Bize
Hâlid b. Mahled haber verip
<dedi ki), bize Mâlik, Nâfi'den,
(O da) İbn Ömer'den (naklen)
rivayet etti ki; O karısını
hayızlı iken boşamıştı da
(babası) Hz. Ömer bunu Hz.
Pey-gamber'e bildirmişti. (Hz.
Peygamber) de şöyle buyurmuştu:
"O'na (karısına) dönmesini ve
onu temizleninceye, sonra
(tekrar) hayız oluncaya, sonra
(tekrar) temizleninceye kadar
(karısı olarak yanında)
tutmasını emret. Ondan sonra
dilerse (onu) tutar, dilerse
(kendisine) dokunmadan önce
(onu) boşar. İşte, kadınlar
boşanılırken Allah'ın
gözetilmesini emrettiği iddet
budur!"
DARİMİ @
T A L Â K @ K İ T A B I
l.BÂB—TALÂKTA SÜNNETE UYGUN OLAN
UYGULAMA
2267. Bize Hâlid b. Mahled haber
verip
2268. Bize Ubeydullah b. Musa
haber verip (dedi ki), bize
Süfyan, Muhammed b.
Abdirrahman'dan haber verdi ki,
O şöyle demiş: Ben Salim'i, İbn
Ömer'den (naklen) anlatırken
işittim ki, Hz. Ömer, İbn Ömer
karısını boşadığında (bunu) Hz.
Pey-gamber'e (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) söylemiş, O da şöyle
buyurmuş: "Ona emret de
(karısına) dönsün, sonra
(karısı) temiz iken onu bo-şasm.
Ebû Muhammed (ed-Darimî) dedi
ki: "Bu (Hadisi) İbnu'l-Mubarek
ve Vekî', "...veya hâmile iken
(boşasın!)" şeklinde rivayet
etmişlerdir."
2.BAB—(RİC'İ TALÂKLA BOŞANILMIŞ
KADINA) DÖNÜP (NİKÂHI DEVAM
ETTİRMEK) HAKKINDA
2269. Bize İsmail b. Halil ve
İsmail b. Ebân rivayet edip
dediler ki, bize Yahya b. Ebî
Zaide, Salih b. Salih'ten, (O)
Seleme b. Küheyl'den, (O) Saîd
b. Cübeyr'den, (O) İbn
Abbâs'tan, (O da) Hz. Ömer'den
(naklen) rivayet etti ki, O
şöyle dedi: "Ra-sulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) Hafsa'yı (ric'î
talâkla) boşamış, sonra O'na
dönüp (evliliğini devam
ettirmişti)."
2270. Bize Saîd b. Süleyman,
Hüseyin'den, (O) Humeyd'den, (O
da) Enes'ten (naklen) haber
verdi ki, Hz. Peygamber (Sal-lallahu
Aleyhi ve Sellem) Hz. Hafsa'yı (ric'î
talâkla) boşamış, sonra O'na
dönüp (evliliğini devam
ettirmişti). Ebû Muhammed (ed-Dârimî)
dedi ki: "Ali ibnu'l-Medîni bu
Hadisi tanımamış ve "bize göre
bu Hadis Basra'da Humeyd'den
(nakledilmiş) değildir1'
demişti."
3.BÂB—NİKÂHTAN ÖNCE HİÇBİR TALÂK
GERÇEKLEŞMEZ
2271. Bize el-Hakem b. Musa
haber verip (dedi ki), bize
Yahya b. Hamza, Süleyman b.
Dâvûd'dan rivayet etti (ki, O
şöyle demiş): Bana ez-Zühri, Ebû
Bekr b. Muhammed b. Amr b.
Hazm'dan, (O) babasından, (O da)
dedesinden naklen rivayet etti
ki; -el-Hakem dedi ki; Yahya b.
Hamza bana; "ben (bu Hadisi)
parçalara ayırıp (burada bir
kısmını zikredeceğim) demişti-:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) Yemen'lilere; "Kur'an'a
yalnız temiz olan dokunsun!
Evlenmeden önce hiçbir talâk
(gerçekleşmez!) Satın alınmadan
önce hiçbir köle azadı
(gerçekleşmez!)" diye yazmıştı.
Ebû Muhammed (ed-Dârimî'ye);
"(Süleyman bu Hadisi ez-Zühri'den
semâ1 etmiş midir?)" denildi, O
da şöyle cevap verdi: "Öyle
sanıyorum ki, bunlar sanki Ömer
b. Abdüaziz'in (ez-Zühri'ye
yazdırdığı) kitaptan
(alınmıştır!)"
4.BÂB—KADINI, KENDİSİNİ BOŞAYIP
DA BOŞAMASINI (ÜÇ TALÂKLA
YAPARAK NİKÂH BAĞLARINI TAMAMEN)
KESEN KOCASINA NE HELÂL KILAR?
2272. Bize Muhammed b. Yûsuf
haber verip (dedi ki), bize îbn
Uyeyne, ez-Zühri'den rivayet
etti ki, O şöyle demiş: Ben Urve
ibnu'z-Zübeyr'i, Hz. Aişe'den
(naklen anlatırken) işittim ki,
O şöyle demiş: Rifâ'a el-Kurazî'nin
karısı, (Hz. Peygamber'in)
yanında Ebû Bekir varken, Hâlid
b. Saîd ibni'1-As da kapıda,
kendisine Rasulullah'm (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) huzuruna
girmesi için izin verilmesini
bekliyorken Rasulullah'a (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) gelip şöyle
dedi: "Yâ Rasulullah, ben
Rifâ'a'nın karışıydım. Sonra O
beni boşamış, boşamasını da (üç
talâkla yaparak nikâh bağlarını
tamamen) kesmişti." (Hz.
Peygamber de) şöyle buyurdu: "Rifâ'a'ya
dönmek mi istiyorsun? Hayır!
(Yeni kocan) senin balçığından
tat-madıkça, sen de onun
balçığından tatmadıkça, (Rifâ'a'ylayeniden
ev-lenemezsiniy O zaman Hâlid b.
Saîd şöyle bağırdı: "Ebû Bekir!
Görmüyor musun, bu (kadın)
Rasulullah'm (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) yanında açıktan açığa
ne söylüyor?"
2273. Bize Ferve rivayet edip
(dedi ki), bize Ali b. Mushir,
Hişâm b. Urve'den, (O)
babasından, (O da) Hz. Aişe'den
(naklen) rivayet etti ki, O
şöyle dedi: Kurayzaoğulları'ndan
bir adam olan Rifâ'a, karısını
boşamış, sonra da (karısıyla)
Abdurrahman ibnu'z-Zebir
evlenmişti. Derken (bu kadın)
Rasulullah'a (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) gelip; "yâ Rasulullah,
vallahi ondaki ancak (elbisenin)
şu püskülü gibidir!" demişti.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) de ona şöyle buyurmuştu:
"Muhtemelen sen Rifâ 'a 'ya
dönmek istiyorsun! Hayır, (Abdurrahman)
senin balçığından (yani seninle
cima etme lezzetinden)
tatmadıkça -veya O; "sen onun
balçığından tat-madıkça"
buyurmuştu-, (Rifâ'a'ya
dönemezsin/)"
5.BÂB—EVLİLİĞİ SÜRDÜRMEYİ VEYA
BOŞANMAYI) SEÇME (MUHAYYERLİK)
HAKKINDA
2274. Bize Ya'lâ haber verip
(dedi ki), bize İsmail b. Ebî
Hâlid, eş-Şa'bi'den, (O da)
Mesrûk'tan (naklen) rivayet etti
ki, O şöyle dedi: Hz. Aişe'ye
(kocanın evliliği sürdürmeyi
veya boşanmayı karısının)
seçimine (bırakmasının hükmünü,
bunun talâk sayılıp
sayılmayacağını) sordum da, O
şöyle cevap verdi: "Muhakkak ki
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) (evliliğimizi sürdürmeyi
veya boşanmayı) biz
(hanımlarının) seçimine
bırakmıştı. Peki (bu) talâk mı
olmuştu?"
6.BÂB—KADININ, KOCASINDAN
KENDİSİNİ BOŞAMASINI İSTEMESİ
YASAĞI
2275. Bize Muhammed ibnu'l Fadl
rivayet edip (dedi ki), bize
Hammâd b. Zeyd, Eyyûb'dan, (O)
Ebû Kılâbe'den, (O) Ebû
Esmâ'dan, (O da) Sevbân'dan
(naklen) rivayet etti ki, O
şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"—Hangi kadın, (boşamayı
istemeyi gerektirici bir zorluk
olmaksızın kocasından (kendisini
veya kumasını) boşamasını
isterse, Cennet'in kokusu ona
haram olur!"
7.BÂB—BİRŞEY KARŞILIĞINDA BOŞAMA
(HUL) HAKKINDA
2276. Bize Yezîd b. Harun haber
verip (dedi ki), bize Yahya -ki
O, İbn Saîd'dir-, haber verdi
ki, Amra kendisine haber vermiş
ki, Sabit b. Kays b. Şemmâs,
Habibe bint Sehl ile evlenmiş.
(Ama bu arada Rasulullah'ın (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem), vaktiyle
komşusu iken144 Habibe ile
evlenmeyi düşündüğünü de
zikretmiş.) Sabit Onu dövmüş.
Bunun üzerine Habibe sabahın
alaca karanlığında Ra-sulullah'm
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
kapısına dikilmiş. Rasulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) de dışarı
çıkınca bir insan (karaltısı)
görüp; "Kim o?" buyurmuş.
(Habîbe de); "ben Habîbe bint
Şehrim" demiş. O zaman Hz.
Peygamber; "Ne işin var?"
buyurmuş (Habîbe); "ne ben, ne
Sabit, (artık bir araya
gelemeyiz!)" demiş. Derken
Sabit, Ra-sulullah'a (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) gelmiş, (Rasulullah)
da O'na;
"Ondan, (kendisine verdiğin
şeyleri) al ve onu serbest
bırak" buyurmuş. (Habîbe) de;
"yâ Rasulullah, onun bana
verdiği şeylerin hepsi
yanımdadır" demiş. Bunun üzerine
(Sabit, verdiği şeyleri) ondan
almış, o da ailesinin yanında
kalmış.
8.BÂB—KESİN BOŞAMA (TALÂKUL-BETTE)
HAKKINDA
2277. Bize Süleyman b. Harb
rivayet edip (dedi ki), bize
Cerir b. Hâzini, ez-Zübeyr'den,
(O da)
Abdulmuttaliboğulları'ndan bir
adam olan Sa'îd'den (naklen)
rivayet etti ki, O şöyle dedi:
Bana, Abdullah b. Ali b. Yezîd
b. Rukâne'den bir hadîs
ulaşmıştı. O, o zaman kendisine
ait bir köyde idi. Bunun üzerine
O'na gelip (bunu) kendisine
sordum da O, şöyle dedi: Bana
babam, dedemden rivayet etti ki,
O karısını kesin olarak
(el-bette) boşamış, sonra Hz.
Peygamber'e (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) gelip bunu O'na
bildirmiş, O da "(Bununla) ne
kastettin?" buyurmuş. O; "bir
(talâk!)" demiş. (Hz.
Peygamber); "Vallahi mi?"
buyurmuş. O; "vallahi!" demiş,
(Hz. Peygamber de); "O,
kastettiğin şeydir!" buyurmuş.
9. BÂB—ZIHAR HAKKINDA
2278. Bize Zekeriyyâ b. Adiyy
rivayet edip (dedi ki), bize
Abdullah b. İdrîs, Muhammed b.
İshak'tan, (O) Muhammed b.
Amr'dan, (O) Süleyman b.
Yesâr'dan, (O da) Seleme b. Sahr
el-Beyâzî'den (naklen) rivayet
etti ki, O şöyle dedi: Ben
kadınlardan, benden başkasının
elde edemediği şeyi elde eden,
(onlarla çok cima yapan) bir
kişi idim. Bunun için Ramazan
ayı girdiğinde gecemde (karımla
cima gibi) birşey yapıp da,
bunun benimle sa-bahlayıncaya
kadar devam etmesinden
korkmuştum. (Seleme) sözüme
şöyle devam etti. Bu sebeple de
(cimâdan kaçınmak için Ramazan
ayı) geçinceye kadar (geçerli
olmak üzere) zıhâr yapmıştım.
Derken bir gece bir ara bana
hizmet ediyorken onun bir şeyi,
(bir-yeri) açılıverir.O zaman
ben onun üzerine atlamakta
gecikmemiştim! Sabah olunca
kavmime gidip (bunu) onlara
haber vermiş ve "haydi, benimle
beraber Rasulullah'a (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) yürüyün!"
demiştim de onlar şöyle cevap
vermişlerdi: "Hayır! Vallahi
seninle beraber yürümeyiz. Biz
hakkında Kur'an (âyeti)
inmesinden veya hakkında
Rasulullah'tan (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem), utancı bizden
ayrılmayacak olan bir söz
gelmesinden korkuyoruz.
Andolsun ki, seni günâhınla
başbaşa bırakacağız!" Bunun
üzerine (tek başıma)
Rasulullah'a (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) gitmiş ve kendisine
haberimi anlatmıştım. O da;
"Seleme! Sen bunu (yaptın mı?)"
buyurmuştu. Ben; "bunu (yaptım)"
demiştim. O (yine); "Seleme! Sen
bunu (yaptın mı?)" buyurmuştu.
Ben; "bunu (yaptım!)" demiştim.
O (yine); "Seleme! Sen bunu
yaptın mı?" buyurmuştu. Ben;
"bunu yaptım. İşte ben candan
sabredeceğim, hakkımda bana
Allah'ın gösterdiği (şekilde)
hüküm ver" demiştim. (O zaman
Hz. Peygamber); "Şu halde bir
boyun (yani bir köle) âzâd et!"
buyurmuştu. (Seleme) sözüne
şöyle devam etti: Ben de
(elimle) boynumun üstüne vurup;
"seni Hak ile gönderen (Allah'a)
yemin olsun ki, şu (boynumdan)
başka bir boyuna sahip değilim"
demiştim.
(Hz. Peygamber); "O halde
peşpeşe iki ay oruç tut!"
buyurmuştu. Ben; "bana oruçta
isabet eden (günâhtan) başkası
mı isabet etmiştir?" demiştim.
(Hz. Peygamber bu sefer);
"Öyleyse altmış yoksula bir
vesk147 kuru hurma yedir!"
buyurmuştu. Ben de; "seni Hak
ile gönderen (Allah'a) yemin
olsun ki, biz gerçekten bu
gecemizi aç olarak geçirdik;
hiçbir yiyeceğimiz yoktu!"
demiştim. (Bunun üzerine Hz.
Peygamber); "Öyleyse
Zureykoğulları'nın zekât
memuruna git de, o (zekâtı) sana
versin. Sen de altmış yoksula
bir vesk kuru hurma yedir. Geri
kalanını da sen ailenle beraber
ye!" .buyurmuştu. (Seleme)
sözüne şöyle devam etti: Ben de
kavmime gelip şöyle demiştim:
"Sizin yanınızda darlık ve kötü
görüş buldum. Rasulullah'm (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) yanında ise
genişlik ve güzel görüş buldum.
O bana zekâtınızı (almamı)
emretmiştir!"
10.BÂB—ÜÇ DEFA BOŞANILMIŞ
KADININ MESKEN VE NAFAKA
HAKKININ OLUP OLMAYACAĞI
HAKKINDA
2279. Bize Muhammed b. Yusuf
haber verip (dedi ki), bize
Süfyan, Seleme b. Küheyl'den, O
eş-Şa'bi'den, O da Fâtıma b. Kay
s'tan naklen rivayet etti ki,
kocası kendisini üç defa
boşamıştı da, Hz. Peygamber (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) kendisine ne
nafaka, ne de mesken hakkı
koymuştu. Seleme demiş ki, sonra
ben bunu İbrahim'e bildirdim de,
O şöyle dedi: Ömer ibnu'l-Hattab
(bu Hadisi işittiğinde), "Rabb'imizin
Kitab'ı ile Peygamberinin
Sünnet'ini bir kadının sözüyle
terketmeyiz!" demiş ve (üç defa
boşanümış kadına) mesken ve
nafaka hakkı koymuştu.
2280. Bize Muallâ haber verip
(dedi ki), bize Zekeriyya,
Amir'den rivayet etti (ki, O
şöyle demiş:) Bana Fâtıma b.
Kays rivayet etti ki, kocası
kendisini üç defa boşamıştı da,
Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) kendisine, amcasının
oğlu ibn Ümmü Mektum'un yanında
iddet beklemesini emretmişti.
2281. Bize Muhammed ibnu'1-Alâ'
haber verip (dedi ki), bize Hafs
b. Ğıyas, el-Eş'as'tan, (O)
el-Hakem ve Hammâd'dan, (onlar)
İbrahim'den, (O) el-Esved'den,
(O da) Hz. Ömer'den (naklen)
rivayet etti ki, O şöyle dedi:
"Biz Rabb'imizin Kitab'ı ile
Peygamberi'nin Sünnet"ini bir
kadının sözüyle bırakmayız! Üç
defa boşanmış kadının mesken ve
nafaka hakkı vardır."
2282. Bize Talk b. Ğannâm, Hafz
b. Ğıyâs'tan, (O) el-A'meş'ten.
(O) İbrahim'den, (O) el-Esved'den,
(O da) Hz. Ömer'den onun, (yani
bir önceki haberin) benzerini
haber verdi.
2283. Bize Abdullah b. Muhammed
haber verip dedi ki, bize Hafs,
el-A'meş'ten, (O) İbrahim'den (O
da) el-Esved'den (naklen)
rivayet etti ki, O şöyle dedi:
Ömer (Allah O'ndan razı olsun!)
şöyle demişti: "Biz Allah'ın
dininde bir kadının sözünü
geçerli kılmayız. Üç defa
boşanılmış kadının mesken ve
nafaka hakkı vardır. Ebû
Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki:
"Ben, boşanılmış kadının mesken
ve nafaka hakkı olduğu görüşünde
değilim."
11.BÂB—KOCASI ÖLEN VE BOŞANILAN
GEBE KADININ İDDETİ HAKKINDA
2284. Bize Yezid b. Harun haber
verip (dedi ki), bize Yahya b.
Saîd haber verdi ki, Süleyman b.
Yesâr kendisine haber vermiş ki,
Ebû Seleme O'na haber vermiş ki,
O (yani Ebû Seleme) ve İbn
Abbâs, Ebû Hüreyre'nin yanında
bir araya gelmiş ve erkeğin,
karısı (sağ iken) Ölüp de
(ölümünden) birkaç gece sonra
(karısının) doğum yapması
(meselesini) sözkonusu etmişler
de İbn Abbâs; "(böyle bir
kadının iddetinin bitip yeniden
evlenmesinin) helâl olması,
(gebe kadınla kocası ölmüş
kadının iddet) müddetlerinin
sonuncusunda olur!" demiş. Ebû
Seleme ise; "doğurunca helâl
olmuş demektir" demiş ve böylece
bu konuda aralarında tartışma
yapmışlar. Sonra Ebû Hüreyre,
Ebû Seleme'yi kastederek; "ben
yeğenimle beraberim" demiş.
Bunun üzerine İbn Abbâs'ın
azadlısı Kü-reyb'i, (bu meseleyi
sorması için) Hz. Ümmü Seleme'ye
göndermişler. O da O'na (gidip)
sormuş. Hz. Ümmü Seleme de
bildirmiş ki; Subey'a bintu'l-Hâris'in
kocası ölmüştü de O, onun
(ölümünden) birkaç gece sonra
doğum yapmıştı. (O zaman)
Abduddâroğulları'ndan, Ebu's-Senâbil
künyeli bir adam O'na evlenme
teklifinde bulunmuş ve kendisine
(evlenmesinin) helâl olduğunu
haber vermiş, (Subey'a) da
başkasıyla evlenmek istemişti.
Bu sefer Ebu's-Senâbil O'na;
"(sen ev-lenemezsin), çünkü
senin (evlenmen henüz) helâl
olmadı!" demişti. Bunun üzerine
Subey'a bunu Rasulullah'a (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) bildirmişti de
O, O'na evlenmesini emretmişti.
2285. Bize Muhammed b. Yûsuf
haber verip (dedi ki), bize
Süfyân, Yahya b. Saîd'den, (O)
Süleyman b. Yesâr'dan, (O) Kü-reyb'den,
(O da) Hz. Ümmü Seleme'den
(naklen) rivayet etti ki, O
şöyle dedi: Subey'a bintu'l-Hâris'in
kocası ölmüş, O da kocasının
ölümünden birkaç gün sonra doğum
yapmıştı. O zaman Ra-sulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) O'na
evlenmesini emretmişti.
2286. Bize Bişr b. Ömer ez-Zehrâni
haber verip (dedi ki), bize
Ebu'l-Ahvas rivayet edip (dedi
ki), bize Mansûr, İbrahim'den,
(O) el-Esved'den, (O da) Ebu's-Senâbüıden
(naklen) rivayet ettiki, O şöyle
dedi: Subey'a bintu'l-Hâris,
kocasının ölümünden yirmi küsur
gün sonra doğum yapmıştı. Derken
lohusalığından temizlenince,
(evlenebileceğinin bir belirtisi
olarak) bezenmişti de, bu ayıp
görülmüştü. Bunun üzerine O
durumunu Rasulullah'a (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) bildirmiş, O
da; "(Kocası öldükten sonra
doğum yapan bir kadın, bunu
(yani evlenebileceğinin
belirtisi şeyleri) yaparsa, onun
iddet süresi bitmiştir,
(yapabilir!)" buyurmuştu.
2287. Bize Muhammed b. Yûsuf,
Süfyân'dan, (O) Mansûr'dan, (O)
İbrahim'den, (O da) el-Esved'den
(naklen) haber verdi ki; Subey'a
kocasının ölümünden birkaç gün
sonra doğum yapmış, sonra
(evlenebileceğinin bir belirtisi
olarak) bezenmişti de, Ebu's
Senâbil (Onu) ayıplamıştı. Bunun
üzerine O, durumunu Rasulullah'a
{Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
sormuş -veya bildirmiş-, O da
O'na evlenmesini emretmişti.
12.BÂB—KADININ (ÖLEN) KOCASI
İÇİN YAS TUTMASI HAKKINDA
2288. Bize Muhammed b. Kesir
haber verip (dedi ki); bize
Süleyman b. Kesir, ez-Zühri'den,
O Urve'den, O Hz. Aişe'den, O da
Hz. Peygamber'den (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) (naklen) haber
verdi ki, O şöyle buyurdu:
"Allah'a ve Ahiret Günü'ne
inanan -veya, Allah'a inanan-
bir kadına, kocasından başka hiç
kimse için üç günden fazla yas
tutması helâl olmaz."
2289. Bize Hâşim ibnu'l-Kasım
haber verip (dedi ki), bize
Şu'be, Humayd b. Nâfî'den
rivayet etti ki, O şöyle demiş:
Ben Zeyneb bint Ebî Sel eme'yi,
Hz. Ümmü Habîbe bint Ebî
Süfyân'dan (naklen) anlatırken
işittim ki; O'nun (yani Hz. Ümmü
Habibe'nin) bir kardeşi -veya
bir yakını- ölmüştü de O, (za'ferân)
sarısına yönelik (onu) eline
sürmeye başlamış ve şöyle
demişti: Bunu sadece, Hz.
Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurduğu için
yapıyorum: "Allah'a ve Ahiret
Gününe inanan bir kadına, (hiç
kimse için) üç günden fazla yas
tutması helâl olmaz, kocası için
hariç. Çünkü o (onun için) dört
ay on gün yas tutar!"
2290. Bize Hâşim ibnu'l-Kasım
haber verip (dedi ki), bize
Şu'be, Humeyd b. Nâfi'den haber
verdi ki, O şöyle demiş: Ben
Zeyneb bint Ümmi Seleme'yi,
annesinden veya Hz. Peygamber'in
(Saî-lallahu Aleyhi ve Sellem)
hanımlarından bir kadından
(naklen) onun, (yani bir önceki
Hadisin) benzerini rivayet
ederken işittim.
13.BÂB—KADININ İDDET ESNASINDA
SÜSLENMESİ YASAĞI
2291. Bize Muhammed b. Yûsuf
haber verip (dedi ki), bize
Zaide, Hişâm b. Hassandan, (O)
Hafsa bint Sîrin'den, (O) Ümmü
Atıyye'den, (O da) Hz.
Peygamber'den (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) (naklen) rivayet etti
ki, O şöyle buyurdu: "-Kadın
(hiç kimse için) üç günden fazla
yas tutmaz, kocası için hariç.
Çünkü o, onun için dört ay on
gün yas tutar (ve bu esnada,
Yemen'in kısmen boyalı) asb
(kumaşından yapılmış) elbise
hariç, (süs sayılacak) boyalı
elbise giymez, sürme çekmez ve
güzel koku sürünmez. Yalnız
temizlenmesine yakın, hayzından
gusül yaptığında biraz toparlak
otu (kust-ı arabı) ve tırnak
buhuru (azfâr) (sürünebilir). "
14.BÂB—KOCASI ÖLEN KADININ
(EVİNDEN) DIŞARI ÇIKMASI
2292. Bize Ubeydullah b.
Abdilıtıecid haber verip (dedi
ki), bize Mâlik, Sa'd b. İshak
b. Ka'b b. Ucre'den, (O da)
halası Zeyneb bint Ka'b b.
Ucre'den (naklen) rivayet etti
ki, el-Furey'a bint Mâlik O'na
haber vermiş ki; O,
Rasulullah'tan (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) ailesinin
yanına dönmesi için kendisine
izin vermesini istemiş (ve şöyle
demiş): "Çünkü kocam, kaçmış
olan bazı kölelerinin peşinden
aramaya çıkmıştı. Derken o
onlara kavuşmuş. Ama Kad-dim167
tarafına geldiğinde onlar onu
öldürmüşler!" Bunun üzerine
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem); "(İddet için takdir
edilen) hüküm süresinin (sonuna)
ulaşıncaya kadar evinde kal!"
buyurmuş. (El-Furey'a sözüne
şöyle devam etmiş): Ben de; "O
beni gerçekten ne sahip olduğum
bir evde, ne de bir nafaka ile
bıraktı!" dedim. (Hz. Peygamber
yine); "(İddet için takdir
edilen) hüküm süresinin (sonuna)
ulaşıncaya kadar (evinde) kal!"
buyurmuş. O da (evinde) dört ay
on gün iddet beklemiş. (El-Furey'a)
sözüne şöyle devam etmiş: Sonra
Osman (Halife) olduğunda bana
(birini) gönderip bunu sormuştu,
ben de kendisine bunu
bildirmiştim de O, buna uymuş ve
bununla hüküm vermişti.
2293. Bize Ebû Asım, İbn
Cüreyc'den, (O) Ebu'z-Zübeyr'den,
(O da) Câbir'den (naklen) haber
verdi ki, O şöyle dedi: Teyzem
boş anılmıştı. Derken hurma
ağaçlarının kesim işlerini
yapmayı istemiş de, bir adam
kendisine; "senin dışarı çıkmaya
hakkım yok!" demiş. (Teyzem)
dedi ki, bunun üzerine ben Hz.
Peygamber'e (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) gelip bunu O'na
bildirmiştim, O da şöyle
buyurmuştu: "-Çıkıp hurma
ağaçlarının kesim işlerini yap.
Zira belki sen ta-saddukta
bulunur veya bir iyilik
yaparsın!"
15.BÂB—BİR KÖLE ÎLE EVLİ OLUP DA
ÂZÂD EDİLEN CARİYENİN (KÖLE İLE
EVLİLİĞİ SÜRDÜRÜP SÜRDÜRMEMEDE)
MUHAYYER BIRAKILMASI HAKKINDA
2294. Bize Sehl b, Hammâd haber
verip (dedi ki), bize Şu'be,
el-Hakem'den, (O) İbrahim'den,
(O) el-Esved'den, (O da) Uz.
Aişe'den (naklen) rivayet etti
ki; O, Berire'yi satın almak
istemişti de, O'mın efendileri "velâ"sının
(kendilerinde kalmasını) şart
koşmak istemişlerdi. O da bunu
Rasulullah'a (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) bildirmiş, (Rasulullah)
da; "O'nu satın al! Çünkü "velâ"
ancak âzâd edenin hakkıdır"
buyurmuştu. Bunun üzerine O,
O'nu satın alıp âzâd etmişti.
(Hz. Peygamber) ise O'nu
kocasıyla -ki O, hür biri idi-,
(evliliklerini sürdürüp
sürdürmeme konusunda) muhayyer
bırakmıştı. Ayrıca (Hz. Aişe'den
naklen rivayet edildi) ki, Hz.
Peygamber'e (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) et getirilmişti de O;
"Bu nereden (gelmiş?)"
buyurmuştu. "Berire'ye sadaka
olarak verildi" cevabı verilmiş,
bunun üzerine O; "Bu O'nun için
bir sadaka, bizim için bir
hediyedir!" buyurmuştu.
2295. Bize İsmail b. Halil haber
verip (dedi ki), bize Ali b.
Mushir rivayet edip (dedi ki),
bize Hişâm b. Urve, Ab-durrahman
Ibnu'l-Kasım'dan, (O)
babasından, (O da) Hz. Aişe'den
(naklen) rivayet etti ki, O
şöyle dedi: Hz. Peygamber (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) (bir gün)
yanıma girmişti. Ben de
kendisine bir yiyecek sunmuştum
da O; "Size ait (ocağa) asılmış
bir çömlek görmedim mi?"
buyurmuştu. Ben; "yâ Rasulullah!
Bu, Berire'ye sadaka olarak
verilmiş, O'nun da bize hediye
ettiği ettir! (Siz ise zekât,
sadaka malı yemezsiniz)"
cevabını vermiştim. O zaman (Hz.
Peygamber); "O O'na sadaka, bize
hediyedir!" buyurmuş (ve ondan
alıp yemişti). O'nun (yani
Berire'nin) kocası vardı. Derken
o, âzâd olunca (O'nunla
evliliklerini sürdürüp
sürdürmeme konusunda) muhayyer
bırakılmıştı.
2296. Bize Abdurrahman ibnu'd-Dahhâk,
el-Muğire b. Ab-dirrahman el-Mahzûni'den,
(O) Hişâm b. Urve'den, (O)
Abdurrahman ibnul-Kasım'dan, (O)
babasından, (O da) Hz. Aişe'den
(naklen) haber verdi ki,
Berire'yi Hz. Aişe âzâd
ettiğinde O'nun kocası köle idi.
O zaman Rasulullah (Sallallaku
Aleyhi ve Sellem) O'nu (yani
Berire'yi) onunla (evliliklerini
sürdürmeye) teşvik etmeye
başlamış, O da Rasulullah'a (Sallallahu
Aleyhi ve Settem); "benim ondan
ayrılmaya hakkım yok mu?" demeye
başlamıştı. (Hz. Peygamber
O'na); "Evet, (buna hakkın
var!)" buyurmuş, O da; "Öyleyse
ben muhakkak ki ondan ayrıldım"
demişti.
2297, Bize Amr b. Avn haber
verip (dedi ki), bize Hâlid b.
Abdillah, Hâlid'den -yani el-Hazzâ'dan-,
(O) İkrime'den, (O da) İbn
Abbâs'tan (naklen) haber verdi
ki; Berire'nin kocası, Muğis
isimli bir köle idi. (Şimdi)
sanki ben ona, (Berire'nin)
ardında gözyaşları sakalına
akarak ağlayıp dolaşırken bakar
gibiyim! O zaman Hz. Peygamber
(.Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Abbâs'a; "Ya Abbâs! Muğis'in
Berire'ye sevgisinin
fazlalığına, Berire'nin ise
Muğis'e kızgınlığının
fazlalığına şaşmaz mısın?"
buyurmuş, sonra O'na (yani
Berire'ye); "Ona dönsen! Çünkü o
senin çocuğunun babasıdır!"
buyurmuştu. Bunun üzerine O; "yâ
Râsulullah, (bunu) bana
emrediyor musun?" demiş, (Hz.
Peygamber de); "Ben sadece bir
aracıyım!" buyurmuş, O da; "(o
halde) benim ona hiç ihtiyacım
yok!" demişti.
16.BÂB—ÇOCUĞU ANNESİ İLE BABASI
ARASINDA MUHAYYER BIRAKMA
HAKKINDA
2298. Bize Ebû Asım haber verip
(dedi ki), bize îbn Cüreyc
rivayet edip dedi ki, bana Ziyâd
b. Saîd, Hilâl b. Usâme'den, (O
da) Medine İllerin bir mevlâsı
olan Ebû Meymûne Süleyman'dan
(naklen) haber verdi ki, O şöyle
dedi: Ben Ebû Hü-reyre'nin
yanındaydım. Derken O'na bir
kadın gelip; "muhakkak ki kocam
çocuğumu (benden alıp) götürmek
istiyor!" dedi. Bunun üzerine
Ebû Hüreyre şunu anlattı: Ben (birgün)
Rasulullah'ın (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) yanındaydım. Derken
O'na bir kadın çıkagelmiş ve
şöyle demişti: "Muhakkak ki
kocam çocuğumu -veya "oğlumu"-
götürmek istiyor. Halbuki o bana
faydalı olmaya, bana Ebû İnebe
kuyusundan174 su vermeye
(başlamıştır!)" O zaman
Rasulullah (Sal-lallahu Aleyhi
ve Sellem); "Kur'a çekin!"
buyurmuştu -veya O; "kur'alasın!"
buyurmuştu. (Bunda) şüpheye
düşen Ebû Asvm'dır.-Sonra kocası
gelip; "çocuğum hakkında -veya
"oğlum hakkında"- benimle kim
münâkaşa ediyor?" demiş, bunun
üzerine Rasulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) de; "Ey oğlan,
bu babandır, bu da annen. Haydi
onlardan hangisini dilersen
elini tut!" buyurmuş. -Ebû Asım
(bir rivayetinde); "Haydi
onlardan hangisini dilersen
peşinden git!" demistir.-
(Çocuk) da annesinin elini
tutmuş, (annesi) de onu (alıp)
götürmüştü.
17. BÂB—KADIN KÖLENİN TALÂKI
HAKKINDA
2299. Bize Ebû Asım haber verip
(dedi ki), bize İbn Cüreyc haber
verip (dedi ki), bana Müzahir
-ki O, İbn Eslem'dir-, haber
verdi ki; O, el-Kasım b.
Muhammed'i, Hz. Aişe'den, (O da)
Hz. Peygamber1 den (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) (naklen
rivayet ederken) işitmiş ki, O
şöyle buyurmuş: "Kadın köle için
iki boşama vardır. Onun (iddet
bekleme) süresi de iki
hayızdır!" Ebû Asım dedi ki;
"ben bu (Hadisi) Muzâhir'den
(doğrudan doğruya da) işittim."
18. BÂB—KADIN KÖLENİN GEBE OLUP
OLMADIĞINI ARAŞTIRMAK (İSTİBRAİ)
HAKKINDA
2300. Bize Amr b. Avn haber
verip (dedi ki), bize Şerîk,
Kays b. Vehb'den, (O) Ebu'l-Veddâk'tan,
(O da) Ebû Saîd'den (naklen)
haber verdi ki, O; sözü Hz.
Peygamber'e {Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) nisbet de edip,
Evtâs178 esirleri hakkında şöyle
dedi: "Hiçbir gebe (esir) kadın
ile doğumunu yapıncaya kadar;
hiçbir gebe olmayan (esir) kadın
ile ise bir defa hayız oluncaya
kadar cinsi münâsebet
yapılmayacaktı!"*
* Evtas, Mekke'ye Taif
tarafından 10 km. mesafedeki
Huneyn vadisinin diğer bir ismi
veya bu vadide Hevazîn
kabilesinin kaldığı yerin
ismidir. Hicri 8. yılın Şevval
ayında bu yerde bir savaş olmuş
ve bir çok ganimetle savaş esiri
alınmıştı,
|