ALLAHA HAVALE EDİYORUZ

ALLAHA HAVALE EDİYORUZ
Peygamberler son raddede dayanamayıp ya Allaha havale etmişler veya beddua etmişlerdir.
Kavminin bir türlü imâna gelmeyeceklerini iyice anlayan Nuh aleyhisselâm sonunda şöyle dua etmişti: “Ya Rabbî! Yeryüzünde dolaşan bir tek kâfir bile bırakma! Zira bırakırsan onlar Senin kullarını, Senin yolundan saptırırlar ve sadece kendileri gibi kâfir, ahlâksız çocuklar dünyaya getirip yetiştirirler. Ya Rabbî beni, annemi, babamı ve evime mü’min olarak girenleri, erkek ve kadın bütün mü’minleri affet. O zalimleri ise, daha da beter, daha da perişan eyle!”
-Firavun ve kavmi küfürde ve imansızlıkta ısrâr edince, çeşitli belâlara mübtela olmuşlar; önce şiddetli bir kuraklık ve çetin bir kıtlığa tutulmuşlardı. Sonra da su baskını, çekirge, haşarât ve kurbağa istilâsına uğramışlardı. Başlarına belâ geldikçe Hazreti Musa’ya gidip ondan eman dilemiş; fakat belâ kalkınca azgınlıklarına devam etmişlerdi. Nihayet, Musa aleyhisselam şöyle yakarışa geçmişti: “Ey Rabbimiz! Gerçekten sen Firavun ve kavmine dünya hayatında zinet ve mallar verdin. Öyle ki, netice itibarıyla onlar da, ey Rabbimiz, (başkalarını) Senin yolundan çevirip saptırıyorlar! Ey Rabbimiz! Onların mallarını yok et, kalblerini de sıkıp daraltıver; çünkü onlar, o acıklı azabı görmedikçe iman etmeyecekler.”
-Keldanîlerin türlü türlü zulümlerine, çeşit çeşit işkencelerine ve kendisini ateşe atmalarına rağmen, Hazreti İbrahim ellerini kaldırıp, “Rabbim! O putlar insanlardan çoğunu baştan çıkardı; bundan böyle kim benim izimce yürürse o bendendir. Kim de isyan ederse Sen Gafûrsun, Rahîmsin.” diyerek dua etmiş; kavmine lanet okumamış ve onların helakini istememiştir.Ancak işlerini Allaha havale etmiştir.
Hazreti İsa da, kavmi, kendisine her türlü ezâ ve cefâyı revâ gördüğü halde, “Eğer onlara azap edersen, şüphesiz onlar Senin kullarındır; şayet mağfiret buyurursan hiç kuşkusuz Aziz Sensin, Hakîm Sensin.” diye niyazda bulunarak ciddî bir edep tavrı sergilemekle beraber şefkat ve merhametini dillendirmiştir.Ancak Allahın İzzet ve büyüklüğüne işleri bırakmıştır.
-Ebu Leheb’in iki eli kurusun! Kurudu da.
-Kininizden (kahrolup) ölün Şüpesiz allah kalplerinizin içindekini bilmektedir.
-“Canı çıksın o insanın, o ne nankördür.”
-“Onları (yahudileri, hıristiyanları) Allah yok etsin!”
-“Cehalet içinde gaflete dalmış olan (ve “Muhammed şairdir, delidir” diyen) yalancılar kahrolsun!”
-“Ey Muhammed! Onlara baktığın zaman, cüsseleri hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Tıpkı sıralanmış kof kütükler gibidirler. Her çığlığı kendi aleyhlerine sayarlar. Onlar düşmandır. Onlardan çekin Allah canlarını alsın Nasılda aldatılıp döndürülüyorlar!”
-“Çünkü o düşündü, ölçtü, biçti! Canı çıkası ne biçim ölçtü biçti! Canı çıkası sonra yine ne biçim ölçtü biçti!”
-Peygamberimizde beddua ve lanette bulunmuştur.
Bizlerde Türkiye-ye darbe yapanları ve onlara maddi ve manevi destek olanları Allaha havale ediyoruz.
Peygamberlerin bedduasına amin diyoruz.
MEHMET ÖZÇELİK
5-8-2016

Loading

No ResponsesAğustos 22nd, 2016