YURTTA İFSAD KOMİTESİ

YURTTA İFSAD KOMİTESİ

-“Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, «Biz ancak ıslah edicileriz» derler.”[1]

İslamın en son kalesi olan Türkiye-ye, başta abd, İngiltere, İsrail, almanya gibi ülkeler, en son darbeyi 50 yıldır besleyip büyüttükleri fetö eliyle vuracaklardı.

Fetö bu kirli ittifaka hırsı nedeniyle alet olduğundan kıyamete kadar hem kendisi ve hem de bu darbeden sonra ona sempati besleyip taraftar olanlar dünya ve ahirette lanetle anılacaklardır.

Başarılı olsaydı, Abd orta doğuya tam yerleşecekti.

İşid ve iran işgal edecekti.

Pkk devletini kuracak, iç çatışma ve kavgaların ateşi fitillenecekti.

Fırtına durulup, sel durulunca, geriye bakıp da geride bıraktıklarını gördükçe, her geçen zaman içerisinde dehşete kapılıyorum.

Gerçekten de uçurumun kenarından dönmüşüz.

İslamın son kalesinin , son ordusunun, son ferdlerinin en son ferdi olan Erdoğan Allahın yardımıyla planları bozdu.

Zamanla kalıntılar ortaya çıktıkça, planlar deşifre oldukça, irinler deşildikçe, korkunç plan çanakkaleye denk bir dehşeti de göstermektedir.

-“Tehlikeli bir yola süluk ettiği zaman, en evvel “Senin bu yolun seni felakete götürüyor, bu yoldan vazgeç” diye nasihat edilir. O insan vazgeçmediği takdirde şiddetle zecir ve nehyedilir ve aynı zamanda “Umum halkın nefret ve kahrına uğrarsın” diye tehdit edildiği gibi, “Ebna-yı cinsine zulmetmiş olursun” diye şefkat-i cinsiyeye de davet edilir. Eğer o insan, sarhoşlar gibi inatçı ve kafasız ise, kendisine yapılan nasihat ve zecir ve nehiyleri müdafaa etmekle mukabele eder ve “Benim mesleğim haktır; ne senin hakk-ı itirazın var ve ne de benim senin nasihatlerine ihtiyacım var” diye serkeşliğe başlar. Eğer o insan iki yüzlü ise, bir cihetten nasihat edenleri kandırır ve ilzama çalışır. Diğer cihetten de “Ben ıslah edici bir insanım” diye mesleğini hak göstermeye devam eder. Ve aynı zamanda “Islah benim hakiki bir sıfatım olup, bilahare hasıl olmuş bir sıfat değildir” diye davasını tekit ve te’yid eder. Bundan sonra eğer o insan mesleğinde ısrarla nasihatları kabul etmezse anlaşılır ki, onun ıslahına hiçbir çare ve hiçbir deva yoktur. Yalnız onun fesadı halka sirayet etmemek için, mesleğinin muzır ve fena olduğunu ilan etmek lazımdır ki, herkes ondan tahaffuz etsin. Zira o insan aklını çalıştırmıyor, şuurunu istihdam etmiyor ki, böyle zahir olan birşeyi hissedebilsin.”[2]

*“Rivayette var ki, “Süfyan büyük bir âlim olacak, ilimle dalâlete düşer. Ve çok âlimler ona tâbi olacaklar.” Ve’l-ilmu indallah, bunun bir tevili şudur ki: Başka padişahlar gibi ya kuvvet ve kudret veya kabile ve aşiret veya cesaret ve servet gibi vasıta-i saltanat olmadığı halde, zekâvetiyle ve fenniyle ve siyasî ilmiyle o mevkii kazanır ve aklıyla çok âlimlerin akıllarını teshir eder, etrafında fetvacı yapar. Ve çok muallimleri kendine taraftar eder ve din derslerinden tecerrüt eden maarifi rehber edip tâmimine şiddetle çalışır, demektir.”[3]

Ve’l-ilmu indallah, bunun bir tevili şudur ki: Başka padişahlar gibi ya kuvvet ve kudret veya kabile ve aşiret veya cesaret ve servet gibi vasıta-i saltanat olmadığı halde, zekâvetiyle ve fenniyle ve siyasî ilmiyle o mevkii kazanır ve aklıyla çok âlimlerin akıllarını teshir eder, etrafında fetvacı yapar. Ve çok muallimleri kendine taraftar eder ve din derslerinden tecerrüt eden maarifi rehber edip tâmimine şiddetle çalışır, demektir.”[4]

*Yavuz Sultân Selim Han Hazretlerine, Hıristiyan’ın biri sekiz sene hizmet etmiş.
O kadar güzel hizmet etmiş ki, ancak o kadar olur. …
Yavuz Sultân Selim Han bir gün çağırmış, demiş ki:
– Bak, seni azâd edeceğim, Sana para da vereceğim.
Padişâh sözü de veriyorum. Bana doğruyu söyle, en ufak bir zarar görmeyeceksin…
– Buyur sor Padişâhım! diyor.
Yavuz Sultân Selim Han;
– Benim Peygamberim Sallallâhû teâlâ aleyhi ve sellem buyuruyor ki; bir Yahudi ve bir Hıristiyan size hizmet ederse, fırsat buldukları an, size hıyânet ederler! Sende hiçbir hâinlik görmedim ama yaptığın bir ihânet varsa ben bileyim de, Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimizin mucizesini gözümle görmüş olayım, söz veriyorum, zarar görmeyeceksin!
– Padişâhım… diyor, sekiz senedir sana getirdiğim abdest suyuna, işemeden getirmedim!
Sultân Selim Hân da diyor ki: Allahü tealaya yemin olsun ki, senin getirdiğin abdest suyu ile hiç abdest almadım! Haydi, serbestsin, git…

Not: Bir yakınım şöyle anlattı; korna çalanlara çok kızıyor ve içimden onları dövmek geliyordu.

Ancak 15- Temmuzdan sonra korna sesleri çok hoşuma gidiyor, rahatlıyorum.

MEHMET ÖZÇELİK

30-07-2*16

[1] Bakara.11

[2] Bediüzzaman. İşaratü’l-İ’caz, Sayfa 95.Münafıklar Bahsinden.

[3][3] Agy. Şualar, Beşinci Şua, İkinci Makam.

[4] Bediüzzaman.5.Şua./7.Mesele.

 




BU ADAMA DİKKAT ET

BU ADAMA DİKKAT ET

Evet, Bu adama dikkat et.

Kadir Mısıroğlu bir sohbetinde; Bediüzzamanın talebelerinden Hüsrev Altınbaşak ile hapishanede beraber kaldıklarında, onun hakkında uzun sitayiş-kârane sözlerinden sonra onun bir sözüne inanmadığı için onun ruhaniyetinden özür dilediğini söyledi.

O da şuydu;”Fethullah Gülen  içimize konulmuş bir ajandır.” dedi.

Ben bu sözü 1970 yıllarındaki cemaat gazete ihtilaflarına bağlayarak, kızdığı ve ihtilaflardan dolayı bunu söylediğini düşünmüştüm.

Onun sözünü ancak yıllar sonra anlamış oldum. Onun ruhaniyetinden inanmadığım için özür diliyorum.

Bana; ”Kadir bey, sen o zatı nurcu zannediyorsun. Bu asla doğru değildir. O Risale-i Nurları kullanarak kendine has bir cemaat teşkil etmeye çalışıyor.

Fakat bir gün anlarsın. O cephemizde Müslümanları ifsada memur hain birisidir.” Demesi üzerine ben bu ithamı ağır bularak;

“Üstad hain diyorsun?”

Sesini yükselterek cevap verdi;

-“Evet, o bir haindir. Bizim yazı öğreten dershanelerimizi her öğrendiğinde hafta geçmeden o dershanemiz basılmıştır. O devletin memurudur. Fakat hırsı icabı bir gün bu devleti de satmaya kalkacaktır.”[1]

-Suriyeli bir vatandaş, Türkiye-de olan 15-Temmuz-2016 darbesi üzerine milletin gösterdiği gayret ve sokağa çıkmaları üzerine; Eğer bizde suriye-de kaçmasaydık ve topraklarımızı sahip olsaydık, bu duruma gelmezdik.

Hadis-i Kudsi de; -Zalim Allahın kılıncıdır, onunla intikam alır, sonra döner ondan intikam alınır.” buyurulur.

“Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.” [2]

Balta ağaca vurdukça, ağaç feryad eder.

Balta sorar; Çok mu acıdı?

Hayır, hayır, senin sapının benden olmasıdır beni acıtan, der.

Kurt gövdenin içine girmiştir.

Ağacın kurdu, kendindenmiş…

“İstanbul seyahatinden muztarip olup olmadığını sordum.
“Bana ıztırap veren,” dedi, “yalnız Islâmın mâruz kaldığı tehlikelerdir. Eskiden tehlikeler hariçten gelirdi; onun için mukavemet kolaydı. Şimdi tehlike içeriden geliyor. Kurt, gövdenin içine girdi. Şimdi, mukavemet güçleşti. Korkarım ki, cemiyetin bünyesi buna dayanamaz. Çünkü, düşmanı sezmez. Can damarını koparan, kanını içen en büyük hasmını dost zanneder. Cemiyetin basîret gözü böyle körleşirse, îman kalesi tehlikededir. Işte benim ıztırâbım, yegâne ıztırâbım budur. Yoksa, şahsımın mâruz kaldığı zahmet ve meşakkatleri düşünmeye bile vaktim yoktur. Keşke bunun bin misli meşakkate mâruz kalsam da, îman kalesinin istikbâli selâmette olsa!” [3]

– FETÖ lideri Gülen ABD’ye çağrı yaparak, ‘Beni Türkiye’ye iade etmeyin. Ben ve arkadaşlarım Batı’nın hizmetindeyiz’ dedi.

Fethullah Gülen, Pennsylvania eyaletinden yazdığı makalede Amerika Birleşik Devletleri’ne “beni Erdoğan’a verme arzusuna direnmelisiniz” ifadesini kullandı.[4]

Kişiliğini göstermesi açısından, fazla söze gerek var mı?

-Gülen kendisinin doğum tarihi ile ilgili olarak farklı söylenen ve yazılan tarihleri kabul etmez ve kendisinin aslında 11 Kasım 1938 yılında doğduğunu söyler.

Fetö kıyamete kadar lanetle anılacaktır.

-Gülen bu milletin berduşu, sarhoşu kadar bile olamadı.

Zira darbe günü meyhaneden insanlar darbeyi engellemek için sokağa çıktılar. Hayatlarını tehlikeye attılar.

-Bütün kirli ve faili meçhul olaylarla darbeye zemin hazırlandı.

-Eğer bu haber doğruysa ki; (hemen mit-e hareket düzenlendi;) [5]

– “Adı bende saklı bir MİT görevlisi geçen yıl bana; “2016 yılı ortalarında darbe olacak, eğer darbeciler başarılı olamaz ise de, Recep Tayyip Erdoğan’ı MİT’in içinden bir ekip infaz edecek” dedi. Buradan savcılara sesleniyorum bu bir ihbardır!
Eğer isterlerse bu ismi veririm.” Gazeteci Süleyman Özışık

(Arkadaşlar sabahımız ve günümüz hayrolsun.

Bir MİT mensubuyla ilgili Habertürk’te yaptığım açıklama üzerine devlet ve MİT 4 koldan harekete geçti ve gereği yapılıyor. Bilginize…) [6]

-Şimdiye kadar ki tüm darbelerin temelinde mit-in olduğunu söylemiş ve de yazmıştım.[7]

İlk defa bu sefer mit-e silahlı saldırı da bulunulmuş ancak yine de mit ne Başbakanı ve ne de Cumhurbaşkanını darbeden haberdar etmemişti.

Hepsi de ya eniştesinden ya da bir diğer yakınından öğrenmişti.

Hala darbenin temelinde mit-in en azından kırpıntısı dahi olduğunu söylesem, yanlış söylemiş olmam.

*Darbeci generallerden Ali Osman Gürcan’ın Şırnak için “temizlendi” diyerek operasyonları bitirdiği bölgelerden PKK cephaneliği fışkırdı.

Operasyonda, Gürcan’ın ‘Temiz’ dediği yerde 8 terörist öldürüldü, hücre evinden de çok sayıda silah ve muhimmat çıktı. Darbe sonrası gözaltına alınan Şırnak 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümg. Abdullah Baysar’ın da ‘bunlar zararsız’ diyerek teröristlere operasyon yapılmamamasını polisten istediği belirtiliyor. [8]

-İstanbul Büyükada’da 1919’daki işgal günlerinde İngiliz Ordu Karargâhı olarak kullanılan Splendid Otel, 15 Temmuz’da CIA’ya çalışan ABD’li profesör Henri Barkey’in de aralarında olduğu çoğu yabancı 17 ismin gizemli bir toplantısıyla gündeme geldi.

Barkey oteldeki bir garsona “Türkiye’ye ilk gelişimde HSBC patladı. İkinci gelişimde Gezi patlak verdi. Şimdi de darbe girişimi yaşandı” demesi dikkat çekti.”[9]

İngiliz devlet televizyonu BBC’de Türkiye’deki darbe girişimine yönelik skandal ifadeler kullanıldı.

“ERDOĞAN’I ÖLDÜRMELERİ GEREKİYORDU”
Sky News diplomasi editörü Tim Marshall, “darbecilerin en önemli hatasının Erdoğan’ı öldürmemek” olduğunu söyledi.
Marshall devamında “yapmaları gereken ilk şeyin Erdoğan’ı öldürmek ya da tutuklamak olduğunu” vurguladı.
Tim Marshall ayrıca “darbecilerin yaptığı çoğu şeyin doğru” olduğunu da sözlerine ekledi.[10]

-Birinci İsraile -One Minute- dan sonra, şimdi de Abd- ye ikinci bir – One Minute- yolda.

Eğer Abd Güleni teslim etmez ve de belgeli olarak bu darbede Abd- nin olduğu ortaya tam konulursa, -Abd ye – One Minute- çekilsin. Abd ile yönetimde mesafeler konulsun. İncirlik kapatılsın. Abd- ye ambargo konulsun.

-Şamil Tayyar-ın Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar-ın da bulunduğunu söylemesi gerçekten ibret-amizdir.

Gerçekten eğer ilk etap ve çıkışta Erdoğan öldürülmüş olsaydı, şu anda görünen taraf ve taraftarlar gerçekten de aynı noktada dururlar mıydı?

Askeriye ve diğer kurumlarda gerçek niyetler o zaman ortaya çıkardı.

Ortada bir kirlilik olduğu ve şimdilik tamamen net bir durum olmadığı bir gerçektir.

İhtiyatlı davranmak ve yeni bir darbenin adımları atılmış olmasın…

*Diğer islam ülkelerinde de İngiliz ve abd birliğinde gizli islami yapılar oluşturularak, o devlet ve millet kontrol altına alınıyor.

“ABD’nin FETÖ yatırımının benzeri Pakistan’da da var. Pakistan’da 2013’te darbe yaptıran sonrasında ikinci bir darbeye kalkışan, din adamı görünümlü ABD-İngiliz ortak ürünü olan Tahir ul Kadri.

Tıpkı Gülen’in ABD’ye kaçması gibi o da yıllardır Kanada’da yaşıyordu. İngilizlerle arasında ciddi bağlantılar vardı, CIA’in de kendisine desteği hiç eksik olmadı.

Çin’de devlet yapısının karşısında duran en büyük grup olan Falun Gong da, aynı amaçla hareket eden Free Tibet örgütleri de, Güney Kore’de yapılanan Moon Tarikatı da CIA’in uluslararası yatırımlarından bazıları.”[11]

* Gülen İzmirde Mason olan Ali Rıza Güven ile olan irtibatıyla ve de CIA, MOSSAD, Moon tarikatı bağlantılı Kasım Gülek ile olan irtibatıyla başlıyor.[12]

*İslam ülkelerinde darbenin kilit noktası, Gülenin okullarıdır.

*Fethullah Gülen, Nur’un Birinci Talebesi Hulûsi Yahyagil’i ziyaretinde, Hulûsi Ağabeyin kendisine hitaben “Biz Kur’ân’ı, Sünneti Hz. Bediüzzaman’dan aldık, seninki nereden?” diyerek parmağını gözünün dibine kadar soktuğunu anlatıyor.

Bu vak’ayı, Fethullah Gülen’den naklen, İhsan Atasoy “Nur’un Birinci Talebesi Hulûsi Yahyagil” adlı kitabında şöyle naklediyor:

Hulûsi Ağabeyin oğlu vefat etmişti. Biz taziye için orada bulunuyorduk. Bize güzel şeyler anlattı. Ve:

“Bütün menba-ı varidat benim için bir yönüyle o işin prizması olan Hz. Bediüzzaman’dır.  Yani Kur’an, nur ışıkları içinde akar gelir ona. Ve biz de ondan aldık onu. Sünnet akar gelir, biz ondan aldık.”

Böyle anlattı. Sonra parmağını gözümün dibine kadar soktu:

“Söyle,” dedi, “seninki nereden?”[13]

-1999- da Abd Öcalanı verdi Güleni aldı.

Bundan sonra da Güleni verip kimi alacak?

Veya kimi devreye koyacak?

Veya devrede olup, kim açığa çıkacak?

Not: ERDOĞANA ÖLMEK YOK;
AYASOFYAYI AÇANA VE DE İTTİHAD-I İSLAMI SAĞLAYANA KADAR…

MEHMET ÖZÇELİK

29-07-2016

[1] http://www.adiyamannabiz.com/kose-yazisi/92/meger-aldanilmis.html

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10208855789127313&set=a.10204341126143560.1073741825.1091808455&type=3&theater

http://wapmon.com/videos/view/3i7hDYIqLQA/fethullah-glen-ajandr-bedizzaman-hazretlerinin-talebesi-hsrev-altnbaak.html

[2] İbrahim.42.

[3] Tarihçe-i Hayat, Sayfa 542.

[4] http://www.haber7.com/guncel/haber/2056803-gulen-beni-iade-etmeyin-hizmetinizdeyim

[5] https://www.facebook.com/slymnoz?fref=ts

[6] https://www.youtube.com/watch?v=ShpQ2gPnTew

http://www.seslimakale.com/videodetay/suleyman-ozisik–o-ihbar-dogru-cikti-15873

[7] http://www.tesbitler.com/index.php?s=mit

[8] http://www.haber7.com/guncel/haber/2056086-darbeci-generallerin-pkk-oyunu

[9] http://www.habervaktim.com/haber/478353/ingiliz-ordu-karargahinda-ciain-sir-toplantisi.html

[10]https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10154271143777778&set=a.395831982777.170015.526182777&type=3&theater

[11] http://www.haber7.com/amerika/haber/2056029-abd-kendi-fetosunu-katletmisti

[12] http://www.ahaber.com.tr/gundem/2015/04/07/iste-gulek-ve-gulen-biraderlerin-karanlik-dunyasi

[13] İhsan Atasoy, Nur’un Birinci Talebesi Hulûsi Yahyagil, Nesil Yayınları, s. 168.

http://www.yazarumitsimsek.com/hulusi-agabeyden-fethullah-gulene-ibretlik-sual/




MEŞHUR MÜNAFIK MANEN ÖLDÜ

MEŞHUR MÜNAFIK MANEN ÖLDÜ

 

– “Hem meselâ, meşhur olmuş ki, İslâm Deccalı öldüğü vakit ona hizmet eden şeytan, İstanbul’da Dikilitaş’ta bütün dünyaya bağıracak ve herkes o sesi işitecek ki, “O öldü.” Yani pek acip ve şeytanları dahi hayrette bırakan radyoyla bağırılacak, haber verilecek.
Hem Deccalın rejimine ve teşkil ettiği komitesine ve hükûmetine ait garip halleri ve dehşetli icraatı, onun şahsıyla münasebettar rivayet edilmesi cihetiyle mânâsı gizlenmiş. Meselâ, “O kadar kuvvetlidir ve devam eder; yalnız Hazret-i İsa (a.s.) onu öldürebilir, başka çare olamaz” rivayet edilmiş. Yani, onun mesleğini ve yırtıcı rejimini bozacak, öldürecek, ancak semâvî ve ulvî hâlis bir din İsevîlerde zuhur edecek ve hakikat-i Kur’âniyeye iktida ve ittihad eden bu İsevî dinidir ki, Hazret-i İsa Aleyhisselâmın nüzulüyle o dinsiz meslek mahvolur, ölür. Yoksa onun şahsı bir mikrop, bir nezle ile öldürülebilir.”[1]

Elli yıldır sinsice ve münafıkane masonlarca kurulan ve büyük yatırım yapılan mason paralel yapılanması piramidi, milletin bir haykırışıyla yerle bir oldu.

Zira ihlaslı ve samimi olmayan hiçbir hareket, başarıya ve hedefe ulaşamaz.

-17-25 Aralık 2013 ayaklanması ve cuntacıların giriştiği darbe artıcı depremlerin habercisidir.

Asıl hedef bu milleti birbirine kırdırmadır.

Paralel mensublarıyla diğer cemaatları çarpıştırmak ve çatıştırmaktır.

-Hak hukuk dinlemeden darbe amacıyla rastgele kurşunlanan halk, atılan bombalar, boğaz köprüsünün direğine çıkarak bir çok insanı katleden keskin nişancı.

İşte o dehşet görüntü ve haberler.[2]

-“İşte bu yüzdendir ki İsrailoğulları’na şöyle yazmıştık: Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur. Peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler; ama bundan sonra da onlardan çoğu yine yeryüzünde aşırı gitmektedirler.”[3]

-”Meyus olmayınız, hem merak ve telâş etmeyiniz. İnayet-i Rabbâniye inşaallah imdadımıza yetişir. Bu üç aydan beri aleyhimizde ihzar edilen bomba patladı. Benim sobam ve Feyzilerin su bardağı ve Hüsrev’in su bardaklarının verdikleri haber doğru çıktı. Fakat dehşetli değil, hafif oldu. İnşaallah o ateş tamamen sönecek. Bütün hücumları, şahsımı çürütmek ve Nurun fütuhatına bulantı vermektir. Emirdağ’ındaki malûm münafıktan daha muzır—ve gizli zındıkların elinde âlet—bir adam, bid’atkâr bir yarım hoca ile beraber bütün kuvvetleriyle bize vurmaya çalıştıkları darbe, yirmiden bire inmiş.”[4]

Ne kadar da Gülene benziyor.

Ve ilginçtir,15 Temmuz 2016 darbe girişiminin olduğu gün takvim yaprağında şu ayet-i Kerime yazıyordu;

“Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.”[5]

Fetö bütün insanlığı öldürdü.

 

*Recep Tayyip Erdoğan mehdiyetin üçüncü devresini yürütürken, Fethullah Gülen de süfyaniyetin dördüncü devresini sürdürmektedir.

Bunun temeli ise 1960-larda atılmış oldu.[6]

-“Hem büyük Deccalın, hem İslâm Deccalının üç devre-i istibdadları manasında üç eyyam var. Bir günü; bir devre-i hükümetinden öyle büyük icraat yapar ki, üçyüz sene yapılmaz. İkinci günü, yani ikinci devresi, bir senede otuz senede yapılmayan işleri yaptırır. Üçüncü günü ve devresi, bir senede yaptığı tebdiller on senede yapılmaz. Dördüncü günü ve devresi adileşir, bir şey yapmaz, yalnız vaziyeti muhafazaya çalışır.” diye, gayet yüksek bir belağatla ümmetine haber vermiş.”[7]

Gülen süfyaniyetin dördüncü devresini temsil etmektedir.

 

*1959- da kurulan –Şeriatı tutma cemiyeti- nin lideri Şeyh Ahmet, aslında şeyh değil, şahlık peşinde idi.

Yani amaç Sultan Abdulmecid-i devirmekti. Tüm faaliyetli de bu yönde idi.

Sonuçta padişah normal yollarla devrilemeyince, yaylım ateşine tutularak öldürüldü.

Örgüt deşifre olmuş, üyeleri de tutuklanmıştı.

-17-25 Aralık 2013 Taksim gezici parkı olaylarıyla bir benzerlik arzetmektedir.

Ve aynı zamanda, bu gün laiklik elden gidiyor diyenler, o gün şeriat elden gidiyor diyorlardı.

Amaç fitne çıkarmaktı.

Ateşi alevlendirmekti.

Sonuçta toplumu yakmaktı.

-Gülen- in abd tarafından teslim edilmemesinin en bariz hükmü şudur ki; Biz, bize çalışanı teslim etmeyiz. O garantimiz altındadır.

Onun içindir ki buradan kaçanlar, ilk olarak abilerinin yanına gittiler.

 

 *Hırsız içerden olunca, kapı kilit tutmaz.

Hain içerde bulununca, kapı kilit tutmaz.

*Pkk-nın bitmemesinin sebebleri araştırılmalı ve sorgulanmalıdır.

 

*FETÖ’CÜ SUBAYDAN KORKUNÇ İTİRAFLAR

İlk plana göre darbeden sonra 24 saat içinde 8 bin ile 10 bin DAEŞ militanı Türkiye’ye sokulacaktı.

İkinci gün Irak’ın Şii milislerinden 5.000 milis ve Suriye Muhaberatı’ndan bin ajan Türkiye’ye sokulacak ve bunlar hep beraber İskenderun’a hücum edeceklerdi.

İskenderun’a saldırma kararı, İncirlik’te yapılan ve İran’dan gelen bir temsilcinin de katıldığı toplantıda verildi. İran’dan gelen temsilci, İncirlik’teki toplantıya darbeci Türk subaylarından birisi ile birlikte katıldı.

İşgal planının İskenderun ayağından sonra, İran, Irak ve Suriye’den getirtilen Şii milisler İstanbul ile Ankara’ya hareket ettirilecekti. Toplamda 50 bin Şii milisi silahlandırıp öncelikle İstanbul ve Ankara’ya daha sonra Türkiye’nin her tarafına doğru peş peşe harekete geçireceklerdi.

İtirafçı subay, İşgal güçleri İstanbul Boğazı’ndan Avrupa tarafına geçmeyecek, Avrupa yakası FETÖ’cülerin idaresinde kalacaktı.[8]

 

15 Temmuz sabahı Türkiye’ye gelip 18 Temmuz’da sır bir şekilde ortadan kaybolan ABD’li kim?[9]

-Kirli ittifakın çok görüntüleri mevcuttur.

Eski CIA direktörlerinden Graham Fuller, FETÖ’yü oldukça ılımlı, hoşgörülü, şiddet yanlısı olmayan, diyaloga açık, siyasi olmaktan ziyade sosyal bir hareket olarak gördüğünü yazdı.[10]

 

-Darbe ile yapılan asıl sebeb ki bundan sonraki durumda da düşünülen esas husus; iç savaşı tetiklemektir.

Birinci derecede darbede başarılı olup, devleti iyi yönetmeye soyunma değil, darbe sonrası başarısızlıkla halkı birbiriyle çatışmayı amaçlamaktadır.

Mısır ve Suriye misal.

Erdoğanı her yolla devirmeyi deneyen iç ve dış ortaklar, bu sefer son kozlarını oynamak üzere, Erdoğan hedefli olarak, genele değil özel ağırlıklı yani Erdoğanı öldürme hedefli darbe planını uyguladılar.

 

*Bu meselede paralel yapı mensublarıyla münakaşaya girilmemeli.

Çünkü Bediüzzamanın deyimiyle;” Haksızlığı hak iddia edenlere karşı hak dâvâ etmek ve onlara müracaat etmek bir haksızlıktır, hakka karşı bir hürmetsizliktir. Ben bu haksızlığı ve hakka karşı hürmetsizliği irtikâp etmek istemem vesselâm.”

Erdoğan düşmanlığı menfi olan insanları Fetö-de ittifak ettirdi.

 

*Ne gariptir ki; Besle kargayı, oysun gözünü.

-Sahibinin besleyip büyülttüğü köpeğinin sahibini ısırması gibi bir haldir bu halsizlik.

2013 yılından beri paralel yapı hakkında soranlara şunu söylüyordum;

-Eğer bana deseler ki, bütün kâinatın idare ve yönetimi senin olacak ancak Gülenin düştüğü bu duruma düşeceksin, denilseydi hiç tereddüt etmeden;

Vallahi de, billahi de, tallahi de kabul etmem, demiştim.

Ve buna ek olarak, eğer yarın bu cemaatın eline silah verilip, toplum ile karşı karşıya getirilirse, şaşmayın, demiştim.

 

*Er-de olsa tankları insanların üzerine sürenler, insanların üzerine ateş edenler kesinlikle emir kulu denilip affedilemez. En ağır ceza ile cezalandırılmalıdırlar.

 

Suça bulaşmamış ve suç işlemeye katılmamış ve darbeden haberi olmadan dışarıya çıkanlar elbette aynı kefeye konulamaz.

 

Kanunen de bir er suça, adam öldürme gibi cürümlere zorlandığında itaat etmek mecburiyetinde değildir.

-Bazı askerlere disiplin cezası verilerek geçiştirilmeye çalışılıyor.

 

*Not: Camilerde ve namazlarda –Salaten tüncina- okunsun.

-Darbecilerin ele başıları idam edilsin, edilmeyenler de ağır ceza ile cezalandırılsın ve sonra da vatandaşlıktan çıkarılsın.

-Haydi Bank Asyada Cevşen ve Erdoğana Tebbet okuyan ablalar!? Ve diğerleri, şimdi sırada Gülene lanet okumaya, onun devrilmesi için cevşen okumaya, Ne dersiniz?

 

MEHMET ÖZÇELİK

24-07-2017

[1] Şualar, Sayfa 500-501.

[2] http://www.dosyaupload.com/Xe6
http://www.dosyaupload.com/Xed
http://www.dosyaupload.com/Xeg
http://www.dosyaupload.com/Xeh
http://www.dosyaupload.com/Xea
http://www.dosyaupload.com/Xef
http://www.dosyaupload.com/1Ngz
http://www.dosyaupload.com/1NhF

http://www.dosyaupload.com/1NoF

[3] Maide.32.

[4] Bediüzzaman.Şualar.366.

[5] Al-i İmran.139.

[6] http://www.ahaber.com.tr/gundem/2015/04/07/iste-gulek-ve-gulen-biraderlerin-karanlik-dunyasi

[7] Şualar, 587.

[8] http://www.yenisafak.com/gundem/darbeden-sonra-turkiyeyi-isgal-edeceklerdi-plan-incirlikte-yapildi-2498091

[9] http://www.habervaktim.com/haber/478082/fetonun-darbe-girisimindeki-abd-parmagi.html

[10] http://www.habervaktim.com/haber/478081/eski-cia-direktoru-fuller-fetoyu-savundu.html

 




YENİLENEN YENİ BİR PKK

YENİLENEN YENİ BİR PKK

Pkk yetmiyordu ,birde başımıza Fetö terörü çıktı.

Pkk mı Fetöyü ele geçirdi yoksa Fetö mü Pkk yı ele geçirdi?

Öyle görünüyorki, chp-yi, bbp-ni ele geçiren fetö, pkk-yı da ele geçirdi.

Ancak Cıa-da veya diğer ifadeyle yüksek akılda Fetöyü ele geçirdi.

Fetöyü buraya kadar getirenler, neticede onu bu sonuca da götürdüler.

Pkk bitiyor gibiydi.

Belli ki yerine ikame edilecek olan yeni bir terör örgütü, o da nasıl bir terör örgütü.

Ele geçirdiği devletin tüm imkanlarını devletin aleyhine kullanarak. Oda vahşice ve de alçakça.

Üniformalı eşkiya görüntüsü içerisinde.

Cıa Fetöyü, Fetö Pkkyı, pkk da orduyu, oda devleti ele geçirmeye çalıştı.

Eski ergenekon gitti, yerine yenilenmiş yeni bir ergenekon geldi.

Ortadoğuyu ve de yöneticilerini eskimesinden dolayı götürüp yenilerini yerine getirmeye çalışanlar, bizdeki eskiyen derin devleti ortaya çıkaranlar, masum görüntüsü altında yeni bir derin devleti yerleştirmeye çalışmaktadırlar.

-Yarım asırdır pkk-nın neden bitmediği bir kez daha anlaşılmış oldu.

Bombalanan genelde pkk-nın inleri değil, dağ ve taş olduğu bir kez daha görüldü.

Bir pkk-lı itirafında şöyle diyordu;

Uçaklar Diyarbakırdan bombalamak için kalktıklarında, biz inlerimize giriyorduk.

Hava koordinatlarında görevli bir er komutanına; Komutanım uçaklar bizimkileri vuruyor, diyerek, pkk ya kimlerin hamilik yaptığı aslında biliniyor ve görülüyordu.

Bu ordu bizim ordumuz ancak şu da bir gerçek ki, ordunun içinde pkk-nın bitmesini istemeyen, onları himaye eden, aralıklı olarak da olsa çatışmaların sürmesini isteyen komutan seviyesinde insanlar var.

Nitekim darbe sonrası hemen doğudan bir kaç tane komutan açığa alındı.

Ankarayı bombalayan üç uçak Diyarbakırdan kalkıp geldi.

Oysa bunlar pkk-yı bombalıyorlardı!?

Bu bana şunu hatırlattı.

Rahmetli Turgut Özal döneminde doğuda bazı vilayetler olağan üstü kapsamına alınacaktı.

Maaşlar neredeyse iki katına çıkacaktı.

Elazığ ise bu vilayetlerin içerisinde bulunmamaktaydı.

Bir gün öncesinde meclisde karar alınmadan önce Elazığın mahallelerinde silahlar patlamaya başladı.

Bu silahları sıkanların kimler olduğunu Elazığlılar çok iyi biliyorlardı.

Ve hesapta yokken bir gün sonra Elazığda bunlara dahil edildi.

Doğuda uyuşturucu, kaçakçılık ve para uğruna memleketin satılmasına gidildi.

Satılmışlar satın alındı ve vatanı ve milleti sattılar.

Bunun içinde asker vardı, polis oldu, paralel yapı yapılandı. Onun kanalıyla ajanlar cirit attı.

Elli yıldır pkk ile bizi uğraştıranlar, bir elli yılda Fetö ile uğraştırmaya çalışmaktadırlar.

Pkk yeni bir pkk ile yenilendiği gibi, millette bilendi, bir araya geldi.

Allah nurunu tamamlayacaktır, kafirler istemese de…

MEHMET ÖZÇELİK

19-07-2016




DARBE RAHMET OLDU

DARBE RAHMET OLDU

Allah Allah, darbede rahmet mi olurmuş?

Şöyle ki; Eylül ayında yapraklar dökülmüş, etraf toz toprak içinde, o anda şiddetli bir fırtına ve çiseleyen yağmur ile her taraf yatışmaya başlar.

17-25 Aralık 2013 darbe girişimi basiretle anlaşılmalıydı.

Fetönün bu girişimi göründükten sonra hala ona sempati duyanlar anlayış, seviye ve basiretini sergilememişlerdir.

Devlete sızan Fetöye de sızan başta İngiltere, Abd ve İsrail bu darbede başarılı olmasa bile, en büyük başarılarının şu olacağını biliyorlardı.

İbadetle uğraşan milyonlarca sevenleri ve yakınlarıyla beraber bu insanlar boşluğa itilmiş ve onlara kaybettirilmiş olacaktı.

Ve öyle de oldu.

Bu insanlar içerisinde bulunanlar eğer hala bundan da ders çıkarmayacaklarsa, bu insanları ancak kabir temizler.

Dünya ve ahiret zilletleri onlar üzerinedir.

Zulme rıza zulüm, küfre rıza küfürdür.

Zarara razı olana da merhamet edilmez.

Uyuşmuşluktan ve uyutulmuşluktan kurtulunmalı ve bir nefis muhasebesi içerisine girilmelidir.

Kendi vatandaşını öldürmeye çalışan, pkk ile ortaklık yapan, daha önceleri saydığımız onlarca açıkça görülen yanlışlıkları görmeyip hala bunlara ortak olan insan, insan değil, islamı söz konusu değildir.

Gerçekten de tam bir Haşhaşiliktir.

Tek şahsa olan kin ve nefretin geliştirilmesiyle başlayan oyun, Hem Başbakan ve hem de Cumhurbaşkanı döneminde Recep Tayyip Erdoğan nefreti bu insanları kör etti. Gerçeği göstermedi, hep perdeli, perdelendi.

Tek şahıs yönetimi deyip Erdoğana despot diyenler, Gülenin tek şahsiyet hareketini kör olup görmediler, akıllarını örttüler.

Hep onun bir bildiği vardır, dediler.

Bekleyelim görelim, dediler.

Şerde hayır aradılar.

Asıl şimdi şerde hayır oldu. Darbe hayrı netice verdi.

Cemaatlerin önünü ve hizmetini sınırlayan paralel yapının devre dışı bırakılmasıyla, cemaatlerinde önü açılmış oldu.

Ancak bazı darbeyi basite alan yeni hocalar devreye konulacaktır.

Yani Güleni bize teslim edecek olan Abd, farklı çıkış yapanları, pkk sempatizanı , darbeyi basite alan yeni bir hoca tipini devreye koyacaktır.

Darbeyi yapanlar, aynı zamanda pkk-yı da besleyenlerdir.

-Darbenin en büyük rahmet yönü, halkın devletine sahip çıkması, halk kaynaşması, birlik, beraberlik ve bütünlüğü sağlamış oldu.

-Elli yıllık sinsi ve münafıkane uygulama deşifre olmuş, geniş bir temizlik faaliyeti içine girilmiştir.

Ancak en dikkat edilmesi gereken ise, ahbab dost ilişkisi içerisine girilmemeli, ehil olanlara görev verilmeli,ikinci bir darbe yapacakların önü bununla açılmamalıdır.

Daha önce de söyledim; Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ,Eşref Bitlis, Turgut Özal ve faili meçhullerin altından paralel yapı çıkarsa şaşılmasın.

Nitekim Erdoğanı öldürme emri veren komutan, Muhsin Yazıcıoğlu davasında da şüpheliydi.[1]

Darbe rahmet oldu.

Çünkü çorap sökülüyor. Çorap söküğü gibi her şey ortaya çıkıyor.

İrin deşildi.

İltihaplar sökülüyor, inşaallah sancılar dinecektir.

Hadiste; Küfür devam eder ancak zulüm devam etmez, buyuruluyor. Bunlar zulmün neticesidir.

-Güleni tanımak için darbe yapmasını beklemek mi gerekti?

Hala tanınmadıysa daha ne yapması gerek?

-Gülen iman ve amelde de tahribe gitti.

Gayrı müslimler de cennete gider diyerek imana darbe vurdu.

Tesettür teferruattır diyerek, dindeki halkın bilmediği ifadeyi değil, örfi manayı öne çıkararak dinin ameli meselelerini de sulandırdı.

Meşru hedefe giderken her gayrı meşru vasıtayı helal gördü.

Risale-i Nurları tahrif etmeye başladı.

Mısıra darbe diyemeyen, Suriye-de Esedi kınayamayan, israilin zulmüne sessiz kalan Gülen, bu duygusuzluğunu Türkiye-deki yapılan darbede de göstermiş oldu.

İşin tiyatro olduğunu söyleyerek sulandırmak ise, en az tabirler bir ö…lüktür.

Tiyatroda yüzlerce kişi öldürülmez. Binlerce kişi yaralanmaz. Trilyonlarca zarar verilmez.

-Bu millet bunları himaye etti. Her türlü desteği verdi. Maddi ve manevi yardımda bulundu.

Onlar ise millete kurşun ve bombalarla karşılık verdi.

Mehdi kan mı döker, kanımı durdurur?

Oysa bu hadislerde haber verilen yalancı mehdilerden.

Kezzabun ve Deccalun…

-Zekat, sadaka, kurban, aydat, devlet ve belediye imkanları bomba ve kurşun olarak bu milllete geri döndü.

Allah Muiz ve Müzildir.

İzzetin ağırlığını taşıyamayanlar, zillete mahkum oldular.

-Bütün darbelerin başında ve sonunda Abd vardır. Yani kendi lehine çevirmektedir.

Darbeler hiç milli ve yerli olmamıştır.

Toplumun dindar oluşu, darbeyede taraftar olurlar düşüncesiyle Fetöye yaptırıldı.

Darbede şerler ittifak etti.

Başta ve önde Fetö, Atatürk-Laik ve rejim taraftarları, Pkk, Makam sevdalıları ve Abd Cuntada ortak hareket ettiler.

-Davet- Davetiye: Haydi Paraleller, İstifaya.

Bizim artık Gülenle işimiz yoktur, demeye.

MEHMET ÖZÇELİK

16-07-2016

[1] http://www.sabah.com.tr/gundem/2016/07/17/muhsin-yazicioglu-suikastinde-1-numarali-supheliydi

 




SON PERDE – FİNAL – BİTİŞ – THE END

SON PERDE – FİNAL – BİTİŞ – THE END

Bir asırdır millet olarak darbelerden çok çektik.

Bu konuda çok yazı yazdık ancak olmayacağından hiç emin olamadık.[1]

Paralel yapının böyle bir kirli ilişkilerin içerisinde olduğunu yazdım.[2]

Onlarca darbe girişimi büyük zararla birlikte sonuçsuz kaldı.

Hiç birisi 15 Temmuz 2016 yılındaki gibi olmadı.

Düşmanın yapmadığını FETÖ yaptı.

Darbeci Mustafa Kemal’in askerleriyiz diye bağırdı.[3]

Samimiyetsizliğe bakınız ki, şimdiye kadar ki beceriksiz idarecilere ses çıkarmayan Fetö, toplumu her alanda toplamaya çalışan ve bunda da başarılı olan Erdoğana karşı darbe girişiminde bulunuyor. Daha doğrusu darbe yapmayı düşünen Abd ve batıya onay verip, yapısını onun emrine veriyor.

Tam şahsiyetsizce bir uygulama.

Ordunun içine çöreklenmiş çapulcu teröristler Abd özellikle İncirlikteki Abd komutanlarıyla iş birliği yaparak toplumu madden ve manen bir elli yıl daha geriye götürmeye çalışmaktadır.[4]

Abd ve batı bizim ne ölmemizi ve ne de olmamızı istememektedir.

Abd-nin bu işin içinde olmadığını söylemek için ya ahmak olmalı ya da bu ihanete ortak olmalıdır.

Kaderin hesabı unutulmuştu.

“Sevgili

En sevgili

Ey sevgili

Uzatma dünya sürgünümü benim

Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır

Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır

Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır

Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır

Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır

O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır

Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır

Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır

Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır

Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır

Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır

Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır

Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır

Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır

Sevgili

En sevgili

Ey sevgili-“SEZA-İ KARAKOÇ.

İşte bu kader görülmedi.

-Darbeci generalleri Gülen’in yanında gördüm’

Bir dönem Gülen’in en yakınındaki isim olan Latif Erdoğan kirli oyunu deşifre etti: “Darbeci generalleri defalarca Gülen’in yanında gördüm.”[5]

-Diyanet işleri başkanı beyanatında,”Husumet fedaisine dönüştü”

“Güç tutkusu öne geçti ve o 40 yıllık emek, bütün bu nesillere vadedilen 40 yıllık emek heba oldu. O muhabbet fedaisi olarak gördüğümüz insanlar birden öfke fedaisi, husumet fedaisine dönüştü” diyen Görmez, konuşmasını şöyle sürdürdü:

 “40 yıl bu milletin sadakalarıyla, zekatlarıyla, himmetleriyle, yardımlarıyla, gözyaşlarıyla, emekleriyle bir iman hareketi, bir ahlak hareketi, bir Kur’an hizmeti hareketi, bir eğitim hareketi olarak çıkan bir hareket kendisini politik, siyasi bir harekete dönüştürmeye karar verdi.”[6]

-“Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, «Biz ancak ıslah edicileriz» derler.”[7]

Darbe başarılı olsaydı en az tabirle ne mi olacaktı?

İşte ayrıntıları.[8]

Mit 1960 darbesinden bu yana neden darbeyi durduramamış ve haber verememiştir?

Gayet düşündürücüdür.

Bu sefer ise mit bombalanarak ve saldırıya maruz bırakılarak susturulmuştur.

-70 yıldır ağlayan baba çocuğuna, evlat bizde sizin Erdoğana sahip çıktığınız gibi Menderese sahip çıksaydık, Menderes asılmazdı.

-İşte ihanetin belgesi;

İncirlik’te ABD’lilerle 12 sır toplantı.

FETÖ’nün üniformalı teröristlerinden Tuğgenaral Hasan Polat’ın darbe öncesinde İncirlik’te Amerikalılarla 12 kez görüştüğü ortaya çıktı.[9]

-En ibretime giden olay ise Hakim ve savcıların alınması olmuştur.

HSYK 2. Dairesi, FETÖ’nün darbe girişiminin ardından olağanüstü toplanarak, FETÖ üyesi hakim ve savcılar hakkındaki müfettiş raporunu görüşmüş, adli yargıda 2 bin 204 hakim ve savcıyı açığa almıştı.

48 Danıştay üyesinin görevine son verdi.[10]

Gözaltı kararı verilen 140 Yargıtay üyesinin ismi belli oldu.[11]

7 bin 850 polis açığa alındı.[12]

Maliye’de, 1500 memur açığa alındı.[13]

2745 hakim ve savcı, Hsyk-dan 5 kişi, anayasa mahkemesinden de 2 iki görevinden aldı.

Türkiyedeki olumsuzlukların son kalesi durumunda olan hukuk kalesi de çökmüş oldu.

Askeriyenin içinden atılan darbecilerden daha büyük bu millete vurulan darbe hukukta olmuştur.

Zira darbeye hukuki kılıf giydirecek olan hukukçuların alınmasıdır.

Bediüzzaman buna süfyanizmin son kalesi demekte, tamamen menfilikleri hukuken koruma merkezi olduğunu ifade etmektedir.

Süfyanın 3.devre temsilcisi olan Gülen, askeriye ve hukukun içindeki temizlik işlemi ile bu devrede sona ermiştir.

Bediüzzaman bu güne işaret eden bir ifadesinde aynen; “onun gibi dehşetli cemaatler; on iki, on üç, on dört, on altı tarihlerinde…” ibaresi de yine yukarıda bahsini ettiğimiz tarihleri tamamıyla doğrulamaktadır. Allah-u a’lem 2016 veya 2017 tarihleri ise işaret edilen bu cemaatin ağır bir tokat yiyeceği tarihe işaret ediyor olsa gerektir.”

Ali ihsan tola abi bu rakamlara 2000 ekleyin demiş aynı tarihi Hüsnü Bayram Ağabey de söyledi.

”Kardeşler bakın dikkat ederseniz 15 tarihi yazılmamış öyle ise bunlar 2016 da müthiş tokatlarla yiyecekler” inşallah la ya’lemül gaybe illallah.[14]

15 Temmuz 2016 paralel yapının bitiş zamanıdır.

Tahşiye soruşturmasıyla Fetö hakimleri tarafından soruşturulan Muhammed Doğan da 2016 yılının paralel yapının bitiş yılı olduğunu söylemiş,ondan dolayı içeriye alınmıştı.

Hadiste, Münafık kolay ağlar, deniliyordu ve İmam-ı Gazali de, böyle ağlayan birisine de itimad edilmemesini söylüyordu.

Gülen bitişini hızlandırdı.

Bu milletin berduşu, serkeşi bile Darbeyi yapan Fetöcüler gibi hain olmadılar, vatansever oldular.

Bütün bu hakikatlar görünüyor iken hala bazı insanların Fetöye sempati besleyenlerin kanından, insanlığından ve islamından şüphe etmek gerektir.

*Pkk ile bu milleti ve devleti bitiremeyenler, rus uçağını düşürüp savaşa çekemeyenler, suriye üzerinde düşürülen uçakla suriye bataklığına çekemeyenler, 2 milyondan fazla göçmenlerle ekonomikmen çökertemeyenler, hendeklerle çukur kazıp milleti gömmeye çalışanlar, en son milletin harimine girerek Cumhurbaşkanını savaş uçaklarla tarayarak, salt 40 komando ile ,saldırı uçaklarıyla tarayıp Cumhurbaşkanını öldürmeye çalışanlar hızlarını alamamış ve gözleri dönmüş olmuş ki, savaş uçaklarıyla halkı taradılar, meclisi ve emniyet genel müdürlüğünü ve özel harekat bölümünü bombalamış ve ağır silahlarla taramışlardır.

Kendilerini durdurmalarından korktukları 42 Özel harekat polisini öldürmüşlerdir.

Ergenekonla kavga ederken orduyu, devleti ve bazı kişileri harcayanlar, mit tırlarını durdurarak dünyaya suçlu gösterdiler.

Bilişimden elde ettikleri pkk-nın içinde bulunan mit elemanlarını pkk-ya vererek onları öldürtüp, pkk-nın önünü açtılar.

Askeriyenin kozmik odasına yani gizli bölümüne girerek tüm askeri bilgilere sahip olup ele geçirerek, devletin tüm birimlerini kontrol altına aldılar.

Ancak Allahın hesabını ve milletin tokadını hesaba katmadılar.

Gülen bu memleketin içine öyle bir bok sıçmıştır ki, elli senede temizlenmez. Kokusu da tüm islam dünyasını rahatsız eder.

*Tam da pkk-nın bitirilme anında darbenin yapılması çok manalı ve düşündürücüdür.

Pkk niye sustu?

Çünkü o içte ve orduda bulunan gerçek pkk-ya işi bıraktı.

-Doğudaki terörün yarım asırdır bir türlü bitmeyişinin  sebebi bir kez daha anlaşılmıştır ki, hala askeriyede, oda komutan seviyesinde ve emniyetin içinde pkk-ya destek olunmaktadır.

Hendeklerin nasıl kazıldığı, asker ve emniyet mensublarının nasıl şehid edildiği de anlaşılmıştır.

-Şu anda yapılan yeni bir oyun ise, bu darbeyi sulandırmak, basit ve önemsiz göstermektir.

Maalesef yüz sene önce Abdulhamide yapılan su-i kasdden kurtulmasına karşı üzüntüsünü dile getiren Tevfik Fikret uzun şiirin bir bölümünde;[15]

Ey şanlı avcı, tuzağını boşuna kurmadın!

Attın…ama yazık ki, yazıklar ki vuramadın!

talihsiz ve seviyesiz sözünü söylerken, bugünkü darbede de Gerek Erdoğan ve gerekse millet için aynı sözü kullanacak kansız bulunmaktadır.

*Asker artık ayağa kalkmıştır. Terör darbesi bu millete diz çöktürememiştir.

Maniler kalkmakta ve yapılacak iki şey bulunmaktadır; Biri Ayasofyanın açılması ve diğeri ise, İttihad-ı İslam yani İslam birliğidir.

Darbenin hep arkasında ve destekte bulunan Abd, Öcalanı teslim edip problemleri içte de sürdürdüğü gibi, Onun arkasından Sümüklü Güleni devreye koyduğu gibi, onu da teslim edecek ve yerine yeni birini bulacaktır.

*Kader cihetiyle bu darbe zulmünün kazandırdıkları ise, Erdoğanı daha güçlü kıldı, milli birlik ve beraberliği pekiştirdi. Genel temizliğe gidildi. İttihad-ı İslamın kapısını açtı. Milletin bir asırdır elini kolunu bağlayan ordu ve hukukta temizlik işlemini hızlandırdı. Bağlar çözüldü. Millet iktidarı ele aldı ve sahiplendi. Şerler hayırları netice verdi. Elli yıllık gizli komite açığa çıktı.Sol kolu kopan ergenekonun sağ kolu da kopmuş oldu.

Orduda mevcut ancak mahkum durumda olan ruh,zincirini kırdı. Millet uyandı, kendine geldi. Şuurlandı. Millet kurumlardan ve askeriyeden nöbeti devraldı.

Millet yüz sene önce istiklaline sahip olurken,bu günde istikbaline sahip çıktı.

MEHMET ÖZÇELİK

18-07-2016

[1] http://www.tesbitler.com/index.php?s=darbe

http://www.tesbitler.com/page/2/?s=darbe

[2] http://www.tesbitler.com/index.php?s=paralel

[3] http://www.ulke.com.tr/guncel/haber/688843-darbeci-mustafa-kemalin-askerleriyiz-diye-bagirdi

[4] http://www.takvim.com.tr/guncel/2016/07/18/incirlikte-amerikalilarla-sir-toplanti

[5] http://www.haber7.com/roportaj/haber/2050815-darbeci-generalleri-gulenin-yaninda-gordum

[6] http://www.turkishny.com/islam-hayat/179-islam-hayat/179443-gormez-muhabbet-fedaisi-olarak-gorduklerimiz-husumet-fedaisine-donustu#.V4yTybiLTIU

[7] Bakara.11

[8]https://www.facebook.com/photo.php?fbid=325860591078883&set=gm.680670698749192&type=3&theater

[9] http://www.haber7.com/guncel/haber/2050837-incirlikte-abdlilerle-12-sir-toplanti

http://www.anadoluhaberim.com/turkiye-incirliki-kapatti-obama-konseyi-topladi.html

http://www.sozcu.com.tr/2016/dunya/son-dakika-haberleri-incirlik-hava-ussu-kapatildi-1317467/

http://www.diken.com.tr/erdogana-darbe-soylentisinin-kaynagi-rubin-obama-erdogana-guvenmiyor-akp-bolunebilir/

http://www.memurlar.net/haber/596706/

http://www.sabah.com.tr/gundem/2016/07/17/iste-aciga-alinan-fetocu-hakim-ve-savcilar 

[10] http://www.memurlar.net/haber/596980/

[11] http://www.memurlar.net/haber/596976/

[12] http://www.haber7.com/guncel/haber/2050834-7-bin-850-polis-aciga-alindi

[13] http://www.memurlar.net/haber/596973/

[14] http://www.tesbitler.com/2016/01/23/yeni-bir-donum-noktasi-17-25-aralik-2013/

http://www.nurnet.org/dehsetli-cemaatler-2016da-ayni-tokatlari-yiyecek/

http://www.sorularlaislamiyet.com/soru/263712/seair-i-islamiyeye-ve-siyaset-i-islamiyeye-darbe-vuranlar-kimlerdir.html

[15] http://www.tariharastirmalari.com/tevfik.html




TERÖR DARBESİ

TERÖR DARBESİ

Mecelle ve İslam Hukukunun bir kuralıdır;Esaret altındaki bir kimsenin verdiği fetva geçersizdir. Gülen esaret altındadır, verdiği fetvalar tamamen geçersiz ve de hükümsüzdür.
Askeriyenin içerisinde hala abd,nin darbeci kadrosu bulunmakta, görev yapmaktadır. Bunu bazen atatürkçülere, bazen solculara ve şimdi olduğu gibi esaret altındaki gülen grubuna da bunu servis ve planlamasını yapmaktadır.
Bugün bu darbeyi yapanlar,dünkü darbeleri onaylayıp, destek olanlardır.
Bununla amaçlanan paralel yapının alt kesimini sahaya çekmek ve de halkı onlara karşı kışkırtarak iç kavgayı çıkarmaktır.
Paralel yapı bu son hareketiyle gerçek niyetini ortaya koymuştur.
Kendisini deşifre etmiştir.
Önceki Madanoğlu hadisesi, sarı kız gibi benzeri sonuçsuz kalan girişimlerdir.
Şahlığa soyunan Şıh bozuntusu hareketidir.
Daha önce Şeyh Olan Şah İsmailin, Şahlık davası gibi bir davadır.
Bu çıkışın altında bir yandan abd, diğer yandan da İran çıkışı söz konusudur.
Şeytan hem sağdan ve hem de soldan gelmektedir.
Bu şeytani çıkış, sağdan gelme bir çıkıştır.
Bu darbe çapulcularının biz gerçek yüzlerini gördük. Bu sahte darbeciler bu milleti korkutamaz ve yıldıramaz.
Aslında bu bir darbe saldırısı değil, terör saldırısıdır.
Bunu yapanlar ve bu emri verenlerde teröristir.
Dağdaki eşkiyanın şehirdeki temsilcileri harekete geçmiştir.
Üç sene önce eğer Gülen kendi yapı ve cemaatının eline silah verirse şaşmayın, diye mensublarına söylemiştim.
Aynı tehlike devam etmektedir .
Şimdiye kadar emniyette gerçekten bir temizlik olmamış olsa idi ve askerle beraber bu darbe olsaydı, daha dehşetli olurdu.
Yarından itibaren meclis idam kararını alarak, darbeye birinci derecede teşebbüs edenler idam edilmeli ve diğerleri durumuna göre ağır ceza ile cezalandırılmalıdır.
Bu kadar açık girişimden sonra hala Gülene sempati besleyenler ya kör ya dilsiz ya da sağırdırlar.
Tarih boyunca, dünya ve ahirette bunlar lanetle anılacak, rezil ve rüsvaylıktan kurtarılamayacaklardır.
Kargo arabalarıyla askerleri taşıyarak, askerle toplumu karşı karşıya getiren zihniyet, ne islamidir ve ne de insanidir.
Gayrı müslime şefkatle yanaşan bir insanın ,müslümanı müslümana kırdırması münafıkane bir harekettir.
Uzun süredir askeriye içerisinde Albay seviyesinde komutanların olduğu söyleniyordu.
Bu terör darbesi, albay seviyesindeki bir çapulcu darbedir.
Gülen devlete sızmaya çalışırken, Cıa-da Gülen cemaatına paralel olarak sızmıştır.

Kendi ordusundan askeri uçağı ele geçirerek milletin üzerine ateş açan dünyada böyle bir terör örgütü yoktur.

Bunu yapanların ya kanı bozuk ya südü bozuk ya da suyu bozuktur.

Bu milletin kanını taşımamaktadır.
Tam bir haşhaşiliktir.
Tarih ikinci bir Hasan Sabbah olayına şahit olmuştur.
Darbeyi millet engellemiştir.

Eğer darbe başarılı olsaydı, paralel yapının tüm birimleri devreye girecek, suriye ve mısırdan daha büyük bir hal alacaktı.

Fetullah Gülen’in militanlarının darbe girişiminin ayrıntıları ortaya çıkarken ABD’li emekli bir askerin yaptığı analiz şaşırtmadı.

“BAŞARILI OLSAYDI, BİZ KAZANACAKTIK”
Ralph Peters, yorumculuk yaptığı Fox News’ta “Eğer darbe başarılı olsaydı, İslamcılar kaybedecek, biz kazanacaktık” dedi.[1]

Her şey geçmiş değil, devlet tüm kurumlarıyla ve millet tüm birimleriyle teyakkuz halinde olmalıdır.
Her darbede ezanlar susardı, bu sefer ezanlar darbeleri susturmuştur.

Bütün hedef fitne çıkarmaktır.

Fitnenin adı ve asıl amacı, adam öldürmekten daha beter olan fitne çıkarmak ve ümmeti birbirine kırdırmaktır.

İkinci bir Sıffin Vakası ve ikinci bir Safevi Savaşı ve darbesi çıkarılmaya çalışılmaktadır.

Ümmet ve millet teyakkuzda olmalıdır. Her şey geçmiş değildir.
MEHMET ÖZÇELİK

Formun Üstü

 

[1] http://www.haber7.com/amerika/haber/2049122-abdli-komutandan-sok-itiraf-darbe-olsaydi




ELEST BEZMİNDE BAŞLAYAN AŞK

ELEST BEZMİNDE BAŞLAYAN AŞK

Allahın insanı temsil eden ruhlarla ilk toplantı yaptığı yer.

Allah orada ruhlara hitaben; “Elestü bi-Rabbikum?” Yani, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” Ruhlarımız bu soru karşısında “Kâlû: Bela!” Yani “dediler ki: Evet (şüphesiz Sen bizim Rabbimizsin) “[1]

Elest bezm ve toplantısı, fıtratların toplantısıdır.

Sonsuza dek marifetullahın ve tanınmanın startı verilmiş oldu.

“Ben gizli bir hazine idim; bilinmek istedim, mahlukatı yarattım.” [2]

Allah ile ilk muhatab olduğumuz yer.

Ağaç olmak üzere ilk tohumun atıldığı ve ekildiği yer.

Her şeye  ilk – Belâ- orada dedik.

O Belâ hâla devam ediyor.

Ruhlar orada ittifak edip, ihtilaf etmemek üzere anlaşmışlardı.

Orada birbirleriyle tanışanlar, burada karıştı, ayrıştı, kapıştı.

-Mekana sığanla, mekandan münezzeh olanın ara ve anlaşma noktası.

-Ebedi proje…

Damlanın okyanusla, faninin Baki ile buluşması, an ve zamanın donduğu, donuklaştığı, doruğa çıkan sözleşme.

Kainat çapında bir mesele.

Ezel ve ebedin içinde en önemli makam.

Mebde ve müntehanın arasındaki iki noktanın oluşturduğu cümle.

Ezeli planın ebedi kapısı.

Madde ile mananın buluştuğu, Hak ile hakikatın oluştuğu, Abd ile Mabudun iltika noktası.

Sonsuzda yer alan nokta.

Kâinatın içine sığdırıldığı nokta.

Ayrışma ve ayrıştırmanın, esfel ve a’lanın müsabakasının başlangıç yeri.

Ruhla bedenin sözleşmesi, uzlaşması, buluşmasının adımı.

Ruhun yükü.

Yükün kıymet ve büyüklüğü.

Ruh aşıkının beden maşukuyla kaynaşması, birbirine kavuşması.

Ruh ve beden aşıkının, gerçek maşuka kavuşma sözü.

-Ben sizin Rabbiniz değil miyim?

Yani siz birbirinizle uğraşırken, beni unutmayacağınıza ve de inkâr etmeyeceğinize dair söz verir misiniz?

Muhatab bir idi, iki oldu.

Ruh da bedenden söz aldı.

Sözleştiler.

Özleştiler.

Özdeşleştiler.

Dünyada nikah kıyıldı.

Eylendiler.

Eylenme onları geri bıraktı.

Kendiyle meşgul etti.

Hakikatten geri kaldılar.

Mevlayı bırakıp, Leylayla uğraştı.

Mevlaya aşık olanlar yanarken, Leylaya aşık olanlar söndüler.

Ruhlarını söndürdüler.

Beden ruha ihanet etti.

Nefis bedeni bitirdi.

Ruhu da peşinden götürüp, sürükledi, ebedi kayba sürdü.

-Aşk ilk defa elest bezminde alevlendi.

Aşksız maşuk, maşukuna kavuştu.

Ruhlar alemi maşukların kesişme noktası.

Ruhlar aleminde başlayan kıvılcım, ateş olup kâinatı sardı.

-Elest bezminde nur vardı.

Nurun sürdürülmesi konusunda ruhlardan söz alındı.

Nurun parlaması için zulmette lazımdı.

Nur olan ruha zulmeti temsil eden beden ve ruh giydirildi.

Ademin ve onun zürriyetinin nurunu, şeytanın zulmeti ortaya çıkardı.

Şeytan ademe hizmet ederken, Âdem vücuda hizmet etti.

Allah şeytanın kaybından, Âdemin kazancını arttırdı.

Diğer yandan da, Allahın bilinip anlaşılmasına vesile oldu.

 

Şeyh Galib- den;

Yine zevrak-ı derûnum kırılıp kenâre düştü
Dayanır mı şîşedir bu reh-i seng-sâre düştü

O zamân ki bezm-i cânda bölüşüldü kâle-i kâm
Bize hisse-i mahabbet dil-i pâre pâre düştü

Gehî zîr-i serde desti geh ayağı koltuğunda
Düşe kalka haste-i gam der-i lûtf-ı yâre düştü

Erişip bahâra bülbül yenilendi sohbet-i gül
Yine nevbet-i tahammül dil-i bî-karâre düştü

Meh-i burc-ı ârızında gönül oldu hâle mâ`il
Bana kendi tâli`imden bu siyeh sitâre düştü

Süzülüp o çeşm-i âhû dedi zevk-i vasla yâ hû
Bu değildi niyyetim bu yolum intizâre düştü

Reh-i Mevlevîde Gâlib bu sıfatla kaldı hayrân
Kimi terk-i nâm u şâne kimi itibare düştü

 
                                                                                                 MEHMET ÖZÇELİK

                                                                                                               28-06-2016

 
 

 

[1] Âraf; 171-172,Bak.Rum.30.

[2] Acluni, Keşfü’l-Hafa, II/132.

 




İLGİNÇ HABERLER…

İLGİNÇ HABERLER…