9]

 

Şaşırtıcı hem de gayet şaşırtıcı ve de düşündürücü.

Dağdaki eşkıya ile ilgisi olan başta meclisteki bir kısım vekilin hala vekilliklerini sürdürmeleri çok garip bir durumdur.

Belli Gülen ile içte yapılan mücadele, PKK ile yeterince yapılmamakta, dağdaki ile mücadele edip, dağdakini besleyen bağdaki! ile aynı oranda mücadele edilmesidir.

Yani sineklerle uğraşırken, onu üreten bataklığın yeterli derece kurtulması ve yavaş hareket edilmesidir.

Buda şu düşünceyi akla getirmektedir;

PKK hala birileri tarafından korunup kollanıyor mu?

Neden bitmiyor yoksa bitirilmiyor mu?

Dağdaki eşkıyanın şehirde hala kan, can, mal bağı devam etmektedir.

Hep rahmetli dedemin sözünü hatırlarım;

Evlat, eskiden eşkıya dağdaydı, şimdi şehre indi.

Herhalde bugünleri görseydi şöyle der miydi?

Evlat artık şehirde de değil, meclise girdi.[10]

 

– CHP’nin “Alevi Partisi” yapılmaya çalışıldığını iddia eden Soner Yalçın, “CHP’de kimi Aleviciler tarihten ders almamışa benziyor; koltuk hırsıyla CHP’yi “Alevi Partisi” yapmaya çabalıyor. Kurtuluşun ve devrimin partisini mezhepçi yapmak onun sonunu getirir. Buna ortak olanları tarih affetmez.” diye yazdı.

…..Bugün… CHP’de kimi Aleviciler tarihten ders almamışa benziyor; koltuk hırsıyla CHP’yi “Alevi Partisi” yapmaya çabalıyor.

Kurtuluşun ve devrimin partisini mezhepçi yapmak onun sonunu getirir. Buna ortak olanları tarih affetmez.[11]

 

CHERYL BENARD… “KUR’AN VE HADİSLER HAKKINDA ŞÜPHELER OLUŞTURALIM… İSLAMI DEJENERE EDELİM…”[12]

 

Biz yüz yıldır tarihi hafızası silinmiş ve unutturulmuş ve unutturulmaya çalışılan bir milletiz.

Bu milletin hayat damarları, vücuda kan olan damarları harf devrimi ile tıkanmış ve koparılmıştır.

Vücut alamadığı besiniyle zayıf düşmüştür.

Millet geçmişten gelen değerlerini ve kültürünü böylece kaybetmiştir.

Ortaya içi boşalmış ve de boşaltılmış nesiller türemiştir.

 

MEHMET ÖZÇELİK

3-9-2023

 

 

[1] https://fb.watch/mdPfpu4qLU/?mibextid=NnVzG8

[2]https://www.facebook.com/1417313078/posts/pfbid09ufW3AT3rfnn4YJut437idQrKcz1AM3WKxhJynXDwVkxv28vcSPuNdfTtLrcRnhHl/?mibextid=Nif5oz

https://www.facebook.com/1065558615/posts/pfbid02XDGQBgyvAB5EbuK1ryoK8z6cV62XvBbZbkm7gKgz1rDu5wPaxt8Wuy3w2hLk2tU1l/?mibextid=Nif5oz

https://www.facebook.com/groups/266018819294381/permalink/311539108075685/?mibextid=Nif5oz

https://www.facebook.com/100001837561240/posts/pfbid04tckFeF4iM1Yf4cREW7LHmhhCaubPdcVYzabUG2uKn747RejTtgSDTCnQWacSmZpl/?mibextid=Nif5oz

https://www.facebook.com/100001837561240/posts/pfbid0asnmA4xQMfPcbKTsemv6djYcpBoxTYyWnwLdWSBnm2NAFQfuoy9hdtdoV1CqmSKql/?mibextid=Nif5oz

[3] https://www.facebook.com/groups/935395721002999/permalink/974401517102419/?mibextid=Nif5oz

[4] https://www.haber7.com/siyaset/haber/3348517-iyi-partili-ustadan-bomba-secim-itirafi-vatandas-soyledi-diyerek-acikladi

[5]https://www.facebook.com/100001837561240/posts/pfbid02UpMKFtxbGtYkZfD4C8yvJs1reBazJzdxohzKkxWRNqyXFM5ETT4JxiUTD2AYm3Fml/?mibextid=Nif5oz

[6]https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=pfbid02eqnE65VVqZAH38Mf6zDok4mZ6yTqzAtdu1qzcTKcwbWe5tFkbTvUnQcFBpqJhegsl&id=100089833460156&mibextid=NnVzG8

https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/emirdag-lahikasi/nihai-vesika/277

[7] https://www.yenisafak.com/gundem/abd-kandile-aylarca-terorist-tasimis-4557207

[8] https://www.yenisafak.com/dunya/cuntadaki-5-isim-abdde-egitim-aldi-4552773

https://www.yenisafak.com/gundem/teroristlerle-tatbikat-4553982

https://www.yenisafak.com/gundem/pkkdaki-atamalari-bu-ulkeler-yapiyor-4553981

https://www.haber7.com/dunya/haber/3346013-ingiltereden-darbe-itirafi-musaddiki-devirmek-buyuk-hataydi

[9]https://www.facebook.com/100029116516771/posts/pfbid0RNc2QGFTX9St7p6QtoknpfBm9rCDMwMGkFmfwhxpPebc342hEahJ79dEYHPL64R1l/?mibextid=Nif5oz

[10] https://www.haber7.com/guncel/haber/3348538-pkk-ile-hdp-arasindaki-kirli-iliski

[11] https://www.haber7.com/siyaset/haber/3348281-kilicdarogluna-boyle-tepki-gosterdi-bu-adim-chpnin-sonunu-getirir

[12]https://www.facebook.com/100029116516771/posts/pfbid02r57avNmUsNJQRkk4imZwH172KQkc6w124U6DBNN5syBe9ig4HBSH4pCo6K65NGc7l/?mibextid=Nif5oz

 




BEREKET VESİLESİ HAYVAN KEDİ

BEREKET VESİLESİ HAYVAN KEDİ

 

Kedi bir yerde berekete vesiledirler. Kendi rızıklarıyla beraber, sahipleri için de bereket vesilesidirler.
Kedi beslemek caizdir.
Evcil ve temiz hayvanlardır.
Sorumluluk gerektirir.
Hadiste bir kedinin ihtiyacını gidermeden ölümüne sebep olan kişi için cehennem cezası söz konusu olduğu gibi, çölde susuz kalmış köpeğe su veren cehennemlik birisinin de rahmetin celbine vesile olarak cennetlik olduğu ifade edilmektedir.
Peygamberimizin kedisinin adı Müezza idi.
[1]
Büyük sahabi Ebu Hüreyre ismi olan Abdurrahmân b. Sahr ed-Devsî (ö. 58/678)ile değil, künyesi olan Kedicik Babası ismi ile anılmaktadır.

Bir psikoloğa psikolojik hastalığı olan hastalarına şu üç şeyi tavsiye etmesini söyledim;
1. Umreye veya hacca gitsinler.
2. Bediüzzaman’ın Hastalar Risalesini okusunlar.
3. Evde kedi beslesinler.
Veya her üçünü de yaparak tedavilerine katkıda bulunacaklarını göreceklerdir.
Kedi konusunda Bediüzzaman su tesbitlerde bulunur;
“Barla’da Abdurrahim namını kazanan ve “yâ Rahim, yâ Rahim” zikrini bize işittiren mübarek kedinin bir kardeşi olarak diğer mübarek bir kedi, ezan-ı Muhammedîyi (a.s.m.) müştakane, insan gibi dinlemesi, bize de sizin kadar hayret ve sürur verdi. Ve ezan-ı Muhammedîyi (a.s.m.) tam zuhuruna işaret müjdesi telâkki ettik.”[2]
Burada kediden mübarek diye bahsedilmektedir.
Çünkü kediler berekete vesiledirler.
Bizde bunu müşahede etmekteyiz.

Kediler bereket kaynağıdırlar.

“Şu üstümdeki sakoyu, yedi sene evvel eski olarak almıştım. Beş senedir elbise, çamaşır, pabuç, çorap için dört buçuk lira ile idare ettim. Bereket, iktisat ve rahmet-i İlâhiye bana kâfi geldi.
İşte, şu numuneler gibi çok şeyler var ve bereket-i İlâhiyenin çok cihetleri var. Bu köy halkı çoğunu bilirler. Fakat sakın bunları fahr için zikrediyorum zannetmeyiniz. Belki mecbur oldum. Hem benim için iyiliğe bir medar olduğunu düşünmeyiniz. Bu bereketler, ya yanıma gelen hâlis dostlarıma ihsandır veya hizmet-i Kur’âniyeye bir ikramdır veya iktisadın bereketli bir menfaatidir; veyahut “Yâ Rahîm, yâ Rahîm” ile zikreden ve yanımda bulunan dört kedinin rızıklarıdır ki, bereket suretinde gelir, ben de ondan istifade ederim. Evet, hazin mırmırlarını dinlesen, “Yâ Rahîm, yâ Rahîm” çektiklerini anlarsın.”[3]

“Değil yalnız ihtiyar akraba, belki insanlara arkadaş verilen ve rızıkları insanların rızıkları içinde gönderilen kedi gibi bazı mahlûkların rızıkları dahi bereket suretinde geliyor. Bunu teyid eden ve kendim gördüğüm bir misal: Benim yakın dostlarım bilirler ki, iki üç sene evvel hergün yarım ekmek-o köyün ekmeği küçüktü-muayyen bir tayınım vardı ki, çok defa bana kâfi gelmiyordu. Sonra dört kedi bana misafir geldiler. O aynı tayınım hem bana, hem onlara kâfi geldi. Çok kere de fazla kalırdı.
İşte şu hâl o derece tekerrür edip bana kanaat verdi ki, ben kedilerin bereketinden istifade ediyordum. Kati bir surette ilân ediyorum, onlar bana bâr değil. Hem onlar benden değil, ben onlardan minnet alırdım.”[4]

Kediler ilhama mazhardırlar. Sevki ilahi ile sevkedilirler.

“Meselâ, kedi gibi bazı hayvan, gözü kör olduğu vakit, o sevk-i kaderî ile gider, gözüne ilâç olan bir otu bulur, gözüne sürer, iyi olur.”[5]

Nimeti Allahtan bilirler. İnsana minnet etmezler.

“Arkadaş! Esbab ve vesaiti insan kucağına alıp yapışırsa, zillet ve hakarete sebep olur. Meselâ, kelp, bütün hayvanlar içerisinde birkaç sıfat-ı haseneyle muttasıftır ve o sıfatlarla iştihar etmiştir. Hattâ, sadakat ve vefâdarlığı darb-ı mesel olmuştur. Bu güzel ahlâkına binaen, insanlar arasında kendisine mübarek bir hayvan nazarıyla bakılmaya lâyık iken, maalesef, insanlar arasında mübarekiyet değil, necisü’l-ayn addedilmiştir. Tavuk, inek, kedi gibi sair hayvanlarda, insanların onlara yaptıkları ihsanlara karşı şükran hissi olmadığı halde, insanlarca aziz ve mübarek addedilmektedirler.
Bunun esbabı ise, kelpte hırs marazı fazla olduğundan esbab-ı zahiriyeye öyle bir derece ihtimamla yapışır ki, Mün’im-i Hakikîden bütün bütün gafletine sebep olur. Binaenaleyh, vasıtayı müessir bilerek Müessir-i Hakikîden yaptığı gaflete ceza olarak necis hükmünü almıştır ki tâhir olsun. Çünkü hükümler, hadler, günahları affeder. Ve beynennâs tahkir darbesini, gaflete kefaret olarak yemiştir.
Öteki hayvanlar ise, vesaiti bilmiyorlar ve esbaba o kadar kıymet vermiyorlar. Meselâ, kedi seni sever, tazarru eder-senden ihsanı alıncaya kadar. İhsanı aldıktan sonra öyle bir tavır alır ki, sanki aranızda muârefe yokmuş ve kendilerinde sana karşı şükran hissi de yoktur. Ancak Mün’im-i Hakikîye şükran hisleri vardır. Çünkü, fıtratları Sânii bilir ve lisan-ı halleriyle ibadetini yaparlar-şuur olsun, olmasın. Evet, kedinin mırmırları “Yâ Rahîm, yâ Rahîm, yâ Rahîm”dir.”[6]

Hiçbir varlık yoktur ki, kendi lisanı mahsusuyla Allah’ı zikretmiş olmasın,[7] hakikatince, kendilerine tevdi edilen ibadet ve tesbihlerini eda eden mübarek hayvanlardır.

“Bir gün kedilere baktım; yalnız yemeklerini yediler, oynadılar yattılar. Hatırıma geldi, “Nasıl bu vazifesiz canavarcıklara mübârek denilir?” Sonra gece yatmak için uzandım. Baktım, o kedilerden birisi geldi, yastığıma dayandı, ağzını kulağıma getirdi. Sarîh bir sûrette, “Yâ Rahîm, yâ Rahîm, yâ Rahîm, yâ Rahîm” diyerek, güyâ hatırıma gelen îtirazı ve tahkiri, tâifesi nâmına reddedip yüzüme çarptı. Aklıma geldi, “Acaba şu zikir bu ferde mi mahsustur, yoksa tâifesine mi âmmdır? Ve işitmek yalnız benim gibi haksız bir mûterize mi münhasırdır, yoksa herkes dikkat etse bir derece işitebilir mi?” Sonra sabahleyin başka kedileri dinledim. Çendan onun gibi sarîh değil, fakat mütefâvit derecede aynı zikri tekrar ediyorlar. Bidâyette hır hırları arkasında “Yâ Rahîm” fark edilir. Git gide hır hırları, mırmırları aynı “Yâ Rahîm” olur. Mahreçsiz, fasîh bir zikr-i hazin olur. Ağzını kapar, güzel “Yâ Rahîm” çeker. Yanına gelen ihvanlara hikâye ettim. Onlar dahi dikkat ettiler, “Bir derece işitiyoruz” dediler. Sonra kalbime geldi, “Acaba şu ismin vech-i tahsîsi nedir ve ne için insan şivesiyle zikrederler, hayvan lisâniyle etmiyorlar?” Kalbime geldi, şu hayvanlar çocuk gibi çok nazdar ve nâzik ve insana karışık bir arkadaş olduğundan, çok şefkat ve merhamete muhtaçtırlar. Okşandığı vakit hoşlarına giden taltifleri gördükleri zaman, o nimete bir hamd olarak, kelbin hilâfına olarak, esbâbı bırakıp yalnız kendi Hàlık-ı Rahîminin rahmetini kendi âleminde ilân ile, nevm-i gaflette olan insanları ikaz ve “Yâ Rahîm” nidâsıyla, kimden meded gelir ve kimden rahmet beklenir, esbâbperestlere ihtar ediyorlar.”[8]

His duygularının gelişmiş olmasından dolayı hassastırlar. Deprem gibi yer altından gelen sesleri önceden fark edip, bunu kaçışlarıyla gösterirler.

“Zelzeleden evvel kediler, köpekler üçer-beşer olarak toplanmışlar, düşünceli, hüzünlü gibi alık alık birbirine bakarak bir müddet beraber oturmuşlar, sonra dağılmışlar. Gerek zelzele olurken ve gerekse olmadan evvel ve olduktan sonra da bu hayvanlardan hiçbiri görünmemiş, kasabalardan uzaklaşarak kırlara gitmişler. Bir garibi de şu ki: Bu hayvanlar isyanımızdan mütevellid olarak başımıza gelecek felâketleri lisan-ı halleriyle haber verdiklerini yazıyorlar da biz anlamıyoruz diyerek taaccüp ediyorlar.”[9]

*Kıssalar;


-Yavru bir kedi kuyruğuyla oynuyormuş. Bunu gören yaşlı bir kedi:
– Neden kuyruğunu kovalıyorsun?
Yavru kedi yanıt vermiş:
– Mutluluğun kuyruğumda olduğunu öğrendim. Onu yakaladığımda mutluluğa kavuşacağım. Bu nedenle onu kovalıyorum.
Bunun üzerine yaşlı kedi şöyle demiş:
– Senin yaşında bende mutluluğun kuyruğum olduğunu düşünmüştüm. Sonra şunu fark ettim; ne zaman onu yakalamaya çalışıp, kovalasam benden uzaklaşıyor, ne zaman kendi yoluma gitsem hep peşimden geliyor.
Hayat akarken mutluluğu kovalamak yerine onun sizi takip etmesine izin verin.

@@@@@##

Bir tekke varmış. Tekkenin de çok sâdık bir kedisi varmış. Birgün kocaman bir kazan koymuşlar, süt kaynatıyorlar. Kazan fokur fokur kaynıyor. Kedi de bu süt kaynamasın der gibi oradan oraya zıplıyor. Allah Allah, bu kedi hasta mı diyorlar. Kedi bir oraya fırlıyor, bağırıyor, bir buraya fırlıyor, bağırıyor. Fakat derdini hiç anlayan yok. Ama çok feryat ediyor. En son bakıyor ki derdini anlayan yok, pat diye kendini kazanın içine atıyor ve orada ölüyor. Onlar da bu kedi niye böyle yaptı diyorlar ve artık leş oldu diye kazanı hemen indiriyorlar. Bir de bakıyorlar ki, içeride kocaman bir yılan ölmüş, zehrini de akıtmış. Yani, içen ölecek. Kedinin feryadı; ben bu evden ekmek yedim, ben bu evden iyilik gördüm, ben öleyim bunlar ölmesin diyeymiş. Fedakârlık varsa, vefakârlık vardır. Fedakârlık yoksa vefa yoktur. İslam Alimleri bir zerre iyilik görseler, ölünceye kadar o iyiliği unutmazlar, onu hep yâd ederler ve tekrar ederlerdi.

MEHMET ÖZÇELİK

3-9-2023

[1] https://www.zaferdergisi.com/makale/13417-peygamber-kedisi-muezza.html

[2] https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/kastamonu-lahikasi/tahlil/185

[3] https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/mektubat/on-altinci-mektub/70

[4] https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/mektubat/yirmi-birinci-mektub/251

[5] https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/mektubat/yirmi-sekizinci-mektub/333

[6] https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/mesnevi-i-nuriye/hatime/62

[7] İsra.44.

[8] https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/sozler/yirmi-dorduncu-soz/301

[9] https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/sikke-i-tasdik-i-gaybi/risale-i-nur-un-kahramani-husrev-tarafindan-kaleme-alinmistir/188