RUHUN İÇİNDEN…
Bu millet niye okumuyor?
İyiki de okumuyor.
Okumadı böyle oldu..ya okusaydı kimbilir nasıl olurdu?
Yanlışı bilinçli yapardı.
Hiç olmazsa şimdi bilinçsiz yapıyor!
Bilnçsizi bilinçlendirmek kolay da,bilinçliyi bilgilendirmek zordur.
Neyi okuyacaklardı?
Kimi okuyacaklardı?
Önce okunacakları tesbit edelim..sonra okuyacakları.
Sıkıntı okumayanlardan değil,okumuşlardan geliyor..
Hedef doğru olmayınca,hedeflemede isabetli ve doğru olmuyor.
Okumuş..yanlışa doğruyla gidiyor.
Okumamış..doğruya yanlışla gidiyor…
Kim ne diyor?
Kim ne yapıyor?
Okumamış;Allahtan ve devletten korkuyor.
Okumuş;kimseden korkmuyor.
Ne cesaret ama!
Cahil cesur olurmuş!!!
Cesaret,Cehaletin ürünü olmuş…
************
Rasulullah gibi Ümmi olabilmek..
Anadan doğma..saf ve berrak olma..
En büyük ilim ve fazilet makamı.anadan doğmuş gibi..
İnsan kiri bulaşmamış..
Doğruyu katıksız ve atıksız nakletmek..
Kibirden uzak..kirden beri..kirden uzak..kar gibi…
************
Cennette tesettür var mı?
Cennetin kendisi tesettür.
Yol geçen hanı değil.
Yoldan geçenin keyfini de memnun edecek değil elbet..
Orada kişinin harem dairesi..
Misafir odası ayrı..mutfağı değişik..
odalar birbirinden şık..
Cennetin her yerini gezmek ancak ev sahibinin iznine tabi..
Herkese beş yüz senelik bir cennet hayatı.
Cennetler özel..özel cennet.
Cennetlere girecek kişiler özel.Hem birbirinden güzel ve seçkin.
Bahçe demek olan cennet bir manada da örtülü demek.cin ve cinnet aklın örtünmesi..cennet her tarafın güzelliklerle,bahçeler ve yeşilliklerle örtülmesi..her yönü ve güzellikleriyle sahibine örtü olup,onu örtmesi…
Cennet sahibiyle örtüşmektedir.Çünki onu örtmektedir.
Herkesin vücudunun kıvamına uygun ve dolgun…
************
Kalbleri mühürlü diyor Kur’an…
Peki ne yapsın?
Kim?
Meçhule sıkılan kurşun…
Burada Kur’an tayin etmemiş,ismini verip belirtmemiş ki,zorlama olsun veya irade devre dışı bırakılmış olsun!
Kimin kalbi mühürlü?
Kalbini mühürletenin..onaylatanın..küfür,cehalet..inkâr..şirk dilekçesini yazanın..
Kur’an sen demiyor..sana demiyor..mutlak bırakmış ta ki kalbi mühürleneni çıkmak istediğinde iradesiyle baş başa bıraksın..
Hz.Ömerin de kalbi mühürlenenlerdendi..ama o mührü açtırdı..
Açmada kapatmada insanın elinde..
Doku uyuşmazlığında vücut organı kabul etmiyor.
İmanla küfründe birbiriyle uyuşmazlığı var.Biri kalbi açarken,diğeri kalbi mühürlettiriyor.
Küfür hiçbir şeyle uyuşmuyor..kâinatla alış-verişi kesiyor..kurallara aykırı bir işlem yürütülüyor.
Bütün bunlar kalbi mühürlettiriyor..
Kalbin mührünü açmanın ömrün sonuna kadar süresi vardır.
Haydin mührü açmaya..
Mühürler önce cehalet,sonra gaflet ve dalaletle katlanarak büyüyor.
Haydin,Bütün küfür ve küfrü besleyen mühürleri açmaya…
************
Adam çok erken gitti.
Gençti..daha yapacak çok şeyi vardı.
Erken mi geldiki,erken gitmiş olsun?
Geliş mukadder olduğu gibi,gidiş dahi mukadderdir.
Bir anlık poz vermek bile,hayata kâfidir.
Geldi,bir göz kırptı ve gitti.
Maksad hasıl oldu..
Muradı ilahi yerine gelmiş oldu…
************
Canım,Allah beni yaratırken bana mı danıştı?
Şeyy..siz buyurun!
Nasıl bir şey istersiniz?
Mesela neyinizi nerenize yerleştirmemizi buyurur sunuz?
Bu kadar niye sinirlisiniz,yoksa bir alacağınız mı vardı?
Size verilenler bir ihsan ve ikramdır.İhsan ve ikramın hesabı sorulmaz,teşekkür edilir…
Kendin dışındaki diğer varlıkların modellerine bakınız,beğendiklerinizden birisini sipariş verebilir siniz!
Ayrı oluşturacağınız modelin de modelini verebilirsiniz!
Hangisini beğenmiştiniz?
Çıkamadınız değimli işin içinden?
Kendi içinden çıkamayan,kâinatın içerisinden nasıl çıkabilir?
O halde işi sahibine bırak,rahat et…
************
Allah âhirette neden ceza vermesin?
Neden kör,sağır,dilsiz etmesin?
Doğumda ve hayat içerisinde bu durumlara rastladığımız gibi,yapılan yanlışlıklar sebebiyle aynı şekilde ve âhiretteki doğuşta da aynı sakatlıklara rastlanılacaktır.
************
Her şey iki şeyden oluşmuştur..madde ve mana..
Görünenler,görünmeyenler..
Görünenler lafız,görünmeyenler manadan…
Madde atomlardan mürekkep..
Her bir varlığın varlığının simgesi olan ruh ise manadan müteşekkil.
Bölünmez parça..
Ruh bilinçli yasa..
Tabiat bilinçsiz yasa..
Kur’an kasa,o yasada…
************
Haydi bakalım,yapabilirse Allah benim gözümü kör etsin?
Kör etmek için vermemiş ki..göresin diye vermiş..
Hem göz versin hem de gözün görmesi için yarattığı şeyleri ona göstermesin?
Hiç olur mu?
Niye öyle acele ve ısrar ediyorsun ki?
Şimdi olmaz..ders anında bu olmaz..zil çaldıktan ve ders bittikten sonra.
Yazılı yapıldığı sırada not söylenmez veya talebenin eli tutulup,gözü bağlanmaz ki!El insaf…
Bitir ondan sonra…
************
Seslerin frekansı,gözün gördüğü alan ya eksiye veya artıya doğru bir azalma ve artış gösterse?
Kulak 20 desibele kadar ki sesleri duymaktadır.Kısık sesleri ve gök gürültüsü gibi yüksek sesleri de duyabilseydik!
Biz o zaman ne yaparız..ne yapabiliriz?
Kimbilir nelere şahit oluruz..Ya burun,ya tüm duygular tamamen açılsa..
Dünya almaz..ona müsait değil
Yarış atı senin havlunda oynamaz ve koşamaz.
Şahit olacağımız şeylerin düşünmesi bile hayret olarak yetiyor.
Kimbilir nelere şahit olurduk?
Nelere şahit olmazdık ki!!!
************
Hakkını kullanma..
Aklını kullan..
Verilen sadakalar ömrü arttırır ve hayatı koruyan,hayat sigortasıdır.
Sadaka vererek belaları defetmektesin.
Yanlış yaparak verilmiş ve alınmış haklarını çar-çur etme..rast gele kullanma.
Ola ki ileride bir gün fazlası lazım olduğunda kullanabilesin…
Artık hakkın kalmadı,onları daha önce kullandın,demesinler.
Arabayı çarpmaktan son anda kurtardın.
Verilmiş bir sadakamız varmış..
Hatalar arttıkça,verilen sadakalar kazaları defetmeye kâfi gelmemekteler…
Sakla samanı gelir zamanı misali…
Hakkın kalsın..aklını kullan..kaza yapma…
************
Kur’anın vefakârlığındandır..sadece kendi mu’cizeliğini ortaya koymuyor,kardeşleri olan önceki kitapların da avukat gibi –ilahi avukat,kendisinin avukatı- savunmasını yapıyor.Onları terbi-e edip iftiralardan,yalanlardan tasfiye edip,beraat ettiriyor.
O kitaplar özel mesajlardan oluşurken,Kur’an umumi ve kapsamlı bir mesaj olarak gönderilmiştir.
Allah kullarıyla konuşmak diliyor..kitaplar yoluyla bizzat onlarla konuşuyor.
Allahın seninle konuştuğuna yemin etsen,sana yemin kefareti gerekmez.Çünki doğru söylüyorsun…
Allah önem veriyor..o halde insan da önem vermelidir.
O,önemli ve de büyüktür.
O önemli ve büyük olduğu kadar,O’nun sanatı da ve O’na götüren de o nisbette önemlidir.
Rehber sanat kadar olmasa da,sanatı anlatır,onu tanıtır.
Zerreden küreye her şey bir rehber ve bir kılavuz..sözlü ve de yazılı…
Gelin hep O’nu anlayalım,O’nu anlatalım.
O’nu mu yoksa sanatını mı daha çok anlatıyoruz?
Herşey Allah diyor,gelin biz de Allah diyelim..
************
Küfründe samimi olanlar ekseriya imandaki samimiyeti de görür,takdir eder,teslim olurlar.
Hz.Ömer menfaatsız olarak müşrikti.
Ebu Cehil makamını,mevkiini,zenginliğini korumayı hedefliyordu.
Hz.ömer islamda da aynı özelliğini sürdürürken,Ebu cehil de küfründeki samimiyetsizliğini ve menfaatını devam ettirdi.
Öyle olduğu için peygamberi de öyle gördü ve öyle değerlendirdi.
Sana makam verelim,mal verelim,başımıza reis yapıp istediğinle evlendirelim.
Cahilin fikri ne ise,zikri de o olurmuş..
Hz.Ömer küfrünü kesti,sürdürmedi çünki o şirkte ve müşriklerde o samimiyeti görmedi ve göremedi…
************
MEHMET ÖZÇELİK
05-10-2005