KENDİ SUYUNU ISITTI

KENDİ
SUYUNU ISITTI

Ninesinin
öldüğünü söyleyenlere karşı hüzün içerisinde olan Torun; bir yandan ağlar ve
sızlanır, diğer yandan da kendisini adeta yerden yere vururken, bir yandan da
köylerine gelecek olan anne annesinin kazanının suyunu ısıtmayı sürdürür.

Ve
yıkanması için, kefenlenmesi için gerekli olan her şeyi yapmaya ve sürekli
kazanın altına odunlar koyup suyu ısıtmaya başlar.

Köylü
ve akrabaları bir yandan da gelecek cenazeyi bekleme hüznü içerisindedirler.

Ve
nenesi artık yapılacak bir şey yok diye köye gönderilir.

Ancak
hikmet-i ilahiye neticede Nene köye arabayla getirilir.

Herkes
arabadan onun ölü cesedinin çıkarılacağını bekler.

Nene
ise adeta yeniden dirilmiş gibi, arabadan ayaklarıyla iner.

Onu
hüzünle bekleyip bir yandan da karşılamak için, bir yandan da suyunu ısıtmakta
olan Torunlar, akrabaları, yakınları ve kazanın altına su koyan torunu bir
yandan bu durumu şaşkınlıkla seyreder.

Bir
yandan da sevinç içerisindedirler.

Hüzün,
şaşkınlık ve sevinç hepsi bir aradadır.

Bu
arada akrabalarından birisi bu sevinci kutlamak ister ve silahını çıkartır.

Silahını
ateşlemeye çalışır. Ancak silah tutukluk yapıp ateşlenmez.

Silahı
eğip neden ateşlenmediğine bakmaya başlar. Niye ateşlenmedi diye…

Ve
eğip ateşlemeye çalıştığı silahın tetiğine basar ve tetikten çıkan kurşun nenesinin
suyunu ısıtmakla meşgul olan kıza değer ve kız torun orada vefat eder.

Ölümü
beklenen nene değil de, nenesi için suyu ısıtmaya hazırlanan ancak hüzünlenip ölmesinden
dolayı feryat eden torun ölmüştür.

O
su ile nene değil, torunu yıkanır ve nene daha nice uzun süre yaşar.

-Yalancı
dünyaya konup göçenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Üzerinde türlü otlar bitenler
Ne söylerler ne bir haber verirler

Kiminin başında biter ağaçlar
Kiminin başında sararır otlar. Yunus.

TABUT

Tahtadan
yapılmış bir uzun kutu;
Baş tarafı geniş, ayak ucu dar.
Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu,
Yarın kendileri dolduracaklar.

Her
yandan küçülen bir oda gibi,
Duvarlar yanaşmış, tavan alçalmış.
Sanki bir taş bebek kutuda gibi,
Hayalim, içinde uzanmış kalmış.

Cılız
vücuduma tam görünse de,
İçim, bu dar yere sığılmaz diyor.
Geride kalanlar hep dövünse de,
İnsan birer birer yine giriyor.

Ölenler
yeniden doğarmış; gerçek!
Tabut değildir bu, bir tahta kundak.
Bu ağır hediye kime gidecek,
Çakılır çakılmaz üstüne kapak?(
Necip Fazıl
Kısakürek
)

Mehmet Özçelik

10-03-2020




SESLİ-MANZARALI H.B.ÇANTAY MEALİ-3-

https://youtu.be/1rxRPfky5Ls
https://www.youtube.com/playlist?list=PLC4WlB02NHVU1guCMJYzeMrZKc2fxpcjj



SESLİ-MANZARALI H.B.ÇANTAY MEALİ-2-




SESLİ-MANZARALI H.B.ÇANTAY MEALİ

SESLİ ÇANTAY MEALİ

https://www.youtube.com/playlist?list=PLC4WlB02NHVU1guCMJYzeMrZKc2fxpcjj