COCA-COLA'NIN KANLI DOSYASI ORTAYA ÇIKTI

 

Coca-Cola'nın darbeleri desteklediğini, Naziler'le işbirliği yaptığını ve paralı askerler kullandığını yazan Helen Shooter, cinayetler işleyip ırkçı rejimlerle iş tuttuğunu belirttiği şirketle ilgili ürpertici iddialarda bulundu.

Socialist Workers'da yazan Helen Shooter, Coca-Cola'nın, darbeleri desteklediğini, Naziler'le işbirliği yaptığını ve çocuk emeği sömürüsüne öncülük eden şirket olduğunu ortaya koydu. Kolombiya mahkemesi, Coca-Cola'nın şişeleme şirketinde çalışan bir işçinin öldürülmesi üzerine şirketin yargılanmasına kara verdi.

Coca-Cola hükümetler ve medya tarafından "küresel kapitalizmin başarı öyküsü" olarak alkışlanıyor. Fakat o kaygısız görüntüsünün ardındaki Coca-Cola, işçileri terörize eden vahşi çok uluslu bir şirket. 5 Aralık 1996'da paramiliterler Kolombiya Carepa bölgesindeki Bebidas y Alimientos şişeleme fabrikasında sendika temsilcisi Isidro Segundo Gill'i öldürdüler. Cinayetin ardında dünyanın en ünlü ve kârlı şirketlerinden biri var. Bebidas y Alimientos bir Coca-Cola şişeleme fabrikası. Gerekçe, yüzde 35'lik zam talebi.

"Coca-Cola ölümdür"

İşçiler dört yıl boyunca, sorumlu insanların adalete teslim edilmesi için çabaladılar. Fakat artık Amerikan mahkemesi, Kolombiya'daki Coca-Cola şişeleme şirketlerinin, sendika liderlerini öldürmek için sağcı paramiliterler kiralanması iddiası üzerine yargılanması kararını aldı. Coca-Cola, Bebidas y Alimientos ve Panamerican Beverages (Panamco) adlı iki şişeleme fabrikasının bağımsız şirketler olduğunu söylüyor. Oysa bir bölümüne sahip olduğu Panamco şirketiyle Coca-Cola'nın 60 yıllık bir geçmişi var.

Kolombiya Sinaltrainal'daki Yiyecek ve İçecek İşçileri Sendikası üst düzey yetkililerinden biri "Herkes Coca-Cola'nın paramiliterlerle çalıştığını biliyor" dedi. 1994'te Carepa'da iki sendika üyesi, 1989 ve 2001'de ise başka iki fabrikada iki sendika lideri öldürülmüştü.

Çocuk emeğini sömürüyor

Coca-Cola, 1880 sonlarında kuvvetli bir kokain ve kafein karışımı içeren tıbbi bir içecek olarak Amerika'da çıktı. Amerikan kapitalizminin yükselişiyle, dünya listelerindeki en büyük içecek şirketi unvanına erişti.

Coca-Cola çocuk emeği kullanımıyla ilgili yasaların en son çıktığı ABD eyaleti Georgia Atlanta'da üretime başladı. Coca-Cola'nın ilk patronu Asa Chandler, çocukların fabrikalarda köle gibi çalıştırılmasını savundu. Chandler "Çocuk emeği dünya üzerindeki herhangi bir ülkeye büyük ölçüde başarı getirebilir" dedi. 1969'da yaklaşık altı bin göçmen işçi, Coca-Cola'nın Minute Maid şirketi tarafından koruluklarda çalıştırıldı. Bu işçiler çok düşük ücretlerle tuvaleti dahi olmayan barakalarda yaşadılar.

Cola davası: Kanlı dosya

Coca Cola şirketi, çıkarlarının hükümet tarafından korunması için ABD başkanlarına yardım etti. Bu başkanlar arasında Eisenhower, Kennedy, Johnson, Carter ve Clinton bulunuyor, George Bush'a ise 2001 başkanlık seçimi kampanyaları için bir milyon dolar verdi. Coca-Cola gençliği hedeflemek için güçlü konumunu kullanarak okullara giriyor. Şirket 1998'de Georgia'daki bir lisede Coca-Cola için en iyi pazarlama planına 500 dolarlık ödül koydu. Pepsi tişörtü giyen bir öğrenci ise derhal okuldan çıkarıldı.

Kolombiya'daki Sintraemcali Sendikası Başkanı Luis Hernandez "Coca-Cola davası çokuluslu şirketler ve hükümetin gerçek yüzünün "kanlı siyaset" olduğunu gösteriyor" diyor.

Paralı askerlerle cinayetler işliyor

1970'lerde Guatemala'da ölüm birlikleri Coca-Cola çalışanları arasındaki sendika üyelerine işkence yapmak ve işçileri öldürmekle görevlendirildi. Sendika temsilcisi olan Israel Marquez şimdiye kadar üç kez bu teşebbüslerden kurtulmayı başardı. Marquez "Guatemala'da cinayet Coca-Cola olarak adlandırılır" diyor. 1980'lerde Coca-Cola'yı, sendika liderlerini öldürmek için sağcı ölüm birliklerini kullanan Guatemala'daki bir fabrikayla anlaşmasını bozmaya zorlamak için protestolar yapıldı. Güney Afrika'daki protestocular, Coca-Cola'nın işçileri için HIV/AIDS ilaç tedavisi fonu ayırmayı reddetmesi üzerine şirketi "Coca-Cola işçileri ölüme terkediyor" sloganlarıyla hedef aldı. 22 Temmuz'da Coca-Cola'yı boykot eden uluslararası bir kampanya başlatıldı. Porto Alegra'daki Dünya Sosyal Forumu da Coca-Cola'ya karşı açılan uluslararası kampanyayı destekledi.

Afrikalılar ve savaş esirleri çalıştırıldı

1970'lerde Güney Afrika'daki ruhsatlı bir Coca-Cola şirketi hükümet tarafından uygulanan "Apartheid" döneminde siyah işçileri çalıştırdı ve bu işçilere günlük yalnızca 25 sent ödedi. Coca-Cola imparatorluğunu kurarken Amerikan desteğine güvendi. Amerika birliklerini İkinci Dünya Savaşı'na gönderirken pazarını genişletme amacında olan Coca-Cola da refakatçi olarak temsilcilerini gönderdi. Kola satıcıları Amerikan ordusunda askeri rütbeleri ve üniformaları olan "teknik araştırmacılar"a dönüştüler. Japon ve Alman savaş esirleri Coca-Cola fabrikalarında çalıştırıldı. Aynı zamanda bu "vatansever" şirket Nazi Almanyası'nda da işletmeler kurdu. Nazi gamalı haçı Coca-Cola logosuyla yan yana duruyordu. 1939 Nisanı sonlarında Coca-Cola Almanya patronu Max Keith işletmenin ülkedeki 10. yıldönümünü kutladı. Keith "Liderimize olan derin hayranlığımız anmak için" diyerek Hitler için toplu bir selamlama emri verdi. Coca-Cola, kâr artmaya devam ettiği sürece dünyadaki baskıcı rejimlerle çalışmaktan memnundu. Coca-Cola'nın Guatemala'daki şişeleme şirketi"United Fruit" 1954'te ordunun demokratik hükümeti devirmesine yardım etti. “3-8-2003.Yeni Şafak