KAÇIRILAN FIRSATLAR
Kaçırılan
Fırsatlar (Nick Lazaris)
Eşime,3 yaşındaki kızım Ramanda’ ya göz kulak olmayı önerdim. Böylelikle,oda bir
arkadaşıyla dışarıya çıkabilecekti. Ramanda,öteki odada oyuncaklarıyla oyun
oynarken,ben de kendi işimi yapacaktım. İlk önce sorun yoktu. Biraz sonra
sessizlik dikkatimi çekti,’Ramanda,ne yapıyorsun’ diye seslendim. Yanıt
alamadım. Sorumu tekrarladım. ‘Hiçbir şey’ dediğini duydum. Hiçbir şey?Hiçbir
şey ne demekti.
Masamdan kalktım ve oturma odasına koştum. Ramanda o anda hole doğru fırladı.
Merdivenlerden çıkarken arkasından gittim. Hemen yatak odasına girdi. Aradaki
mesafeyi kapatmıştım. Oradan banyoya geçti. Onu köşede yakaladım. Yanıma
gelmesini söyledim. Reddetti. Otoriter baba sesimi takındım,’Küçük bayan,sana
buraya gelmeni söylüyorum.’
Yavaş yavaş yanıma doğru geldi. Elinde eşimin yeni rujundan kalanlar vardı.
Yüzünün her karesi parlak kırmızı renge boyanmıştı.(dudakları hariç)
O korku dolu gözler,titreyen dudaklarla bana bakarken,benim kulağımda çocukken
bana söylenenler çınlıyordu:’Bunu nasıl yaparsın? Böyle yapmaman gerektiğini
biliyordun. Bu ne kötü bir davranış. Sana kaç kere böyle yapmaman söylendi...’O
anda bütün mesele o eski mesajlardan birini seçmekti. Böylece ne kötü bir kız
olduğunu anlayacaktı. Ne yapacağıma karar vermeden önce eşimin Ramanda’ ya bir
saat önce giydirdiği bluz dikkatimi çekti. Üzerinde,’BEN KUSURSUZ BİR MELEĞİM’
yazılıydı. Bir kez daha korku dolu gözlerine baktım. Karşımda anne babasını
dinlemeyen kötü bir kız değil de,Allah'ın bize bahşettiği bir çocuk...değerli mi
değerli,küçücük kusursuz bir melek,neredeyse suçlamak üzere olduğum bir
mükemmellik,bir değer duruyordu.
‘Bir tanem,çok güzel görünüyorsun!Hadi bir fotoğrafını çekelimde,annen bu güzel
halini görebilsin.’ Fotoğrafını çektim ve Allah'a bize kusursuz küçük bir melek
verdiği için şükretme fırsatını kaçırmadım.