GENÇLİK HİÇ ŞÜPHE YOK Kİ GİDECEK

GENÇLİK
HİÇ ŞÜPHE YOK Kİ GİDECEK

İnsanların
en büyük zaafı, içlerinde bulunan cevherden haberlerinin olmamasıdır.

O
cevherin en parlak olduğu ve kıymet bulduğu dönem ise, gençlik dönemidir.

Bu
cevherden habersiz olan genç ve gençlik bu değerli cevherini çok ucuza
satmakta, atmakta, değersizlendirmektedir.

En azından gencin belki her zaman, hiç olmazsa bir kerecik olsun
düşünmesi gerekir ki;

Ben dünyaya niye geldim? Ne için geldim ve nereye gideceğim?

Hayatı öğrenmek, təcrübe kazanmak,
sınavı başarmak, tanışmak, ekmek ve ekilmek yani amel cihetiyle ekmek, duygular
yönüyle ekilmek için, tanışmak, alışmak, çeliklenmek, çoğalmak, arınmak, yontulmak,
yoğrulmak, pişmek, yeşermek ve yeşertmek gibi gayeleri gerçekleştirmek için
gelmiştir.

-Gençliğin
önündeki en büyük tehlike ise;

Şimdiye
kadar bir kısım insanlar Cenab-ı Hakkı inkar yoluna gidip, adeta onu aciz
bıraktırmak için inkarda bulunurlarken; şimdiki gençlikte gizli şirk diye ifade
edebileceğimiz, güya Cenab-ı Hakkı tanıdığını ifade ediyor, -hem de gerçeği her
ne kadar tanıyor ise?- fakat diğer taraftan inandığı Rabbisini hesaba
çekercesine;

-Bunu
niye şöyle yarattı.. Bunu niye böyle yarattı, diye sorgulama yoluna gidip adeta
hesap sorucu makamında, firavun gibi gizli kabul edip de fakat o gizli şirki
içerisinde taşımaktadır.

Adeta
bocalarcasına imanla küfür arasında gidip gelmektedir.

-Gençlik
belli bir şuur içerisinde hareket etmemekte, günü kurtarma  çabasında, gündelik işlerle uğraşmaktadır.

Telefon
ve interneti ile gezmesi, basit şeylerle tatmin olma yolunda gitmektedir. Büyük
hedefler kendisine çizmemekte, ileriyi düşünecek hareketler içerisinde
bulunmamaktadır.

Zora
geldiğinde de adeta ya tamamen karşıdakine büyük bir tepki göstermekte ve ya kendi
içerisine kapanarak adeta bir bunalıma doğru gitmektedir.

Gençliğe
hedef verilmeli, hedef gösterilmelidir.

Gençliğe
yaratılış gayesi bildirilmeli, niçin geldiği düşündürülmeli, düşünen bir
gençlik, kendisini hesaba çeken bir gençlik olmalıdır.

Gençler
içerisinde az bir kımıldama gördüğümüzde bir umut sağlamakta ancak bu bile
gayet yüzde azı olabilmektedir.

-Evvelden
az şeyle çok şey kazanılır iken, şimdi çok şey ile az şey bile zor
kazanılmaktadır. Gençliğin önündeki imkanlar çok iken, kazanımları azdır. Bu gençliğe
büyük hedefler gösterilmeli, gündelik işlerle, madde  ve maddi geliri ile değil de, büyük ebedi
hedefler gösterilmelidir. Hedefli hedefler gösterilmelidir. Büyük hedeflere
yönlendirilmelidir gençlik…

Kendisini
sorgulamayan gençlik bir taraftan annesini, babasını, hocasını, çevresini
sorgularken, diğer taraftan da adeta Rabbisini hesaba çekmeye çalışmaktadır.
Oysa kendisine ve iç dünyasına dönerse, dış dünyaya yönelik kendisini dağıtmasına
karşı toparlaması halinde elbette gençlik kendisini daha iyi tanıma yoluna
gidecektir.

-Gerek
eğitim ve gerek ailelerin verdiği terbiye genci düşündürmeye, yorumlamaya,
toparlamaya yönelik olmalıdır.

Basit
şeylerle yorumlama yapmaktadır gençlik. Düşünen bir gençlik, detaylı, geniş,
derin bir şekilde yorumlayan bir gençlik yok.

Kendi
iç dünyasına girerekten mikro alemini keşfetmediği gibi, makro alemdende bi-gane
kalan bir gençlik var. Başını çevirip etrafa bakmadığı gibi, kendisine de
bakmayan bir gençlik var.

Kazanmaya,
uzun sürede elde edilecek işleri kısa sürede kazanmaya, kısa sürede meşhur
olmaya, şöhret elde etmeye kazanan bir gençlik var. Adeta kanatlanmadan, uçmayı
öğrenmeden uçmak isteyen, böylece kendisini tehlikeye atan bir gençlik var.
Eskiden bir insanın uzun sürede kazandığını, şimdi kısa bir sürede elde etmeye,
kısa yoldan köşeyi dönmeye çalışan bir gençlik var.

-Hayatı
rahatlıktan dolayı sahada değil, masada sürdürmeyi isteyen bir gençlik var.

İlkokuldan,
ana sınıfından beri masa başında hayatı sürdüren, test yöntemi ile doğru yanlış,
doğru yanlış sistemi ile hayatı götürmeye çalışan gençlik, üniversite dönemine
kadar aynı zihniyet içerisinde, hazıra konma zihniyeti içerisinde hareket
etmekte, en küçük görmüş olduğu bir zorluğa karşı karşısındaki tehdit etmekte,
insanlığı tehdit etmektedir.

-Online
sistemi ile işleri kolaylaşan gençlik, online sistemi ile kısa sürede işlerini
kolaylaştırdığı gibi, hayatı da online sistemi ile kolayca kazanmak istiyor.
Adete çalışmadan, gayret ve çaba göstermeden, düşünmeden, bilinçli hareket
etmeden, kolay yoldan hayatı kazanmak istiyor.

Uzun
yılların vermiş olduğu boşluk neticesinde lise. üniversiteyi bitiren gençlik;
önünde uzun, aşılması gereken bir yolu görünce de, bir yandan ümitsizliğe
kapılıyor, kaosa kapılıyor, sıkıntıya giriyor ve o boşluğu, yılların boşluğunu
doldurmada yetersiz kaldığı içindir ki adeta sağa sola çırpınmaya ve çarpılmaya
çalışıyor.

Gençlik
yıllarını kaybediyor. En azından 15-20 yılı kaybedilen bir gençlikle karşı
karşıyayız.

-Bir
yandan hiçbir şey bilmediği halde, öbür yandan her şeyi bildiğini, ihtiyacı
olmadığını söyleyen bir gençlikle karşı karşıyayız. Öğrenmek istemiyor, bilmek
istemiyor. Bilgilerin kendilerine hap gibi verilmesini arzu ediyor.

Zora
gelmeyen, zorluğa katlanmayan, geçmişinden ve ecdadının çektiklerinden habersiz
bir gençlik var.

Okula
gitmeden diploma almak isteyen bir gençlik, ise gitmeden maaş almak isteyen bir
nesil var.

Gençlik
gençliğinin gideceğinden habersiz.

Oysa
hiç şüphe yok ki gençlik gidecek.

-Bilgisayar
ve internete hükmeden değil, internetin mahkumu olan bir nesil var.

Evvelden
ağlayan çocuklara emzik verilirdi, şimdi ise ağlamadan o emzik veriliyor.

Yıllarca
aş- iş- eş için çabalandı. Şimdi ise hepsi bitti ve elden çıktı ve de
çıkmaktadır.

-En
dehşetli zaman olan 1970- lerdeki komünizm ve ateist tehdidi inançta büyük yara
açarken, bugün bu yara fikirde kendisini göstermekte, gizli ateizm tehlikesi sürmektedir.

Rehavete
düşmemeli.

-1970-lerde başlayan kominizmin yani inançsızlığın yerini 1980- lerde sefahet aldı.

-Şimdi
ise gizli inanç zaafiyeti ile beraber, sefahet kol gezmektedir.

-1990-
larda bir şehirde okul çıkışı, sağımdan karşıdan gelen lisesi bir erkek
öğrenciye, solumdan yukarıya doğru giden liseli bir kız öğrenci adeta
azarlarcasına o erkeğe; Neden kendisine bakmadığını ve görmezden geldiğinin
hesabını sormuş, erkek öğrencide yüzü kızararak ve mahcup bir eda ile
görmediğini söylemişti.

-Gençlik
konusunda bütün bütün elbette umutsuz ve ümitsiz değiliz.

Günahın
adı, zamanı ve yeri değişti. Buna dikkat çekmek gerek.

Evvelden
günah diye evine televizyon koymayan aileler, bugün çocuğu daha fazlasını
cebindeki telefonda taşımaktadır.

Fuhuş
yaygınlaşıyor. Bir pörsüme var. İdeal yok.

Gençlik
ve günah kol kola gezmektedir.

-18
yaşındaki hırsız 35 kere ceza alıyor. Savcının uyarı ve nasihatina öfkelenen bu
kişi kızarak gidip bir daha hırsızlık yapıp yakalanıyor.

Bunun
gibi bir çok hırsızın hayat hikayesi aynı yanlışlarla doludur.

İşte
bütün bunların ana sebebi, imanın zaafiyetidir.

İman
hastalığıdır.

En
büyük hastalık ise, bu hastalıktan habersiz oluştur.

12-01-2019

MEHMET
ÖZÇELİK