O VE BEN
O
VE BEN
O’ndaki
ben mi, bendeki O’mu?
O
ben de ben de O’ndayım.
İmanım
gibi biliyorum ki; O bendedir.
Hatta
şah damarımdan daha da yakındır.
-Ben
O’ndanım.
Heme
ost değil, heme ezosttur.
Her
şey O değil, her şey O’ndandır.
-Bir
tarafım uçurum, diğer tarafım sonsuzluk.
Uçuruma
düşmekten iman, Allah’a mensubiyet ve irtibat insanı yokluk karanlıklarına
düşmekten koruyor.
İmansız
ve irtibatsız bir hayat, her an yokluk uçurumuna düşme korkusuyla yaşanılan bir
hayattır.
Böyle
bir hayat ise, cehennemi bir halet ve hayattır.
-Dünyaya
vücut elbisesi olmadan gelen insan, vücudu geliştirip, ruhunu tekâmül veya
tefessüh ettirdikten sonra, tekrar bu vücut elbisesini burada bırakarak, ya
kazanmış veya kaybetmiş olarak bu dünyadan göçüp gidecektir.
-İnsan
bütün varlıklarla ünsiyet kurabilen bir varlık.
-Hep
cezayı düşünerekten cehennemden korkuyoruz aslında en çok korkulacak kaybettiklerimizdendir.
Ne
ceza alacağımdan ziyade, ne kaybedeceğim sorusudur.
Cehennemi
kazanmanın dışında cennetin veya cennete aid kazanımların kaybı düşünüldüğünde,
en büyük cehennem hali olacaktır.
Nitekim
cehennemin fevkinde en büyük cehennem, cennetin kaybıdır.
Kişiye
kayıp olarak cenneti veya ona aid bir değeri kaybetmesi, en büyük kayıptır.
Hatta
cennette olmaması ve cehennemde bulunmasından dolayı, rüyetullahtan mahrumiyet,
cehennemi bir çok defa katlayacak cehennemi bir halettir.
***************
HAK
VE HAKİKAT YOLU VE YOLCUSU
İnsan
kendini dışarıda arıyor.
Neden
içeride ve içinde aramıyor.
Çünkü
ona göre orası karanlık tıpkı Nasreddin hocanın ahırda kaybettiğini karanlık
diye dışarıda araması gibi.
-Men
arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu
Kendini
bilen, Rabbisini de bilir.
İnsanın
başına gelen elinin işidir.
“Başınıza
ne geldi ise ellerinizle işlediklerinizden dolayıdır. Bununla beraber Allah
çoğunu affeder.” Şura, 30.
“İnsan
üzerinde yedi yol inşa ettik” diye (Mü’minun, 17). “Sana yedi şifreli Kurân’ı,
Fatihâ’yı indirdik” Hicr.15.
İnsanın
dünyasına giden yol, Fatihanın yedi ayetinden geçer.
-Benden
O’na seyrin adı ihlastır.
İnsanlar,
imtihandan geçirilmeden, sadece “iman ettik” demeleri ile
bırakılıverileceklerini mi sandılar?(Ankebut, 1-2.)
-Gerek
insanın içindeki melek ve şeytan, nefis ve kalb gibi zorlukları, dış
dünyamızdaki zorluklarla tamamen barışamaz, bir araya gelemezler.
Geceyle
gündüz gibi.
Soğuk
bir kış günü Mevlana ile talebesi geziyorlarmış. Birbiri ile sarmaş dolaş yatan
iki tane köpek görmüş talebe. “Efendim şunlardaki sevgi tezahürüne bakın ne
güzel yatıyorlar”, demiş. Mevlana da, “Aralarına bir kemik at da o zaman seyret
onları”, demiş.
-“Ruh,
su üstünde idi” der Tevrat’ta.
Biz
her şeyi sudan yarattık, ayetini teyid eder.
Başlangıçtaki
su toprak karışımından yaratılan insan babası Hz. Âdem, sonradan çocukları bir
damla sudan yaratıldılar.
-Biz
ney gibiyiz. Bize üfleyen, bizi dirilten sensin Allah’ım. Hz. Mevlana.
Adem’e
ruhumdan üfledim. (Hicr.29 ve Sad, 72.)
-Özlü
Söz: Bir Arap şairi şöyle söylemiştir:
Zamanın harap etmesi için bina
yapılması gibi, Anneler de yavrularını ölüm için beslerler.
MEHMET
ÖZÇELİK
23-10-2019