ABD KENDİ İPİNİ ÇEKİYOR

ABD KENDİ İPİNİ ÇEKİYOR

 

“ABD’de silahlı müdahale niyetini açıkladı! Türkiye’deki seçimler…
ABD Dış İlişkiler Konseyinin (Council on Foreign Relations-CFR) yayın organı Foreign Affairs, Washington’ın yaklaşan Türkiye seçimlerine ‘askeri müdahale’ seçeneklerini ortaya koyan bir makale yayımladı.”[1]

Evet, Abd Kendi ipini çekiyor ve kafasına sıkıyor.

Bu durum bizi birleştirir, gürleştirir ve güçlendirir.
Evvela çekin pis ellerinizi.[2]
Bu durum İslam Dünyasını İttihad-ı İslam’a götürür. İslam dünyasını bir araya getirir.
15 Temmuzda dolaylı saldıran, piyonları kullanan Abd, şimdide doğrudan mı saldırıyor?
15 Temmuz içte birliği ve birleşmeyi sağladı, bu ise dışta birleşip güçlenmeyi sağlar.
Önümüzdeki tek önemli iş, İttihad-ı İslam[3] yani İslam Birliği.
Türk ve Arap iki kardeşi üç yüz yıl aradan sonra tekrar bir araya getirmeye sebeptir.
Belli ki bu da kolay olmayacak.
Bir bedel istiyor.
Dileriz Rabbimizden pahalıya satmasın, asan eylesin.
Sadece yüz yıllık bir değişim içerisinde değil, üç hatta bin dört yüz yıllık bir değişim ve dönüşüm içerisindeyiz.
Kapanış, açılıştan daha muhteşem olacaktır.
Ümmet uyanıyor.
Uyuduğu yeter.

“Ey eski çağların cihangir Asya ordularının kahraman askerlerinin torunları olan muhterem din kardeşlerim!
Beş yüz senedir yattığınız yeter! Artık Kur’an’ın sabahında uyanınız. Yoksa Kur’an-ı Kerim’in güneşinden gözlerinizi kapatarak gaflet sahrasında yatmakla, vahşet ve gaflet sizi yağma edip perişan edecektir.
Kur’an’ın mecrasından ayrılarak birleşmeyen su damlaları gibi toprağa düşmeyiniz. Yoksa toprak gibi sefahet ve şehvet-i medeniye sizi emerek yutacaktır. Birleşen su damlaları gibi, Kur’an-ı Kerim’in saadet ve selâmet mecrasında ittihad ederek, sefahet ve rezalet-i medeniyeyi süpürüp, bu vatana âb-ı hayat olan, hakikat-ı İslâmiye sularını akıtınız.
O hakikat-ı İslâmiye suları ile bu topraklarda iman ziyası altında hakikî medeniyetin fen ve san’at çiçekleri açacak, bu vatan maddî ve manevî saadetler içinde gül ve gülistana dönecektir inşâallah.”
[4]

-“İşte ey ehli-i Kur’ân olan şu vatanın evlatları, altı yüz sene değil, belki Abbasiler zamanından beri bin senedir Kur’ân-ı Hakimin bayraktarı olarak, bütün cihana meydan okuyup, Kur’ân’ı ilan etmişsiniz. Milliyetinizi, Kur’ân’a ve İslâmiyet’e kal’a yaptınız. Bütün dünyayı susturdunuz, müthiş tehacümatı def’ ettiniz.”

“Ey Türk Kardeş! Bilhassa sen dikkat et! Senin milliyetin İslâmiyetle imtizaç etmiş, ondan kabil-i tefrik değil. Tefrik etsen mahvsın! Bütün senin mazideki mefahirin, İslâmiyet defterine geçmiş. Bu mefâhir, zemin yüzünde hiçbir kuvvetle silinmediği halde sen, şeytanların vesveseleriyle, desiseleriyle o mefâhiri kalbin­den silme!”
Bediüzzaman’a göre “bizi kurtaracak yine onun (İslâmiyetin) merhametidir.”

-“Elhasıl, Sultan Selim’e biat etmişim. Onun İttihad-ı İslâm’daki fikrini kabul et­tim. Sultan Selim’dir ki demiş:

“İhtilaf ü tefrika endişesi,
Kûşe-i kabrimde hatta bî karar eyler beni,
İttihadken savlet-i adayı def’a çaremiz,
İttihad etmezse millet, dağdar eyler beni…”

-Türk milletine hitaben;
“İşte ey ehli-i Kur’ân olan şu vatanın evlatları, altı yüz sene değil, belki Abbasiler zamanından beri bin senedir Kur’ân-ı Hakimin bayraktarı olarak, bütün cihana meydan okuyup, Kur’ân’ı ilan etmişsiniz. Milliyetinizi, Kur’ân’a ve İslâmiyet’e kal’a yaptınız. Bütün dünyayı susturdunuz, müthiş tehacümatı def’ ettiniz.

…Ey Türk Kardeş! Bilhassa sen dikkat et! Senin milliyetin İslâmiyetle imtizaç etmiş, ondan kabil-i tefrik değil. Tefrik etsen mahvsın! Bütün senin mazideki mefahirin, İslâmiyet defterine geçmiş. Bu mefâhir, zemin yüzünde hiçbir kuvvetle silinmediği halde sen, şeytanların vesveseleriyle, desiseleriyle o mefâhiri kalbin­den silme!”

-“Altmış beş sene evvel Cami’ül-Ezher’e gitmek istiyordum, Alem-i İslâmın medresesidir diye, ben de o mübarek medresede bir ders almaya niyet ettim. Fa­kat kısmet olmadı. Cenab-ı Hak rahmetiyle bir fikir ruhuma verdi ki, Camiü’l – Ezher Afrika’da bir medrese- ii umumiye olduğu gibi Asya Afrika’dan ne kadar büyük ise daha büyük bir darülfünun, bir İslâm üniversitesi Asya’da lazımdır. Ta ki İslâm kavimlerini, mesela Arabistan, Hindistan, İran, Kafkas, Türkistan, Kürdis­tan’daki milletleri, menfi ırkçılık ifsat etmesin. Hakiki müsbet ve kudsi ve umumi miliyet-i hakikiye (gerçek milliyet)olan İslâmiyet milliyeti ile inneme’l mü’minune ihvetun Kur’ân’ın bir kanun-ı esasisinin tam inkişafına mazhar olsun ve felsefe fünunu ile ulûm-i diniye birbiriyle barışsın ve Avrupa medeniyeti, İslâmiyet haka­ikıyla tam müsalaha etsin.”

Doğum kolay olmuyor.
O da bu bir çocuğun doğumu değil, koca İslam dünyasının doğumudur.

-Çerkeş Şeyhi-zâde Halil Hâlid Bey uyarısında;
Ey Araplar ve Türkler!
Sizi şaşırtmaya, sersem etmeye, birbirinizle uğraştırmaya çalışanlardan sakının…
Bilgisizlikten doğan kötü zanları artık bırakın…
Birbirinizi iyi anlayın…
Bütün İslâm âlemi, ümit içinde, sizin tam olarak birleşmenizi bekliyor…
Kalplerinizi birbirine sıkıca bağlayın…
Birbirinizi sevin: Ta ki Allah da sizi sevsin.”

-Bediüzzaman Araplara hitaben de;

– “Ey Araplar, tembellikle günahınız büyüktür .
Sizin tembelliğiniz ve füturunuzla, biz bîçare küçük kardeşleriniz olan İslâm taifeleri zarar görüyoruz.
…Hususan kırk-elli sene sonra, Arap taifeleri, Cemahir-i Müttefika-i Amerika gibi en ulvî bir vaziyete girmeye, esarette kalan hâkimiyet-i İslâmiyeyi eski zaman gibi küre-i arzın nısfında, belki ekserisinde tesisine muvaffak olmanızı rahmet-i İlâhiyeden kuvvetle bekliyoruz. Bir kıyamet çabuk kopmazsa, inşaallah nesl-i âti görecek. “

 

-Bizi yıkan kanser gibi ümitsizlik olduğu teşhis ve tespitinde bulunan Bediüzzaman Araplara hitaben,
“İşte o yeistir ki bizi öldürmüş gibi Garpta bir iki milyonluk küçük bir devlet, Şarkta yirmi milyon Müslümanları kendine hizmetkâr ve vatanlarını müstemleke hükmüne getirmiş.
Hem o yeistir ki yüksek ahlâkımızı öldürmüş, menfaat-i umumiyeyi bırakıp menfaat-i şahsiyeye nazarımızı hasrettirmiş.

Hem o yeistir ki kuvve-i maneviyemizi kırmış. Az bir kuvvetle, imandan gelen kuvve-i maneviye ile şarktan garba kadar istila ettiği halde; o kuvve-i maneviye-i hârika, meyusiyetle kırıldığı için zalim ecnebiler dört yüz seneden beri üç yüz milyon Müslüman’ı kendilerine esir etmiş. Hattâ bu yeis ile başkasının lâkaytlığını ve füturunu kendi tembelliğine özür zannedip “Neme lâzım!” der “Herkes benim gibi berbattır.” diye şehamet-i imaniyeyi terk edip hizmet-i İslâmiyeyi yapmıyor.

Madem bu derece bu hastalık bize bu zulmü etmiş, bizi öldürüyor; biz de o kātilimizden kısasımızı alıp öldüreceğiz.

لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللّٰهِ (Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin- Zümer 53.)kılıncı ile o yeisin başını parçalayacağız. مَا لَا يُدْرَكُ كُلُّهُ لَا يُتْرَكُ كُلُّهُ (Bir şeylerin tamamı elde edilemese de, tamamı da terkedilemez.)hadîsinin hakikatiyle belini kıracağız inşâallah.

Yeis; ümmetlerin, milletlerin “seretan” denilen en dehşetli bir hastalığıdır. Ve kemalâta mani ve اَنَا عِنْدَ حُسْنِ ظَنِّ عَبْدٖى بٖى hakikatine muhaliftir. Korkak, aşağı ve âcizlerin şe’nidir, bahaneleridir. Şehamet-i İslâmiyenin şe’ni değildir. Hususan Arap gibi nev-i beşerde medar-ı iftihar yüksek seciyelerle mümtaz bir kavmin şe’ni olamaz. Âlem-i İslâm milletleri Arab’ın metanetinden ders almışlar. İnşâallah yine Araplar yeisi bırakıp İslâmiyet’in kahraman ordusu olan Türklerle hakiki bir tesanüd ve ittifak ile el ele verip Kur’an’ın bayrağını dünyanın her tarafında ilan edeceklerdir. “

 

MEHMET ÖZÇELİK

4-2-2023

 

[1] https://www.haber7.com/siyaset/haber/3299338-abdde-silahli-mudahale-niyetini-acikladi-turkiyedeki-secimler

[2] https://tesbitler.com/index.php?s=abd

https://www.haber7.com/foto-galeri/78108-turkiyeden-abdye-uyari-pis-ellerinizi-cekin-4-subat-gazete-mansetleri
https://www.milliyet.com.tr/gundem/turkiyenin-uzerinden-pis-ellerinizi-cekin-6898302
https://www.haber7.com/guncel/haber/3299262-iste-turkiyeye-yapilan-operasyonun-perde-arkasi-emri-biden-verdi

[3] https://tesbitler.com/index.php?s=ittihad

[4] Bediüzzaman Said Nursi, Tarihçe-i Hayat, s.158.

Loading

No ResponsesŞubat 4th, 2023