HAİN İÇERDE
HAİN
İÇERDE
Kurt
gövdenin içinde.
Atılmadıkça
sokmaya, zehirlemeye ve öldürmeye devam edecektir.
-Yurtta sulh cihanda sulh…
Kolumuzu ve mücadele gücümüzü durdurmak için mi?
Elbette sulh esastır.
Ancak o kadar saldırıya karşı hala bu slogan mı?
15 Temmuzu yapanların da parolasıydı bu söz…
-Bugün pkk-yı idare edip sevkeden, kurup yöneten sosyalist ve de
üniversiteden mezun kişilerden oluşmaktadır.
Abdullah Öcalan siyasaldan terktir.
1970 yıllarında fikirle daha doğrusu fikirsizlikle, ateizm, inançsızlık
ve inanç zafiyetiyle hareket edenler ve onların ürünleri dağa çekildiler.
İşlerini dağdan yürütmektedirler, iplerini tutan sahipleriyle
beraber.
-Masonlar içimizdeki bir çok kişiyi kullandı. Münafıkane
hareketlerde bulundu.
-SEBİL DERGİSİNİN 55.sayı, 14 ocak 1977 tarihli dergide Denktaşın
Rossides-le aynı locada mason olduklarını ifade etmektedir.
-Süleyman
Demirel-in masonluğu ise saklanamaz halde açıktır.[1]
ÇUKUR
SANATI
“Yılmaz
Özdil: Önemli olan… Rakıdan anlamayan adama, memleket yönetimini vermeyeceksin!
İddia
ediyorum, eğer bir kadeh rakı içmiş olsaydı Tayyip Erdoğan, hem kendisi, hem
memleket için çok daha hayırlı olurdu, Türkiye’nin ruh hali bugünkünden çok
daha farklı, çok daha makul olurdu.”
-Demirel
den sanatçı bozuntularina kadar, burası Arabistan değil, Arabistan’a git diye
inançlı insanlara hakaret edenler, başbakanı almakla tehdit edenler gerçekten
bu milletin kanını taşımayan veya kan tahliline ihtiyacı olan insanlardır.
Bulundukları
makama ya kolay gelmiş veyahutta çok değerlerini rüşvet vererek gelmişlerdir.
-Dün
Ecdat tarih yaparken, biz bugün tarih yazmaktan aciz.
Onlar
gerçekleri yaparken, bizler filmini yapmaktan aciziz.
-Gazeteci
yazar Ertuğrul Özkök der;
“CENÂZEM
KİLİSEDEN KALDIRILSIN”
“Hiç
kendi cenâzenizi hayal ettiniz mi? İnsanlar nasıl giyinmiş meselâ? Hava nasıl
bir hava?” sorusuna ilginç bir cevap veren Özkök, şunları söyledi:”
“Ettim!
Bir tek şey istiyorum, karıma da söyledim. Birincisi kilisede yapılmasını
istiyorum. Câmideki cenâze geleneğini beğenmiyorum. Hiç estetik gelmiyor bana.
Allah’a inanıyorum. Müslümanım ama müslümanlığın kendi içinde diğer dinleri de
barındırdığını biliyorum. Müslümanlar gidip kilisede namaz da kılabiliyor
neticede. Dolayısıyla benim cenâzem de bir kiliseden kaldırılabilir diye
düşünüpyorum. Güzel bir kilisede ve oturma düzeni içinde, arkadaşlarımın da
kravatlarını takarak, şık bir şekilde yer almalarını ve hakkımda güzel şeyler
söylemelerini umuyorum.”
-Bu
cümleler üzerine çok şeyler yazılabir ancak sanatçı geçinenlerin ne gülünç ve
nasıl bir seviyede olduğunu göstermek için yazdım.
Genel
bilgi var, şuur ve îtikâdî bilgi yok…
Bacımın
örtüsü batmakta rezilin gözüne/Acırım tükürüğe billahi tükürsem yüzüne.
-Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı,hatta boğarım! …
-Boğamazsın ki!
-Hiçolmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu…
İrticanın şu sizin lehçede ma’nası bu mu? Mehmet Akif Ersoy
******************
Namık
Kemal ve Ziya Paşa yeni Osmanlı Devleti’nde şeriata dayanılmasını istiyorlar ve
Fıkhı savunuyorlardı. Ali Suavi ise dünyanın dini kanunlarla idare edilmesine
karşı yazıyor ve laikliği savunuyordu. Devletin birtakım kelime oyunlarıyla
yani nüktecilik ve edebiyatçılıkla ve idare edilemeyeceğini, ilmi siyasetin
esası şeriat ve edebiyat değil, coğrafya, iktisat ve ahlak olduğunu söylüyordu.
Din ve devlet işlerinin ayrılmasını istiyor ve ilk defa açık bir ifade ile
laiklik fikrini ortaya koyuyordu.
….Ali
Suavi ibadetinde türkçeleştirilmesini, namaz surelerinin Türkçe’ye çevrilebileceğini
söylüyor.[2]
-Hilmi
Ziya ülken Ali Suavi’nin laiklik ve Türkçe ibadet konusundaki teklifini,
tavrını, girişimini överekten ondan şöyle bahseder;
Ülken,
onun “Din ve devlet işlerinin ayrılmasını istiyor ve ilk defa açık bir
ifade ile laiklik fikrini ortaya koyuyordu. O devirde hiçbir Osmanlı aydınının
bunu düşünmediğini hesaba katacak olursak, Ali Suavi’nin fikrindeki cesaret ve
ileri görüş anlaşılır.
…Ali
Suavi ibadetin de türkçeleştirilmesini, namaz surelerinin Türkçe’ye
çevrilebileceğini söylüyor. Bu soru Suavi’den 80 yıl sonra ancak zamanımızda
ortaya atılabilmiş ve Kur’an tercümelerine girişilmiş ise de namaz surelerinin
Türkçe okunması, Türkiye’de bugün de cesaretle konuşulamamaktadır.”[3]
-Ülken
hadis konusunda da, “Hadislere gelince bunların peygamberin ağzından çıktığını
nereden biliyoruz. Sahih dediğimiz kitapları toplayanlar Peygamberi
görmemişlerdir. Onların bi rçoğu sonradan uydurulmuştur.” diye kendi
uydurukçasını böyle dile getirir.[4]
-Ülken,
Neşet Halil Atay’a dayandırdığı bazı dini görüşleri, Uygun olmadığı halde
Tasvip etmek de, rahatlıkla kendi ifadesi olaraktan dile getirmektedir.[5]
Yazar
eserini ve hatta eserlerini ortaya koymaya belli ki çok çalışmış. Kitapları
değil, makaleleri süzülmüş ve birbirleriyle irtibatlandırmış ancak istikameti
ve özü ne kadar yakaladığı su götürür.
-“Türk
tarihinde garp mütefekkirleri ile kıyas edilebilecek orijinal büyük bir
feylesof yoktur binaenaleyh yalnızca felsefe veya ilim tarihi yapmak imkansız
olacaktır.” [6]
-Sanatçılarımız ya bizi temsil etmemekte, ya istikametsiz veya
yaralı..
-İşte sanatçı..
“Şaman olduğunu söyleyen Erdal Özyağcılar, bunun sebebini yaşadığı
anıyla anlattı: “9-10 yaşlarındayken bir bayram günü, ben hızla kendimi
tırabzanlardan aşağı attım. Çenemin üstüne düştüm. Komaya girmişim. 2 gün hiç
uyanmadım, ateşler içinde yandım. Her akşam yatağımdan balonla yükseliyordum,
çatı açılıyordu, gökyüzüne çıkıyordum. Bir yerlere gittim. Hatta o şamanizm
kitaplarını okuduğumda ‘Hepsini ben yaşadım bunların’ dedim. O şaman olayı ya
böyle bir olaydan sonra ya da ölüme yakınken olurmuş.”[7]
-Ve bu sanatçıların yetişmesine katkıda bulunan işte Milli Eğitim;
–Milli
Eğitim Bakanlığı 6 Şubat 2019 tarihi itibariyle tüm il milli eğitim
müdürlüklerine yoga yapılması yönünde bir yazı gönderdi. Bazı dini dernek ve
vakıfların ‘tepkisi’ üzerine giden yazının iptal edildiği bilgisi
iletildi.
Milli
Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürü Anıl Yılmaz, “Fit21 By Ece
Vahapoğlu” firmasının çocuk yogası etkinliğine dair yazısını tüm illere
gönderdi.[8]
-Yazarlarının kişilikleri kalmamış olan ülkeler, kendi tüzel
kişiliklerini de yitirirler.N. Pakdil.
MEHMET ÖZÇELİK
17-02-2019
[1] Adalet
Partisi
Genel
Başkanı SÜLEYMAN DEMİREL’ in MASON ‘ luk Vesikasıdır.
Bak.Yalçın
Küçük.İsyan2. Sh.600.
[2] Türkiye’de Çağdaş düşünce
tarihi.Hilmi Ziya ülken sayfa 94.
[3] Sh.94.bak.99.100.
[4]
Age.100.
[5]
Age.94-115 ⁿve devamında Suavi.nin görüş leri…
[6]
Türk Tefekkürü tarihi H. Ziya Ülken.9.
[7] https://www.cnnturk.com/magazin/erdal-ozyagcilar-hepsini-yasadim-ben-samanim?page=5
[8] https://t24.com.tr/haber/meb-okullara-yoga-yapilmasi-icin-yazi-gonderdi-gelen-tepkilerin-ardindan-iptal-etti,808357