S İ M U R G
Efsaneye göre Simurg, Kaf Dağının zirvesinde yaşadığına
inanılan Kuşlar hükümdarının adıdır. Kuşlar ülkesinde çok büyük bir karışıklık
hüküm sürmektedir. Kuşlar Simurg’a inanır ve onların kendilerini kurtaracağını
düşünürlerdi. Her şey ters gitmeye devam ettikçe bu durumdan kuşku duymaya
başlayan kuşlar Simurgu aramaya koyuldular. Bunun üzerine söz alan Hüdhüd
ismindeki bilge kuş kendilerinin Simurg isminde bir hükümdarları olduğunu ve
kendisinin gizemli Kaf Dağının zirvesinde yaşadığını söyler. Binlerce nur
perdesinin ardında yer alan Simurg’dan hiçbir kuşun haberinin olmadığını ama
aslında onun "bize bizden yakın, bizimse uzak" olduğunu anlatır. Bunun üzerine
kuşlar Hüdhüd’ün peşine takılarak Simurg’u bulmak üzere yola çıkarlar.
Ancak yol çok zahmetli ve menzil uzak olduğundan; kuşlar yorulup hastalanırlar.
Hepsi de, Simurg’u görmek istemelerine rağmen, Hüdhüd’ün yanına varınca
kendilerince çeşitli mazeretler söylemeye başlarlar. Çünkü, kuşların
gönüllerinde yatan asıl hedefleri çok daha basit ve dünyevî’dir. Örnek olarak,
bülbülün isteği gül; dudu kuşunun arzuladığı abıhayat; tavus kuşunun amacı
cennet; kazın mazereti su; kekliğin aradığı mücevher; hümânın nefsi kibir ve
gurur; doğanın sevdası mevki ve iktidar, puhu kuşunun aradığı viranelerdeki
definedir. Yolda hastalanan veya bitkin düşen kuşlar bunlar gibi çeşitli
bahaneler, mazeretler ileri sürerler. Bunların arasında, nefsanî arzular, servet
istekleri, geride bıraktığı sevgilisinin hasreti, ölüm korkusu, ümitsizlik,
vefa, küskünlük, kibir, ferahlık arzusu, kararsızlık gibi hususlarla; bir kuşun
sorduğu "daha ne kadar yol gideceğiz " sorusu vardır.
Bu soruların hepsine tatminkâr cevaplar veren Hüdhüd önlerinde aşmaları gereken
daha yedi vadi olduğunu söyler. Bu vadiler talep, aşk, marifet, istiğna, tevhit,
hayret, ve fena vadileridir.
Kuşların Yorgunluğu
Bu meşakatli vadilerden geçerken pek çok kuş isteklerine yenik düştükleri,
peşinden gidecekleri başka aşklar buldukları, ellerindekiyle yetinmek
istedikleri, şaşkınlıktan ne yapacaklarını bilemedikleri ve yokluğa
dayanamadıkları için gruptan ayrılırlar. Sonunda yorgunluktan bitap düşmüş otuz
kuş kalırlar. Son bir gayretle yola koyulan otuz kuş ise kendilerini Simurg
olarak görürler. "Aslında sen Simurg’sun, Simurg senden ibarettir." Kuşlar
Simurg’a bakınca orada ancak kendilerini gördüler. Kendilerine bakınca da orada
Simurg’u gördüler. Bu sefer her iki bakışta da gördükleri eksiksiz bir
Simurg’dan ibaretti.
Aslında Attar efsanenin sonuna taşıdığı derin anlamın ipuçlarını Simurg
başlığında vermiştir. Farsça Si=Otuz ve Murg=Kuş kelimelerinden türetilmiştir.”[1]