KARANLIK OLAYLAR - 6 –
Varlığını başkasının yokluğuna bina edenler ve onların dünyalarının karanlıkları.Bunun senaryosu ise;
Bugünlerde özellikle bu asırda işler çok iyi gitmektedir.Çünki önceleri Bosnada Sırplarla sürdürülen savaşlarda on binlerce çocuk kurtarılmak amacıyla alınmış ve bunlar bilinmeyen merkezlere götürülerek Organ naklinde kullanılmıştır.
Ölümcül durumda olan binlerce insan beklemektedir.Onlara hayat vermeli ve onları hayata kazandırmalı..büyük hizmet ve büyük ticaret!…
Bugün ise,Irakta da bu durum yapılmakta ancak bunun kapsamı daha da genişletilerek tarihi eserler,devletin hazinesindeki dolarlar,petrollerin dünya şirketlerine pazarlanması,yıkımdan sonra Irakın yapılması için ihaleye verilmesi,büyük rantların dönmesine sebeb olmaktadır.
Hasta aylarca,kimileri de yıllarca hastanede beklemekteler.Birisi ölse de ve önceden organ bağışında bulunmuş olsa da,ben de hayata kavuşsam.
Tıpkı doktorun özel muayenehanesinde bekleyip de,özellikle acil bir hastanın,bugün çokça hastalanacak olanların gelmesi gerek,yoksa ev,araba,villa taksitlerini ödeyemez,tatile yurt dışına çıkamayız.
Hayatımız,başkalarının hayatının tehlikeye düşmesine bağlı…
-Keşke bir savaş çıksa da,depolarda çürümeye yüz tutan şu silahları bir elden çıkarabilsek.Bu amaçla savaşı körüklesek veya körükleyen şirketlere külliyetli çapta para ödesek.
On yıllarca yıl süren Irakın İran ve Kuveytle savaşması sonucu,başka ABD’nin hepsine de silah satması..Rusya ile Afganistan ve Çeçenistanla süren savaşlarında az silah kullanılmadı.
Necib Fazılın da dediği gibi;”Yahudiler yumurtalarını pişirmek için,dünyayı ateşe verirler.”Hatta sigaralarını tutuştutur,karşısına geçerek keyifle seyretmek için,dünyayı ateşe vermekten çekinmezler.
Bu gün dünya birilerinin yumurtasının pişmesi,kimilerinin de sigaralarının tutuşması için,ateşe verilmektedir.
İşin garabet yanı;Dünya itfaiyeciliğine soyunanların da,su yerine benzin sıkmaları.Ateşi söndürme yerine alevlendirmeye çalışmalarıdır.
Tevfik Fikret şöyle der:“Beşerin böyle delâletleri var/Putunu kendi yapar, kendi tapar”
Önce bozar,sonra düzer.Çocuğun oyuncaklardan ev yapıp sonra da bozması gibi…
Dünyada bu insanlar da var,ümitsizliğe düşmemek için şu insanların varlığı da düşünmeli.Şöyle ki:
“-Hemmam b.Münebbih(ra)dan:
“Ebu Hureyre bize bir çok hadis rivayet etti;bir tanesi de şudur; Peygamber sallallahu aleyhi ve selem buyurdu ki;”Sizden öncekilerden bir adam başka bir adamdan bir akar satın almış,satın aldığı akarda bir küp altın bulmuş ve altını gidip toprağın eski sahibine vermek istemiş ve demiş ki:”Altınını al,senden akar satın aldım,altınını değil.”
Satıcı şu cevabı vermiş:
“Sana akarı içindekilerle beraber sattım.Derken anlaşamamışlar ve üçüncü bir adamın huzurunda muhakeme olmuşlar.Adam birine sormuş:
“Senin oğlun var mı?”
“Evet”demiş.Ötekine sormuş:”Senin kızın var mı?”O da:”Evet”demiş.Öyleyse alın bu küp altınla bu ikisini evlendirin ve onlara harcayın,(artanı da)tasadduk edin!”[1]
Aslında insanlık kaybettiği kendisini arıyor.Ancak yanlış yerde arıyor.
Aslında insanlığı aramaya ne gerek var,kaybetmedikten sonra?
AKILLI HAMDİ
15-09-2005