HİKMETİ HÜKÜMETTEN HİKMETİ MEHMETE

HİKMETİ HÜKÜMETTEN HİKMETİ MEHMETE

Şimdiye kadar yapılan örtülü savaştan, örtüsü açılan açık savaşa geçmiş durumdayız.

O halde oyunları da artık gizliden değil, açıktan oynamak, oyuna gelmemek için açık söylemek, tükürülecekse açıktan tükürmek gerektir.

Erdoğanın samimi, iyi niyetli, vatanı için hizmet ettiği tartışılmaz bir gerçektir.

Onun için destek olarak hiç bir şey yapılmasa bile, dua etmek, başarısı için dua temennisinde bulunmak gerekir.

Bediüzzamanın dediği gibi, Hikmet-i hükümeti bilmiyoruz.

“İstibdat, zulüm ve tahakkümdür. Meşrutiyet, adalet ve şeriattır. Padişah, Peygamberimizin emrine itaat etse ve yoluna gitse halifedir. Biz de ona itaat edeceğiz. Yoksa, Peygambere tâbi olmayıp zulmedenler, padişah da olsalar haydutturlar.

Bizim düşmanımız cehalet, zaruret, ihtilâftır. Bu üç düşmana karşı san’at, marifet, ittifak silâhıyla cihad edeceğiz.

Ve bizi bir cihette teyakkuza ve terakkiye sevk eden hakikî kardeşlerimiz Türklerle ve komşularımızla dost olup el ele vereceğiz. Zira husumette fenalık var, husumete vaktimiz yoktur. Hükûmetin işine karışmayacağız. Zira, hikmet-i hükûmeti bilmiyoruz.”

Benim hikmet, aslında hikmetle beraber faraziyem yani varsayımım şudur;

-Hala uyutuluyor ve  uyuşturuluyor muyuz?

Bu bir dost tahlilidir.

Neden mi?

-Atatürk-ü koruma kanunu ile bir çok iyi niyetli insan bu bahane ile mağdur edilirken, bir çok kötü niyetli insan da bu bahane ile saldırmaktadır.

Atatürkün kanunla korunmasını gerektiren bir problem mi var?

Niçin korunuyor? Açıklanması ile toplumu sarsacak bir mesele mi var?

Böyle sürekli sarsılacağına, açıklansın da bir kere sarsılma olsun, bu iş çözülsün…

Bu kanun Demoklesin kılıncı gibi, geleni biçiyor, gideni biçiyor.

İşte bir haber:” Atatürkü Anma töreni gecikince Vali’den ‘görevden alın’ talimatı.”[1]

Bu medeni toplumların yapacağı uygulamalarmıdır?

İleride utanılacak bir şeye  -Geçmişte olduğu gibi- imza atmak ve uygulamak, ayrı bir utanç sebebi olacaktır.

Bu hükümet 16 yıldır başardığı başarılarını, böyle memur seviyesinde utanılacak uygulamalarla gölgelememelidir.

Bundan kim memnun veya kimler memnun? Azınlıklar mı?

Ya çoğunluklar? Kim kime feda edilmektedir?

Bu millet bir asırdır bir şeylere!!! hep feda edilmektedir!!!

-Abd 15 Temmuz, öncesinde darbeler, şimdilerde ekonomik krizlerle bizleri çökertmeye çalışıyor.

Neden Abd için önem arzeden İncirlik kapanmıyor?

Zor mu? 44 saat hemen memleketi terketmeleri söylensin.

Bir de 15 Temmuza karıştıkları biliniyor iken..

Peki yapılmamasında bilinmeyen nedir?

Hikmet mi, korku mu, yerini koruma mı, nedir?

-Bir asırdır Milli Eğitimde kalbe şifa olacak köklü bir çözüm ve açılım yapılmadı.

Hep yüzeysel kaldı. Çevresinde dolaşıldı. Süreklilik olmadı. Hergelen başka bir şey yapmaya başladı. Köklü Çözüme yönelik ne yaptı?

Tevhid-i tedrisat neden kaldırılmıyor? Eğitimi toplumda sahiplenmeli.

Fetö gibilerin yerleşmesine ve nemalanmasına Zemin mi hazırlanıyor!?

Rejimin nesinden korkuluyor?

Yoksa yıkmakla yapmak, devrimle tashih birbirine mi karıştırılıyor?

Eğitimden kim memnun? Solcusu mu yoksa sağcısı mı?

Günü kurtarmaya mı çalışılıyor?

Sayın Erdoğan, tarihimizin bir ingiliz tarihi olduğunu söylemekte, elbette benden daha çok devletin bir çok kurumundan şikayet edip dile getirmektedir.

Yapılacak şeyler elbette az değil ve de düşman sadece dışta değil içteki daha münafıkane, yüz yılın hatta üç yüz yılın bir birikmişliği ve menfiliği var.

Ancak kendisinin bulunduğu makam şikayet makamı değil, icra makamıdır.

İcra yoluyla bir çok şeye el koyabilir, nitekim bazen de yaptığı gibi…

-Abd kendi dışındaki Kudüse müdahale edebiliyor.

Neden biz içimizdeki, namus borcumuz, ecdad yadigarı Ayasofyayı açarak lanetlenmekten kurtulmuyoruz.

İçinde ezan ve Kur’an-ı Kerim okunuyor, bireysel de olsa namaz kılınıyor, ramazan sohbeti yapılıyor, herkes istiyor, Atatürkün sahte imzasıyla kapandığı biliniyor.

Peki açılmaması için bilinmeyen nedir? Neden bu milletle bu iş paylaşılmıyor ve de çözülmeye gidilmiyor?

Ayasofyanın açılmayışı gerçekten düşündürücü…

Burada hikmet-i hükümet mi yoksa zillet-i hükümet mi bulunmaktadır?

Türkiyede yapılan işin vehameti elbette ortada, yapılmak istenen tehlikeli boyutta..

Gül gülüstanlıkta değiliz, bir asırlık bir birikim olduğu hakikat iken, neden bu kadar millet desteği varken yavaş hareket edilmektedir?

Hükümetin bu konuda köklü bir çözüme gittiği ne kadar düşünülebilir?

Bu teklifler dahilden ve hariçten vurulurken, birde sağdan vurmak değil.

İyi niyetle hikmetli ve tedbirli hareket ettiğini, hikmeti hükümeti bilmediğimizi söylüyoruz.

Ancak yukarıda filler savaşırken, bizler filin çimenleri ezmesi gibi artık ezilmek istemiyoruz.

Dedem ezildi, babam korkudan büzüldü, ben frenlendim, oğlum beklemede…

Nereye kadar?

Ümitsiz değilim ancak umutlanmak istiyorum.

Bunun için de atılacak ciddi ve köklü adımları bekliyorum…

MEHMET ÖZÇELİK

09-11-2018

[1] https://www.yenisafak.com/video-galeri/gundem/anma-toreni-gecikince-validen-gorevden-alin-talimati-2185756

Loading

No ResponsesKasım 10th, 2018