SAĞLI SOLLU

SAĞLI SOLLU- Sesli Dinle

Hayırlı işin çok muzır manileri olurmuş.İslâm bugün hem içten ve hem de dıştan muzır manilerle çevrelenmiş durumdadır.

*İslam tarihi akışı içerisinde kendi bünyesine uygun olmayanları,bünyesinden ata ata zamanımıza kadar gelmiştir.

Aslında İslam bünyesi içerisinde çıkmış olan menfi,olumsuz,reddedilmiş olan akım,hizib,cemaat ve düşünceler,İslam bünyesinin kabul etmeyip dışa attığı akımlardır.İslam dışıdırlar.Bünye uyuşmazlığından dolayı onlar artık bünyeden ve islamdan kabul edilemez ve en önemli olarak da onlar islamdan kabul edilemezler.

Tıpkı organ bekleyen insanlara verilen organların uyumsuzluktan dolayı o organı kabul etmemesiyle beraber,bünyenin önce kabul etmemesi,sonrada reddetmesiyle bünye dışına atılmaktadır.

İslamiyet zamanımıza kadar sağlıklı olarak gelmiş,bünyesine uygun olmayanları da bünye dışına atmıştır.

Bunda bir noksanlık değil,kemal ve kendisini koruma faktöründen kaynaklanır.

İslamiyet kendi kendini korumakta,istikametini devam ettirmektedir.

Ve kendisini o istikamet içerisinde çekirdek kadro ile beraber devam ettirmektedir.

Bu organ uyuşmazlığının en bariz örneği inançta sapık bir mezheb olan Mutezile gibidir.

Emeviler döneminde Hasan-ı Basri talebelerinden olan Vâsıl b. Ata’nın ders halkasından ayrılarak ayrı bir ekol oluşturması ve aklı ön plana çıkaran itikattaki ehli sünnete aykırı düşüncelerinden dolayı hocası tarafından; “İ’tezele annâ Vasıl” yani Vasıl bizden ayrıldı manasına,başta beş temel konuda ayrılmayla başlamıştır.

İslamdan ayrılan her yanlış görüş bu manada mutezilidir.

İslam fıtrat dinidir.

Fıtrat fıtri olmayanı reddeder,atar.

*Eskiden meşhur olma isteyen bir kısım kesim caminin duvarına bevlediyor ve bu durum genelde hariçten oluyordu.

Bu gün ise caminin içinde görünenler caminin içine bevletmeye çalışmaktadır.Hem de hariçtekilerle ortaklaşarak ve hem de Kur’an siper edilerek…

Ve de lanetle anılsalar bile.Tam bir şeytani duygu…

 

*Toplum hem doğudan hem de batıdan,hem sağdan hem de soldan,hem Avrupa-dan hem de irandan ve Ortadoğu-dan akıtılan kirli sularla bulandırılmakta ve toplum kirletilmektedir.

Şeytan sadece soldan gelmemekte,sağdan da gelmektedir.

Toplum ve düşüncesi sürekli kirletilmeye en azından bulandırılmaya çalışılmaktadır.

Toplum bu zihniyet hakimiyetiyle ele geçirilmeye çalışılmaktadır.

*Bir asırdır İslam dünyasını dolduran batı,bugün onları dolduruşa getiriyor.Tek tek patlatmaya başlıyor.

Türkiye-de de bir müddet desteklenip beslenenler,piyon olarak kullanılnaktadır.

Aynı el ve uzantısı,içi ve dışı karıştırıyor.

*” 1984 yılından beri “Hıristiyan Olmayanlar Sekreteryası”nın başkanlığını yapan Kardinal Francis Arinze ise, geçmişten bugüne gelinen noktayı anlatırken bunun Kilisenin bir misyonu olduğunu ifade etmektedir:

“Papa VI. Paul’ün vizyonu gerçekleşmektedir. Çünkü dinlerarası diyalog, Kilise misyonunun normal bir parçası olarak görülmektedir” [1]

-Türkiye-nin sağdan da soldan da çatlakları ve çatlaklıkları gayet çok.Bunları bir araya getirecek bir tutkala ihtiyaç var.Bunları birbirini anlayan mozaik olarak tutacak bir değerler bağına muhtacız.

Türkiye-yi artık eskisi gibi kontrol edemeyen abd-israil ve İngiltere,bu sefer paralel yapıyla kontrol etmeye çalıştı.

Ancak oda neticesiz kaldı.

Ya sıradaki?

-Paralel yapı İslam ülkelerine cıa-nın atlama taşı oldu.

Yapı ise maalesef bunu kabul etti,içine sindirdi.

Tıpkı Üsame bin Ladin gibi.İslama vurma aracı.

-Usame bin Ladin aslında 2005 yılında ölmüştü,hastalıktan.Ancak abd bunu İslam dünyasına kullanmak amacıyla gizlediler.

Mit ajanı Kozinoğlu bunu ifşa etmişti.

-Dün olduğu gibi,bugün de islama siyaset yoluyla darbe vurulmaya çalışılmaktadır.

Cemaat hizmeti bırakıp paralel hizmete siyaset yoluyla girince,Avrupa siyaset yoluyla islamiyete darbe vurmaya devam etti.

-Gülen hizmet ettiğinden dolayı aranıp kınanmamaktadır.Belki hezimete sebeb olduğu için tenkid edilmektedir.

-Şimdilerde de Gülen-in iadesi ile memleketin birliği bozulmaya çalışılıyor.

Gülen iade edilirse,Türkiye bir de onunla mı anlaşma ve konuşma yoluna gidecek?Geri adım atmama uğruna…

-Siyaset mi kirli yoksa siyaset, kirleri çıkaran bir özelliğe mi sahiptir?

Ona giren en temiz insan bile kirleniyor?

Öyle zannediyorum ki siyaset; sahibinin içindeki kirleri ortaya çıkarıyor…

**********************  

*Sol kendini sorguluyor mu ne?

Sol Yunanistan-daki sol partinin başarısına tutunup,teselli bulmakta!

Kuyruktan çıkan Türkiye solu,Yunanistan kuyruğuna girdi.

Yoluna değil…

Türkiye solu kısır sol…Din düşmanlığı ve sefahet üzerine bina edilen sol…

Sol maddede de manada da yok.

Sol 1970-lerde okuyor,kendini bir kısım ve kesimle de olsa kendisini yetiştiriyordu.

Bugün sol okumuyor.

Sol üreten değil tüketendir.

Şaibeli insanların çok rahat barındığı liman…

Bizden bir şey olmaz noktasına gelen sol,olur mu ne,safhasına gelmiştir.

Temenni ederiz ki sol kendini sorgulamayla kalmasın,değiştirsin,toplumu anlasın..Toplumu ve değerlerini reddetmesin…

*Bir de solcu geçinen aydınlar…

Bizdeki aydınlar,istikameti koruyamayan aydınlardır.

Alkışlandıkça zıvanadan çıkmakta,istikameti kaybetmektedir.

Daha geniş çevrelerden alkış almak amacıyla taviz vermekte,istikameti kaybetmektedirler.Bu da onların güvenilirliğini zedelemektedir.

30 yılda kazandıklarını bir demeçle,bir çıkış yaparak bitirmektedirler.

-Bizdeki sol,ihtilal ve darbe soludur.

Yapan değil yıkan sol.

Tıpkı ittihat ve terakki gibi.Kirli insanların birlik ve yükselişi.

*”İlk başta bir ihtilal cemiyeti olarak teşekkül eden İttihat ve Terakki,mevcut iktidarı devirmek dışında, pek fikir birliği olmayan kişiler tarafından kurulmuştu.            Dolayısıyla bir müddet sonra bu kişiler arasında görüş ayrılıklarının çıkması gayet tabiiydi. Nitekim, İttihat ve Terakki’den ayrılan mebuslarca kurulan Mutedil Hürriyetperveran ve Ahali Fırkaları bunun en bariz misalleriydi.Ancak,sözü edilen fırkalar, cemiyet-fırka dışı oluşumlar olarak faaliyetlerine devam ederken, 1911 yılı ortalarında ortaya çıkan Hizb-i Cedid (Yeni Grup) hareketi İttihat ve Terakki’nin kendi bünyesinden çıkmış ve neredeyse İttihat Terakki’yi bölünme noktasına getirmişti ”[2]

-*Said Halim Paşa 1. Dünya savaşına girmemize sebeb olması sebebiyle Divanı Harbi Örfi’de yargılanır.Sebeb olarak;

“Şartlar gereği ittifakı olduğumuz Almanya’nın, Osmanlı’yı sürekli savaşa sürüklemek arzusunda olduğunu, bu sebeple kendisinin tehdit edildiğini, bu tehditlere rağmen zorluklarla uzun süre tarafsızlığı koruyabildiğini ancak bir oldu bittiyle GOBEN ve BRESLAU’ın Çanakkale Boğazını geçtiklerini, hiçbir şekilde bundan haberdar olmadığını hatta gerekli açıklamayı itilaf devletlerine yaptığını bildirmektedir. Oldu bittilerin arkası kesilmeyince Halim Paşa, “Ben sorumlu olduğum bu ülkede üç aydan beri nasıl bir siyaset izlediğim belliyken, mesele artık böyle bir şekil aldığından duramadım, hemen istifa ettim.” der.”

…Sorgulamanın devamında, “Osmanlı sadece Rus ordusuyla değil itilaf devletlerinin iş birlikçi Ermenileri kışkırtmasıyla hem ermeni örgütleriyle hem de Ermeni çeteleriyle mücadele ediyordu. Bu mücadelede ordumuz iki ateş arasında kaldığından askeri makamlarca önerilen Meclisi Mebusanca da kabul edilen kanun maddesi, ordu komutanlarına gerektiğinde halkı teker teker veya toplu göç ettirme yetkisi veriyordu. Devletin, ordunun güvenliği söz konusu olunca böyle bir önlem kaçınılmazdı. Hükümet sadece gerekli olanı yaptı, görevini yerine getirdi.” açıklamasında bulunur.

.. Bu yargılamadan geçen Sait Halim Paşa da Avrupa’da yaşayan öteki İttihat Terakki ileri gelenleri gibi Ermenilerce öldürüldü.

 *Türkiye bazen Chp,bazen Hdp,bazen Kobani,Bazen Suriye,Irak,Işid bahanesiyle Mısır veya Suriye yapılmak isteniyor.Oraya doğru sevkediliyor.

Tıpkı K.Kılıçdaroğlu-nun Suriyedeki pkk-nın devamı olan Pyd-ye terör örgütü diyememesi gibi…

Esed-e destek gösterisinde bulunmaları gibi…

*İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın‘ın cep telefonu çaldı. Telefondaki ses tanıdıktı. Doğrudan konuya girdi. “Yarın sabah Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı tarihe karışacak. Yargı ve polis gerekli hazırlıkları yaptı. Telefonunu kapat ve kaybol.” Duydukları karşısında şoke olan Çapkın “Çıldırdınız mı siz? Söylediklerinizi yapacağımı nasıl düşünürsünüz” dedi ve hiddetle ekledi: “Türkiye Cumhuriyeti bir devlet terbiyesiyle yönetilir…” Telefonun ucundaki ses Çapkın’ın hiddetine rağmen sakin bir ses tonuyla, Emniyet Müdürü’ne şu tehditleri savurdu: “Sayın Çapkın ailenden birinin, kimlerle neler yaşadığını sen de biliyorsundur. Bu bilgi ve görüntüler bizim elimizde de mevcut. Sen dirensen de direnmesen de bu operasyon olacak. Türkiye’de bir devrin suçlularından biri olarak cezalandırılıp insan içine çıkamayacak hale gelmek istemiyorsan bugün mesai saatinden sonra telefonunu kapat ve ortadan kaybol!”[3]

-*Mhp-lileri sokağa dökemeyenler,yoksa paralel yapıyı mı dökmeye,dökme alıştırmalarına çalışıyorlar.

*Vural Savaş’ı hatırlıyorsunuz meşhur savcı. ‘Biz Tayyip’in önünü kesmek için elimizden ne geliyorsa yaptık ama olmadı.’[4]

*Türkiye bir asırdır pisliğe çekiliyor.

Kılavuzu karga olanın,burnu pislikten çıkmaz.

*”SORU: İslâm bu düşüşü niye engelleyemedi?

CEMİL MERİÇ: Bugün bütün muarızlarımız aynı teraneyi söylüyor. Niye bir mukavemet kalesi kuramadı İslâmiyet?Mağlubiyetler devam edecekse neden İslâm’a sarılalım. İnsan, dini kendi kabiliyeti ölçüsünde kavrayabilir. Ummandan bir maşrapalık su alabilirsiniz, idrâkiniz birmaşrapalıksa.Hakikatler kendi kendilerini tefsir edemezler. Ulemâ gelişen insanlığın macerasınakayıtsız gözlerle bakmaya başlamıştı.Dünyaya açılmayan bir ulemâ yıkılmaya mahkûmdur. Biz ilmin, tekniğin, zaferlerine bigâne kalmıştık. İslâmiyet’i yeniden anlamak, bütün dünyayı anlamakla kaabildir. “LaFoi du charbonnier” (Kömürcünün imanı) birkaç ilm-i hâlden ibarettir. İtham edilecek İslâmiyet değil, ulemâdır.”

MEHMET ÖZÇELİK

30-01-2015

 

 [1] Bulletin, 59/XX – 2, 1985, 124.

[2] Tarık Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasal Partiler, !ll, İstanbuL, 1989, s. 215.

[3] http://www.sabah.com.tr/gundem/2014/12/22/emniyet-muduru-17-saat-kayboldu

http://www.akhaber.com/ak-parti/haber-6795967/

http://www.turkiyegazetesi.com.tr/gundem/217744.aspx

http://www.internethaber.com/17-araliktan-bir-gun-once-bakin-neler-yasanmis-16385y.htm

16 ARALIK 2013

[4] http://www.haber7.com/ic-politika/haber/1253435-derin-devletin-kopekleri-beni-arayip

 

Loading

No ResponsesŞubat 1st, 2015