SESLİ-MANZARALI H.B.ÇANTAY MEALİ

SESLİ ÇANTAY MEALİ

https://www.youtube.com/playlist?list=PLC4WlB02NHVU1guCMJYzeMrZKc2fxpcjj

 




KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE

KİMİN
ELİ KİMİN CEBİNDE

Evet,
gerçekten -Kimin eli kimin cebinde bellidir…

Kim
Kimle ve kiminle?

Asır
kirli ittifakların asrı.

Kirli
insanlar, kendilerince temiz iş yapmak için kirlerini ortak noktada ortaya
dökmektedirler.

Bu
ittifak dünya ittifakına kadar uzanmıştır.

-“CHP’nin
şebbihası.

Tek
seferde şehit edilen 33 Mehmetçiğin acısı bütün tazeliği ile yaşanırken, CHP,
Esed’e desteğini skandal boyutundan ‘vatana ihanete’ taşıdı. CHP’li Çanakkale
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, “Orada terör örgütleri destekleniyor. Rusya ve o
(Esed), terör örgütlerine karşı mücadele ediyor. Onun için bizi vuruyorlar”
dedi.”[1]

-HDP,
CHP’yi savcılığa şikayet edip seçimde verdikleri oyları geri istedi

HDP,
her isteğini yerine getiren CHP’ye “Birlikteliğimizi artık gizlemeyelim,
açık oynayalım” diye ısrar ederken, ittifak Bolu’da trajikomik bir noktaya
vardı. CHP’li Belediye Başkanı Tanju Özcan’a kızan HDP Bolu İl Başkanı İbrahim
Yolci savcılığa başvurarak, “CHP, 31 Mart’ta verdiğimiz 4 bin oyu iade
etsin” dedi.”[2]

-“İran‘ın bir üst düzey komutanı daha Suriye‘de öldürüldü. İran devlet televizyonu, Ferhad
Debiriyan
‘ın Şam‘da öldürüldüğünü açıkladı ancak nasıl öldüğüne dair bilgi
paylaşmadı..[3]

-“Fransızlardan
çarpıcı iddia! “Esad rejimi Hafter’e paralı asker gönderdi” Video

Fransa’nın
önde gelen gazetelerinden Le Monde çarpıcı bir iddiayı gündeme taşıdı.
Gazetenin askeri kaynaklara dayandırdığı habere göre Esad rejimi Libya’daki
silahlı güçlerin lideri darbeci general Hafter’in saflarında savaşması için
paralı asker gönderdi.”[4]

-“Menfaat
üzerine dönen siyaset canavardır.”(Bediüzzaman)

-“MENFAATİ
ESAS TUTAN SİYASET CANAVARDIR

Menfaat
üzere çarhı kurulmuş olan siyaset-i hâzıra, müfteristir, canavar.


olan canavara karşı tahabbüb etsen, merhametini değil, iştihasını açar.

Sonra
döner, geliyor; tırnağının, hem dişinin kirasını senden ister.”[5]

-…Meclisten
biri dedi:

“Neden
Şeriat şu medeniyeti (HAŞİYE) reddeder?

Dedim:

“Çünkü,
beş menfî esas üzerine teessüs etmiştir. Nokta-i istinadı kuvvettir. O ise,
şe’ni tecavüzdür. Hedef-i kasdı menfaattir. O ise, şe’ni tezahumdur. Hayatta
düsturu cidaldir. O ise, şe’ni tenazudur. Kitleler mabeynindeki rabıtası, âheri
yutmakla beslenen unsuriyet ve menfî milliyettir. O ise, şe’ni böyle müthiş
tesadümdür. Cazibedar hizmeti, heva ve hevesi teşcî’ ve arzularını tatmin ve
metalibini teshildir. O heva ise, şe’ni insaniyeti derece-i melekiyeden,
dereke-i kelbiyete indirmektir. İnsanın mesh-i manevîsine sebep olmaktır. Bu
medenîlerden çoğu, eğer içi dışına çevrilse, kurt, ayı, yılan, hınzır, maymun
postu görülecek gibi hayale gelir.

“İşte,
onun için bu medeniyet-i hâzıra, beşerin yüzde seksenini meşakkate, şekavete
atmış; onunu mümevveh (hayalî) saadete çıkarmış; diğer onunu da, beyne beyne
(ikisi ortası) bırakmış. Saadet odur ki, külle, ya eksere saadet ola. Bu ise,
ekall-i kalîlindir ki, nev-i beşere rahmet olan Kur’ân, ancak umumun, lâakal
ekseriyetin saadetini tazammun eden bir medeniyeti kabul eder.

HAŞİYE:
Bizim muradımız, medeniyetin mehasini ve beşere menfaati bulunan iyiliklerdir.
Yoksa, medeniyetin günahları, seyyiatları değil ki; ahmaklar, o seyyiatları, o
sefahetleri mehasin zannedip, taklit edip, malımızı harap ettiler. Medeniyetin
günahları, iyiliklerine galebe edip, seyyiatı hasenatına râcih gelmekle, beşer,
iki harb-i umûmî ile iki dehşetli tokat yiyip, o günahkâr medeniyeti zîr ü
zeber edip, öyle bir kustu ki, yeryüzünü kanla bulaştırdı. İnşaallah
istikbaldeki İslâmiyetin kuvveti ile, medeniyetin mehasini galebe edecek, zemin
yüzünü pisliklerden temizleyecek, sulh-u umûmîyi de temin edecek.”[6]

Kıssadan
Hisse:

*”Efsane
Wimbledon tenisçisi Arthur Ashe, AIDS’den ölmekteydi. Dünyanın her köşesindeki hayranlarından
mektuplar yağmaktaydı. Bunlardan bir tanesi şöyle soruyordu: “Neden Tanrı böylesine
kötü bir hastalık için seni seçti?” Arthur Ashe buna şu cevabı verdi: “Tüm
dünyada… 50 milyon çocuk tenis oynamaya baslar, 5 milyon tenis oynamayı
öğrenir, 500,000 profesyonel tenisi öğrenir, 50,000 yarışmalara girer, 5,000
büyük turnuvalara erişir, 50’si Wimbledon’a kadar gelir, 4’ü yarı finale, 2’si
finale kalır. Elimde şampiyonluk kupasını tutarken Tanrı’ya ‘Neden ben?’ diye
hiç sormadım. Ve bugün sancı çekerken, Tanrı’ya ‘Niye ben?’ mi demeliyim?”
Mutluluk insanı tatlı yapar. Zorluklar güçlü yapar. Hüzün ise insan yapar.
Yenilgi mütevazı yapar. Başarı
insanı ışıldatır, ama yalnız Tanrı yolumuza devam etmemizi sağlar. Tanrı’ya
asla “Niye ben?” diye sormayın… Ne olacaksa olacak… O’nun kendine has
usulleri ve her işinde çeşitli hikmetleri vardır… Siz inancınızı koruyun.”

MEHMET ÖZÇELİK

08-03-2020


[1] https://www.yenisafak.com/gundem/chpnin-sebbihasi-3528644

[2]
http://www.haber7.com/siyaset/haber/2950408-turk-siyasetinde-esi-benzeri-gorulmemis-komedi-turkiye-bunu-da-gordu-oylarimizi-geri-verin

[3] https://www.ahaber.com.tr/gundem/2020/03/07/iranli-general-ferhad-debiriyan-suriyede-olduruldu-resmi-aciklama-geldi

[4] https://www.ahaber.com.tr/video/dunya-videolari/fransizlardan-carpici-iddia-esad-rejimi-haftere-parali-asker-gonderdi-video

[5] Sözler,
Lemaat, s.791.

[6] B. S. N. Tarihçe-i Hayatı, İlk Hayatı, s. 143




ŞEYTAN HAKKINDA..




SİNSİCE

SİNSİCE

Sinsice
faaliyet sürdürülmektedir.

Alttan
alta toplumun altı oyulmaya ve insanlar tahrik edilmeye çalışılmaktadır.

Meclisteki
Chp- li vekilin Cumhurbaşkanına ağır hakareti bu amaca matuftur.

Suriye-
ye Bahar kalkanı ile vurulan darbeyi hazmedemeyenler, hazımsızlıklarını
saldırgan tavırlarıyla mecliste başlatarak göstermektedirler.

-Günler
öncesinden dile getirilen darbe söylentileri boşuna değil.

İçi
doldurulmaya çalışılıyor.

O
da Sinsice…

Hazmedemeyenler
Suriyelilere saldırarak Esed-in yaptığına ortak olmaktadırlar.

Zamanı
gerçekten manidardır.

Sinsice
bir çıkıştır.

Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın, “Kılıçdaroğlu’nun yeri Esed’in yanıdır” sözü yabana
atılamaz.

Esed
destekçileri Kılıçdaroğlu’nu neden Şam’a davet etti?”[1]

Kayseri-deki
Suriyeli aileye saldırı çirkin yüzünü bir daha göstermektedir.

-“
Melikgazi ilçesine bağlı ve yaklaşık 200 hane Suriyelinin yaşadığı Yıldırım
Beyazıt Mahallesi’nde bazı evlere, işyerlerine ve araçlara kimliği belirsiz
kişi ve kişilerce zarar verildi. Mahallede yaşayan Suriyeliler tedirgin.”[2]

Ajitasyonlu
bir  propagandadır.

Eski
günlere dönme sevdalıları devrededir.

Eski
hal muhal, ya yeni hal, ya izmihlal. (Bediüzzaman)

-“Bu
güruh-u mücahidîn ve bu yüksek meclisin ef’ali taklid edilir. Kusurlarını
millet ya taklid veya tenkid edecek; ikisi de zarardır. Demek onlarda
hukukullah, hukuk-u ibadı da tazammun ediyor. Sırr-ı tevatür ve icmaı tazammun
eden hadsiz ihbaratı ve delaili dinlemeyen ve safsata-i nefis ve
vesvese-i şeytandan gelen bir vehmi kabul eden adamlarla, hakikî ve ciddî iş
görülmez.
Şu inkılab-ı azîmin temel taşları sağlam gerek. Şu meclis-i
alinin şahsiyet-i maneviyesi-sahip olduğu kuvvet cihetiyle-mânâ-yı saltanatı
deruhte etmiştir. Eğer, şeâir-i İslâmiyeyi bizzat imtisal etmek ve ettirmekle
mânâ-yı hilafeti dahi vekaleten deruhte etmezse, hayat için dört şeye muhtaç,
fakat an’ane-i müstemirre ile günde laakal beş defa dine muhtaç olan şu fıtratı
bozulmayan ve lehviyat-ı medeniye ile ihtiyacât-ı ruhiyesini unutmayan bu
milletin hacat-ı dîniyesini meclis tatmin etmezse, bilmecburiye mana-yı
Hilafeti, tamamen kabul ettiğiniz isme ve lafza verecek. O manayı idame etmek
için kuvveti dahi verecek. “[3]

****************

Şeyy,
afedersiniz, mecburiyetten dolayı, ramazanda meyhanemiz kapalıdır misali, kanlı
saldırılardan bir müddet geri kalıp, çok aktif olarak katılamayacak olan ancak
gönlüyle ve her seyleriyle Esed’in yanında olan İran mazeret dilekçesinde;

İdlib’in
çözümü konusunda İran Rusya kardeşiyle, Suriye oğluyla ve göstermelik nifak
perdesi arkasında Türkiye ile bir araya gelip de çözümde bulunamayacaktır.

Zira
o kanlı eliyle Corona virüsünün çözümüyle uğraşmaktadır.

Şimdilik
şununla idare edin,

“İdlib’de
Beşşar Esed rejimi saflarına 400 unsurluk takviye güç gönderen İran
destekli yabancı teröristler, Türk silahlı insansız hava araçlarının (SİHA)
hedefi olmamak için minibüslerle intikal etti.

.”Halihazırda,
İran Devrim Muhafızları, Kudüs Tugayı, Nüceba Hareketi, Bakir Tugayı, 104.
Tugay ve 4. Fırka’ya bağlı Gays güçlerinden oluşan askeri unsurlar, İdlib ve
Halep kırsalında rejim saflarında savaşıyor.”[4]

-“ Size ne oluyor da, Allah yolunda ve, “Ey
Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost
ver, bize katından bir yardımcı ver” diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı
erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?”[5]


[1] http://video.haber7.com/video-galeri/157029-esed-destekcileri-kilicdaroglunu-neden-sama-davet-etti

[2] https://www.kayserianadoluhaber.com.tr/haber/kayseride-suriyeli-gerginligi-55176

[3] Beyanat ve Tenvirler. Bediüzzaman. 129-130.

[4] https://www.cnnturk.com/dunya/iran-destekli-gruplar-idlibe-400-terorist-daha-gonderdi.

[5] Nisâ Suresi 75. Ayet.




DEMİRDEKİ SIR




ASIR NİFAK ASRI

ASIR
NİFAK ASRI

Gerek
içte ve gerekse hariçte en büyük faaliyet, nifak ve münafıklık üzerine
gösterilen faaliyetlerdir.

Bir
ömür gizlenen nifak, zamanı geldikçe tüm yapılan zahiri müsbet faaliyetlere
fazlasıyla darbe vurmaktadır.

Nifak
faaliyetleri bitmemiş, devam etmektedir.

-“Masonlar
mallarını CHP’ye devretti.

Atatürk’ün
1935’te ‘kökü dışarda’ olduğu gerekçesiyle kapattığı mason derneği, tüm menkul
ve gayrimenkullerini CHP’ye devrederek yeraltına indi. On yıl boyunca
faaliyetlerini gizlice yürüten masonlar, 1945’te İsmet İnönü’nün devreye
girmesiyle derneklerine yeniden kavuştu.”[1]

-Mecliste
her ne kadar ilk defa oluyor değilse de, gerçekten Türkiye-nin bir asırlık
hırçın, muzip ve mızıkçı yüzünü bir defa daha göstermiş oldu.

Milletvekillerinin
mahalle kavgası gibi birbirlerine yumrukla girmesi tam bir utanç tablosunu
göstermektedir.

Meclis
toplumun maalesef iç ve dış yüzünü yansıtmaktadır.

Dağdaki
eşkiyanın savunucuları orada, milyonları öldürüp 12 milyon insanı süren Esedi
savunanlar orada, bu memlekete darbe yapıp münafıkane rol oynayan fetönün
darbesine tiyatro diyenler orada…

Buna
rağmen iyi ki bu millet ayakta…

Merhum
Osman Yüksel Serdengeçti ilk defa döner kapı yapılan meclisin kapısından girip
zorlanınca;

Döneklik
kapıda başladı, demişti.

Acaba
sakın Esedi bombalamanın ve kayıp verdirmenin bahanesi olmasın!?

-Ben
kâhin değilim ancak şunu diyebilirim ki; Sayın Cumhurbaşkanımız yarın Rusyaya
gidip Putin-le savaşın durup, tampon bölgenin oluşturulması görüşünü tekrar
edecek.

Ancak
kabul edilmeyecektir.

Sebeb
ise; Rusya denizlere açılan boğazının kapanmasını istemez, Esed gibi bir
kuklayı ve yumurtlayan tavuğu kaybetmek istemez.

Esed
bitmemek için bitirme yolunu seçmiş.

Batı
1 milyon Müslümanı başka türlü öldüremezdi.

Esed
1 milyon kişiyi öldürdü ve 12 milyon insanı göçe zorladı.

PKK-yı
destekleyip himaye eden, Hatay amanoslarda lojistik destek veren Esed 13 sene
boyunca apoyo Şam’da ağırladı.

Hz.
Ali’yi Hristiyanlıktakı evlat inancı gibi Allah olarak gören nuseyrilerin İslam
ve ehli sünnetle bir bağları yoktur.

Baasın
lideri olan Esedde onlar için papa gibi Allah’ın vekili ve Allah’ın onda hukuk
etmiş halidir.

Böyle
bir virüs batı için korona virüsünden daha etkilidir.

Türkiye-nin
bir asırlık problemi dışta değil, içtedir.

Ancak
içteki kabuktan çıkıp dışa açıldıkça, içteki içten çökecektir.

MEHMET ÖZÇELİK

04-03-2020


[1] https://www.yenisafak.com/gundem/masonlar-mallarini-chpye-devretti-3526664




TELEGRAM ARŞİVİ

https://t.me/Tesbitler

https://t.me/tesbitlerpdf

https://t.me/kddtefsir

https://t.me/kurandenizindendamlalar

https://t.me/radyosohbetlerimp3

https://t.me/tefekkurdunyasi

https://t.me/dindersimamhatip 

https://t.me/+wmkrrLDaZOk4MTM0

 

 

 

 
 



TELEGRAM ARŞİVİ

ARŞİV-SESLİ ESERLER-MAKALELER
https://t.me/Tesbitler

https://t.me/tesbitler02

https://t.me/tesbitlerpdf

https://t.me/kddtefsir 

https://t.me/kurandenizindendamlalar   

https://t.me/radyosohbetlerimp3

https://t.me/tefekkurdunyasi 




OYUN BÜYÜK

OYUN
BÜYÜK

Durum gösteriyor ki,
2020 yılı ağır, zor ve zorlu geçecek.

Ancak şimdikilerin
aksine sonuca varılacak, çözüme kavuşulacak inşallah.

Kararan gecelerin
sabahı yakın olur.

Bugün Türkiye ilk
defa kabuğunu kırmış, kabuğunu atmış, özünü dışa vurmuştur.

İpin ucunun puştun
elinde olduğunu görmüş, o puştun peşine düşmüştür.

İdlib bunun
merkezidir. İlk adımıdır.

-“İdlib’de
İran destekli çok sayıda terörist öldürüldü.

Türk
Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Suriye’nin İdlib kentinde düzenlediği operasyonlarda
İran destekli 21 teröristin öldürüldüğü bildirildi. İdlib’de operasyonlar
aralıksız devam ediyor. TSK’ya ait İnsansız Hava Araçları, 26 Suriye rejim
askerini daha öldürdü.”[1]

-“Şeyh
Subhi Et-Tufeyli’den Hizbullah ve İran’a sert Suriye sözleri.

Suriye
topraklarında yaşanan son gelişmeler, akıllara Hizbullah’ın ilk genel sekreteri
ve sözcüsü Şeyh Subhi Et-Tufeyli’nin 2014’te verdiği bir röportajı hatırlattı.
Bundan altı yıl önce Lübnan kanalı MTV’ye konuşan ve Hizbullah’ın bir infaz
timine dönüştüğünü söyleyen Tufeyli, röportajda İran ve Hizbullah’ın Suriye’ye
girmesini de sert bir şekilde eleştiriyor. Tufeyli, Suriye rejimine destek
vererek Hizbullah ve İran’ın Sünni-Şii fitnesine sebep olduklarını belirtirken,
Suriye’de masum çocukları öldüren Hizbullah üyelerinin şehit olmayacaklarını,
cehenneme gideceklerini söylüyor. Şeyh Tufeyli, ayrıca Hizbullah’ın ve İran’ın
Suriye’de devreye girmesinin ve o bölgede sürekli insanların ölmesinin en çok
İsrail’e yarayacağını anlatıyor.”[2]

-Zulme
rıza zulüm, küfre rıza küfürdür.

Bu
gün Suriye ve İran-a meyledip tasvib eden ve edecek olanlar bir değil, bin kere
düşünsünler.

Suriye-de
21. Asrın zulmü sergilenmektedir…

Esad,
İran ve Rusya tarafından…

İsraile
ve batıya hizmet edilmekte ve de ikinci bir haçlı seferi sürdürülmektedir.

Milyonları
öldürmenin hiçbir cihetle meşruluğu söz konusu olamaz.

Milyonları
sürgüne yollamanın hiçbir mazereti olamaz…

Bunların
hepsi mi terörist?

Anasının
karnında, bebek, yaşlı, kadın hepsi mi terörist?

Oyun çok büyük ve de
derin…

Cemel
ve Sıffin vak’asından çok daha büyük bir oyun…

Fitne
ateşi sürekli harlanmakta, içimizden ve dışarıdan devamlı ve münafıkane buna
benzin taşınmaktadır.

Geçmişten
günümüze Rusya-nın en az bir asırdır yoğunlukla en büyük hedefi sıcak denizlere
açılmak; Böl- Parçala- Yut- politikasını izlemektedir.

Yuttuğu
Türk Cumhuriyetlerini yüz yıl sonra sindiremeyip ancak yıpratıp kustu.

Abd
ve batı ise; -Böl- Parçala- Yönet politikasını sürdürmektedir.

Menfaat
esası üzerine tüm politikalarını sürdürmektedirler.


İdlib-de ne işimiz var,
diyen ahlaksız ve beyinsizlere, işte aşağıdaki resme baksın, onlar Çanakkale’de
ne işimiz var, dediler mi?

Yani
kör ol, ümmetin derdiyle dertlenme, derdinle kıvran ve çözüm arama.

Bu
zihniyet bu millete yüz yılı kaybettiren zihniyettir.


Avrupa’daki
kardeşlerimiz, Resmi yazı yazdılar: TSK saflarında savaşmak istiyoruz.

Maşallah…
Binlerce tebrikler.

Ancak
biz öldük mü?

Biz
daha ölmedik…

İnşaallah
bu musibetler İslam dünyasının ittifakına ve ittihad- ı İslam- a vesile olur.

MEHMET
ÖZÇELİK

02-03-2020


[1] http://www.haber7.com/dunya/haber/2948148-idlibde-iran-destekli-cok-sayida-terorist-olduruldu

[2] http://video.haber7.com/video-galeri/156649-seyh-subhi-et-tufeyliden-hizbullah-ve-irana-sert-suriye-sozleri




MASONLAR MI ?

MASONLAR
MI ?

Türkiye-nin
iki yüz yıllık tarihinde yıkıcı önemli rol oynayan münafık bir yapıdır.

Kirliliğini
gizlilikten içinde ve de piyon ve maşalarla yürütür.

Her
alanda kendisini temsil eden bir alet bulundurur.

İşini
daha çok yer altından yürütür.

Yüz
yıldır Türkiye-nin yönetiminde aktif rol oynar.

Ayağa
kalkamamamızda ve de darbelerde en büyük ve birinci aktördür.

Ekonomide
dünyayı kontrol etme çabalarını, dünyayı tek bir din etrafında birleştirme
düşüncesiyle kontrol etmek ister.

Dünya
ve ahireti kendi kontrolünde bulundurma çabasındadır.

Maddeyi
kontrol edip de, manayı ve dini kontrol etmemek elbette ki eksik kalır.

Bu
akıl İngiliz menşeli bir akıldır.

Bu
günlerde darbe söylentileri tamamen mason kaynaklıdır.

Sevda
ve heveslerini depreştirmekte, bir yerlere, piyon ve maşalarına mesaj
vermektedirler.

Yüz
yıllık bu vatan toprakları masonlar tarafından sürüldü ve ekimi yapıldı.

Darbelerle
bu budamaları yaptılar. Kendilerince ayrık otlarını temizlediler, açığa çıkmayarak
işlerini yürüttüler.

Darbeler
ve faili meçhuller bunun bir göstergesidir.

Darbeler
şimdiye kadar Atatürkçülük maskesi altında yürütülürken artık bunun demode
olması sebebiyle yarım asırdır besledikleri mason kaynaklı Fetö ile, dini bir
akım olarak sürdürdüler.

Şeytan
hep soldan gelirken, bu sefer sağdan gelmiş oldu.

Bunda
başarılı olamayınca bu sefer bunu kullandığı tüm iç ve dış birimlerine yayarak
iç kargaşa ve kaos çıkartma, güçsüz düşürüp diz çökertme yoluna gidecektir.

Türkiye
bir asırdır kuvvetli ve kurumsal olarak masonluğun ve masonların kıskacındadır.

Bu
konuda daha önceleri de yazmıştım.[1]

Yeni
Şafak gazetesinin bundan iki yıl önce başlattığı fetö ve masonluk ilişkisini
yazı dizisiyle ele almıştı.[2]

27
Mayıs Milli Birlik Komitesi Genel Sekreteri Şükran Özkaya’nın arşivinden çıkan
orijinal resmi belgeler, FETÖ’nün masonlarca kurulduğunu gösteriyor. 1991’de
Özal’a sunulan rapora göre Gülen, Kasım Gülek ve Yaşar Tunagür’ün yanısıra 21
kişilik icra heyetinin 14’ü mason.[3]

Bugünde
yerinde ve zamanında ve de isabetli olarak masonluğu geçmişten günümüze ele
almış olması, masonların devrede olduğu ve devrede olanları harekete getirmesi
zamanında dikkatleri çekmesi yerinde olmuştur.

“Masonların
hedefi milletleri dinsizleştirmek.

Masonluğun
başlıca siyasi rolü, kendi yayınlarında açıkça ‘dinle mücadele’ olarak
tanımlanıyor. DP Afyon Milletvekili Gazi Yiğitbaşı, 1951 tarihli Meclis
konuşmasında, bir mason yayınından şu cümleleri aktarıyor: Her mason, lâikliğin
bir misyoneridir. Masonlar çocuklarını dinden uzak tutmalılar.”[4]

Necip
Fazıl’ın çıkarttığı bir dergi olan, Büyük Doğu’nun yirmi dokuzuncu sayısında;
“Lozan’ın İçyüzü” diye yazılan makalede de belirtildiği gibi;

Din
öldürülecektir.

Türk
milletini İslâmiyet ve din cihetinden öldürmek kararıdır.[5]

-“Masonlar
Tevrat’a bağlı zararlı tarikatlardır.

İstiklal
Savaşı gazisi ve Demokrat Parti Afyon Milletvekili Gazi Yiğitbaşı, Meclis
kürsüsünde masonlara karşı önemli mücadele verdi. Tevrat dini, dinsizlik veya
yeni bir dine tapan bu gizli tarikatın milletin maneviyatını mahvedeceğini
belirten Yiğitbaşı, “Mason Derneği’nin temiz Türk yurdunda yaşaması çok
tehlikelidir” diyor.

…2013
yılında zehirlenerek kanser yapılıp öldürülen Aytunç Altındal, Gerçek Hayat
dergisine 2007’de verdiği mülakatında, “Biliyorsunuz Masonların bir lafı var.
‘Din adamları bizim kadar ahlaklı değildir. Gerçek ahlakı biz temsil ederiz’
diyorlar. Ben yıllardır Masonların aslında ahlaksızlığı temsil ettiklerini
söylüyordum. Son örnek bu oldu. Yıllardır söylüyoruz, ahlakmış, toleransmış,
hoşgörüymüş, cart curtmuş, dinlere açıklarmış, hepsi palavra. İşte gördük” diyerek
tepkisini dile getirmişti.

…Milli
Güvenlik Kurulu 1. Hukuk Müşaviri ve başdanışmanı Mustafa Ağaoğlu’nun mason
olduğunu gizlemeyenlerden olduğunu dile getiren Aytunç Altındal, “Türkiye’de
‘Kelebek Sevenler Derneği’ kursanız, orada bir suiistimal olsa derhal
Cumhuriyet Savcıları el koyar. Sokakta kestane satan adama “Gel buraya,
sen vergini verdin mi” diyor bu devlet. Burada bedeli 7 milyon dolar
olduğu öne sürülen bir suiistimal var. Cumhuriyet Savcıları niye üstüne
gitmiyor, belli değil” diyerek bu tehlikeli cemaatin gücüne dikkatleri
çekmişti.

…Masonların
bir başka yüzünü ifşa eden Aytunç Altındal, Masonların ahlâksızlığı temsil
ettiklerini söylüyor. Yerli ve yabancı pek çok filmde kabalist sembollerini
gördüğümüz masonların tek dünya devleti ve tek din hedeflediklerini, bunun için
de dinlere ve ahlâkî değerlere saldırdıkları dikkatlerden kaçmaz. Her türlü
iffetsiz sahnenin yer aldığı filmler ile müzik kliplerinde aynı sembol ve
iffetsizliği sürekli gözlere sokuluyor. Bunların en son örneklerinden biri,
geçtiğimiz Ramazan ayında Tel Aviv’de gerçekleştirilen Eurovision şarkı
yarışmasında yaşandı. Dünyanın en karanlık cemaatinin kadını olan Madonna’nın
sahne gösterisi tümüyle masonik semboller ve mesajlarla doluydu.”[6]

-“Türkiye’yi
Masonlar yönetti.

Cumhurbaşkanları,
Meclis başkanları, bakanlar, bürokratlar ve akademisyenlerden pek çok üst düzey
yetkili masonlar tarafından devşirildi. Dokuz başbakan ile birkaç dışişleri
bakanı hariç hepsi masondu.

Makamlarda
masonlar olunca şüphesiz tayin ve terfiler de onlar tarafından yapılıyordu.
Mesela Ecevit İngiliz locasına mensup bir masondu. Dokuz başbakan hariç geri
kalanı ile birkaç dışişleri bakanı hariç hepsi masondu. Mustafa Kemal’in
çevresi yani kabine üyelerinden yaverine, doktorlarından hizmetindekilere kadar
hemen hepsi masonlardan oluşuyordu.

Kenan
Evren bir masondu, gladyonun Türkiye masası X’in şefi mason Orgeneral Turgut
Sunalp’e Milliyetçi Demokrasi Partisi’ni (MDP) kurdurmuş. Hâkeza yakın dönemin
siyasetçilerinden Demirel masondu, kabinesinin büyük çoğunluğunu masonlardan
seçti.

Başbakanlığının
sonuna gelmeden evvel istihbarat ve emniyet teşkilatlarına masonlarla ilgili
tespit raporu hazırlamaları talimatı veren ve Türkiye’deki mason hükümranlığını
çok iyi bilen merhum Başbakan Adnan Menderes, 1959’da Rahmetli Necip Fazıl
Kısakürek ile görüşmesinde şu cümleleri kurar: “Üstümde Celal Bayar
(Cumhurbaşkanı), altımda Medeni Berk (Başbakan yardımcısı) var. Bunların ikisi
de 33. dereceli masondur. Ben iki değirmen taşı arasına sıkışmış buğday tanesi
gibiyim!” Bir başbakanın bu karanlık cemaatin karşısındaki çaresizliği aslında
gerçek bir Türkiye fotoğrafıdır.

…MAH/MİT
Demokrat Parti Raporu

Demokrasi
hiçbir zaman umurlarında değildi. Demokrasi onlar için amaçlarını
gerçekleştirme araçlarından biriydi. Millî unsurların enerjilerini koltuk
mücadelesinde tükettirip, iktidar koltuklarına hep kendileri oturdular.
Kendileri oturmasa da oturttuklarının muktedir olmasına izin vermediler. Bu
durumla ilgili olarak “1950-1960 arası DP oy çokluğu ile iktidara gelince, millî
iradeyi temsil ettiklerini ve onun temsilcisi olduğunu, her şeyi
yapabilecekleri kanısını taşımakta idiler” denilen MAH raporu, geçtiğimiz
yıllarda “dağdaki çobanla benim oyum eşit olamaz” diyen Aysun Kayacı’nın
nereden beslendiğini şu cümlelerle gözler önüne seriyor: “Millet soyut bir
varlık ve mânevî bir kurumdur. Her an iradesi yanlış yönlendirilebilir. Millî
irade anlamsız, sosyal bir gerçekle alakası yoktur. Millet iradesi, halk
iradesi olabilir mi? Kişisel irade toplamı, kolektif irade olamaz. Oy
kullanmayan, oy hakkı olmayan kitle vardır. Bir cahille, bir eğitimlinin
iradesi bir midir?”
[7]

-“Masonik
suç örgütü

İsrail’in
istihbarat örgütü Mossad’a bilgi sızdırmakla da suçlanan Adnan Oktar’ın
masonluğa kabulünde İtalya Dışişleri eski Bakanı Franco Frattini aracılık
etmişti. İtalyan Büyük Locası Büyük Üstadı Pilloni, Oktar’a “33. derece mason
diplomasını” takdim etmiş, Oktar da üstadına, “Emrinizdeyim” demişti.

…5
Temmuz işgal girişiminden bir süre öncesine kadar masonik terör örgütü FETÖ’yü
destekleyen, FETÖ elebaşı mason Fetullah Gülen gibi kendini mehdi ilan eden
masonik suç örgütü elebaşısı Adnan Oktar, locaya girişini canlı yayınlayıp
masonluk tarihinde bir ilke imza atmıştı. Yardımcısı Oktar Babuna mahkemeye
verdiği ifadede “Adnan Oktar 33. derece mason ve loca kurma yetkisi var” dedi.

…MASONLAR
GİBİ MUSTAFA KEMAL’İN ARDINA SIĞINDI

Önce
dindar bir kişilik profili çizen Oktar, ağına düşürdüğü bir kızla basılarak
tutuklanmıştı. Masonların ve Kemalistlerin yaptığı gibi, kurduğu vakıf
üzerinden Mustafa Kemal’in ardına sığınan ve Mustafa Kemal’in resminin altına
‘izindeyiz’ yazan gazete reklamı ve duvar ilanları ile bir kez daha dikkatleri
üzerine çeken Oktar, ardından televizyon kanalı kurmuştu.

Milli
İstihbarat Teşkilatı MAH’ın 1972 tarihli Gülen Örgütü Raporunda belirttiği
hedeflerine erişmek için “her kesimi kullandığı, direkt emirleri CIA,
MOSSAD’dan alarak stratejilerine uygun hareket ettiği tarafımızca tespit
edilmiştir” ifadelerinde olduğu üzere, dış istihbarat örgütlerinden emir
aldığı, bu kapsamda ABD ve İsrail’e sık sık giderek görüşmeler yaptığı, bizzat
kendi kayıtlarında görüldü.

…Türkiye’nin
ünlü kan dolandırıcısı olarak da tanınan Adnan Oktar’ın yardımcısı Ahmet Oktar
Babuna, çete lideri Adnan Oktar’ın 33. derece Mason, Loca kurma yetkisinin bile
olduğunu anlattı.”[8] 

MEHMET
ÖZÇELİK

01-03-2020


[1]
http://www.tesbitler.com/index.php?s=mason

[2] https://www.yenisafak.com/ekonomi/fetonun-patronlari-masonlar-saldirida-3333467

https://www.yenisafak.com/yazarlar/bulentorakoglu/fetonun-mason-imamlari-ve-bylock-2033985

https://www.yenisafak.com/gundem/iste-fethullah-gulenin-masonluk-belgeleri-2110900

https://m.sabah.com.tr/gundem/2015/03/30/iste-fethullah-gulenin-masonluk-belgeleri/amp

[3] https://www.yenisafak.com/gundem/fetoyu-masonlar-kurdu-3527392

[4] https://www.yenisafak.com/gundem/masonlarin-hedefi-milletleri-dinsizlestirmek-3526907

[5] http://www.risaleinurenstitusu.org/kulliyat/emirdag-lahikasi/nihai-vesika/277

http://www.risaleinurenstitusu.org/kulliyat/emirdag-lahikasi/gizli-anlasmanin-entrikasi/278

[6] https://www.yenisafak.com/gundem/masonlar-tevrata-bagli-zararli-tarikatlardir-3527066

http://www.risaleinurenstitusu.org/kulliyat/arama/mason

[7]
 
https://www.yenisafak.com/gundem/turkiyeyi-masonlar-yonetti-3527228

[8]
https://www.yenisafak.com/gundem/masonik-suc-orgutu-3527563