TUANA ÖZÇELİK
9 yaşımda iken su doldurmaya gittiğimi gördüm.Elimde de bakır bir sitil vardı.Çeşmeden su doldurduğum anda uzun boylu sarıklı ve cübbeli bir zatın bana baktığını fark ettim.O zat bana eliyle gel diye işaret ediyordu, bende kendisine doğru gitmeye başladım, bunun etkisiyle uyandım.Rüyamı anneme anlattım.Aynı rüyayı bir kaç kez gördüm ama o zatın kim olduğunu bir türlü öğrenememiştim.Yine anneme anlattığımda annem bana bir daha görürsen git ve kim olduğunu sor dedi.Bir akşam yine aynı rüyayı gördüm.Yine bana gel dediğinde peşinden gitmeye başladım ama bir türlü kim olduğunu öğrenemedim.Bu rüyanın üzerinden üç yıl gibi uzun bir zaman geçmiş ama ben rüyanın etkisinden bir türlü kurtulamamıştım,merakım da gittikçe büyüyordu.Bir gün Yozgat'ın Yerköy ilçesinde görev yapan ağabeyimi ziyarete gitmiştik.Akşam namazının vaktini kaçırmak üzere olduğumu farkettim ve namaz kılmak için hemen salona gittim.Salondaki manzara karşısında şaşkınlığımı gizleyemiyordum. Çünki salonda duvarda duran tablo yıllar önce rüyamda gördüğüm zatın resmiydi.Hemen ağabeyime seslenip bu zatın kim olduğunu sordum.Ağabeyim o zatın Bediüzzaman Said Nursi olduğunu söyledi.O günden beri bende o zatın talebelerinden biri olmaya özen gösteririm.