Müdürleri bürokrasi halıları fare yedi

 

Haşim Söylemez - h.soylemez@aksiyon.com.tr

Ayasofya’da 30 yıldır kapalı tutulan 31 nolu oda sırlarıyla birlikte açıldı. Müze yönetiminin kilidini kırarak açtığı mekanda fare leşleri arasında caminin 150 yıllık halısı ve çürüyen ikonalarla karşılaşıldı. Ayasofya’yı 3 ay gibi kısa bir sürede yeniden elden geçiren müdür ise geçtiğimiz hafta yerini daha önce açığa alınan müdüre bırakmak zorunda kaldı.

Müzeye dönüştürülmesinin üzerinden 69 yıl geçti. Ama Ayasofya’da skandallar, sırlar hiç bitmedi. Sürekli gündemde kalan mekanın uzun yıllardır hâlâ el değmemiş kısımları bulunuyor. Paslı kilitleri kırılarak açılan “yeni” kapıların ardında ise tarih ve manevi değer açısından tam bir skandalla karşılaşılıyor. Son olarak iki hafta önce müze müdürü Seracettin Şahin’in açtırdığı 31 nolu odada acı bir gerçek gün yüzüne çıktı. 30 yıldır hiç ellenmemiş mekanda birbirinden değerli eserlerin çürüdüğü tespit edildi.

Kapının kilidini kırarak açan müze yönetimi, Ayasofya’nın cami olarak kullanıldığı dönemlerde serili olan yaklaşık 150 yıllık, özel dokuma, büyük ebat mihrap önü halının rutubetten ve gelişigüzel istiften dolayı kurtarılamayacak derecede çürüdüğünü gördü. Tarihi halının onarımının mümkün olmamasından dolayı, oluşturulacak özel bir heyet gözetiminde yakılabileceği belirtiliyor. Halının yanı sıra papaz tahtları, ikonalar ve kıymetli taş parçalarının da büyük zarar gördüğü tespit edildi. Odada bulunan çok sayıdaki fare, martı iskeletleri ise mabede karşı yapılan saygısızlığın boyutunu ortaya koyması açısından üzerinde durulması gereken bir konu.

Ayasofya’yı yakından takip eden Prof. Dr. Semavi Eyice, yaşanılanları tam anlamıyla bir değer vermezlik olarak yorumluyor. Eyice’ye göre Ayasofya’da çürüyen veya tarihe karışan önemli eserler var; “Ayasofya’da bu zamana kadar önemli ihmaller oldu. Sancaklar çürüdü, önemli saatler kayıp. Kim bilir daha bilmediğimiz ne kadar önemli eser vardır. Bütün bunlardan Ayasofya’ya sadece siyasi olarak değer verdiğimiz, mabedin korunması için gerekenleri yapmadığımız ortaya çıkıyor.”

Ayasofya’nın envanteri yeniden tutuldu

Peki bu oda 30 yıl boyunca neden gözden geçirilmedi? Siyasetçilerin atamalarda kale olarak gördüğü Ayasofya’ya tayin edilenlerin ömrü kısa süreli olduğu için topyekûn bir araştırmaya gidemedikleri gerçek. Ancak bunun ne kadar geçerli bir sebep olduğu ise tartışılabilir. 3 ay önce Ayasofya Müzesi’ne müdür olarak atanan Seracettin Şahin, sınırlı zaman içinde Ayasofya’ya tam anlamıyla yeniden kayıt altına aldı. İşe girişteki kapının üzerinde bulunan Hadis-i Şerif’in onarım ve yaldızlanmasıyla başlayan Şahin, Ayasofya’daki bütün mekanları elden geçirip envanterleri yeniden düzenledi. Şehzade türbeleri ve mabedin tamamı için yeni projelerin üretilmesi ileride yapılacaklar adına atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ayasofya’nın müze olmasının ardından ilk kez böylesine ciddi bir kontrolden geçirildiği belirtiliyor.

Seracettin Şahin’in müdür olarak görev yaptığı sırada İstanbul’a gelen turist sayısında azalma olmasına rağmen müzenin geliri yüzde 30 oranında arttı. Daha önce açığa alınan eski müdür Mustafa Akkaya mahkeme kararı ile geçtiğimiz haftanın son iş gününde görevine geri döndü. Akkaya’nın yeniden müdürlük koltuğuna oturması Ayasofya’da son 20 yılda yapılan 23. müdür değişikliği oldu. Seracettin Şahin ise şu anda Türk İslam Eserleri Müzesi’nde görev yapıyor.