Eskiler
soğuklardan dolayı Mart ayı dert ayı derlerdi. Şimdilerde ise bu
yerini;”Yasadışı örgütler,Mart’ı eylem ayı ilan etti.”[1] şeklinde
bir değişim olarak içimize sokuldu. Öyle ki ne olursa olsun mart ayında sun’i
gündemler oluşturarak,o ayı kurtarılmış bir ay olarak sahiblenme hastalığı
kabule çalışılmaktadır.
İhtilale
katılmayarak Faruk Gürler ve Muhsin Batur’da dahil,ihtilalcilere katılmıyacak
olan komutanları öldürmeyi hesap eden asker kılığına sokulacak olan
teröristlere ve “Biz önce Faruk Gürler paşayı kullanacağız,ihtilal
yaptıracağız,ondan sonra bertaraf edeceğiz,yönetime el koyacağız.”sözlerini
teybe kaydeden –7/3/1971- Orgeneral Erçıkar,genel kurmay başkanı Memduh Tağmaç
paşaya o da F. Gürlere dinleterek;”İşte sizin marifetiniz,ihtilali yapacaksınız
ama sizin de elinizden alınacak. General
Necip durumuna düşeceksiniz. Gelin bu işi ihtilalle değil muhtıra ile
önleyelim.”[2]diyordu.
O
zamandan 50 sene sonra gelecek nesli düşünen Bediüzzaman hazretleri ise;”Yirmi
sene sonra,şimdiki tohumların mahsulü ıslah olmazsa,elbette tokatları dehşetli
olacak.”diyordu. Ve bunu da millet olarak altmışda vefat eden bu zatın
vefatından sonra seksen de bunu gördük,97-de şahit olduk,kulak verilmemesi halinde de görülecek gibidir.
Hedef
sun’i meseleler değil otuz sene,elli sene sonra gelecek olan nesiller
düşünülmelidir.
Her
ihtilal düşmanlığın bir neticesi olarak ortaya çıkmış ve onun bir sonucu olarak
devam etmiştir. Bu bazen iktidar olamamanın
hırsıyla bir patlama veya inancını ve onun gereğini yapmaya çalışan
samimi müslüman,milli iradesine bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. İşte bir
örneği;
-“Milli
birlik komitesi tarafından, (Meclis kapısı ancak,Cemal Gürsel-in
cumhurbaşkanı,İ. İnönünün de başbakan olması şartı ile açılacaktır.) tazyiki
vardı. Meclis,parti genel başkanlarının kerhen verdikleri söz ile açılabildi.”
-“Cumhurbaşkanı
adaylığını açıklayan Prof. A. Fuat Başgil,oy kullanacağı günün sabahı elinden
istifası zorla alınarak İstanbula gönderildi. Cemal Gürsel tek aday olarak
çıktığı için cumhurbaşkanı seçilmiştir. Bu seçime seçim demek mümkünse
seçilmiştir.”[3]
Bir
beklemeyi ve bir teklemeyi netice veren her ihtilal,boşlukta yüzen milleti
boşluğa
bırakıyor ve yıllar süren boşluktan çıkarma
çalışmalarıyla tüketilen yıllar,harcanan insanlar,
meydana gelen düşmanlıklar,gündemi işgal eden
olaylar ve her insanımızı meşgul eden geçici işler..Ve atı alan çoktan Üsküdarı
geçiyordu.
İşte”29-Ekim-1923’den
19-Temmuz-1987 tarihine kadar geçen 63 yıl 8 ay 20 gün)[4]ün
blançosu:[5]
-“Şeyh
Said hadisesi üzerine : 23.2.1925 – 23.12.1927.
-Kubilay
hadisesi üzerine : 1.1.1931-8.3.1931.
-2.
Dünya savaşı sebebiyle: 20.11.1940-23.12.1947.
-6-7-Eylül
sebebiyle :7.9.1955-7.6.1956.
-27
Mayıs sebebiyle : 28.4.1961.
-Talat
Aydemir hadisesi sebebiyle :21.6.1963-20.7.1964.
-15-16
Haziran işçi olayları sebebiyle :16.6.1970-16.9.1970.
-12
Mart sebebiyle : 26.4.1971-26.9.1973.
-Kıbrıs
savaşı sebebiyle : 20.7.1974-2.9.1975.
-Irak
iç savaşı sebebiyle : 27.3.1975-27.3.1975.
-Anarşi
ve terör sebebiyle : 26.12.1978-12.9.1980.
-12
Eylül sonrası :12.9.1980-19.7.1987.
Ve
sıkıntılı geçen 26 yıllık sıkıntılı yıllar.
Devam
mı etsin,sıkıntı mı sürsün?
Evet
bütün bu sahnelenen olaylarla iki büyük darbeye maruz kalınmıştır;
Birisi,milletin başta inancı olmak üzere tüm manevi
değerleri törpülenmiş. Diğeri ise,ordu yıpratılmıştır.
Osmanlıda da benzeri durum
olmuş;-İhtilaller,ordunun ulema ile ittifakı neticesinde gerçekleşmiştir.[6]
Örnekleriyle Anayasa eski
başkanı Y. Güngör Özden-den İnciler!;
-“Şeriat
de fuhuş gibi suçtur.”
-“Dinsizliğe
karşı olunamaz. Din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olan laiklik,öncelikle
yanlış anlatılmakta ve anlaşılmaktadır.”
-“Türbana
izin yok.”[7]
-“163.
madde:Biz kaldırılırken karşı çıkmıştık. Kalkınca laiklikle ilgili tartışmalar
başladı. Boşluk doğdu.”
-“12
Şubat 1997 tarihi itibariyle 601 adet imam-hatip lisesi’nde 500 bini aşkın
öğrenci okuyor. Bazısı Anadolu İmam-Hatip lisesi,sadece aydın din adamı
yetiştirecek sayıda bırakılarak,fazlası kapatılmalı.”[8]
Ve
Cem Boyner’in-“Atatürk fikir adamı değildir,askeri kahramandır. Bu nedenle
kurduğu partinin altı oku kısa kalmıştır. Atatürkü aşmak zorundayız. Geçmişi
boş verelim. Muhammed,Atatürk,Özal ve Marksı referans almayalım.”
-“Devlet
imam-hatip okulu açmaz.”[9]
Ve
imam-hatibe kapatmak niyetiyle gelib konuşma yapan Cemal Gürsele hemşehrisi
Erzurumlu kurmay albay Vehbi Bilimer,devlet başkanının oturduğu masaya
yumruğunu vurarak”Bilen bilmeyen bu konuda konuşmasın. Bu millet,İslâmiyetten
vaz geçemez. Bu müessese ve bu tedrisat zaruridir.”der. Bunun üzerine Cemal
paşa kasketini giyer.”Peki,peki”der ve komite ile birlikte okuldan ayrılır. O
davranışımız,cesaretimiz ve kararlılığımız sebebiyle imam-hatipleri
kapatamadılar.”[10]
Evet
bunlar bu topraklarda olan ve olabilen
birkaç örnek...
2-8-2000 MEHMET ÖZÇELİK