El Kaide’
diye bir ‘terör örgütü’ yok!
Reşat Nuri Erol
Prof. Dr Mahir Kaynak: “El Kaide, bir istihbarat servisinin yaptığı operasyonun
kod adıdır. Bu yüzden de bizim önce yapılan bu operasyonu deşifre etmemiz
gerekir. Çünkü El Kaide operasyonuyla dünyada bir siyasi sonuç yaratılmak
isteniyor…”
Neşe Düzel, Prof. Dr Mahir Kaynak ile El Kaide ve terör üzerine bir röportaj
yapmış. 1 Ağustos 2005 günü Radikal’de yayımlanan bu röportajın bence önemli
olan ve benim görüşlerimle örtüşen kısımlarını siz değerli okuyucularımla
paylaşmak istiyorum. Üniversitede 20 yıl iktisat profesörlüğü yapan ve 10 yıl
MİT’te çalışan Prof. Dr Mahir Kaynak, bilinen iddialardan farklı ve değişik
görüşler ileri sürüyor. En son TV5’te Prof. Kaynak ile birlikte katıldığımız
Perspektif programında, program öncesinde ve sonrasında da fikir teatisinde
bulunmuş, birçok konuda aynı paralelde düşündüğümüzü müşahede etmiştik…
“El Kaide diye bir terör örgütü yok, El Kaide CIA’dır. Küçük bir örgütün dünyaya
mağaradan şekil verdiğini kabul etmek çok saçma. Terörü devletler yapıyor. El
Kaide, CIA operasyonunun kod adıdır…
El Kaide diye bir örgüt yok!
Eğer bir örgütten bahsediyorsanız, bu örgütün siyasal bir hedefi olması gerekir.
‘El Kaide’nin hedefi nedir?’ sorusunun daha cevabı yok. Kimse El Kaide’nin hangi
somut hedefe ulaşmak istediğini bilmiyor. Oysa IRA, ETA gibi terör örgütlerinin
somut hedefleri ve somut coğrafi alanları vardır. Ayrıca bunların bir kadrosu ve
bir örgüt yapısı da vardır. El Kaide’de bu unsurların hiçbiri yok. Ne kadrosu
var, ne de coğrafi bir alanı. Bütün dünya eylem alanları bunların!..
El Kaide, bir istihbarat servisinin yaptığı operasyonun kod adıdır. Bu yüzden de
bizim önce yapılan bu operasyonu deşifre etmemiz gerekir. Çünkü El Kaide
operasyonuyla dünyada bir siyasi sonuç yaratılmak isteniyor…
El Kaide eylemlerinden çıkan tek siyasi sonuç, Batı dünyasında bir İslâm
aleyhtarlığının doğuşudur ve İslâm’ın terörle özdeşleşmesidir.
‘Böyle bir siyasi sonuç niçin isteniyor ve bunu kim istiyor?’ sorusunun cevabını
bulmalıyız. Çünkü El Kaide’nin eylemleri dünyadaki dengeleri değiştiriyor. Küçük
bir örgütün dünyaya şekil verdiğini kabul etmek kadar saçma bir şey olamaz. Bu
büyük bir operasyondur. Öyle ki, dünyada, halklar nezdinde, İslâm karşıtı bir
cephe oluşuyor her şeyden önce…
El Kaide operasyonunu CIA yürütür…
Diğer ülkelerin gizli servisleri ise operasyonu sadece anlamakla kalırlar… Zaten
devlet operasyonlarında da gerçek hiçbir zaman ortaya çıkmaz. Kennedy’nin devlet
tarafından öldürüldüğüne dair neredeyse kesin kanaat var ama bunun kanıtı asla
ortaya çıkmaz. Burada da Amerikan istihbaratının kullandığı adamların adına El
Kaide demişler. Yapılacak eyleme göre üç-beş kişi temin ediliyor ve o eylem
yaptırılıyor. Bunlar örgüt falan değil. CIA tarafından kullanılan adamlar
bunlar. Bu terörü devletler yapıyor. Bunları intihar saldırılarına falan
sürüyor. Kendi ikiz kulelerini vuruyor. Buna, Amerikan siyaset yapımcıları karar
vermiştir. Bush da bilmeyebilir. CIA da büyük bir gücün içerisinde sadece
uygulayıcı organdır…
11 Eylül’ü CIA neden yapmasın?
Eğer size bunun alternatifinin bir savaş olduğunu söyleseydi, ‘Bunu yapmasaydım
savaşacaktım ve bu savaşta 1 milyon kişi ölecekti’ deseydi... İkinci Dünya
Savaşı’nda da benzer bir hesaplaşma, bir yerleri ele geçirme kavgası vardı ve
sonuçta 50 milyon insan öldü. Şu anda dünyada çok düşük maliyetli bir savaş
yaşanıyor. Bize de, çatışmanın tarafı olarak bir tarafta El Kaide, diğer tarafta
bütün dünya gösteriliyor. Bunu kabul ederseniz bir sürü mantıksızlığın içine
düşersiniz…
Bugün, dünya savaşının sonucuna benzer sonuçlar oluşturuluyor. Bunu bir avuç
militanın yaptığını kabul etmek mümkün değil. Yani öyle bir güç var ki,
yaptıklarıyla dünya yeniden şekilleniyor ama bu örgütün içinden hiçbir ihanet
çıkmıyor, ona para hiç tesir etmiyor, hiçbir bilgi sızmıyor. Niye? Çünkü ‘El
Kaide’ diye bir örgüt yok…
Operasyonlarda projeye uygun olarak üç-beş Müslüman kullanılıyor. Ellerinde de
zaten Afganistan ve Pakistan’da daha önce Sovyetler’e karşı yetiştirdikleri
adamlar var. Militanlar çok kısa süreli istihdam ediliyor ve hatta eylemi
yapanlar da ölüyor. Bilgi sızmaması için bütün tedbirleri alıyorlar. Mesela
bazen militanın kendisi bile militan olduğunu bilmeyebilir. Adamı gizli servis
için angaje edersiniz, al şu çantayı götür dersiniz. Uzaktan kumandayla çantayı
patlatırsınız. Alın size bir intihar bombacısı işte. Bir kamyoncuya şu sütleri
götür dersiniz. Yoldan geçerken de patlatırsınız...
El Kaide’nin kendisi gibi bir de hayalet lideri var. O da ne görülüyor, ne
bulunuyor. Böyle aranan biri, güçlü bir destek olmadan bu kadar uzun süre
gizlenebilir mi?
Gizlenemez, mümkün değil. Gizli servislerce saklanıyor olması lazım...
İslâm’la terörün özdeşleşmesi isteniyor
İslâm terörle özdeşleştiği zaman siyasal vasfını kaybetmek zorunda kalır. Amaç,
İslâm’la terörün özdeşleşmesi ve böylece İslâm’ın bir düşünce, bir siyasal
söylem ve yaşanan canlı bir hayat olmaktan çıkarılmasıdır. Zaten bir siyasal
fikri yok etmek istiyorsanız, önce onun içini düşünceden boşaltacaksınız sonra
da o hareketi sadece eylemci yapacaksınız. Türkiye’de sol da böyle bertaraf
edildi. Solun içi düşünce olarak boşaltıldı ve solcular sadece birer ‘silahlı
eylemci’ profiline dönüştürüldü. Kürt hareketi de böyle oldu. Sınıfsal hareket
olarak başladı, terörist haline geldi. Bugün de Batı, İslâm için aynı metodu
kullanıyor. Amerikan derin devleti, siyasal İslâm’ı böyle tasfiye ediyor...
Milli gazete.8-8-2005
EL KAİDE
DİYE BİR ÖRGÜT YOK
Küçük bir örgütün dünyaya mağaradan şekil verdiğini kabul etmek çok saçma.
Terörü devletler yapıyor. El Kaide, CIA operasyonunun kod adıdır.
Çatışma, Bush`un ABD`siyle İslam`da örgütlenen küresel sermaye arasında. El
Kaide, Bush`un provokatörü. Küresel sermayenin ılımlı İslamı`nı tasfiye ediyor
Adamı gizli servis için angaje eder, al şu çantayı götür dersiniz. Uzaktan
kumandayla da çantayı patlatırsınız. Alın size bir intihar bombacısı işte
NEDEN? Mahir Kaynak
Bütün dünyanın dengelerini, ilişkilerini, hatta yaşama biçimini, anlayışını ve
kültürünü sarsan, değişime zorlayan büyük terör olayları yaşanıyor. Bu terör
olaylarının her birinin altında da El Kaide imzası var. El Kaide, yeryüzünde
istediği her yeri istediği zaman vurabiliyor, yeryüzünün her tarafında
eylemleriyle görünebiliyor ama yeryüzünün hiçbir yerinde görülmüyor ve
yakalanmıyor. Dünyanın bütün devletleri istihbarat da dahil ellerindeki bütün
güçlerle bu örgütü yakalamaya çalışıyor ama yakalayamıyor. Sanki bütün dünyadan
daha güçlü bir örgütle karşı karşıyayız. Bu örgütün yaptığı terör eylemlerinin
somut bir amacı ve somut bir talebi de yok. Bu nedir peki? Böyle bir şey mümkün
olabilir mi? Dünyadan daha güçlü bir örgüt nasıl hiç görülmeden var olabilir? Bu
anlaşılmaz ve açıklanması neredeyse imkânsız görüntünün arkasındaki gerçekleri,
ihtimalleri, El Kaide`nin ne ve kim olduğunu, kim tarafından desteklendiğini,
amacını, hangi siyasi çekişmenin içinde yer aldığını eski bir istihbaratçı olan
Mahir Kaynak`a sorduk. Üniversitede 20 yıl iktisat profesörlüğü yapan ve 10 yıl
MİT`te çalışan Kaynak, bilinen iddialardan değişik ve tartışılacak görüşler
ileri sürdü.
Dünya yine El Kaide paniği yaşıyor. Bu örgüt dünyanın her tarafında kendi
varlığını gösterebiliyor ama dünyanın hiçbir yerinde görülmüyor ve bulunmuyor.
Bu öyle bir terör örgütü ki, tarifi, tanrının tarifine benziyor. Dünyanın her
yerinde var olabilen ve dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen bir örgütten söz
edildiğinde, bir istihbaratçı ne düşünür? Bu örgütün olmadığını düşünür.
El Kaide diye bir örgüt yok mu? Bu terörü başkaları yapıyor da, biz olmayan bir
örgütü mü arıyoruz?
El Kaide diye bir örgüt yok. Eğer bir örgütten bahsediyorsanız, bu örgütün
siyasal bir hedefi olması gerekir. El Kaide`nin hedefi nedir sorusunun daha
cevabı yok. Kimse El Kaide`nin hangi somut hedefe ulaşmak istediğini bilmiyor.
Oysa İRA, ETA gibi terör örgütlerinin somut hedefleri ve somut coğrafi alanları
vardır. Ayrıca bunların bir kadrosu ve bir örgüt yapısı da vardır. El Kaide`de
bu unsurların hiçbiri yok. Ne kadrosu var, ne de coğrafi bir alanı. Bütün dünya
eylem alanları bunların.
El Kaide`nin bir dönem Afganistan`da kurulan Taliban düzenini bütün İslam
dünyasında kurmayı hedeflediği söyleniyor. Sizce El Kaide`nin böyle bir amacı
yok mu?
Bir amaç ile eldeki araçlar arasında uyum olması gerekir. Elinize bir topluiğne
alıp `Ben adam öldüreceğim` derseniz olmaz. El Kaide`nin kendi gücüyle, İslam
dünyasında öngördüğü rejimi kurması mümkün değil. Ne gücü, ne kadrosu, ne de
destekleyicisi var. Aslında El Kaide diye bir örgüt yok. El Kaide, bir
istihbarat servisinin yaptığı operasyonun kod adıdır. Bu yüzden de bizim önce
yapılan bu operasyonu deşifre etmemiz gerekir. Çünkü El Kaide operasyonuyla
dünyada bir siyasi sonuç yaratılmak isteniyor.
El Kaide terörüyle nasıl bir siyasi sonuç yaratılıyor sizce?
El Kaide eylemlerinden çıkan tek siyasi sonuç, Batı dünyasında bir İslam
aleyhtarlığının doğuşudur ve İslam`ın terörle özdeşleşmesidir. Böyle bir siyasi
sonuç niçin isteniyor ve bunu kim istiyor sorusunun cevabını bulmalıyız. Çünkü
El Kaide`nin eylemleri dünyadaki dengeleri değiştiriyor. Küçük bir örgütün
dünyaya şekil verdiğini kabul etmek kadar saçma bir şey olamaz. Bu büyük bir
operasyondur. Öyle ki, dünyada, halklar nezdinde, İslam karşıtı bir cephe
oluşuyor her şeyden önce.
İslam karşıtı bir cephe oluşturularak ne elde edilmek isteniyor?
Bakın, bugün dünyadaki yeni dengenin nasıl kurulacağıyla ilgili iki ayrı
yaklaşım var. Biri, küresel sermayenin yaklaşımı. Diğeri Bush`un Amerikası`yla
Putin`in Rusyası`nın yaklaşımı. Küresel sermayenin yaklaşımı, Huttington`ın
`Medeniyetler Çatışması` tezini benimsiyor. Dünyayı Batı medeniyeti ve onun
dışında kalanlar diye ayrıştırıyor ve `Dünyadaki yeni denge, Batı dünyasıyla
diğerleri arasında kurulsun` diyor. İkinci yaklaşım ise dünyayı, geçmişteki gibi
yine bir tarafta Amerika, diğer tarafta Rusya diye ikili bir dengeye oturtmak
istiyor. Bugün dünyadaki çatışma işte bu kurulacak yeni denge konusunda
yaşanıyor. Şu anda Bush`un Amerikası`yla Putin`in Rusyası anlaşmış durumda.
Bunların karşısında da küresel sermaye farklı bir güç odağı olarak duruyor. Şu
anda bunlar dışında bir siyasi hedefi olan başka bir güç odağı yok dünyada.
Küresel sermayenin de dünya için biçtiği bir yönetim biçimi var.
Nedir o?
Küresel sermayenin bir `ılımlı İslam` politikası var. İslam`ın kapitalizmle
uzlaşmazlıklarının kaldırılması ve piyasa ekonomisine sokulması politikası bu.
Küresel sermaye, `İslam dünyasını Batı sisteminin ve pazarının içine sokarız ve
böylece sorun biter` diyor. El Kaide ise küresel sermayenin ılımlı İslamı`ndan
tamamen farklı bir hedefi devreye sokuyor. `Müslümanlar dünyadaki düşman, öteki
olsun` diyor. Nitekim El Kaide`nin eylemleri sonucunda dünyada öyle bir İslam
karşıtı cephe oluşuyor ki, ılımlı ya da radikal ayrımı yapılmadan bütün İslam
`terörist` kabul ediliyor. Böyle bir sonucu bir İslami odağın yaratmasının
mantığı yok. Bunu Batılı bir odak yapıyor. Küresel sermayenin `ılımlı İslam
modeli`ni ve siyasal İslam`ı tasfiye etmek için yapıyor bunu.
Kapitalizmle çatışmayan bir ılımlı İslam`ı, Amerika niye yok etmek istesin ki?
Çünkü küresel sermayenin İslam içinde bir örgütlenmesi, yapılanması var. Küresel
sermaye petrole sahip değil ve petrol şirketlerini kontrol etmiyor ama petrolü
üreten ülkelerin yönetimini ele geçiriyor. Yeltsin döneminde Rusya`yı da ele
geçiriyordu. Şu anda Suudi Arabistan`daki para sahipleriyle küresel sermaye
arasında da bir bütünleşme var. Amerika işte bu yapıyı tasfiye edecek. Yoksa
Amerika, bir zamanlar kendi vilayetinden daha yakın telakki edilen Suudi
Arabistan`daki rejimi neden değiştirmek istesin ki? Geçenlerde Bush yönetimine
yakın bir isim, bir Arap zenginin ABD`den çektiği parayı Türkiye`ye sevk ederek
Türk ekonomisini ayakta tuttuğunu yazdı, şikâyet etti.
Türkiye`nin çatışmada yeri ne?
Türkiye bugün, ılımlı İslam modeliyle küresel sermayenin yönetiminde olan en
önemli ülkelerden biridir. Hükümetin Amerikan yönetimiyle arası iyi değil.
Başbakan Erdoğan `Düğmeye bastılar` diye şikâyet ediyor. Bush ve Putin
yönetimleri, küresel sermayenin ılımlı İslam tezini ortadan kaldırmak
istiyorlar. `Ilımlı İslam yok. İslam bir bütündür, hepsi radikaldir. Ya
sekülerleşeceksiniz ya da yok olacaksınız` diyorlar. Bunlar, İslam`ı siyasal
olmaktan çıkaracaklar. Sonuçta, dünyadaki bugünkü çatışma mağaradaki bir adamla
dünya arasında değil. Çatışma, küresel sermaye ile Bush`un Amerikası arasında
yaşanıyor. El Kaide de, Bush ve Putin`in temsil ettiği cephe adına bütün
provokasyonları yapıyor, küresel sermayenin ılımlı İslam modelini bitiriyor.
Sizin küresel sermayeden kastettiğiniz nedir?
Küresel sermaye, herhangi bir işletmeyi, şirketi, fabrikayı yönetmeyen, bunların
da sahibi olmayan, sadece paraya hükmeden ve parayı kullanan gruptur. Finans
kesimindeki bu kişilerin kullandığı paralar sadece kendi servetleriyle de
sınırlı değildir. Çünkü bugünün dünyasında paranın sahibi ve kullananı
farklıdır. Yani siz paraya sahip olursunuz, bu parayı bankaya yatırırsınız, bu
parayı bankanın yöneticisi kullanır. Dolayısıyla küresel sermaye bugün dünyada
kendi servetini çok aşan bir biçimde trilyonlarca dolara hükmeder ve
ulus-devletler kadar güçlüdür. Üstelik bir coğrafyaya bağlı da değildir. Her yer
onun mekânıdır. Amerika`nın yıkılması onu çok da rahatsız etmez.
Soroz bunlardan biri mi?
Soroz, Rochild, Rockefeller küresel sermayenin temsilcileridir. Küresel
sermayenin devleti aşan bir gücü var. Şu anda Amerika ve Rusya`daki yönetim,
küresel sermayenin siyasal gücünü tasfiyeye uğraşıyor. El Kaide, küresel
sermayeye ve İslam`a karşı kullanılıyor. Ama bazıları `Afganistan`da mağarada
yaşayan bir Usame bin Ladin var, o bütün dünyayla savaşıyor` diyor.
El Kaide, sizin dediğiniz gibi bir operasyonun kod adıysa, sonuçta yine
operasyonu yapan bir örgüt var demektir. Dünyanın bütün istihbarat örgütlerinin
aradığı ama izini bulamadığı, bir anlamda dünyadaki bütün istihbarat
örgütlerinin toplamından daha güçlü bir örgüt nasıl olabilir?
El Kaide operasyonunu CIA yürütür ve Putin yönetimi de bunun farkındadır ya da
ortağıdır. Diğer ülkelerin gizli servisleri ise operasyonu sadece anlamakla
kalırlar. Amerika`ya karşı bir şey yapmak kolay mı? Zaten devlet
operasyonlarında da gerçek hiçbir zaman ortaya çıkmaz. Kennedy`nin devlet
tarafından öldürüldüğüne dair neredeyse kesin kanaat var ama bunun kanıtı asla
ortaya çıkmaz. Burada da Amerikan istihbaratının kullandığı adamların adına El
Kaide demişler. Yapılacak eyleme göre üç-beş kişi temin ediliyor ve o eylem
yaptırılıyor. Bunlar örgüt falan değil. CIA tarafından kullanılan adamlar
bunlar. Bu terörü devletler yapıyor. Bunları intihar saldırılarına falan
sürüyor. Kendi ikiz kulelerini vuruyor. Buna, Amerikan siyaset yapımcıları karar
vermiştir. Bush da bilmeyebilir. CIA da büyük bir gücün içerisinde sadece
uygulayıcı organdır.
CIA, ikiz kuleleri vurarak vatandaşlarını mı öldürdü?
11 Eylül`ü CIA neden yapmasın?
Eğer size bunun alternatifinin bir savaş olduğunu söyleseydi, `Bunu yapmasaydım
savaşacaktım ve bu savaşta 1 milyon kişi ölecekti` deseydi...
İkinci Dünya Savaşı`nda da benzer bir hesaplaşma, bir yerleri ele geçirme
kavgası vardı ve sonuçta 50 milyon insan öldü. Şu anda dünyada çok düşük
maliyetli bir savaş yaşanıyor. Bize de, çatışmanın tarafı olarak bir tarafta El
Kaide, diğer tarafta bütün dünya gösteriliyor. Bunu kabul ederseniz bir sürü
mantıksızlığın içine düşersiniz.
Ne gibi?
Bugün, dünya savaşının sonucuna benzer sonuçlar yaratılıyor. Bunu bir avuç
militanın yaptığını kabul etmek mümkün değil. Yani öyle bir güç var ki,
yaptıklarıyla dünya yeniden şekilleniyor, ama bu örgütün içinden hiçbir ihanet
çıkmıyor, ona para hiç tesir etmiyor, hiçbir bilgi sızmıyor. Niye? Çünkü El
Kaide diye bir örgüt yok.
Operasyonlarda projeye uygun olarak üç-beş Müslüman kullanılıyor. Ellerinde de
zaten Afganistan ve Pakistan`da daha önce Sovyetler`e karşı yetiştirdikleri
adamlar var. Militanlar çok kısa süreli istihdam ediliyor ve hatta eylemi
yapanlar da ölüyor. Bilgi sızmaması için bütün tedbirleri alırlar. Mesela bazen
militanın kendisi bile militan olduğunu bilmeyebilir. Adamı gizli servis için
angaje edersiniz, al şu çantayı götür dersiniz. Uzaktan kumandayla çantayı
patlatırsınız. Alın size bir intihar bombacısı işte. Bir kamyoncuya şu sütleri
götür dersiniz. Yoldan geçerken de patlatırsınız.
El Kaide`nin kendisi gibi bir de hayalet lideri var. O da ne görülüyor, ne
bulunuyor. Böyle aranan biri, güçlü bir destek olmadan bu kadar uzun süre
gizlenebilir mi?
Gizlenemez, mümkün değil. Gizli servislerce saklanıyor olması lazım.
İslam`la terör arasında bağlantıyı El Kaide kuruyor. El Kaide sayesinde artık
Batı`da Müslüman denildiğinde akla terör geliyor. Her yanda Müslümanlar baskı
görüyor. El Kaide`nin, İslam`la terörü böyle birbirine bağlamaktan amacı ne?
İslam terörle özdeşleştiği zaman siyasal vasfını kaybetmek zorunda kalır. Amaç,
İslam`la terörün özdeşleşmesi ve böylece İslam`ın bir düşünce, bir siyasal
söylem olmaktan çıkarılmasıdır. Zaten bir siyasal fikri yok etmek istiyorsanız,
önce onun içini düşünceden boşaltacaksınız sonra da o hareketi sadece eylemci
yapacaksınız. Türkiye`de sol da böyle bertaraf edildi. Solun içi düşünce olarak
boşaltıldı ve solcular sadece birer `silahlı eylemci` profiline dönüştürüldü.
Kürt hareketi de böyle oldu. Sınıfsal hareket olarak başladı, terörist haline
geldi. Bugün de Batı, İslam için aynı metodu kullanıyor. Amerikan derin devleti,
siyasal İslam`ı böyle tasfiye ediyor.
Siyasal İslam niye bitirilmek isteniyor sizce?
Siyasal İslam dünyada solun yerini alıyordu. Batı toplumlarında da, ezilmiş
insanlar İslam`ı bir kurtuluş dini olarak görüyordu. Şimdi hem İslam`ın içini
düşünce olarak boşaltıyorlar hem de küresel sermayenin İslam ülkelerindeki
egemenliğini bitiriyorlar. Yaşanan, ulusal-devletlerle küresel sermayenin
kavgasıdır. Küresel sermaye devlete karşıydı ve devleti aşacaktı. Şu anda
ulus-devletin egemenliği korunmaya çalışılıyor. Kapitalizmin üst ürünü olan
küresel sermaye devletlerin kontrolü altına alınmaya çalışılıyor. El Kaide`nin
eylemleriyle de, küreselleşmenin mekanizmaları yıkılıyor. Zaten dünyada İslam`ın
yükselişi de İslam`ın kendi dinamikleriyle olmamıştı. Sovyetler`i kuşatmak için
yaratılan Yeşil Kuşak projesi olmasaydı, biz bugün etrafta bu kadar namaz kılan
adam görmezdik. Ama artık küresel sermayenin, Yeşil Kuşak ve siyasal İslam
içindeki gücü görüldüğü için Yeşil Kuşak`ı ve siyasal İslam`ı bitiriyorlar.
Bir de bizim PKK terörü sorunumuz var. PKK, pek başvurmadığı kanlı bir yönteme
başvuruyor şimdi. Batı bölgelerindeki sivil hedeflere saldırıyor. Niye yapıyor
bunu?
PKK`nın kim olduğu belli değil, bölündü. Terör eylemlerini hangi parçası yapıyor
ya da PKK mı yapıyor, çok şüpheli. PKK, İran ve Suriye`yle mücadelede. Amerika
ve Avrupa terörist ilan etmiş. Barzani ve Talabani`yle geçinemiyor. Böyle bir
örgüt, `Bu kadar düşman şu anda bana az, ben bir de TSK`yı üzerime çekeyim de,
beni iyice ezsinler` der mi? PKK`nın tasfiyesini isteyen bir güç, adına PKK
deyip eylem yapıyor. Mesela ben Barzani olsam böyle bir işi yaparım, PKK
derdinden kurtulurum. Bu terör eylemleri sonucu eğer biz Türkiye`dekileri Irak`a
doğru sürersek, orada zaten izole edilmiş olduklarından aç ve parasız kalırlar
ve siyasi destekleri kalmadığından mecburen Barzani`nin emrine girerler. Bir
örgüt silahla değil satın alınarak tasfiye edilir zaten. Şimdi de PKK`nın
tasfiyesi isteniyor ve şu anki proje PKK`nın Barzani`nin kontrolüne girmesini
sağlamaktır. Yapılan o... PKK`lılar paralı asker haline gelecekler...