BEN  BU VATANIN ÖKÜZÜYÜM

 

         Devrimlerin birbirini kovaladığı,fikir meydanının toz duman içinde olduğu,cumhuriyet Türkiye’sinin  ilk dönemlerinde üç bayrak dergi görüyoruz:Türk Yurdu milliyetçileri,Sebilürreşad İslamcıları,İçtihad da ateistleri şemsiyesi altında topluyor.İçtihad’ın sahibi,meşhur Abdullah Cevdet.Onu yakından tanıyanların anlattığına göre,harf devrimini alkışladığı halde,Latin harfleriyle yazmayı bir türlü becerememiş,ömrünün sonuna kadar İslam yazısını kullanmıştır.Yazılarını eski harflerle kaleme alıyor,dizgicilerde bunu yeni yazıya çeviriyorlarmuş.

            Gazetece İ.Hakkı Konyalı anlatıyor:”Benim çalıştığım Son Posta gazetesiyle onun içtihad dergisi birbirine komşu idi.Sık sık bize uğrar yeni yazının kötülüğünden bahsederdi.Bir gün beni matbaasına çağırdı.Çay içip sohbet ettik.Yine yeni yazının kötülüklerini saydıktan sonra şöyle dedi:

            -İbrahim Bey,yeni yazıyı müdafaa etmekle büyük günah işlemişim…Tövbeten-Nasûha!

            Arapça bilen bir adamdı.Nasuh tövbesinin,Allah’tan bütün günahlarını bağışlamasını dileyerek tevbe etmek olduğunu bilmemesi mümkün değildi.Ömrünün sonuna kadar koyu bir Latin harfleri düşmanı olarak yaşadı.Ölüp de tabutu Ayasofya Camiine getirilince cemaat bu münkirin cenaze namazının kılınmayacağını söyleyince;ben ileri çıkıp:

            -O,yeni harfleri kabul ettirme yolunda gösterdiği gayretin günah olduğunu kabul etti ve yanımda Nasuh Tövbesi ile bütün günahlarından tövbe etti…deyince cenaze namazı kılındı.”

            Yine kendisini yakından tanıyanların anlattığına göre,Abdullah Cevdet çok cimri bir adamdı.Yazarlarına,matbaa işçilerine hiçbir zaman hakkını vermez,paralarını geciktirirdi.Dergiyi en ucuz kağıda ve en ucuz matbaaya bastırdı.Uzun müddet parasını alamayan dizgicilerden biri önüne getirilen A.Cevdet’e ait bir şiiri dizerken:

            -Dur,şuna bir oyun oynayayım da görsün,diyerek”Öksüz”kelimelerindeki “s”leri atarak dizer:Şiir şöyledir:

“Ben bu vatanın öksüzüyüm

Öksüzlerin gözüyüm…”

“S”ler atılınca,şiir dergide şu şekliyle çıkar:

“Ben bu vatanın öküzüyüm

Öküzlerin gözüyüm…”

Başta Süleyman Nazif,onu taşlamayı seven bütün yazarlar,ellerinde bu şirle dolaşıp gazete,dergi ve sohbet salonlarını kahkahalarla çınlatmışlardır.

            Süleyman Nazif,”o meteliğe kurşun atar”diyen bir dostuna:

            -Ne kurşunu?demiş,meteliğe göbek atar.

            Şair Eşrefte yüzündeki çiçek bozuğu için:

            -O sûretten hayayı,dest-i hak tırnakla yolmuştur!derdi.

            Neyse ki,A.Cevdet’in ölmeden tövbe ettiği söyleniyor.Ya Turan Dursun gibi tövbe etmeden ölenlere ne demeli?İmtihan dünyası bu.Hz.İbrahim’le Nemrut’un mücadelesi olan”Hak-Batıl mücadlesi”devam edeceğine göre;Turan Dursun’lar da bitmeyecektir!...”(Ali Çankırılı.Sur.Kasım/91.)

            Not:Bediüzzaman onun için Abdullah değil,Aduvvullah (Allah düşmanı) lakabını kullanmıştır.