İNSAN PROJESİ

İNSAN
PROJESİ

“İnsan (henüz) anılır bir şey
değilken (yaratılmamışken) üzerinden uzunca bir zaman geçti.”[1]
İnsan projesi uzun zaman aldı.

Zaman
şeridinin yaratılıp, insanın o seride ve halkaya takılması uzun zaman aldı.

Hem
alt yapısının yapılmasının lüzumu hemde son model özelliğe sahip olması, onun
en sonda vücuda çıkmasına sebep oldu.

Anılmaya
değer bir varlık değilken anılır oldu.

Kıymet
buldu, kıymetlendirdi.

-10
yaşında olan 11 sene önce yoktu.

60
yaşındaki 61 sene öncesinde yoktu.

Ve
şu anda olmayanı bir düşünün? Daha vücuda çıkmadı.

Birde
yaratmanın son bulup, yaratılmayacakları düşünün?

Ezeli
olan bir yaratıcının varlığında bugün var olduk.

Gerçi
sonsuzun içerisinde hangi noktada olursak olalım, her noktaya da aynı
uzaklıktayız demektir.

Geç
kalınmış değil ancak proje ve oluşum bize göre uzun zaman almıştır.

Geç-lik
ve erken-lik zaman şeridine ve bize göredir.

Benim
olmamam bir kayıp olurdu ancak – haşa- Allah’ın olmaması her şeyin kaybı
olurdu.

İyi
ki O var imiş. Aksini düşünmek ise her şeyi bitirmektir ve yok etmektir.

-Beni
yaratmak mecburiyetindemi?

Elbette
hayır.

-Yaratmasaydı
itiraz hakkım olur muydu?

Hak
bir alacaktan ileri gelir. Benim O’ndan bir alacağım yokki hakkım olsun.

Hem
olmayan bir şey nasıl itiraz etsin ve kimi kime şikayet etsin?

-Beni
ihtiyaçtan veya çalıştırmak için mi yarattı?

Elbette
hayır. Zaten sayısız melekleri ve iş yapacak varlıkları var.

Zaten
işleri yapmayada ve onlarada  ihtiyacı
yok.

O
bir emirle yapar. –Ol- der her şey oluverir.

-“Emanet Mermiler

Bir asker, kendisine sayı ile teslim
edilen mermileri, kumandanın izin vermediği yerlere boşuna harcadığında ceza
gördüğü gibi, onları düşman askeri yerine kendi silâh arkadaşlarına karşı
kullandığı takdirde ise cezası kat kat ziyade olur.

İşte, bizim ömrümüzün her bir
saati veya dakikası da Allah tarafından sarfedilecek saha belirtilerek verilmiş
birer mermi hükmündedir. Bu emanet mermileri malâyânî şeylere ve İslâm’ın
nehyettiği sahalar­da kullanmaktan, kat’iyyetle içtinâb etmemiz icab
etmektedir.

Yukarıda verilen mermi misâlini
genişleterek, göz dürbününe, ceset el­bisesine ve insandaki sair cihazlara
tatbik edebilirsiniz…

Başıboş Değiliz

Yüz tane koyunu olan bir adam,
bunları başıboş bırakmayıp, bir çoban tutmak suretiyle onları hem başkalarının
tarlasına girmekten menediyor ve hem de hırsız ellerden ve kurtlardan
muhafazaya çalışıyor.

İnsanlar, değil koyunlarını,
tavuklarını dahi başıboş bırakmıyorlar.

Tavukların başıboş olmayacağını
bilen bir insan, nasıl oluyor da ken­disinin başıboş olduğunu zannedebiliyor?

Ve yine, tavuklarına hassasiyet
gösteren insan, nasıl oluyor da Hakîm-i Zülcelâl’in, insanları başıboş bıra­kacağına
ihtimal verebiliyor? “(M.Kırkıncı)

MEHMET
ÖZÇELİK

18-04-2019


[1] İnsan.1.