İmam hatipler masaya yatırıldı

Türkiye gündeminde önemli bir yere sahip olan imam hatip liseleri Değerler Eğitimi Merkezi’nin İstanbul’da gerçekleştirdiği iki günlük bir çalışma toplantısıyla derinlemesine ele alındı. “İmam hatip liselerinde eğitim ve öğretim” konulu çalışma toplantısının açılışını yapan Ensar Vakfı Başkanı Ahmet Şişman, imam hatip liselerinin eğitim sistemimiz içinde bir olgu olduğuna dikkat çekerek, “Asıl tartışılması gereken, bu okulların müfredatının ve seviyesinin nasıl yükseltilmesi gerektiğidir” dedi.

Türkiye gündeminde önemli bir yere sahip olan imam hatip liseleri, Değerler Eğitimi Merkezi’nin İstanbul’da gerçekleştirdiği iki günlük bir çalışma toplantısıyla ele alınıyor. Açılışı dün Ensar Vakfı’nda yapılan toplantıda imam hatip liselerinin kuruluş amacı, bugünkü durumu, imam hatip liseleri müfredatında ve öğrencilerinin üniversiteye girişlerinde karşılaştığı engellemelerle ilgili yapılması gerekenler konuşuldu.

“İmam hatip liselerinde eğitim ve öğretim” konulu çalışma toplantısının açılışını yapan Ensar Vakfı Başkanı Ahmet Şişman, imam hatip liselerinin eğitim sistemimiz içinde bir olgu olduğuna dikkat çekerek, “Asıl tartışılması gereken, bu okulların müfredatının ve seviyesinin nasıl yükseltilmesi gerektiğidir” dedi.

Bu okulların üniversiteye girişlerinde bulunan puan engeline de değinen Şişman, “Temel eğitim kanunu ve sekiz yıllık kesintisiz eğitimle ilgili yasalarda imam hatip liseleriyle ilgili fazla bir değişiklik olmadığı gibi imam hatip liselerinin kuruluş amaçlarını belirleyen 1739 no’lu kanunda da bu okullar hem mesleğe hem de yükseköğretime öğrenci hazırlayan kurumlar olarak ifade edilmektedir. Bu okulların öğrencileri üniversite sınavlarında YÖK’ün birtakım indi tasarrufları ile engelleniyor. Bunu YÖK ve hükümet tarafından düzeltilmesi gereken haksızlık olarak görmekteyiz. İmam hatip lisesi mezunu öğrencilerin üniversiteye girişlerinin önlenmesi pahasına meslek okulları da mağdur ediliyor. Bunun bir an önce düzeltilmesi gerekir” şeklinde konuştu.

İmam hatip liselerinde dini ders-ler de dahil olmak üzere verilen eğitimin dini değil modern bir eğitim tarzı olduğunu belirten Şişman, bu okulların dini eğitimin daha yoğun verildiği fakat aynı zamanda yükseköğretime öğrenci yetiştiren kurumlar olarak görülmesi gerektiğini vurguladı.

Din Öğretimi Genel Müdür Yardımcısı Hasan Hüseyin Baysal da konuşmasında, halkın dini eğitimin sadece burada verildiğine inanmaları ve diğer okulları dini eğitim konusunda yetersiz bulmaları sebebiyle bu okulları tercih ettiğini ve bu okullara olan ilginin ilk günkü gibi taze olduğunu vurgulayarak imam hatip liselerinin nasıl daha iyi hizmet verileceğinin tartışılması gerektiğini belirtti.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu ise, din ve dini eğitimin insanların fıtri ihtiyacı olduğunu ve dini eğitimin salih amele dönüşmek için varolduğunu ifade ederek, peygamberlerin yaptığının da bu din eğitiminin ilk ve en önemli parçası olduğunu dile getirdi.

Devlet ve din eğitimi ilişkisi üç grupta toplandığını anlatan Bardakoğlu, Sovyet Rusya’da örneği görülen devletin din eğitimi vermemesi ve bireylerin kendi imkânlarıyla bu eğitim almasına imkân tanımamasının laiklik, demokratik gelişmeyle hiçbir ilgisinin olmadığının altını çizdi.

Son günlerde tartışma konusu olan Kur’ân kurslarına da konuşmasında yer veren Bardakoğlu, “Devletin Diyanet eliyle verdiği bu hizmet aslında bu işin sağlıklı bir zeminde yürümesini sağlayıcı bir doğru çözümdür. Akşam Kur’ân kursları da dahil, bu kurumlarımız örgün eğitimin alternatifi değil, tam tersine bodrum katlarında, kapalı kapılar ardında yapılan kurslara alternatiftir” şeklinde konuştu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Tayyar Altıkulaç da imam hatip liseleri öğrencilerinin tüm eğitim içinde yüzde 6’lık bir oranı teşkil ettiğine dikkat çekerek üniversite sınavlarındaki farklı katsayı uygulamasına sadece imam hatip liseleri açısından değil bütün meslek okulları boyutunda bakmak gerektiğini söyledi.

Hükümetin konuyla ilgili olarak YÖK’le diyalog çabalarının YÖK’ün olumsuz tutumları sebebiyle başarısız olduğunu da hatırlatan Altıkulaç, meslek liselerinin mağduriyetleriyle ilgili düzenlemeleri de içeren YÖK Yasa tasarısının üniversitelerarası kurulun elinde bulunduğunu ve 15 Aralık’ta kurula verilen sürenin sona ereceğini hatırlatarak “Temenni ediyoruz ki daha fazla gecikmeden bu tasarı yasalaşsın” dedi.

Okullara göre ayrı puan uygulamasının hiçbir Batılı ülkede olmadığına da dikkat çeken Altıkulaç, “Eğiri Avrupa Birliği’ne girme çabalarında samimiysek, Avrupa Birliğinin eğitim standartlarını da benimsemeliyiz” şeklinde konuştu.

Ensar Vakfı bünyesinde kurulan Değerler Eğitimi Merkezi’nin düzenlediği ve çok sayıda katılımcıyla gerçekleşen “İmam Hatip Liselerinde Eğitim ve Öğretim” konulu çalışma toplantısı bugün sona erecek.

Naciye KAYNAK / İSTANBUL

07.12.2003

 


“Çocuklarımızı kalorifer dairelerinden kurtaracağız”

Devlet Bakanı Mehmet Aydın, “Kur’ân Kursu yönetmeliğiyle çocukları kalorifer kazanı dairesinde eğitim yapmaktan kurtaracağız” dedi. Bakan Aydın, yaz aylarında boş duran devlet okullarında sosyal aktivitelerle birlikte resmi olarak din eğitimi vermekten vehim üretenlere hayret ettiğini söyledi.

 

Tablo 1

Sovyet kafalılar

 

 

 

 

 

 

DİNî EĞİTİM, FITRî BİR İHTİYAÇ
Bardakoğlu, din eğitiminin fıtrî bir ihtiyaç olduğunu vurgulayarak “Bazıları, dağılmış Sovyetler Birliği’nde uygulandığı gibi ‘devlet din eğitimini vermesin’, ‘din eğitimine ilişkin bir imkân tanımasın’ şeklinde zayıf ve temelsiz bir tezin etkisinde kalıyorlar” dedi.

ART NİYETLİLER
Türk Eğitim-Sen Bursa 2 Nolu Şube Başkanı Selçuk Türkoğlu, hükümetin Kur’an kursları ile ilgili gerçekleştirdiği düzenlemeyi yerinde bulduklarını söyledi. Türkoğlu, ”Milletimizin ortak değeri olan dinimizi ve onun kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’i üstü kapalı tartışma konusu yapmak iyi niyetli bir tutum değildir” şeklinde konuştu.

DİNİ, SİYASETE CHP ALET EDİYOR
AK Parti Milletvekili Mustafa Demir, “Dini siyasete alet etmeyi en iyi CHP yapıyor... Endişe ediyoruz ki, bundan sonra, Meclis’e de giremeyecekler” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, 28 Şubat süreciyle dindar ailelerin çocuklarını Kur’an kurslarına göndermelerini sınırlayan yönetmeliğin değiştirilmesine karşı çıkan çevrelere sert çıktı. Akşam Kur’an Kursları’nın hiçbir zaman mevcut örgün eğitim kurumlarının alternatifi olmayacağını belirten Bardakoğlu, “Aksine bu düzenleme bodrum katlarında kapalı kapılar ardında yapılan Kur’an kursu eğitiminin alternatifidir” dedi. Bardakoğlu, düzenlemeyi eleştirenlere “Hâlâ dağılmış Sovyetler Birliği’nin etkisindeler” şeklinde cevap verdi.

İHL’LERDEKİ EĞİTİM MASAYA YATIRILDI
Ensar Vakfı tarafından düzenlenen “İmam Hatip Liselerinde Eğitim ve Öğretim” konulu çalışma seminerleri dün başladı. TBMM Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Tayyar Altıkulaç, Din Öğretimi Genel Müdür Yardımcısı Hasan Hüseyin Baysal’ın da açılışına katıldığı çalışma toplantıları bugün de devam edecek. İki günlük oturumlarda ilahiyatçılar, eğitimciler ve sivil toplum kuruluş temsilcileri İmam Hatip liselerindeki eğitimi masaya yatıracaklar.

BARDAKOĞLU: DÜZENLEMEYE KARŞI ÇIKANLAR SOVYET KAFALI
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, akşam Kur’an Kursları’nın açılmasına karşı çıkan çevrelerin eleştirilerine cevap verdi. Bardakoğlu, din eğitiminin fıtrî bir ihtiyaç olduğunu vurgulayarak “Bazıları, dağılmış Sovyetler Birliği’nde uygulandığı gibi ‘devlet din eğitimini vermesin’, ‘din eğitimine ilişkin bir imkân tanımasın’ şeklinde zayıf ve temelsiz bir tezin etkisinde. Kur’an kursları son günlerde yanlış anlama ve güven bozukluğu ile yanlış bir mecrada tartışılıyor. Devlet eliyle açık, şeffaf bir şekilde verilen din eğitimi yanlış açılardan tartışılıyor” dedi.

DİN BİR İHTİYAÇTIR
Din ve dindarlığın insanların fıtrî bir ihtiyacı olduğunu söyleyen Bardakoğlu “Biz dini eğitimle üretmiyoruz. Yani ‘din eğitimi’ olduğu için dinler, ve dindarlar oluşmadı. Din eğitimi insanlardaki dini duygunun ve ihtiyacın hayırlı bir yolda üretim vermesi içindir. Toplumsal barışın ve insanın iç barışının sağlanması içindir. Hz. Adem’den Hz. Muhammed’e kadar bütün peygamberler insanlardaki bu din ihtiyacının ve arayışının hayırlı ve anlamlı bir şekilde kanalize edilmesini sağlayan eğitimciler oldular” dedi.

DİN EĞİTİMİNİ DEVLET VERMELİ
Devletletin din eğitimiyle yakından ilişkisi olduğunu ifade eden Bardakoğlu, “Devlet, din eğitimi ve hizmetlerini bireysel oluşumlara, gruplara ve cemaatlere bırakmaksızın üst bir kamu organizasyonu şeklinde sağlamalıdır. Atatürk’ün din projesi dikkatle izlendiğinde ‘devletin din eğitimi vermemesi’ veya ‘halkın din eğitimi almasına müsaade etmemesi’ gibi bir tezinin olmadığı görülecektir” şeklinde konuştu.
Toplantıda bir konuşma yapan TBMM Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Tayyar Altıkulaç ise muhalefeti eleştirerek “Atılan her adıma kuşku ile
yaklaşma refleksleri var” dedi.

 

 

AKİT.7-12-2003.