TEMİZLİK Mİ KİRLİLİK Mİ ?
TEMİZLİK
Mİ KİRLİLİK Mİ ?
Evet
dünyada Temizlik mi yapılıyor yoksa bir kirlilik mi var?
Yeni
bir dünya savaşı mı?
Eski
nüfusu götürüp, nüfusu gençleştirme çabası mı?
Bu
asra virüs asrı desek yanlış söylemiş olmayız.
Tıpkı
antivirüsü bulmadan önce virüsü bulup, onun üstünden para kazanmak gibi.
Veya
her hangi bir elektronik eşyada belli sayıda kullanma ve tıklamadan sonra
otomatikman bozulma devresine girmesi ve bunun bir mühendislik oluşumu olarak
gerçekleştirmiş olması.
Virüsten
kazanç sağlayan büyük bir kitle ve kütle var dünyada…
Yıllardır
Aile planlaması kapsamında insanların doğumu engellemek, kendi hayatı için
başkalarının hayatlarına sınırlar konuldu.
-Doğum
kontrolünü oluşturmak için ilaçlar ve yöntemler devreye konuldu.
Hayatın
önü tıkandı, egoistlikten dolayı.
Kürtaj
ile anne karnında özürlü olduğu tahmin edilen veya bilimsellik safsatası ile
anne karnındaki çocuğun cenin halinden çıkmış ve hayat belirtisi var ve
mevcutken parçalanması ve alınması yoluna gidildi.
Savaşla
öldürmeler az gelmiş olsa gerek ki, aynı savaş anne karnında iken ve daha
gelmemişken de sürdürüldü.
Vahşet
içinde vahşet.
Tıpkı
Firavun gibi, doğacak çocuklar içinden kendi tahtını yok edecek çocuk gelmesin
diye, tüm doğmuş çocukları öldürmesi gibi.
Bir
fir’avuna bedel dünyada binlerce Fir’avunlar iş başında…
Yoksa
bir korku imparatorluğu mu oluşturuluyor?
Dünya
bir baskı altında ve psikolojik bir savaş ve de sonucu tetikleyecek sosyolojik
bir oluşum.
Koronaya
odaklanan dünya, oysa her gün dört yüz bine yakın ölen insanlardan habersiz.
Elbette
tedbirler alınmalıdır ve özellikle karantina dikkatli uygulanmalıdır.
Koronadan
ölen on binin içine mi girmek korkunç, yoksa dört yüz binin içine mi, oda her
gün…
Her
gün öleceğini düşünen bir insan, ebedi hayat olan ahirete daha çok hazırlanır
ve düşünür.
Hadiste;
“Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz”[1]
-Allah
geçmiş ümmetlerin yaptıkları tek bir günahtan dolayı o kavmi helak etti.
Lut,
Hud, Şuayb, Nuh, Salih ve 9 musibetle karşılaşan Musa-nın kavmi.
Salih
peygamberin kavmi bir devenin öldürülmesiyle helak oldu.
Oysa
Avustralya-da 20 bin deve öldürüldü.
Şuayb
peygamberin kavmi bir eksik tartmadan dolayı helak etti.
Ya
bizde?
Lut
kavmi livatadan dolayı helak oldu.
Şimdi
mi?
Nuh
kavmi peygamberine kulak vermediği için helak edildiler.
İbretlidir;
Allah insanların pisliklerini yine onlara temizletti.
İşte
o kıssa: Hz. Nuh peygamber gemiyi yaparken insanlar gelip, gemiye pislerler.
Artık öyle olur ki, gemide adım atacak yer kalmaz. Her tarafı pislenmiştir.
Bunun üzerine Allah bunlara salgın bir hastalık verir. Hastalık tüm vücutlarını
sarar. Tedaviye çare bulamazlar. Hala ibret almamış ve de akıllanmamışlardır.
Gemiye pislemeye devam ederler.
Yine
bir gün onlardan birisi gemiye pislerken ayağı kayar ve bir tarafı pisliğe
değer. Ancak hayret! Pisliğe değen tarafı salgın hastalıktan iyi olmuştur.
Biraz daha alır, öbür tarafına sürer, orası da geçer. Ve tutar tüm vücuduna
sürmeye başlar. Tüm vücudu da salgın hastalıktan kurtulmuştur. Bu urumu tüm
arkadaşlarına koşarak bildirir. Arkadaşları hemen gelip tüm pislikleri
elleriyle kazıyıncaya kadar tüm vücutlarına, yüzlerine, gözlerine sürer, hastalıktan
da kurtulurlar. Böylece kendi pisliklerinden hiçbir eser kalmayacak şekilde, tükürdüklerini
Allah onlara tekrar yalatır.[2]
Dünyanın
pisliği bize mi yalatılıyor?
Şeyy
yani, yediriliyor mu?
-Gates,
2015 yaptığı bir TED konuşmasında “Önümüzdeki 10 yılda, bir şey 10 milyon
insanı öldürürse, bu muhtemelen savaş değil, oldukça bulaşıcı bir virüs
olacaktır” demişti. Gates’in bu sözleri “Virüs önceden biliniyor
muydu?” sorusunu akıllara getirdi.”[3]
-Adnan
Oktar ve suç çetesi operasyonunda gözaltına alınan Oktar Babuna hafızalara kan
kampanyası ile kazınmıştı. 1999’da lösemi olan Babuna için Türkiye’den tam 120
bin kişi kan vermişti. Kan ve ilik örnekleri ABD ve Almanya’daki
laboratuvarlara gönderilmişti. Peki o örneklere ne oldu?
…Sağlık
Bakanlığı bir süre sonra kampanyayı durdurma kararı almış, kampanyanın
arkasında bir örgütün olduğu kanısına varıldığı açıklanmıştı. Dönemin Sağlık
Bakanı Osman Durmuş da kampanyayla ilgili dikkat çekici çıkışlar yapmıştı. Pek
çok kişi bakanı komplo teorileri kurmakla suçlamıştı. Durmuş Türkiye’de bulunan
40 bin örneğe el konulma kararını şu sözlerle açıklamıştı:
“Devlet
olarak bu örnekleri, milli servetimiz ve geleceğimiz umudu olarak devletin
arşivlerine alacağız. ABD’ye gönderirsek genetik şifremizi çalarlar”[4]
Ve
sağlık Bakanı açıklamasında:”Dünyada genetikle ilgili araştırma yapan sekiz
laboratuvar var. Bu laboratuvarlardan ikisi elindeki bilgileri kimseyle
paylaşmıyor. Babuna için toplanan kan örnekleri de bu iki laboratuvardan biri
olan Stamford’da bulunan merkeze yollandı. Laboratuvar sahipleri o dönem
kanların iadesi ve tahlil ücreti olarak 3.4 milyon dolar ödeme talep ettiler.
Bu örnekleri Türkiye’ye getirtmek için girişim başlattık ancak iade etmediler.
Uluslararası Kemik İliği Destek Laboratuvarı sahibi Linda Mickle, 3.4 milyon
dolarlık ödeme talebini içeren bir mektup yazmıştı.
Gen
haritası biyolojik savaşın ön çalışmalarıdır. Irak Savaşı’nda ABD Hava
Kuvvetleri, Irak hava sahasına grip virüsü saldı. Irak askerlerinin birçoğu
paçavra adı verilen hastalık nedeniyle savaşma kabiliyetini yitirdi. Bu tehdit
bizim ordumuz için de geçerli. Babuna için gerçekleştirilen kampanya sonrası
gen haritamız çıkartıldı. Muhtemel bir savaşta bizim genlerimize duyarlı virüs
üretip, Türk askerlerinde savaşacak güç bırakmayabilirler. Bu tehditlere o
zaman hep dikkat çektik. Kimileri gülüp geçti, kimileri ciddiye almadı,
kimileri de karşı çıktı. Bizden alınan kan örnekleri ABD’deki gen
laboratuvarına barkodsuz gitti. İşin tuhafı, bazı siyasiler ve subaylarımız
bile şahsıma, ‘Kızılay kan toplamasın mı?’ diye eleştirel sorular yöneltiyordu.”[5]
Bununla
Türklerin gen haritası mı çıkarıldı?
Malum
olduğu üzere tahliller kan üzerinden yapılır.
Bu
kana göre biyolojik silahların üretilmesi veya hastalıkların oluşturulması mı
sağlanmaya çalışıldı?
Ya
dünyadan?
Sadece
Türkiye-den mi toplandı?
Dünyanın
farklı yerlerinden de toplandı.
Avustralya
gibi.
Neden?
-“Evlerinizde
oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp
saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin. Allah’a ve Resûlüne itaat edin. Ey
Peygamberin ev halkı! Allah, sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi
tertemiz yapmak istiyor.”[6]
-Ayette
geçen; -Ve karne fî buyûtikunne-,-Evlerinizde oturun. –
Yapılacak
üç şey: Karantina- Bağışıklık sistemini güçlendirme- Temizlik (ABDEST)tir.
Kıyametin
on büyük alameti devrede…
Ye’cüc-Me’cüc
ve Dabbetül arz yer yüzünde faaliyette.
Kıssadan Hisse: Ruh-beden hapishanesinde terbiye olurken,
nefis de onunla beraber hizaya getirilmekte, terbiye edilmekte, nefis hizmetçi
haline dönüştürülmektedir. Bununla beraber duygularda beden toprağında gelişip
büyümektedir.
Bir yandan ruh bedende ve bedenle terbiye olurken, Diğer yandan da nefis
beden ile imtihan olmaktadır.
MEHMET
ÖZÇELİK
19-03-2020
[1] Tirmizî, Zühd: 4,
Kıyâmet: 26; Nesâî, Cenâiz: 3; İbni Mâce, Zühd: 31; el-Hâkim, el-Müstedrek,
4:321.
[2]
http://www.tesbitler.com/2015/01/03/peygamberler-ve-kissalari/
[3] http://www.haber7.com/guncel/haber/2953673-bill-gates-koronavirus-icin-5-yil-once-konusmus-10-milyon-kisi
[4] https://www.haberturk.com/oktar-babuna-icin-toplanan-kan-orneklerinin-gonderildigi-alman-vakif-haberturk-e-anlatti-2064439
[5]
https://www.milliyet.com.tr/gundem/genlerimize-duyarli-virus-uretebilirler-2719194
[6] Ahzab.33.