NE KADAR KOCAMANSA....
Ne Kadar Kocamansa O Kadar İyi (Barry Spilchuk)
Karen ve ben,oğlumuz Michael’in anaokulunu ziyarete gittiğimiz o gün kendimizi
günün ana babası gibi hissetmiştik. Bize sınıfını gezdirirken ve arkadaşlarıyla
tanıştırırken çok eğlendik. Kesme,yapıştırma,dikme aktivitelerine katıldık.
Günün en güzel kısmını kumlarlar oynayarak geçirdik. Tam bir cümbüştü.
‘Halka olun’ diye seslendi öğretmenleri. ‘Hikaye anlatma zamanı.’ Ortada ayakta
durup sırıtmamak için Karen ve bende yeni arkadaşlarımızla halka oluşturduk.
’Kocaman’ adlı hikayeyi bitirdikten sonra, öğretmen ‘Size kendinizi ne kocaman
hissettiriyor ‘diye sordu.
‘Böcekler bana kendimi kocaman hissettiriyor’ dedi çocuklardan biri. Diğeri
‘karıncalar’ diye seslendi. Bir diğeri de ‘sivrisinekler’ diye bağırdı.
Öğretmen sınıfı düzene sokmak istiyordu. Ellerini kaldıran çocuklara söz hakkı
veriyordu. Sonra küçük bir kız çocuğunu işaret ederek,’Evet güzelim,sana kendini
ne kocaman hissettiriyor?’ diye sordu. Çocuğun yanıtı ‘Annem’ oldu.
‘Annen sana kendini nasıl kocaman hissettiriyor’ diye sorguladı öğretmen. ‘Çok
basit’ dedi minik kız, ‘Beni kucaklayıp,seni seviyorum Jessica diyerek’.