BİTİRDİKLERİMİZ
BİTİRDİKLERİMİZ
-Nasıl
affedeyim ki?
İnsanları
bozandan, Yıllarımızı çalanlardan….
Bu
asır kayıplar asrıdır.
Bu
asır kayıpların çok olduğu asırdır.
Bu
asır sürekli kayıpların gerçekleştiği asırdır.
Bir
asırdır hem dünyası ve hem de ahireti bitirilenler milyonları bulmaktadır.
Bu
bir asırda sayısız yaralı olan, aydın geçinen, insanlara yıllarca dünya ve
ahiretlerini bitirecek yanlış kılavuzluk yapmış bu insanları nasıl affedeyim.
Tevbe
kapısı açık olmakla beraber, ya yıllarca sapıttıkların? Yanlış yollara
sevkettiklerin?
Aaa
özür dilerim, sizleri yanıltmış, yanlış inançta bulunmuşum!
Bu
kadar basit mi?
Ölüp
gidenler, yaralanıp yaralayanlar…[1]
Gelen
nesle tavsiyemdir; Sadece silah öldürmez. Aydın diye karanlıktaki insanın
peşine düşmekte insanı öldürür. Karanlıkta bırakır.
Sadece
dünyasını değil, ahiretini de bitirir.
Seçici
olmalıdır.
Seçici
olmak içinde birikimli, araştırıcı, istikameti kazanmak gerektir.
-İşte
o ölçüsüz ve mesnedsiz ve de indi olan yorumlardan biri;
-”Abduh,
Bakara Suresinin 34 üncü ayetine dayanarak, iblis melaikeden bir ferddir. Kehf
Suresinin 50 nci ayetinde ise, İblis’in cinnilerden olduğu bildirilir.
Zaten elimizde melaike ve cinnileri ayıran cevheri bir fasıl yoktur.
Ancak aralarında sınıf ihtilafı vardır. Buradan anlaşılır ki,
cinniler de melaikedendir.
Kur’an’da
melaikeye, cinne lafzı ıtlak olunmadığını, bütün müfessirler
kabul etmişlerdir. Şeytanlar da buraya dahil olur.” [2]
Toplumda
cinlerle melekleri ayıramayacak kadar aynı şekilde değerlendirme ve bazen
sorularda, şeytanında meleklerden olduğu, yanlış düşüncesi hep bu özürlü
görülerin sonucudur.
Oysa
Kur’an-ı Kerim-de geçen;-“ Ve meleklere, “Âdem’e secde edin.” demiştik. İblis
hariç, hemen secde ettiler. O cinlerdendi. Böylece Rabbinin emrini (yapmayarak)
fıska düştü. Hâlâ onu ve onun zürriyyetini (neslini), onlar sizin düşmanınız
(olduğu halde), Benim yerime dostlar mı ediniyorsunuz? Zalimler için ne kötü
bir bedel (cehennem).”[3]
-“Cinleri
öz ateşten yarattı”[4]
-“
Cinleri de daha önce, zehirli ateşten yarattık”[5]
Oysa
melekler nurdan yaratılmışlardır.
-“Ben
cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım” (ez-Zâriyât
51/56)
*************
Maalesef bu yanıltma her alanda sürmektedir.
Kültür,
ideoloji alanında olduğu gibi, dini alanlarda da bu durum azımsanmayacak
derecede kendisini göstermektedir.
Yazılmış
eski eserlerde ‘Gıle’ yani ‘Denilmiş’ şeklinde bir çok zayıf görüş belirtilmiş.
Çarpık
toplumun oluşmasında ittifak edilmemiş, yanlış yorum ve anlayışlar, çarpık
düşünceler buna sebep olmaktadır.
-Süleyman
Ateş-in tutarsızlıkları üzerine yazmıştım.[6]
Ancak
bu tutarsızlıklar azımsanacak derecede değildir.
İşte
Süleyman Ateş-in ehli sünneti ateş gibi yakıcı ifade ve yorumları;
-SÜLEYMAN
ATEŞ`İN TEFSİRİNDE KUR`AN`IN ÇAĞDAŞ YORUMLARI adlı 217 sayfalık, Tezi
Hazırlayan-Mevlüt ŞAHİN- in eserinde Ateş-in İslami düşünce ve kelami konularda
yapmış olduğu yorumlarla, ehli sünnet çizgisinin dışında bir düşünce ve inanç
sergilemiştir.
Tartışılacak
konularda zayıf görüşleri tercih etmiştir.
Tefsirinin
kaynak bir eser olmaktan ziyade, tartışılan bir eser olduğunu, dikkatli okunup incelenmesi
gereken bir eser olduğunu göstermiştir.
Tezin
sonunda yapılan genel değerlendirme tefsirin ve araştırmanın bir özeti
mahiyetindedir:
“Ateş`in
tefsirindeki bazı kendisine has görüşlerinden dolayı reddiye niteliğinde bir
kısım eserler yazılmıştır. Örneğin, Yılmaz Yiğit ve Mehmet Ergene tarafından
kaleme
alınan “Çağdaşlık mı? İnhiraf mı?” isimli kitap da, Ateş`in Peygamberlerin
ismeti,
cehennem azabının ebediliği, şefaat, nasih mensuh, ehl-i Kitap v.b. konulardaki
görüşleri araştırılıp tenkit edilmiştir.[7]
Yine
Süleyman Hatipoğlu tarafından kaleme
alınmış olan “Ateş Ateşle Oynuyor” isimli eserde de, Ateş`in Ehl-i Kitap`ın
cennete
girip giremeyeceği konusundaki görüşlerini hakarete varacak derecede kıyasıya
eleştirilmiştir.[8]
Bir
tıp doktoru olan Orhan Kuntman ise, “Çağdaş Tefsirdeki Çelişkiler” isimli
eserişinde Ateş`in bir çok konudaki görüşlerini eleştirmiştir.[9]
-Dikkat
edilmesi ve de dikkati nazara alınması gereken en önemli husus ise;
“Ateş`den
etkilenmiş bir çok çağdaş düşünürümüz de vardır.
Nitekim Ateş`in tefsiri bir çok çalışmada kaynak olmuştur. Örneğin, Diyanet
Vakfı
tarafından Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Prof. Dr.
İbrahim Kafi Dönmez, Prof. Dr. Sabrettin Gümüş`e yazdırılan “Kur`an Yolu”
isimli tefsirin
mukaddimesinde Ateş`in tefsirinin de kaynak olarak kullanıldığı
bildirilmektedir.[10]
Bir
başka Çağdaş İslam bilgini olan Bayraktar Bayraklı`nın halen yazımına devam ettiği
“Yeni bir Anlayış Işığında Kur`an Tefsiri” isimli eserinde yer yer Ateş`in
tefsirinden de istifade ettiği görülmektedir.[11]
Ateş`den
etkilenenlerin beklide başında Yaşar Nuri Öztürk gelmektedir. Zira Öztürk, pek
çok konuda Ateş`in etkisinde kalmış ve Ateş`den zaman zaman övgü ile söz
etmiştir. Örneğin Reenkarnasyon ile ilgili olarak Ateş`den oldukça etkilendiği
görülmektedir.[12]
Öztürk, reenakarnasyonla ilgili olarak Mü`min suresinin 11`inci âyetini
yorumlarken Ateş`den uzunca alıntılar yapmış,[13] Reenkarnasyonun
münkir her beşer için mutlak olarak şart olmadığını ifade etmiştir.[14]
Ateş`in tefsiri Milliyet Gazetesince halka promosyon olarak dağıtıldığı zaman
pek çok
ilahiyatçı Ateş`in eserinden istifade ettiklerini dile getirmişlerdir.[15]
MEHMET ÖZÇELİK
03-08-2019
[1]
İsmet Özel’in
Şiirlerinde Bireysel ve Toplumsal Değişim. M. D. KARACOŞKUN,
M. HÜKÜM.Sh.5,Yumuşak 2012)”Age.6,13, Erverdi 2009.
66-67,69, Topçu 1950:2, Topçu
1978a:153-154,Topçu
2008:169.Bak. Nurettin Topçu’da Komünizm ve Sosyalizm. Murat Kılıç.
[2]
Diyanet dergisi.92.93. sayı.sayfa.8.9.
[3]
Kehf.50.
[4]
er-Rahmân 55/15.
[5]
el-Hicr 15/26-27, A’raf, 7/12; Sad, 38/76, Hicr, 15/28-31; Sâd, 38/71-74,
Bakara, 2/34; Sâd, 38/74
Daha geniş bilgi için bak. http://www.tesbitler.com/2015/01/03/cinler-ve-seytanlar/
[6] http://www.tesbitler.com/2015/01/03/suleyman-atesin-tutarsizliklari/
[7] Eleştiriler Hakkında Geniş bilgi için bkz.
Yılmaz Yiğit, Çağdaşlık mı, İnhiraf mı?,Kaynak A.Ş., İzmir,1994.
[8] Süleyman Hatipoğlu, Ateş Ateşle Oynuyor, Mesaj
Yayıncılık, Ankara, 1990.
[9] Orhan Kuntman, Çağdaş Tefsirdeki Çelişkiler,
Byy. 1994.
Başka eleştiriler İçin Bkz., Hüseyin Algül,
Kur`an`ı Nasıl Anlamalıyız? s.155-156, Ali Sayı; Kur`an`ı Nasıl Anlamalıyız?
s.163-164, Zeki Duman; Kur`an`ı Nasıl Anlamalıyız? s.171-174.
– Ayçe Özevin’in Doktora çalışması olarak
hazırlamış olduğu, Süleyman Ateş’in tefsiri olan ‘Yüce Kur’an-ın Çağdaş
Tefsiri’ adlı çalışmasına da bakılabilir.
[10] Çağrıcı; Mustafa Hayrettin Karaman ve
Arkadaşları, a.g.e., c. 1, s. XLIV.
[11] Örneğin Bkz. Bayraktar Bayraklı,
a.g.e., c. 1, s. 402.
[12] Yaşar Nuri Öztürk, “Cuma Sohbetleri”,
Milliyet, 17 Temmuz 1992, s.11.
[13] Öztürk; Kur`an`da ki İslam, s. 249.
[14] Öztürk; 400 Soruda İslam, Yedinci
Baskı, Yeni Boyut, İstanbul 1997, s. 46.
[15] Bu kimseler için bkz. Ateş;”Kur`an-ı
Kerîm Tefsîri”, Milliyet Gazetesi Promosyonu, İstanbul 1995,c. 1, s. 5-16.






