Ya Muhammet göster bana o nur yüzünü , o nur cemalini göster, o sevgini göster, o aşkını kendini göster bana ya Muhammet göster ki yer nerede olursa olsun gece olsun, gündüz olsun, istersen ıssız bir yerde olsun seni tek bir kere kendini göster Ya Muhammet. Göster ki içimizde bir ışık olsun olsun ki o ışık hiç sönmesin Ya Muhammet. Yıldız gibi parlasın. Ya Muhammet parlasın ki kimse sana yüz çevirmesin görenlerse aşık olsun .Onlar cemaline onun cemalinize görsünler ki bilenlere ders olsun. Göster ki görenlere ders olsun. Göster ki aşkını sevginin o ayetini okusunlar. O ayetlerini okusunlar ki içinden ilham dolsun. Okusunlar ki yer yerinden oynasın. Okusunlar ki ağaçların balları sallansın.
ABUZER ALTAY
7/A
· Sevgili peygamber efendimiz bu mektubu sizi ne kadar, çok özlediğimi ve ne kadar çok sevdiğimi anlatmak için yazıyorum. Siz 1olmasaydınız bugünlere gelemez ve islam dinini öğrenemezdik. Siz öyle yüce bir insansansınız ki islamın güneşi ve kurucususunuz.
· Siz olmasaydınız ne kadar kötü şeyler yapardık, eskilerin yaptığı gibi putlara tapar ve kızlarımızı diri diri gömerdik. Sizin sayenizde
· iyiyi, kötyü; cenneti, cehenemi ve daha çok şey öğrendik, size minnetarız.
· Muhammed (S.A.V) sizin sayenizde Kuran'ı Kerim ile Yüce Rabbimizle konuşa biliyoruz.Hac'a Allahın evine gidebiliyoruz, sizin savaştığınız yeri, namaz kıldığınız yeri, oturup kalkdığınız yeri ve o kutsal toprakları görebiliyoruz.
· Sevgili peygaberim Allahtan tek dileyim sizi birkez görmek ve sizin yaşadığınız yeri, savaştığınız yeri, ibadet ettiğiniz yerde
· sizin zamanınız, şartlarınız ve ortamında yaşasaydım, sizinle birlikte ibadet etsem, yürüsem, otursam, ağlasam, gülsem önce islamı
· tadanlar gibi sizi görseydim çok mutlu olurdum.
· Sevgili peygamber efendimiz siz olmasaydınız her zaman haksızlıklar olurdu. Kötü insanlar iyilere zarar vermek isterdiler, iyileri
· yok etmeye çalışırlardı. Ama sizin üstün seviyeniz buna izin vermedi. Kötü insaları yok ettiniz.
· Sevgili peygamber efendimiz(S.A.V) sizi içten çok ama çok seviyorum. Siz o kadar merhametli ve adaletlisinizki siz herkese merhamet
· ederdiniz, çocukları çok severdiniz. Bir gün siz torununuz Hz. Hasanı öpüyordunuz ve ordan geçen biri sizi görmüştü ve size benim oniki çocuğum
· var ve ben hiçbirini bir gün bile öpmemişim, sizde senin merhametin yoksa ben ne yapabilirim deiniz ve bununla ne kadar adaletli ve çocukları ne kadar çok sevdiğimiz ortadaydı. Siz bütün canlı alemine merhamet eder ve onları severdiniz.
· Sevgili peygamberim siz çok güvenilirsiniz düşmanlarınız bile size malını emanet ederdi.Emanete asla ihanet etmediniz.Bu yüzden size Muhammedül Emin ismi verilmiştir. Siz asla haksızlık etmediz ve haksızlığa boyun eğmediniz, her zaman hakkınızı aldınız. İslam için size ve diğer insanlara işkenceler yapıldı. Bütün işkencelere rağmen islam dininden ayrılmadınız.İslam için savaşlar yaptınız ve içinizdeki islam inancı sayesinde bazen kazanıp bazen de kayıp ettiniz, her şeye rağmen siz kazandınız. Gün geçtikçe islam dini artıyor, müslümanlar çoğalıyordu. Sonunda islamı bütün arap yarım adasına ve dünya ülkelerine yaydınız, önceleri Allahın emri üzerine gizli gizli yaydınız sonra yine Allahın emri üzrine açıkça yaydınız ve yaymaktan korkmadınız.
· Sevgili peygamberim siz islamı en güzel şekilde anlattınız ve yaydınız, kutsal kitibımızı değiştirmeden bize ulaştırdınız. Yüce Rabbimize şükrediyoruz bize sizin gibi bir peygamber gönderdiği için siz dünyadaki en son peygambersiniz,sizden sonra peygamber olmayacak ve olamayacak.
· Sevgili peygamber efendimiz siz gittikten sonra kötülükler çoğaldı insanlar birbirlerine giriyorlar haksızlıklar yapılıyor, insanlar birbirlerine doğru dürüst davranmıyorlar.Savaşlar daha çok çoğaldı, depremler çoğaldı o kadar kötülükler oluyor ki kıyamet alametleri görülüyor.İnsanlar dinini unutmuş malın ve paranın arkasından koşuyorlar bilmiyorlarki onları öbür dünyada neyin beklediğini. Her ne kadar kötülük olursa olsun biz asla dinimizden ayrılmamalıyız.İslam dinine her zaman bağlıyız.Siz bizim için asla ölmediniz kalbimizde yaşıyorsunuz. Bu mektubu inşallah okumuşsunuzdur. Bu mektubu gönderirken bir cevap hakkının olmadığını biliyorum.
·
· ASLIHAN YAKUT
· 8/D
Sevgili Peygamberimiz;
Sen öğüt verici, güvenilir sadık bir insansın her gece seni düşünüyorum.Sana duyduğum özlem her geçen gün artıyor.seni görme isteğim her geçen gün artıyor.o günleri düşünüyorum.senin o zor günler içinde diini yaymanı düşünüyorum.senin hakkında duyduğum her şey o günlerin kanıtıdır.sen dinini ayakta tutan en güzel örneksin.ama senin bıraktığın inanç eskisi gibi değilasırlar sonra bile islamiyeti değiştirmeye çalışanlar hala var.bu devirde islmiyeti bütün olarak yaşayan insanlar çok nadir.gün geçtikçe insanlar dinden uzaklaşıyorlar.Allah ın emirleriniyapmamaya başlıyorlar.böyle giderse sonlarının felaketten başka bir şey olmayacağını unutuyorlar.Allah a, dininekitaplarına yönelmek varken neden kendilerine sapkın düşüncelerle helak ediyorlar.ben bu düşünceleri yanlış buluyorum.Allah ın emirlerini yaymak için canın parasına mücadele ettiğin günleri düşünüyorum hayretler içerisinde kalıyorum.Sana duyduğum özlemi bir kere daha dile getirerek mektubumu bitiriyorum.İnşallah cennette ayrılmamak üzere beraber oluruz.
HASRETLE ELLERİNDEN ÖPERİM.
AYŞENUR DEMİRBAŞ
4/A SINIFI 984 NOLU
TEKEL 75. YIL P.İ.O
Saygı değer Allah’ın (c.c) elçisi Hz. Muhammed (s.a.v) Allah’ın rahmeti üzerinize olsun diyerek mektubuma başlıyorum;
Allah’ın yolunda gittiğim için ve sizin yaptığınız güzelliklere
İnandığımdan dolayı bu mektubu size yazıyorum. Sizin islâm’ı yaymanız büyük bir başarıdır. Sizin bu başarınız herkese yol ve yordam
oldu. Eğer siz olmasaydınız putlar yok edilmeyecekti. Putlara tapanlar olacaktı. Sizin gibi Allah’ın elçisi olan bir insanın bu devirde yaşaması büyük bir değerdir. Her müslüman ailesizin yolunuzda gitmektedir. Müslümanların sizin gibi bir yüce insana ihtiyacı var. Sizin olduğunuz yerlerde her kişinin içini bir rahatlık ve huzur kaplar insanların yüreklerini. Sizin olduğunuz sürece müslümanlar islâmı daima koruyacaklardır. Sizin yanınıza varıp da sizin o nur yüzünüzü gözlerimle görmesem de rüyamda görmenin bana ne kadar güzel bir hediye olacağını kimse benim kadar anlayamaz. Allah’ın bize buyurduğu güzelliklerde Kuran-ı Kerim de topladınız. Kuran-ı Kerim bize doğruyu,iyiyi ve dünyadaki olan güzellikleri anlatmaktadır. Neyin iyi neyin kötü olduğunu ; neyi yapmamızı ve neyi yapmamamızı bize güzel bir şekilde öğütlerle anlatmıştır.
Her müslüman da Kuran-ı Kerimde bulunan ayetleri ve surelerin verdiği öğütlerini ve buyurduklarını yolundan giderler. Müslüman aileler çocuklarına küçük yaşta karşılaştığı zorlukları anlatmaktadır. Sizin küçük yaşta hem annenizi hem de babanızı kaybettiğinizi daha sonra dedenizin yanında kaldığınızı ve dedenizin bu dünyaya gözlerini yumup ebedi bir uykuya daldığını ve daha sonra amcanızın yanına gönderildiğinizi anlatır. Müslüman ailelerin çocukları da bunları büyük bir heyecan içinde dinlerler ve sizi ne kadar zorluklara göğüs geldiğinizi anlar ve sizin gibi zorluklarla karşılaştıkları sırada bu zorluklara sizin gibi göğüs gelmeye çalışırlar. Ve de sizin ne kadar yüce bir insan olduğunuzu anlar ve sizi benim gibi rüyalarında görmek isterler
Bu mektubun size ulaşacağını düşündükçe içim içime sığmıyor.
Sizi görmesem de büyük bir heyecan ve mutlulukla yazıyorum. Size son olarak da inşallah yüzünüzü görmek nasip olur. İnşallah size nasip olmuştur diyerek mektubuma burada son veriyorum.
Derya ARSLAN
8/B 486
Tekel 75. Yıl pio
Sevgili Peygamberim;
Bu mektubu sana olan özlemimi biraz olsa da gidermesi için yazıyorum.
Her zaman senin yaşamını düşünüyorum.
Nasıl yetim olarak büyüyebildin. Annesiz babasız özlemine dayandın. Deden ile büyüdün. Sana inanmayan, kötü amcalara sahip oldun. Sen ölene kadar hiç yalan söylemedin,iftira atmadın ve hiçbir günah işlemedin. Sen tüm insanlara örnek olarak bir insansın. Ama artık zamanımızda seni örnek alan insanlar çok az . İçki içen ,kumar oynayan , islamın hiçbir şartına uymayan insanlar ise çok fazla. O zaman ki insanlardan yok. Dini için ölen Hz. Sümeyye gibi insanlar yok. Herkes kötülük peşinde. Cinayetler, hırsızlıklar, iftiralar ve daha birçok şey. İnsanlar sana inansalar bile kötülük yapıyorlar. O zaman ki insanlar ise sana inanıp seninle birlikte dini için savaştılar. Ayrıca hiç pes etmediniz. Şimdi ise Irak’ta, Filistin de olan savaşta birçok kişi ölüyor ve buna dünyada hiçbir ülke sesini çıkarmıyor. Yine o zaman ki gibi büyüklere saygı yok. Anne ve babaya itaat
Edilmiyor. Bazı insanlara hak verilmiyor. Fakirler her şeyde alt seviyeye düşüyor. Herkes tarafından dışlanıyor. Yine senin hayatına geçiyorum. Seni hayatında en çok üzen ve beni de en çok kızdıran Taifliler, seni herkese karşı kışkırtıyorlarmış. Seni taşlayıp her yerini kanlar içinde bırakmışlar. Belki sen buna kızmamışsındır. Ama ben gerçekten çok kızdım. Senin buna kızmamanın nedeni kalbindir. Ömründe hiç günah işlememişliğindir beklide. Düşündüğüm şey nedir biliyor musun? Günahlarını yazan meleğin hiç çalışmadığı halde sevap yazan meleğin hiç durmaması…
Cennette komşu olmak dileğiyle…
ADI:DİLAN
SOYADI:SARI
SEVGİLİ PEYGAMBERİM
Size duygularımı şöyle anlatmak istiyorum.
Ben peygamber efendimizi görseydim şöyle yapardım.
Sevgili peygamberim seni görmedim ama yüzünüz nurludur.
Bensize olan sevgimi roman olur. Size inanmayanlar çok haksızlar.Ben sizi ölene kadar seveceğim.
.
PEYGAMBERİM
Senin için yaratıldı bu alem
İsmini yazarken çatladı kalem.
Durma deli gönül durma
Sev “Muhammed Mustafa”yı”
Canından daha ileri
Gör”Muhammet mustafayı”
Bir gece göklere uçtu.
Peygamberlerle buluştu.
Eldenkor mülk ile malı
Peygamberi seven aşıkları
Adım adım ileri
Beş alemden ileri.
EBRU
ÖÇAL
9 YAŞINDAYIM
Sınıfim 3/B
taki sözleri gönlümün serinliğindeki hisleri dinleyerek yazıyorum. Sizin sayenizde doğru yol-
da giden milyonlarca insan var. İslam’ı en güzel şekilde yaşamak için çabalıyacağım. Bütün insanların kalbi seninledir. Siz hiç bitmeyen bir bahar gibisiniz. Bahçemizde açmış gül olmuş-
sunuzdur. Onun için gül denilince gelen ilk şey sizin hayatınızı gül güzelliğinde yaşayan son peygamber olduğunuzdur. Sizin sözleriniz bizi gül bahçesine çağırır, cennete çağırır. Sizinle cennette bir araya gelmek bu dünyadaki en büyük hedefimdir. Bunun için yaşadıklarımızı öğ-
renmeye hadislerini ezberlemeye çalışacağım. Rabbimizin varlığını, birliğini Kuran’ da anlat-
mışsınızdır bize.Ay gibi parlayan güneş gibi doğan yine sizsiniz. Ey Sultanlar Sultanı. Peygamberler peygamberisinizdir. İnsanların kalbi sizin sevginizle doludur. Biz çocuklar senin küçük ümmetiniz.
Bir çok insanlar sizin o “ nur” yüzünüzü rüyasında görüyor.Bunun yanında görmeyenler de vardır. O görmeyenlerden bir tane de benim. O gül yüzünüzü bir kere bile rüyamda göremedim. Bu özlemi hep yaşadım.
Ey Mekke’nin gülü! Sen bize ışık, sen bize sevgi sen bize rahmet oldun.Kabenin etrafında sevgiden bir halka oluşturmuş.Bu halkanın hepsi senin sevginle yüceldi.Mekkenin etrafında ayak izlerin vardır. Senin güler yüzünle, senin ışığınla bir araya gelmiştir bu halka.
SON OLARAK DA
SEN BİZİ PEYGAMBERİN YOLUNDAN
AYIRMA ALLAH’IM
ADI: EDA
SOYADI:ALAÇAM
SINIFI:7/B
OKULU:TEKEL 75.YIL P.İ.O
ELİF OKUTAN
6-A 557
EFEDİMİZE MEKTUP
Ey gönüllerin sultanı;
Sen gelmeden herkes acı içindeydi.Herkesin bir derdi vardı derman isteyen. Bu dertlere tek derman vardı, sendin efendim.
Sen gelmeden küçücük kız çocuklar insan yerine koyulmuyordu.O günahsız masumlar diri diri toprağa gömülüyordu.Hem de babaları
tarafından.Sen gelmeden ellerimizi açıp sana salavat getirdiğimiz Kabe'de -rabbimin evinde- putlar vardı.Ebu cehiller rabbimizden değil kendi yaptıkları o putlardan medet bekliyordu efendim. Ahlak, haya, iffet ayaklar altındaydı.Köleler zalimce çalıştırılıyor, şeytanı bile şaşırtan eziyetler yapılıyordu.Hayvanlar, taşlar, ağaçlar bütün bir alem bu cehalete, ahlaksızlığa şaşıp kalmıştı. Hayvanlar bile
bu hayasızlıktan utanır hale gelmişti. Bu böyle devam edemezdi. Toprağa diri diri gömülen günahsızların üstlerine toprak atılırken
semaya bakarak imdat isteyen gözleri, elleri boş çevrilmez elbet,
Ve nihayetrabbimizden derman gelmişti. 1400 yıl önceydi, Mekke'nin ufkunda doğan bir güneş vardı.O güneş sendin sultanım. Amine'nin döşeğine tüm kainatı aydınlatan bir nur düşmüştü.Sen geldiğinde şirk ateşleri sönmüş, firavun sarayları yere gömülmüştü.Bir öksüz olarak doğmuştun efendim. Ta ilk günden imtihanın başlamıştı.Seni yetiştirecek bir baban yoktu ama rabbin terbiye edecekti seni efendim. Yokluklar, acılar içinde seni kainatın en hayırlısı yapacaktı.İlk günden herkesin dikkatini çekmiş,
bulanık bakışlar sende hayat bulmuştu.Diri diri gömülen kız çocukları yeni yeşermiş bir çiçek gibiydiler.O çocukları gömen babalar ise o çiçekleri yakan bir ateştirler.O cehalet ateşini söndüren sensin efendim.O çiçekleri sulayan sendin.O babalar sen
geldikten sonra dikenli ayakkabılar giydiler; kız çocuklarının başını ezmek için değil, yürürken karıncaları ezmek için efendim.Rabbinin evinde putlara eğilen başlar artık rablerini anmak için secdeden kalkmıyordu.Kölelerine akıl almaz eziyetler çektiren eller mallarını din kardeşim dedikleri eski köleleriyle paylaştılar.Senle rabbinin adı kainatın dört bir tarafında yankılandı efendim.
Ve bugün sen yoksun efendim.İnsanlar seni yine unuttu. Kızlar gömülmüyor toprağa ama bir mal gibi satılıyor, kullandırılıyor; ve yine babaları tarafından.İnsanlar öz kardeşlerine bile haksızlık etmeye başladılar. Bir kaşık çorbayı komşularımızla paylaşmayı unuttuk. İffet, ahlak yine ayaklar altında efendim.Biliyorum ki artık gelmeyeceksin; o halde beni al yanına efendim.Hiç olmazsa rüyalarıma misafir ol.Şu seni seven, seni özleyen,seni bekleyen aşığından bunu esirgeme efendim.Edebi dünyada buluşuncaya dek rüyalarımda görüşmek üzere.
PEYGAMBERİMİZ HZ . MUHAMMED'E MEKTUP
Peygamberim,
Öylesine özledimki, öylesine içimde bir özlem varki anlatamıyorum. Hiç görmediğim halde sizi tekrar tekrar özlüyorum. Öylesine büyük bir inanç ve sevgi varki içimde anlatılacak gibi değil. Rüyamda sizi görmeyi o kadar çok istiyorumki, bazı geceler bunun için gizli gizli ağladım. Her gece dualar ettim. Ama yinede o parlayan gözlerinizi, o nurlu yüzünüzü göremedim. Genede bu ne cesaretti, o nurlu yüzünüze bakabilirmiydim.
Hep ağladınız peygamberim, ümmetim ümmetim diye. Hep ağladınız peygamberim ümmetim iblise uyuyor diye. Peygamberim Rabbim seni bize yol gösterici olarak göndermiştir. Dinimiz seni örnek almayı gerektiriyor. Ben sizi örnek alıyorum peygamberim. Çünkü iyilik,doğruluk,iman bunların hepsi üzerinizde birleşmiş peygamberim. Siz bize doğru yolu gösterdiniz,dinimizi öğrettiniz,gerçek Dünya'nın bu Dünya olmadığını gösterdiniz.Siz bize Dünyada amalin, ahirette hesabın olduğunu bildirdiniz peygamberim.Yani siz bize Dünyada bol bol ekinki, ahirette bol bol biçesiniz, dediniz peygamberim. Siz bize öbür Dünya'ya götüreceğimiz en kıymetli azığın ALLAH korkusu olduğunu öğrettiniz. Siz bizi cehennemdem kurtardınız peygamberim. Siz bize ALLAH tealanın mutlaka rahmet sahibi olduğunu ve seni affedfceğini ümit et ve son nefesini bu ümitle ver, dediniz. Kur-anda bildirilene uymamız gerektiğini, ona inanmamız gerektiğini bildirdiniz. Farz ve vacip ibadetleri aksatmadan yapmamızı, fırsat buldukçada nafile ibadetlerle öbür Dünya'ya götüreceğimiz azığımızı zenginleştirmemizi öğrettiniz peygamberim. Ve daha bir sürü şey öğrettiniz peygamberim. Dinimizce gerekli olan her şeyi siz bize bildirdiniz peygamberim.
Özledim peygamberim sizi çok özledim.Peygamberim rüyamda sizi görmeyi çok istiyorum. Ne olur peygamberim bir kez olsun rüyamda sizi göreyim. O mübarek yüz bir kez olsun kalbimi ışıldatsın. Bunun için her gün ALLAH'a dua edceğim peygamberim. Her gün ALLAH'a, kabrimizi aydınlatacak Kur-an hakkı için peygamberimi bana göster Ya Rabbim, diyeceğim. İnşaallah cennette havza kevserinin etrafında da, bu dünyada da sizi görürüm sevgili peygamberim.
FATMA GÜLBAĞLAR
8/D 152
TEKEL 75. YIL PİO
HZ MUHAMMED (S.A.V.)+ MEKTUP
Yüce Rabbimizden gelen kulların elçisi olan sevgili Peygamberim Öncelikle bu mektubu yazmayı düşünmüyordum. Daha sonra neden olmasın diyerek yazmaya başladım. Herşeye rağmen tüm duygularımı bu satırlara değildi seni görmek ve nur yüzüne söylemek isterdim. Ben sizi, kitaplardan ve çevremdeki insanlardan tanıdıktan sonra; yaşamınızda yaptığınız tüm güzelliklerinizle her şeye ve herkese örnek biri olduğunuzu anladım.
Önceki insanların yaşamlarında tüm kötülüklerle dolu insanlardırlar.Bu insanlar putlara tapar kızlarını acımayarak diri diri gömerler.İyiyi doğruyu bilmeyen, her şeyin kötüsünü yapan insanlardır. Dünyanın nasıl döneciğini, sonu olduğunu bilmezlerdir. Hiçbir şeyin iyi yönlerini düşünmezlerdi. O insanlar toplum içinde ve dışında, hoşgörüyü, saygıyı bilmezlerdi. İçinde bazı haklara tanımamış insanlar vardı. Zayıflar ezilmeye mahkumdu, güçlüler her zaman her şeyi elde ediyorlardı. güçlüler zayıfları bir tarafa atıp mallarını her şeylerini alıyorlardı.O kötü insanların bazıları kendilerini üstün gören kendilerini Rabbimizle kıyaslayanlar vardır.Rabbimizin bizimle verdiği nimetlerle put yapar onlara taparlardı . En önemli konu olarak dini yönden İslama önem vermez İslamı dışlarlardı.
İşte 571 tarihi nisanı 20’sinde Arabistan’ın Mekke şehrinde bir güneş gibi doğdun.Tüm Dünyayı karanlıklardan kurtarıp aydınlattın.Rabbimiz tarafından bize son peygamber olarak gönderildiniz.Dünyaya geldiğiniz anda bazı insanlar kendilerine geldi.İnsanlar üzerine sanki bir rüzgar gibi esip, insanları kendilerine getirdiniz.Gün geçtikçe çevrenize bolluk bereketlik getirdiniz çevreniz gittikçe kalabalık oldu.İnsanlar sizin o nur yüzünüzü görüp size hayran kaldılar. Yaşamınız gün geçtikçe değişmeye başladı.Yıllar bir birini kovaladıktan sonra bizlere büyük yardımlar yaptınız. O, insanlara ilk önce insanlığı öğrettiniz. Toplumlara büyük değerler verdiniz.İnsanların yaşamlarına önem verdiniz.En büyük konu olarak İslam dinine önem verdiniz.Yüce rabbimiz tarafından gönderilen kutsal kitabımızın,sizlerin sayesinde bizlere verdiniz.Kuran-ı Kerime değer verdiniz tüm insanların okumasını istediniz.Hiç bir zaman bizler için İslâm’ı yaymaktan korkmadınız.
Dünyadaki tüm güzellikleri,iyilikleri bizlere yaşattınız.Bizler için yaptığınız tüm savaşlarda bizleri zalimlerin elinden kurtardınız.Bizler için ne kadar acılar çektiniz.Önünüze gelen tüm engelleri aştınız.Bir kişinin Müslüman olması için neler feda etmediniz.
Yaşamınız boyunca her alanda her yerde ben de olmak isterdim.Yaptığınız savaşlarda tüm yeniliklerinizde ben de olmak isterdim.İslam dinimiz için sizlerle birlikte savaşmak isterdim.Doğrunun,yanlışın ne olduğunu sizlerden öğrenmek isterdim.İnsanlara ne kadar fedakarlıklar,iyilikler,tüm güzellikler yaptığınızı ben de yapmak isterdim.Paylaşmayı bizlere en iyi yönüyle anlattığınız için ben de sizinle beraber yapmak isterdim.Bastığınız topraklar üzerinde ben de yürümek isterdim.Gittiğiniz her yere ben de gitmek isterdim.
Herşeye rağmen gün geçtikçe dünya tersine dönüyor.Gittikçe insanlar kötüleşmeye başlıyor,kıyamet yaklaşmaya başlıyor.Ama bizler ne olursa olsun dinimizden asla vazgeçmeyeceğiz.Bizleri her yerde yaşatacak olan islam dinimizdir.Sevgili peygamberim sizi anlatılmayacak kadar çok seviyorum.Benim için peygamberim ölmedi,hala kalbimde yaşıyor.
Peygamberimi bir gün görseydim,neler feda etmezdim.
Bir gün görseydim,yıllarca yürüseydim.
Ferizan Bulut/8-D
Bismillahirrahmanirahim
Hz.MUHAMMED (S.A.V) MEKTUP
Sevgili peygamberimiz size olan sevgimi ve özlemimi anlatmaya kağıt ve kalemin gücünün yetmeyeceğini bildiğim halde büyük bir hüzün ve özlem içerisinde satırıma başlıyorum.
Sizi her zaman kalbimde yaşatıyorum.Sizin o mübarek yüzünüzü keşke görebilseydim.Bir değil binlerce can feda ederdim. Ne kadar şanslıyız ya Resullullah cenabı hak seni bize elçi olarak gönderdiği için,biz ümmetine her zaman yardımcısın.Yüce allahın verdiği ibadeti öyle güzel öyle kolaylaştırdığın için ve bizlere sunduğun için Yüce Allaha binlerce kere şükürler olsun .siz zamanında dinimizi insanlara duyurmak için o kadar zorluklar acılar çekmişsiniz ki bunu hepimiz biliyoruz.Ama bazıları düşünüpte demiyorlarki;bu din bu kadar güzel ve yararlı olmasaydı.H.Z MUHAMMED bu kadar acıya ve zorluklara tahammül etmezdi.Demek ki bu din hem yararlı hem de güzel o zaman bizde H.Z. MUHAMMEDİN izinden gidelim diye düşünmüyorlar. Sevgili peygamberimiz bu arada şu konuya deyinmek istiyorum.Yaşlandıktan sonra yapılan ibadetin sevabı bir ise gençken yapılan ibadetin sevabı bindir. Ama herkes gezmede tozmada gününü gün etmede bunların yanı sıra namaz kılsalar oruç tutsalar zekat verseler imkanları varsa Hacca gitseler kelimeyi şahadet getirseler. Öyle sanıyorumki bu saydıklarımı hiç yapmayanlar vardır. Sevgili Peygamberimiz şu konuya değinmek istiyorum. Biliyorsunuz ki kadınlar için açıklık yasak ve günah ama bu görevi Yüce Allahın emrettiği şekilde yerine getiren çok az insan bulunmaktadır. Bu konuda yaşanmış bir olayı anlatmak istiyorum. Kadının biri ölmeden önce aşırı derecede açık giyiniyormuş. Bu kadın vefat etmiş bu kadının sahipleri yanında olmadığı için morkta bekletmişler. Üç gün sonra sahipleri gelmiş kadını çıkarmak istemişler. İçeri girmişler ki kadın dirilmiş. Kadının başı bacakları kolları yanmış ve üç gün sonra kadın vefat etmiş. Kadının geri dirilişini şuna bağlaya biliriz. Yüce Allah bizimde bu tür davranışlardan bulunduğumuz taktirde bu şekilde cezalandırılacağımızı anlatmak istiyor. Ama yinede uyanamıyoruz . Düşünmüyorlar demiyorlar ki;bu güne kadar dirilen hiç kimseyi görmedik .Acaba bunun anlamı nedir? Yoksa bu bize işaret mi? Uyarımı? Herşeye rağmen yinede uyanamıyoruz . Aklımız fikrimiz gezmede tozmada bir gün öldükten sonra her şeyi anlayacağız. O zaman kendi kendimize düşünürüz ah keşke bir daha dünyaya insan olarak dönsem diye düşünürüz .Ama o zamanda iş işten geçmiş olur önemli olan her şeyi zamanında kavrayabilmektir. Cenabı hak nevsimizi islah etsin . Tez günde bizi uyandırsın. Bize doğru yolu göstersin .Hepimizi kötüden kötülüklerden kazadan beladan şeytanın şerrinden korusun bizi her zaman için her şeyin hayırlısını versin .Bizlere din iman zenginliği vicdan merhamet versin. Sevgili Peygamberimiz size sonsuz saygı sevgi özlem ve selamlarımı gönderiyorum.
Bu gün bir an sen aklıma geldin
Gözlerim doldu ağlayamadım.
Çünkü düşündüm de senin için
Bu gün hiçbir şey yapamadım.
ADI:HATİCE KURUL 8/D
Ya Muhammed senin yaptığın şakalardan bir tanesini yazayım mı?Bir dur hele yazayım.Bir gün sen ya Muhammed, Hz.Ömer,Hz.Ebubekir ve bir sahabe altında oturmuşsunuz. Sende hurmaları yiyip yiyip çekirdeğini Hz.Ömerin önüne koyuyormuşsun ve sonrada demişsin ki ya Ömer, sen ne kadar çok hurma yemişsin. Hz. Ömer de demiş ki; Ya Muhammed sen de hurmayı çekirdeksiz mi yiyorsun demiş. Ben 5. Sınıftayken ablam bana bunu bende çok gülüp seni çok sevdim.Seni seviyorum ama ablam bunu anlattığında daha çok sevdim. Ya Muhammed islamiyeti yaymak için ne çileler çekmişsin ne zulümler görmüşsün bu acılara nasıl dayandın ya Muhammed ayakların taşlarla parçalanmış yüreği öfkelerle dolmuş ya Muhammed sevenlerin çok bu dünyada ya Muhammed bizi ve özellikle beni yalnız bırakma ya Muhammed beni ve ailemi her kötülükten, kıskançlıktan ve özellikle cinlerden ve şeytandan koru ya Muhammed. Allah’ın habibi sen bizi koru.
Allah’ın selamı üzerinize olsun.
Selam ve sevgilerimle
Hatice Öcal.
BİR GARİP ÇİÇEK
Bir garip çiçek gibi soldum ya Muhammed
Elimizden ne geldi,
Çaresizlikten başka...
Senin elinden döküldü.
O güzel göz yaşların
Benin kalbimde biten,
Sensin son damlaları,
Karanlıga düşen o büyük sevğimi.
Doya doya yaşadım.
Hayelerde kaldı .
Bir garıp çiçek gibi oldum ya Muhammed,
Sert rüzgar geldi vurdu beni
Dağıldı yapraklarımız,
Bitti büyük sevgim
Sanki şimdi, ben değilim,
Bu oyunun kahraımanları
Evet oyun diyorum!...
Zaten bu hayat oyun
Bir garip çiçek taşırya kalbinde
Tümü farklı görünür
Güzelliklerin sebebini
Ve açmasın sonunu
Benim sevdiğim onun gibi ya Muhammed
Ya Muhammed Ya Muhammed
Allah'ın selamı üzerinize olsun
Selam ve sevgilerimle
Hatice ÖCAL
6/B 633
Canım Peygamberime:
571 yılında doğdun, insanlara yalan söylemenin kötülüğünü, namaz kılmanın ne kadar iyi olduğunu anlattın. Dünya aydınlandı senin o nur yüzünle o güzel sözlerinle, kalbinin güzelliği ile. Canımı verirdim bir kere bile olsa senin güzel yüzünü görüp, sesini dinlemeye. Senin olduğun zamanı düşünüp mutlu oluyorum, olmadığın zamanı görüp kendime kızıyorum. Çünkü namaz kılmasını bildiğim halde kılmıyorum. Bulunduğum zamanda herkes doğruyu yanlışı biliyor, ama herkes hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için çabalıyor. Bazen kendi kendime düşünüyorum. Yazılı olacağımız zaman soruları bilmediğimiz halde çalışıyorum. Ama öbür tarafta neler sorup bizi değerlendireceğini biliyorum. Bu dünyada bunları dünyanın %90’ı biliyordur. Bazıları içki içiyor onun ne kadar kötü ve haram olduğunu biliyorlar. Kimisi de bile bile yalan söylüyor, hırsızlık yapıyor. Emin olabilirim ki bunların evi hiç rahata konuşmaz, huzur bulmaz. Keşke onlara bunların çok kötü olduğunu anlatabilsem. Keşke herkes ahlaklı saygılı ve dürüst olsa işte bunun için insanları bu dünyaya önem vermemesi öbür dünya için çalışması lazım. Bu dünyada herkes en az iyiyi kötüyü biliyor. Ama hep kötü olanı uyguluyorlar. Keşke birazda iyi olan şeyleri uygulasalar.
Hilal Kuruca
7/A 951
Tekel 75. Yıl P.İ.O
HZ.MUHAMMED E MEKTUP
Yücelerin yücesi , iyilerin iyisi sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed.
Siz buradan gittiğinizden beri buranın her şeyi, yani nasıl diyebilirim ki hayat kalmadı.Artık hayatın hiçbir anlamı kalmadığını da diyebilirim. Buranın her şeyiyle düzeni bozuldu. Tıpkı bir çiçeğe de benzetebilirim .Çiçek te nasıl birdenbire açılıyor ve soluyor.bu da ona benzer. Siz aramıza katıldığınızda millette bir çiçek gibi açtı ve soldu. İnsanlar da böyle oldu. Çiçek gibi açtılar ve birden soldular.
Sen affedicisin. Sen insanlara hiçbir zaman kötülükle yaklaşmamış her zaman iyiliklerle yaklaşmışsındır. Onları kırmadan yaptığı hatalarını incitmeden düzeltmiş, kendinle konuşan herkesi dikkatle dinlemişsindir. Sen hep bizim iyiliğimizi düşündün. Sen bizlere gönlünü açtın,yaptığın her işte bizim de görüşlerimizi aldın.Sen bizimle konuştuğun zaman bize sadece yüzünü değil tüm vücudunu çevirerek baktın ve bize öğütlerde bulundun.
Sen insanlara dürüst olmayı öğrettin . Hep doğru yolu gösterdin. Neyin kötü olduğunu neyin iyi olduğunu öğrettin. Kötülüklerden uzak durmamızı söyledin. Verdiğimiz sözlerde dürüstçe davranıp sözümüzde davranmamızı söyledin.
Ya Muhammed buradan yanınıza gelmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRAHİM
Allah'ın selamı ve bereketi üzerimize ve üzerinde olsun.
Biz hepimiz senin ümmetinizdeniz.Sen eğer bir kere daha dünyaya gelseydin;biz hepimiz yine sana inanırdık.Ama
sen yoksun diye insanlar bozuldu.Ben aslında bütün Peygamberlere inanıyorum ama Allah'ın Peygamberlere gönderdiği
kitaplar insanlar tarafından değiştirildi.Ama,Allahın Hz.muhammede gönderdiği kitap (kur'an)değiştirilmediy sevgili PEYGAMBERİM sen gittiğinden beri insanlar bozuldu.Örneğin,hristiyanlar v.b kişiler,bozuk yoldalar. bence HZ.Muhammed yok diye böyleler. Ey sevgili peygamberim, sen olsaydın belki böyle olmayacaklardı.Hepsi düzelirdi.
Yarabbim sen bizleri mağfiret eyle.Ey sevgili peygamberim sen hep bizi düşündün.Bizim için namazı 50
vakitten , 5 vakitte indirdin.Kuranı kerim bizleri esenliğe ulaştı. Biliyormusun EY sevgili Peygamberim,ben seni
rüyamda görmek isterdim.Çünkü,ben seni çok ama çok merak ediyorum.Eğer ben birgün ölürsem benim için
Allahtan beni affetmesini iste,yani bana şefaat eyle.çünkü benim günahlarım olbilir.EY SEVGİLİ PEYGAMBERİM, Ben
öbür dünyada senin komşun olmak isterdim.Çünkü,sen mübarek bir insansın.Birde ben, öbür dünyada cennete girmek
isterdim,cennette o zaman her istediğimi yapabilirdim.
Bizler, hepimiz senin yolundan ve senin ümmetinizdeniz. eğer benim için şefaat eylersen çok sevinir ve mutlu olurum.EY SEVGİLİ PEYGAMBERİM biliyormusun;bir kuş olmak isterdim çünkü; o zaman uçabilirim ve
dünyayı dolaşabilirim. Birde Allah'ın en sevdiği kullardan olmak isterdim.Şimdi bana ne mutlu ki ben müslüman bir kızım.Allah bizleri düşünüp bütün nimetleri verdi.Aslında; EY SEVGİLİ PEYGAMBERİM; sen hem zenginlik gördün hem de fakirlik.Belkide Allah seni bu yüzden mübarek bir insan kıldı.EY SEVGİLİ PEYGAMBERİM; sen herkese hoş görülü davrnandın.Belkide bizler seni böyle huyların olduğu için, ALLAH yolunda olduğun için bizler seni sevdik.Bazı insanlar vardır ki; bizler bir kişinin işine yaramadığımız zaman o kişiler bizleri sevmezler.Bence beni ben olduğum için sevmelidir.Böyle kişiler
kişiliklerini ortaya koymuş olurlar.Biliyor musun?Allah' ın elçisi ben büyüyünce din ile ilgili şeyleri araştırıp tamamen öğrenmiş olurum.Aslında ben şimdi de biliyorum.Şimdi bizlere ne mutlu ki bizler
hepimiz Allah'ın yolundayız.
EY SEVGİLİ PEYGAMBERİM; sen islamı yayarken bazı insanlar senin yolundan gelmediler.Senin
bu yüzden üzüldüğünü biliyorum.Ama ne mutlu ki onlara bazı insanlar senin yolundan geldiler(Bu mektubu en sevdiğim peygambere gönderiyorum. Ahirette görüşmek ümidi ile HOŞÇAKAL)
ADI:KÜBRA TENŞİ
EN SEVGİLİYE MEKTUP
Habibim;
Bize bıraktığın mirasa sahip çıkamadık. Yol gösterdin bize arkandan gelemedik. Kalu Belada Allahın sorduğu sorunun cevabını verdik ama gereğini yerine getiremedik. Ey Can sen allahtan bizim için af ve mağfiret dilerken biz namazın ve ibadetlerin önemini unuttuk. Keşke her zaman içimizde bulunsaydın ey Nebi. Çünkü Allah buyuruyor; “Sen onların içindeyken onlara azap edecek değiliz.” buyuruyor.
Yeni neslin haberi yok gibi Allah’tan, senden ve islamdan. Seni yeteri kadar tanımıyoruz sevgili. Seni Allahtan dileyemiyoruz. Çünkü bu dünyada sana lâyık, seni anlatan kalmamış ya Resulallah. Sahabeler annelerini, babalarını, eş ve çocuklarını ve mallarını bırakarak sana geldiler. Biz bilmeyenler beş vakit namazı çok buluyoruz. Bilmiyoruz ki sen namazı bu sade şekle getirene kadar kaç defa Allah’a yalvardım bizim için. Bir gün namazın her hangi birimizin rüyasına girsen kimse seni kabul edemez. Çünkü kendisini misafirliğe lâyık edemez.
Hz. Bilal günlerce açlıktan yatamadığı halde bir iki hurmasını senin için sakladı, sen Bilal’in evini şereflendirince kendisi yemeyip sana ikram etmişti. Ama biz seninle aynı sofrayı hak edemedik ya Resulallah... Bir zamanlar cahiller, putperestler vardı. Ama üstelerinden gelebilecek biriydin. Sen onlara Allahın emrettiği gibi anlattın islamı, yüce dini. Önce kabullenmediler daha sonra sen sabredip tekrar tekrar anlattın. Azmine karşı çıkamayıp islama geldiler. Ey Resul seni arzu etsek gelirmisin. Bizleri bu çirkinliklerden arındırırmısın. Sana ihtiyacımız var ve bütün dünya sana muhtaç. Ebu Cehil’i, Ebu Sifyan’ı geçtik. Affedilmeyecek kadar günahınız var. Bize emanet edilen İslam’ı koruyamadık. Allah’a lâyık bir kul, sana lâyık bir ümmet olamadık. Sen bizi af et ey Resul. Biz ki bilmeyen cahilleriz.
M. Akif Bekmez
9/B 1067
Adıyaman İmam Hatip Lisesi
HZ.MUHAMMED’E MEKTUP
Ey yaratılış gayesi Peygamberimiz (S.A.V )
Keşke sizin dönemde yaşasaydım. Sizin döneminizde yalan,iftira çok yokmuş.Ama bizim dönemimizde her şey var. Onun için bu çağda yaşamak insanı boğuyor. İlk önce Allah’a sonra size inanırım. Çünkü Cenabı Allah olmasa inançsız ve yalanlı bir dünyada yaşıyoruz. Hem Allah olmasa biz de olamazdık.Sizin de olmanız imkansızdı. Onun için her gün Allah’a dua ediyoruz.Sizin hoş severliğiniz, sevginiz , saygınız,bizi de mutlu ediyor.Onun için herkesin sizi örnek alması gerekir.Ama kimsenin umurun da değil.Ama bu dünyanın da sonu var. Allah nasıl bizi ve dünyayı nasıl yaratmışsa elbette bu dünyanın sonu da var. Kimse dünyanın sonunu düşünmek istemiyor.Ama gün gelir ki insanlarda ölümü tadacak.
Siz de ölümü tadıyorsanız,bizim de tatmamız gerekir.Allah bize nasıl ki ölüm vermiş ise bu ölümü elbet bir gün biz de öleceğiz Sizin mekanınızın Cennet olduğunu bildiğimiz için bizim de inşallah mekanımız Cennet olur. Allah herkese Cennet’i nasip eylese, ama bu dünya kötülerle dolu olduğu için Cehennemin olduğu mekan doğal bir olaydır.
Sizin topluma olan ilginizi kimse,kimseye göstermiyor. Sizin olmanız büyük bir gayedir. Sizin olmanız herkese büyük bir imkanlar sunar, sizin olmamanız büyük şartları gerektiriyor. Sizin eşinize gösterdiğiniz ilgiyi kimse eşine göstermiyor. Eğer siz ve Hz. Hatice de olsaydı günün bütün önemi İslam’a yönelirdi. Siz ki Allah’ın gönderdiği bir elçisisiniz. Sizin ölümünüz insanları yasa boğdu. Ama ne olursa olsun biz Allah’ın yarattığı kullarız. Onun için isyan etmeyeceğiz. İsyan Allah’ın sevmediği bir olaydır. Umarım mekanımız Cennet olur.
ADI: Menekşe
SOYADI:Akıncı
SINIF:8/D
NO:301
OKUL:Tekel Pansiyon İlk Öğretim Okulu
Elhamdülillahi rabbil âlemin vesselatu vesselamu ala resulü Muhammedin ve ala ve alihi ecmain.
Resulü ekremin güllerin efendisi ümmetin rahmetini esirgemeyen Peygamberlerin bile şefaat istediği yaratılmışların en hayırlısı en çok salât ve selamı hak eden büyüğümüz.
Aslında sen ve Ashabım varlığında, da yokluğunda, da aşk olan sana karşı sevgimi sonsuzluğa açılan pencereden bir ışık gibi görürsen, beni kabul edersen Ümmetimin bir çocuğu dersen merhamet ve sevginin en büyüğü ve verilen hediyelerin en sayarım. Bilki uykumda seni görme şerefine ulaşmak ne güzel olurdu. Hani anlatılırya keskin bakışların beyazımsı yüzün narin sakalların yay gibi kaşların aslında varlığın sevgi yokluğun sevgi çünkü Rabbinin sevdiği habibim dediği en büyük sevgili yüce Rabbimin sevdiği insan yılanların bile sana karşı aşkından altı yüz yıl beklediği, rahmet bulutlarının üzerinden ayrılmadığı sevgili, dilsiz çocukların bile sen sorduğunda ben kimin diye aşkından dolayı Rahmanın tecellisiyle lal dillerin açıldığı sevgili, aşkından kütüklerin ağladığı yokluluğunda bilallerin ezanda Muhammedin Resulullah dediğinde dizleri üzerine çöküp ağlayıp veyokluğuna dayanamayıp bayıldığı sevgili sen Resulü kibriya sen habibi esviye sen Allahın sen olmasaydın deyipte övdüğü Peygamber işte seni görmek ve seni yaşamak işte en büyük aşk ve en büyük hediye Allah Rızasını kazanmak için en büyük vesile sen.
ADI :Merve
SOYADI :BENLİCE
SINIF :8/D
NO :300
OKUL :TEKEL 75.P.İ.O
Rabbimin sevgilisi kullarının velisi sevgili Peygamberim Allah’ın bize senin tarafından gönderdiğin ayet ve mucizelerini har zaman okuyor ve dinliyorum. Peygamberim inanki çok etkilendim ve elimden geldiğince her gün okumaya ve dinlemeye çalışıyorum.
Siz Peygamberimizin yaşadığı dönemde çektiğiniz cefalar ve bizlerin sürdüğü sefalardan yaparaktan acizlik ve fani dünyanın şehretinden kurtulup kendimizi alı koyamıyoruz. Her zaman kendi kendime düşünürüm ,bir gün azrail canımızı aldıktan sonra yüce Allah huzurunda hesabımızı verdikten sonra mekanımız cennet olursa bize görünürmüsünüz. Sizi çok ama çok merak ediyorum sizin bir sözünüz vardır,‘Allaha imandan sonra en güzel şey dostluktur.’ Bu lafınız çok güzel Efendimiz sizin bir çok mücizileriniz vardır.Siz Allaha inanmayanları inandırdınız. Dinlerini müslümana çevirdiniz. Hepimiz bilirizki siz yetimlerin babası delilerin dermanı aşıkların cananısınız. Siz ümmeti için ağlayan gece gündüz uyumayan o MUHAMMET MUSTAFASINIZ S.A.S Mevlanaya erdemle yalvaransınız. Yüce Allah’a sürekli yalvarırım bir kerecik olsa bile o nur yüzünüzü görmek istarim her zaman yatmadan önce size fatiha gönderirim sonra uyurum. peygamberim inanki günlük yaşamımda hata yaptığım zaman o anda aklıma siz geliyorsunuz. O yüzden ibadetlerimi yapıyorum büyüklerime saygılı küçüklerime sevgili olmaya çalışıyorum ve gerektiği zaman bile yalan söylememeye çalışıyorum Efendimiz bizler her zaman Hz.Muhammet dediğimizde S.A.S diyoruz ya kesin melekler gelip size söylüyorlardır. İnşaallah bu mektubumda size okurlar ve bir gün rüyama girersiniz. Efendimiz ben ne zaman elime bir gül alsam işte bu peygamberimizin kokusu diyorum. Kim bilir sizin geçtiğiniz sokaklar bile gül kokuyordur. Ey cennetle ilk müjdelenen mübarek insan ey kullarının velisi ey iyilikler sultanı seni çok ama çok seviyoruz. Siz çok mübarek bir insanız. YAZAN:MERVE ÇİÇEKÇİ
SINIFI :7/B NO: 542
OKULU:TEKEL 75.YIL P.İ.O
Rahman ve rahim olan Allahın adıyla
Önce kainatın tek sahibi olan ulu Allahımız sonsuz şükür ve selam eder onun elçisi
Olan en son peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa Sallalahü Aleyhi Vessalam efendimize ve Aile efradına selam ederim.
Ey kainatın efendisi. Allahımın en has kulu ve son peygamberi olan Alemlere rahmet
Olarak gönderilen. İnsanlığın en mükemmel ahlak ve bilgisine sahip olan canım
Peygamberim. Canım sana feda olsun.
Sen kainatın en cahiliye döneminde Mekkede doğdun . Öksüz ve yetim olarak büyüdün. Odünemde yaşanan haksızlık lardan rahatsız oldun. Sen kimseye haksızlık yapmadın.İtimat edilen güvenilen insan olarak toplum içinde Muhammedül Emin adıyla çağırıldın.Yaptığın ticaretlerde dürüstlüğünle aranan sevilen tek insan oldun.Bütün insanların taptıkları putları varken sen hiç puta tapmadın.Daima bu kainatın bir sahibi olduğunu düşündün. Hira Nur dağına çıkarak düşüncelere daldın.Yaratanı, Allahı aradın 40 yaşına geldiğinde Hira Nur dağında Cebrail isimli melekle buluştun ve Allahın ilk emri olan “oku” emrini aldın.Allah seni bu sapıtmış ve cahil topluma peygamber olarak seçti ve insanları doğru yola yöneltmek için senin aracılığın ile ilahi kanunlarını bildirmeye başladı.Sana gönderilen emirleri sende insanlara anlatarak Allahın nelerden razı olduğunu neler yapmamaları gerektiğini insanlara nasıl davranılacağını anlattın.Diri diri gömülen kız çocuklarının çok günah olduğunu,insanların köle edilmemesi gerektiğini,insanların birbirinin hakkına tecavüz etmemeleri gerektiğini bildirdin.Köle bağışlamanın zor duruma düşene yardım etmenin çok sevap olduğunu ve Allaha ibadet edilmesini emrettiğini ve bütün kötülükleri yasakladığını anlattın.
Allah peygamberi vasılası ile insanlara ilahi emrini bildiriyor ve uygulanmasını istiyordu.Emirlere uymayanları cehennemde cezalandıracağını uyanları ise cennette huzur içinde olacaklarını biliyordu.
Allahın emirlerini insanlara tebli ettiğinde Mekke’nin ileri gelenleri bir araya gelerek H Hazreti Muhammedin getirdiği İslam dini kendi rahatlarını kaçırmış onları rahatsız etmiş bu dinin yayılmasına mani olmaya karar almışlardı.Müslümanlara çeşitli zulüm ve işkenceye
başladılar.Peygamberi öldürmeye teşebbüs ettiler.Allah peygamber efendimize Mekkeden Medineye hicret yapmalarını emretti Peygamber efendimiz ashabı kirama hicret emrini bildirdi.Küçük gruplar halinde medineye ayrı ayrı zamanda hicret ettiler. Medineye gelen Mekkeli Müslümanlar medeni halkı ile kucaklaşarak birbirlerini kardeş kabul ettiler. Medineli ensae Mekkeli muhacırları evlerine alarak her şeylerini paylaştılar.Medinede huzur.bolluk ve bereket vardı.Peygamber efendimiz Müslümanların içinde hiç okuma yazma bilmeyenlerden on kişiye okuma yazmayı öğreten her esiri serbest bıraktı.Müslümanların içinde okuma yazma bilenlerin sayısı Müslüman olmayan müşriklerin sayısından daha fazlaya
ulaştı. Peygamber efendimiz çeşitli savaşlar yaparak islam devletinin sınırlarını genişletti.
İslam dinini her tarafa yaydı.Mekkelilerle mekkeyi feth etti.Kabeyi içindeki putlardan temizledi.Kabeyi Müslümanların kıblesi yaptı.Bütün Müslümanları kabeye davet ederek haç vazifesini yapıp umre ziyaretini yaptı. İslam dinini bulunduğu yerde medeniyet, huzur, mutluluk, bolluk ve bereket arttı.İslam dini olmasaydı belki bugün kız çocukları cahiliye devrinin devamı olarak hala diri diri gömülecek. İnsanlar köle olacak ve bugünkü aile kavramı olmayacaktı.
Ey yüce peygamberim senin getirdiğin ve Allah’ın rızasını kazanabilmek için bize öğrettiğin güzel huy ve ahlak senin ahirete intikalinden sonra yeniden bozulmaya başladı.Ancak şekli değişti yine ahlaksızlık hat safada. İnsan hakları yok denecek kadar az.Güçlü olan her zaman haklı durumda.Güçsüzler haklı da olsa yine suçlu durumda.
Ben senin bizlere öğrettiğin güzel ahlak, insan haklarına saygı Allah’ın emir ve yasaklarına azami şekilde uyarak yaşamaya çalışıyorum. Yüce Allah’tan ölürken kelime-i şahadet ve kelime-i tevhid ile son nefesimi vermeyi diliyorum.Allah’ımın izniyle huzuru mahşerde senin şefaatini bekliyorum. Beni ve bütün mümin din kardeşlerimi şefaatinden mahrum bırakma. Beni de kendine komşu eyle. AMİN…
Merve Karakuş
Tekel 75.yıl P.İ.O
6/D 707
Allah'ın salat ve selamı üzerine olsun.
Sevgili Efendim sana hitaben gönderilen bir yazı yazılacakmış.Ne yazacağımı bilemiyorum, bilemiyorum da yazamıyorum.
Efendim , senin bize sonsuz merhametin vardı.Bize çok düşkündün.Nerde bir yetim görsen başını okşadın , nerde göz yaşı döken bir öksüz görsen gözyaşlarını
silerdin , ve şevkatinle bağrına basardın.Onları korurdun, haklarını verirdin.Onları birbirinden ayırmazdın,ayırtmazdın.Hor görülmeyecekti onlar, istedikleri gibi oynaya
bileceklerdi. Çünkü düşkünlerin kanadı,yoksulların sahibiydin.
Efendim , sen torunlarını seviyordun.Onlarla oynuyordu ki karşıdan gören biri kendisinin de çocuklarının olduğunu fakat hiç böyle onları sevmediğini , onlarla
oynamadığını , onları kucaklamadığını söylemişti.Ve sen de "sende merhamet yoksa ben ne yapayım." demiştin. Evet Efendim, bize sevgi gerekti, şevkat gerekti.
Sen'din bizi en iyi anlayan,anlatan.Bizi ayakta tutan, bağrına basan.
Allah' ıma hep dua ettim , "çok şükür ki Allah'ım biz çocukları , yetimleri , öksüzleri seven sahipsiz bırakmayan eşsiz bir insan yarattın."diyerek.
Bu merhametini , şevkatini, karşılıksız bırakmayacağım Efendim.Ne mi yapacağım?
Seni düşüneceğim, Seni okuyacağım, Seni yaşayacağım, Seni anlatacağım ve Seni yaşatacağım.
Olmaz mı Efendim?
Allah'ın rahmeti ve bereketi Senin üzerine olsun.
MUSTAFA KAYA
PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED;E MEKTUP
Yücelerin yücesi güzel insan; Kalplerin sultanı gönüllerin nuru asırlardır nerdesin. Seni çok özledik. Bir an öncenin o nur yüzüne yüz, kıldan ince, kılıçtan keskinleyici sözlerinde kulaklarımızın çınlaması anını sabırsızlıkla bekliyoruz.
Ya Muhammed keşke sen hiç ölmeseydinde hep yanımızda kalsaydın. İnan bunu bütün kalbimle dile getiriyorum bunu çok istiyorum. Ama şunuda biliyorum ki sen ölmedin , ölmeyeceksinde kaç bin asırdır yüreyimizin en köşesindeki o mükemmel katta bulunuyorsun .
Çünkü sen kötülüye karşılık iyilik yapan , gelmiş geçmiş en büyük insandır.
Sen bizim içimizi boşaltın bizi kötülükten, cahillikten her türlü kötülükten arındırdın.
Hak yolunda bizi doğruya yönlendirmek için ne acılar çektin. Kalplerimizi fethettin bizi kur;anın ilk kelimesiyle şereflendirdin . Bizi aydınlığa ve esenlige kavuşturdun.
Ya Resullah ; eger sen bu dünyayya gelmemiş olsaydın , bu dünyanın hali ne ollurdun.
Yine biz putlara , güneşe, doğa, tapardık , kızlarımızı diri diri toprağa ğömerdik. Birbirimize
kaba kuvvetle hakim olurduk . Kısacası kurumuş bir ağaca dönerdik.
Sevgili Peygammerimiz sen gelmiş en örnek alınacak insansın . Bazen düşünüyorumda keşke senin zamanında yaşamamış olsaydım. Senin güzel nasihatlerini dinlemek ve yüreyindeki sevgisiyle yoğrulmuş güzel simanı görmek o mümarek nurlu ellerini öpmek için bunu isterdim.
Halk yolunda müşrüklerle savaşmak ve yanında bulunmaktan zevk duyordım. . Ama kısmet değilmiş. Yinede kıyamet günü onu göreceğimi umuyorum. Sevgili Peygammerimiz seni çok ama çok seviyorum.
MUSTAFA NEVZAT UZUN
8/F 230
Burda anlatılanları tamamıyla ben kendim yazdım.
İki cihanın güneşi,
Gönüllerin ilacı
Sultanların tacı
Sensin Ya Muhammet sen
Kararmış gönüllere ışık
Sararmış umutlara bahar
Cihana son karar
Sensin Ya Muhammet sen
Alınan her nefeste
Söylenen her sözde
Duyulan her seste
Sensin Ya Muhammet sen
Söylenen güzel sözlerin dili
Simaların nurlu yüzü
Cennetin sürmeli gözü
Sensin Ya Muhammet sen,
Neşe KÜSTÜK
5/B
NO:910
BİSMİLLAHİRRAHMANİRAHİM
Sevgili Peygamberime [S.A.V.]
Ey Kainat’ın kurucusu Cenab-ı Allah ın bize yollamış olduğu Rehber Elçi olsun diye yollamış olduğu Sevgili Peygamberim.
Ben önce Cenab-ı Allah a inanırım sonra da sana inanırım sana olan inancım sonsuz dur. Senin o dürüstlüğüne , sabırlılığına , güvenirliliğine , merhametine, güzel ahlakına hep hayranım. Beni özendirmiştir. Eğer senin güzel ahlakın olmasaydı. Şimdi biz ne yapardık eğer sen olmasaydın toplumumuz insanlarının inançları olmazdı. İnançsız olurduk bu inançsız toplumda da senin gibisini bulamazdık. Gerçi senin yerini hiç bir insanoğlu tutmaz. Çünkü genelde insanoğlu nankör bir topluluktur. Ama senin inançların bu toplumda iyi insanlara da rast getiriyor. Senin güzel ahlakına anılarınla yaşatıyoruz . Keşke bu dünyada gene sen olsan da seni görebilsem senin yaşadığın çağlarda bende olsam da o nur yüzlü yüzünü görebilsem iman dolu kalbinle karşı karşıya gelsem o güzel öğütlerini dinleseydim. Senin o güzel ahlaklı davranışınla ilgili örnek verebilirim.
Bir gün peygamberimiz bir yahudiye bir miktar borçluymuş. Paranın ödenmesine halbuki bir gün vardı. Ama Yahudi Peygamberimiz Efendimiz den bir gün önce borcunu istemiş.Alacağımı istiyorum demiş.Yahudi zaten Abdülmutalip in oğullarını aldığı-nı zamanın da vermez demiş.Uzatıp durmuş borcunu hemen bu gün istediğini söylemiş.Bu sırada Hz. Ömer radıyallahü anh , da Peygamberimiz de misafir miş. Yahudi nin ağır sözleri büyük sahabeyi şiddetle rahatsız etmiş.
Ey Habis! Eğer Resullahın evinde olmasaydım vallahi senin gözlerini patlatırdım demiş bu nasıl ahlaktır böyle? Demiş oysa onun parasını zerresine zarar gelmesi imkansızdı . Çünkü toplum arasında Peygamber Efendimiz yahudiye Borcun vadesinin bir gün olduğunu ve arzu ederse ona hurma vereceğini buyurmuş. Yahudi razı olmuş. Bunun üzerine alacaklıya istediği miktarda hurma teslim etmiş. Hurmaları alan ,Yahudi birden bire, KELİME-İ ŞAHADET getirmiş. Çünkü Peygamberimizi uzun zamandır takip etmekteymiş. Ahir zaman nebisi olduğunu beyan eden bu insan her şeyiyle Tevrat’ ta anlatılan son Peygambere benziyormuş. Bu sebeble, alacağını kasteden bir gün önceden talep etmiş ve sevgili Peygamberimizin böyle bir haksızlığa karşı tavrının ne olacağını anlamak amacıyla böyle bir şey yapmış. Ve yahudinin bu tavrına rağmen çok sabırlı ve güvenilir iyi ahlaklı bir insandır. Buradan anlamış olduk size sevgimi buradada benim setmiş oldu size olan sevgim kalbimde bir ağaç gibi filizleşip büyümüş dallaşmış dalları büyümüş sevgi özlem ağacı olmuştur kalbimde keşke yüzünüzü görebilsem özlemimi dindire bilsem ama kitaplardan büyüklerimizden çevremiz insanlarından senin anılarını dinleyip özlemimi dindirmeye çalışıyorum Cenab-ı Allah’ın Resülü sen olmasaydın insanlarımız putlara tapardı ve insanlar eski tarihlerdeki gibi kız çocuklarını diri diri toprağa gömerlerdi senin sayende inançları Allaha ve sana inançları çok büyüktür sonsuzdur. Biz insanlar Allahın kulu senin ümmetiniz Cenab-ı Allah’ın resulü ahirette görüşmek dileğiyle Allahın kulu senin ümmetin
ADI :Sema
SOYADI :Yakan
SINIF : 8/D
NO :303
OKUL :TEKEL 75. P.İ.O
Saygı Değer Peygamberim
Sizi çok seviyorum. Sizi her zaman düşünüyorum. Nasıl bir Peygamber olup ta bütün insanların dürüst içinde, sevgi içinde, ve hatta bağış içinde bıraktınız. Benim için her şeyden daha çok değerlisiniz. Öğretmenimiz sizinle bahsettiği zaman can kulağı ile dinliyorum. Yüzyıllar önce neler olup bittiğini. Sevgili yüce Peygamberim Hz. Muhammed benim içimde bir umut, bu umudun içinde bir canlılık ve bu canlılığın içinde mis kokulu bir bahçe. Yani içi dolu güzellikler, neşecilikler,bahar kokuları vb. gibi.
Sevgili Peygamberim siz olmasaydınız; bütün dünya kardeş ve birlik olmazdı her taraft6a kötülük ve karışıklık olurdu.Bütün dünya kardeş ve birlik olmazdı. Her tarafta kötülük ve kırışıklık olurdu.Her insan dürüst, yardımseverlik,kardeşlik,konuk severlik ve hatta mis kokulu çiçeklerle doğmuş bir bahçede herkes çiçek açacağına, mis gibi kokacağına; diken gibi insana batarlardı, ve kötü kötü kokarlardı. Bahçemiz ve çevremiz güzelliklerden kapanıp kaplara bir dünyaya girerlerdi.
Sevgili Peygamberimiz siz herkese iyilik ve yardımda bulundunuz.Ve sizin yaptıpınız bu iyiliklere karşı çıkıp kötü niyeti olanlarda vardır.Bu konuda herkesin birbirine sevgili Peygamberimiz gibi iyilik ve yardımda bulunmasını isterim.Saygı değer Peygamberim sizi çok seviyorum.Keşke bütün insanlar sizin gibi anlayışlı, yardım severlik, iyilik, sevgi, kardeşlik ve barış içinde olsa.Hiç kimse yüce allahın ve sizin buyruğunuzda çıkmaz.
Daima mutluluk oluştursa.Tıpkı ilkbahar mevsimi gibi herkesin içinde bir canlılık oluşsa daima kardeşlik içinde davransa, güler yüzlü olsa vb. gibi şeyler.Tıpkı bir annenin yavrusundan ayrıldığı gibi.Yavrusunun mis gibi kokusunu almamaktansa ölmeyi tercih etmesi gibi, ve ben daima Allah’ıma inanıyorum, ölünceye kadarda inanacağım.
Bizlerde Yüce Peygamberimiz gibi yani sizin gibi kötü niyetli olmayıp daima cennetlik, iyimser vb. gibi iyi yanlarımız olmalı.
Sizi Çok Seviyorum Saygı Değer Peygamberim
Semra Önek
8/F 461
Tekel 75. Yıl P.İ.O
Sevgili Peygamberim(s.a.v.)
Bu mektubu yaptığın başarılarından dolayı sana teşekkür etmek için yazıyorum.
Sen Allah-ü Teala'nın habibi, sevgilisi, yaratılmış bütün insanların, mahlukatın her bakımdan en üstünü, en güzeli, en şereflisi.Allah-u Teala'nın methettiği ve bütün insanlara peygamber olarak seçip gönderdiği son ve en üstün peygambersin sen.Sen bizim peygamberimiz olduğun için çok mutluyuz.Sen insanlara doğruyu yanlışı öğrettin.İnsanlara örnek oldun.İnsanlara güzel şeyler öğrettiğin için sen bizim baştacımızsın.Güzel davranışları insanlara öğreten sensin.İnsanların kötü alışkanlıklardan kaçınmasını söyleyen sensin.Müslümanlığı her yere yayan sensin.Yaptığın savaşlarda insanları öğütleyen sensin. Belki de sen dünyaya gelmeden önce bu örnek davranışlar yoktu.Allah-u Teala iyiki de seni dünyaya göndermiş.Sen öldükten sonra müslümanlar seni asla unutmayacaktır.
İnsanlara karşı saygılı olduğun için, onlara güzel davranışları öğrettiğin için, müsümanlığı yaydığın için, yaptığın savaşlarda insanları öğütlediğin için sana binlerce, milyonlarca kez teşekkür ederiz.
TOLGA TAYSI
6-D SINIFI
75.YIL TEKEL P.İ.O.
HZ. MUHAMMED’DE MEKTUP
Sevgili Peygamberim sen kutsal kitabımız Kuran’ı Kerim İslam alemini insanlara tanıtmak için bizlere gönderildiniz. Seninle birlik iyiliğin, doğruluğun ne olduğunu öğrendik. Sevgili Peygamberim sen yüce bir ahlaka sahiptin sen o güzel sıfatlarınla tüm İslam alemine örnek olarak gösterilirsin.Seni kendine örnek alan biri o insan hem rahatça ölür hem de öbür dünyada rahat olur.Sevgili Peygamberim sen dünyaya gelmeden önce tüm dünya İslam dininin ne olduğunu bilmiyorlardı sen dünyaya gelmeden önce herkes putlara tapıp acıktığında onları yerdi. Bir kötüsü de kız evlatlarını diri diri toprağa gömüyorlardı. Bu düzensizlik sen dünyaya geldikten sonra bu düzensizlik sona erdi
Sevgi Peygamberim sen dünyaya gelmeden önce depremler ve savaşlar daha çoktu.Sevgili Peygamberim sen dünyaya geldikten sonra biraz daha iyi ahlak olmaya başladı.Seninle ve kutsal kitabımız Kuran’ı Kerimle birlikte islamı öğrendik.İslam bilen biriside o yüce bir insandır.Sevgili Peygamberim böyle bir ilahi vardır.Ya Muhammed canım arzular seni bu sözle seni nasıl sevdiğimizi açıklar.Sen öldükten sonra gene o eski devir başlıyor.Ben hep düşünürüm keşke senin zamanında olsaydım da senin o yaptığın savaşlara gire bilseydim derim. Sen şimdi olmasan da ben seni hep kalbimde taşırım. Sevgili Peygamberim senin o güzelliğini görebilmek için şimdiden namaz kılmaya başlamış Allaha karşı ibadet borcumu ödüyorum.
Sevgili Peygamberim senin o savaşlar o yattığın senin o gezdiğin mukaddes toprakları görmek için şimdidin dua ediyorum.Sevgili Peygamberime karşı sevgi ve saygılarımı bu kağıda döktüm. Umarım bu yazdıklarımı melekler getirir.
ADI:Yılmaz
SOYADI:AVCI.
Sevgili Peygamberim,
Sen bir derya biz ise deryada birer damlayız. Sen bir kandil bizler ise okandilin etrafında dönen ışıklarız.Seni görüp kokunu duyumsayabilmek bahşedilenlerin en güzelidir.Senin bakışlarını o anlamlı bakışlarını görebilmeyi,bilginden yararlanabilmeyi,öğütlerini almayı,hicret zamanı yanında olabilmeyi,mescidin yapımında görev alabilmeyi isterdim.Seni süt anneye verecekleri zaman, diğerleri zengin ve varlıklı çocukları aldıklarında, Halime kendisine yetim bir çocuk kaldığını öğrenincebir an için üzülmüştü.Ama onu görünceeşsiz güzellikte olduğunu anladı.Peygamber efendimizin her gittiği yere bereket geliyordu. Hayvanlar daha çok süt veriyor,tavuklar daha çok yumrta yapıyordu.Peygamberimiz çok güvenilir biriydi. Düşmanları bile bunu inkar edemiyordu.Çünkü o peygamberdi.Çünkü o Allah ın son elçisiydi.Allahın emir ve yasaklarını insanlara tebliğ edecek kişiydi. Ne varki müşrikler o zaman da vardı. Efendimiz kendisinin peygamber olduğunu açıklayınca müşrikler inanmamakla kalmadı ve halkıda ona karşı kışkırttılar. Ama o yılmadan tebliğini sürdürdü. Tebliğine devam ettikçe müslümanların sayısı gün geçtikçe arttı arttı. Onun azameti karşısında müşrikler hiçbirşey yapamadılar. Bize düşen görev ise onun emanetini korumaktır. Müslümanlar yaşadığı sürece onun emanetine hiçbir şey olmayacaktır.
ZEHRA NUR DEMİRBAŞ
6/D SINIFI
TEKEL 75.YIL P.İ.O
HZ.MUHAMMED (S.A.V.) MEKTUP
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed bugün bu mektubu size yazdım.Sizi okadar çok özledik ki ne sözlerle ne de yazıyla anlatamam. Boşluğunuz ,o kadar büyük ki doldurmak mümkün değil. Sizdiniz bize iyiyi, doğruyu,yalanı,yuanlışı öğreten ve öğrenmemizi sağlayan.
E y Resulallah keşke bir defa olsun görseydik o nurla bezenmiş yüzünü, keşke birr defa olsun duysaydık o sudan bile saf ve temiz sesini. Bu gün dünyaya bakıyorum da sizin yokluğunuz her yerde var. Sanki herkes bekliyor sizi göreceği günü .Doğruyu u uyguladığımızda sizsiniz bizim kalbimizde olan ve daima olacak .Belkide sizin
Şevkatiniz olacak bizi günahlarımızdan azda olsa arındıracak. Bazen şaşıyorum size ve yaptığınız eşi benzeri olmayan ve olmayacak çalışmalarınıza ama sonunda düşüncenin ne kadar açık ve mantıklı olduğunu anlıyorum.
Ey Müslümanların tek peygamberi, kimdir sizin kadar bize öğüt vermiş biri . Cehennemi de cennetide siz öğretmemişmiydiniz bizlere. Sizi o kadar merak ediyorum ki anlatamam. Biliyorum sizinde takdir bulduğunuz gibi merak fazla iyi değildir ama söz konusu siz olunca merak etmemek eldemi?
Uzaktan bir ezan sesi ve ilahi duyunca siz geliyorsunuz akla. Bugün mutluyum okulumda çünkü siz varsınız her kitabımda çünkü her kitabımız bir iyiyi, azmi ve çalışmayı ele alıyor.
Belki de her yıl, her ay, her gün ve her saat görüyor ve duyuyorsunuzdur bizi belki elimizi uzattığımızda siz varsınız ve belki de yıldızlardan bile uzaksınız bizlere. Ama ben inanıyorum ki bir insan halen kalplerde ve düşüncedeyse işte o insan her zaman var ve var olacaktır.
İnanız ki bu mektubu yazarken ne bir kitaptan nede bir kaynaktan yararlandım. Bu mektubu sadece kendi düşüncelerimden yararlanarak yazdım. Çünkü biliyorum ki benim için en güzel hediye kazanmak değil mektubumu azda olsa size duyurmaktır.
Ey Yüce Resullullah biliyorum bugün aramızda yoksunuz ama inanın ki her zaman ve her zaman kalbimizde olacaksınız. Sizi ne düşüncelerimizden nede kalbimizden atmaya kimsenin ama kimsenin gücü yetmeyecektir.
ZELİHA ÇEVİK
8-f
HAZRETİ MUHAMMET (S.A.V.)E MEKTUP
Ey Nebilerin ve Resullerin sonuncusu, kainatın en mükemmel insanı muhterem peygamberim!
Seni çok seven ümmetinden bir kızım. Sana olan sevgimi bir tek çokluk kelimesi ile ifade etmem yetmez annemden babamdanve kendi nevsimden de çok seviyorum
Seviyorum çünkü sen; Allahtan sana gönderilenen son kitap ve kitapların anası olan Kur’anı kerim ile bize ışık tuttun, bizleri aydınlığa kavuşturdun. Müslüman olarak dünyaya geldiğim ve sana ümmet olduğum için ne kadar övünsem azdır.
Seni seviyorum çünkü, sen kendi nefsinden çok bizleri düşünen bir peygambersin. Senin her sözün harikalar harikasıdır. Öyle ki her okudukça kalbime bir sevgi akıyor. Ilık rüzgarların uzak diyarlardan getirdiği misk amber, reyhan ve bir çok kokular içimi dolduruyor.
Seni seviyorum zira; Kitaplarda yazılı eşgali gözümün önünde bir nur gibi pırıl pırıl duruyor, işte o an kendimden geçiyor, sadece seni tahayyül ediyorum
“Peki bu kadar seviyorsunda benim için neler yapıyorsun” diyebilirsin ya resulullah.Evet ne yaptın? Arz edeyim. Önce işe ilimle başladım.Çünkü; Cenabı Allah’ın size ilk emri “oku” olduğuna ve sizinde “İlim Çin’de de olsa onu alınız”. Ayrıca;”Kıymet günü, şehidin kanı ile alimin mürekkebi tartılacak, alimin mürekkebi daha ağır gelecektir.” Buyruğunuz, beni ilme yönlendirmiştir. Ben, bu iki kıymetli sözünüzün:
Birincisinin; teknik,sosyal, ekonomik kültürel eğitimi kapsadığına,
İkincisinin ise, şehitlik derecede ve değerinin küçümseme anlamına gelmeyip, burada ilme ve alime verdiğiniz değeri ifade etmekte olduğuna inanıyorum.
Zira; Allah Telala’ nın: “Rızkı istedime; İlmi, talep edene veririm”
Emrini kendime şiar edindim. İlmin en son merhalesine kadar ulaşmayı hedeflemiş bulunmaktayım.
Böylece, siz saygıdeğer peygamberime laik bir insan olarak yetişeceğim. Hedefim budur. Size olan bağlılığımı sünnetinize uyarak yerine getireceğim.
Yine diyeceksiniz ki: “beni bu kadar seviyorsun da niçin yanıma gelmiyorsun.” “Haklısınız, öyle inanıyorum ki her ümmetin hali size malum. Bununla beraber,kendimi size takdim edeyim. Bu durumda beni mazur göreceksiniz sevgili peygamberim ya Muhammed!
Ben, şu anda ilköğretim okulu son sınıfta okuyan bir kız öğrenciyim.Yaşım ve mali durumum itibariyle hacca ve dolayısıyla zati alinizi görmeye gelecek durumda değilim.Bir gün gelecek Türkiye’nin ekonomik durumu düzelecek,o zaman ben de rüştümü idrak etmiş birisi olarak, elbette ki sizi ziyarete gelecek ve sevgimi böylece ispatlamış olacağım.
Ey Allah’ın Resulü! bu mektubumum asıl gayesi, sadece şahsımı anlatmak ve kendim için bir şeyler talep etmek için değildir.Gayem, sonuca varmaktır ki bu da senin bütün ümmetinin birlik ve beraberlik içerisinde iyi eğitimli, pırıl pırıl, tertemiz gençler olarak yetişmemizdir.
Ecdadımızın yadigarı olan bu ülkenin selameti; dinine, namusuna bağlı ve ülkesine gelecek her türlü saldırgan hareketlerin karşısında canını siper edecek olan gençler yetişmesine bağlıdır.Bunun için için size yalvarıyorum, Allah Teala’dan bizler adına dua ve niyazda bulununuz.Ne olur sevgili peygamberim.
İnsanlar, yaratılış ititbariyle hiç mi hiç değişmiyor. 21.asrın insanı, medeniyeti yakaladık diyor. Halbuki, aksine ondan çok uzaklaşıyor. Gammazlık, soygun, hırsızlık, birbirini çekemezlik aldı başını gidiyor.
Gözümde tüten, karşılıklı saygı ve sevgiyi yakalayamıyoruz. İşte beni üzende budur.
İnşallah, tahsilimi bitirdiğimde, hemen ziyaretinize gelemez isem bile Hz. Muhammed (s.a.v) e başlıklı ikinci mektubumu daha teferruatlı arz edeceğim. Himmetiniz sayesinde.
Ey, sevgili peygamberim ve Allah’ın resulü, yineliyorum.Allah Teala’nın ; Milletimizin huzurunu bozacak, sevgi ve merhametten yoksun şerrinden korumasını istiyorum. Ey, yüce peygamberim! Sinin duan, Allah yanında kabul olur. Buna inanıyorum. Müslüman Türk Milleti için duanızı esirgemeyin.
Amin..!
Zuhal Aydınlık
Tekel İlköğretim Okulu / 8-B
Seccaden kumlardı
Devirlerden diyarlardan
Taşardı kubbelerden tekbir
Dolardı kubbelere “amin”
Ve mübarek geceler ,dualarımız
Geri gelmeyen dualardı
Geceler ki pırıl pırıl
Kandillerin yanardı.
Kapına gelenler ya Muhammed
Uzaktan , yakından
Mü’min döndüler ya Muhammed
Besmele ekmeğimizin bereketiydi
İki dünyada aziz ümmet
Muhammed ümmetiydi
Konsun yine pervazlara güvercinler
“Hu hu” lara karışsın aminler
Mübarek akşamdır
Gelin ey fatihalar yasinler
Şimdi seni ananlar
Anıyor ağlar gibi
Ey yetimler yetimi,ey garipler garibi
Düşkünlerin kandıydın
Yoksulların sahibi
Nerde kaldın ey Resul
Nerde kaldın ey Nebi
Günler ne günlerdi ya Muhammed
Çağlar ne çağlardı
Daha dünyaya gelmeden mü’min lerin vardı
Ve bir gün ki gaflet çöller kadardı
Halimenin kucağında
Abdullahın yetimi
Aminenin emaneti ağlardı
Haticenin goncası
Aişenin gülüydün
Ümmetinin göz bebeği
Göklerin Resulüydün
Elçi geldin elçiler gönderdin
Ruhunu ALLAHA
Elini ümmetine verdin
Beşiğin yurdun yuvan
Mekke’de bunalırsan
Medine’ye göçerdin
Biz bu dünyadan nereye göçelim Ya Muhammed
Yer yüzünde riya inkâr hiyânet
Altın devrini yaşıyor
Diller sayfalar satırlar
EbuLeheb öldü diyorlar
Ebuleheb ölmedi Ya Muhammed
EbuCehil kıtalar dolaşıyor
Neler duydu şu dünyada
Mevlidine hayran kulaklarımız
Ne adlar ezberledi ey Nebi
Adına alışkın dudaklarımız
Artık yolunu bilmiyor
Artık yolunu unuttu ayaklarımız
Kabene siyahlar yakışmamıştı Ya Muhammed
Bu günkü kadar,
Haset gururla savaşta
Gurur kaf dağında derebeyi
Onu da yaralarlar kanadından
Gelse bir şefkat meleği
İyiliğin türbesine
Türbedar oldu iyi
Vicdanlar sakat çıkmadan
Ya Muhammed (sav) yarına
İyilikler getir ,güzellikler getir Ademoğullarına
Şu gördüğün duvarlar ki
Kimi Taiftir kimi Hayberdir
Fethedemedik ya Muhammed (sav) senelerdir
Ne doğruluk ne doğru
Ne iyilik ne iyi
Bahçende en güzel dal
Unuttu yemiş vermeyi
Günahın kursağında
Haramların peteği
Bayram yaptı yabanlar
Semave’yi boşaltıp Save’yi dolduranlar
Atını hendekten aşırdı aşıranlar
Ağlasın Yesrib ağlasın Selmanlar
Gözleri perdeleyen toprak
Yüzlere serptiğin topraktı
Yere dökülmeyecekti ey Nebi
Yabanların gözünde kalacaktı
Konsun yine pervazlara güvercinler
“Hu hu” lara karışsın aminler
Mübarek akşamdır
Gelin ey fatihalar yasinler
Ne oldu ey bulut
Gölgelediğin başlar
Hatırındamı ey yol
Bir aziz yolcuyla aşarak
Dağlar taşlar
Kafile kafile kervan kervan
Simale giden yoldaşlar
Uçsuz bucaksız çöllerde
Yine izler gelenlerin
Yollar gideceklerindir
Şu tekbiri getiren mağara
Örümceklerin değil
Peygamberlerindir meleklerindir...
Örümcek ne havada ne suda
Ne yerdeydi
Hakk’ı göremeyen gözlerdeydi
Şu kuytu cinlerin mi ?
Perilerin yurdumu ?
Şu yuva ki bilinmez
Kuşlar hüdhüd müdür ,güvercin mi ,
Kumru mu ?
Kuşlarını bir sabah Medine’ye uçurdu mu ?
Ey Abvada yatan ölü
Bahçende açtı dünyanın
En güzel gülü
Hatıran uyusun çöllerin ılık kumlarıyla örtülü
Dinleyene hala çöller ses verir
“ Ya leyl ” susar uğultular gelir
Mersiye okur Uhud
Kaside söyler Bedir
Sende bir hac günü
Başta Muhammed (sav) yanında Ebu Bekir
Gidenlerin yüzbin olup dönüşünü destan yap
Ey şehir !
Ebu Bekir’de nur Osmanda nurlar
Kureyş uluları karşılarında
Meydan okuyan bir Ömer bulurlar
Ali’nin önünde kapılar açılır
Ali’nin önünde eğilir surlar
Bedir’de Uhud’da Hayber’de
Hakk’ın yiğid’leri şehid olurlar
Bir mutlşu gündeki ölüm tatlıydı
Yerde kalmazdı ruh kanatlıydı
Konsun yine pervazlara güvercinler
“Hu hu” lara karışsın aminler
Mübarek akşamdır
Gelin ey fatihalar yasinler
Vicdanlar sakat çıkmadan
Ya Muhammed (sav) yarına
İyiliklerle gel güzelliklerle gel Adem oğullarına
Yüreklerinde taşsın yine imanlar
Itri bestelesin tekbirini
Evliya okusun Kuran’lar
Ve Kuranı göz nuruyla çoğaltsın
Kayışzade Osmanlar...
Naat’ını Galip yazsın mevlidini Süleymanlar
Sütunları kemerleri kubbbeleriyle
Geri gelsin Sinanlar...
Çarpılsın hakikat niyetine
Cenaze namazı kıldıranlar
Gel Ey Muhammed (sav) bahardır
Dudaklar ardında saklı
“Amin”lerimiz vardır
Hacdan döner gibi gel
Miraçtan iner gibi gel
Bekliyoruz yıllardır
Bulutlar kanat rüzgar kanat
Hızır kanat Cibril kanat
Nisan kanat bahar kanat
Ayetlerini ezber bilen yapraklar kanat
Açılsın göklerin kanatları
Açılsın perdeler kat kat
Çöllere dökülsün yıldızlar
Dizilsin yollarına
Yetimler günahsızlar
Çöl gecelerinden...
Yanık türküler yapan kızlar
Sancağını saçlarıyla dokusun
Bilali Habeşi sustuysa
Ezanlarını Davud okusun
Konsun yine pervazlara güvercinler
“Hu hu” lara karışsın aminler
Mübarek akşamdır
Gelin ey fatihalar yasinler...
( Arif Nihat ASYA )
ŞEMÂİL
Ne uzun ne kısa kararında boy
Soyu İbrahim’den ne asil bir soy
Saçları hoş siyah dalgalı bir koy
Kemâlini giydir beni benden soy
Âlemlere rahmet yüzünü göster
Bu kul varlığından soyunmak ister
Güneş pervânesi o güzel yüzün
Nurundan ışığı vardır gündüzün
Solmaz bir gül rengin ne kış ne güzün
Tecelli ediyor yüzünde özün
Hasretim, yanarım, yüzünü göster
Kölen bu devletle avunmak ister
Simsiyah gözlerin âhû misâli
Dâim Hakk’a bakar her an visâlin
Beyazı ölçüsü gözde kemâlin
Kaşların sûreti gökde hilâlin,
Râzıyım rûyada yüzünü göster
Âşık maşukuna can sunmak ister
Bir tutam sakalın birkaçı beyaz
Mübarek vücudun serin kış ve yaz
Cânımı yoluna kurban etsem az
Dostlar defterine köleni de yaz
Açıver kapını yüzünü göster
Gönül hasretinden yakınmak ister
Duyular mükemmel, dişleri inci
Kokusuna tutkun, yaşlısı genci
Yürürken koşmadan olur birinci
Kapına gelmiş bir garip dilenci
Açıver ne olur yüzünü göster
Garip ayağına kapanmak ister
Yukarıdan aşağı heybetle iniş
Yürüyüşünde var hep bu görünüş
Âdetin baktığın tarafa dönüş
Bize nasip olsun hayırlı bir düş
Kerem et ne olur yüzünü göster
Kim böyle bir düşten uyanmak ister
Seni ilk görenler korku çekermiş
Sonra ülfet eder hemen severmiş
Benzerini asla görmedim dermiş
Erenler yolunda giderek ermiş
Benzeri bulunmaz yüzünü göster
Gönüller nurunla yıkanmak ister
Zâtının nûrundan vermiş sana can
Hilkate ruhunla başlamış Rahman
Yûsuf’ta yok sende olan hüsnü an
Ahlâkındır Senin, mûcize Kur’an,
Alemlere Rahmet, cemâlin göster
Kölen rahmetine sığınmak ister
Ümmetin üstüne titreyen sensin
Müjdeci, uyaran, gel diyen sensin
Kulunu Allah’a sevdiren sensin
Gecemi gündüze çeviren sensin
Ey Hakk’ın şâhidi yüzünü göster
Kul şehâdetinle tanınmak ister
Hakk’ın halilisin, habibi sensin
Gönüllerin eşsiz tabibi sensin
En güzel hutbenin hâtibi sensin
Ümmetin en büyük nasibi sensin
Aşkımın Leylası yüzünü göster
Gönül seni gözden sakınmak ister
En güzel, en üstün ahlak senindir
Cömertlikte kemâl el-hâk senindir
Şefaatte en son durak senindir
Miraç senin, Refref, Burak senindir
Sen gördün, bize de cemâlin göster
Pervâne şem’ine hep yanmak ister
ECEL
Sözlükte “önceden tespit edilmiş zaman ve süre” anlamına gelen ecel, dini literatürde, Allah tarafından her canlı için önceden belirlenen hayat süresini ve bu sürenin sonu olan ölüm anını ifade eder.
Her ferdin ve toplumun bir eceli vardır.Ölecek kişinin sağlık kurallarına uyup uymayacağı, herhangi bir kaza yada katilin eylemine maruz kalıp kalmayacağı ilahi bilgi ve iradenin kapsamı dışında değildir.Bu durumda insanların ecelleri Allah tarafından bilinmektedir.İnsanları dirilten,rızıklandıran ve öldüren Allah olduğundan eceli belirleyen de O’ dur.”Aranızda ölümü takdir eden biziz…”(Vakıa süresi, 60) ayeti bu hususu açıkça ortaya koymaktadır.
Ecel ne vakitten önce gelebilir, ne de geciktirilebilir.Nitekim Kur’an-ı Kerimde Cenab-ı Allah; “Her ümmetin bir eceli vardır.Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar, ne de bir an ileri gidebilirler” (A’raf süresi, 34; Yunus süresi, 49) buyurmaktadır.
Ecel hiçbir sebeple değişmez.Bazı ibadet ve güzel davranışların ömrü arttıracağına dair hadisler vardır.Fakat bu hadisler insanları hayırlı ve güzel işlere teşvik etmeyi amaçlayan hadisler olup, genellikle şu anlamlarda yorumlanmışlardır.Yüce Allah bu gibi kimselerin iyilik yapacağını bildiği için ezeli planda onların ömürlerini buna göre fazla belirlemiştir.Diğer taraftan ömrün artmasından maksat, elem ve kederden uzak, huzur ve mutluluk içinde sağlıklı, güçlü ve kuvvetli yaşamaktır.
********İLKER TANER********
BİRLİK VE BERABERLİK
Tarih boyunca insanları zor durumlara düşüren sebeplerin başında milli birlik ve beraberliğimizi korumayı unutmamız gelmiştir.
Yüzyıllar boyunca top-tüfek ile yıkılmayan devletler, düşman devletlerin insanlar arasına nifak ve ayrılık tohumları ekmesi sonucu yıkılmış tarih sayfalarında bilgi notu olarak kalmıştır.Tarihe yok olan bir devlet olarak yerleşmemek için insanların milli birlik ve beraberliklerine sahip çıkmaları gerekmektedir.
Tarihimizde milli birlik ve beraberliğimizi korumak için kendilerini siper etmiş binlerce hatta milyonlarca isimsiz kahraman bulunmaktadır.Bu kahramanlar ki içinde Türk’ün ismini tarihe kazıyıp Anadolu’nun kapılarını açan Alparslan’dan, İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet’e kadar hapsini zaferden zafere koşturan tek duygu kutsal varlıklarımızı çiğnetmemek için çırpınan milli birlik ve beraberlik duygusudur.Birazcık bu duygumuzdan ayrılmak gafletine düştük, düşmanlar fırsat bilip tüm yurdumuzu işgal ettiler.Ama imkansızlıklara rağmen unuttuğumuz milli birlik ve beraberlik duygusunu hatırlayıp Atatürk önderliğinde kadın-erkek ayrımı yapmadan Anadolu’yu düşmandan temizledik.
Düşündüğümüz zaman Tarihimiz bir ibrettir bizim için;
Kültürümüz,soyumuz,dilimiz,dinimiz,bayrağımız ve neslimiz aynı olduğuna göre hiçbir zaman milli birlik ve beraberliğimizi bozmamalıyız.Aramızda dedikodu,kin,fitne ve fesada yer vermemeliyiz.Türk milleti olarak en son kalan tek yurdumuz Anadolu’ya sahip çıkmalıyız.Birbirimize düşerek şehitlerimizin ruhlarına eziyet etmemeliyiz.
Dinimizin ve aklın tek yolu,birlik ve beraberliktir.
********İLKER TANER********
ALKOL VE ZARARLARI
Alkollü içkiler, Hz. Peygamber (s.a.s) efendimiz tarafından “…bütün kötülüklerin anası…” diye tarif edilmiştir.Gerçekten de, ilim, fen ve teknik geliştikçe bu hakikatin doğruluğu teyit edilmektedir.Sadece sıhhate zararlı olmakla kalmayan içki, trafik kazlarının ve iş kazalarının en büyük sebepleri arasındadır.
Aile geçimsizlikleri, boşanmaların en önemli sebeplerinden birisi alkollü içkilerin meydana getirdiği huzursuzluktur.Alkollü içecekler, yaralanma, gasp, cinayet vs. gibi her türlü suçun meydana gelmesinde, artmasında en önemli faktördür.Bu gerçekler, istatistiki neticelerle gözler önüne serilmiştir.
İçkilerde insanlara sarhoşluk halini veren, yani asıl zararlı olan madde, daha çok etil alkol denilen kimyevi maddedir.Her bir içkide farklı nispetlerde etil alkol bulunur.Alkol, insan vücudunda karaciğer okside olur, yani yanar.Az bir kısmı böbreklerden ve nefesle ağızdan atılır.Bunun için içkili şahısların nefesleri alkol kokar.
Alkol, anestetik yani uyutucu bir madde olduğundan beynin faaliyetlerine zarar verir.Alkolün kalp kası üzerinde doğrudan doğruya zehirli tesir yaptığı kesindir.Uzun müddet içki kullananlarda alkolün kalp ve iskelet kaslarında bozukluklara yol açtığı bilinmektedir.
Alkolizm; bedeni ve ruhi yönden çökerten bir hastalık olduğu gibi, aileleri yıkan, mutsuzluklara ve büyük iş gücü kaybına yol açan, trafik kazlarının en başta gelen sebepleri arasında bulunan bir toplum ve sağlık meselesidir.Cenab-ı Allah’ın bu kadar helal nimeti varken, bunca zararları olan içkiyi kullanıp harama girmeye hiç lüzum yoktur.
********İLKER TANER********