FENER RUM PATRİĞİ GREGORİUS-UN İHANETİ
FENER
RUM PATRİĞİ GREGORİUS-UN İHANETİ
Kendi
çöküşünü bizzat 200 yıl öncesinden hristiyanlığın içindeki adam Gregorius görmüş
ve batıda bunun farkında olup;
Evvela
yıkımını geciktirmek,
Ve
Saniyen, yıkılırken yanında bizi de götürmek için iki asırdır aşağıdaki İHANET
planını uygulamaktadır.
Maalesef
başarılıda olmaktadır.
Ancak
her zaman o ruhun dirileceğinden habersizdir.
Çanakkale
ve 15 Temmuz ruhu gibi…
-Osmanlı
Döneminde iki Patrik, ihanetleri yüzünden asılmıştır. 1. Fener Patriği III.
Pantenios, Eflak ve Boğdan voyvodalarını isyana teşvik ediyor. Sadrazam Köprülü
Mehmet Paşa, Patriğin voyvodalara gönderdiği mektubu ele geçiriyor ve Patriğin
asılmasını emrediyor. Patrik III. Pantenios, 24 Mart 1657 günü Parmakkapı’da
asılıyor… 2. 1820-1821 Mora isyanı, Balkanlar’ın Memâlik-i Osmanî’den
ayrılmasını sağlayan en önemli hareketlerden biri oluyor. Mora’da Binlerce
Müslüman Türk kılıçtan geçirilmişti. Dönemin Padişahı İkinci Mahmut, Sadrazam
Benderli Ali Paşa’yı görevlendirmiş ve bu ayaklanmada parmağı olanların derhal
tespit edilmesini istemiştir. Yapılan tahkikatta ve Patriğin evine düzenlenen
baskında Patrik Beşinci Gregorius’un “ihanet” ettiği tespit edilir.
Ayrıca Osmanlı’nın amansız düşmanı Rus Fener Patriği V. Gregorius’un, Rus
Çarı II. Alexander’a yazdığı bir mektup (ki, Rusya’nın İstanbul Sefiri General
İgnatiyef’in hatıralarında da yer alıyor) Osmanlı hükümetinin eline geçmiş ve
Patrik “ihanet”ten yargılanarak idam edilmişti (22 Nisan 1821).
İnfaz,
Fener Patrikhanesinin kapısı önünde icra edilir. Bunun üzerine Patrikhane
yönetimi, aynı yerde bir Türk büyüğü asılana kadar bu kapının kapalı
tutulmasına karar verir. Mezkûr kapı, “KİN KAPISI” olarak anılır…
Patrikhane
yönetiminin bu kararından haberdar olan Türk devlet yetkilileri, buna bir
misilleme olarak, Patrikhane’nin bulunduğu sokağın adını “Sadrazam Ali
Paşa” koyarlar. Bu kapı hala kapalıdır. Girişler, bu kapının solundaki
küçük kapıdan yapılmaktadır. O ihanet belgesinde şunlar sıralanmaktadır;
“Türkleri
maddeten ezmek ve yıkmak mümkün değildir. Çünkü Türkler çok sabırlı ve
mukavemetli insanlardır. Gayet mağrurdurlar ve izzet-i nefis sahibidir.
Bu
hasletleri de dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden
ananelerinin kuvvetinden, padişahlarına, kumandanlarına, büyüklerine olan
itaatlerinden gelmektedir.
Türkler
zekidirler ve kendilerini müspet yolda sevk ve idare edecek reislere sahip
oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Gayet kanaatkârdırlar. Onların bütün
meziyetleri, hatta kahramanlık ve şecaat duyguları da ananelerine olan
bağlılıklarından, ahlaklarının salâbetinden gelmektedir.”
Türk’ler’de
evvela itaat duygusunu kırmak ve manevî rabıtalarını (bağlarını) kesretmek
(parçalamak), dinî metanetlerini zaafa uğratmak icap eder. Bunun da en kısa
yolu, an’ânât-ı milliye ve mâneviyelerine uymayan haricî fikirler ve
hareketlere onları alıştırmaktır.
Türk’ler,
haricî muaveneti (dış yardımı) reddederler, haysiyet hisleri buna manidir.
Velev ki, muvakkat bir zaman için zahirî kuvvet ve kudret verse de, Türk’ler’i
harici muavenete alıştırmalıdır.
Maneviyatları
sarsıldığı gün, Türk’ler’i kendilerinden şeklen çok kuvvetli, kalabalık ve
zahiren hâkim kuvvetler önünde zafere götüren asıl kudretleri sarsılacak ve
maddî vasıtaların üstünlüğü ile yıkmak mümkün olabilecektir. Bu sebeple,
Osmanlı Devleti’ni tasfiye için, mücerred olarak harp meydanındaki zaferler
kâfi değildir. Ve hatta sadece bu yolda yürümek Türk’ler’in haysiyet ve
vakarını tahrik edeceğinden, hakikatlere nüfuz edebilmelerine sebep olabilir.
Yapılacak
olan, Türk’ler’e bir şey hissettirmeden bünyelerindeki bu tahribi
tamamlamaktır!”
******************
Ayrıca,
“Fener Rum Patrikhanesi’nin açtığı okullardan birisi olan İkonomos
akademisinin 1884 yılı ders müfredatında olan Ada belediye başkanı tarafından
ele geçirilen ders müfredatında şunlar yer alıyordu:
1) Türk’ler ezeli bir düşman olarak Rumlara tanıtılacak.
2) Türklerin en küçük hataları büyütülerek Avrupa’ya duyurulacak ve uygar dünya
Türklere düşman edilecek.
3) Türk’ler ekonomik bakımdan çökertilecek. Bu amaçla zengin Türk’ler sakat
ticaret yollarına götürülecek, bol faizli krediler açılacak, ağır şartlarla
rehin kabul edilecek.
4) Türklerin ahlak, milliyet, din ve gelenekleri dejenere edilecek. Bu amaçla
küfürler öğretilecek ve bu küfürlerin Türk’ler arasında yayılmasına
çalışılacak. Türk’ler zinaya ve diğer ahlaksızlıklara teşvik edilecek. Türk
gençleri arasında kabadayılık ruhu aşılanarak sevgi ve saygı bağlılıkları
kırılacak. Aralarına ikilik sokulacak.
Argoya benzer bir küfür dili Türk’ler Arasında yayılarak milli dil ve duyguları
bozulacak. Zengin Rum tüccar ve esnafı Türk hocalara bol hediye ve veresiye
vererek onları elde edecek. Hocalar içkiye alıştırılacak. Her türlü uydurma
inanışlarla dini inançları saptırılacak. Onlara yalan yanlış olaylar anlatılıp,
Türk halkı ile hocaların arası açılacak.
5) Türk hükümranlığı baltalanacak. Bu iş yavaş yavaş geliştirilip, Bizans
yeniden kurulacak.
6) Türk halkı arasında sürekli olarak anlaşmazlık tohumları ekilecek.Ayaklanmalar
düzenlenip zamanında aradan çekilerek Türk’ler arasında kardeş kanı akıtılacak.
Komiteler kurulup Türk köyleri basılacak.
7) Bir savaş sırasında Türk halkını sefalete götürecek her yola başvurulacak.
Türk topraklarındaki en önemli gıda maddeleri, halkın elinden hızla ve gizlice
toplanıp adalara gönderilecek. Buradan komşu ülkelere satılacak. Rum
tüccarların uğradığı zarar milli bankalar tarafından para olarak ödenecek.
8- Doktor ve eczacı Rumlar, hastaları özellikle kimsesiz hastaları gizlice
zehirleyip öldürecek. Kör, sağır, sakat edecek. Saf dışı bırakmaya çalışacak.
9) Tarım politikasında Türk çiftçisi ağır faizlerle toprağından mahrum edilecek.
Borçların kolayca çoğalması sağlanacak. Böylece Türk’ler ellerindeki toprakları
Rum tüccarlara satmak zorunda kalacaklar.
10) Yüksek rütbeli devlet memurları rüşvet, ziyafet ve hatta kadın ikramları
ile Etniki Eterya’nın emrine alınacak. Ancak bu işler tamamen okuldan yetişmiş
papazların talimatına ve okulun tayin edeceği kişilerle bunların vereceği
direktiflere göre uygulanacak.
11) Fırsat çıktıkça özellikle resmi binalarda yangın çıkarılacak.,ölümlü
kazalar yaratılacak, savaş gemilerine yangın ve yaralar açılacak.
12) Bir ileri karakol ve gözetleme yeri olan manastırlardaki istekleri hemen
yapılacak, verecekleri mektuplar kendi işlerinden önce yerine götürülüp teslim
edilecek.
13) Bütün Rum ustaları kesinlikle Türk çırakları kullanmayacaktır.Politik
düşüncelerle bir Türk çırak almak gerekirse Rum usta, Türk çırağı bir hizmetçi
gibi kullanacaktır.
14) Bütün bu kurallar gizli olarak yapılacak, kurallara uymayanlar hemen aforoz
edilecek, kredileri kesilecek ve Rum toplumu arasından kovulacaktır.”[1]
Özetle;
Devlet Başkanları yıpratılacak…
Alimler
itibarsızlaştırılacak…
Aile
değersizleştirilecek…

MEHMET
ÖZÇELİK
16-05-2019
[1] http://www.ilerigazetesi.com.tr/patrik-gregoriusun-turk-acilimi–mektubu-makale,1198.html