STAJER ÖĞRETMENLERE TAVSİYELER
STAJER ÖĞRETMENLERE TAVSİYELER
1.Öğretmen kendisinin izzetini, dersinin haysiyetini korumalıdır.
2.Ciddiyet sürdürülmeli. Anne gibi.. bir yönüyle sevgi ve şefkati, diğer yönüyle cezayı bulundurmalı.
3.Öğretmenin olmazsa olmazı, mesleki yeterliliği ve birikimi olmalı, kendisini sürekli güncellemelidir.
4.Öğrenciyi tanımalı, ona yaklaşmalı, onunla ilgilenmelidir.
5.Öğrenci kamera gibi öğretmenini çok iyi takip etmekte, mümkün mertebe açık vermemeli, kendini hazırlamalıdır.
6.Derse mutlaka hazırlıklı girmeli, not alacağı bir ajandası mutlaka olmalıdır.
7.Konuşması etkili olmalı, bunu mimikleriyle desteklemelidir.
8.Öğrenciyle tartışmaya girmemelidir.
9.Yeni göreve başlarken çok ideallerle ve penbe tablolarla başlanır ancak her şeye hazır olunmalıdır.
10.Derse girerken selâmdan sonra öğrencilerin hatırları sorulmalı ve iyi dileklerde bulunulmalıdır.
11.Derse başlamadan ve konuya girmeden önce mutlaka sormak istedikleri soruları varsa cevaplamalıdır. Medya gibi dışarıda yanlış fikirlerle yaralanan ve yanıltılan bu öğrencilere doğrular anlatılmalıdır.
12.Akıllı tahtayı çok iyi kullanmalı, bunun için materyalleri bulmalıdır.
13.Haklarını bilmeli, resmiyete boğulmamak kaydıyla önemli olan idari görevlerini öğrenmelidir.
14.Bütün vesileleri kullanmalı, mutlaka faydalı olunacak yöntemleri değerlendirmelidir.
15.Duruma göre kıssalar anlatmalı, ilahi söylemeli veya söyletmelidir.
16.Katı olmamalı, gerektiğinde esnek davranmalıdır.
17.Notu silah olarak kullanmamalı, öğrencinin yazılıdan aldığını aynen vermeli, notunu yükseltmek isteyenlere araştırma ödevlerini vererek desteklemelidir.
18.Mümkün mertebe bir internet sitesi açmalı, çalışmalarını burada sergilemelidir.
19.Dersinin ihlaline müsaade etmemeli, bilgiyle derse hakim olmalı, gerekirse disiplin kurulunu devreye koymalıdır.
20.Eskilerin ru- be- ru yani yüz yüze dedikleri ilgiyi sürdürmeli, seviyeli ve ahlaklı öğrencilerle özel ilgilenmelidir.
21.Problem olan öğrenciler için idare ve ailesiyle iletişime geçmelidir.
22.Dersine zamanında girmeli ve zamanında çıkmalıdır. Bizler dakka hesabı çalışıyoruz. Bu noktada hem derse girişte ve hem de çıkışta hassas olunmalıdır.
23.Ses tonunu ayarlamalı, sınıfta sabit durmamalı, öğrencilerin gözlerine bakmalı, bütün vücut diliyle etkilemelidir.
24.Öğrencileri konuşturmalı, soru sormalarını sağlamalı, derse katılmaları için teşvikte bulunmalıdır.
25.Öğrenci öğretmeninin samimiyetine ve iyi niyetine inanmalıdır.
26.Zor olan öğretmenlik mesleğini bir ideal olarak sürdürmelidir.
27.Mümkünse öğrencisini okul dışında da takib etmeli, onu korumaya, ailesiyle iletişim kurarak gelecek vadeden birisiyse sahiplenilmelidir.
28.Öğrencinin öne çıkan kabiliyeti keşfedilmeli ve bu durum gerekli yerlerle paylaşılmalıdır.
29.Eğitim sabırla sürdürülmeli, kaybetme değil, kazanma amaçlı olmalıdır.
30.Öğrenciye birinci derecede verilecek en önemli eğitim, ahlaki eğitimdir. Eğitim öğretimden önce gelmelidir.
31.Pes etmemeli, eğitimin uzun bir süreç olduğunu düşünmeli, bazı şeylerde hemen karar vermemelidir.
32.Öğrenci düşünmeye, muhakeme etmeye, iradesini kullanarak karar vermesine çalışılmalıdır.
33.İdealist insanlar yetiştirmeye gayret edilmelidir.
34.Çalışmalarını Eba-da değerlendirmelidir.
35.Öğrencilerin sosyal aktivitelerini ortaya koymaları için röportaj yapmaya yönlendirilmelidir.
36.Öğrencilerin harcanmaması ne kadar önemli ise, öğretmenlerin harcanmaması da en az onun kadar önemlidir.
Öğretmen ve özellikle bayan olanlar erkek lise okullarında değil, kız öğrencilerin olduğu okullarda, öğretmenliğini daha iyi yapacağı orta veya lise seviyesindeki okullarda sürdürmelidir.
37.Sınıf ortamında laubaliliğe ve seviyesizliğe müsaade etmemeli, gerekli cevabı vermelidir.
38.Öğrencileri yanlış bilgilendirmekten sakınmalı, telafisi mümkün olmayacak yanlışı söylemektense, bilmiyorum diyebilmeli, öğrenip cevab vermelidir.
39.Öğretmen kendisine güvenmeli ve güven vermelidir.
40.Mesleğiyle alakalı olarak gündemi bilmeli, doğru ve yeterli bilgiye sahip olmalıdır.
41.Siyasete asla girmemeli, öğrencilerin dolduruşuna ve oyununa gelmemelidir.
42.İdareyle sürtüşmeye girmemeli, olumlu davranışta bulunulmalıdır.
43.Evin problemini sınıfa, sınıfın problemini eve taşımamalıdır.
44.Öğretmen giyim kuşamına dikkat etmelidir. Öğretmen saç ve sakalı ve de giyimiyle örnek olmalıdır.
45.Öğretmen teknolojiyi kullanmada yeterli olmalıdır.
46.Öğretmen öğretmenlikle yetinmemeli, akademik çalışma ve sürekli araştırmacı olmalıdır.
47.Öğretmen güncellenmeli ve güncelleyen bir kimse olmalıdır…
48-Meslek heyecanı, şevk ve istek kaybolmuş ve öğrenci kontrol edilemez olmuş ise, kısaca bir yorgunluk diğer bir ifadeyle metal yorgunluğu varsa, ideal için değil maaş için sürdürülecekse ayrılmalıdır.
49-Öğretmen mahrem meselelerini, aile içi durumlarını sınıfta anlatmamalıdır. Anlatması gerekirse genel konuşmalıdır.
********************
Bir hatıra: 8 sene kadar önce, bir ortaokulda stajer öğretmenler gelmiş, derse giriyorlardı.
Benimde dersim boş olduğundan, öğretmenler odasında oturuyordum.
Zil çaldı, içeriye giren stajer öğretmenin yüzü kıpkırmızı, morali çökmüştü.
Teselli için kendisine ne olduğunu sordum.
Hemen öğretmen odasının bitişiğindeki 7.C sınıfından çıktığını söyledikten sonra feryat edercesine, keşke öğretmenliği seçmeseydim. dedi.
Öğretmen adayı, stajer çökmüş hatta bitmişti.
Kendisine o sınıftan tüm arkadaşların şikayet ettiğini, hepsinin öyle olmadığını söyleyip tesellide bulunduysam da yine de biraz yavaşlamış olarak, genede keşke öğretmenliği seçmeseydim, dedi.
Bu kişinin bu halet ile 30 yıl öğretmenlik yapacağını bir düşünün.
-Yine nöbetçi olduğum bir günde zil çalmış, öğrenciler koridorlara hızla dağılmakta , bir koşturmaca ve bağırma içerisinde idiler.
O sırada çocuğunun durumunu sormaya gelen ve berber olduğunu söyleyen bir veli bu durumu görünce; eğer ben burada on dakika kalsam mutlaka bir kaç kişiyi öldürürüm, dedi.
Kendisine müdahale ettimse de pek fikrinden dönmüşe benzemiyordu.
-Ancak güzel bir örnek ise, bir sanat okulunda bir veli gelerek, bizim hanım sizlere her gün dua ediyor, dedi.
Hoşumuza gitmişti.
Sebebini sorduğumuzda ise; biz evde üç çocukla baş edemezken, onlar üç yüz çocukla ne yapıyorlar, demişti.
Oysa okulumuz iki bin beş yüz kişi olup, sadece ben iki bine yakın öğrencinin dersine, otuz sınıfa giriyordum.
Girdiğim sınıfın birisi 71 kişi idi.
Büyük bir inanç ve ideal olmadıkça, sabır ve sebat göstermedikçe, öğretmenlik pek seçilecek, maddi bir gelir elde edecek bir meslek sayılmaz.
Para için yapılacak bir meslek değildir.
Peygamber mesleği olması bir hakikattır.
Toplumda doktorluk mesleği de dahil, insanın ruh ve aklına girip müdahale ve etkide bulunan tek meslektir.
-Bir Teklif; Üniversite özellikle kız öğrencilerin durumlarını göz önünde bulundurarak erkeklerin olduğu liselere kız stajerlerini göndermemeli, onların şimdiden meslekten nefret edip sevdireyim, öğreteyim derken, tecrübe kazandırayım derken, nefret ettirmemelidirler.
Çocuklar büyük bir idealle gelirken, hayal kırıklığına uğramamalıdırlar.
Bu konuda çok hassas olunmalıdır.
Biz bunu okulda yapsakta, hepsi için yeterli olmuyor.
Bıkkınlık ve şikayet duyuyoruz.
Sizlerde bu öğrencileri dinleyin.
MEHMET ÖZÇELİK
19-04-2018
HATA ODAKLI EĞİTİM
HATA ODAKLI EĞİTİM
Milli Eğitim hata, yanlış odaklı bir eğitim yürütmektedir.
Yanlış yapanı cezalandırıp, buna öğretmenin cezalandırması da dahil olup, yeteri kadar ve ciddi olarak doğru yapıp, başarılı olan ödüllendirilmemektedir.
Yani Milli Eğitim başarı odaklı bir eğitim değil.
Şöyle ki; Öğrenci ve öğretmeni başarısına göre taltif edip öne çıkarsa, başarısını arttırması için daha da teşvik ve destekte bulunsa kalite artacaktır.
Şöyle ki; doğru yapanların yanlışlarını telafi edip yani doğrular yanlışları götürse, öğrenci yanlış yapma korkusuyla heyecanlanıp yanlış yapmayacak, belki daha çok doğru yapmaya odaklanıp yanlışlarının giderilmesi için doğru yapmaya gayret gösterecektir.
Sınıflarda başarılı öğrenciler yeteri kadar öne çıkarılmamakta, başarısız öğrencilerin eğitime kazandırılması yönünde ağırlık verilmesi yoluna gidilmektedir.
Dolayısıyla da başarılı öğrenciler, başarısız öğrencilerin arasında eriyip kaybolmaktadır.
Duyduğum eğer doğruysa; Olaya şahit olan bir öğretmen arkadaştan duymuştum; Bir şehirde bir öğretmen bir öğrenci tarafından vurulup öldürülür.
Taziyeye gelen oranın Milli Eğitim Müdürü konuşmasında, öğrencinin de eğitim hayatının bitirilmeyeceğini, mağdur edilmeyeceğini dile getirir.
Ne münasebet!!!
Bu ne perhiz, ne turşu…
Ortada sahiplenmesi gereken bir öğretmen ve onun hakkı var.
Başarısız öğrenci uğruna eğitim ve öğretmen bitirilmektedir.
Eğitim dibe vurmakta, başarısız insan üretmektedir.
Dışarıda tozup da gezmesin diye sınıfa alınan öğrenci, sınıfın tozunu attırmakta, sınıfı tozlandırmaktadır.
Kaybedenlerin durumu ise hazin ve büyük bir kayıptır.
Mevlana, domuzun boynuna inci asılmaz, derken araplar ise; -Ke ta’likid düreri fi a’nakil bakar.- Yani ineğin boynuna inci asmak derler.
Öğretmenin ve eğitimin izzet ve namusu zedelenmektedir.
Eğitim can çekişmekte, öğrenci ve öğretmen ölüme terkedilmektedir.
Öğretmenin yerini sınıflarda telefonlar almıştır.
Telefon merkezli bir eğitim sürmektedir.
Madem öyle; öğretmen öğrenciyle muhatab edilmeden ya bu telefonlar kaldırılsın, ya da öğretmen rehberlik yapıp; açık öğretim ve üniversite sınavları gibi ortak sınavlarla öğrenciler gerçek olarak değerlendirilsin.
Ona göre de elensin.
Okuyacak durumda olanlar alınsın, okuyamayacak durumda olanlar da topluma kazandırılsın.
Eğitim ahlak merkezli olmalı. Öğrenciye ahlak ve sorumluluk kazandırılmalı.
- ve 10. Sınıfta kendisini toparlayamayan öğrenci, 11. ve 12. Sınıfta üniversiteye çalışma numarasına bürünüyor, öyle görünmeye çalışıyor.
12 yıllık zorunlu eğitim kaldırılmalıdır.
Açık öğretimlerle okuyacak olanların önleri açık tutulmalıdır.
Eğitim öğüten değil, kaybettirmeyip kazandıran bir eğitim olmalıdır.
Problemler bastırılmakta ve üzeri örtülmektedir.
Müfredat ve gereksiz derslerle öğrencilere yüklenilmesi de tam bir kangrenleşmiş bir hastalıktır.
Milli Eğitim hastadır.
Yataktan kaldırılmalıdır.
Yoksa topluca cenaze namazını kılarız.
*************************
Öğretmenler de seminer ve konferanslar verip, çalışmaları kitaplaştırılsın.
Akademik çalışmalarının önü açılsın.
Üniversitedeki gibi, öğretmenler kendi branşlarında araştırma yapıp, yükselme ve eser vermesi sağlansın.
Milyonlarca öğretmen eser vermeden bu dünyadan gitmektedir.
Bunlar sadece tecrübelerini yazsalar, eğitimin başarısı için teklifler sunsalar eğitimin çehresi değişir.
Öğretmen ve eğitim güncellenmeli…
MEHMET ÖZÇELİK
11-04-2018
FİTNELER DOĞURAN FİTNE
FİTNELER DOĞURAN FİTNE
Bir çok fitneye gebe olan Fetö fitnesi, bir çok fitnenin kapısını açmakta, bir çok fitneye yol açmaktadır.
Elli yıldır büyütülen bu fitnenin dahilde ve hariçteki mensublarınca diri tutulmaya çalışılacaktır.
Herkes ehli tahkik olmadığından hakikatı hakikat olarak görememektedir.
İşin hazin tarafı fitnenin sürekli alevlendirmeye, kıvılcımı ateşlemeye müsaid olmasıdır.
Terör örgütü olarak gösterilmesinden iyi veya kötü niyetli olarak isnada açık bir durum olmasıdır.
Pkk terörünü içte hem de dışta bitiren devletin başına mağdur olan ve ihanet içinde olanların mücadelesi maalesef devam ettirilerek devlet güçsüzleştirilecektir.
Allah basiret versin.
Mağduriyet bahaneleriyle ihanetlerin üzeri örtülmeye çalışılmaktadır.
Hatta mağdur olup beraat ederek göreve başlatılmayanların durumundan kaoslar üretilmekte, başlatmayanlar ise bu kaosa ortak olmaktadırlar.
Hep dedim ve diyorum ki; darbeden kasıt başa geçmekten ziyade kaos oluşturmaktır.
Darbe başarılı olmasa da kaos oluşturma bitmiş değildir.
Devam etmektedir.
Rus büyükelçisinin vurulması, bir araştırma görevlisinin 4 akademisyeni öldürmesi, rus uçağının düşürülmesi, aselsan mühendislerinin öldürülmesi, faili meçhul cinayetler bu kaosun birer uzantısıdır.
Bu kirlilik yüz yıllık bir kirliliktir.
Temizlikte bir yüz yıllık temizlik işlemidir.
Türkiye iç ve dış temizlik işlemlerini başlatmış durumdadır.
-Fetönün kaldığı yer ne gariptir ki, cizvit papazlarının kaldığı yerdir.
Bu bir tesadüf değildir.
*********************
KORKUYORUM
Fetönün 50 yıl problem olarak devam etmesinden ve o temiz görünüm ve yaşayışlı alttaki insanlarında bunları takip etmesinden korkuyorum.
Ellerine silah verilip diğer kardeşleriyle karşı karşıya getirilmesinden korkuyorum.
*********************
Refah, selamet, milli nizama on yıllardır Temel karamollaoğlu düşüncesi hakim oldu.
Recep Erdoğan düşüncesi hakim olmadı.
Erdoğan da gömleği çıkarmakla bu başarıyı elde etti.
Abdullah Gül bunu gösteremedi.
Hatta ikisinin arasında kaldı.
O gömlek istikamet ve basirettir.
***********************
“İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır.”[1]
Mehmet Özçelik
10-04-2018
[1] Rum.41, Bak.Yunus.44,99,Âl-I İmran.181.182, Fussilet.46, Enfal.50.51, Hac.8.10, Kaf.29, Casiye.22, Mülk.1.2, Enbiya.35, Nisa.79, Şura.30.
MUŞTU
MUŞTU
AYAĞA KALKAN TÜRKİYE
Hesapta olmayan Trump, hesapta olan İranı vurma teklifini kabul ettiği için getirildi.
Menbiçten çekilme süprizi, 5 bin tır silah yardımı yaptığı halde, irana saldırmak için Türkiyenin engeliyle karşılaşmamak amacıyla bir rüşvetdir.
Ortadoğuyu büyük çaplı kana bulamak ve israilin arzı mev’ud emelini gerçekleştirmek için iran üzerine yoğunlaşacaktır.
Yerine fransayı yerleştirip onunla bizi oyalayacak olan Abd, kaos ve bulanık ortamdan istifadeyle, yanına ortaklarını da alarak irana saldırıp bir 3. Dünya savaşını kızıştırmaya ve yakmaya niyetli.
Bir çok insanı bitireceği gibi, kendisini ve destekçilerini de bitirebilir.
Abd-nin iki büyük hedefi var; iç ve dış borçlarını azaltmak, israilin önünü açmak.
Afrin ve Menbiç Abd ve şimdilerde onun yavrusu olan fransa için neden bu kadar önem arz etmektedir.
Yarım asırdır kullandıkları pkk sadece bize darbe vurmadı, tarihten beri hep aynı şekilde süregelen iran ve ırak çevresinde sürdürdükleri savaşları devam ettirip kontrol etmek içindi.
Hatta öyle ki; 15 temmuzun asıl amacı ortadoğunun kontrolünün aynı ellerde devamını sağlamaktı..
Öyle ki bizi kontrol ederek bir an evvel iran savaşını başlatmak idi.
15 temmuz darbe engellenmesi en az iran ve çevresine de yaradı.
15 temmuzda başarılı olamayan dış güçler iranı vurmak için başka yollar aramaktadırlar.
İsrail başbakanı Netenyahu irandaki bir çok iç isyanı desteklediklerini söylemişti.
Yüz yıl önce her noktadan hareketsiz bırakılan bu millet en cesur hareket olarak boğazına ayağıyla basmış olan düşmanın yüzüne tükürüyor, ruhumuzu zilletten kurtarıyorduk.
Artık bugün ayağa kalkan, bağlarından tamamen olmasa da kurtulan Türkiye düşmanı ezip geçiyor, içini istifrağ edip temizliyor, yüz yıldır ayrı kaldığı kardeşlerine yardım elini uzatıyor.
“ve tilkel eyyâmu nudâviluhâ beynen nâs…..”
“Böylece biz, Allah’ın gerçek müminleri ortaya çıkarması ve içinizden şahitler edinmesi için, bu günleri bazen lehe, bazen de aleyhe döndürüp duruyoruz. Allah, zulmedenleri sevmez.”[1]
1960 dan beri terörle iç savaşa sürüklenip, darbelerle ayar verilmeye çalışılan bir Türkiye iç savaşa basiretli davranışıyla yol vermemiş, bugün o oyunları boşa çıkarmıştır.
********************
Darbeden önce parti kurması söylenen Fetö, garanti görmediği için kurmadı ve de kuramadı.
Kendisince darbeye mecbur kaldı çünkü en önemli yer olan Mit-i de ele geçiremedi.
Bu gün ise parti kurdurmasındaki en önemli sebeb kazanmak değil, darbeden dolayı darbe yiyen mensublarını korumaktır.
Mağdur koruması ve düşman limanını oluşturmaya çalışmaktadır.
Abd ve batı hala ümitlerini yitirmemiş, pkk-ya parti kurdurduğu gibi, Fetöye de kurdurmasını sürdürmüştür.
“Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sadâ, İslâmın sadâsı
olacaktır.”
MEHMET ÖZÇELİK
02-04-2018
[1] ALİ İMRAN-140.