MİMAR SİNAN'IN ESERLERİNDEKİ SIR |
|
Mimar Sinan´in Selimiye Camii´nin kubbesini o genislige oturtmak için 13
bilinmeyenli bir denklemi matematiğin bilinen 4 ana işleminden farkli besinci
bir islem bularak cozdugu soylenir.Ayrica minarelerin serefelerine cikanlarin
yolda birbirlerini gormemeleri ise buyuk bir bir dehanin urunudur.
Almanlar ayni sistemi meclislerinin onundeki dev kurede kullanmislar.
Mimar Sinan bu sistemi 2 metre capindaki minarelere yuzyillar once monte
edebilecek bir dehadir.
Almanlarin dehasi ise, o cirkin metal yiginina Selimiye´den fazla turist
cekebilmelerindedir
*******************************************
Bir gun Selimiye Camii´ne girenler,kubbenin altiinda bir Japon´un ayaklarini
kibleye dogru uzatmis sirtustu yattigini gormusler Tabii hemenJapon´u, "Burasi
kutsal bir yer. Bu sekilde yatmak bizim inanclarimiza gore saygisizliktir.Lutfen
oturun veya ayakta durun" diyerek uyarmislar.Ancak, Japon trans vaziyetteymis,gozlerini
kubbeden ayirmadan soyle sayikliyormus:
Bu imkansiz. Ben yillarin muhendisiyim. Bu kubbe var olamaz.
bu fizik ve matematik kurallarina aykiri.Bu imkansiz, orada hicbir sey yok,orada
hicbir sey
yok..."
*********************************
Selimiye camisisinin zemini gevsek toprakmis.Bu nedenle minarelerinin yakin
zamanda yikilacagi
farkedilimis.Uluslararasi bir grup bilimadami toplanmislar.Nasil kurtaririz bu
tarihi minareleri diye kafa
kafaya vermisler.Sonucta en son teknoloji olan metal kelepcelerle minarelerin
temellerini sabitlemenin en iyi cozum olduguna karar vermisler.Minarelerin
temellerini acinca, koymayi dusundukleri kelepcelerin aynisiyla karsilasmislar.Mimar
Sinan bilmem kaç yüzyıl önce ayni seyi
dusunmus megerse....?1950-60 arasi bir tarihte insaat muhendisi, mimar ve
jeofizikçilerden olusan bir Japon heyeti Turkiye´ye gelmis.Heyet Imar ve Iskan
Bakanligi´ndan izin alarak
ulkemizdeki tarihi yapilari incelemeye baslamis.
Ayasofyayi, Yerebatan Sarnicini filan gezdikten sonra sira Sinan'ın kalfalık
eseri Süleymaniye
Camisi´yle Sinan´in ogrencisi Mimar Davut
Aga´nin eseri Sultanahmet Camisi´ne gelmis.
Japonlar bu camiler uzerinde gunlerce inceleme
yapmislar.Her geçen gun saskinliklari daha da artiyormus.
Cunkü Japonlar daha ilk incelemede camilerin gevsek
bir zemin uzerine insa edildigini anlamislar.
Ama bunca yil, bu camilerde bir catlak dahi
olmamasina akil sir erdirememisler.
Bunun uzerine Turkiye programinin gerisini tamamen
iptal edip, bu iki cami üzerine yogunlasmislar.
Arastirmalarinin sonucunda herhangi bir sarsinti
sirasinda bu iki caminin sabitlenmedigini aksine
yerinde oynayarak yikilmaktan kurtulabildigi ortaya
çıkmis. Minareleri incelediklerinde ise dumurlari
ikiye katlanmis.Minarelerin cok daha gelismis bir rayli sistem
mekanizmasi uzerine oturtuldugunu ve her yone
yaklasik 5 derece yatabildigini gormusler.
Daha derin arastirma yapmak için Edirne´ye,
Sinan´in ustalik eseri Selimiye Camisi´ne gitmisler.
Ordaki olaganustu sistemleri gorunce iyice dumur
olmuslar.Selimiye´nin tam sirlarini aylarini harcayarak
cozmüşler.Japonya´ya donduklerinde ise Sinan´in sirlarini
uygulamaya sokarak sehirlerini Sinan´in kullandigi
sistemlerle kurup muazzam gokdelenler dikmisler.
Yani su an gelismis ulkelerin gokdelen yapiminda
kullanildiklari cogu sistem,
yuzyillar önce Sinan´in gelistirdigi
mekanizmalarmis.
tac mahalin mimari mehmet efendi mimar sinanin ogrencisidir.