MİSAFİRLE GELEN BEREKET

 

            Misafir rızkıyla gelirmiş hatta on rızkıyla gelip,birini yer dokuzunu bırakırmış.İşte yaşayanın dilinden;

            -Beyimin cebinde bir ekmek alacak kadar bile parası kalmamıştı,kimseden de isteyemiyor,buzdolabı ise tam takır,boş idi.Kendimize yetecek kadar bile yiyeceğimiz yoktu.Aybaşına ise daha on gün vardı.

            Birde bu durumda iken en sevdiğimiz bir aile bize misafir gelmesin mi?Bu durumda şimdi ne yapacaktık?

            Namaz vakti geldiğinden imam olan beyim misafirle beraber camiye gittiler.Beyim daha sonra anlatmıştı;

            -Namaz kıldırırken bile sürekli misafiri düşünmüş,onlara ne ikram edeceğinin telaşını yaşamıştı.

            Beyim ayrıldıktan sonra kapı çalındı ve bir yaşlı amca elinde içi etle dolu bir leğenle kapının önünde beklemekteydi.

            Bir hastaları bulunduğundan dolayı kesmiş oldukları adaklarının kurbanı olduğunu söyleyerek oradan ayrıldı.Ancak arkasından bakmama rağmen adamı bir türlü görememiştim.

            Eti mutfağa bırakmakta idim ki;bitişik komşuda bulunan komşum seslenerek bakmamı söyledi.Kendilerinin uzunca bir seyahata çıkacaklarından dolayı buzdolablarında çokça bulunan sebzelerini almamı istedi.Bir kaç eve,birkaç günde yetecek kadar çoklukta sebze bulunmaktaydı.

            Bu düşüncelerle bir tasa içerisinde eve gelen beyim,birden et kokusunu duyunca şaşırmış ve olayı öğrenince misafirle gelen bereketin kerametine açıkça şahit olmuştu.

            Hadiste:”Es-sahiyyu  habibullah velev kâne fâsikan vel bahilu aduvvullah velev kâne salihan.”

            “Cömert Allahın dostudur velev ki fasıkta olsa,cimri Allahın düşmanıdır velev ki salihde olsa…”

 

Mehmet   ÖZÇELİK

26-02-2006