TÖBE ALLAHIM TÖBE! NAMAZA BAŞLAYACAĞIM

TÖBE ALLAHIM TÖBE! NAMAZA BAŞLAYACAĞIM

Sedat hoş bir çocuktu.

Kötü düşünce içerisinde değildi.

Huda-i nabit idi.

Kendi halinde, ekim ve destek görmemiş bir gençti.
Saf ve temizce.

Ayrık otları ekilme riski herkes gibi onun içinde bir tehlike oluşturabilirdi.

Saygılı bir çocuktu.

Ekilebilir, biçilebilir ve bir değer ifade edebilirdi, tüm gençler gibi.

Ama ihmal edilmişti.
Kardeşi Muhammed ölümden dönmüş, ikinci hayatı yaşıyordu.

Oturduğu dördüncü katta kendisi kaçmış, kardeşi Muhammed ise yerinde kala kalmıştı.
Sedat kaçtı ancak depreme yakalandı.

Annesi ile birlikte vefat ettiler.

Muhammed kurtulmuştu.

-Ameli pek yoktu.

Manevi şehit olmuştu.

Ameli olanın hayat boyu kazandığını o saflığıyla birkaç saniye içerisinde elde etmişti.

O saflığı ona o makamı kazandırmıştı.

Sahip olduğu bir duygu ve özellik ile, zahiren o musibetin arkasında bir rahmete ulaşmıştı.

İşte o duygudandır ki; her gök gürlediğinde Sedat başını eğerek Allaha şöyle yalvarırdı;

Töbe Allahım töbe.

Vallahi namaza başlayacağım. Tamam.

Gök gürültüsünün arkasındaki İlahi gücü ve tasarruf edeni bilirdi.

Bu deprem herkesi bir vesile ile uyandırmalı, aklını başına aldırmalıdır.

Bu dünya insanların duygu yönüyle ekildiği, amel yönüyle ektiği yerdir.

Allah amelden önce o duyguya ve samimiyete nazar etmektedir.

-Vefatından sonra Sedat rüyada görülür.

Güzel bir surette ve bakkalda alışveriş yapmaktadır.

Çünkü o depremde vefat edenler manevi şehit oldular.

Tıpkı merhum annemi depremdeki defninden üç gün sonra gören torunu gibi.

Merhum Annem normalde orta boylu, şişmanca ve de baston kullanırdı.

Torunu onu uzun boylu, genç, elinde baston olmadan normal olarak görür.

Asıl hayat bundan sonraki hayattır.

Gerçek yaşayış ahiret hayatıdır.

Bu dünya ise bir köprüdür.

Geçiş yeri olup, kalış yeri değildir.

MEHMET ÖZÇELİK

1-3-2023

Loading

No ResponsesMart 1st, 2023