ŞEKİLLENEN HAYAT
ŞEKİLLENEN
HAYAT
Anne
karnında kalıp adeta bu dünyaya gelmek istemeyen insan, yeni bir hayata
gözlerini açar.
Geniş
bir dünyaya gelmiştir.
Elde
edilen vücudunu burada bırakıp, daha geniş bir aleme geçiş yapar.
Eğer
burası için yaratılmış olsaydı bu vücudu burada bırakmaz, kendisiyle beraber
götürürdü.
Demek
ki tıpkı anne karnından gelip farklı vücutlar elde ettiği gibi, gittiğinde de
oraya layık, daha farklı ve güzel bir vücut elde edecektir, inşaallah…
Ruh
geldiği ve ulaştığı kıymete göre bir vücuda sahip olacaktır.
-Cennete-
inşallah- gittiğimizde ne hatırlayacağız acaba?
Cennette
olumsuzluk ve lüzumsuzluk namına bir şey olmadığı için hatırlayacağımız neler
olabilir?
Yoksa
anne karnını hatırlamadığımız gibi dünyayı damı hatırlamayacağız?
Ancak
hatırlanacak olan Allah için yapılan sohbet ve işlerdir, ihlas ve samimiyeti
nisbetinde…
-Küçük
balıktan büyük balığa, küçük fanustan büyük akvaryuma kadar bir balığın bir
karış veya biraz büyük bir yerde hayatı boyunca dönüp dolaşması, gayet
düşündürücüdür değil mi?
Ve
de bu bundan zevk ve keyif almaktadır.
Bir
çocuğun dokuz ay on gün boyunca bir zarın içerisinde hayatını sürdürmesi ve
çıkmak istemeyip, çıkınca da adeta ağlaması ve daha sonrasında da bu hayatı
hatırlamaması gayet ibretli değil mi?
İçerisinde
yaşayıp da hiç çıkmayacağımızı düşündüğümüz dünyamızı da bu açıdan
değerlendirebilirsiniz.
Zira
uçsuz bucaksız koca kâinat içerisinde dünyamız, bir nokta ve küçük bir fanus ve
akvaryum gibidir.
-Hayat
ve hayatta verilen imkanlar tinetleri ortaya çıkarmak içindir.
Her şey değişir ancak tinet
değişmez.
-Şöhret,
kişinin değerlerini ve inançlarını değil, kendisini tanıtması, anlatması ve ön
plana çıkarmasıdır.
-“Kötülüğün
kaynağı tartışmasının ilk aşamalarında şu soruldu:
Zinadan olan çocuk, diğer herhangi bir çocuk gibi ana rahminde Allah tarafından
yaratılmaktadır. Buna göre zinanın sorumlusu Allah mıdır? Eğer öyleyse zina
eden niçin cezalandırılır? Hasan bunu şöyle açıklar: Allah zina edeni çocuktan
ötürü cezalandırmaz. Bir itaatsizlik fiili olan zinası sebebiyle onu
cezalandırır. Bu itaatsizlik çocukla aynı değildir. Menisini helali olmayan bir
yere koyan zani, sahibi olmadığı
bir başkasının tarlasına tohum eken kimse gibidir. Allah ister filizlendirsin
isterse filizlendirmesin her ikisi de itaatsizlik fiilidir.”
-Hasan,
kendilerini masum gören ve kötülüğü (zulmü) Allah’a nisbet edenlere karşı
deliller öne sürer. O, Kur’an’dan, Adem’in söylediği, “kendime zulmettim”
(Kur’an 7/23) sözünü ve Musa’nın öldürme günahını “şeytanın işi” (28/15) olarak
tanımlamasını içeren ayetleri iktibas eder. Ne Musa kendi günahının Allah’tan
olduğunu düşündü, ne de Adem günahının Allah’ın kaza ve kaderi olduğunu
zannetti. Hiç kimse zulüm sahibi olarak telakki edilmeyi istemez. Dolayısıyla
bu insanlar, kendilerine nisbet edildiğinde onaylamak istemedikleri bir şeyi
Allah’a nisbet etmeye nasıl kalkışırlar?
-Bir
usta taşları üst üste koyuyor ve onlar durup itaat ederek bozulmuyor.
Allah
yapınca neden harika ve mükemmel olmasın?
-İnsanın
gözü toprakta, toprağın gözü insanda.
MEHMET
ÖZÇELİK
13-10-2019