CUMHURİYET BÖYLE KURULDU
CUMHURİYET
BÖYLE KURULDU
Meclis
dua edenlerin duasıylamı açıldı?
Hep
buna takılı kalır ancak ikinci meclis ve üyelerinden ve de onların yapa
geldiklerinden pek de haberdar olmayız.
Adeta
1. Meclis 2. Meclisi perdelemiş, tüm menfilikler o perdenin arkasında
sürdürülmüştür.
“İKINCİ
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ SEÇİMİNİ L0ZANDA MÜTTEFİKLER TEKLİF EDIYORLAR.”[1]
“Gazi
önce tüm vekilleri kendisinin seçme teklifini sununca tepki aldı ancak yinede
kendisine çok emniyet verdiler. İkinci grup olan yani istiklal harbine girenler
yoktu.
Gazi
savunmasında, ben muhalif istemiyorum, diyerek teşkilatını kuruyordu. [2]
-Gazi
Karabekire,” Dini ve namusu olanlar aç kalmaya mahkumdurlar.”
Ve
devamla Kemal Paşa, benim hayretle baktığımı görünce, şu izahatı verdi:
“Dini
ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkumdurlar! Böyle kimselerle
memleketi zenginleştirmek mümkün değildir. Bunun için önce din ve namus
anlayışını değiştimeliyiz. Partiyi, bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve
bunları çabuk zengin etmeliyiz! Bu suretle kalkınma kolay ve çabuk olur.”
-“Birçok hatipler İstanbul hükümeti aleyhinde söze başladılar. Bu
esnada Mustafa Kemal Paşa beni odasına çağırdı.
Orada doktor Rıza Nur beyde vardı. Bana mütalaamı sordu:
Saltanatın lağvı ile hilafetin Al-i Osman’da burakılması
teklifimizin Meclis-i aliye teklifi zamanıdır.
Mustafa Kemal Paşa da Rıza Nur Bey’e: ” Takriri yaz, dedi. Rıza
Nur Bey: “Pekiyi”, diyerek çıktı.[3]
Ve devamında anlaşmada konuşulduğu gibi yapılmadı ancak tepkiler
neticesinde atatürk takriri yeniden düzelterek yazmak mecburiyetinde kalmak
suretiyle oynanan entrikaları da dile getirmektedir. [4]
-“Benim
hemen karşımda oturan Mahmut Esat bey –Bozkurt- sert bir cevap verdi;
İslamlığın
terakkiye mani olduğu kanaati!. islàm kaldıkça yüzümüze kimsenin bakmayacağı
kanaati.”[5]
-Bu
sefer de Fethi Bey (Okyar) söze karışarak gayet mütehakkim bir eda ile dedi ki:
-“Evet
Karabekir, Türkler İslâmlığı kabul ettiklerinden böyle geri kaldılar ve İsläm
kaldıkça da, bu halde kalmaya mahkümdurlar!”[6]
-“Şeriye
Vekili Konya Mebusu Hoca Vehbi Efendi vesair sözüne inandığım bazı zâtlar, şu
malümâtı vermişlerdi:
“Gazi
Kur’an-ı Kerim’i bazı islâmlık aleyhdarı zübbelere tercüme ettirmek
arzusundadır. Sonra da Kur’an’ın Arapca okunmasını, namazda bile yasaklayarak
bu tercümeyi okutacak! Ve o zübbelerle işi alaya boğarak, güya Kur’an’ı da, İslamlığı
da kaldıracaktır!
Etrafındaki
böyle bir muhit kendisini bu tehlikeli yola sürüklüyor. [7]
-Mustafa
Kemal Pasa beyânâtıma karşı hiddetle bütün içini ortaya döktü:
“Evet
Karabekir; Arapoğlunun yavelerini Türk oğullarına öğretmek için Kur’an’ı
Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece de okutturacağım! Ta ki budalalık edip
de aldanmakta devam etmesinler![8]
-İsmet
Paşa, Macarlar. Bulgarlar aynı saflarda itilaf devletlerine karşı harp
ettikleri ve mağlup oldukları halde, istiklâllerini muhafaza etmiş olmaları
Hristiyan olduklarından, bize istiklal verilmemesi de islâm olduğumuzdan ileri geldiğini;
bugün kendi kuvvetimizle yıllarca uğraşarak kurtuldukça da İslâm kaldıkça
müstemlekeci devletlerin ve bu arada bilhassa İngilizlerin daima aleyhimizde
olacaklarını ve istiklâlimizin daima tehlikede kalacağını bana anlattı.[9]
-Sultan
Mahmut devrinde, “Türkler Hristiyan oluyor” diye Arap ordularını anadolu
içlerine sevk eden ve bu orduları idare eden, Fransızlar değil miydi? Türk donanmasının
Mısır’a teslimine sebep olan politika oyunu, aynı değil miydi? Öteden beri bir
taraftan hükümete “Avrupalı olun; Batı hayatıni aynen alın, başka kurtuluş
yolunuz yoktur.” derler; diğer taraftan da attığımız adımlara çelme takmak
için içerde halkı isyanlara teşvik ederler ve İslam aleminde de “Türkler
Hristiyan oluyor diye aleyhimize nefretler uyandırırlar.[10]
-“Memleketimizde
ilk defa yapılan bir müsabaka: Evvelki akşamki Güzel Bacak Müsabakası’na dört
hanım iştirak etti”[11]
-24
Eylül 1925 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk Bursa’yı ziyarete gidiyordu ve
bu defa elinde şapkası vardı. Seyahat sırasında herkes Gazi’nin şapkasını
inceliyordu. Bir hanım, hanımların şapka giymesi hakkında Gazi’nin fikrini
sordu.
Gazi Paşa da:
“Hanımlar da erkekler gibi Şapka giymelidirler. Başka türlü hareket etmemize
imkan yoktur. İşte size bir misal: bu başla medeni bir hanım Avrupa’ya gidip
insan önüne çıkamaz” dedi.
-Güzellik
kraliçeliği milli bir vazifedir.[12]
–❗REKLAM❗BALIK
YERİNE BİRA İÇİN❗1938❗ 13 OCAK 1938 /ATATÜRK ÇİFTLİKLERİ
KİTABI./ Nadir Kitap.
– “Bir Halk İçkisi Olan Bira Bizde Cumhuriyetten Önce Ancak Kibarların ve
Ecnebilerin Birkaç Birahane, Lokanta Yahut Bahçede İçtikleri Bir İçki İdi.
– Onun Milli Bir Halk İçkisi Haline Getirilmesi Bahsine Ancak Cumhuriyet
Devrinde Dokunuldu. Ankara Orman Çiftliği Bu Hususta Büyük Bir Başarma Kudreti
Göstermiştir. (..)
– Bugün Hakikaten Memlekette Bira İstihlaki (Tüketimi) Seri Bir İnkişaf
Temayülü Arz Etmektedir. Bu Temayülün Tabii Bir Neticesi Olaraktır ki, 1934’de
Orman Çiftliğinde Kurulmuş Olan İlk Bira Fabrikası Yeni ve Daha Büyük Bir
Fabrika ile Tevsi Olunmuştur
– Yakın Yıllarda Biranın Memleketimizde En Çok İstihlak Edilen Bir İçki Haline
Geleceğini Mübalağasızca İddia Etmek Kabildir.
– Karabekir Maliye Müfettişliği gibi bir çok üst düzey görevlere
geldiklerini misalleriyle anlatır.
Doğuda ise şahit olduğu olaylarla çoklukla madenlerin bulunduğunu
ifade eder.[13]
Mehmet ÖZÇELİK
10-01-2019
[1] KAZIM KARABEKİR- PAŞALARIN KAVGASI
İNKİLAP HAREKETLERİMİZ. 127. ve devamı.
[2] Age.
138.
[3] (Nutuk, sahife: 419), Age. Sh.95.96.
[4] Age. 98.99.
[5] Age. 145.
[6]
Age.146.
[7] Age. 158.
[8]
Age.159.
[9] Age. 162.
[10] Age. 163.
[11] 06
Eylül 1925, Cumhuriyet.
[12] 3
Eylül 1929 tarihli Cumhuriyet gazetesi.
[13] KAZIM KARABEKİR BİRİNCİ CİHAN HARBİNİN KURTULUŞU-3/34.