İSLÂM DÜNYASI MİSYONER KUŞATMASINDA

İSLÂM
DÜNYASI MİSYONER KUŞATMASINDA

Bugün
Ortadoğu’daki yandırılan ateşin malzemeleri yüzlerce yıllar öncesinde
hazırlanmıştı.

Bu
eserden yaptığımız alıntılar bunun izahıdır.

-İSLAM
ÂLEMİ ve İNGİLİZ MİSYONERLER-Bir Misyoner Nasıl Yetiştiriliyor?

Yzb.
Ahmet Hamdi Bey-Adlı eserden;

“Osmanlı
Devleti ile Fransa Krallığı arasında başlayan dostluğun bir sonucu olarak,
bilhassa Galata’da yerleşen, Katolik mezhebine mensup Cizvitler vasıtasıyla
misyonerlik faaliyetleri Osmanlı topraklarında da görülmeye başlamıştır.
Galata’da Saint Benoit Kilisesi’ne yerleşen ve burada Saint Benoit Okulu’nu
kuran Cizvitler, ilk olarak Müslüman halk üzerinde faaliyet göstermeye
çalışmış, ancak, başarılı olamayınca Ermeniler üzerinde faaliyetlerini
sürdürmüşlerdir.

Bu
dönemden itibaren Osmanlı topraklarında yerleşmeye başlayan bu ilk misyonerler
yazdıkları eserlerle daha sonraki dönemlerde aynı yolu takip edecek meslektaşlarına
ön ayak olmuşlardır.”[1]

-Bugün
fetönün pensilvanyada kaldığı karargah, Cizvit papazlarının karargahıdır.

-“İngilizler,
1840’tan itibaren Lübnan ve Suriye bölgelerinde Müslümanlarla Hıristiyanlar
arasında meydana gelen çatışmalardan faydalanarak kendi mezheplerinden olanları
himaye etmek bahanesiyle olaylara müdahale etmişler, bu vesileyle nüfuzlarını
kuvvetlendirmeye çalışmışlardır. İngilizler nüfuzlarını güçlendirmek amacıyla misyonerleri
kullanmışlardır.”[2]

-Bugün
Suriye ve etrafındaki kavgaların gerçek sebebi de anlaşılmış oluyor.

-“Bu
dönemden itibaren Osmanlı ülkesinde yaşayan azınlıkların haklarını koruma
bahanesiyle, dış güçler tarafından sürekli olarak devletin iç işlerine müdahale
edilmiş, misyonerler siyasî propagandanın en önemli elemanları olarak görev
yapmışlardır. İtalya ve Avusturya Katolikleri, İngiltere, Almanya ve Amerika
Birleşik Devletleri Protestanları, Rusya ise Ortodoksları himaye bahanesiyle
Osmanlı Devleti’nin iç işlerine müdahale etmeye çalışmışlar, bu müdahaleyi de
çoğunlukla gönderdikleri misyonerleri vasıtasıyla gerçekleştirmişlerdir.

-Misyonerlik
faaliyetlerinin en etkili unsurlarından birisi azınlık okulları olmuştur.
Batılı büyük devletler, Osmanlı topraklarında himayeleri altına aldıkları
azınlıklar için kurmuş oldukları okullarında, etnik azınlıkları kendi taraflarına
çekmeyi başarmışlardır.(B. Kerimoğlu, s. 41. B. Küçükoğlu’na göre, misyoner
okulları, Batılı devletlerin emellerini gerçekleştirme yolunda kullandıkları en
güçlü silah olmuş ve Osmanlı Devleti’ni yıkma yolunda en verimli şekilde
kullanılmıştır. Bu devletler köylere kadar yayılan okullarıyla bu bölgelerde
nüfuz sahibi olmuşlardı. Bu okullarda gerçekleştirilen Müslüman-Türk düşmanlığı
fikrinin benimsetilmesiyle yıllarca bir arada yaşamış, kültürel yönden bir çok
değer geliştirmiş ve hatta akraba Türk toplulukları bile birbirine düşman
yapılmış, ülke bağımsızlık mücadelelerinin verildiği kamplar diyarına
dönüştürülmüştü (B. Küçükoğlu, s. 87).

-“Osmanlı
Devleti’nin son dönemlerinde bilhassa üç misyoner okulu çok önemli üç misyonu
üstlenmişti. Bunlardan birisi olan Robert Koleji’ne Bulgar ayrılıkçılığının
liderleri yerleştirilmişti. Harput’taki Fırat Koleji, Ermeni ayrılıkçılığının
liderlerinin yerleştirildiği okuldu. Merzifon’da kurulmuş olan Amerikan Koleji
ise daha ziyade Pontus hareketinin merkezi durumundaydı.”[3]

-“Orta
Doğu’da bu misyonu en iyi yerine getiren bir diğer okul ise Beyrut’taki
Amerikan Üniversitesi idi. Bu okul 1866 yılında misyonerler tarafından
kurulmuştu. Suriye’deki ilk Protestan Koleji olarak kurulan bu okulun etkileri
bütün Arap dünyasında kısa süre içerisinde hissedildi. Bu okulda okuyan
Müslüman öğrenciler hileli yollarla kendi dinlerinden uzaklaştırılmış, kendi
dinlerine zıt doktrinlerle eğitilmişlerdi. Bu propaganda neticesinde,
öğrenciler son sınıfa geldiklerinde kendi dinlerine karşı hararetli birer
muhalif haline gelmişlerdi. Bu okuldan mezun olan öğrenciler daha sonraki
dönemde Arap milliyetçiliğinin en ateşli savunucuları ve yeni oluşan Arap devletlerinin
liderleri olmuşlardır.( A. Gürkan, s. 337-339.)

-Bugün
Suriye ve çevresindeki kavgalar, yüz yıllar öncesinden ekilen zehirli
tohumların mahsulleridir.

-“Faaliyet
gösterdikleri bölgelerde yaşayan yerli halkın dillerini, dinlerini, örf ve
adetlerini en ince ayrıntısına kadar öğrenmişler ve bu konular üzerinde
akademik sayılabilecek çalışmalar yapmışlardır.

-Misyonerlerden
birisi bu eserin kahramanlarından Şeyh Abdullah Mansur idi. Abdullah Mansur,
Yemen’de botanik bilimcisi olarak faaliyet gösteren, aynı zamanda da Müslüman
kimliği altında, bölge halkının kendisine çok önem verdiği bir şeyh olarak
güçlü bir nüfuza da sahip olmayı başaran bir misyonerdi. Üstelik o bu bölgede
bulunan tek misyoner de değildi. Elinizdeki kitabın yazarı Osmanlı ordusunda
görev yapan Yüzbaşı Ahmed Hamdi Bey, Yemen’de bulunduğu sıralarda, bölgede
yoğun olarak çalışan misyonerler hakkında yaptığı araştırmada; Şeyh Mansur gibi
misyonerlerin gerçek yüzünü ortaya çıkarmakla birlikte, görüştüğü Misyon
Cemiyeti’nin önde gelen üyeleri, bölgede bilhassa İngiliz desteği ile yetişen
misyonerlerin yetişme şekilleri, faaliyet sahaları, bağlantılı oldukları
kimseler hakkında detaylı bilgi vermekte, misyonerlik teşkilatının işleyişini
de gözler önüne sermektedirler.

-Misyonerler
çocuk yaşta hizmete alınırlar. İleride görevlendirilecekleri işe göre, ilmî,
ahlakî ve fikrî eğitim alırlar. Mesela, İngiliz Misyoner Cemiyeti’nin bu konuda
izlemiş olduğu yol şu şekildedir. Cemiyet, her yıl, ihtiyaca göre, okullarda
eğitim gören çocukların en zekilerinden, babalarının da iznini almak suretiyle,
otuz-kırk tanesini seçer. Seçilen bu öğrenciler devlet güvencesi altına alınır.
Öğrenciler, yeteneklerine göre, üçer-beşer ayrılarak, dünya üzerinde, İngiliz
devleti için önem arz eden bölgelere gönderilirler. Mesela, ikisini Türkiye’ye,
üçünü Nûbî’ye ve Sudan’a, dördünü Hindistan’a, üçünü Tibet’e, beşini Rusya’ya
vs. yerlere yerleştirirler. Bu çocuklar, gittikleri ülkelerdeki İngiliz elçilik
ve konsolosluklarına emanet edilirler.

-İngiliz
misyonerleri bütün Hindistan dillerini bilirler. Zira ahalisinin iki yüz
milyonu putperest, seksen milyonu Müslüman olan koskoca Hindistan’ı sadece üç
milyon Hristiyan ile idare etmenin ne kadar zor bir iş olduğunu takdir
edersiniz.

-Bugün
Hristiyanlık dünyasının şeriata bakışı ile, incildeki bahsedilen ile bir tezad
oluşturmaktadır.

-Matta
İncili’nin beşinci babının on yedinci ayeti şu şekildedir: “Ben şeriatı ve
Peygamberi iptal etmek için geldim zannetmeyiniz. Onları iptal etmek için
değil, bilakis tamamlamak için geldim. Zira, şunu bir gerçek olarak size açıkça
bildiririm ki, yer ve gök yok olmadıkça, şeriatın cümlesi tamamlanıncaya kadar
ondan bir harf ve nokta yok olmayacaktır”.

-Misyonerler,
rütbe, makam, gençlik, yaşlılık, zenginlik, yoksulluk, güzellik ya da çirkinlik
gibi durumları pek önemsemezler. Onlar, bir insanın kişiliğine ve zihnî
yapısına bakarlar.

**************** 

Sinsi
plan adım adım ilerliyor.

Önce
hocaları itibarsızlaştırmak, itibarsız hocalara itibar vermek, cemaatleri devre
dışı bırakarak toplumun istinad noktalarını yıkma yoluna gidilmektedir.

-Hükümet
cemaatlerle karşı karşıya getirilmeye çalışılıyor.

-Cemaatler
ve tarikatlar hükümetten koparılmaya, güçsüz düşürülmeye çalışılıyor.

-Yüz
yıl önce devlet tarafından devre dışı bırakılan tarikat ve cemaatler, devlet
gücünü kaybedenler tarafından cemaat ve tarikatlar eliyle kullanılmaya ve yıpratılmaya
çalışılıyor.

-Dinime
dahleden bari müsülman olsa.

Bu
günlerde cemaatleri gündeme getirip ve tarikatlara saldıran ve onlar kanalıyla
İslam’a vurmaya çalışanların mazisine baktığınızda gerçek niyet ortaya çıkıyor.

Bunların
mazide islamla ilgileri olmadığı gibi, bugünde yok.

-Üç
yılda 36 bin tweet atan İslamoğlu, 63 yılda Peygamberimizin yaptıkları ve 23
yılda söylediği hadisleri çok görüp, inkâr ediyor.

-Arkasından
Kur’an-ı Kerime şaibe bulaştırıp şüphe uyandırarak, toplumun temelde iki büyük
kaynağı olan Rasulullah ve Kur’an-ı Kerim devre dışı bırakılacak, onu savunan
hocalarda savunmasız bırakılacaktır.

-Mustafa
Öztürk-Kuranın tarihselliği kitabında Peygamberimizin ayetleri
değiştirebileceğini söylüyor.

-“Kur’ân’ın hem lâfız
hem mânâ itibarıyla inzal edildiğini kabul etmek, cihad ve kıtal meselesinde
kullanılan politik dilin bizzat Allah’a ait olduğunu söylemeyi gerektirir.
Vahyin salt mânâ ve mefhum olarak inzal edildiğini kabul etmek ise, söz konusu
dilin Hz. Peygamber tarafından formüle edildiğini, dolayısıyla Allah katından
genel muhteva ve perspektif olarak aldığ vahyin ışığında konjonktürel
gelişmelerle ilgili yol haritasını kendisinin belirlediğini söylemek gerekir,
ki, bu ikinci ihtimal daha makul görünmektedir. Aksi takdirde “Allah’ın
ahlâkîliği” meselesi gündeme gelir.”[4]

-Kanaatimce
vahiy; tevhid, adalet, meâd gibi temel kavramlar olarak nazil olmuş ve bu genel
/ mücmel kavramsal içerik Hz. Peygamber’in zihninde detaylı hale gelmiştir. Hz.
Peygamber temel inanç ve ahlâk ilkeleri uyarınca toplumu dönüştürme hedefini
tutturmak üzere o günkü sosyoloji içerisinde durum bağlamına uygun birtakım
tikel stratejiler ve taktikler belirleyip imkânlar elverdiği ölçüde bunları
tatbik etmiştir.

Bu zaviyeden
baktığınızda, Kur’an’ın ötekilerle ilişkisinde niçin çok esnek, değişken ve
aynı zamanda politik bir dil ve üslûp kullanıldığını anlamak mümkün olabilir.
Daha açıkçası, Kur’ân’ın Mekke döneminde Ehl-i kitap, özellikle de Yahudiler
hakkında olumlu bir dil kullanmasına rağmen, Tevbe sûresi 29. âyette aynı
zümrenin “Allahsızlar” diye nitelendirmesi arasındaki uçurum az çok anlaşılır
hale gelir. Kur’an’daki bu keskin üslûp ve tikel hüküm değişikliklerinin tek
tek ve lâfzen Allah tarafından belirlendiği kanaatinde değilim. Çünkü Allah’ın
bu denli güncel ve politik bir sürecin içinde bizzat müdahil olduğuna kani
değilim. Allah’ın bizzat savaşa katıldığı izlenimi  veren âyetlerin Hz.
Peygamber’in zihnindeki genel ve küllî vahiyden istinbat edilmiş tikel
referanslar olduğu kanaatindeyim.”[5]

-“Fakihler
ve müfessirler söz konusu âyetleri tâmimci yaklaşımla yorumladılar ve bu
yorumdan hareketle i’lâ-i kelimetullah diye bilinen bir kutsal savaş doktrini
ortaya koydular. Ben bir Müslüman olarak bu doktrinin meşru olduğunu kabul
etmiyorum. Dolayısıyla Viyana kuşatmasının hiçbir ulvî boyut taşıdığına
inanmıyorum. Şayet i’lâ-i kelimetullah adına savaşmak söz konusuysa,
Hıristiyanlarla empati kurulup “Haçlı seferlerinin de fetih olarak tanımlanması
gerekir” diye düşünüyorum.”[6]


[1] Numan
Malkoç, “Osmanlı’dan Günümüze Türkiye’deki Protestan Misyonerliği”, Türkiye’de
Misyonerlik Faaliyetleri, İstanbul 2004, s. 164.

[2] M.
Erdem, s. 271-272.

[3] B.
Küçükoğlu, s. 89; Ahmet Gürkan, İslâm Kültürünün Garbı Medenileştirmesi, Ankara
ts, s. 337-338.

[4] İslâm Kaynaklarında, Geleneğinde ve
Günümüzde Cihad (İstanbul: Kuramer, Ekim 2017), s. 155.

[5] A.g.e.,
s. 201.

[6] A.g.e.,
s. 215. 

https://yazarumit.com/unlu-ilahiyatcidan-haddi-asan-iddialar/



HAÇLI SAVAŞI DEVAM EDİYOR

HAÇLI
SAVAŞI DEVAM EDİYOR

Haçlı
savaşı devam ediyor.

İçimizdeki
ve Arap dünyasındaki ortaklarıyla sürdürülüyor.

-Sayın
Erdoğan Trump- ın küstahça yazıp gönderdiği mektuba en kötü ihtimal olarak, bir
tükürükle de olsa cevap vermelidir.

Cevapsız
kalmamalıdır, ağzının payı ve bu milletin izzeti gösterilmelidir.

Bir  -one minute- da abi İsrail’e verilmelidir.

Biz
her ne kadar barış için yola çıksak da, batı savaşını sürdürmektedir.

Gizli
ve sinsi savaşını piyonlarla sürdürmektedir.

-Neden
teröristler sırtını ABD’ye dayıyor?

ABD
ile ortak hareket edip, onun kontrolünde hareket ediyor?

Neden
terörist olarak aranıp, darbe yapanlar ABD’ye kaçıp, orada himaye görüyor?

Türkiye’de
darbe yapan fetö ve adamları ABD’de…

PKK’nın
kurucusu Abdullah Öcalan’ını bir yandan verirken, diğer yandan fetöyü neden
alıyor?

Kendisinin
de terörist kabul ettiği PKK ve Pyd-ye neden 40 bin tır silah veriyor?

PKK
temsilcisiyle telefonla konuşup, onu neden muhatap alıyor?

Bununla
kalmayıp Cumhurbaşkanımızla görüştürmek için aracı olmayı teklif ediyor?

Terör
ve teröristi meşrulaştırmak mı istiyor?

Terör
devleti olmakla mı anılmak ve tarihe geçmek istiyor?

Neden
içinde terörden arananlar istenildiği halde vermiyor?

-“Dedim:
“Devletler, milletler muharebesi, tabakat-ı beşer muharebesine terk-i
mevki ediyor. Zira beşer esir olmak istemediği gibi, ecîr olmak da istemez.
Galip olsaydık, hasmımız ve düşmanımız elindeki cereyan-ı müstebidaneye, belki
daha şedîdâne kapılacak idik. Halbuki o cereyan hem zalimâne, hem tabiat-ı
âlem-i İslâma münâfi, hem ehl-i imânın ekseriyet-i mutlakasının menfaatine
mübayin, hem ömrü kısa, parçalanmaya namzettir. Eğer ona yapışsaydık, âlem-i
İslâmı fıtratına, tabiatına muhalif bir yola sürükleyecektik. Şu medeniyet-i
habise ki, biz ondan yalnız zarar gördük. Ve nazar-ı şeriatta merdud ve
seyyiatı hasenatına galebe ettiğinden, maslahat-ı beşer fetvasıyla mensuh ve
intibah-ı beşerle mahkûm-u inkıraz, sefih, mütemerrid, gaddar, mânen vahşî bir
medeniyetin himayesini Asya’da deruhte edecektik.”Bk. Sünuhat, Rüyada
bir hitabe.      Mehmet
ÖZÇELİK-27-10-2019




ZARİYAT-2-

https://youtu.be/jl82Xsp3hNY



ZARİYAT-1-

https://youtu.be/RQ2kknVwihc



TEFEKKÜR DÜNYASI




KULLANIMLIK PİYONLAR

KULLANIMLIK
PİYONLAR

Yüz
yıl önce Rusya tarafından kullanıp tahrik edilen Ermeniler, yüz yıl sonra
bugünde ABD ve Batı tarafından kullanılıp cepheye sürülmektedir.

-Terör
örgütü Ermeni kilisesini karargah yaptı.[1]

Yarım
asırdır anlaşılmıştır ki, Pkk-lıların başındaki yöneticisinden terör elemanına
kadar çoğunluğu Ermenilerden müteşekkildir.

-Yer
değiştiren PKK PYD gittiği yerde yine kullanılarak başkalarına ve dolaylı
olarak bize bela olacak.

Çünkü
bir ucu ve bağlantısı içimize ve dışarıda ağa babalarına uzanmaktadır.

-ABD’li
uzman Doran, ABD’nin PKK ile ilişkilerini eleştirerek “PKK bir terör
örgütüdür ve ABD Dışişleri Bakanlığı’nın terör örgütleri listesindedir.
Türkiye’yi Kürtler ve Türkler arasında bölmek istiyor.  Biz PKK ile
müttefiklik ilişkisi kurarak Türkiye’yle çatışma sürecine girmiş olduk.”
dedi.[2]

-İsrail
basınından Barış Pınarı Harekatı itirafı: 6 yılın emeği 6 günde yok edildi

Türkiye’nin
sınır bölgesinden teröristleri temizlemek adına başlattığı Barış Pınarı Harekatı’nı
sürekli olarak kötüleyen ve yalan haberlerle manipüle eden İsrail basını, Barış
Pınarı Harekatı’nın İsrail’in planlarını suya düşürdüğünü yazdı. Haberde,
“6 yılın emeği 6 günde yok edildi.” ifadeleri kullanıldı.[3]

-Bir
adım geri gitmemeli, taviz verilmemelidir.

Aksi
halde bunca emek boşa gittiği gibi, azgınlıkları kökleşir, terörleri
devletleşir.

Şimdiye
kadarki liderler o tavizi verdi ve taviz verenler öne çıkarıldı.

Hala
sorumsuzca barış harekâtını sorgulayanlar var.[4]

-CHP
Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, partisinin Londra’da düzenlediği
toplantıya katıldı. Toplantıda, terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP’den de
bazı isimler yer aldı.

Türk
Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’nin kuzeyindeki teröristlere yönelik düzenlediği
Barış Pınarı Harekatı’nın konuşulduğu toplantıda büyük skandal yaşandı.

PKK’lı
isim, ”T.C.katliam yapıyor sizde destekliyorsunuz.ABD gibi CHP de bize ihanet
etti HDP sayesinde İstanbul Adana Mersin’i aldınız. Ama unutmayın iktidar için
bize mahkumsunuz” diyerek askerimize ve Türkiye’ye hakaret içeren sözler
sarf edip, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yardımcısı Faik Öztrak’a
fırça attı.

TÜRKİYE
VE ASKERİMİZE HAKARET EDİLDİ, CHP’LİLER CEVAP VEREMEDİ

Kahraman
Türk askerine hakaret içeren sözler karşısında, CHP’li Faik Öztrak da dahil
hiçbir CHP’li  tek kelime dahi cevap veremedi.[5]

-Düzenli
bir devlet ve orduya sahip olmayan Pkk hala ayakta duruyorsa, Avrupa devletlerinin
bunun arkasında durması ve içten destek bulması ile mümkün olabilir.

Pkk-nın
beslendikleri kanallar tıkanmalı, sonlandırmalıdır.

MEHMET
ÖZÇELİK

24-10-2019


[1] https://m.haberturk.com/son-dakika-teror-orgutu-ypgpkk-ermeni-kilisesini-karargah-yapti-haberler-2532446

[2] http://video.haber7.com/video-galeri/147658-abdli-uzman-doran-acik-acik-itiraf-etti-ypg-aslinda-pkk

[3] https://www.haberler.com/amp/israil-basinindan-baris-pinari-harekati-itirafi-12548534-haberi/

[4] https://www.facebook.com/656108373/posts/10157574185143374/

https://www.facebook.com/656108373/posts/10157575230063374/

[5] http://video.haber7.com/video-galeri/147657-chp-londra-ofisinde-buyuk-skandal




O VE BEN

O
VE BEN

O’ndaki
ben mi, bendeki O’mu?

O
ben de ben de O’ndayım.

İmanım
gibi biliyorum ki; O bendedir.

Hatta
şah damarımdan daha da yakındır.

-Ben
O’ndanım.

Heme
ost değil, heme ezosttur.

Her
şey O değil, her şey O’ndandır.

-Bir
tarafım uçurum, diğer tarafım sonsuzluk.

Uçuruma
düşmekten iman, Allah’a mensubiyet ve irtibat insanı yokluk karanlıklarına
düşmekten koruyor.

İmansız
ve irtibatsız bir hayat, her an yokluk uçurumuna düşme korkusuyla yaşanılan bir
hayattır.

Böyle
bir hayat ise, cehennemi bir halet ve hayattır.

-Dünyaya
vücut elbisesi olmadan gelen insan, vücudu geliştirip, ruhunu tekâmül veya
tefessüh ettirdikten sonra, tekrar bu vücut elbisesini burada bırakarak, ya
kazanmış veya kaybetmiş olarak bu dünyadan göçüp gidecektir.

-İnsan
bütün varlıklarla ünsiyet kurabilen bir varlık.

-Hep
cezayı düşünerekten cehennemden korkuyoruz aslında en çok korkulacak kaybettiklerimizdendir.

Ne
ceza alacağımdan ziyade, ne kaybedeceğim sorusudur.

Cehennemi
kazanmanın dışında cennetin veya cennete aid kazanımların kaybı düşünüldüğünde,
en büyük cehennem hali olacaktır.

Nitekim
cehennemin fevkinde en büyük cehennem, cennetin kaybıdır.

Kişiye
kayıp olarak cenneti veya ona aid bir değeri kaybetmesi, en büyük kayıptır.

Hatta
cennette olmaması ve cehennemde bulunmasından dolayı, rüyetullahtan mahrumiyet,
cehennemi bir çok defa katlayacak cehennemi bir halettir.

***************  

HAK
VE HAKİKAT YOLU VE YOLCUSU

İnsan
kendini dışarıda arıyor.

Neden
içeride ve içinde aramıyor.

Çünkü
ona göre orası karanlık tıpkı Nasreddin hocanın ahırda kaybettiğini karanlık
diye dışarıda araması gibi.

-Men
arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu

Kendini
bilen, Rabbisini de bilir.

İnsanın
başına gelen elinin işidir.

“Başınıza
ne geldi ise ellerinizle işlediklerinizden dolayıdır. Bununla beraber Allah
çoğunu affeder.” Şura, 30.

“İnsan
üzerinde yedi yol inşa ettik” diye (Mü’minun, 17). “Sana yedi şifreli Kurân’ı,
Fatihâ’yı indirdik” Hicr.15.

İnsanın
dünyasına giden yol, Fatihanın yedi ayetinden geçer.

-Benden
O’na seyrin adı ihlastır.

İnsanlar,
imtihandan geçirilmeden, sadece “iman ettik” demeleri ile
bırakılıverileceklerini mi sandılar?(Ankebut, 1-2.)

-Gerek
insanın içindeki melek ve şeytan, nefis ve kalb gibi zorlukları, dış
dünyamızdaki zorluklarla tamamen barışamaz, bir araya gelemezler.

Geceyle
gündüz gibi.

Soğuk
bir kış günü Mevlana ile talebesi geziyorlarmış. Birbiri ile sarmaş dolaş yatan
iki tane köpek görmüş talebe. “Efendim şunlardaki sevgi tezahürüne bakın ne
güzel yatıyorlar”, demiş. Mevlana da, “Aralarına bir kemik at da o zaman seyret
onları”, demiş.

-“Ruh,
su üstünde idi” der Tevrat’ta.

Biz
her şeyi sudan yarattık, ayetini teyid eder.

Başlangıçtaki
su toprak karışımından yaratılan insan babası Hz. Âdem, sonradan çocukları bir
damla sudan yaratıldılar.

-Biz
ney gibiyiz. Bize üfleyen, bizi dirilten sensin Allah’ım. Hz. Mevlana.

Adem’e
ruhumdan üfledim. (Hicr.29 ve Sad, 72.)

-Özlü
Söz: Bir Arap şairi şöyle söylemiştir:
Zamanın harap etmesi için bina
yapılması gibi, Anneler de yavrularını ölüm için beslerler.

MEHMET
ÖZÇELİK

23-10-2019




YARALI NESİL

YARALI NESİL

-İnsanlar cemaat halinde yaşamaya başladıktan sora, diğer içtimai
müesseseler gibi din müessesesini de vücuda getirmişlerdir. Age.58.

Tarih-2-Tarihi noktai nazardan da mütalea edildiği zaman görülüyor ki: Muhammet
birdenbire Allahın Resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır. O, Arapların ahlak ve
adetlerinin pek fena ve pek iptidai ve ıslaha muhtaç olduğunu anlamış, bunları
ıslah için tenha yerlere çekilerek senelerce düşünmüş ve yıllarca tefekkürden
sonra
kendisinde vahiy ve ilham fikri doğmuştur. Vahiy, ilham fikri Muhammetten evel
de Araplarca meçhul değildi. Bütün iptidai kavimler gibi, Araplar da,
şairlerin, akıl erdiremedikleri kuvvetlerden ilham aldıklarına inanırlardı. Bu
kuvvetler Araplar için cinlerdi. Cinler, güya, kahinlere kayıptan haber vermek
kudretini ilham ederlerdi. Bu nevi itikatlar Arabistanda her zaman
o kadar canlı ve derin olmuştur ki Muhammet dahi cinlerin vücuduna samimi
olarak inanmıştır. O, hakikaten cinlerin şairlere şiir ilham ettiğine kani idi.
Araplar şairleri, bir kahin gibi telakki ederlerdi. Muhammedin Musa, İsa,
dinlerine dair öğrendikleri de kendisinde bu itikadı kuvvetlendirmiştir. Bu
Peygamberler de melekler vasıtasile ilham aldıklarını söylemişlerdi. O dinlerde
de cin ve melek telakkisi vardı. Dinler nazarında cinler, kötü ruhlar
olduğundan peygamberler onlardan mülhem olamazlardı. Muhammette diğer peygamberler gibi
kendisine ilham eden kuvvetin insanları iğfal eden bir kuvvet olmayıp, onları
hayır ve saadete irşat eden ilahi bir kuvvet olduğuna samimi olarak
inandı. Sh.113.

-Muhammedin Peygamberliğinin başlangıcına dair
birçok rivayetler vardır. Bunlar pek çok efsanelerle karışmıştır. Hakikatte Peygamberin
ilk söylediği Kuran ayetlerinin ne olduğu kati surette malum değildir. Muhammet
uzun bir devirdeki tefekkürlerin mahsulü olan ayetleri lüzum ve ihtiyaçlara
göre takrir ediyordu. Bununla beraber kendisini tahrik eden kuvvetin tabiat
fevkinde bir mevcudiyet olduğuna samimi surette kani idi. Muhammedi harekete
getiren ilk amil bu samimi heyecanlar olmuştur. Muhammet bidayette irticalen
dini hitabette bulunan bir vaiz oldu. Vaizlikten Nebiliğe, Nebilikten nihayet
Allahın Resulü haline geçti. Aralarında yaşadığı insanların manevi menfaati
için ve büyük bir hakikat namına mücadeleye atıldı. sonunda cihanşümul bir
dinin müessisi oldu. Muhammedin neşrettiği din, insanların kalbinde derin bir
ihtizaz uyandırdı.Age.114.

– MEKKENİN ZAPTI :Mekkenin zaptı, iki kabile
arasında ehemmiyetsiz bir kavga yüzünden vukua gelmiştir.Age.129.

-Gayet basit, seviyesiz, dinin haricinden dahiline
bakmaya çalışma, samimiyetsiz, saygısız, ciddiyetsiz bir anlatım içinde ele
alınmış.

******************   

-«Bundan, tabiatı anlamakta zekâmı
en büyük cevher ve müessir olduğu anlaşılıyor ki, tabiatın fevkinde ve
haricindeki bütün mefhumların, insan dimağı için kendi tarafından uydurma
şeylerden başka bir şey olmadığı meydana çıkar.» (1931 yılının Lise Tarih kitabı,
Cild 1, sayfa 2, satır 35 ilâ 39.)

«Her halde
hayatın, herhangi bir tabiat harici âmilin müdahalesi olmaksızın, dünya
üzerinde tabii, zaruri bir kimya ve fizik seyri neticesi olduğunu kabul etmek
lazımdır.» (1931 yılının Lise Tarih kitabı, Cilt 1. sahife 5, satır 10 ilâ 17.)

«Mekkeliler
Arapları kendi mabetlerine çekebilmek için Arap yarımadasının muhtelif
yerlerinde mabut tanılan 360 putu Kabede yerleştirmişlerdi. Kabenin kutsiyetini
Yahudi ananelerine de raptetmişlerdi. Bu uydurmalara göre İbrahim, karısı Hacer
ile oğlu İsmail’i buraya getirmişti. Bunların hepsi, bittabi, sonradan
uydurulmuş masallardır.» (1931 yılının Lise Tarih kitabı, Cilt 2, sahife 85,
satır 19 ilâ 27.)

«…….. 40
yaşına geldiği zaman, vatandaşlarını, kendisinin bulduğu ve doğru olduğuna
inandığı yeni bir dine davet etmeğe başladı.» (1931 yılının Lise Tarih kitabı,
Cilt 2, sahife 89, satır 15 ilâ 18.)

«…….. uzun
bir devredeki tefekkürlerin mahsulü olan âyetleri, lüzum ve ihtiyaçlara göre
takdir ediyordu.» (1931 yılının Lise Tarih kitabı, Cilt 2, sahife 41, satır 26
ilâ 27.Bak. Necip Fazıl Kısakürek, Büyük Doğu Dergisi, 22 Aralık 1950, Sayı:
40, sayfa 3.)

MEHMET
ÖZÇELİK/20-10-2019




KISKAÇ-MENGENE

KISKAÇ

İslam
dünyası ve Türkiye bir asırdır kıskaç altındadır.

Arap
birliklerinin PKK’ya yaptığımız operasyonu tenkid etmeleri, Arap dünyasını
temsilen değildir.

Tıpkı
bizdeki HDP, CHP, sol partiler ve de fetö ne ise, onlarda da bu ve
benzerlerinin olmadığını düşünmek saflık olur.

-Dağdaki
çobanın oyuyla benim oyum nasıl bir olur diyenler, bugün dağdaki eşkiya ile
ortaklık yapıyorlar, aynı oybirliği ile..

Onlarda
tam özgür değil.

Bizde
bazı dernek ve temsilcilerle çıkan cartlak sesler, orada da çıkmaktadır.

Halk
ile bunları ayırmak gerekir.

Bizde
laikler yok mu?

Bizde
darbe yapan darbeci generaller yok mu?

Bizde
mason, sabataist, ateist, sefih bulunmuyor mu?

Arap
dünyasında da eksik değil.

Yüz
yıl önce darbe ile getirilip götürülenler veya miadı dolanların yerine
güncelleme yapılmaktadır.

Düşünün,
Sayın Erdoğan hangi Arap ülkesinde aday olsun da kazanamamış olsun?

Baştaki
idareciler ile halkı ayırmak lazım.

Mısırda
yüzde elli ikiyle gelen Mursi yok, sıfırlı Sisi var.

Arap
dünyası bir asırdır ve hala kıskaç altındadır.[1]

-Bir
asırdır operasyona maruzuz.

Her
alanda operasyon yapılıyor.

Dıştan
gelen operasyonlarda şimdiye kadar pasif kalmamızın sebebi, içte yapılan
operasyonlar sebebiyledir.

Dıştan
sonra içteki operasyonlara devam etmelidir.

Bu
iş için de önce meclisten başlayıp terör destekçilerini devre dışı
bırakmalıdır.

Terörü destekleyenlere ağır yaptırımlar yapılmalı, vatandaşlıktan çıkarılmalıdır.

Milli
Eğitim, Aile Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı ile devam ettirmelidir.

Atatürk’ü
koruma kanununun arkasına sığınıp her türlü menfilikleri yapanlara fırsat
vermeyip, koruma kanunu kaldırılmalıdır.

Ayasofya
açılıp, İttihad-ı İslam tesis edilmelidir.

***************  

Nato-yu
yerin dibine sokacak tesbit ve teşhis.

Cumhurbaşkanı
Erdoğan’dan Merkel’i zorlayan soru: PKK’yı NATO’ya aldınız da benim mi haberim
yok?

Cumhurbaşkanı
Erdoğan’dan Merkel’i zorlayan soru: PKK’yı NATO’ya aldınız da benim mi haberim
yok?

Cumhurbaşkanı
Erdoğan, İstanbul’da yaptığı Barış Pınarı Harekatı’na ilişkin açıklamada
“Operasyonumuzun ardından ülkemizi ekonomik ve silah satışı ile ilgili
yaptırımlarla tehdit edenlere rastlıyoruz. Türkiye’yi böyle yolundan
döndüreceğini sananlar yanılıyor. Almanya Şansölyesi Merkel’e terör örgütünü
NATO’ya aldınız da benim mi haberim yok dedim. Biz Suriye’de neden varız? Rejim
teröriste karşı ayakta duramıyor. Adana mutabakatı ile Suriye’ye girdik. Bu
mesele Türkiye için bir beka meselesidir. Ülkemiz 35 yıldır terör tehdidi
altındadır” dedi.

Veciz Söz: YILDIZ ARAYIP GÖKTE
NİCE TURFA MÜNECCİM
GAFLET İLE GÖRMEZ KUYUYU REH-GÜZERİNDE..  ZİYA PAŞA
(Birçok acemi müneccim gökte yıldız ararken gaflete dalarak yollarındaki kuyuyu
görmezler.)

MEHMET
ÖZÇELİK

14-10-2019


[1] https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=10218477780990811&id=1083251919




ŞEKİLLENEN HAYAT

ŞEKİLLENEN
HAYAT

Anne
karnında kalıp adeta bu dünyaya gelmek istemeyen insan, yeni bir hayata
gözlerini açar.

Geniş
bir dünyaya gelmiştir.

Elde
edilen vücudunu burada bırakıp, daha geniş bir aleme geçiş yapar.

Eğer
burası için yaratılmış olsaydı bu vücudu burada bırakmaz, kendisiyle beraber
götürürdü.

Demek
ki tıpkı anne karnından gelip farklı vücutlar elde ettiği gibi, gittiğinde de
oraya layık, daha farklı ve güzel bir vücut elde edecektir, inşaallah…

Ruh
geldiği ve ulaştığı kıymete göre bir vücuda sahip olacaktır.

-Cennete-
inşallah- gittiğimizde ne hatırlayacağız acaba?

Cennette
olumsuzluk ve lüzumsuzluk namına bir şey olmadığı için hatırlayacağımız neler
olabilir?

Yoksa
anne karnını hatırlamadığımız gibi dünyayı damı hatırlamayacağız?

Ancak
hatırlanacak olan Allah için yapılan sohbet ve işlerdir, ihlas ve samimiyeti
nisbetinde…

-Küçük
balıktan büyük balığa, küçük fanustan büyük akvaryuma kadar bir balığın bir
karış veya biraz büyük bir yerde hayatı boyunca dönüp dolaşması, gayet
düşündürücüdür değil mi?

Ve
de bu bundan zevk ve keyif almaktadır.

Bir
çocuğun dokuz ay on gün boyunca bir zarın içerisinde hayatını sürdürmesi ve
çıkmak istemeyip, çıkınca da adeta ağlaması ve daha sonrasında da bu hayatı
hatırlamaması gayet ibretli değil mi?

İçerisinde
yaşayıp da hiç çıkmayacağımızı düşündüğümüz dünyamızı da bu açıdan
değerlendirebilirsiniz.

Zira
uçsuz bucaksız koca kâinat içerisinde dünyamız, bir nokta ve küçük bir fanus ve
akvaryum gibidir.

-Hayat
ve hayatta verilen imkanlar tinetleri ortaya çıkarmak içindir.

Her şey değişir ancak tinet
değişmez.

-Şöhret,
kişinin değerlerini ve inançlarını değil, kendisini tanıtması, anlatması ve ön
plana çıkarmasıdır.

-“Kötülüğün
kaynağı tartışmasının ilk aşamalarında şu soruldu:
Zinadan olan çocuk, diğer herhangi bir çocuk gibi ana rahminde Allah tarafından
yaratılmaktadır. Buna göre zinanın sorumlusu Allah mıdır? Eğer öyleyse zina
eden niçin cezalandırılır? Hasan bunu şöyle açıklar: Allah zina edeni çocuktan
ötürü cezalandırmaz. Bir itaatsizlik fiili olan zinası sebebiyle onu
cezalandırır. Bu itaatsizlik çocukla aynı değildir. Menisini helali olmayan bir
yere koyan zani, sahibi olmadığı
bir başkasının tarlasına tohum eken kimse gibidir. Allah ister filizlendirsin
isterse filizlendirmesin her ikisi de itaatsizlik fiilidir.”

-Hasan,
kendilerini masum gören ve kötülüğü (zulmü) Allah’a nisbet edenlere karşı
deliller öne sürer. O, Kur’an’dan, Adem’in söylediği, “kendime zulmettim”
(Kur’an 7/23) sözünü ve Musa’nın öldürme günahını “şeytanın işi” (28/15) olarak
tanımlamasını içeren ayetleri iktibas eder. Ne Musa kendi günahının Allah’tan
olduğunu düşündü, ne de Adem günahının Allah’ın kaza ve kaderi olduğunu
zannetti. Hiç kimse zulüm sahibi olarak telakki edilmeyi istemez. Dolayısıyla
bu insanlar, kendilerine nisbet edildiğinde onaylamak istemedikleri bir şeyi
Allah’a nisbet etmeye nasıl kalkışırlar
?

-Bir
usta taşları üst üste koyuyor ve onlar durup itaat ederek bozulmuyor.

Allah
yapınca neden harika ve mükemmel olmasın?

-İnsanın
gözü toprakta, toprağın gözü insanda.

MEHMET
ÖZÇELİK

13-10-2019




ESARET

ESARET

”27
Mayıs 1960 darbesinin öncesindeki günlerde patlayan olayları, protestoları,
mitingleri, yürüyüşleri organize edenler arasında -Orhan Birgit’in yanı sıra-
Alev Coşkun da vardı!

Mister
Birgit, 28 Nisan 1960’daki olaylardan söz ederken; “İtiraf ediyorum ki,
organize ettim. O işin perde arkasındaydım” demiştir. (Vatan, 8 Şubat 2009)

MİLİTAN GENÇLER.

Alev
Coşkun ve Orhan Birgit gibi isimlerin başını çektiği elemanlar; aralarında
Mehmet Barlas, Nurettin Sözen, Ahmet Güryüz Ketenci, Bozkurt Nuhoğlu gibi
militanların da yer aldığı gençleri sahaya sürmüşlerdi![1]

CHP, 27 MAYIS’IN
NESİYDİ?

Perde
arkasında ABD’nin yer aldığı 27 Mayıs’60 darbesinin en büyük destekçisi daha doğrusu parçası İsmet İnönü ve onun CHP’siydi…”[2]

 -”Türkiye’de ABD’nin kontrolü 11 Haziran 1944 tarihinde başladı: İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanı olduğu dönemde, yani…

23
Haziran 1944’te Türkiye ile ABD arasında radyo haberleşmesi kuruldu.

ABD’nin
Missouri savaş gemisi 5 Nisan 1946’da İstanbul’a geldi! 13 Nisan 1946’da ise
CHP hükümeti ABD’den 500 milyon dolarlık kredi istedi.

7
Eylül 1946’da ilk devalüasyon yapıldı…

11
Mart 1947’de Türkiye Uluslararası Para Fonu Teşkilatı’na (IMF) katıldı!

Bir
gün sonra, “President Truman” Türkiye ile Yunanistan’a “askeri ve ekonomik
yardım” sağlamak için Kongre’den yetki talebinde bulundu. 22 Nisan’da
Türkiye’ye yardım onaylandı. Bir ay sonra da, Truman tarafından imzalandı…

Ezcümle,
tüm bunlar İsmet İnönü Cumhurbaşkanı iken yaşandı!

Evet,
Türkiye NATO’ya 1952’de Başvekil Adnan Menderes döneminde girdi: Buna mukabil,
Menderes ilerleyen yıllarda “ABD’nin kontrolünden çıktığı için” idam edildi!

ABD’nin
Türkiye’deki Gladyo’su eliyle 27 Mayıs 1960’ta Adnan Menderes’i devirmesine;
Cumhuriyet gazetesi, neredeyse 60 yıldır “alkış tutuyor!”[3]

-İşin
ciddiyeti ortaya çıkıp, kuyruğuna basılan ABD’nin kararı;

“Açık
düşman yakın tehdit.

Türkiye’nin
S-400 almasını engelleyerek ülkemizi havada saldırıya açık halde tutmak için
tehdit üstüne tehdit yağdıran ABD, Arizona’da F-35 projesi için eğitim alan
Türk pilotlarının 31 Temmuz’a kadar ülkeyi terketmesini istedi. Hem S-400
tehditleri hem F-35’lerle ilgili tutumu ile ABD, Türkiye için açık ve en ciddi
tehdit olduğunu bir kez daha ilan etmiş oldu.”

KARŞI
MİSİLLEME:

Türkiye’deki
ABD özellikle İNCİRLİK KAPATILMALI VE 30 HAZİRANA KADAR CONİLERE SÜRE
TANINMALIDIR.

-İşin
ciddiyetini anlayan haçlı zihniyeti, içimizdeki biriktirip beslediği
kriptolarını devreye koydu ve deşifre etti.

Artık
saklama ihtiyacı hissetmedi.

Son
kozunu da oynamaya başladı.

Ya
hep ya hiç.

Ya
herro ya merro dedi.

Ya
ölüm ya kalım.

-Erdoğan,
yeni parti kuracağı iddia edilen eski arkadaşlarına tepki göstererek” Geçmişte
de bu tür yollara başvurdular şimdi siyaset sahnesinden silindiler. Nereden
nereye? Kişilik, çok önemli” dedi.[4]

-”
Tarihçi Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu tanıklık ettiği olayda:
“Bu olay Arapça ezanın kaldırıldığı zaman olmuştur. Mustafa Kemal İzmir-deydi.
Bursa’da Ulucami-de bir müezzinin ezanı Türkçe okumayıp Arapça okuduğunu
öğrendi. Sofradaydık, derakap hususi trenin hazırlanmasını emretti. Tren
öylesine bir
şekilde geldi ki, Karaköy’e kadar Mustafa Kemal bağırıyordu,’Yavaş gidiyor daha
süratli’ Karaköy’den otomobille gayet bozuk bir yoldan Bursa’ya varıldı.
Paşanın oradan kalkıp Burşa’ya geldiğini haber alınca, Ankara ‘Bu telaşa sebep
ne” demiş. Bunu Mustafa Kemal duymuştu. ‘Bir müezzin Arapça ezan okuyor.
Ne vali, ne müddei umumi, ne polis hadiseyle ilgileniyor. Biz inkılap
yapıyoruz. Bir milletin kaderim elimize aldık, çocuk oyuncağı mı bu işler? Bu
eserin kurucusu benim. Bursa’da devlet makamları inkılapları korumak için
alakalanmadıklarında benim ne yapmamı istiyorsunuz? Durmamı mı?’ dedi. Ondan sonra
verilen yemekte bu sözleri söyledi. Konuşmamın gazetelerde neşredilmediğini
hatırlıyorum.”[5]

MEHMET
ÖZÇELİK/13-10-2019


[1] Bir
Devrin Hafızası, Rasim Cinisli, Doğan Kitap, Sayfa: 75.

[2] https://www.yenisafak.com/yazarlar/tamerkorkmaz/yureginiz-yetiyorsa-gelin-bunlari-tartisalim-2050527

[3] https://www.yenisafak.com/yazarlar/tamerkorkmaz/pandoranin-kutusu-diye-yazilir-gladyonun-kutusu-diye-okunur-2050455

[4] https://m.seslimakale.com.tr/haberdetay/baskan-erdogandan-yeni-parti-aciklamasi-15120

[5]
Atatürkün Bursa Nutku.Sh.23.




KİMLİK

KİMLİK

Dünya
hayatı kimliklerin açığa çıkması için vardır.

Olaylar
kimliklerin tezahürü için vardır.

-Araplar
üzerindeki oyun hiç bitmedi. Bu gün kimlikler ortaya çıkıyor.

Dün
batıya karşı tavrı açık olan Suudi Arabistan, bugün ona esir olmuş durumunda.[1]

-Bu
çalkantılar içerisinde Suudi hanedanının el değiştirip, Yahudi bir ele teslim
olduğu iddia ediliyor.[2]

-Doğuda
bir milyondan fazla kripto Ermeni var,[3] Yani
Bir Buçuk Milyon Kripto Yahudi ve Bir Buçuk Milyon Ermeni Kökenli var.[4]

-Batıda
özellikle İzmir’de sabataistler var, Suriye’de Nusayri yani Şii, İslam dünyası
yüz yıl öncesinde yöneticiler azınlıklardan seçilerek, çoğunluklarla kavga
ortamı hazırlanmış.

Bugün
ikinci aşamasına geçilmiş olup, güncellenmeye çalışılmaktadır.

Bir
yüz yılı daha kontrol etmek için…

************  

Senaryo
ve entrikalarla hükümetin altını oynaya çalışanlar, bu arada kendilerine de yer
hazırlamaktadırlar.

-“Latif
Erdoğan’ın anlattığı bir iddia filmlere konu olacak cinstendi.
Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın rahatsızlanarak ameliyat olduğu gün, ilk
olarak cemaat hastanesine götürüldüğünü söyleyen Latif Erdoğan’ın bu sözleri
soruşturma dosyasına da girecekti. Erdoğan’ın iddiasına göre, Başbakan
rahatsızlandıktan sonra cemaat hastanesine kaldırıldı ve ardından devreye MİT
Müsteşarı Hakan Fidan girdi. Başbakan’ın orada tedavi edilmesine engel olan
Fidan, bu yüzden cemaat tarafından çizildi. Bir diğer iddia ise, cemaatin MİT
Müsteşarlığı’na Ramazan Akyürek’i getirme planı olduğuydu…”[5]

-Fetullah
Gülen, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı‘nın yayınladığı “Küresel Barışa Doğru”
isimli kitabında isimli kitabında şöyle diyor: “Yahudileri ve Hristiyanları
azarlayan ayetler, ya Hz. Muhammed döneminde yaşayan ya da kendi Peygamberleri
döneminde yaşayan bazı Yahudiler ve Hristiyanlar hakkındadır.  Hz.
Rasulullah zamanında ve zamanımıza kadar gelen süreçte yaşananlar ve
zamanımızda bulunan Yahudiler ve Hiristiyanlar bu azarlamanın dışındadırlar”[6]

-Papa
2. John Paul 24 Aralık 1999’da tüm kiliselerin işbirliği hedefini açıklamıştı: “Birinci
bin yılda Avrupa, ikinci bin yılda Amerika ve Afrika Hristiyanlaştırıldı.
Üçüncü bin yılda ise Asya’yı Hristiyanlaştıralım.”[7]

-Şunu
çok açık ve rahatlıkla ifade edebilirim ki; şimdiye kadarki darbelerde MİT’in
etkisi, bundan sonrada mitle devam edecek veya durdurulacaktır.

Gerçekten
Türkiye son on yılda çok büyük badireler atlattı.

Olmak
ve ölmek arasında kaldık.

Bütün
birikimleri ile geldiler.

İç
ve dış bekleyen hücreleri devreye koydular.

Mit
krizi bunun ilk fitilini ateşledi.

17-25
Aralık 2013- le gerçek yüzünü gösterdi.

15
Temmuz 2016 ile zirveye çıktı.

Sonuç
alınamayınca akrep kıskacıyla çevre kuşatmasına gidildi ve devam etmektedir.

-Tarih
tekerrür mü ediyor?

Dün
gelinen oyuna bugünde mi geliniyor?

-Necmettin
Erbakan, REFAH-YOL hükümetini iktidardan düşürenin WINEP ve Alan Makovsky
olduğunu açıklayarak, 28 Şubat döneminin asıl mimarlarının da bu yapı olduğunu
açıklamıştı. Erbakan’ı iktidardan eden Henri Barkey, Alan Makovsky gibi
isimlerin yanı sıra Soner Çağaptay, Yurter Özcan, Faruk Loğoğlu gibi ‘Arı
Hareketi’nin önemli simaları bugün gelinen noktada İmamoğlu’nun arkasında yer
alıyor.

Yurter
Özcan’ın CHP Amerika Temsilcisi olarak atanmasının ardından başta WINEP Türkiye
Araştırma Programı kurucusu Alan Makovsky olmak üzere CFR, AIPAC, JINSA gibi
MOSSAD, CIA, Pentagon ve İsrail Savunma Bakanlığı ile ilişkili think-thanklar
ile CHP çok yakın ilişkiler kurdu. CHP-HDP-İyi Parti adayı İmamoğlu ve Özcan
arasında da sıklıkla görüşme gerçekleştiriliyor.

Türkiye,
15 Temmuz’daki FETÖ’cü hain darbe girişimine doğrudan katıldığı ortaya çıkan
CIA ajanı Henri Barkey hakkında yakalama kararı çıkarmıştı. CHP’nin ABD
temsilcisinin, Barkey ve parti yönetimi arasında köprü görevi üstlendiği
öğrenildi.[8]

-S400-
leri almamamız için her zorbalığı deneyen ABD, acaba bunu neden yapıyor;

-Saldıracağı
İran’ın önüne perde olmaması için mi?

-Gizli
silah ve istihbarat desteği verdiği PKK ve YPG- ye engel olmaması ve
gizliliğini koruması için mi?

-Gizlice
yaptığı operasyonların farkına varılacağı korkusu mu?

-Dünyada
en büyük ahmak odur ki, böyle dinsiz serserilerden terakki ve saadet-i
hayatiyeyi beklesin. SAİD NURSÎ

-Dünyadaki
tüm kirli işleri finanse eden Rothschildg[9] ve
Rockefeller ailesidir.[10]

-Hakkı
batılın kabında sunan, batıla hizmet etmiş olur.

Tarih
her zamanki gibi tekerrür ediyor.

Yüz
sene önce ki anlayışsız, basiretsiz, hissi davranışlar aynen bugünde devam
etmektedir.

************   

Her
şeyi kendi zamanı içerisinde değerlendirmeli.

Nitekim
iyi niyetle kurulan, hizmet Edip kabul gören Özal’ın ANAP partisi, daha sonra Mesut
Yılmaz’ın başa geçmesiyle masonların kontrolüne geçmiş ve 28 Şubat 1997 sivil
ağır darbenin taşları döşenmiştir.

Hürriyet
sevdasıyla kurulan İttihat ve Terakki cemiyeti tamamen masonların kontrolüne
geçmiş ve merhum Abdülhamid-in haline varmıştır.

-Sakallı
Celal’in dediği gibi; Tanzimat ilan ettik, olmadı. Meşrutiyet ilan ettik,
olmadı. Cumhuriyet ilan ettik, olmadı. Belki biraz da ciddiyet ilan etsek,
sürekli halka aptal, kötü diyen bu siyasetten beslenme asalaklardan kurtulur
muyuz sizce?

MEHMET ÖZÇELİK

13-10-2019


[1] https://www.facebook.com/100001489425724/posts/2658882550838033/

[2] https://m.facebook.com/MB.AKKOYUNLU/posts/1179751662226418

[3] http://m.haber7.com/guncel/haber/1019357-atesyandan-100-bin-gizli-ermeni-var-iddiasi

[4] https://www.google.com.tr/amp/s/www.milligazete.com.tr/amp/makale/875907/mehmed-sevket-eygi/bir-bucuk-milyon-kripto-yahudi-bir-bucuk-milyon-ermeni-kokenli

[5] CAN
ÖZÇELİK-KÂİNAT İMAMI-FETHULLAH GÜLEN Kitabından.Sh.49.

[6] Eren Ural, Fetö Sıfırı
Tüketiyor, s. 220, Elips Yay.

[7] Adnan Odabaş, Dikkat Misyonerler
Geliyor, s. 25, Üsküdar Gazetesi Yay. 2005 İstanbul

http://www.gencbirikim.net/fetonun-vatikan-ve-amerika-ile-olan-kirli-iliskileri/

[8] https://www.yenisafak.com/gundem/erbakani-devirenler-imamoglunun-yaninda-3495198

[9] https://m.youtube.com/watch?v=RPtyfgNWyWQ

[10] https://m.youtube.com/watch?v=jh71_NEE-WU




PINARLARI KURUTAN BATAKLIK

PINARLARI KURUTAN
BATAKLIK

Bu
kadar çoklukla düşmanımızdan ziyade, bu kadar teröristlerin dostu olduğunu
bilmiyorduk.

Batıdan
Arap dünyasına, cılız kalan Filistin’e, kan kusan Mısır ve Bae-ye kadar, başka
düşman aramaya gerek olmadığını gösteriyor.

Teröristler
bir çok pınarı kuruttu, yarım asrımızı heba etti.

Bunları
görmeyenler, Esad’ın bir milyon insanı öldürmesine ses çıkarmayanlar, onları
engellemeye çalışan Türk ordusuna salgalarını akıtmaya devam ediyor.

Kahraman
ordu hem bataklığa ve hem de irine dokundu, koku ve kokuşmuş olanlar kendini
gösterdi.

Mecliste
PKK, onları oraya taşıyanlar, aldıkları oylardan dolayı onları meşru gören gayrı
meşru düşünceler Pkk-yı şimdiye kadar besledi ve palazlandırdı.

-Trump
içimizdeki beyinsizler sebebiyle bizi helak etme cesaretini gösteriyor.

Kahpe
içerde.

Kahpe
içeriden.

Kahret
Allah’ım…

İçimizdeki
beyinsizler yüzünden ehli imanı, âlemi İslam’ı kahretme Allah’ım..

-Bin
yıldır tarih yazıp, seferden sefere çıkan ecdadın kahramanlığını özlemişiz.

Aslında
biraz da paslanmış ve eski günlerin haşmetini ve hasretini özlemişiz.

-Barış
Pınarı Harekatı ikinci bir Kut Ammare olup, Batı’nın en az yirmi yıllık
planını, PKK’nın kırk yıllık mücadelesini boşa çıkarmıştır.

Bir
asırlık sosyalist bir Kürt devleti kurma çabası boşa çıkmıştır.

Barış
Pınarı akıttığı pınarlarla çevredeki pislikleri temizleme faaliyetine
girmiştir.

Yirmiden
fazla devletin arkasında durduğu PKK yalnızlaşmaya terkedilmiştir.

-HDP
tezkereye evet dememiş.

Terör
ve terörist temsilcisinden de bu beklenir.

 Bu operasyon dünyanın ve terör ve terörist
dostlarının maskesini düşürmüştür.

Kırk
yıldır sineklerle uğraşırken, bugün bataklığı kurutmaya gittik.

-Hep
derim, Türkiye-nin birinci problemi hukuk problemidir.

15
Temmuz darbe teşebbüsü neden sonra 4bin civarında hukukçu alınınca darbenin
başa risiz kalacağını söylemiştim.

Ve
ilk yapılan işte hukukçuları almak olmuştu.

AYM,
terör propagandasını ifade özgürlüğü saydı.

Anayasa
Mahkemesi, bir toplantıda yaptığı açıklamalar sebebiyle terör örgütünün
propagandasını yapmak suçundan mahkûm edilen eski HDP Ankara Milletvekili Sırrı
Süreyya Önder’in ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine oy birliğiyle karar
verdi.[1]

-Terörü
savunmayı suçtan cikarip, savunani cezalandırmaya hak ihlali gören bir hukuk,
daha garibi üst hukuk, üst aklın ve derin aklın ürünü olsa gerek!!!

Kime
hizmet ettiğini düşünmesi gerekmez mi

Yoksa
tuzda mı koktu.?

-Türkiye’nin,
Suriye’nin kuzeyindeki terör koridoruna karşı başlattığı Barış Pınarı Harekatı,
İran’da cuma hutbelerinde hedef alındı. Cuma imamlarından biri, işi daha da
ileri götürerek, operasyonu ‘Moğolvari saldırı’ şeklinde niteledi.[2]

-Türk
askeri Suriye’de ilerledikçe ses ABD’den geliyor. Pentagon ‘durun’ çağrısı
yaptı.[3]

-Trump
bile anladı, bizdeki beyinsizler hala anlamadı.

-ABD
BAŞKANI TRUMP, DİREKT PKK İFADESİNİ KULLANARAK ESKİ BAŞKAN BARACK OBAMA’NIN
“TÜRKİYE’NİN ÖLÜMCÜL DÜŞMANI PKK İLE ANLAŞMA YAPTIĞINI” BELİRTTİ.

Trump,
“Artık bu sonu gelmez savaşı bitirmenin zamanı gelmişti. PKK, Türkiye’nin
düşmanıdır… Yıllardır savaşıyorlar. Türkiye’de milyonlarca Suriyeli var ve
Erdoğan onların ülkelerine geri dönmelerini istiyor. Türkiye, hiçbir insani
kriz yaşanmayacağını bize taahhüt etti. Türkiye olmasaydı milyonlarca Suriyeli
dünyaya dağılacaktı. Türkler de aynı bizim gibi DAEŞ’lilerin serbest kalmasını
istemiyorlar.”

-Trump:
Kitle imha silahları var denilerek ispatlanamayan yalanlarla bölgeye girdik

– Başbuğ:
Dağlıca saldırısını sadece PKK’lılar organize etmedi, ABD desteği de var

– Trump:
PKK’ya silah ve para yolladık… Obama yönetimi bu PKK’lıları oraya getirdi.[4]

-ABD
çoktan bizi işgal etmişti.[5]

-ABD
terörün finansmanı, İsrail koordinatörü, İran hamisi, İngiliz danışmanı, Suudi
Arabistan ve Arap emirlikleri uzaklığını yapmaktadır.

-CHP’li
Gürsel Tekin terör örgütü PKK’nın kanalına ‘kayyum’ röportajı verdi.

Cumhuriyet
Halk Partisi İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, terör örgütü PKK’nın medya
organı ANF’ye röportaj verdi. Terör soruşturmaları kapsamında görevden alınan HDP’li
isimleri savunan Tekin, “Bunlar darbe dönemi uygulamalarıdır” dedi.[6]

-CHP
Hdp- leşiyor mu deniyor?

Aksi
mümkün mü?

HDP’den
ne farkı var?

HDP’den
ayrı olduğu düşünülebilir mi?

Teröristleri
arkadaş gören, devleti PKK’yı öldürdüğünden katil devlet ilan eden, PYD- yi
meşru gören, kendi memleketini batıya şikayet eden, her şeyiyle ortada olan bir
zihniyet ne ile izah edilebilir ki?

MEHMET ÖZÇELİK

13-10-2019


[1] http://m.haber7.com/siyaset/haber/2902847-aym-teror-propagandasini-ifade-ozgurlugu-saydi

[2] http://m.haber7.com/dunya/haber/2905452-iranda-cuma-hutbelerinde-turkiye-hedef-alindi-yakisiksiz-ifadeler

[3] http://m.haber7.com/dunya/haber/2905404-pentagon-tutustu-turkiye-operasyonu-durdursun

[4] https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/aytunc-erkin/pentagonun-gizli-yazismalarindaki-7-hedef-ulke-kim-5382736/

[5] https://m.facebook.com/groups/2252920564923063?view=permalink&id=2412701755611609

[6] https://www.yenisafak.com/gundem/chpli-gursel-tekin-teror-orgutu-pkknin-kanalina-kayyum-roportaji-verdi-3508528




KİM KİMDEN?

KİM
KİMDEN?

Masonlar
mı Fetö-den yoksa Fetö mü masonlardan?

“1969
yılında Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası tarafından üstün hizmetleri karşılığı
taltif madalyası ile ödüllendirilen Gülen, 1975’te ise Türkiye Büyük Mason
Mahfili’ne gizli yemin töreniyle girmiş. Gülen’i masonlarla
Kasım Gülek tanıştırmıştır.”

Bu
ifade ve iddiayı Google- a yazınca, -Yaklaşık 7.490 sonuç bulundu (0,50
saniye) – [1]
Bu kadar sonuç karşımıza çıktı.

-Bunlarda
mı yalan?

Yıllarca
Demirel’in masonluğunu gizleyip, mason olmadığını söyleyen mason gizli örgütü, Fetö
içinde aynı şeyi yapmadığı ve yapmayacağı ne malum?

Yalan
mı bunlar?

-Denktaş,
babasının mason olduğunu, Kadir Mısıroğlu-na Ceviz Kabuğunda söyledi.[2]

-Demirel-in
masonluğu çok tartışılsa da masonluğu kesin idi.[3]

-Her
şeyden önce Masonlar geçmişten günümüze toplumda oluşturdukları olumsuz intiba
ve gizli bir teşkilat oldukları inancını düşünsünler.

Belki
de hoşlarına gidiyordur.

Bu
konuda daha öncede yazılar yazdım.[4]

-Mason
locasının önemli üstatlarından kabul edilen Celil Layıktez’in Bugün Gazetesi’ne
verdiği bir demeç var. Orada diyor ki, ”Abdülhamit’i tahttan biz masonlar
indirdik!”

Devam
ediyor: “Selanik’teki Hareket ordusu’nu organize eden İttihat Terakki, Emmanuel
Karasu’nun başkanı olduğu locada organize oluyordu.”[5]

Yenişafak
Gazetesinde Fetö-nün Masonluğu ile ilgili olarak günlerce belgeler yayınlandı
ancak tekzib edilmedi.[6]

Masonluğuna
dair binlerce delil, belge ve haber var.

Bediüzzamanın
Talebelerinden Şule Yüksel Şenler-in abisi Üzeyir Şenler, Trt Haber-de
yayınlanan videoda; Şenler’in, vefatından kısa bir süre önce Gülen’in nasıl
mason olduğunu ve üstadını deşifre ettiği ortaya çıktı.[7]

-900
küsur sayfalık 15 Temmuz Meclis tutanaklarında başkanın sorduğu sorulardan
biride;”“Sıradan bir vaiz değildi, 1971 yılında Millî İstihbarat
Teşkilatı Müsteşarı Fuat Doğu, Yaşar Tunagür, Vehbi Koç’un evinde Fetullah
Gülen’le beraber bir toplantı yapıyorlar.” şeklinde bir bilgi verdi.

-Fetönün İzmiri seçmesi
tesadüfi bir durum değildir.

İzmir Sabataistlerin
çoğunlukla bulunduğu yerdir.

-1965
Chp genel sekreteri ve Milletvekilliği yapan ve Mum tarikatının Türkiye
temsilcisi  Kasım
GÜLEK-tir.

-Fetö
1996’da Ankara Kocatepe Camii’nde CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek’in vasiyeti
üzerine cenaze namazını kıldırmıştır.

-1999’da
Amerika’ya göçtü. Kasım Gülek-in kızının, emekli Cıa ajanı Grahem Fuller-in
aracılığıyla orada kalma izni almıştır.

Kaldığı
yer, Cizvit papazlarının karargahı ve yeridir.

–Fetö,
20 Ağustos’ta yayınlanan sohbetinde “Haçlının
ülkenizi işgal etmesi, çok tehlikeli değildir; çünkü sizin ve
onların arasında kırmızı çizgiler vardır. Bir kere onlar, sizin kadınlarınıza
kızlarınıza ilişmezler, mâbedinize ilişmezler; ilişmemiş Haçlılar.” dedi. .

Bu
söz bile onun ne mal olduğunu anlamak için fazlasıyla yeterlidir.

-Bediüzzaman
Said Nursi eserlerinin bir çok yerinde masonların tehlikesine dikkat çeker
[8] ve özellikle Necip Fazıl-ın
çıkardığı Büyük Doğu mecmuasının yirmi dokuzuncu sayısında; “Lozan’ın
İçyüzü” diye yazılan uzunca makaleden [9]özetle;

“Gizli
anlaşmanın entrikası
Türklere dinlerini ve din temsilciliğini feda ettirmek şartıyla, sun’î istiklâl
işinde gizli anlaşmanın müessiri, tek kelime ile, Yahudiliktir. Buna memur-u
müşahhas kimse de, şimdi Mısır Hahambaşısı bulunan Hayim Naum’dur. Bu Hayim
Naum, bu korkunç teşebbüse evvelâ Amerika’da Türkler lehinde bir seri konferans
vermek ve emperyalizma şeflerine, Türkün maddesini serbest bırakmaları, buna
mukabil ruhunu, tâ içinden ve kendi öz adamlarına yıktırmaları fikrini telkin
etmek suretiyle başlamıştır. Yani, masonluk hasebiyle Kur’ân’ın ahkâmını
kaldırmak, milleti dinsiz yapmak. “[10]

-“Gülen
de “Vatikan’da ölmek istiyorum” mealinde bir mektubu Papa’ya göndermemiş
miydi?”
[11]

-Gülen
Fatih Altaylı-ya masonluğunu itiraf etti. Altaylı bunu videoda dile getirdi.

Fatih
Altaylı Gülen-e;” Size Neo İslamik Mason diyebilir miyiz?” sorusunu
yönelten Altaylı, aldığı cevapla şaşkınlığını dile getirmişti. ‘Masonluk kötü
bir şey değil, tabi ki diyebilirsin” yanıtını veren Gülen’in geçmişte de
masonluğunu itiraf ettiği ortaya çıktı.”
[12]

-Emniyet Genel
Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı görevlerinde bulunan
Bülent Orakoğlu, Fetönün masonluğu ile ilgili olarak;” FETÖ’nün mason
imamları ve ByLock ile ilgili tekzip edilmemiş haberler var. Bu haber ve
iddialara göre; komisyonda bahsedilen emekli büyükelçi Aydın Sefa Akay isimli
diplomatın FETÖ’nün MASON localarından sorumlu imamlarından biri olduğu ve
görev yaptığı yerlerde mason teşkilatlarına sızma amacıyla çalışmalar
yürüttüğü, FETÖ’nün gizli haberleşme sistemi ByLock programının ”Kırmızı
listesinde” olduğu için 15 Temmuz operasyonları sonrasında tutuklandığı
belirtiliyor.
Türkiye’de masonlar üzerine önemli araştırma ve kitapları bulunan, yazar Süleyman
Yeşilyurt, bir haber kanalında yaptığı açıklamalarla FETÖ’nün mason imamlarını
deşifre ettiğine yönelik iddialar ortaya atmıştı. Bu iddialar göre; Aydın Sefa
Akay’ın, Güney Amerika’dan, eski Tiflis Büyükelçisi Gürcan Balık’ın dış
işlerinden, iş adamı Mehmet Ünver Peker’in Silivri’den sorumlu mason imamları
oldukları belirtilmişti. 15 Temmuz sonrası Gürcan Balık ve Aydın Sefa Akay’ın
tutuklandığı Mehmet Ünver Pekerin ise kaçak olduğu iddiası gündeme
getirilmişti.
FETÖ’nün masonik bir organizasyon olduğu artık iddiadan öte nerdeyse ortaya
çıkmış bir gerçeğe işaret ediyor. Şifreleme, gizlilik, semboller, dışa
kapalılık, gibi kriterler FETÖ yapılanmasının masonik organizasyonu rol model
aldığının bir ispatı sanki. 15 Temmuz Kalkışması’nda önemli roller üstlenmiş
üst düzeyde FETÖ’cü hainler arasında kaç mason var acaba? Yakın bir tarihte
Ankara Cumhuriyet Savcılarının hazırladığı 10’un üzerinde iddianamede de, 15
Temmuz Kalkışması’nın arka planı aydınlatılırken dış ayakta hangi masonik
yapıların devreye girdiği de ortaya çıkarılır inşallah.”
[13]

-Fetönün en
yakınındaki isim Latif Erdoğan, Fethullah Gülen’in Masonluk yemini ettiği
iddiasıyla ilgili olarak ‘Teyit ettim masonluk belgelerinin hepsi gerçek’
dedi.”
[14]

Artık
mızrak çuvala sığmıyor…

Kirli
çamaşırlar dökülüyor.

Mason
aileler krallığı…[15]

MEHMET
ÖZÇELİK

05-10-2019


[1]https://www.google.com.tr/search?source=hp&ei=CbTuXIrcMu3mrgTj056oCw&q=1969+y%C4%B1l%C4%B1nda+H%C3%BCr+ve+Kabul+Edilmi%C5%9F+Masonlar+Locas%C4%B1+taraf%C4%B1ndan+%C3%BCst%C3%BCn+hizmetleri+kar%C5%9F%C4%B1l%C4%B1%C4%9F%C4%B1+taltif+madalyas%C4%B1&oq=fetih&gs_l=mobile-gws-wiz-hp.1.0.35i39l3j0j46i131j0i131l3.4433.6832..8887…1.0..0.205.779.0j4j1……0….1…….8..46j46i39.Qsdy90iH8n0

[2]
http://www.tesbitler.com/2016/01/02/masonlugun-gucu/

[3] http://www.tesbitler.com/2016/01/02/masonlugun-gucu/

[4] http://www.tesbitler.com/index.php?s=Mason

[5] http://www.tesbitler.com/2019/03/04/gizli-komite/

[6] https://www.google.com.tr/amp/s/www.yenisafak.com/amphtml/gundem/iste-fethullah-gulenin-masonluk-belgeleri-2110900

Aynı ifadenin kaynakları..

https://www.google.com.tr/amp/s/www.yenisafak.com/amphtml/gundem/fethullah-gulenin-sirlarla-dolu-karanlik-dunyasi-2110893

https://www.memurlar.net/haber/507801/fethullah-gulen-le-ilgili-ortaya-cikan-yeni-belgeler.html

https://odatv.com/fethullah-gulenin-masonluk-belgeleri-3003151200_m.html

https://www.google.com.tr/amp/s/m.takvim.com.tr/guncel/2015/03/30/guleni-gizli-orgutlere-o-chpli-sokmus/amp

https://www.google.com.tr/amp/s/www.birgun.net/amp/haber/yeni-safak-bombasini-patlatti-fethullah-gulen-masonmus-meger-77043

https://m.star.com.tr/guncel/fethullah-gulenin-masonluk-belgesi-cikti-haber-1015725/

https://www.google.com.tr/amp/s/www.pinterest.es/amp/pin/501518108480557194/

https://m.yeniakit.com.tr/foto-galeri/feto-masonik-bir-organizasyon-mu-iste-kanitlar-8797/1

https://www.google.com.tr/search?sxsrf=ACYBGNTztM1KNB80rKgOWo1N4SE5Ff6oAA:1570217844285&q=fet%C3%B6+mason+mu&sa=X&ved=2ahUKEwjAi9CmrYPlAhWJwcQBHZfmC5AQ1QIwEHoECAgQAg&sxsrf=ACYBGNTztM1KNB80rKgOWo1N4SE5Ff6oAA:1570217844285&biw=360&bih=559

https://www.google.com/imgres?imgurl=https%3A%2F%2Fitkv.tmgrup.com.tr%2F2015%2F03%2F30%2F960x354%2F1427695559015.jpg&imgrefurl=https%3A%2F%2Fwww.takvim.com.tr%2Fguncel%2F2015%2F03%2F30%2Fgulenin-masonluk-belgeleri-gercek&docid=F03NDLMsnwb3aM&tbnid=OO–nIu0PIgwTM%3A&vet=10ahUKEwiI-JaWr4XlAhXNIVAKHfwyCgYQMwhOKAgwCA..i&w=960&h=354&bih=881&biw=1280&q=fet%C3%B6n%C3%BCn%20masonlu%C4%9Fu%20tekzip%20edildimi&ved=0ahUKEwiI-JaWr4XlAhXNIVAKHfwyCgYQMwhOKAgwCA&iact=mrc&uact=8

[7]
https://www.yenisafak.com/video-galeri/haber/bediuzzamanin-talebesi-gulenin-masonlugunu-dogruladi-2037803

http://toggo52.blogspot.com/2016/10/kasim-gulek-ve-feto-masonluk-iliskisi_13.html

[8]
http://www.risaleinurenstitusu.org/kulliyat/arama/mason

[9]
http://www.risaleinurenstitusu.org/kulliyat/emirdag-lahikasi/nihai-vesika/277

[10]
http://www.risaleinurenstitusu.org/kulliyat/emirdag-lahikasi/gizli-anlasmanin-entrikasi/279

[11]
http://toggo52.blogspot.com/2016/10/kasim-gulek-ve-feto-masonluk-iliskisi_13.html

[12]
https://www.sabah.com.tr/gundem/2015/03/30/fethullah-gulen-masonluk-kotu-bir-sey-degil

http://toggo52.blogspot.com/2016/10/kasim-gulek-ve-feto-masonluk-iliskisi_13.html

[13]
https://www.yenisafak.com/yazarlar/bulentorakoglu/fetonun-mason-imamlari-ve-bylock-2033985

[14] https://www.sabah.com.tr/gundem/2015/03/30/latif-erdogan-fethullah-gulenin-masonluk-belgeleri-gercek

[15] https://www.facebook.com/100004025624000/posts/1810651632412340/

https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=10157526008828374&id=656108373

https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=10218350574410726&id=1083251919




TÜRKİYE ŞAHLANIYOR

TÜRKİYE
ŞAHLANIYOR

Gençlik
dehşetle ve dehşetli geliyor.

Tabiri
caizse, zehir gibi…

Ancak
elbette her hayırlı işin çok muzır manileri de olmaktadır.

İlgisiz,
bilinçsiz gençlikle beraber alt yapısı olan ve donanımlı bir gençlik
gelmektedir.

Bu
bilindiği içindir ki sürekli toplumun hafızası bulandırılmaktadır.

Önüne
maniler konulup, gereksiz şeylerle meşgul edilmektedir.

Mesela;
Dinime dahleden bari müsülman olsa.

Bu
günlerde cemaatleri gündeme getirip ve tarikatlara saldıran ve onlar kanalıyla
İslam’a vurmaya çalışanların mazisine baktığınızda gerçek niyet ortaya çıkıyor.

Devletin
sahip çıkmadığı dine, bazı arızalar olsa da, tarikat ve cemaatler[1] sahip
çıkmıştır.

Bu
sayede toplumda çoğunluklarla beraber, azınlıklarında nefes aldığını görmekteyiz.


Azınlık Cemaat Vakıfları Temsilcisi Moris Levi, azınlıkların ibadet özgürlüğü
konusunda şunları söylüyor: “Türkiye özellikle son 20 yılda ibadet özgürlüğü
üzerine titreyen bir ülke oldu. Herhangi bir Hristiyan veya Yahudi kendi
çevresindeki mabetlerde ibadetini yapabilir. Hiçbir izin almasına gerek yok;
ancak cemaatler küçüldüğü zaman bağış toplamakta hayli zorluk çekiyor”.
Süryani Kadim Vakfı Başkanı Sait Suzin de olumlu atmosfere dikkat çekerek
“Son 17 yılda hayal bile edemeyecek noktadayız” diye konuşuyor ve
benzer şekilde ekonomik zorluklara işaret ediyor…

“DİN
ADAMI YETİŞTİME SORUNUMUZ VAR”

Din
adamı yetiştirmek ile maddi kaynaklar arasında ters orantıya işaret eden Levi,
”İlahiyat fakültelerinde din adamı yetişebiliyor ama Musevi din adamı veya
Hristiyan din adamı yetiştirebilmek için ya alaylı usulüyle usta-çırak
biçiminde yetiştiriliyor ya da yurt dışına teolojik eğitime gönderiliyor. Bu da
sonuçta bir maddi kaynak gerektiriyor. Özellikle Anadolu’da bulunan küçük
Hristiyan cemaatler ne binalarını ayakta tutabiliyor ne de din adamlarını
yeteri kadar istihdam edebiliyor” diye konuşuyor.[2]

****************   

Hükümete
direk müdahale edip al aşağı edemeyen zihniyet, İstanbul ve Ankara seçimleriyle
çevresinden kemirmeye başlıyor.

Amaç
hükümeti zaafa düşürmek, topluma kaos bulutları sarmak ve sermek.

İp-le başarılı
olamayanlar, Davutoğlu ve Babacanı devreye koydular.

-Ali
Babacan AKP’den ayrılmasının ardından bir çok iş başvurusu yaptığı ortaya
çıktı. Ali Babacan görevde olduğu sürede iş başvurusunda bulunduğu ve bir cevap
alamadığı iddia edildi. İşte Ali Babacan iş başvurusu macerası.[3]

Demek
ki şimdiye kadarki baş vuruları bu gün için beklenilmiş!

-Kirli
el devrede.

Seçimsiz
ve kavgasız bir süreye tahammül edemeyenler yeni partilerle suyu bulandıracak,
menfaatperestlere yer açılmış oldu.

Kaypak
olanlar için kaygan zeminler oluşturulmaya çalışılmaktadır.

-Terör örgütü PKK‘dan kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan teröristler
verdikleri ifadelerle PKK ile HDP arasındaki kirli ilişkiyi bir kez daha ortaya koydu.19
yaşındaki B.C, “HDP’nin Van bürosuna giderek kayıt yaptırdım. 2 örgüt
mensubu ile gittiğimiz Van merkezde bulunan evde yeni katılan 4 örgüt
mensubuyla kaldık. Örgüt kuryelerinin vasıtasıyla Hakkari’ye oradan Irak‘ın kuzeyine geçtim.” dedi..[4]

*************

Yeter ki eski ve eskimiş olanlar gelen neslin
önünde durup gölge etmesinler.

Mesela; 26-09-2019 Perşembe tarihli Teke Tek
programında 3 yer bilimci profesör.

İstanbul’da gerçekleşen deprem ve fay hatları ile ilgili
bilimsel çalışmalarını aktardılar.

Programın
sonlarına doğru Fatih Altaylı, Marmara da daha eski tarihlerde gerçekleşmiş
olan depremlerle ilgili soru yöneltti.

3
bilim insanı Prof..

-Tabiki
eski tarihte olan depremlerle ilgili bilgimiz var.

Eski
derken Osmanlıyı kastetmiyorum
,
1000 – 1500 yıl öncesini kastediyorum.

Çünkü
Osmanlı depremle ilgili hiçbir kayıt tutmamışlar,

Çalışma
yapmamışlar.. dedi.

2
dakika sonra Fatih Altaylı cep telefonunu eline alarak:


Murat Bardakçı mesaj gönderdi ve diyor ki.!

Osmanlı
depremlerle ilgi çalışmalar yapmış ve tüm depremlerin kayıtlarını tutmuşlardır.

Bilhassa
Abdülhamid han bu konuyla ilgili özel çalışma ve arşiv tutmuştur.

Resmi
kayıtları bende mevcut, İsterseniz gösterebileceğini söylüyor.. dedi.

Stüdyoda
ki 3 bilim insanı prof.. Far görmüş tavşan gibi dondu kaldılar.

Daha
sonra da Murat Bardakçıya övgüler dizdiler.[5]

Geçmişten
kopuk ve geçmişini tanımayanlar, bu nesli nasıl geleceğe taşıyabilirler?

Ahlaksız
teklif.

ABD’den
Türkiye’ye Tüm Akıllı Telefonların Fiyatını Düşürecek S-400 Teklifi.[6]

Abd
şimdiye kadar kontrol ve tehditle yaptığını bugün cazip tekliflerle yapmaya
başlıyor.

Sırf
bizi bağlayan bağlardan kurtulmamamız için…

-Cumhurbaşkanlığı
Başdanışmanı Emekli Tuğ. Adnan Tanrıverdi, “Türkiye 2015’ten bu yana Abd’ye 5
Mağlubiyet yaşattı” dedi. Yeni Şafak’a konuşan Tanrıverdi bunları tek tek
sıraladı:

1-
ABD, 7 Haziran seçimlerinde istikrarı hedef alan propagandayı destekledi.
Halkın ferasetiyle 5 ay sonra siyasi istikrar sağlandı.

2-
Arkasından çukur eylemleri başladı. ABD desteği PKK’nın öz yönetim safsatası
ile Türkiye’nin başına yeni dert açtı. Türkiye bu sıkıntıyı da 6 ayda çözdü.

3-
Türkiye TSK’daki FETÖ’cüleri tasfiye ederken, 15 Temmuz darbe girişimi oldu. 20
saat içinde bu da bastırıldı. ABD’ye 3. Mağlubiyeti yaşatıldı.

4-
ABD, Cerablus’u terör örgütü PKK-PYD’ye teslim edecekti. Türkiye bunu fark edip
askerini soktu ve bunun önüne geçmiş oldu.

5-
ABD, Irak’ta Türkiye’nin üslerini kaldırmak için harekete geçti ama Türkiye
bunu da başarıyla önledi. Bu da 5. Mağlubiyet.

MEHMET
ÖZÇELİK

02-10-2019


[1] https://www.siyasetcafe.com/iste-turkiyenin-tarikat-ve-cemaat-haritasi-54846h.htm

[2] https://m.haberturk.com/azinlik-vakiflari-2515178
   

[3] https://www.finans365.com/is-basvurusu-kabul-edilmeyen-ali-babacan-yeni-parti-kurmaya-karar-vermis/14309/

[4] https://www.ahaber.com.tr/yasam/2019/09/28/teslim-olan-pkkli-terorist-hdp-ve-pkknin-kirli-iliskisini-gozler-onune-serdi

[5] https://www.facebook.com/100004025624000/posts/1807728532704650/

[6] https://www.webtekno.com/abd-turkiye-s-400-teklifi-akilli-telefon-fiyat-indirim-h76543.html