İKİ BERZAH ARASINDA
İKİ BERZAH ARASINDA
İnsan
bu dünyada iki Berzah arasındadır. ilkindin pek haberi olmamaktadır. 9 ay 10
gün kalmış olduğu ana karnındaki Berzah halinden, bir nevi kabir hayatından pek
haberdar değildir.
Hangi
durumdaydı? Nasıldı?
Orası
kendisi için bir muamma ve aynı zamanda karanlık.
Ve
bundan sonra gideceği kabir hayatı da aynı şekilde, o da insan için bir muamma.
Her
ne kadar haber verilmiş ise de, şu anda o da insan için tamamıyla ve hakkıyla vuzuha
kavuşmuş değil.
Böylece
insan iki Berzah arasındadır. Adeta bir Sırat köprüsü hayatı yaşamaktadır.
Bu
dünya ana karnı ile kabir arasında kurulmuş bir Sırat köprüsü gibidir.
Bu
Sırat köprüsü üzerinde Daimi kalmak üzere ev yapılmaz ve de yapılmaya müsaade
edilmez. Zaten zaman içerisinde yapılanların yıkılması, tekraren dümdüz hale
geldikten sonra insanların yine yapması ve aynı zamanda bu dünyaya gelirken bir
şey getirmediği gibi, gittiği zaman da herhangi bir valiz, herhangi bir çanta,
herhangi bir tapu gibi bir şeyin kabul edilmeyip, yine her şey burada
bırakılarak, geldiği gibi de gidecektir.
Kabir
maddi olarak hiçbir şeyi kabul etmeyip, insan ameliyle başbaşa kalmaktadır.
Ondan önceki Hayat ise insan tarafından yine bilinmemektedir. Ruhlar alemi
olarak ifade edilir. Ruhlar aleminde ruhu o insana ait olaraktan İlahi
Canibten;”Ben ruhumdan üfledim.” ifadesi ile vücuda çıkmakta, varlığı devam
etmiş olmaktadır. Cenabı Hak bir sözleşme yapmaktadır.
Ondan
öncesi ise insan için yine bir muammadır. Zahiren ademden yani yokluktan vücuda
çıkan insan, kendisi için hiçbir şey yok olmayan Cenabı Hakk’ın Bilgisinde
mevcuttur. Allah Ezeli ilminden o insanı iradesi ile, kudreti ile vücuda
çıkarmış, ona bir vücut elbisesi giydirmiştir. İnsan bu manada bir Yolcudur,
yolcu ise konaklamanın dışında yolunu ve menzilini düşünür.
Kabirde
Kendisi de ne kadar kalacağını bilmemektedir. Her ne kadar bazı işaretler
Kuranı Kerim’den çıkarılsa, hadis-i şeriflerde bazı işaretler bulunsa da;
imtihan kapandıktan, yeni bir hayat, bir Mahşer hayatı, bir sorgu sual, bir
eleme yapıldıktan sonra, ebedî kalmak üzere gerçek meskenine gidecektir.
Aslında
ciddi ve gerçek Hayatın başlangıcı olan cennet ve cehennem olarak devam
edecektir.
Bu
dünya bir karanlık, bir aydınlık içerisinde devam eder. Ana karnında İnsan bir
karanlık hayatta, gideceği hayatta imanın vermiş olduğunun dışında kabir hayatı
da kendisi için karanlıktadır.
Dünyada
ise gece ile karanlığı, Gündüz ile aydınlığı, bir karanlık ve bir aydınlık
arasında varlığını sürdürmektedir.
Dünyada
sıratı geçen, Sırat ile karşı karşıya kalan insan, sıratta hiçbir şey bırakamaz,
hiçbir şey götüremez. Daimi kalacakmış gibi onun üzerinde ev yapamaz. Ve
elbette ki müsaade edilmez.
Köprüler
geçmek içindir, kalmak için değildir.
Mahşer
gününden sonra da yine bir sırat daha insan önüne açılmaktadır. Burada sürekli
Aydınlığı ifade eden cennet ile ve sürekli karanlığı ifade eden Cehennem
karşısında bulunmaktadır. Böylece insan karanlık ve aydınlık arasında sürekli
bir şekilde dönüp dolaşmakta, gidip gelmektedir.
Mahşerden
sonraki sıratın durumunu belirleyen, anne karnı ile Kabir arasında bulunan
dünya sıratını geçmekle orantılıdır.
Dünya
hayatına gelene kadar çok köprülerden geçtik.
Bundan
sonraki köprüleri belirleyecek olan ise, dünya köprüsünü başarı ile geçmeye
bağlıdır.
MEHMET ÖZÇELİK
29-06-2019