ALGI OPERASYONLARI
ALGI
OPERASYONLARI
Algı,
bir kimsenin düşündüğü bir düşünceyi telkin yoluyla karşısındakine inandırması
ve bir olayı olmuş ve olacak gibi göstermesi ve kabullendirmesidir.
İlk
algıyı yapan şeytandır.
Nitekim
Hz. Adem ve Havvayı yasak olan ağaca yaklaştırmak için, yemeleri halinde
cennette ebedi kalacakları algısına inandırdı.
Yani
onların çok hassas olup arzuladıkları noktadan yakalamış oldu.
-Başta Abd darbe yapacağı memleketlerde önce algı
yöntemini devreye koyar.
İslam dünyasına saldırmak için 11 eylülde İslam dünyasını
terörist gösterdi.
15 Temmuzda Türkiye-de darbe yapmak için Erdoğan
yolsuzluğu, tek adam algılarıyla altı oyulmaya çalışıldı.
Bulduğu ahmaklarla da bunu devamlı gündemde tuttu.
-Seçimlerdeki başarıların arttırılması için muhalefet
patates ve soğan ile algı operasyonunu yürüttü.
Aklı göbeğine bağlı insanları çok rahat buldu.
-Yıllardır irtica, şeriat saldırıları ile kendi
menfiliklerini ve hırsızlıklarını gizlediler. Bu algılar ile hakimiyetini
sürdürdüler.
Sevmeyip kabul etmedikleri, göstermelik Atatürk
perdesi altına sığınarak karşısındakiler mahkum duruma getirilmeye ve tehdide
çalışıldı.
-İslam dünyası tam bir algı saldırısı altında haçlı
zihinyeti tarafından yok edilmeye çalışılmaktadır.
-Irak devletine saldırmadan önce orada nükleer
silahların olduğu gerekçesi gösterilerek saldırıldı. Ancak bunun yalan olduğu
yine kendileri tarafından dile getirildi.
Ne gariptir ki; Baba Bush-un sattığı silahlar bahane
edilerek, oğul Bush tarafından Irak da milyondan fazla insan öldü ve hala da
ölümler sürmektedir.
Afganistan-da da düşman oluşturarak, daha sonra
yardıma gidilme bahanesiyle yıllardır iç savaş sürdürülmektedir.
Türkiye-de de 12 Eylül 1980-den bir gün önce kan
gövdeyi götürürken, darbe ile birden bire terör bitti.
Abd ise, bizim çocuklar başardı, dedi.
-Şeytan bu algı operasyonuyla insanların ebedi
hayatlarını mahvetmektedir.
-Algı operasyonu ile gerçek olmayan çok kolayca gerçek
diye yutturulabilir.
-Algı operasyonuyla öncesinde uyduran buna inanır gibi
yapsa da, zamanla kendisi de buna kesin inanır.
-Akşener-in topluluğa karşı, -teröristler nasılsınız-
gibi ifadelerde bulunması, terörü meşrulaştırma algısıdır.
-Herkes ehli tahkik olmayıp, işin gerçeğini
araştırmadıklarından dolayı çok yalanlar algı operasyonuyla kahraman haline
bile dönüştürülmektedir.
-Çok kahramanlar hain, çok hainler ise bu algı
operasyonuyla ters yüz edilmiştir.
-Darbelerin meşru hale getirilmesi için algı
operasyonlarıyla ortamın bozulması ve o algının ağırlık kazanması
gerekmektedir.
-Erdoğan-a bu sefer bir ders verelim, sözü bir seçim
algı operasyonudur.
Maalesef bunu
kabul edenler de bir çok şeyden ders almamış insanlar tarafından kabul
görmüştür.
-Yahudiler medyaya hakimiyetleriyle dünyada bu algı
operasyonunu sürekli kullandılar.
Fetö bu algı operasyonuyla ayağını sağlamlaştırdı.
Kabul görmüştü. Hatta kurtarıcı gösterilmişti.
Toplumun değerine saldıranlar, fetönün sahiline
insanları bilerek sürmüşlerdi.
-Bir asırdır Chp-Pkk ile bir araya gelmeyen güya
inançlı insanlar, Erdoğan düşmanlığı algısıyla gece ile gündüz!? bir araya
getirildi.
Mesele Erdoğan değil, birbirine zıt olan kutupların
bir araya getirilmesiyle toplumun iradesinin kontrol altına alınması idi.
-Algı operasyonunun en etkili olduğu alan hiç şüphesiz
özellikle tv-ler, gazete ve radyolardır.
Bu gün ise hepsini içine alan internet dünyasıdır.
Özellikle facebook ve twitter öne çıkmaktadır.
Arap baharı bunlarla arap kışı ve ölümü haline
getirildi.
Memnuniyetsizler işlenerek!? ayaklanma ve direnme
algısı oluşturuldu.
-Darbe yapanların ilk işgal ettikleri ve topluma mesaj
verdikleri yerler devlet televizyonları olmuştur.
-Algı operasyonları ile akla, kalbe hatta vicdana
hükmedilmektedir.
-Bazen komplo teorileri ile korku algısı oluşturulur,
muhatap pes edilmeye zorlanır.
-Dine saldırmak isteyenler önce ya direk dindarların
kusurlarını nazara vererek veya kendilerinin operasyonel dindarlar oluşturarak
bunu topluma sunup saldırırlar.
Ali kalkancı, Fadime Şahin, Adnan Oktar gibiler gibi…
-Algı operasyonların toplumda yer etmesi için
gelişmemiş toplum olması veya toplumun gelişmesinin önünün alınması gerekir.
Tıpkı Pkk-nın doğuda hakimiyetini kurması için doğunun
gelişmemesi için her türlü saldırıyı yapması, araçları yakması gibi. Mesela;
-“Joseph Goebbels-Hitler’in Propaganda
Bakanı)
Ô İnsanların
beyin tembelliğini gördükçe, her istediğimizi yapabiliriz.
Ô Yalan söyleyin mutlaka inanan çıkacaktır.
Olmazsa yalana devam edin. Bir şeyi ne
kadar uzun süre tekrarlarsanız,
insanlar ona o kadar fazla inanırlar.
Ô Bir insana yalan olsa bile bir
söylemi sürekli tekrarlarsanız, o söylemin nereden
geldiğini unutur ve kendi fikri gibi
benimser ve savunur.
Ô Söylediğiniz yalan ne kadar büyük
olursa o kadar etkili olur ve insanların o yalana
inanması da o kadar kolaylaşır.
Ô Halkı her zaman ateşleyin, asla
soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin.
Ô Halk büyük yalanlara, küçük
yalanlara göre daha çabuk inanır.
Ô Hatalı olduğunuzu ya da yanlış
yaptığınızı asla kabul etmeyin.
Ô Asla rakibinizin üstün bir yanı
olduğunu kabul etmeyin.
Ô Asla kendinizden başka birine
hareket alanı bırakmayın.
Ô Asla kabahat ve suç üstlenmeyin.
Ô Sadece bir rakibinize odaklanın ve
kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın.
Ô Yargı devlet hayatının efendisi
değil, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır.
Ô Bana vicdansız bir medya verin, size
bilinçsiz bir halk sunayım.
Ô Her zaman etrafınızda bir yalaka
ordusu bulundurun.
Ô Prestij ve karizma sahibi lider,
propaganda işini çok kolaylaştırır.
Ô İlk sözü kim ne kadar güçlü ve
bağırarak söylerse, o kazanır.
Önemli olan aydınlar değil
kitlelerdir. Çünkü onları kandırmak çok kolay.”
-“Hastalıklar öyle durduk yere oluşmuyor.
Hastalığın oluşmasından uzun süre
öncesinde
enerji bedeninde negatif bir enerji paterninin oluşması gerekiyor.”
Bunun gibide önce toplumda algı hastalıklarının
oluşması lazım ki, ilaç şirketleri ilaçlarını çok kolay satabilsinler.
-”Dünya bizi kurtarma ve bize iyilik yapma aşkıyla
dolu insanlar tarafından hep kana
bulandı. Tarihteki bütün savaşları içi iyilikle dolup taşan, kendini bir dava uğruna
feda ettiğini düşünen kurtarıcılar çıkardı.
Hitler Almanları, Stalin işçileri, Mao köylüleri kurtarmak için dünyayı kana buladı.
Milyonlarca insan kurtarıcıların şefkat dolu ellerinde can verdi. Hep Biz dediler,
hiç Ben deyip kendilerini düşünmediler.”[1]
-”Algı yönetiminin bir başka yöntemi “unutturma”dır.
Üzerinde konuşmama, konuyu kesme, hiç sözünü etmeme, sanıldığından çok daha
etkili
bir yöntemdir. Bellek bir süre sonra olayı zihinden siler. “kısa bellek”
iki günlük bellektir.
Medya belleği ise 24 saattir. Ertesi gün başka olaylar gündemdedir ve bellek,
olayı
unutmuştur.”
-Ninja kaplumbağaları ile pizzalar sevdirildi,
kızıldereli filimleriyle malbroda özendirildi, rahatlayan afrikalı ayakkabısız
çocukla kola ile mutluluk uyduruldu.
-Bugün
sürekli dünya 3. Dünya savaşı çıkacağı ortamına hazırlanmaktadır.
Bu
açık savaştan önce, gizli savaş başlatılmış durumdadır.
Psikolojik
savaşlar, algı operasyonlarıyla sürdürülmektedir.
Algı
operasyonu bir nevi beyin ve toplum kontrolüdür.
Ortadoğuyu
kuşatan avrupa, ingiliz ve abd, kafa kesme senaryolarıyla islami terörü ve
müslüman terörist algısını kurguladı.
Beyinleri
control eden algılar, toplumu çok daha rahat control altına alabilir.
-Hepimiz
ermeniyiz- algısı ile bir yandan ermenilerin yaptıklarını ört bas ederken,
diğer yandan da müslümanları zafiyete uğratmaktır.
Diğer
yandan Yeni Zelenda da 50 müslüman öldürülürken, ne öldürene terörist denildi,
ne de ölen 50 müslüman desteklenip sahiplendi.
-Bazı
Markaların öne çıkarılması bir algı sonucudur.
Felaket
tellallığı bir algı operasyonudur.
Deaşın
çevresine katil yapmak ürece masum insanları, gençleri toplaması bu algı
sonucudur.
Hasan
Sabbah bu algı operasyonunu uyuşturucu kullandırarak cennet vaadiyle
yapmaktaydı.
Fetö
ise bunu uyuşturucusuz zihinlerde vaad ve korkularla yaptı.
Algı
operasyonları heyulalar ile büyütülüp devam ettirilir.
Burada
medya kullanılarak subliminal ve bilinçaltı mesajlarla control altına alınır.
Görüntülerdeki
25. Kareler ile gedikler açılarak o insanların dünyasına girilir.
Vesvese
ve şüpheler bunun kurulan tuzaklarıdır.
Başörtü
takan öğrencilerin İstanbul Üniversitesinde telkin ve baskı ile başlarını
açmaya çalışılması bu algının oluşturulması amaçlı olarak yapıldı.
-Kur’an-ı
Kerim bu algının önünü şu hükmüyle engellemiştir:
“Ey
iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa
zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.”[2]
-Ömer HAYYAM- dan:
Celladına âşık olmuşsa bir millet
İster ezan, ister çan dinlet
İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet
Müstahaktır ona her türlü zillet.
Dünya üç beş bilgisizin elinde
Sanırlar ki tüm ilim kendilerinde
Üzülme, eşeği eşek beğenir
Bir hayır var sana bana kötü demelerinde.
Felek ne cömerttir aşağılık insanlara
Han, hamam, dolap, değirmen hep onlara
Kendini satmayan adama ekmek yok
Sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya.
Her gün biri çıkar, başlar ben, ben demeye
Altınlarıyla gümüşleriyle övünmeye
Tam işleri dilediği düzene sokar
Ecel çıkıverir pusudan: Benim, ben diye.
–
-Bir
Kıssa: Hindistan’da filleri evcilleştirmek için ilginç bir yöntem kullanılır. Ormanda
yere, filin içine düşebileceği büyüklükte bir çukur kazılır ve üzeri dallarla
örtülür. Yavru fil gelip dallara bastığında çukurun içine düşer. ama
şanssızlığı bununla bitmez. Fil avcıları yüzlerini de kapatan tümüyle simsiyah
giysiler içinde, ellerinde sopalarla gelip fili döverler. Hayvan yediği
sopalardan, çukura düşmesi nedeniyle yaşadığı acıdan ve korkudan hayatında
görmediği bir bunalım yaşar. Birkaç saat içinde. sonra aynı avcılar ağaçların
arkasına gider ve üzerlerindeki siyah elbiseleri tümüyle çıkarıp, baştan aşağı
beyaz elbiselerle, ellerinde çeşit çeşit meyve sepetleriyle geri gelirler. Fili
besler, yaralarına pansuman yaparlar, onu düştüğü çukurdan çıkarırlar. Fil bu
beyaz giysili kurtarıcılarının ona gösterdiği karşılıksız sevgi ve ilgiden
dolayı o kadar minnettar kalır ki o andan itibaren her istediklerini yapar ve
sözlerinden çıkmaz. Onların kendisini az önce döven siyah giysili adamlar
olabileceği aklına dahi gelmez. Filimiz artık evcilleştirilmiştir.

MEHMET
ÖZÇELİK
08-04-2019
[1] Bak. Hayatın Kaynağı. AYN RAND. ÇEVİRİ:
B. Ç. DİŞBUDAK.Sh.7.
[2] Hucurât Suresi 6. Ayet.