RUH BEDEN ANLAŞMAZLIĞI

RUH BEDEN ANLAŞMAZLIĞI

Cenâb-ı Hak; Biz her şeyi çift yarattık, buyurmaktadır.

Aslında bu her şeyin birbirine zıt olarak yaratıldığını göstermektedir.

Artı ve eksi kutup, karanlık ve aydınlık, tatlı ve acı, yer ve gök, iyi ve kötü, Beden ve ruh, vs.

Bu manada çift olanlara baktığımızda bir yandan biri diğerine tezad teşkil ederken, diğer yandan da onu tamamlamaktadır.

Birbirine uyumlu olanların bir araya gelmesi normal görülebilir ancak zıt olanların bir noktada buluşarak olumlu ve uyumlu bir manayı oluşturması ve de birbirini güçlendirip hatırlatması çok harika bir durumdur.

Allah zıtları bir arada toplamaktadır.

Manayı zıtlarla tamamlamaktadır.

Aydınlığı karanlıkla ortaya çıkarmakta, cenneti cehennemle anlatıp tatlandırmaktadır. Tatlının tadını acı ile arttırmaktadır.

En harika olanı ise; yücelere kanat açıp uçan, ezeli ve ebedi zattan tabiri caizse bir nefes olan ruhu, esfeldeki bir ruh ile, bir yandan terbiye ederken, diğer yandan da güçlendirmektedir.

Ruh letafet ve zerafetiyle yücelere uruc edip yükseklerde uçardan, beden ve bedeni besleyen nefis aşağılarda gezmektedir.

Ruh artı kutbuyla sürekli artarken, beden ve nefis eksi kutbuyla sürekli eksilmektedir.

Allah ruhun artısını, nefis ve bedenin eksisiyle arttırmaktadır.

Beden ve ruhun bu katkısından dolayı onları cennetle ödüllendirmekte, ruha arkadaş kılmaktadır.

Nefis ve beden süfli şeylerin peşinden koşarken, ruh ulvi şeylerin peşindedir.

Beden ve ruh dünyaya aşık ve müptela olurken, yücelerden gelen ruh ancak ebedi zatla tatmin olur.
Ruhlar ilahi huzura talib olurken, nefis ve bedenler ot peşinde koşarlar.

Huzurdan kaçar, huzuru kaçırırlar.

“Gül’ün kokusu şâd, dikeni irşâd eder.”

Gülün muhafızı, gülü güldüren, diken iledir.

Ağlatan diken, gül ile güler ve güldürür.

Kim kimin içindir?

İnsanlar dikene rağmen gülden vaz geçmezler.

Diken ile nazarlar güle çevrilir.

Beden de ruhun elbisesi değil, hanesidir.

Ruh beden evinde yetişir ve yetiştirir çocuklarını…

Mevlana şöyle der; Beden devedir, ruh deveci.

Eğer ruh devecisi beden devesine binerse ona çölleri geçirir, göklere uçurur.

Beden ruha ayak olur.

Ancak eğer beden devesi ruh devecisine binerse, o zaman vay ruhun haline.

Yerlerde sürünür, otlaklıklarda görünür.

O zaman ruhun ölümü gerçekleşir.

Aksi durumda bedenin yükselişi gerçekleşmiş olur.

Bedenle ruh birbirinin zıddı ve düşmanı iken, birbirinin tamamlayıcısı ve dostu olur.

Ebediyyen beraber yükselişi gerçekleştirirler.

Birbirlerinden ayrılmaları halinde her ikisi de eksiktir.

Beraberlikte ve ruhun öncülüğünde ve de dizgini elinde tutmasında birbirine mütemmimdirler, birbirlerinin eksikliklerini giderirler.

Sonsuz nimetlerin tezahürü ruh beden ikilisiyle gerçekleşir.

Cennetteki sonsuz zevk ve lezzet, ruh ve beden için gerçekleşir.

Rü’yeti ilahiyyeye her ikisi de mazhar olur.

-Dünyadaki bütün kavgalar, sıkıntı ve problemler; ruh ve beden anlaşmazlıklarından çıkar.

Nefis ve beden ruhun dizginini eline geçirerek her türlü melanetleri ona yaptırır.

Ruh bundan muzdaribdir.

Şeytanın insana olan düşmanlığı, kendisine aid olan bir şeyi ruhun ele geçirmesindendir.

O da nefis ve bedendir.

Ruh ve beden anlaşmazlığının çözümü, ruhun ikiz kardeşi olan Kur’an-ı Kerim iledir.

Nefis ve beden ancak Kur’an-la dizginlenir, ruha râm olur.

Kur’an-ı Kerim ruh ve bedenin arabuluculuğunu yapar.

Ruh yükselişini edna olan dünyada yapmaktadır.

Aşağılar ruhun yükselişine birer adım ve basamaktır.

MEHMET ÖZÇELİK

26-11-2016

Loading

No ResponsesAralık 3rd, 2016