RABBIM YANINDA BANA BİR EV YAP
"Nakledildiğine göre Firavun'un karısı Asiye kocasından gizli olarak iman etmiş, imanını saklıyormuş. Fakat Firavun sonunda durumu öğrenince, ona işkence edilmesini emretmiş, çeşit çeşit işkencelerden geçirildikten sonra Firavun ona "İmanından dön" diye teklif etmiş, fakat Asiye dönmemiş.
Bunun üzerine Firavun bir tomar kazık getirtmiş, bunlarla Asiye'nin vücudunun çeşitli yerlerine vurmuşlar sonra. Firavun karısına bir daha "dininden dön" diye teklif etmiş, Asiye ona şöyle cevap vermiş, "Senin zorbalığın ancak benim nefsime hükmedebilir, kalbim ise Allah'ın himayesindedir. Beni kıymık kıymık doğrasan bile sadece Allah'a karşı duyduğum sevginin artmasına sebep olabilirsin."
Derken Hz. Musa (A.S.) Asiye'nin yanına varmış, Asiye onu görünce "Ey Musa! söyle bana, Rabb'im benden hoşnud mu, yoksa bana kızgın mı?" diye seslenmiş. Hz. Musa ona şu cevabı vermiş, "Ey Asiye! Göklerin melekleri senin yolunu gözlüyor, yani hepsi senin özlemini çekiyor, ulu Allah seninle iftihar ediyor, ne istiyorsan bana söyle, mutlaka yerine getirilecektir."
Bunun üzerine Asiye şöyle dua etmiş,Asiye'nin bu duası Kur'an-ı kerimde Allah tarafından bize nakledilmektedir. Ulu Allah şöyle buyuruyor:
"Ey Rabb'im! Bana Cennet'te senin yanında bir ev yap. Beni Firavundan ve onun amelinden kurtar. Beni zalimler düruhundan kurtar." ( Tahrim süresi, ayet:11)
Selman-ı Farisi'den (R.A.) rivayet edildiğine göre Firavun'un karısı Asiye'ye uygulanan işkencelerden biriside kızgın güneş altında yanmaya bırakılması idi, fakat işkenceciler çekilip gidince, melekler onu kanatlarının gölgesi altına alırlardı, bu sırada evini görürdü.
Hz. Ebu Hüreyre'den (R.A.) rivayet edildiğine göre firavun, karısı asiye için yere dört kazık çakmış, kadını bunların üzerine yatırmış, göğsünün üstüne de bir değirmen taşı bindirerek bu durumda onu kızgın güneşe doğru çevirip yanmaya bırakmış. Asiye bu halde iken başını göğe kaldırarak az önce naklettiğimiz ayetteki dua ile Allah'a seslenmiş ve
"Ey Rabbim bana Cennet'te senin yanında bir ev yap..." demiş.
Hasan-ül basri (rahimehullahy) der ki, "Allah O'nu en şerefli bir şekilde kurtararak cennete çıkardı. O orada yer, içer." Bundan anlaşıldığına göre Allah'a (C.C.) sığınmak, O'ndan yardım dilemek, sıkıntı ve bela anında O'ndan kurtuluş istemek salihlerin bir geleneği ve mü'minlerin bir göreneğidir.